15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2012 SALI 4 HABERLER CHP, Karayılan’ın ‘Bize devlet ulaştırdı’ dediği Öcalan’ın mektuplarını açıklıyor Hadi Buna Gösteremedin Ona Neden Göstermedin? Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in, Afyonkarahisar’da 25 askerimizin şehit olduğu gün, ilin valisi İrfan Balkanlıoğlu’nun kendisine hediyeler sunması, sonra da kameralar karşısında arzı endam eylemeleri üzerine kamuoyunda hasıl olan bulantı duygusu üzerine bir açıklama yapmış ve hediyeleri, valiye ayıp olmasın diye kabul edip tepki göstermediğini söylemiş. Orgeneral Özel, “Olay ani gelişti, tepki gösteremedim” demiş. Sayın Genelkurmay Başkanı’nın tepkisiz kaldığı başka olayları da anımsayınca, artık kendisine bazı şeyleri sormak farz oldu. İşte bunun için aşağıdaki açık mektubu kaleme almak zorunda kaldım. ??? Sayın, Orgeneral Necdet Özel Genelkurmay Başkanı, Afyon’da hepimizi yasa boğan elim olay sırasında meydana gelen hediye eylemi ve çektirilen fotoğraflar, vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu gibi beni de derinden sarstı. Doğrusu, olayın başaktörü, Vali İrfan Balkanlıoğlu’nun geçmişini bildiğimizden onun açısından olayı hiç yadırgamadım. Ama Sayın General, sizin TSK’nin başı olarak, bu kurumun itibarına ne kadar düşkün olduğunuzu bildiğimden, hatta arkadaşımız Bekir Coşkun hakkında suç duyurusunda bulunarak, başı olduğunuz kurumun itibarını koruma çabasının çarpıcı bir örneğini de yakınlarda vermiş olduğunuzu anımsadığımdan, bazı soruları sormadan edemedim. Makamınıza karşı taşıdığım saygının zerresine halel getirmemeye çalışarak, izninizle bunları şimdi size yöneltmek istiyorum: Sayın Genelkurmay Başkanı, TSK’nin 25 mensubunun şehit olduğu bir sırada, salt valiye ayıp olmasın diye bu hediyelerle fotoğraf çektirmenin tüm kamuoyunda, hele hele şehit aileleri nezdinde yaratacağı tepki o sırada hiç aklınıza gelmedi mi? Yoksa, bizim askerliğimizi yaptığımız yıllardan bu yana meydana gelen büyük değişiklikler, sonunda, bir komutanın belirli özelliğinin başında olduğu kurumun itibarını, şerefini kollamaktan çok, kibarlık olmasını mı amir kıldı? Acaba o resimlerin şehit ailelerinde, ne acılar doğurduğunu, halkta TSK konusunda hangi düşüncelere yol açtığını hiç düşündünüz mü? Siz ki bir gazete yazısına bile bu uğurda tepki göstermekten çekinmeyen bir kişisiniz... ??? Sayın Genelkurmay Başkanı, Bu olaydan çok kısa bir süre önce, PKK’liler, TSK mensuplarıyla giriştikleri çatışmada ölen militanlarının cesetlerini taşıyan askeri zırhlı araca, PKK bayrağı asmışlardır. TSK’nin bir aracına, PKK bayrağı asılması konusunda ne düşünüyorsunuz. Siz bu olayı çok önemsiz mi, yoksa yaşamsal önemde mi buluyorsunuz? Eğer önemli buluyorsanız tepkiniz ne olmuştur? Hepimiz bunu merak ediyoruz. Çünkü biz tepkinizden hiç haberdar olmadık da... Hadi hediyeye, valiye ayıp olmasın diye tepki göstermediniz, peki TSK’nin aracına PKK bayrağı çekilmesine neden tepki göstermiyorsunuz? Yine Beytüşşebap’ta PKK bayraklarına sarılı cenazeler geçerken, askeri lojmanın balkonunda asılı Türk bayraklarının emir üzerine 3 asker tarafından kaldırılması konusunda sizin tepkiniz nedir? Yoksa siz de, bunların bayrağı korumak, tepkileri önlemek amacıyla yapıldığını düşünüp mazur mu görüyorsunuz? Sayın Genelkurmay Başkanı, Eğer başı olduğunuz TSK’nin araçlarına PKK bayrağı çekerek, lojmanından Türk bayrağını indirerek korunacaksa bayrak, sağlanacaksa barış, savunulacaksa vatan söyler misiniz bana, size ve kurumunuza ne gerek var? Evet Sayın Orgeneral, Afyon’daki hediyelere neden tepki göstermediğinizi, diyelim ki anladık. Ama şu bayrak olaylarına neden tepki göstermediğinizi hâlâ anlayabilmiş değilim. Bu sorularımın, başında bulunduğunuz kuruma olan saygımdan kuşku duymanıza neden olmayacağını umarım. ‘Başbakan’a soracağız’ ? CHP’li Koç, İmralıKandil arasında yazılan mektuplarla ilgili yarın Başbakan’a sorular soracaklarını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Abdullah Öcalan’ın PKK liderlerinden Murat Karayılan’a yazdığı mektupları yarın kamuoyu gündemine getirmeye hazırlanıyor. CHP sözcüsü Haluk Koç, “İmralıKandil arasındaki yazışmalar Başbakan’ın emriyle teati edilen mektuplar, götürülenler, getirilenler, bunların hepsi elimizde. Başbakan’a çarşamba günü bu mektuplarla ilgili sorular soracağız” dedi. Haluk Koç dün A Haber’in sorularını yanıtladı. Sosyalist Enternasyonal bildirisiyle ilgili bir soru üzerine Koç, “Buradan AKP’ye ekmek çıkmaz. Sayın Bekir Bozdağ’a hele hiç çıkmaz, Başbakan’a hiç çıkmaz” dedi. Koç, bu hafta içerisinde CHP’nin çok ciddi konuları gündeme getireceğini vurgularken “Sayın Başbakan’ın PKK konusunda takındığı tavır, Habur ve Oslo süreçlerinde İmralı Kandil arasındaki yazışmalar Başbakan’ın emriyle teati edilen mektuplar, götürülenler, getirilenler. Bunların hepsi elimizde. Bütün kayıtlarıyla beraber elimizde. Sayın Başbakan oldukça zor durumda kalacak. CHP’yle PKK arasında kendi kafasına göre ilişki kurmaya çalışan Başbakan çok büyük açmaz içine girecek” açıklamasını yaptı. Koç, “Çarşamba günü konuyu gündeme taşıyacağız. Öncelikle sorular soracağız. Orada silah bıraktırmak için değil, resmen KCK’nin anayasanın hazırlanması sürecine yönelik sorular sormak düzeyinde bir girişimimiz olacak” dedi. Murat Karayılan da daha önce yaptığı açıklamalarda Öcalan’ın avukatları aracılığıyla talimat verdiği ve avukatların kuryelik yaptığı savlarını yalanlarken “Şimdi yanımızda önder Apo’nun bizzat kendi eliyle yazılmış olan 10’a yakın mektubu vardır. Fakat bu mektupların hiçbirisi de bu avukatlar tarafından bize ulaştırılmış değildir. Hepsi, bizzat devletin heyeti tarafından bize ulaştırılmış mektuplardır” demişti. TÜRKİYE’DE KALACAK Türkiye’nin, kararın siyasi olduğu düşüncesi taşıdığını açıklayan Haşimi, “Sorunum siyasi olarak çözülene kadar buradayım. Türkiye’ye yük olmak istemiyorum. Birçok ülke bana ev sahipliği yapacaktır. Sıkıntı olursa evime dönmeye çalışırım” dedi. Haşimi’nin hakkındaki karar kesinleşene kadar Türkiye’de kalmaya devam edeceğini bildiren Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ise Irak’ta yapılan açıklamalara bakıldığında kararının adaletli olmadığının görüldüğünü savundu. ‘Avukatları getirmedi’ Tarık el Haşimi: KAPLAN’DAN ERDOĞAN’A: Yanlış adres gösteriyor AYŞE SAYIN İdam benim için şereftir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi, ülkesinde hakkında verilen idam kararını değerlendirirken, bunun kendisi için bir şeref ve boynuna takılan bir madalya olduğunu belirterek, “Bu benim açımdan beraat kararıdır. Haksız bir karardır ve değersizdir. Ben suçsuzum, tüm suçlamalar haksız yere bana yöneltilmiştir. Tarafsız bir mahkeme önünde yargılanmaya hazırım. Maliki’nin etkisi altındaki bir mahkemede yargılanmak istemiyorum” dedi. Irak’taki terör saldırılarını finanse etmek iddiasıyla yargılanarak idam cezasına çarptırılan Haşimi, dün Ankara’da basın toplantısı düzenledi. Toplantıya elindeki Arapça metni okuyarak başlayan Haşimi, karardan Irak Başbakanı El Maliki’yi sorumlu tutarak tepki gösterdi. Irak mahkemesinin kendisi hakkında verdiği idam kararının bir şeref ve boynunda asılı bir madalya olduğunu belirten Haşimi, “Bu benim açımdan beraat kararıdır. Haksız bir karardır ve değersizdir. Ben suçsuzum, tüm suçlamalar haksız yere bana yöneltilmiştir. Tarafsız bir mahkeme önünde yargılanmaya hazırım. Maliki’nin etkisi altındaki bir mahkemede yargılanmak istemiyorum. Ben Kerkük’te, Erbil’de tarafsız bir mahkemede yargılanmaya hazırım. Maliki’nin kontrolünde olmayan bir mahkemeye çıkmaya hazırım. Bu karar haklı olduğumu gösterir. Ülkeme olan sevgim karşılığında bana ödetilmesi istenen bir bedeldir” diye konuştu. İdam kararının davanın asıl amacının siyasi olduğuna işaret ettiğini belirten Haşimi, “Amaç siyasi manipülasyondur. Kararın hukukiliği yoktur. Bu kararı kabul etmem mümkün değil. Zira kararı çıkartan mahkeme ihtisas sahibi değildir” dedi. Gıyabında verilen bu kararı tanımadığını ifade eden Haşimi, savunması alınmadan karar verildiğini ve kararın zalimce olduğunu dile getirdi. “Bana inanan hiç kimse şu anda güvenlik içinde değil, hepsi tehlikede” diyen El Haşimi, “Benim değil Maliki’nin BM’de yargılanması lazım. Yüz binlerce insanın ölümünden sorumludur” diye konuştu. Kendisine bağlı olanları silahlı mücadeleden uzak durmaları konusunda uyaran Maliki, “Kan dökmeyin, kesinlikle silaha sarılmayın. Sizin direnişinizle, sizin desteğinizle bu hükümet gidecektir” dedi. Bu arada Almanya’da yaklaşık 2.5 aydır tedavi gören Irak Devlet Başkanı Celal Talabani Başbakan Nuri el Maliki ile dini lider Ali Sistani ’nin çağrıları üzerine 17 Eylül’de Irak’a döneceğini açıkladı. Haşimi hakkında verilen idam kararını “esef verici” diye niteleyen Talabani, bunun ulusal uzlaşıyı zora sokacağını söyledi. ANKARA PKK’lilerle “kucaklaşma” fotoğrafları nedeniyle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dokunulmazlıklarını kaldırmakla tehdit edip “Ya Kandil ya Meclis” resti çektiği BDP’den “demirden korksak trene binmezdik” yanıtı geldi. AKP’li TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Başbakan Erdoğan’ın çıkışından sonra yeni anayasanın hazırlanmasında “BDP’siz yola devam edebilecekleri” mesajı vermesi dikkat çekti. BDP Milletvekili Hasip Kaplan, Kuzu’nun, kendilerini hedef alan açıklamasıyla “ihsası reyde (oyunun rengini açıklamak) bulunarak henüz dokunulmazlık fezlekeleri gelmeden” tarafsızlığını yitirdiğini belirterek “Kuzu’nun bu tavrı nedeniyle başkanlıktan çekilmesi lazım” dedi. Dokunulmazlıkların kaldırılmasından korkmadığını söyleyen Kaplan, “Ben 1994 DEP sürecini de yaşayan birisiyim. O yüzden demirden korksak trene binmezdik. Ancak Başbakan dağa çıksınlar diyerek yanlış adres gösteriyor. Bir Başbakan’ın görevi, dağa çıkışı değil, dağdan iniş yolunu göstermektir, demokratikleşmeyi göstermektir” dedi. Erdoğan’ın kendilerine yönelik sert tavrının, “gerçek muhalefeti BDP’nin yapmasından kaynaklandığını” savunan Kaplan, “Ayrıca, Oslo görüşmelerinin neden koptuğu, koptuktan sonra PKK’nin bu yaz eylemlerini neden artırdığını en iyi Başbakan biliyor. Oslo görüşmelerinden sonra hazırlanan protokolleri gören Başbakan’ın kendisi, kamuoyuna içeriğini açıklarsa, bize kızgınlığının nedeni çok iyi anlaşılır” diye konuştu. Fotoğraf: ALİ AÇAR AKP Şişli İlçe Merkezi’ne yürüyen DİSK üyeleri, “12 Eylül’den hesabı emekçiler soracak”,“12 Eylül AKP ile sürüyor”,“Tayyip’in zulmüne direneceğiz” sloganları attı. Ülkeyi sivil generaller yönetiyor İstanbul Haber Servisi Türkiye DİSK, 12 Eylül askeri darbesinin 32. yıldönümünde AKP Şişli ilçe merkezi önüne yaptığı yürüyüşle iktidarı protesto etti. 12 Eylül askeri darbesinin 32. yılında AKP’nin siyasi politikalarına karşı dün Şişli’deki DİSK genel merkezi önünde toplanan çok sayıda emekçi, “12 Eylül AKP ile sürüyor. YÖK, RTÜK, HSYK, ÖYM ve sendikal yasaklar kaldırılsın”,“Tazminat hakkımız söke söke alırız”,“İşçiyiz haklıyız, kazanacağız” yazılı pankart ve dövizler açarak Mecidiyeköy’deki AKP Şişli ilçe binası önüne yürüdü. AKP önünde basın açıklamasını Erol Ekici, 12 Eylül as DİSK, 12 Eylül’ün yıldönüm ünde AKP politikalarını protesto etti keri darbesinin üzerinden 32 yıl geçtiğini anımsatarak şunları söyledi: “Bugün Türkiye o karanlık günlerin girdabından çıkabilmiş değil. Yasaları ve kurumlarıyla 12 Eylül varlığını sürdürmeye devam ediyor. Toplumu tek tipleştiren, her türlü demokratik tepkiyi baskı ve zorla sindirmeye çalışan, işkenceyi, devlet terörünü kurumsallaştıran bireyleri örgütsüzlüğe yalnızlığa sürükleyen 12 Eylül faşist zihniyeti, Türkiye halklarına çok şey kaybettirdi. 12 Eylül Türkiye şimdi sivil generallerle yönetiliyor. Biz DİSK olarak özgürlük, güvenlik ve demokrasi istiyoruz.” ESKİ BELEDİYE BAŞKANINA YOLSUZLUK SUÇLAMASI SENDİKALAR 1.5 AYDIR GÖRÜŞMEK İÇİN BEKLİYOR Muzzafer Eryılmaz gözaltına alındı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nca ihaleye fesat karıştırıldığı iddiasıyla yürütülen soruşturmada, aralarında eski Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz’ın da bulunduğu 20’den fazla kişi gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla belediyenin sağlık taramalarına ilişkin yaptığı ihalelere fesat karıştırıldığı iddiasıyla önceden belirlenen adreslere operasyon düzenledi. Operasyonda aralarında eski Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz ile Çankaya İlçe Sağlık Müdürlüğü eski çalışanları ve bazı özel firma yetkililerinin de bulunduğu 20’yi aşkın kişi gözaltına alındı. Sağlık taraması için yapılan ihalelerde özel firmalara yaklaşık 4 milyon lira haksız para ödendiği ileri sürüldü. Zanlılar ifade işlemleri için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Başbakan işçilere kapıları kapattı MUSTAFA ÇAKIR CHP’den ÖSYM önünde eylem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Gençlik Kolları, yaptığı eylemde ÖSYM’yi protesto etti. CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Doğan, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) önünde CHP Gençlik Kolları adına yaptığı basın açıklamasında, ÖSYM’nin sınavlarının şaibeli olduğunu belirtti. Ali Demir’in görevden ayrılması gerektiğini belirten Doğan, “Kararlarını özgür iradesiyle verebiliyorsa bugünden tezi yok ÖSYM Başkanlığı’ndan istifa etmelidir. Şayet kararlarını özgür iradesiyle değil de birilerinin talimatıyla veriyorsa korktuğu kişi kimdir bunu biz gençlere ve kamuoyuyla paylaşmalıdır” şeklinde konuştu. ANKARA Özel sektör işyerlerinde şubat ayından bu yana yetkili sendikalar belirlenemiyor. Sendikaların yetki başvuruları, Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı Meclis’ten çıkmadığı için sonuçlandırılmıyor. Bu nedenle 904 işyerindeki 200 bin işçinin toplusözleşmeleri bekliyor. İşçiler toplusözleşme yapılmadığı için eski ücretleri ile çalışmaya devam ediyor. İşçi ve işveren konfederasyonları başkanları sorunu çözmek için birçok kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile bir araya geldi ancak olumlu bir adım atılmadı. Ağustos ayı başında Türkİş, Hakİş, TİSK ve TOBB, Başbakan Tayyip Erdoğan ile ortak görüşme talebinde bulunmuştu. Ancak geçen yaklaşık 1.5 aylık süreye karşın görüşme gerçekleşmedi. Türkİş’in randevu talebine yanıt verilmedi. Türkİş Başkanı Mustafa Kumlu, “Türkiye’nin yoğun gündemi içinde bugüne kadar bu görüşme gerçekleşemedi ama en kısa sürede gerçekleşeceğine inanıyoruz” dedi. Haşimi de AİHM koruması altında BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Tarık el Haşimi, hakkında verilen karar sonrasında Türkiye’nin hukuksal durumunu değerlendiren Uluslararası Hukuk Uzmanı Prof. Hüseyin Pazarcı, “El Haşimi; Türkiye’ye sığındı, sığınmacı pozisyonunda ama mülteci statüsü vermediler. Dolayısıyla böyle bir iade etme konusu AİHM bakımından söz konusu oluyor. AİHM, daha önceki bir davada İngiltere, böyle birini Amerika’ya iade etti, idam cezası varmış, bunun işkence ve kötü muameleye tekabül ettiği gerekçesiyle iade edilemeyeceği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu kararını verdi. Aynı durum idam söz konusu olduğuna göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı çerçevesinde bizim bakımımızdan sözkonusu olacaktır. Türkiye’yi zorlamaları halinde, bizim anayasamızın 90. maddesine 2004’te eklenen hüküm çerçevesinde anayasamız gereği de İnsan Hakları Sözleşmesi’ni üstün tutmak zorundayız” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle