19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR FAZIL SAY’A DESTEK OLMAK SUÇ OLUŞTURUR MU? 15 ‘Biz, şüpheli şahıslar...’ “Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi olarak, değerli besteci ve piyanistimiz Fazıl Say’ın mahkemeye sevk edilmesini dehşetle karşılıyor, kuvvetle kınıyoruz. Dünya kamuoyu Türkiye’deki faşist gelişmeler karşısında alarma geçmiş durumdadır.” Bu iki cümle yüzünden “şüpheli şahıslar” olduk, sayın okurlar! Geçen yıldı. Fazıl Say, mahkemeye sevk edilince PEN Türkiye Yönetim Kurulu olarak, Fazıl Say’ın yanında olduğumuzu belirtmek için yukarındaki iki tümceyi yayımlamıştık. Bu açıklamamız hem PEN sitesinde hem de çeşitli gazetelerde yer almıştı. 2012 Haziranı’ndaydı. Fazıl Say’dan davacı olanlardan biri, (adını açıklamak içimden gelmiyor!) bizim bu iki cümlemiz nedeniyle hakkımızda TC Başbakanlık İletişim Merkezi’ne şikâyette bulunmuş. Onlar da, bırakın böyle şeylerle uğraşmayı diyecek yerde, adeta emir saymışlar, şikâyeti derhal savcılığa yönlendirmişler. Şikâyet nedeni, “Devletin manevi şahsiyetini aşağılamak ve adli mercileri etkilemek”... Kemal’in kurucu başkanlığında hayata yeniden dönmüştü. Şu ironiye bakın ki “darbelerle hesaplaşıyoruz” denilen bir dönemdeyiz. Ve Fazıl Say’a destek olduk diye, devletin manevi şahsiyetini aşağıladık diye ifade vermeye gidiyoruz. Hayır aşağılamadık, sadece eleştiri hakkımızı kullandık, düşüncemizi, tepkimizi belirttik. Daha çok kısa bir süre önce Uluslararası PEN, kalabalık yönetici kadrosuyla Türkiye’deki düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda duyulan kaygılar nedeniyle Türkiye’deydi, Cumhurbaşkanı’yla görüşüyordu. Şikâyetçi, acaba Fazıl Say’a mı yoksa “faşist gelişmeler” lafımıza mı daha takıntılı acaba? İçimizden Sabri hem yazar hem avukat. Şöyle diyor: “Bu devlet faşist ise, zaten bu aşamada ciddi bir faşizm sorunu ile karşı karşıya kalınmış demektir. Faşist denen devlet faşist değilse, demek ki buna ilişkin emareler vardır. Bu eleştirinin anlamı, devletin faşist olmaması yönünde bir uyarıdır. Bu uyarıdan demokratik devletler alınmaz... ” Doğru söze ne denir! Hele hele bizimki gibi “ileri demokrasi”ler hiç alınmaz! Haksızlığa karşı tepki göstermek hakkımızı kullandık. Bakalım sonuçta dava mı açılacak yoksa takipsizlik kararı mı verilecek... Hep birlikte göreceğiz... Ülkemiz bir kez daha sınavda... Gerçek Bir Epik: ‘Zalim Mahmut’ İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun 2012 Şubatı’ndan bu yana sergilediği “Zalim Mahmut” adlı oyunun yazarı ve yönetmeni Salih Dündar Müftüoğlu, oyun için hazırlanan kitapçığın başındaki “Kendi Kıssasından Hisse Çıkarmak...” başlıklı yazısının girişinde, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Levent Korkut’un “Örgütlü olmayan toplumdan korkmak gerekir. Örgütlü toplum sağlıklı, akıllı ve paylaşımcı olur. Bir toplum ne kadar örgütlüyse, o kadar demokratik olur...” önermesine yer verdikten sonra, şöyle devam etmiş: “Bu düşünceyi, bu önermeyi, tiyatro sanatının estetik olanakları içinde herkesi ama özellikle ve öncelikle ‘13 yaşından büyük gençleri’ ilgilendirecek yalın bir öyküyle ve eğlenceli, keyifli bir reji tasarımıyla, sakin bir söyleyişle sahneye taşımak; sanatımızın diliyle paylaşmak istedik... Bir toplumu oluşturan bireyler (ya da bireyliklerini sahiplenememişler oyunumuzdaki gibi!); temelsiz, gereksiz, geçersiz çekişmelerle, sürtüşmelerle, kavgalarla didişirken, birbiriyle ‘tepişirken!’ toplumsal alanın nasıl boş bırakıldığını ve boş bırakıldığında nasıl, kimler tarafından doldurulabileceğini varsaymaya çalıştık. Bu boş bırakılanalan, demokratik olmayan, yasadışı birtakım yapılanmalarla/örgütlenmelerle doldurulduktan sonra, o gerçekliği değiştirmek daha da güçleşiyor...” Salih Dündar Müftüoğlu’nun yukarıda alıntılanan satırları, kısa bir giriş yazısı olmanın çok ötesinde, epik tiyatronun olmazsa olmaz koşullarının hemen tümünü, üstelik de son derece anlaşılır bir dille, bu toplumun kültür diliyle sergiliyor. Örneğin “tiyatro alanının estetik olanakları içinde” dediği anda, hemen Brecht’in ünlü önermesine atıfta bulunulmuş oluyor: “Tiyatroda ve tiyatro aracılığı ile politik mesaj verilecek ise eğer, ortada her şeyden önce tiyatro estetiğinin kurallarına uygun bir tiyatro oyunu bulunmalıdır...” Yani: Tek başına politik bir mesaj, “tiyatroolmayan”ı tiyatro kılmaya yetmez. Müftüoğlu’nun oyun metni ve rejisi, bu önermenin hakkını tam bütünüyle veriyor. Ortada oyunculuklarla, şarkılarla, danslarla örülmüş, sahneden salona ders verme tavrından bütünüyle uzak ve seyirciye istekli ise eğer seyrettiklerini kendi zihinsel süreçlerinden geçirerek eleştirel düşünebilmenin hazzını tattıran, dolayısıyla da seyirciyi bu anlamda tam olarak “eğlendirebilen” bir tiyatro eseri var; ve bu eser, her yönüyle epik tiyatronun çok yetkin düzeydeki bir örneği. “Zalim Mahmut” oyununda boş bırakılan “toplumsal alan”, bir köy; bu boş bırakma ve kendi örgütlenmesini gerçekleştirecek bilince erişememe hali yüzünden söz konusu alan, Mahmut ve ceplerini doldurmaktan başka bir şey düşünmeyen arkadaşları tarafından “sahipleniliyor” hem de “her şeyin köyün yararı için yapıldığı” yalanıyla! Böyle yasadışı bir örgütlenme, oluşan gerçekliği değiştirmeyi elbette güçleştiriyor ama olanaksız da kılmıyor! “Zalim Mahmut”a emeği geçen herkesi içtenlikle kutluyorum. Not: “Zalim Mahmut”, İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun Cevahir 3 sahnesinde 1520 Ocak tarihleri arasında izlenebilir. Sevgili okurlar, bu yazıyı acele yazıyorum... Çünkü biraz sonra (perşembe öğleden sonra) PEN Yönetim Kurulu olarak biz, “şüpheli şahıslar”, Tülin Dursun, Halil İbrahim Özcan, Mario Levi, Sabri Kuşkonmaz, Ahmet Erözenci, PEN iletişim ağından sorumlu Nihat Ateş ve ben, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na ifade vermeye gidiyoruz. Başkan Tarık Günersel, çiçeği burnunda dede olmanın sevinciyle ABD’de kızının yanında olduğundan ifadesini yazılı yolluyor. Hakkımızda dava açılıp açılmayacağını nasılsa haberlerden öğrenirsiniz, ben ifade vermeye giderken aklımdan ve yüreğimden geçenleri sıralıyorum: Eleştiri hakkıma saygı Ülkemde hangi yazar, hangi üyemiz, düşünce ve ifadeleri nedeniyle baskıya, sansüre, şiddete uğrasa PEN olarak, onun haklarını savunmayı görev biliyoruz. PEN Türkiye 1950’de Halide Edip Adıvar’ın başkanlığında kurulduğundan beri bu böyle. 12 Eylül’de faşist darbe kapatmıştı PEN Türkiye’yi. 1989’da Yaşar NÂZIM HİKMET, 111. DOĞUM VE 50. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ‘USTALARA SAYGI’ ETKİNLİĞİNDE ANILACAK ‘Mavi Gözlü Dev’e saygı... Kültür Servisi Nâzım Hikmet, 111. doğum ve 50. ölüm yıldönümünde “Ustalara Saygı” etkinliğinde anılacak. Beşiktaş Belediyesi tarafından sekiz sezondur düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantıları, 14 Ocak Pazartesi akşamı Nâzım Hikmet için düzenlenecek. Faruk Şüyün tarafından hazırlanan gece saat 20.00’de Akatlar Kültür Merkezi’nde izlenebilecek. Tuna Egemen’in sunacağı gece Ataol Behramoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayacak. Toplantıda, Haluk Oral, Hıfzı Topuz, Turgay Fişekçi ve yayıncı Raşit Çavaş birer konuşma yapacak. Melih Güneş’in hazırladığı “Bir Yitik Miras: Nâzım Hikmet” belgeselinden bölümlerin izlenebileceği etkinlikte, ustanın şiirlerini Ayşe Lebriz Berkem, Cem Baza ve Özlem Ünaldı bir dinleti eşliğinde okuyacak. “Ustalara Saygı” toplantıları, 21 Ocak’ta düzenlenecek Gülriz Sururi gecesiyle devam edecek. 85. OSCAR ADAYLARI AÇIKLANDI ‘Aşk’ Oscar’ın da gözdesi Kültür Servisi Bu yıl 85.’si düzenlenen Oscar Ödülleri’nin adayları, dün belli oldu. Seth MacFarlane ve Emma Stone’un yaptığı açıklamada, ‘Aşk’ Steven Spielberg’ün yönettiği “Lincoln” 12, Ang Lee’nin yönettiği “Pi’nin Yaşamı” ise 11 dalda aday gösterildi. Michael Haneke’nin yönettiği “Aşk” ise yalnızca “En İyi Yabancı Film” dalında değil, “En İyi Film” dalında da Oscar’a aday. Sinema dünyasının en prestijli ödülleri Oscar’da, “En İyi Film” adayları arasında “Lincoln”, “Silver Lininings Play Book”, “Zero Dark Thirty”, “Les Misrab les”, “Pi’nin Yaşamı”, “Aşk”, “Django Unchaines”, “Argo”. “En İyi Yönetmen”, adayları arasında “Pi’nin Yaşamı” ile Ang Lee, “Lincoln” ile Steven Spielberg, “Aşk” ile Michael Haneke, “Beasts of the Southern Wild” ile Benh Zeitlin ve “Silver Linings Playbook” ile David O. Russell yer alıyor. Oscar’ın “En İyi Erkek Oyuncu” adayları arasında, Daniel DayLewis, Denzel Washington, Hugh Jackman, Bradley Cooper ve Joaquin Phoenix bulunuyor. “En İyi Kadın Oyuncu” adaylığı içinse, Naomi Watts, Jessica Chastain, Jennifer Lawrance, Emmanuelle Riva, Quvenzhané Wallis yarışacak. 85. Oscar Ödülleri, 24 Şubat’ta sahiplerini bulacak. ‘Yeni Seyir Halleriyle Yerli Metinler’ ? Kültür Servisi Alternatif Tiyatro Mekânları Ortak Girişimi 1220 Ocak tarihlerinde “Yeni Seyir Halleriyle Yerli Metinler” haftası düzenleyecek. 1219 Ocak tarihleri arasında her mekânda bir oyunun izlenmesinin ardından 20 Ocak’ta oyunların yazar veya yönetmenlerinin katılacağı bir söyleşi düzenlenecek. Sevinç Erbulak’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek söyleşinin konuşmacıları ise Berfin Zenderlioğlu, Cüneyt Yalaz, Özer Arslan, Sami Berat Marçalı, Selma Köksal Çekiç, Ufuk Tan Altunkaya ve Yiğit Sertdemir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle