Katalog

SAYFA CUMHURİYET 30 EYLÜL 2012 PAZAR 4 HABERLER İçişleri Bakanı, ‘İmam hatipliden terörist olmaz’ diyen Erdoğan gibi konuştu: Dindar insandan zarar gelmez Anadolu’nun Genleri Sevgili, “Kendi Heykelini Yapan Adam” Orhan Karaveli’nin dokuzuncu eseri. Bunu da tüm öbürleri gibi ilgiyle okudum. Önce İlhan Selçuk’u anlatan bu kitap ile ilgili bir hususu belirtelim: Kitabın adı benden esinlenmiş değil. Bizzat İlhan Selçuk’un kendisi “Her insan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar” demişti. İlhan Abi’nin yaşam çabasını çok güzel özetleyen, hayran olduğum bu deyişi Galatasaray’dan ağabeyim olan Orhan Karaveli’ye yalnızca naklettim ben. Kırk yılı aşkın bir birlikteliğimiz olan İlhan Selçuk ile ilgili çok kitap yazılacaktır, tıpkı dünya çapında sanatçı olan Turhan gibi... Bu iki kardeşin hem eserleri, hem de kişilikleri uzun uzun üzerinde durulmasını gerektirecek önemdedir. İlhan Selçuk’u anma toplantılarından birinde, değerli dostu Alev Coşkun, onu anlamak için babası Kasım Selçuk ile annesi Hikmet Selçuk’a bakmak gerektiğini söylemişti. Çok haklıydı. Bu iki yanını birbirinden ayırmak mümkün olabilirse eğer, diyebiliriz ki, İlhan Selçuk Atatürkçü yanını Kuvvacı Kasım Selçuk’tan, aydınlanmacı, ince mizahçı yanını, iyi eğitim görmüş annesi Hikmet Selçuk’tan almıştır. ??? Orhan Karaveli’nin “Kendi Heykelini Yapan Adam”ı yalnız İlhan Selçuk kitabı değil, bireyleri birbirlerine çok bağlı olan, bir “Selçuklar” kitabı adeta. Benim de en çok ilgimi çeken eserin bu yanı oldu. İlhan, Turhan ve Ülfet kardeşlerin birbirlerine bağlılıklarına yıllarca tanıklık ettim. En küçükleri Ülfet hem küçük kız kardeş, hem de ablaydı. İlhan, Turhan’ın hem küçük kardeşi hem ağabeyiydi. Aileyi eskiden tanıyan bir dostum, “Ne kadar yetenekli iki kardeş” dediğimde bana gülümseyerek şunları söylemişti: Bir de hiç ortaya atılmayan Ülfet’i yakından tanımalıydın, o en parlaklarıydı. Orhan Karaveli kitabında, uzun uzun Haydarpaşa Erkek Lisesi’nde okurken zatürreden ölen en büyük kardeş Orhan Selçuk’tan da söz ediyor. Seçkin bir yazı yeteneği olan Orhan’ın, 17 yaşındayken yaptığı, uzmanları da şaşırtan nitelikteki suluboya resimleri kitabın sonunda yer alıyor. Gerçekten hepsi de şaşırtıcı. Kimbilir Orhan Selçuk yaşasaydı, belki de İlhan Selçuk kadar büyük bir yazar veya Turhan Selçuk kadar iyi bir çizer veya her ikisi de olabilecekti. İlhan ve Turhan kardeşlerin Adana’dayken, futboldaki başarıları da göz önünde bulundurulunca, gerçekten, yetenek açısından istisnai kişilerle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. ??? Bu müthiş Selçuk kardeşlerin ortak noktası kan bağları. Bu eskilerin deyimiyle müstesna mutena gençlerin gizi her ikisinden de hasletlerini aldıkları, Kasım ve Hikmet Selçuk’ta yatıyor olmalı. Bu yetenekler, nereden geliyor, Kasım Selçuk’un geldiği Girit’ten mi, yoksa oraya gitmeden önce yaşadığı Selçuk’tan mı ya da anne tarafından mı? Bu yeteneklerin kökenindeki bölgeyi veya etnisiteyi aramaya kalkışmak sanırım beyhude bir çaba olacak. Selçuk kardeşlerin pırıltısı, burada birbiri ardından gelen ve hepsi bulunduğu yerde pıtrak gibi biterken, birbirlerinden etkilenen uygarlıkların beşiği Anadolu’nun ortak genleridir. Bu genlerin kökeninde, ırk, dil, din, bölge aramak gereksizdir. Anadolu’nun görece yeni keşiflerinden olan Sagalasos kazıları sırasında bulunan mezarlarda yapılan araştırmalarda, kalıntılarda bulunan insan dokularıyla, kazıya katılan bölge ahalisinin aynı genlere sahip oldukları ortaya çıkınca bilim insanları çok şaşırmıştı. Bu araştırma, binlerce yıldır aynı özellikleri taşıyan bir Anadolu halkının varlığını gösterdi bize. İlhan Selçuk da Turhan Selçuk da Anadolu aydınlanmasının, çağımızdaki parlak ürünleri olarak yaşadılar, eserler verdiler. Bu gerçeğin ışığında yaklaşırsak olaya, her şeyi çok daha iyi kavrayabiliriz. Şahin ustasıyla yarışıyor ORDU (AA) İçişleri Bakanı İd den yoksun olmasıdır. O halde kiris Naim Şahin, “İnançlı, dindar şilerin inançlı olması büyük değer insanlardan sokağa, şehre, bölge ve önem taşımaktadır. Kişilerin ye, ülkeye, dünyaya asla zarar inancı doğru temellere bağlı olarak, doğru kaynakgelmemiştir, gelmez, lardan ve doğru örgelmeyecektir” dedi. neklerden edinmesi Bakan Şahin, Ensar yine o kadar önem ve Vakfı ile Ordu Müftüdeğer taşımaktadır.” lüğü’nce düzenlenen Çocukların en büyük yaz dönemi Kuran kurdeğer olduğuna işaret sunu başarıyla tamameden Bakan Şahin, şöylayan çocuklara bisiklet le devam etti: dağıtım törenine katıl“Çocuklarımız gedı. Burada bir konuşma lecek açısından hem yapan Bakan Şahin, etkendi gelecekleri, kinliğin son derece gühem ailelerinin gelezel olduğunu söyledi. Çocuklara ilgi göste ? Kuran kursunu bitiren cekleri, hem şehrin geleceği ve ülkenin geren aileleri ve hocalarını gönülden tebrik et öğrencilere bisiklet dağıtma leceği açısından, hem törenine katılan İçişleri de insanlığın geleceği tiğini belirten Bakan Şahin, şunları kaydetti: Bakanı Şahin, “İnançlı, açısından en büyük değerdir. Varlık âle“İnançlı, dindar insanlardan sokağa, dindar insanlardan sokağa, minin en saygın unşehre, bölgeye, ülkeye, suru insandır. İnsaşehre, bölgeye, ülkenın kalitesi, insanın ye, dünyaya asla zadünyaya asla zarar iyiliği, kâinatın denrar gelmemiştir, gelgelmemiştir, gelmez, gesini korumada en mez, gelmeyecektir. gelmeyecektir’’ diye önemli sigortadır. Bu Bu dünyanın ve inbakımdan her yerde sanlığın teminatı, bakonuştu. çocuk önemlidir. Her rışının ve huzurunun teminatı, ideal sahibi, inançlı ve dönemde çocuk önemlidir. Çoinanç değerlerine sahip insanlar cuklarımızın ahlaken sağlam, ildır. Tarihe baktığımızda, günü men güçlü ve ruhen de dengeli bimüzü takip ettiğimizde, başta ken rer insan olarak yetişmeleri bizim disine, sonra çevresine zarar veren için son derece önemlidir.” Bakan Şahin, konuşmasının arinsan veya o insanların oluşturduğu örgütlerin ortak paydası, dından bisikletleri çocuklara dağıortak özelliği inanç değerlerin tarak dikkatli kullanmalarını istedi. Cumartesi Anneleri’nin 392. eylemi “Cumartesi Anneleri” adıyla anılan kayıp yakınları Galatasaray Meydanı’nda 392. kez bir araya gelerek oturma eylemi yaptı. Kayıp yakınları 16 Haziran 1994 tarihinde kaybedilen Vecdin Avcıl’ın faillerinin cezalandırılmasını istedi. Gözaltında kaybolan Abdurrahman Coşkun’un bulunmasını isteyen yengesi Mukaddes Coşkun, “17 yıldır aradık, arıyoruz da... Her yere başvurmamıza rağmen sonuç alamadık. 17 yıldır acı çekiyoruz. Kemik testi ne zaman çıkacak, bizlere bir türlü net cevap veremiyorlar. Adli Tıp başka olaylarda çabuk netice vermesine rağmen bizleri yıllardır uğraştırıyor. Başbakan’a gittiğimiz de ‘Ben hallederim’ demesine rağmen halletmedi. Herkes gibi koltuk sevdasında” dedi. Cumartesi anneleri adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan Sıla Gemicioğlu da, “12 Haziran 1994 tarihinde Mardin’de yapılan operasyonda gözaltına alınan Vecdin Avcıl, gözaltında kaybedildi. Vecdin Avcıl için gözaltına alınmadı denildi. Avcıl’ın dosyası Diyarbakır DGM Savcılığı tarafından takipsizlik kararı verilerek imha edildi. Yapılan tüm başvurular sonuçsuz kalmasına rağmen ailesinin ısrarları sonucu Vecdin Avcıl’ın gömüldüğü yer bulunarak kemikler Adli Tıp’a gönderildi. Yapılan DNA testleri ile kimliği kesinleşmesine rağmen kemikler ailesine verilmiyor. Kemiklerin acilen teslim edilmesini istiyoruz” diye konuştu. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) DİYARBAKIR 78’lilerden mitinge çağrı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) 78’liler Girişimi Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu, 12 Eylül’ün en ağır işkencelerinin yapıldığı Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nin “İnsan hakları müzesine” dönüştürülmesi için bugün miting yapacak. 78’liler Girişimi Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu, Diyarbakır’ın İstasyon Meydanı’nda saat 15.00’te düzenlenecek “Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi İnsan Hakları Müzesi Olsun” mitingine katılım çağrısı yaptı. Çağrıda, Diyarbakır Cezaevi’nde binlerce tutukluya sistematik olarak işkence yapıldığı belirtilerek “Gelecekte aynı şeylerin yaşanmaması, yeni nesillerin kin ve düşmanlık duygusundan arınması, barışçı ve özgürlükçü bir Türkiye’de yaşaması için Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi ‘İnsan Hakları Müzesi’ olmalıdır’’ denildi. C MY B C MY B