23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sağlık Bakanlığı beklenen damacana raporunu açıkladı: 254 su firmasından 114’ünün ürünü uygunsuz. 15 şirketin damacanası ise sağlıksız. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanlığı, Türkiye çapında dağıtım yapan 254 su firmasından 114’ünün ürünlerinde uygunsuzluk tespit etti. Bakanlık, 15 markanın damacana dolum tesisinin sağlık şartlarını ise uygun bulmadı. Geçen hafta, İstanbul’da 5 damacana dolum tesisinde kirlilik tespit ettiğini açıklayan Sağlık Bakanlığı, dün Türkiye genelindeki denetimlerinin sonuçlarını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Türkiye çapında hizmet veren 254 su firmasının ürünleri üzerinde inceleme yapıldığı 114 markada uygunsuzluk tespit edildiği, “Gençsu, Karlık Madran, Alka Madran, İvriz Su, Beysu, EDK Lara, Hünkar, Revan, Buzdağ, Kardelen, İdeal, Hazar Vox Nida, Bahçeayran, Esensu 3 ateşe atacak girişimlere yeşil ışık yakarak, hatta öncülük ederek! Bu yanlışın ülkemizi nereye getirdiğini dün Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet’teki yazısı çok iyi özetliyordu: “Bu adamların eline mi silah veriyoruz” başlığı taşıyan yazıdan bazı satırları aşağıya aldım: “Gördüğüm manzara şu: Bakanımız, Barzani’ye gitmiş ve yumruğunu masaya vura vura, harbi bir delikanlı gibi ne diyecekse demiş. Sonuç? Bütün gazetelerde aynı cümle: ‘Barzani mesajı aldı...’ Normaldir, biri mesaj vermişse, öteki mesajı alır. Bu bir iletişimdir. Ama başka şeyler de var. Mesaj neymiş? Türkiye, ‘Şunu yap’ dediyse, yapmış mı veya yapacak mı?.. Bunların hiçbirinin cevabı yok. Bildiğimiz tek şey: Mektubu almış... Dışişleri Bakanı’nın Barzani’ye o mesajı verdiği saatlerde bakın neler oluyor? Türk ordusu ve PKK, Şemdinli’de bir haftadır harp ediyor. Evet, harbiden savaşıyor. Anlamı şu: Örgüt oraya öyle adam ve malzeme yığmış ki, direniyor... Kuzey Suriye’de sınır çizen PKK yanlısı örgüt, bir milim kıpırdamıyor. Halep’te kanlı çarpışmalar oluyor, özgürlük isteyen muhalifler, yakaladığı kişileri, kurdukları mahkemede yargılıyor ve don paça dışarı çıkarıp oracıkta kurşuna diziyor. Radikal gazetesinde okuyoruz ki; Sünni muhaliflerin gaddarca öldürdüğü kişiler de Sünni. Hatta aralarında Halep müftüsü de var. Öyle olduğu için, öldürdükleri o insanlara yakın 5 Sünni aşireti ayaklanmış ve Sünni muhaliflere, Halep’ten çıkmaları için 24 saat süre vermiş…” ??? Yukarıdaki manzaraya bir de AleviSünni ayrımının kaşınmasını, (Malatya olayı ve benzerleri) ekleyin… ABD’nin Türkiye’ye yaptığı “Yavaş ol!” uyarısını da dikkate alın… Bu manzaraya bakıp da “Sıra Türkiye’ye mi geldi?” diye sormamak olanaklı mı? Unutmayalım, Irak’taki Kürt oluşumuna “Çekiç Güç” projesini destekleyerek Türkiye yol açtı. Şimdi aynı olay, daha da genişleyerek, iç isyanları da tetikleyecek biçimde Türkiye’ye de yayılma eğilimi gösteriyor! Hepimize kirli su içirmişler İşte o markalar Gençsu, Karlık Madran, Alka Madran, İvriz Su, Beysu, EDK Lara, Hünkar, Revan, Buzdağ, Kardelen, İdeal, Hazar Vox Nida, Bahçeayran, Esensu Özayran, Kabalak. 21 yıl önce yapımına başlanan Marmara Üniversitesi Başıbüyük Hastanesi depreme dayanıklı çıkmadı. Sözde ‘Arap Baharı’ Rüzgârı Türkiye’ye mi Geliyor? Aslında “Arap İlkbaharı” diye dünya kamuoyuna yutturulmaya çalışılan olaylar bir proje, bir plan: ABD’nin tasarladığı Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) veya sonradan buna Kuzey Afrika’nın da eklenmesiyle “Genişletilmiş Ortadoğu Projesi” (GOP) adını alan bir plan! Amacı, bölgede ABD’den bağımsız olan rejimleri yıkıp yerine dünya kapitalizmiyle bütünleşen, ABD çizgisindeki politikalara destek verecek rejimler kurmak… Bunu Bush döneminde, ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, “Ortadoğu’da sınırlar değişecek” diye açık açık yıllar önce dile getirmişti. Mısır’dan Tunus’a, Libya’dan Suriye’ye, ortaya çıkan hareketler “Diktatörlere karşı halkın özgürlük ve demokrasi ayaklanması” olarak sunulsa da, artık bunların arkasında ABD’nin ve ABD’li ajanların olduğu, “başkanlık emirleri” ile CIA ajanlarının görevlendirildiği açıkça ortaya çıktı! Hedef, ABD’den bağımsız olan otoriter diktatörlerin yıkılması, ulusal devlet olmaya çalışan üniter yapıların yok edilmesi, bölünmesi ve yerlerine, Müslüman Kardeşler’in denetiminde ABD çizgisinde, “ılımlı İslam” adı altında ama aslında totaliter diktatörlük olan rejimlerin kurulması. Böylece son amaç olarak da Ortadoğu’daki geleneksel Arapİsrail denklemine bir Kürt devletinin de dahil edilmesi ve tüm bölgenin ABD nüfuzuna sokularak, petrol ve doğalgaz kaynaklarının kontrolü. Böyle büyük bir tasarımda Türkiye’nin dışarıda kalacağını, etkilenmeyeceğini sanmak saflık olur. Ben, bu nedenle daha ilk başından itibaren Türkiye’nin işin içine girmesini ve kendi çıkarları ve bölge istikrarı açısından tavır koymasını savundum. Evet, Türkiye işin içine girdi ama kendi çıkarları ve bölge istikrarı açısından değil, ABD’nin uzantısı olarak, soldan sağa savrulan hızla değişen garip politikalarla ve ülkeyi Bitmedi, Bitmeden güçlendiriliyor Özayran, Kabalak” markalarının damacana dolum tesislerinin ise sağlık şartlarına uygun bulunmadığı belirtildi. “Bulunan olumsuzluklar ilgili markaların diğer ürünlerinde değil sadece damacana sularında tespit edildiğinin” belirtildiği açıklamada, uygunsuzluk tespit edilen markaların üretimlerinin geçici olarak durdurulduğu ve cezai işlem uygulandığı kaydedildi. Bakanlık, tespit edilen uygunsuzlukların giderildiğinin kanıtlanması halinde bu firmaların üretimini sürdürebileceğini açıkladı. Sağlık Bakanlığı ayrıca açıklamasında, “Dolum tesislerinde herhangi bir uygunsuzluk tespit edilmediği halde tüketiciye ulaşıncaya kadar geçen süreçteki uygunsuz şartlar sebebiyle olumsuzlukların görüldüğü su satış noktaları ve satılan ürünlerin isimleri www.thsk.gov.tr internet adresinde gün içinde duyurulacaktır” ifadeleri kullanıldı. İstanbul Haber Servisi 21 yıl önce yapımına başlanan ancak henüz faaliyete geçmeyen Marmara Üniversitesi Başıbüyük Hastanesi, depreme dayanıklı olmadığı tespit edildiği için “sismik izolatör tekniği” ile güçlendirilecek. Hastanenin 67 milyon 800 bin TL harcanarak 560 günde tamamlanması planlanıyor. Temeli 1991’de atılan ve ödenek sıkıntısı, ihale sorunları gibi nedenlerle bir türlü bitirilemeyen hastaneye 2011’de depremsellik analizi yapıldı. Yapımına başlandıktan 20 yıl sonra depreme dayanıklı olmadığı da tespit edilen hastaneye, güçlendirme yapılmasına karar verildi. Atıl durumda olan hastane modern gereksinimlere cevap verecek şekilde yenilenerek eski projelere bağlı kalmaksızın yeniden tasarlandı. Uygulanacak olan “sismik izolatör yöntemi”nde ise izolatörler yapıdaki uygun görülen kata, kolonların ve betonarme perdelerin altlarına yerleştirilerek, yapının zemin ile olan direkt etkileşimi kesiliyor. ‘Nikâhsız yaşayan kadına Yargıtay’dan kötü haber tazminat yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adana’da resmi nikâhı olmadan 19 yıl bir adamla yaşayan Hülya D, üç çocuğunun babasının kendisini terk etmesi ve başka bir kadınla resmi nikâhla evlenmesi üzerine, “haksız eylem nedeniyle” manevi tazminat davası açtı. Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Hülya D’nin manevi tazminat istemini kısmen kabul etti. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını oy çokluğuyla bozdu. Dairenin kararında davacı ile davalı arasındaki gayri resmi birlikteliğin, hukuk alanında geçerlilik taşıyan bir evlilik olmadığı, davacı kadının, davalı ile rızasıyla birlikte olduğu ve evlilik vaadiyle kandırıldığını da kanıtlayamadığı ifade edildi. Karara muhalif kalan Yargıtay üyesi Bilal Köseoğlu ise bu durumdaki kadınların “cinsel yönden sömürüldüklerini” ve tazminat almalarının hakları olduğunu savundu. Kaçırıp tecavüz ettiler İstanbul Haber Servisi İddiaya göre Uğur B, Ramazan L, Murat K. ve Bilal K. Beylikdüzü’nde Natalia adlı Türkmenistan vatandaşı kadınla bağlantı kurarak evine gitti. 4 şüpheli, kadının el ve ayaklarını bağladıktan sonra yanındaki yine Türkmenistanlı Leyla B’yi bıçak tehdidiyle otomobile bindirip Gebze’ye götürdü. Leyla B’ye önce bir inşaatta tecavüz eden 4 kişi, kadını daha sonra bir apartman dairesine kapattı. Kendisinden önce 20 bin lira istendiğini, daha sonra da 7 bin lira vermeyi kabul ettiği belirtilen Leyla B, sabaha karşı kapatıldığı odanın penceresini açıp birbirine bağladığı çarşafı ip olarak kullanarak kaçmak istedi. Kadının pencereden sarktığını gören semt sakinleri polise haber verince olay ortaya çıktı. Usturayla saldırdı İstanbul Haber Servisi Maltepe’de kredi kartları borçlarıyla ilgili kendisini uyaran eski eşi Mahide Ç’ye (33) ustura ile saldıran Esat Selçuk Öcal (54) 12 yaşındaki kızı D.Ç’yi de kolundan yaraladı. Vücuduna 60 dikiş atılan kadının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Yakalanan Öcal’ın daha önce de eşini yaralamaktan gözaltına alındığı öğrenildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle