19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK 2013 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada (gazeteciler) Uğur Mumcu’nun, Ahmet Taner Kışlalı’nın, Musa Anter’in, Necip Hablemitoğlu’nun, Çetin Emeç’in, Metin Göktepe’nin Turan Dursun’nun, Sayısız faili meçhul cinayetlerin kurbanlarının... ...katilleri hâlâ aranıyor. (Katillerin nerede bulunacaklarını bilenlerin insanlık namına devlete haber vermeleri rica olunur!) ??? Sultanlar: Ertuğrul Bey’den, Osman Bey, Murat Bey, Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet, 2. Murat, Fatih Sultan Mehmet, 2. Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Sultan 2. Selim, Sultan 3. Murat, Sultan 3. Mehmet, Sultan 1. Ahmet, Sultan 1. Mustafa, Sultan 2. Osman, Sultan 4. Mehmet, Sultan 2. Süleyman, Sultan 2. Ahmet, Sultan 2. Mustafa, Sultan 3. Ahmet, Sultan 1. Mahmut, Sultan 3. Osman, Sultan 3. Mustafa, Sultan 1. Abdülhamit, Sultan 3. Selim, 4. Mustafa, 2. Mahmut, Abdülmecit, Abdülaziz, 5. Murat, 2. Abdülhamit, 5. Mehmet Reşat… 35 padişah. 36’ncı: 6. Vahiddettin ve sürgitleri... ??? ... Osmanlı Cumhuriyeti’nde: 1. Sultan 1. Recep Tayip Erdoğan, tahta oturma tarihi, (14 Mart 2003) 2. Sultan 2. Recep Tayip Erdoğan, padişahlığın devamı, (2 Ağustos 2007) ??? Abdülhamit’in bir oğlu dünyaya gelir. Adını Ertuğrul koyarlar. Haberi işiten Şair Eşref uzun bir eyvah çekerek elini dizine vurur: “Biz bitirdik, sonuna geldik diye sevinirken baştan mı başlıyor?” ??? Tarihçenin özeti: 1923’te Osmanlı ve padişahlık sona erdi diye sevinirken... ...2003’te yeni baştan başladı. Oy yüzdeleri değişmedikçe dizimize ne kadar vursak nafile! HABERLER CHP’li Türmen, Balyoz davasının gerekçeli kararını değerlendirdi: Deliller saklandı ? Türmen, ‘’Daha önceden kararlar verilmiş, ‘Biz şimdi hukuk kılıfına nasıl uyduracağız...’ Bunun arayışı içinde bir anlayış var’’ dedi. İLHAN TAŞCI GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ? Baştarafı 1. Sayfada önünde sonunda umut olur. Çünkü umut, korkudan güçlüdür. Umut ışıksa, korku karanlıktır. Korku ne kadar derin, ne kadar karanlık olursa olsun, küçücük bir ışık bile onu dağıtmaya başlar. Korku ile umut yan yana olsa bile, barışık değildir. Umut ışığı usul usul güçlenmeye başladı mı, korkuyu korku kaplar. Artık o yok olma sürecine girmiş demektir. Bu noktada asıl olan umuttur. 2012 Türkiye’de toplumun uyandığı, bu uyanışla birlikte umudun da arttığı bir yıl oldu. 2013, korkunun gerilediği, umudun karşısında eridiği yıl olacak. ??? Bir süredir korku ve umuda ilişkin ayrıca okumalar yapıyorum. Toplumları derinden etkileyen iki his, onların gelecekleri bakımından da çok önemli. Aylık yazın, sanat, kültür dergisi Kar’ın 40. sayısının dosya konusu korku idi. 7 yazar konuyu değişik açılardan ele almış. Onları okuyunca iki hissi karşı karşıya getirmenin daha da güncel hale geldiğini gördüm. Korku ilk bakışta büyük bir karabasan gibi görünse de en zavallı durumlardan biri. İnsanlar zalimlerden korkar. Bu son derece insani bir durumdur. Ama zalimler korktuklarından daha korkaktırlar. Zalim, yaptıklarının insanları korkuttuğunu fark edince iktidarını sürdürmek için daha fazla güç kullanmaya başlar. Zamanla zalim, korkutmak için değil, korktuğu için güç kullanır. Toplumsal kesimlerin korkusu ise daha fazla boyutlar içerir. İnsanlar korkmaya başlayınca artık her şeyi korku unsuru olarak görürler. Korkunun gözleri çoktur. Her yerden bakar insana. O aşamadan sonra, korkan insan da her şeyden korku üretir. Korkmak insanidir. İnsani olmayan korkunun esiri olmaktır. Çünkü bu noktadan sonra korku, vazgeçmektir. Mücadeleden, üretmekten, hakkını aramaktan, onurunu korumaktan vazgeçmektir. Korku, ruhun kanseridir. Esiri düştün mü, her yerini, moral değerlerinden başlamak üzere tüm benliğini kemirir. O nedenle maliyeti de çok yüksektir. Bütün bunlara karşın, umut korkudan daha güçlüdür. Söz konusu umut olunca bir, binden büyüktür. On kişi korkuyla birbirine tutunursa kocaman bir sıfır oluşturur. On kişi umutla yan yana gelirse ne olur? Bu satırları okuyanlar lütfen on tane bir rakamını yan yana yazsın... Belki yanında kâğıt kalem olmayan vardır, işte yazıyorum: 1.111.111.111... Yani, bir milyar yüz on bir milyon küsur... Küsur bile, on kişilik sıfırdan kaç kat büyük... On umudun yarattığı bu rakamın gücünü bilen Anadolu insanı şu sözü üretmiştir: Umutsuzluk yalnızlıktan doğar! Umudunu yeşerten insanlar, yalnızlıklarını yendikleri gün güçlerinin de ayırdında olacaklardır. ??? Yukarıda birbiriyle yarıştırdığımız korku ve umut 2013 yılının iki belirleyici unsuru olacak. Ben tarafımı belirledim. Umuttan yanayım. 1 Mayıs’ta, 19 Mayıs’ta, 9 Eylül’de, 29 Ekim’de, 10 Kasım’da, 13 Aralık’ta, 23 Aralık’ta bir araya gelenler umudun rakamlarını yazdılar. 2012, 2013’e böylesine büyük bir umut devretti. 2013, bu umudun daha da büyüdüğü yıl olacak. Her bilinçli insan kendisiyle başbaşa kalıp şu kararı verecek: Korkunun esiri mi olmalı, umudun sahibi mi? ‘YARGI İKTİDARIN HİZMETİNDE’ Türmen, hâkimlerin yaptıkları her yargılamada yargılandıklarına dikkat çekerken, “Yargının görevi gerçeği ortaya çıkartmaktır, iktidara hizmet etmek değildir. Balyoz davası bu bakımdan Türk adaleti üzerine çok büyük bir lekedir, gölgedir. Daha önceden kararlar verilmiş, ‘Biz şimdi hukuk kılıfına nasıl uyduracağız...’ Bunun arayışı içinde bir anlayış var. Siyayi davalar aslında budur” yorumunu yaptı. Türmen, bu kararla gerçeği bilerek saptırdığını vurguladı. ANKARA Eski AİHM yargıcı, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, Balyoz davasının gerekçeli kararını “Mahkeme gerçeği bilerek saptırıyor, kasıtlı olarak delillerin üzerini örtüyor ve saklıyor. Mahkeme delillerin tartışılmasından kaçtı” sözleriyle değerlendirdi. Türmen, “Yargıçlar da her girdikleri duruşma sırasında yargılanırlar. Balyoz’da hâkimlerin kendileri de yargılanmış ve mahkum olmuşlardır” yorumunu yaptı. Türmen, Balyoz davasının gerekçeli kararına ilişkin sorularımızı yanıtladı. Gerekçeli kararda iki sorunun ortaya çıktığını belirten Türmen, bunlardan ilkini şöyle anlattı: “Birincisi, suçun unsurları oluşmamış. Yani teşebbüs suçunun oluşması için ceza hukuku açısından icrai hareketlerin bulunması gerekir. Örneğin bir banka soygunu düşüncesi ve buna dayalı kroki çizimleri teşebbüs için yeterli değildir. Bu yalnızca plan, düşünce aşamasında kalmış demektir. İşin enteresan tarafı, mahkeme de kararında bunu kabul ediyor. Böyle bir ceza hukuku anlayışı garip.” mişse teşebbüs suçundan ceza verilemez” değerlendirmesini yaptı. Türmen, gerekçeli karardaki ikinci sorunun ise delillerin değerlendirilmesi aşamasında yaşandığını vurguladı. AİHM’nin “Savunmanın kendisi aleyhine ileri sürülen delillerin gerçek olup olmadığını, güvenilir olup olmadığını test imkânına sahip olmalıdır” kriterini aradığını vurgulayan Türmen, “Çünkü deliller hukuka uygun değilse, sahteyse, o zaman bütün yargılama adil olmaktan çıkar” dedi. sahte olduğunu gösteren raporları var. Ama mahkeme bunca raporun doğruluğunu ya da yanlışlığını inceletmedi. Mahkeme delillerden, delillerin incelemesinden kaçmıştır.” İki yanlış bir doğru etmez Gölcük’te bulunan belgelerin sahte olduğuna dair raporların olduğunu kaydeden Türmen, “İki sahte belge varsa bir gerçek belge yapar gibi bir mantık olamaz. Mahkeme böyle bir mantıkla hareket ediyor. Varsayalım ki darbe yapılacaktı, vazgeçildi. O halde 2003 tarihli belgelerde neden 2007’de güncelleme yapılmış? Çetin Doğan ameliyat olduğu için darbe yapılmadığı söyleniyor. Ameliyat, darbe yapmasına neden engel olsun? Hastaneden çıkınca niye vazgeçsin, maksadı buysa çıktıktan sonra da yapabilirdi” dedi. Mahkeme delillerden kaçtı Delillerin değerlendirilmesi aşamasının mahkemece atlanmasını eleştiren Türmen, şu değerlendirmeyi yaptı: “Delillerin sahte olduğunu gösteren bilirkişi raporları mahkemece dikkate alınmamıştır. Sanık avukatlarının, delillerin AİHM kriterine aykırı Türk Ceza Yasası’nda “gönüllü vazgeçme” maddesine işaret eden Türmen, “Fiiller devam etmemişse, vazgeçil Vardiya Bizde Platformu Balyoz davasındaki hukuksuzluklara dikkat çekti ‘Sahte belgeli adalet’ Haber Merkezi Vardiya Bizde Platformu, İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaptığı eylemlerle Balyoz davasındaki hukuksuzluklara dikkat çekti. İSTANBUL Beşiktaş’taki Atatürk heykeli önünde yapılan eyleme CHP milletvekilleri Melda Onur ve Kadir Gökmen Öğüt ile Balyoz ve Ergenekon davası avukatları Ali Rıza Dizdar, Hüseyin Ersöz, İrem Çiçek, Kemal Saraçoğlu, Selim Yavuz ve Mert Yavuz da destek verdi. Eylemde 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararı “gerekçesiz karar” olarak nitelendi. Sağanak yağışa karşın geniş katılımlı bir eylem gerçekleşti. Erdoğan hakkında WikiLeaks belgelerindeki “İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabının olduğu, bazı özelleştirmelerden çıkar sağladığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki 7 ayrı yolsuzluk davasının kapatıldığı, haksız mal edindiği” şeklindeki iddialarla ilgili, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, belgelerin dijital olması nedeniyle soruşturma ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararına Vardiya Bizde üyeleri, “Başbakan dijital verilerden yargılanamıyor, bizim yakınlarımız 1820 yıl ceza alıyor” şeklinde tepki gösterdi. CHP milletvekili Melda Onur, Balyoz davasının “Bir yargılama nasıl yapılamaz” şeklinde tez konusu olabileceğini ifade ederek “İnsan hakları saAnkara, istanbul ve İzmir’de gerçekleştirilen eylemlerde, içi boş delillerle tüm hakların ihlal edildiğine vurgu yapıldı. (FOTOĞRAFLAR: NECATİ SAVAŞ, OZAN YAYMAN) Şahin’e göre genel kültürmüş! ? ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın soru önergesini yanıtlayan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Polis Akademisi Başkanı Remzi Fındıklı’nın “15’inde kız ya erde ya yerde olmalıdır. Erkeğin göbeklisi, kadının da bebeklisi makbuldür” gibi ifadeler içeren kitabının “genel kültür” kitabı olduğunu savundu. CHP’li Oran ise “Şahin’in yanıtını özellikle kadın yurttaşlarımızın ilgisine ve bilgisine sunuyorum” dedi. ‘Sevişmek ibadettir’ ? Haber Merkezi Ünlü ilahiyatçı Ali Rıza Demircan, katıldığı televizyon programında, “Sevişmekle ibadet etmek aynı şey. Hatta namaz kılmakla da aynı şey” diye konuştu. İslamda cinselliğin kutsal olduğunu belirten Demircan, “Eşlerimizle girilen ilişki, ahiret hayatı için bir yatırımdır” dedi. Eşini baltayla öldürdü ? BERLİN (AA) BadenWürttemberg eyaletinin Bad Krozingen kentinde adı açıklanmayan 32 yaşındaki bir Türk, ayrı yaşadığı eşini baltayla öldürdü, yanında bulunan erkeği yaraladı. Evi de ateşe veren zanlı saklandığı yerde yakalandı. Zanlının yüzünde ve ellerinde yanıklar olduğu belirtildi. Soba faciası ana ve oğlunu aldı ? MERSİN (AA) Mersin’de kömür sobasından sızan korbonmonoksit gazından zehirlenen bakıcılık yapan Cemile Kıratlı (29) ile oğlu Abdurrahman Mert Kıratlı (10) yaşamını yitirdi. Cemile Kıratlı’nın baktığı 4 yaşındaki Yusuf Karaman ise hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Küçük çocuğun hayati tehlikesi olduğu bildirildi. vunucularının biraz da dikkatlerini bu davaya vermelerini istiyoruz. 2013’te bunu Meclis gündemine taşımak boynumuzun borcudur” dedi. İZMİR Balyoz davasında hüküm alan subayların yakınları tarafından oluşturulan “Vardiya Bizde Platformu” üyeleri İzmir meydanlarındaki yedinci haftalarında, yine adalet çağrısı yaptılar. İzmir’de, Kıbrıs Şehitleri Caddesi girişinde buluşan platform üyeleri, “Sahte delillerle adalet sağlanmaz” yazılı pankart açtılar. Buluşmada yer alan CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, TSK’yi itibarsızlaştırma sürecinin 10 yıl önce başladığını söyleyerek “Olmayan delillerle mahkeme süreci başlattılar. Bu dava, TSK’ye karşı açılmadı. Askerlerimizin şahsında cumhuriyet değerlerine karşı açılmış bir dava söz konusu” dedi. Halen tutuklu bulunan emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş’ın eşi Binnur Karataş, eşinin üzerine atılı suçun hiçbir dayanağı olmadığını söyleyerek “Suçun işlendiği öne sürülen tarih aralığında biz ABD’deydik. Adalet istiyoruz” dedi. ANKARA Balyoz davası hükümlü ailelerinin Sakarya Caddesi’nde her cumartesi günü gerçekleştirdikleri “Sessiz Çığlık” eylemleri, mahkemenin gerekçeli kararının yayımlanmasının ardından da sürdü. Eyleme CHP’li milletvekilleri Mahmut Tanal, Dilek Akagün Yılmaz, Birgül Ayman Güler, Muharrem Işık, Nurettin Demir de destek verdi. Tanal yaptığı açıklamada, “Balyoz davası delilden sanığa değil sanıktan delile gidilen suni bir davadır. Terör örgütlerinin elebaşları ile Genelkurmay Başkanı aynı kefeye konulmaktadır” diye konuştu. ERGENEKON SANIĞI TOLON: Adil bir karar beklemiyorum İstanbul Haber Servisi “Ergenekon” davası sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, somut hiçbir delil bulunmamasına rağmen ikinci tutukluluğunun da birinci yılını tamamladığını söyleyerek “Yargılandığım mahkemeden adil bir kararın çıkmasını beklemiyorum” ifadesini kullandı. Tolon, yaptığı yazılı açıklamada, dün, kamuoyunda sözde “Ergenekon terör örgütü” olarak bilinen davada, daha önce 7 ay tutuklu kalıp serbest bırakıldıktan sonra, mahkemece ikinci kez tutuklanışının yıldönümü olduğunu kaydetti. Tolon, 1 Temmuz 2008’de gözaltına alınıp 6 Temmuz’da tutuklandığını ve 7 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiğini anlatarak, tutuksuz devam eden 2.5 yıllık yargılama sürecinde, adli kontrol tedbirine hiçbir riayetsizliğinin de söz konusu olmadığını aktardı. Aradan 3.5 yıl geçtikten sonra mahkeme huzurunda kendisini ifade etme olanağına kavuştuğunu belirten Tolon, avukatlarıyla yaptıkları savunmada, “iddia makamının tüm ithamlarının asılsız olduğunun tereddüde mahal bırakmayacak şekilde kanıtlandığı” görüşünü dile getirdi. Tolon, mahkemenin, düzmece deliller ve etkin pişmanlıktan istifade etmek isteyen gizli tanıklarla sanal bir terör örgütü yaratma çabasında olduğunu belirtti. Ergenekon davasındaki uzun tutukluluk süresi Kadıköy’de protesto edildi Mazot çetesine 11 tutuklama ? AYDIN (AA) Polisin düzenlediği operasyonda, ucuz mazot dolandırıcılığı yapıp haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla gözaltına alınan 16 kişiden 11’i tutuklandı. Tutuklananlar arasında suç örgütünün lideri olduğu öne sürülen ünlü turizm şirketinin kadın sahibi B.G. de bulunuyor. ‘Özgürlük istiyoruz’ ŞULE KÖKTÜRK Akit’e ses bombası ? İstanbul Haber Servisi Bağcılar’da bulunan Akit gazetesinin matbaasına önceki gün saat 22.00’da ses bombası atıldı. Bahçeye düşen bomba büyük bir gürültüyle patladı. Patlama sonrası matbaada ufak çapta maddi hasar meydana geldi. Ergenekon davasındaki uzun haksız tutukluluklara dikkat çekmek isteyen sivil toplum örgütleri, Kadıköy İskele Meydanı’nda protesto gösterisi yaptı. Gösteride, Ergenekon, Balyoz ve Odatv davalarında yargılananlar hakkında beraat kararı verilmesi istendi. Cumhuriyet Kadınları Derneği, Onuncu Köy Derneği, Eğitim İş 2 No’lu Şube, Türkiye Gençlik Birliği, İşçi Partisi, Vardiya Bizde Platformu ile çeşitli parti ve sivil toplum örgütleri üyelerinden oluşan Cum huriyet Platformu üyeleri dün yoğun yağışa karşın İskele Meydanı’nda toplandı. CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, gazeteci Tuncay Özkan’ın da aralarında olduğu çok sayıda Ergenekon ve Balyoz davası tutuklu sanığının fotoğraflarını meydandaki Atatürk anıtı merdivenlerine koyan Cumhuriyet Platformu üyeleri, “Yurtseverler çıkacak hesap soracak”, “Kahrolsun AKP diktatörlüğü” sloganları attı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle