14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2012 ÇARŞAMBA 4 HABERLER 75. Yıl Polis Merkezi’ne saldırı: 1 polis şehit , 1’i ağır 7 kişi yaralı ? DHKPC üstlendi Eylemi terör örgütü DHKPC üstlenirken bedeni parçalanan canlı bomba eylemcisinin de DHKPC militanı İbrahim Çuhadar (25) olduğu belirlendi. Çorum nüfusuna kayıtlı İbrahim Çuhadar’ın daha önce yasadışı eylemlere katılmak suçlarıyla 8 ay cezaevinde yattığı belirtildi. Gazi’de canlı bomba CİHAN ORUÇOĞLU ? ‘Modası geçenler’ Saldırıya ilişkin Cumhurbaşkanlığı sitesinden açıklama yapıldı. Açıklamada, “Polis Teşkilatımıza karşı modası geçmiş ideolojilerin peşinde koşan terör grupları tarafından yapılan bu menfur saldırıyı şiddetle kınıyoruz” ifadesi kullanıldı. ? Düğünü olacaktı Saldırının olduğu sırada müracaat bölümünde bulunan polis memuru Bülent Özkan şehit oldu, üçü sivil olmak üzere toplam 7 kişi de yaralandı. Özkan’ın 16 Eylül’de Şehit polis Bülent Özkan evleneceği ve nişanlısı. öğrenildi. Sultangazi ilçesi Cebeci Caddesi’nde bulunan 75. Yıl Karakolu’nda dün saat 11.00 sıralarında “canlı bomba” saldırısı düzenlendi. 3 katlı binanın bahçe kapısından boynunda asılı çanta ve elindeki evraklarla giren eylemci, karakolun girişinde bulunan silahlı nöbetçinin yanına yaklaşarak, “Karakoldan haber verdiler. Bana ait bir evrak varmış. Alıp çıkacağım” dedi. Emniyet binasının merdivenlerini çıkan eylemci, kapıdan girip xray cihazının önüne geldiğinde cebinden çıkardığı el bombasını müracaat bölümündeki polisin üzerine attı. Nöbetçi polis tarafından ateş açılan ancak vurulamayan eylemci, üzerinde bulunan bomba düzeneğinin pimini çekerek büyük bir gürültüyle patlattı. Şiddetli patlama nedeniyle polis merkezinin kapısında çökme meydana geldi. Kapı önünde bulunan zırhlı araçların da camları kırıldı. Patlamanın ardından polis merkezinin çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Jammer cihazlarıyla ikinci bir bomba ihtimaline karşı önlem alınırken özel tim, çevik kuvvet, bomba imha uzmanları çevrede güvenliği sağladı. Yaralılar, Bağcılar Devlet Hastanesi, Okmeydanı Eğitim ve Araştır ma Hastanesi, Özel Gazi ile Vakıf Gureba Hastanesi’ne sevk edildi. Saldırıda ağır yaralanan 1 yurttaş ise kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki müdahalenin ardından ambulansla Afet Koordinasyon Merkezi’ne (AKOM) götürüldü. Yaralı, buradan da AKOM’a ait ambulans helikopterle Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne nakledildi. Yanık ünitesinde tedaviye alınan yurttaşın durumunun ağır olduğunu belirtildi. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, saldırıda yaralanan polis memuru Ramazan Çakır’ı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ziyaret etti. Çapkın, “4 polisimiz yaralı. Şu an hayati tehlikeleri yok. 3 de vatandaşımız yaralı” dedi. Akrep araçlarıyla geniş şekilde korunan Çapkın “Saldırgan, vatandaşların girdiği xray kapısı önünde kendisini parçalıyor. Müracaatta bulunan polis memuru arkadaşımız şehit oldu. 4 personel de yaralı. Genellikle hafif yaralılar. İçeride banklarda oturan 34 vatandaşımız olduğunu biliyoruz. İçeri girip dışarı çıktıkları için onlarla ilgili 3 yaralı tespitimiz var, şu anda. Yaralı sayısı değişebilir. Saldırganın kimliğiyle ilgili şu an açıklama yapmak istemiyoruz ama neredeyse netleştirdik.” Başkanlık Yarışında Obama Öne Geçiyor... ABD’de Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti’nin ulusal kongreleri tamamlandı, seçim yarışı son aşamasına girdi. Önceki hafta Cumhuriyetçiler kongrelerinde Mitt Romney’in Başkan, Paul Ryan’ın Başkan Yardımcılığı adaylığını onaylamışlardı. Geçen hafta da Demokratların kongresi Obama’nın ve Biden’in adaylıklarını onayladı. Kongreler tamamlandıktan sonra yapılan kamuoyu yoklamaları, kongre sonrasında Mitt Romney’in desteğinde bir artış olmazken, Obama’nın kongre dinamiğinden yararlanarak 45 puan öne geçmesi, başkanlık seçimlerini kazanma şansının şimdilik arttığını düşündürüyor. Dünya ekonomisinin yaklaşık dörtte birini oluşturmasının yanı sıra, dünyanın toplam savunma harcamalarının yüzde 48’ini gerçekleştiren, gerilemekte olan hegemonyasını korumaya çalışan ABD’nin izleyeceği ekonomik politika, dış politika sorunlarına yaklaşma tarzı, dünyanın geri kalanını çok yakından ilgilendiriyor. Hangi yapısal sorunlarla ve sınırlamalarla karşılaşacak olursa olsun bu politikaların başında duracak siyasetçiyi belirleyecek olan seçimler de... İki kongre ve seçim kampanyası arasındaki farklara geçmeden bir noktayı vurgulamak gerekiyor: İki kongrede de abartılı bir ulusalcı dil egemendi. “Tarihin en yüce ulusu”, “dünyanın lideri” gibi genellemeler havada uçuşuyordu. Bakan adaylarının ikisi de, ülkenin eski büyüklüğünü, zenginliğini (“iyi de peki bu nasıl kaybedildi?” tartışmasına girmeden) restore etmeyi amaçlıyordu. Bu abartılı ulusalcı zemin üzerinde ileri sürülen politikalardaki farklar, karşımıza bu abartılı ulusalcılığın iki farklı versiyonunu çıkarıyordu. Cumhuriyetçilerin kongresinin, seçim kampanyasının iki temel ekseni olduğu söylenebilir. Birincisi, Ayn Rand’ı, Hayek’i anımsatan, “Ben kendimi kurtarırım, kimseye, hele devlete gereksinimim yok, toplumun geri kalanına ne olur, beni ilgilendirmez” diyen, toplumsal sorumluluğu, dayanışmayı dışlayan patolojik bir bireycilik. İkincisi, “Obama’ya oy verdiniz krizden çıkaramadı, şimdi bana verin, sorunları ben çözerim” diyen, çok genel, Obama’yı karalamaya odaklanmış, onun komünist olduğunu düşünecek kadar sağa savrulmuş bir propaganda hattı. Bu hat kongrede, kampanyada çok sinirli, saldırgan, nefret dolu, ırkçı, kadın ve eşcinsel haklarına, yoksullara düşmanca yaklaşan bir dilin egemen olmasına yol açtı. Dil ve mantık o kadar bireyciydi ki, o kadar dar çıkarlara odaklıydı ki, savunma harcamalarını arttıracağını söyleyen, Rusya ve Çin’i hedef alan militarist bir dile karşılık, halen savaşmakta ve ölmekte olan ABD askerlerine, sürmekte olan savaşlara, Cumhuriyetçilerin kongresinde değinen bile olmadı. Demokratların kongresinde çok farklı bir hava vardı. Kongre, rahat, kendinden emin, kızgın olmayan, zaman zaman şakacı bir havada geçti. Michelle Obama’nın kocasını tanıtan, Bill Clinton’ın kampanya konularını beceriyle açıklayan, gaflarıyla ünlü Biden’in sakin, ağırbaşlı konuşmaları kongreye enerji verdi. Son gün, Obama’nın, birçok yorumcu tarafından sıkıcı bulunan, ama bana kalırsa, adamın retorik bilgisini de düşününce, “İşimiz zor ama yapabiliriz, sabırlı olmak gerekiyor” temasıyla uyumlu, sakin ve güven verici konuşması da buradaki liderliğin kalibresinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyordu. Cumhuriyetçilerin aksine, Demokratların kongresinde ve kampanyalarında, işçi sınıfının ekonomik sorunlarına, kadınlara, siyahlara, Latin Amerika kökenlilere, eşcinsellere ve hatta öğrencilere yönelik, bu kesimlerin sorunlarını teker teker ele alan bir yaklaşım vardı. Neredeyse “sınıf mücadelesi” söylemine yakın bir dilin benimsendiği görülüyordu. Demokratlar da bireyciydi doğal olarak ama kongrede sunulan bireycilik, toplum karşısında sorumluluğa, dayanışmaya ilişkin tonlar içeriyordu. Dış politika söz konusu olduğunda Demokratların, Bin Ladin’in öldürülmesini, Afganistan ve Irak’tan çekilmeyi vurgulayan, diplomasiye vurgu yapan, savaş gazilerine daha iyi yaşam koşulları vaat eden bir dili benimsedikleri görülüyordu. Bu kısa özetten hareketle, karşımızda abartılı bir oligarşik ulusalcılıkla abartılı bir halkçı ulusalcılık olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bunların kampanya söylemleri olduğunu, ABD’nin gerek içinde olduğu ekonomik krizin, gerekse de dünyadaki konumunun gerçek sorunlarını halka aktarmamaya dikkat eden bir noktada buluştuğunu, neticede, her iki adayın da kim seçilirse seçilsin ABD devletinin yapısal özelliklerinin, egemen sermayenin sorunlarının koyduğu sınırlamalar içinde hareket etmek zorunda olduklarını unutmamak gerekiyor. Bu iki aday arasında ulusalcılık ve bireycilik alanlarında geliştirdikleri farklarıysa, ülkede keskinleşmekte olan sınıf mücadelesinin partilerin kampanyalarına sızması olarak görebiliriz: Biri mali oligarşinin korkusunun, diğeri mali oligarsinin halkın gittikçe artan öfkesini peşine takma arzusunun ürünü... Başbakan Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Afyon’daki cephanelikle ilgili sabotaj iddialarına tepki gösterdi, TSK’nin alması gereken tavrı açıkladı Yargıya gidilecek, git ? Afyonkarahisar’da cephaneliklerden İki kongre, iki ‘vizyon’ sorumlu 4 askerin görevden alındığını açıklayan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun sabotaj iddiasına tepki gösterirken TSK’nin bu sözler karşısında yapması gereken şeyin yargıya başvurmak olduğunu ve bu yolun da kullanılacağını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar’daki patlama üzerine, oradaki yetkililerden başta albay, yarbay, binbaşı ve astsubay olmak üzere 4 kişinin görevlerinden alınarak farklı yerlere tayinlerinin yapıldığını bildirdi. Başbakan Erdoğan, patlamaya ilişkin ihmal ya da sabotaj iddiaları olduğunun anımsatılması üzerine ise “İhmal mi, sabotaj mı bununla ilgili bütün değerlendirmeler idari ve adli yargının yaptığı çalışmalar devam ediyor” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Afyon’daki olayın “yüzde 99 sabotaj” olduğu yönündeki sözlerine de tepki gösteren Erdoğan, şöyle devam etti: “Öyle bir açıklama eğer yaptıysan, ‘Bazı komutanlardan, üst düzey komutanlardan bilgi aldım’, böyle bir ifade varsa kim bu üst düzey komutan açıkla.” Erdoğan, sabotaj iddiasının ardından Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın da Kılıçdaroğlu’nu aradığını belirterek “Yani ‘yüzde 99 sabotaj’ diyor ve kendilerini Genelkurmay 2. Başkanımız aradığında da verdiği cevap, konuyla ilgili açıklama yapacağı böyle bir şey söylemediği. Bakın biz oralardan duyuyoruz” dedi. TSK’nin bu sözler karşısında yapması gereken şeyin yargıya başvurmak olduğunu ve bu yolun da kullanılacağını belirten Erdoğan, “Biz de yargı yolunu hükümet olarak açık tutuyoruz” diye konuştu. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN HANİ EMNİYETİ’NE SALDIRACAKLARDI Diyarbakır’da üç PKK’li öldürüldü DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da Hani ilçesinde Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı hazırlığındaki 3 terörist öldürüldü. Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, saat 22.30 sularında İlçe Emniyet Müdürlüğü karşısındaki harabe bir bina içerisinde teröristlerin tespit edildiğini ve çatışma çıktığını belirtti. Toprak, çıkan çatışmada 3 PKK’linin öldürüldüğünü, şahıslarda 3 Kalaşnikof silah, el bombaları ve lav silahı bulunduğunu bildirdi. Çatışma sonrasında düzenlenen ev baskınlarında eski BDP Hani İlçe Başkanı Hamit Aras, belediye meclisi üyesi Osman Adsız, belediye meclisi üyesi Ali Özden, Hasan Topkaya, Mazlum Narin, İrfan Narin, Bilal Almaz, Hayri Solmaz, Murat Bozyıl ve Abdullah Yakıcı gözaltına alındı. [email protected] KÜLTÜR BAKANI GÜNAY, AFYON KONUSUNDA ERDOĞAN’LA TERS DÜŞTÜ ‘Asker üstünü kapatır’ UTKU ÇAKIRÖZER ‘Vali yanlış yaptı’ Başbakan Erdoğan, patlamanın ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu’nu ziyareti sırasındaki hediye sunumuna ilişkin soruyu da yanıtladı. Erdoğan, “Hediyeleşmeyi böyle bir günde yapmış olması yanlış bir hadisedir ve yanlış yapmıştır. Orada fotoğraf çektirip onu daha sonra sitesine koymak ayrı bir yanlıştır” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, idama mahkum edilen Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi’nin iade edilip edilmeyeceği sorusuna “Biz Sayın Haşimi’yi burada kalmayı arzu ettiği sürece ülkemizde tutarız ve teslim de etmeyiz” yanıtını verdi. Erdoğan, 30 Eylül’deki AKP kongresinde kabine revizyonu yapmayacağını da söyledi. ANKARA Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Afyon’daki cephanelik patlaması için “Soruşturulmadan geçilecek bir olay değil. Siyasi otorite kararlılıkla takip etmezse askerler üstünü kapatır” diye konuştu. AKP kongresi sonrasında bir kabine değişikliği beklemediğini belirten Günay, olası bir değişiklik için yerel seçimler öncesini işaret etti. Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Günay, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Afyon’da 25 askerin şehit olduğu cephanelik patlamasını Bakanlar Kurulu’nda ele aldıklarını belirten Günay, “İlgili arkadaşlar konunun soruşturulduğunu söyledi. Soruşturulmadan geçilecek bir olay da değil zaten. Askeriyeyi bilen bilir. Dışarıdan siyasi irade ciddi takip etmezse askeriyede bu olayların üstü kapatılır, bu ciddi bir olay, üstü kapatılacak bir olay değil. Askeriyeyi ağırlıklı takip edersen sonuç çıkar” dedi. 4+4+4 eğitim sistemine ilişkin eleştirilerin anımsatılması üzerine Günay, “Milli Eğitim Bakanımıza, ilk dört sınıf bittikten sonra seçmeli derslere sıra gelince sadece din dersleri mi seçmeli olacak diye sordum. Sanat derslerinin de seçimlik olması gerektiğini belirttim. O da böyle olacağını açıkladı. Ne kadar olacak göreceğiz” dedi. 30 Eylül’de yapılacak AKP kongresinde kabine değişikliği beklenmediğini belirten Günay, “Yerel seçim eşiğine kadar kabine değişikliği beklemeyin de rim. O dönem bazı arkadaşlar belediye başkan adayı olursa zorunlu bir değişiklik gündeme gelebilir” dedi. Gelecek dönem hükümette görev almayı düşünüp düşünmediğiyle ilgili soruya Günay, “Bir sonraki dönem tekrar bakan olacağım diye ne bir hayalim ne de bir niyetim var. 3. dönem sade bir vekil olarak parlamentoya girmek istiyorum” dedi. Günay, yerel seçimlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığının ise söz konusu olmadığını vurguladı. Günay tiyatroların özelleştirilmesiyle ilgili olarak bitmiş bir çalışma olmadığını, bu dönem çıkmayabileceğini kaydeden Günay, TRT’de yapılan emekliliğe teşvik modelinin tiyatro için de gündeme getirilebileceğini söyledi. Günay, Antalya’da şehit cenazesinde bando takımının cenaze marşını çalmasını engelleyişiyle ilgili olarak da “Ben doğrusu insanların acılarına, insanların duygu dünyasına devletin biraz daha anlayışlı davranmasını istiyorum. Halkın değerinden kopan siyaset anlayışı bir yere varamaz. Halkın geleneğini, örfünü, dinini bileceksin” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle