13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EYLÜL 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 ‘Türkiye’deki sosyal uyanış, ekonomik gelişmenin önüne geçti’ Şifre 12 Mart’tan Eylül darbesinin gerekliliğini bir cümle ile anlatabilecek veciz sözü bir önceki darbenin yani 12 Mart cuntasının lideri Orgeneral Memduh Tağmaç söylemişti. Tağmaç, “Türkiye’de maalesef sosyal uyanış ekonomik gelişmenin önüne geçti” sözleri ile hem 12 Mart’ın hem de on yıl sonraki 12 Eylül darbesinin ana mantığını ifşa etmişti. Ancak Tağmaç; yeri dar olduğu için, 12 Eylül gibi yetkileri ve kapsamı geniş bir darbe yapamadı. O nedenle toplumdaki sosyal uyanışa gem vurmak şöyle dursun daha da kitleselleşmesinin önü açıldı. 12 Mart’ta ordu içinde güçlü bir sol cuntanın varlığı ve bu grubun yapacağı darbeyi önlemek için alelacele düğmeye basıldı. O nedenle halk da psikolojik harp kuralları uygulanarak darbeye destek verecek kıvama getirilemedi.Darbeciler parlamento, siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütlerinin kapatılmadığı bir darbe ile yetinmek zorunda kaldılar. Darbeciler planlarını partilerin soraki desteklerini alarak kurdurdukları ara rejim hükümeti eliyle yaptılar. Elbette ordu içinde büyük bir tasfiye başlatıldı; Balyoz ha ‘Zihniyet devam ediyor’ 12 rekâtıyla solcular evlerinden toplatıldı; aydınlar, bilim insanları, yazarlar darbe hukukuyla yargılanıp hapishanelere dolduruldu. Ama yine de süreci istedikleri gibi şekillendiremediler. Ne Memduh Tağmaç’ı cumhurbaşkanı seçtirebildiler ne de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın görev süresini uzatabildiler. Üstelik kontrgerillanın faaliyetleri ve bu örgütün işkence merkezleri kısa sürede deşifre oldu. O nedenle yapılması planlanan işler yarım kaldı. Bir de üstüne üstlük 12 Mart darbesine karşı duran Bülent Ecevit ana muhalefet partisinin başına geçti ve ilk genel seçimde partisi sandıktan birinci parti olarak çıktı. askeri yardımı askıya aldı ve ekonomik ambargo başlattı. Dünya konjonktürü de Türkiye aleyhineydi. Ambargo kararına bir de petrol krizleri eklenince Türkiye tam köşeye sıkıştı. Dışa kapalı aslında dışa bağımlı demek daha doğru, ithal ikameci ekonomi politikaları ülkeyi iflasa sürüklüyordu. Döviz sıkıntısı Haşhaş yasağı CHP tam iktidara gelemese de MSP ile kurduğu koalisyon hükümeti, 12 Mart darbesinin arkasındaki güç olan ABD’yi ve NATO’yu karşısına alacak icraatlarla başladı işe. 12 Mart’ta darbecilerin kurdurduğu Erim hükümeti göreve gelir gel üzerine haşhaş ekimini yasaklamıştı. ABD, Türkiye’deki 1.5 milyon insanı ekmeğinden edecek bu yasaklama karşılığında güya yılda 30 milyon dolar yardımda bulunacaktı. Ancak bu yardım sadece 10 milyon dolarını gönderdi ve “bu kadar yeter” diyerek ödemeyi durdurdu. Nasılsa istediğini darbeciler sayesinde elde etmişti. Ancak Ecevit hükümeti 2 Temmuz 1974 günü haşhaş ekimini serbest bıraktı. Hem de ABD’nin muhalefetine rağmen. Bu da yetmezmiş gibi 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacıyla yapılan darbeye kayıtsız kalmayıp adaya asker çıkardı. Rumlara karşı ABD silahlarını kullanması ABD’yi büsbütün küplere bindirdi. Daha önce İnönü’nün Kıbrıs’a asker çıkarma girişimi Jonson’un mektubu ile önlenmişti. Ama bu kez böyle bir mektup yazacak zamanları da olmadı.Türkiye’nin bu hamleleri karşında Sam Amca da boş durmadı. 5 Şubat 1975’te ABD Kongresi Türkiye’ye yapılacak 200 milyon dolarlık 12 Mart’ta Nihat Erim hükümetinin aldığı bir kararla TL’yi nominal değerde revalüe etmesi ile başlayan, aşırı değerli kur politikası sayesinde yurtiçinde üretilmeyen sanayi girdilerinin dışarıdan ucuza alınması amaçlanmıştı. Ancak bu politika ile ihracat yapamaz hale gelen Türkiye’nin dış ticaret açığı kar topu gibi büyümeye başladı. Petrol fiyatlarının beş kat artması da petrol alıcısı olan Türkiye’yi Demirel’in deyimiyle “70 Cent’e muhtaç ülke” duruma düşmüştü. Öyle ki bir ara Merkez Bnkası’ndaki döviz rezervi 9 milyon dolara kadar indi. Tükiye döviz sıkıntısı nedeniyle en yaşamsal ihtiyaçlarını bile ithal edemez hale geldi. Sanayi sektörü ara mallarını ithal edemeyince bir çok iş kolunda üretim durdu. Bir yandan ekonomik kriz diğer yandan terör eşzamanlı olarak tırmanışa geçmişti. CHPMSP hükümetini ABD istese de dışarıdan yıkamazdı. Çünkü Kıbrıs harekâtı nedeniyle hükümet, ülkede büyük bir prestij kazanmış, seçmen desteğini daha da artırmıştı. Neyse ki Ecevit, ABD’ye iş çıkarmadan kendi ipini kendisi çekti ve erken seçim hayali ile hükümeti istifaya götürdü. Yerine sağ partilerin oluşturduğu Milliyetçi Cephe hükümeti kuruldu ya da kurduruldu. Bu hükümetin kurulması ile ABD ve NATO’nun müttefik her ülkede kurdurduğu kontrgerilla ya da resmi adıyla Özel Harp Dairesi özel mesaisine başladı. Terör kâbusu ekonomik krizi bile unutturmuştu. 1974’te 4 ölü ile başlayan terör olayları, 1975’te 42 ölüye, 1976’da 119 ölüye, 1977’de 238 ölüye, 1978’de 1049 ölüye, 1979’da 1369 ölüye, 1980’de ise 2449 ölüye çıktı. Üstelik sıkıyönetim ilan edildikten sonra terör olayları azalacağına ne hikmetse artmıştı. Hükümetlrin askere verdiği olağanüstü yetkilere rağmen. D İSK, 12 Eylül askeri darbesinin 32. yıldönümünde Taksim’de meşaleli yürüyüş gerçekleştirerek AKP’yi protesto etti. Galatasaray Lisesi önünde dün akşam bir araya gelen DİSK’li grup “12 Eylül AKP ile sürüyor. YÖK, RTÜK, HSYK, ÖYM (DGM) ve sendikal yasaklar kaldırılsın” pankartı açıp çeşitli sloganlarla Taksim Meydanı’na yürüdü. Burada grup adına açıklama yapan DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, “AKP darbelere karşı değildir. AKP kendisine yapılan darbelere karşıdır” dedi. (KAYHAN AYHAN) Kaz Dağları’nda 500 hektar kül oldu Maden kuşkusu OZAN YAYMAN Türkiye sarsıldı Mayıs 1977’de ilk kitlesel katliamla Türkiye sarsıldı. Kontrgerillanın ilk büyük eylemi olarak tarihe geçen bu olayda CIA’nın katkısını gösteren ipuçlarının üzerine gidilmedi ve dava faili meçhul olarak kaldı. 1978’e gelindiğinde kitlesel katliamlara yenileri eklendi. Maraş, Çorum, Bahçelievler, 16 Mart ve Balgat katliamları ile Türkiye abandone oldu. Ekonomik kriz için dış yardımlara umut bağlayan hükümetler bir süre kısa vadeli borçlarla çarkı çevir 1 İZMİR Kazdağları’nın Balıkesir Havran bölümünde önceki gün başlayan ve ancak dün kısmen kontrol altına alınabilen yangında, yaklaşık 500 hektarlık alan kül oldu. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin, yangının 4 ayrı noktadan başladığı yönünde duyumlar aldıklarını belirterek, “Yanan alan madenin cevher sahası. Bu yönüyle soruşturulması gerekiyor” dedi. Narin bölgede konuşlanan altın, bakır ve moliplen madeni işletmesinin ağaç kesim izni olduğunu söyleyerek, “Ancak buna ilişkin reaksiyonlar da söz konusu. Soruşturma derinleştirilmeli” diye konuştu. Balıkesir Orman Bölge Müdürü Recep Ateş soruşturmanın sürdüğünü bildirerek, “Tahminlerimiz, yangına bir tarla kenarında yakılan ateşin yol açtığı yönünde” diye konuştu. Bölgede yer alan Çamça köyünün muhtarı İsmail Öztürmen, bölgedeki maden sahasının zarar görmemesi için Orman Bölge Müdürlüğü’ne ait helikopterlerin ormanlık alandan daha fazla, maden sahasına su bıraktığı yönünde görgü tanıkları olduğunu aktardı. Yalvaç Belediye Başkanı Bayram Cinayete destek! ISPARTA (Cumhuriyet) Yalvaç ilçesinde kendisine tecavüz eden Nurettin Gider’i öldürdükten sonra başını keserek köy meydanına atan Nevin Y’ye (26), Belediye Başkanı Demokrat Partili Tekin Bayram’dan destek geldi. Başkan Bayram, “Tüm topluma iyi bir ders verdiğini düşünerek olayın faili Nevin Y’yi gönülden destekliyorum. Cezaevinde ve sonrasında kendisine destek olacağız” dedi. Pek çok ülkede olayın basında yer aldığına dikkati çeken Başkan Bayram, “Bu olay elbette çok üzücü. Böyle bir olayın olmasını gönül istemezdi” diye konuştu. Yalvaç Güçsüzlere Yardım Sağlık ve Eğitim Vakfı Başkanı olduğunu da anımsatan Bayram, “Cezaevindeki koğuşuna televizyon, halı gibi malzemelerin alınmasını sağlayacağız. Aylık ihtiyaçlarını gidermesi için de 100150 lira yardım yapacağız. Vakıf olarak kendisine yardım yapmayı, sahip çıkmayı borç görüyoruz” dedi. Türk ve İslam toplumunda namusun her şeyden üstün tutulduğunu vurgulayan Başkan Bayram şunları söyledi: “Yasalar tecavüz suçu işleyenlere yeterince ceza vermiyor, mağdurları da koruyamıyor. Şahsen o bayanın yaptığı olayın kötü niyetli ve ahlaken bozulmuş insanlar için caydırıcı olacağına inanıyorum. Nevin Y, ahlaksızlara ders verdi. ” seler de bir süre sonra borç para muslukları tümüyle kısıldı ve artık borç bulamadıkları için çarkı çeviremez duruma düştüler. Hükümetlerinin ekonomik yardım taleplerinde bulunduğu Dünya Bankası, IMF ve OECD de Türkiye’ye 24 Ocak Kararlarının esaslarını oluşturan istikrar programlarını dayatıyordu. İlk olarak 1978’de Ecevit hükümetine Dünya Bankası tarafından Kemal Derviş ve Shelma Robinson’a hazırlatılan 306 sayfalık rapor sunuldu. Bu raporda ithal ikameci modelin terk edilmesi, her türlü sübvansiyonların kaldırılması, büyük bir devalüvasyona gidilmesi, maaşların ve ücretlerin kısılması, sıkı para politikasının uygulanması isteniyordu. Ecevit hükümeti Kasım 1978’de sunulan bu raporu uygulamayı reddetti. Ancak buna rağmen büyük bir devalüvasyon yapmaktan da çekinmedi. Darbenin habercisi gibiydi S eçimlerde ağır bir yenilgi alarak istifa eden CHP hükümeti yerine II. Milliyetçi Cephe hükümeti kuruldu. Süleyman Demirel başkanlığındaki bu hüküme de bir yandan terör ve bir yandan da ekonomik krizin cenderesine sıkışmıştı. Bu sorunlar yetmezmiş gibi bir de cumhurbaşkanlığı seçimi bir krize dönüştü. Meclis’te turlar birbiri ardınca yapılıyor ama cumhurbaşkanı seçilemiyordu. 29 Aralık 1979 günü generallerin Cumhurbaşkanı’na sunduğu muhtıra darbenin habercisiydi. Demirel, Dünya Bankası ve IMF’nin istediği 24 Ocak Kararları adı verilen istikrar programını açıklamak zorunda kaldı. Ancak bunun uygulanabilirliği şüpheliydi. Çünkü Türkiye zaten DİSK’in başlattığı ve “Büyük Grev” adı verilen Madenİş grevleriyle çalkalanıyordu. 30 Mayıs 1977’de 23 büyük işyerinde başlayan grev kısa sürede 63 işyerine sıçradı. Sekiz ay kadar süren bu grev, hem sermayenin hem de hükümetlerin gözünü korkutmuştu. Kararları almak kolaydı, ama yaşama geçirmenin o kadar da kolay olmadığını Ecevit hükümeti gibi MC hükümetleri de biliyordu. 1516 Haziran olayları gibi kitlesel eylemlerin tüm ülkede gerçekleşmesinden korkuluyordu. 24 Ocak kararlarının uygulanabilirliği, parlamentonun feshedilmesi, siyasi parti ve sendikaların yasaklanması, grev ve toplusözleşmelerin askıya alınmasına bağlıydı. Nitekim bu görüşü 12 Eylül 1980’de darbeyi yapacak olan Kenan Evren de bu görüşü 7 Ocak 1971’de Milliyet gazetesine verdiği demeçle teyit edecekti: “Eğer 24 Ocak Kararları denen kararların arkasından 12 Eylül dönemi gelmemiş olsaydı, o tedbirlerin fiyasko ile sonuçlanacağından şüphem yoktu. Böyle bir askeri rejim sayesinde o tedbirler YARIN: KATLİAML AR meyvesini vermiştir.” Elbette verecekti. Parlamento, siyasi partiler ve DİSK kapatılmış, grev ve toplusözleşmeler askıya alınmış, 24 Ocak Kararlarını hazırlayan dönemin Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal da ekonominin başına getirilmişti. ABD, NATO ve onların güdümünde çalışan Dünya Bankası ve IMF; tak istemiş Türk askeri şak yerine getirmişti. Askerin bu emri yerine getirmesi için; toplum da 1977’lerden itibaren her yönüyle hazırlanmıştı. Bir yandan ağır ekonomik bunalım diğer yandan kontrgerillanın yönetiminde kotarılan terör öylemleri ile halk ölümü görüp sıtmaya razı edilmişti. 1970’lerde kontrgerilla tarafından komando kamplarında silahlı eğitimden geçirilen ülkücü gençliğe, “ vatan millet “adına solun üzerine salındı. İşini kotaranlara aferin denildi, şansızlık eseri yakalananlar ise yine bu örgüt tarafından askeri hapisanelerden tereyağından kıl çeker gibi kaçırıldı. Halk psikolojik olarak darbe fikrine hazırlandıktan sonra ABD’nin ve ABD Türkiye Masası Şefi Paul Henze’nin çocukları 12 Eylül 1980 günü darbeyi yaptı. Efe de böyle öldü İstanbul Haber Servisi Maltepe’deki Altayçeşme İlköğretim Okulu’nun duvarının yıkılacak kadar güçsüz olduğunu ve çocuklar için tehlike saçtığını düşünen veliler dün durumu protesto etti. 2 yıl önce anasınıfı öğrencisi 6 yaşındaki oğlu Efe’yi üzerine lavabo düşmesi sonucu kaybeden Nurdan Boz, oğlu Efe’nin de böyle bir ihmal sonucu öldüğünü söyledi. Boz, “Yetkililerin harekete geçmesi için bir çocuğun yıkılan duvarın altında kalması mı gerekiyor” dedi. Diğer anneler de protestoya katılırken duvarın bir an önce yapılması için imza kampanyası başlatıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle