15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLÜL 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yaşar Doğu Samsun Kız Yetiştirme Yurdu’nda yeterli yatak olmadığı için çocukların yerde yattığı öne sürüldü 7 SHÇEK yurdunda skandal CEMİL CİĞERİM RTE ve Kongre Bugün Ankara’daki AKP Kongresi’nin önemini vurgulamak gereksiz. Başbakan 34 gündür televizyon programlarında pek çoğu kendi seçkin gazetecilerinin sorularını yanıtlıyor. Bugüne kadar ancak seçim dönemlerinde rastlayabileceğimiz bir halkla ilişkiler hazırlığı ile bu programlara çıktığını görüyoruz (propaganda, şirin gözükme, giyimkuşammakyaj, görünüm, konuşma biçimi, gülme, rahatlık, sinirli görünmeme gibi...). Neden diye sormayın... Bu, önümüzdeki en az iki, en çok üç yıllık bir kısa gelecek tasarımının ilk adımı, ilk halktan beklenti girişimiydi... Başbakan cumhurbaşkanlığına hazırlanıyor, bu bir. Başbakan, sanki başkanlıkyarı başkanlık sistemi kurulmuş da bu sistemin Çankaya’ya çıkacak ilk sahibi gibi davranıyor, bu iki. Üçüncüsü, Başbakan, Çankaya’dan Başbakanlığı (hükümeti) yönetebileceği bir parti tasarımını gerçekleştiriyor... Başbakan, tüzüğe dayanarak, aslında partinin önde gelenlerinin hepsini (mesela Arınç gibi) bir seçim adı altında safdışı bırakıyor. Bu ona parti ve hükümeti yeniden tasarlama ve Çankaya’dan yönetim için en elverişli ortamı yaratıyor. Bunu, şimdi, en güçlü olduğu zamanda yapıyor... ??? Üç yıllık zamanlamaya bakalım: Başbakan ve parti lideri 2014’te Çankaya’ya çıkacak. Başbakanlık ve parti liderliğinden ayrılacak. 2015’te genel seçimler var. Bu seçimlerde partinin en önemli kişileri seçimlere katılamayacak. Bu iki yıllık süre içinde, Çankaya’dan partiyi, genel seçimleri kazanıp AKP iktidarını yönetmek için her şeyi hazırlaması gerekiyor. RTE, başkanlık sistemi için anayasada değişiklik yapılmasını şart görür mü? Hayır, bu, bugünkü Meclis aritmetiğinde en zor işlerden biri... Meclis’te beşon kişi daha bularak, anayasa değişikliğini referanduma götürecek bir oy sayısı (333367) elde etse bile, referandumun kabulünü sağlamak için yeniden yollara düşmesi gerekiyor. Ki, bu kez bir hüsranla karşılaşma olasılığı güçlüdür. Bunu yapmayacaktır... Ama sanki anayasada başkanlık sistemine geçilmiş gibi, ÇankayaBaşbakanlıkparti üçgenini yönetecek bir “organik” siyasi düzen kurma peşinde ve bunu da saklamıyor. Tabii, bu yeni düzenin anayasayı pratikte ruhen rafa kaldırmak olduğunu da söylemeliyiz. RTE, hükümete ve partiye, bu sistemin tıkır tıkır çalışmasını sağlayacak yeni insanlar vitrine koyacak. Kurtulmuş da bunlardan biri. Yeni isimlere itiraz edebilecek güçlü konumdaki eski arkadaşları, tüzük gereği önemli mevkilerden tasfiye edilecekleri için, şimdiden “topal ördek” konumuna düşmüşlerdir ve fazla itiraz edecekleri bir durum yoktur! Yani Başbakan’ın takvimi sanki pürüzsüz işleyecek!.. ??? En önemli pürüz, Cumhurbaşkanı Gül’dür. Bu konuyu Başbakan nasıl çözecektir? Gül, daha 78 ay önce “Üç Koltuk Boşalıyor” yazı dizisinde belirttiğim gibi, kendisini Erdoğan’la tam eşit görüyor. İsteği şu: Sen, varolan Cumhurbaşkanlığı yetkileriyle Çankaya’ya çıkarsın, ben de Başbakanlık’a... Başbakanlık da Çankaya’dan değil, Başbakanlık’tan yönetilir... Burada işin içine Cemaat ayağı ve yeni ittifak girişimleri bile gündeme girer. RTE’nin kafasında bu sorunun çözümü için neler dolaşıyor?.. Tabii, bütün bu takvim, bugünkü koşullar için söz konusudur. Mesela Davutoğlu, ilk kez Suriye ile savaşa tutulmanın faziletlerinden dem vurdu! Savaş, bütün planları çöpe atacak bir sonuç doğurabilir. Cumhurbaşkanlığı seçimi garanti midir? İki yıl sonraki koşulların RTE için ne üreteceği bilinmez. İki yıl, önümüzdeki önemli istikrarsızlık unsurları göz önüne getirildiğinde, muhalefetin de bir aday üzerinde birleşmesi durumunda, Çankaya hayalleri suya düşebilir... Ayrıca 2015 genel seçimlerinin sonuçlarını şimdiden kestirmek de bu nedenle mümkün değildir. Bütün denklemleri bozacak gelişmeler yaşanabilir. Bu nedenle, 2013’e kadar bir RTE AKP yönetimi hayallari kuran siyaset yorumculara şaşıyorum. ABD’li Neocon’lar da 1990’larda “Dünyada 100 yıllık Amerikan Rüyası” kurmuşlardı... ABD bugün tepetaklak gidiyor! ??? Başbakan’dan bugün “ön balkon konuşması” bekliyorum. “ÖN” diyorum, çünkü bugüne kadarki balkon konuşmaları seçimleri kazandıktan sonra yapılmıştı... Şimdi, üç yıllık yüklü takvim öncesi, RTE bütün bu yönetim planlarının/tasarımlarının gerçekleşmesine yönelik olarak bir konuşma yapacak. Üç yıla “yatırım konuşması” diyebiliriz! En önemli vurgu, Kürt meselesi üzerine olacak gibi. RTE’nin Kürt meselesi çözümüprogramı bilinmiyor. İktidar sadece bazı “kültürel adımlar” attı. Ama Kürtlerin gündeminde, seçmeli değil anadilde eğitim ve federatif yapılar var. Bir ay kadar önce hükümetten gazetelere yansıyan yerelde tek büyük belediye ve daha çok güçlü yetkiler projesi, Kürtlerin federasyon dayatmasına karşı RTE’nin ilk yanıtı olacak gibi duruyor. İmralı ile görüşmeleri başlatabiliriz, sözünü, PKK’nin giderek yaygınlaşan ve RTE iktidarını köşeye sıkıştıran terör ve katliam saldırılarını durdurmaya yönelik olarak değerlendiriyorum. RTE, üç yıllık programı boyunca Kürt meselesini çözdük çözüyoruz, böyle işler bir günde olmaz, “uyutma politikası” uygulayabilir mi? PKK de burada bir umut görürse, niye olmasın? 2010 genel seçimleri öncesinde, terörü durdurmak için sağladığı ateşkes gibi, RTE’nin şiddetli bir sessiz döneme ihtiyacı var! BDP’lileri, PKK’lilerle arazide kucaklaştı diye yargıya talimat veren RTE’nin, bizzat PKK lideri ile kucaklaşmasındaki garabeti anlayan varsa beri gelsin! Burada Kürt meselesini çözeceğiz diye, buna yatan bir CHP’yi iyice ufalayabilir! Bu konuda CHP’ye ihtiyacı var, ama bütün diğer konularda CHP’yi boğan bir kişidir! Burada mesele Kılıçdaroğlu değil, CHP’dir! Başka? “Demokratik” görünüme önem verecektir. Üç yılın ruhu bunu gerektiriyor. Ancak unutmayalım ki, RTE ve adamlarının önceki balkon konuşmalarındaki sözde hoşgörü dilekleri, demokrasi anlayışı, demokrasiyi budama anlayışı olarak gerçekleşmiştir. RTE’den asla hoşgörü ve demokrasi çıkmaz. Bir genel affı resmen dile getirmese de (erken) bu konuda umut verebilir... SAMSUN SES Samsun Şube Başkanı Murat Arıkan, 2010’daki yangında 2 çocuğun öldüğü Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na (SHÇEK) bağlı Yaşar Doğu Samsun Kız Yetiştirme Yurdu’nda koruma altında olan kız çocuklarının yeterli yatak kapasitesi olmadığı için yerlerde yatırıldıklarını, engelli, madde kullanan ve özel bakım gerektiren çocukların diğerleriyle bir arada tutulduğunu açıkladı. SES Samsun Şube Başkanı Murat Arıkan, yaptığı yazılı açıklamayla Samsun Kız Yetiştirme Yurdu’nda yaşanan dramı gözler önüne serdi. Arıkan, “Samsun Yetiştirme Yurdu’nda özürlü çocuklar, kötü madde kullanımı olan çocuklar, kendisine ve çevresine karşı tehdit oluşturabilen çocuklar ile daha sağlıklı sosyal hayata uyum sağlayabilen, eğitimine devam eden çocuklar bir aradadır. Olumsuz ve yüksek risk oluşturan, travmaları ile başa çıkamayan çocuklar, diğer çocukları etkilemekte ve onların da sorunlarının artmasına, istismar edilmelerine, yeni travmalar yaşamasına neden olmaktadır. Samsun Kız Yetiştirme Yurdu’nda devletin koruma ve bakımı altında bulunan çocuklarımızın rehabilite edilmeleri mümkün olmamakta, sorunları ar tarak devam etmektedir” dedi. Yaşananlar insanlık dışı 50 kapasiteli yurtta çıkan yangın sonrası kapasitenin 40’a indirildiğini buna karşın yurtta 60’a yakın çocuk bulunduğuna dikkat çeken Arıkan, şunları söyledi: “Yaklaşık 20 çocuk yer yataklarında ve çiftli olarak yatmaya devam etmektedir. Çocuklar, televizyon odalarında, koridorlara kadar yer yataklarında, kanepe koltuklarda yatmaktadır. Bu çocuklardan nasıl umut ve başarı beklenmektedir? Devlet; bakmak, korumak ve rehabilite etmekle sorumlu olduğu çocukların en basit yatak ihtiyaçlarını bile sağlıklı olarak karşılamamaktadır. Bu bir suçtur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı neden bu kadar etkisiz ve sessizdir. Aile ve Sosyal Politikalar Samsun İl Müdürü Adnan İpekdal ise yıllarca kuruma hizmet vermiş SES üyelerini baskı ve soruşturmalarla yıldırmaya çalışmaktadır. İpekdal, kuruluşlarındaki çocukların nasıl bir insanlık dışı yaşam koşullarında hizmet verdiğini, bilimsellikten uzak uygulamalarına bakmalı ve özeleştirisini Samsun kamuoyuna vermelidir.” ORTAÖĞRETİM ÇAĞI 1325 YAŞ YÖK‘ÜN HAZIRLADIĞI YENİ YÜKSEKÖĞRETİM YASASIYLA TÜRKİYE’DE ŞERİAT EĞİTİMİ VEREN ÜNİVERSİTELERİN DE ÖNÜ AÇILACAK Yükseköğretime şura: Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), akademik danışma kurulu olarak faaliyet gösterecek Rektörler Kurulu’na dönüştürülecek. ÜAK’den daha geniş bir danışma kurulu niteliğinde Yükseköğretim Şurası adı altında yeni bir yapı oluşturulacak. Böylece YÖK bünyesinde iki danışma organı kurulacak. Evli, çocuklu, liseli ? Bakan Dinçer yeni sisteminde ortaöğretim çağı yaş aralığında üst sınırı 25 olarak açıkladı. Bakanlığın okullarda “evlilik yasağı”nı kaldıran taslağı yaşama geçmesi durumunda 25 yaşına kadar evli, hatta çocuk sahibi olan kişilerin liseye gitmesi gündeme gelebilecek. MAHMUT LICALI önceki yıl içinde gerçekleştirdikleri akademik faaliyetleri 100 puan üzerinden değerlendirilecek. Akademik puanı; bilim, teknoloji ve sanata katkı sağlayıcı nitelikli faaliyetler ve akademik ödüller etkileyecek. Üniversitedeki öğretim elemanlarının akademik puan ortalamalarındaki artış rektörün akademik faaliyet puanlarına da yansıtılacak. Akademik faaliyet puanı, maaşlara da yansıtılacak. Akademik personele performans: Öğretim elemanlarının bir ANKARA Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 4+4+4 olarak tanımlanan 12 yıllık kesintili eğitim sisteminde zorunlu ortaöğretim (812. sınıf) çağı yaş aralığında üst sınırı bazı istisnai durumda “25 yaş” olarak açıkladı. Ortaokullarla liselerin aynı binalarda olmasına yönelik düzenlemeyle birlikte 9 yaşındaki öğrencilerle 25 yaşındaki öğrencilerin bir arada olması olanaklı hale gelirken ortaöğretimin zorunlu olmasına karşın öğrencilere 8. sınıftan sonra 5 yıl ara verip liseye devam etme hakkı tanınıyor. Kesintili eğitimi düzenleyen 4+4+4 yasasıyla birlikte eğitim sistemi ilkokul (14. sınıf), ortaokul (58. sınıf) ve lise (912. sınıf) olmak üzere üçe bölünürken ilköğretimin (18. sınıf) ardından ortaöğretim (912. sınıf) de zorunlu hale getirilmişti. 4+4+4 düzenlemesine göre mecburi ilköğretim çağı 613 yaş grubundaki çocukları kapsarken zorunlu hale getirilmesine karşın yasada ortaöğretim eğitimine ilişkin herhangi bir yaş aralığı tanımı bulunmuyor. MHP Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un ortaöğretim çağına ilişkin alt ve üst sınırının kaç yaş olduğu yönündeki soru önergesini yanıtlayan Bakan Dinçer, ortaöğretim yaş aralığındaki üst sınırı açıkladı. Yabancı üniversitelere fakülte açma yolu SİNAN TARTANOĞLU Evli okumaya vize Dinçer, Ortaöğretim Kurum Yönetmeliği’ne göre okullara kayıt ve kabullerde uygulanacak esaslara göre örgün ortaöğretim okul veya kurumlarına ilk defa kaydolacakların öğretim yılının başlayacağı tarihte 18 yaşını bitirmemiş olması gerektiğini ifade etti. Buna göre zorunlu ortaöğretime başlama yaşı “13 ile 18” yaş aralığı olarak belirlenirken öğrencilere 8. sınıftan sonra 5 yıl ara verme imkânı da ortaya çıkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) “liseye evli olanların kayıtlarının yapılmaması” ve “öğrenciyken evlenenlerin kayıtlarının silinmesi” yönündeki ortaöğretim kurumları taslağının yaşama geçmesi durumunda 25 yaş üst sınırı nedeniyle evli, hatta çocuk sahibi olan kişiler de liseye devam edebilecek. Söz konusu düzenlemenin hayata geçmesi durumunda lise öğrencilerinin 8. sınıftan sonra erken yaşta evlenmeleri ve evli bir şekilde liseye devam etmelerini olanaklı hale gelecek. Dinçer, okula ilk girişle ilgili istisnai durumlara göre 18 yaşını bitirmemiş olanların da örgün ortaöğretim kurumlarına kayıtlarının yapıldığını belirterek “Bu durumda olanların örgün ortaöğretimde bulunma süresi ise azami 25 yaşına kadar devam etmektedir” dedi. ANKARA YÖK tarafından hazırlanan yeni Yükseköğretim Yasası, Mısır’daki ElEzher gibi şeriat eğitimi veren üniversitelerin Türkiye’de Bakanlar Kurulu izniyle fakülte açabilmesini sağlayacak. Yeni yasa ile yükseköğretim alanında yapılan değişiklikler şöyle: Yabancı üniversitelere fakülte: Yabancı Yükseköğretim Kurumları Türkiye’de fakülte, enstitü ve meslek yüksekokulu kurabilecek. Yani talep gelirse, Oxford, Harvard veya Kahire’deki ElEzher gibi üniversiteler Türkiye’de de kurulacak. Bunun için YÖK’ün teklifine Bakanlar Kurulu’nun izin vermesi yeterli olacak. Ezherciler çalışmaya başladı bile: Türkiye’de fakülte kurabilmesinin önü açılan ElEzher Üniversitesi’nin bün Köklü üniversitelerde kurulan ve Bakanlar Kurulu, YÖK, vergi ve bağış rekortmenlerinin de üyesi olduğu Üniversite Konseyi, rektör ve dekan atamalarının yanında üniversitenin stratejik planını ve performans programını onaylayama, yatırım programını karara bağlama, üniversite adına kamulaştırma, gayrimenkul satın alma, üniversitenin mülkiyetindeki gayrimenkuller üzerinde üçüncü kişilere hak verme, öğrenci kontenjanlarını ve öğrenim ücretlerini belirleme gibi yetkilere sahip olacak. Konseye süper yetkiler: >>>YÖK YİNE DENETLEYECEK evcut mevzuatta olduğu M gibi üniversitelerin faaliyetleri özerklik gerekçesiyle yapısı değiştirilen yeni YÖK’ün de denetiminde olacak. Bunun için kurulun bünyesinde, Değerlendirme ve Denetleme Daire Başkanlığı kurulacak. Kurul, yıllık hazırlayacağı rapor ışığında üniversite hakkında yol gösterici, düzeltici, iyileştirici, kısıtlayıcı ve faaliyet iznini kaldırıcı önlemler alabilecek. yesinde İlahiyat, Şeriat ve Hukuk, Arap Dili, İslam Çağrı fakülteleri bulunuyor. ElEzher Üniveristesi’nin öğretim üyeleri ve mezunları Ezherli Eğitimciler Grubu oluşturarak ElEzher Üniversitesi’nin eğitim modelini Türkiye’de uygulamak için proje başlattı. Projenin başındaki isim Veli Kamiloğlu, “4+4+4 sistemi ile açılan imam hatip ortaokulu öğrencilerine imam hatip lisesinden mezun olana kadar ElEzher çizgisinde eğitim ve receklerini ve sonunda ElEzher’e götüreceklerini” söyledi. Kamiloğlu, “ElEzher ile YÖK’ün anlaşması durumunda kendilerinin gerekli vakfı ve araziyi temin edebileceklerini” açıkladı. Vakıftan farklı özel üniversite: Türkiye yükseköğretim yapısına vakıf üniversitelerinden farklı olarak özel üniversiteler eklenecek. Özel üniversitelerde tüm finansman, eğitim hizmetini alan öğrenciler tarafından karşılanacak. >>>5 YILLIĞINA 1 KERE ATAMA evcut mevzuata göre 4 M yıllığına atanan rektör, ikinci 4 yıl için tekrar göreve getirilebiliyor. Taslağa göre ise rektör 5 yıllığına atanacak, ancak bir kişi aynı üniversitede iki defa üst üste rektörlük yapamayacak. Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü’ne sadece 2 öğrenci kayıt oldu Bozok’ta 2 kişilik bölüm Özel ders alır gibi üniversite okuyan 2 öğrenci, “Böylesi daha iyi” dedi. 10 ile 25 yaş aynı okulda! Bakan Dinçer’in ortaöğretim çağı yaş aralığını 1325 olarak belirtmesinin ardından, kesintili eğitimin gerekçelerinden biri olarak gösterilen farklı yaş gruplarının bir arada bulunmaması yönündeki gerekçe de sözde kalmış oldu. 4+4+4 yasasına göre imkân ve şartlara göre ortaokullar ilkokullarla ya da liselerle birlikte kurulması düzenleniyor. Buna göre hem ortaokul hem de lisenin aynı binada olduğu bir okulda 10 yaşındaki öğrencilerle 25 yaşındaki öğrencilerin bir arada olması olanaklı hale geliyor. YOZGAT (AA) Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü’ne yeni eğitimöğretim döneminde sadece 2 öğrenci kayıt yaptırdı. 2 öğrenci, öğretim üyelerinden tüm dersleri özel ders şeklinde alıyor. Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Matematik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Akın Osman Atagün, “Geçen sene benzer bir durum kimya ve biyoloji bölümünde oldu. Biz geçen yıl onu YÖK’e danıştığımızda ‘bu öğrencilerin başka bir yere kayıt olamayacaklarını’ bildirmişlerdi. Bu sene de aynı şekilde iki öğrenciye ders anlatmaya başladık” dedi. Ek kontenjanla yeni öğrenciler beklediklerini anlatan Atagün’ün Ben de öğrenci olsam günümüz şartlarında geleceğe baktığımızda muhtemelen fen edebiyat fa kültelerini tercih etmezdim. İş imkânları daha kısıtlı gözüküyor” demesi dikkat çekti. Bölüme kayıt yaptıran Ümran Yavuz, Kayseri’de yaşadığını belirterek “Bozok Üniversitesi’ni kazanınca biraz şaşırdım. Sadece iki öğrenci olduğumuzu öğrenince daha da şaşırdım. Ders olur mu olmaz mı diye tereddüt yaşadık. Ama dersler oluyor. Özel ders alıyor gibiyiz. Böyle daha iyi oldu” diye konuştu. Diğer öğrenci İsmail Erkılıç ise bazı dersleri üst sınıflar ve önceki senelerden kalan öğrenciler ile birlikte almaya başladıklarını ama birçok dersi iki kişi göreceklerini belirtti. Erkılıç, “Bizim için daha iyi oldu” dedi. ‘Böyle daha iyi oldu’ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle