18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ 8 İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir B Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Y Ankara 30 37 31 33 33 35 34 26 29 28 29 30 31 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y PB PB PB B PB B B B B B B B 29 31 33 32 35 36 41 40 37 39 34 30 29 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y BudapeştePB Madrid B Viyana Y HABERLER 20 24 22 22 21 22 24 26 24 25 34 34 30 Belgrad Y 30 Sofya B 31 Roma PB 34 Atina B 34 Zürih Y 27 Moskova PB 28 Aşkabat A 36 Taşkent B 35 Baku A 35 Bişkek PB 28 Tiflis B 33 Kahire A 36 Şam A 40 Ülkemizin kuzey ve iç kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Orta Karadeniz, Doğu Karadeniz kıyıları ile Isparta çevrelerinde yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Ağustos GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada müdahalede bulunuruz.” Ne var bunda? RTE bu! Aylardır müdahale sözcüğü zaten ağzından düşmüyor. Haklısınız. Ama bu kez farklı. Kuzey Irak’ta kadim dostu Barzani’nin Kürt Kürt’ü vurmaz bahanesine sarılıp Kandil Dağı’nda yan gelip yatan PKK’ye bir kardeş örgüt (PYD) birden doğuverdi Kuzey Suriye’de. Şafak attı bizimkinde. PKK ile baş edemezken K. Suriye’de PKK’ye yakınlığından söz edilen bir başka örgüt kuruldu. Bizimki müdahale sayfasını yeniden açmak zorunda kaldı. Baştan beri yazar durursun; RTE, ne K.Irak’a ne de yeni oluşmalar içindeki K.Suriye’ye müdahale edemez diye. RTE, Suriye sınırına, namlusu Suriye’ye çevrili tanklar yığıyor. Olabilir. Fazla önemsemeyin tankları, taburları… Esad’ı bir türlü düşüremeyen RTE; bırakalım birazcık savaş oyunlarıyla teselli bulsun! Suriye politikası iflas etti; lakin RTE’de çare tükenmez. Müdahale yoksa Barzani var dedi; Erbil’e saldığı Davutoğlu da Kürt aşiret reisine “hassasiyetlerimizi” iletti ve sonucunda “mesajlarımızın” alındığını ilan etti. Barzani’nin aldığı mesaj terörle mücadelede ortaklık. Barzani, daha önceleri gibi, Türkiye’ye çaresiz olduğu şu sırada ters bir davranış göstererek karşına almak istemiyor. Tamam, evet, anlaştık diyor ve oluşmaları zamana bırakıyor. Türkiye’yi bir kez daha bal gibi uyutuyor. ??? Geçen akşam TV’lerde gezindim. Birinde Alevi sorunu. Bir başkasında Yalçın Doğan’ın Mehmet Altan’ın bu memlekette demokrasinin nasıl gün ve gün eriyip gittiğini örnekleriyle açıklamalarına; yaşı başı yarım yüzyılı aşmış, galiba sosyolog üniversite öğretim üyelerinden, her fırsatta bilim ilim adına AKP’yi koruyup kollayan bayan Prof. Nur Vergin’in laf yetiştirme çabalarını bir süre izledim. TV’leri pek çoğunda da ya “Peygamberin Kılıçları” veya Halife Ömer’in yaşamı dizileri....Ya da İslam dininin erdemini (tabii araya Arapça kimi ayetler sıkıştırarak) ballandıra ballandıra anlatan konuşmacılar... Herhangi birinde önceki gün Silivri mahkemesinde tanıklık yapan emekli Org. ve eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün, kimi askerleri ve gazetecileri darbeci diye tanımlayan savcılık iddialarının ne denli palavra olduğunu içeren ifadelerini… …. “Yahu bu nasıl adalettir? Üç yıldır insanları içeride tutan iddiaların kamuoyuna yutturulduğu gibi olmadığını önceki gece işte zamanın Genelkurmay başkanı açıklıyor” diye yorumlayan tek bir TV’ye rastlamadım. ??? İddia: AKP 2002’de tek başına iktidara geldiğinde zamanın kuvvet komutanları Genelkurmay başkanını hükümete bir muhtıra vermeye zorladılar. Ama demokrasiye bağlı Özkök, öneriyi reddetti. Tanık Özkök: “Teklif askerlikte çok özel bir terimdir. Daha önce emredilen konuda astlar bir çalışma yapar ve emri verene bu konuyla ilgili bir sunum yaparlar. Bunun dışında zaman zaman toplanır beyin fırtınası yaparız. Orada kişiler aniden aklına geleni söyler. Hareket tarzı ise başkadır. Saldırı, savunma gibi birbirinden farklı 3 hareket tarzı vardır. Evet orada bir söz (muhtıra) söylendi. Muhtemel hareket tarzlarından biriydi” Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Mustafa Balbay’ın Cumhuriyet’te 23 Mayıs 2003 tarihindeki “Genç Subaylar Tedirgin” başlıklı haberini sordu: Tanık Özkök: (Balbay’ı bu haberle aylarca darbe kışkırtıcılığı yapmakla suçlayan yazılar yazan, manşet haberler düzenleyenlerin yüzlerine gerçeği çarptı.) “Benim bu haberden sonra Başbakan’a gidip ‘Genç subaylar tedirgin değil’ dediğim yazıldı. Biz Başbakan’la baş başa görüştük, kimse yoktu. Ben kendilerine ‘Genç subaylar tedirgin değil’ demedim. Aksine tedirginlik olduğunu anlattım.” Balbay’ı dün de bugün de birinci sınıf gazeteci gördüğünü söyleyen Özkök; “Balbay’la ilgili darbe planlarıyla ilgili bir şey duydunuz mu?” sorusuna: “Duymadım” yanıtını verdi. ??? Org. Özkök’ün uzun ifadesinden aldığımız iki örnek; kimi çevrelerin AKP’nin desteğinde örneğin komutanların Genelkurmay başkanına muhtıra verelim dayatmasının ne kadar sahte, sanal bir suçlama olduğunu … …..sözü edilen haber nedeniyle Mustafa Balbay’ı içeride 3 yılı aşkın bir süredir tutmanın, aylardır hücrede yatırmanın ne denli büyük bir adalet ve insanlık suçu olduğunu kanıtlıyor. Tabii anlayana, tabii vicdan sahibi olanlara... Perşembe günü İznik Gölü kıyısına doğru çıktık yola. Hızlı feribottan inip Yalova’dan ayrılıp, Süpürgelik’i de geride bırakıp, Orhangazi’ye yönelirken, her zamanki gibi gölü gördük. Ama göl her zamanki o göl değildi. Çok değişik bir turkuvazdı, şimdiye dek görmediğim türden... Mine ile aynı anda, aynı şeyi düşünmüşüz: Gölün içinden geçen fay hattı hareketlenmek üzere mi yoksa? Türkiye’nin altı kaynıyor, her an yıkıcı sarsıntı konusunda uzmanlar uyarıyorlar. Türkiye’nin üstü de kaynıyor... Etnik, mezhepsel fay hatları konusunda uzmanlar uyarıyorlar. Kimse tınmıyor. Klasik “bişşşiyyy olmaz abiii” refleksi, ya da reflekssizliği ile yetiniyor herkes. Malatya Sürgü’deki olay mahkemeye göre, mala zarar vermeye yönelik bir eylem. Malatya’da Sürgü’de, mezhepsel linç girişimi, Dalyan’da taşlı sopalı, molotofkokteylli etnik çatışma, Şemdinli’de düpedüz savaş. Gelin görün ki, iktidarın tepkisizliği tüyler ürpertici Sürgü için yorumları korkunç: Münferit bir olay... ??? Daha önce mezhep çatışmasının yaşandığı, insanların diri diri yakıldığı bir ülkede ve bölgede, daha önce insanların inançları dolayısıyla gırtlaklarının kesildiği bir kentte, mezhep farklılığından patlak veren bir tartışma, çatışmaya Münferit Bir Olay mı? dönüşüyorsa, münferit bir olay değildir. Çatışmanın taraflarından biri olan davulcu “Bu İslamın davasıdır”, “Bu aile buradan gidecek!” deme cesaretini nereden buluyor? Alevilerin sürekli horlandığı, dışlandığı, ötekileştirildiği bir ortam olmasa, kimse bu cüreti bulabilir mi? Bu ortamı kimin yarattığının yanıtını bulduğunuzda, sorumluyu da bulursunuz. Türkiye’de laiklik konusunda daha duyarlı iktidarlar zamanında bile kimi cüretkârların ortaya atıldığını bilenler, bu konularda hep temenni ile hareket ettiler. “Ben Eyüp’te bira içtirmem” diyene arka çıkan iktidar döneminde, davulcunun cüreti nereden aldığı da sorulur mu? Mısır’da laiklikten korkmayın, demek mesele değil. Gerçekten Türkiye’de laiklikten korkmuyorsan, laikliğin gerekliliğine inanıyorsan, gereğini de yapacaksın. Bunun gereği de herkesin, inanç özgürlüğünü rahatça kullanması için alan temizliğini yapmak, yani müdahalelere veya müdahale girişimlerine engel olmak için zor kullanmak, yasal yaptırımlarla failleri cezalandırmaktır. ??? Laiklik yalnızca tüm inançlara eşit uzaklıkta olduğunu veya hepsine saygı gösterdiğini söylemek değildir. Ama aynı zamanda bunu yaşama geçirmektir. Hatta o bile yetmez zaman zaman. Laiklik rejim inançlardan biri ya da öbürü, bir diğerinin veya diğerlerinin müdahalesiyle karşılaştığı zaman, derhal harekete geçip, güç kullanarak müdahaleyi men etmektir. Aynı zamanda inandırıcı laik bir rejimde, yasamanın yürütmenin ve yargının tavrı bu özgürlükler konusunda o denli açık ve nettir ki, bu açıklık ve netlik caydırıcı bir etki yaparak, girişimleri daha doğmadan boğar. Sürgü olayına bakın! Devletin tepkisinden ne kadar laik, ne kadar vicdan özgürlüğüne saygılı ve demokrat olduğunu anlayın! Türkiye büyük sarsıntılara gebe, yerin altında fay hatları aktif, büyük depremin eli kulağında. Türkiye büyük sarsıntılara gebe, yerin üstündeki mezhepsel etnik fay hatları aktif, büyük allak bullak oluşun eli kulağında. Ve bütün bunlar karşısında iktidar umursamaz tavırla diyor ki; Bunlar münferit olaylar. En büyük tehlike de işte tam burada. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY CHP bölgede başlatılan operasyon için milletvekillerini yollayacak Şemdinli çıkarması MAHMUT ORAL CHP’li Keskin DİYARBAKIR Terör örgütü PKK üyelerinin bölgeye sızarak kontrolü ele alma girişiminin ardından Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde başlatılan operasyon ikinci haftasına girerken dün Bağlar köyü Zor Geçit mezrası yakınlarında 2 askeri aracın geçişi sırasında patlama oldu, araçlarda maddi hasar meydana geldi. Bölgeye çevre illerden asker sevkıyatı yapılırken, CHP, bölgeye bir heyet gönderiyor. CHP, İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ve Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner’den oluşan bir heyeti bölgeye göndereceğini açıkladı. CHP heyetinin Şemdinli’de yetkililer, yurttaşlar ve göç eden köylülerle görüşerek bir rapor hazırlayacağı ifade edildi. Bölgede bulunan 10 köy ve 40’tan fazla mezraya giriş çıkış yasaklanırken, köylülerin bölgeyi terk ettiğini belirten BDP Hakkâri Milletvekili Esat Canan, “Köylüler, hayvanlarını, bağlarını, bahçelerini büyük bir korku içinde bırakıp kaçtıklarını ifade ettiler. Operasyon adı altındaki bu harekât çok ciddi boyutta bir savaş durumuna gelmiştir. Bunun bir an evvel sona erdirilmesi ve Derecik yolunun açılması gerekmektedir. Şemdinli’nin ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu belirtmek istiyorum” dedi. Mardin’in Ömerli ilçesi kırsalında yol kesen PKK’li teröristler, durdurdukları araçtaki yurttaşlara örgüt propagandası yaptı. Elazığ’dan Muş’a gelen yük treni, Zengök köyü yakınlarında terör örgütü PKK’nin mayınlı saldırısına uğradı. Uzaktan kumandayla mayının patlaması sonucu yük treninin kömür dolu 5 vagonu devrildi. Saldırıda ölen ve yaralanan olmadı. Hakkâri Cumhuriyet Lisesi’ne sabaha karşı molotof atılması sonucu okulda maddi hasar meydana geldi. Bakana THY soruları Haber Merkezi CHP Denizli Milletvekili Adnan Keskin, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde THY’den işten atılan emekçilerin durumunu Meclis gündemine taşıdı. THY’de grev haklarının ellerinden alınmasına karşı demokratik haklarını kullanarak eylem yapan THY emekçilerini, tazminatsız olarak işten çıkarıp hizmet açığını yabancı uyruklu teknisyenleri işe almak suretiyle kapatılmaya çalışıldığına yönelik haberlerin basına yansıdığına dikkat çeken CHP Milletvekili Keskin, emekçilerin durumunu Meclis gündemine taşıdı. Keskin’in, Bakan Yıldırım’a yönelttiği sorular şöyle: İşten çıkarılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı teknisyenlere ödenen aylık ortalama ücret ne kadardı? Yabancı uyruklu teknisyene ödenen aylık ortalama ücret ne kadardır? Bunların yemek ve barınma giderlerini THY mi karşılamaktadır? THY emekçilerine yüzde 3 zam bile çok görülürken, yüzde 100’e yakın fazla ücret ödeyerek yabancı teknisyen istihdamı hak ve adalet anlayışı ile bağdaşmakta mıdır? Demokratik haklarını kullananların işsiz bırakılması “ileri demokrasi” anlayışının bir gereği midir? Ülkemizde işsizlik sorununa çözüm bulmak hükümetin temel vazifesi iken, Türk vatandaşlarını işten atarak, yabancı uyruklu eleman istihdamını nasıl savunuyorsunuz? Şehit ere hazin tören ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Siirt’in Eruh ilçesinde güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan piyade er Enes Çakırdoğan toprağa verildi. Cenaze töreninde Yüksek Askeri Şura üyeleri tam kadro saf tuttu. Şehit Er Çakırdoğan için dün Kocatepe Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine, ailesi ve yakınlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başbakan yardımcıları Beşir Atalay ve Ali Babacan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve kuvvet komutanları katıldı. Ankara’da toplantı halinde olan YAŞ üyeleri de Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın yanında tam kadro saf tuttu. Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından şehit er Enes Çakırdoğan’ın cenazese Pursaklar’da defnedildi. kamuoyu temmuz ayı başından beri adım adım görüyor. Paketin süslemeleri topluma öylesine allanıp pullanarak sunuldu ki; içindekiler de en az o süslemeler kadar güzeldi! Böylece yargıda büyük bir ilerleme sağlanacaktı. Beklentiler şunlardı: Artık tutukluluğa devam kararlarında bunun gerekçeleri açık şekilde yazılacak. Tutuklamanın yerini alacak 6 yeni adli kontrol yöntemiyle, tutuksuz yargılamanın esas alınması ilkesi güçlendirilecek. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) Türkiye aleyhine bu konuda verilen kararların azaltılması sağlanacak. ??? Ergenekon davasında, aylık tutukluluğu gözden geçirme kararları 27 Temmuz Cuma günü açıklandı. Eskiden 34 sayfayı geçmeyen karar metni, bu kez 58 sayfaydı. Demek ki, her sanık için hangi suçlamaların bulunduğu net bir şekilde yazılacaktı. Biz de o beklentiyle dinlemeye başladık. Ortaya şu çıktı: Tüm sanıklar için tutuklandıkları tarihteki durumlarında bir değişiklik olmadığı yazılmış. Bu bir anlamda, ilk günkü hükmün devam etmekte olduğunu gösteriyordu. Dava kapsamındaki kimi sanıkların yurtdışına kaçmış olduğu anımsatılıp, tutuklu sanıkların serbest kalması halinde kaçabilecekleri vurgulanmış. Bu, her şey bir yana, suçun kişiselliği ilkesine aykırı. Yasa, kaçma ihtimalinin, tamamen sanığın kendi girişim, hazırlık ve eğilimlerine dayalı olarak değerlendirilmesini istiyor. Somut örnek vermek gerekirse gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra kaçmaya girişmeyen, teşebbüs etmeyen, 8 ay sonra yeniden gözaltına alınıp tutuklanan ben; hâlâ yurtdışında kaçak bulunan birkaç kişiyle eşit tutuluyorum. Onlar kaçtıysa ben de kaçabilirim, yorumu, hatta saptaması yapılıyor. Bu mantık ortaçağ yönetimlerinde bile yoktu. Kararda, ayrıntılı tutukluluk gerekçesinin ihsası rey olacağı belirtilmiş. Oysa, 3. yargı paketindeki değişiklikle, gerekçenin ayrıntılı ve net olarak yazılması gerekiyor. Bu madde ile tutukluluğa devamın zorlaşacağı görüşü hâkimdi. Mahkeme heyetinin ayrıntı açıklamamasının anlamı şu: Ben yasama yetkisini kullanan TBMM’nin çıkardığı yasayı tanımıyorum! Bu mümkün olabilir mi? Silivri davalarındaysa olur. Bir başka açıdan bakınca, mahkeme “Açıklamam ihsası rey olur” diyerek, ihsası reyde bulunuyor. Kararda, AİHM ilkelerine de gönderme yapılmış. Mahkeme uzun tutukluluğun bu tip davalarda olağan olduğunu AİHM’ye dayandırarak açıklamaya çalışıyor. Oysa şu gerçeği dünya âlem biliyor ki; uzun tutukluluk cezalarında rekor Türkiye’nin. Olimpiyatlara bu dalda girsek tüm madalyaları toplardık. Her sanık için tek tek sıralanan, net ifadeler içermeyen gerekçelerde hemen herkese şu cümle de yazılmış: Bilgisayarında çıkan veriler... Oysa pek çok sanıkta hiç bilgisayar bulunmamıştı. Öyle anlaşılıyor ki; dört yıl hapis yatana bir bilgisayar armağan ediliyor! Üstelik delilleriyle beraber. Kararda tutuklu sanıkların tümü için adli kontrol önlemlerinin yeterli olmayacağı belirtilmiş. Oysa yurtdışına çıkış yasağından, evden çıkmamaya kadar geniş bir yelpazede düzenlenen bu önlemlerin çok büyük bir yenilik olduğu, mahkemelerin bu mesajı alacağı sıklıkla vurgulanıyordu. Demek ki mahkemeler, yasadan da bağımsız! ??? 3. yargı paketinin birinci ayında tablo böyle. Silivri’dekiler de dahil olmak üzere özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) son durumu şu: Başbakan bu mahkemelere güvenmiyor. Adil yargılanmayacağını düşündüğü için memurlarını vermiyor. O nedenle kaldırılmalarına karar verildi. Ellerindeki dosyaları bitirdikten sonra işlevleri de bitmiş olacak. Gelinen noktada kamuoyu ile paylaşmak istediğim şu: Hukuksal ve siyasal anlamda sanıklarıyla birlikte ıssızlığa terk edilmiş bir mahkeme, adalet dağıtamaz. Dağıtsa dağıtsa, adaleti dağıtır. Silivri’de yaşanan bu. Validen ‘şaşırtan’ öneri ? Yurt Haberleri Servisi Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, kameraların kapalı olduğunu sanarak gazetecilere “şaşırtan” öneride bulundu. Gazetecilere, “Giresun’un aleyhine olan şeyleri ulusal basına taşımayın” diyen Şahin “Cenazeyi derme çatma teleferikle karşıya geçirdiler” başlıklı haberi anımsatarak “Haber yaptınız, iyi mi oldu? Belki sen oradan 34 puan ya da 400500 lira aldın. Ben vereyim sana o parayı, yazmasan” dedi. Kameraların yayında olduğunun anımsatılması üzerine Şahin “Tüh yine yakalandık” dedi. Tanrıkulu: Yardım kolisi rüşvet değil mi? ANKARA (ANKA) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e, Giresun Valiliği’nce memurlara gönderilen yardım paketlerini sordu. Tanrıkulu, önergesinde, “Giresun ilinde hidroelektrik santralı inşaatı yapan Kolin İnşaat Turizm San. ve Tic. A.Ş. tarafından hazırlanarak Giresun Valiliği’ne gönderilen yaklaşık 100 TL değerinde olduğu belirtilen 500 adet yardım kolisi, Gi resun Valisi tarafından Hükümet Konağı’nda görev yapan memurlara” dağıtıldığını hatırlattı. Tanrıkulu özetle şunları kaydetti: “Dünya genelinde HES’lere yoğun tepkiler varken ve yöre halkının tepkisi bu kadar açıkken, bu şekilde gerçekleştirilen yardım kolisi dağıtımının amacı yöre halkının tepkisini yok etmek midir? Özel bir şirket tarafından hazırlanan yardım kolilerinin dağıtılmasının, “Açık bir rüşvet eylemi değil midir?” dedi. Abakay: Gazetecilere dokunmayın ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, Suriye’de görevde yapan Türk gazetecilerin, hükümetin tutumu nedeniyle taraflar arasında düşman gibi algılandığını kaydetti. Abakay, Suriye’de savaşan taraflara uyarı da bulunarak gazetecilere dokunulmamasını ve özgür çalışmalarının sağlanmasını istedi. Abakay, “Türkiye’yi yöneten iktidar ne yazık ki, Suriye olayında barışın değil savaşın tarafı olmuştur” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle