18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ 6 HABERLER Cemevlerinin ibadethane sayılamayacağı yönündeki Yargıtay kararına tepkiler sürüyor ‘Kurnazca yok sayıyorlar’ FİDAN EVLİ ‘Tecritle yıldırmak istiyorlar’ ? O gece Fidan’ı en ürküten olay, saldırganların attığı, “Bugün burası Madımak”, “Sürgü Türklerindir Türk kalacak” sloganları ve saldırgan grup içindeki çok sayıda kadının çektiği zılgıtlar. MİYASE İLKNUR Fidan Evli, Malatya’nın Sürgü kazasında sahur sonrası saldırıya uğrayan ailenin kızı, Adıyaman’da sosyal hizmet uzmanı olarak görev yapıyor. O gece, yani evlerinin saldırıya uğradığı gece ailenin evde olmayan tek üyesi. Ama olan biteni cep telefonundan naklen dinliyor. Abisi kendisini arayarak saldırıyı haber veriyor ve “Telefondan olanları dinle ve biz toplu olarak öldürülürsek, ki öyle görülüyor sen bu işin peşini bırakma hakkımızı ara” diyor. O gece kendisini en ürküten olay, saldırganların attığı, “Bugün burası Madımak”, “Sürgü Türklerindir Türk kalacak” sloganları ve saldırgan grup içindeki çok sayıda kadının çektiği zılgıtlar. “Sloganları ve kadınların çektiği zılgıtları telefondan dinleyince bir an Maraş katliamı aklıma geldi. Maraş’ta da çok sayıda kadın katliama katılmıştı” diyor Fidan Evli. Jandarmanın olay yerine gelmesi ile saldırı can kaybı olmadan sonlanmış. Ancak Evli ailesinin yaşadığı olumsuzluklar son bulmamış. Bu kez ilçede aileye yönelik ağır bir tecrit başlatılmış. Fidan Evli, “İlçe halkı bize tecrit uygulayarak bizi yıldırmaya çalışıyor. Bizim ilçeyi terk etmemiz isteniyor” diyor. Ne tür bir tecride maruz kaldıklarını sorduğumuzda saymaya başlıyor: “Komşularımız ve tanıdıklarımız bizden yüz çeviriyor. Kimse bize selam vermiyor. Ekmek almaya gittiğimiz fırıncı, bizden yüz çeviriyor. Ekmek verirken ve parasını alırken yüzünü dönüyor. Her zaman alışveriş yaptığımız market, ‘Siz benden alışveriş yaptığınız için diğer esnaf bana tavır koyuyor. Bundan sonra başka bir yerden alışveriş yapın’ uyarısında bulunuyor.” İstanbul Haber Servisi Yargıtay’ın cemevlerinin ibadethane sayılamayacağı yönündeki kararına Alevilerin tepkisi sürüyor. Cemevlerinin, Tekke ve Zaviyeler Kanunu gerekçe gösterilerek ibadethane olarak kabul görmemesinin siyasi bir karar olduğunu belirten Alevi kanaat önderleri, “Yargıtay’ın kararı Alevileri kurnazca yok saymadır. Alevilere dönük inkârcı saldırı konseptinin bir parçası. Yobazlar bu tavırdan kendilerine vazife çıkarabilir” dedi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Merkez Kurul üyesi Dr. Atilla Özdemir, Türkiye’de AKP iktidarının Alevilerin taleplerine, baskı, sindirme ve asimile etme konseptiyle cevap verdiğini ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alevileri kabul etmediğini, Diyanet’in görüşü ile Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nun gerekçe gösterilmesinin gerçeklerle bağdaşma ? Cemevlerinin, Tekke ve Zaviyeler Kanunu gerekçe gösterilerek ibadethane olarak kabul görmemesinin siyasi bir karar olduğunu belirten Alevi temsilcileri, “Yobazlar bu tavırdan kendilerine vazife çıkarabilir” dedi. Alevi temsilcileri laiklik uygulamalarına geçmişte olduğu gibi bugün de sahip çıkmaya devam edeceğiz” diye konuştu. dığını anlatan Özdemir, “Bugün Türkiye’de dinci gericilik kendi faaliyetlerini tamamıyla yasal platformlara taşımak ve kanunları kendine göre dizayn etmek için Tekke ve Zeviyeler Kanunu’nu yıpratıyor. Kendi sorunlarının çözümüne engel olan bir şeyi Alevilerin karşısına çıkarıyorlar. Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile bu meselenin hiçbir ilgisi yoktur” dedi. Alevilerin laiklik uygulamalarına geçmişte olduğu gibi bugün de sahip çıkmaya devam edeceğini vurgulayan Özdemir “Bugün Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nun kaldırılması Aleviler için hiçbir eşitlik sağlamaz” dedi. Eski Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız da AKP iktidarının cemevlerini yok sayarken Diyanet’in görüşlerine itibar ettiğini anımsatarak “Alevilerin de ibadethanesinin cami ve mescit olduğunu işaret eden Diyanet, bizi camilere davet ediyor. Bu kurnazca bir yok saymadır. Tarihsel ve sosyolojik bir gerçek göz ardı ediliyor” dedi. ‘Hükümet istese yapar’ Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nun cumhuriyetin kendini inşa etmesi aşamasında temel kanunlardan biri olduğuna dikkat çeken Balkız, “Bu kanuna karşın bugün Şahkulu ve Karacaahmet Dergâhları açık ve orayı Aleviler yönetiyor. Orada ibadet sürdürüle biliyor. Bu, diğer cemevlerimiz için de yapılabilir. Yani, Tekke ve Zaviyeler Kanunu’na ilişmeden de sorun çözülebilir. İstese hükümet bunu da yapar” diye konuştu. Yasa uygulanırken ayrımcılık yapıldığını ifade eden Balkız özetle şunları söyledi: “Yargıtay, böyle bir karar alırsa ve TBMM, ‘Cemevi diye bir şey yok. Burada açılamaz’ der ise cahil ve yobaz insanlar bu tavırdan kendilerine vazife çıkarabilir. Güçlerinin yettiği yerlerde Alevilere yönelik taciz, katliam girişimlerinde bulunabilir. Bütün bunların fikri zeminini hazırlayan biri varsa o da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Aleviler Yargıtay’ın kararını dikkate almıyor.” Türkiye’de resmi rakamlara göre 538 imam hatip lisesi, 10 bin 914 Kuran kursu ve 82 bin 696 cami, 4 bin 549 türbe bulunmasına karşın 500 civarında cemevi bulunuyor. Hilmi Özkök’ün Söyledikleri Silivri’deki mahkemenin, önemli bazı tanıkları dinlemeyi tahliyelerin söz konusu olduğu günlere bırakmasını iyiye mi kötüye mi yormalı? Yasalara, evrensel insan haklarına, her türlü vicdan ölçüsüne aykırı tutuklamaları içte ve dışta artan baskılar karşısında daha fazla uzatamayacaklarını görerek karara mı gitmek üzereler? Bu yazıyı cuma gazetelerini görmeden, yorumları okumadan, perşembe günü, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün Silivri’de söylediklerine ilişkin bazı internet sitelerindeki haberlerden yola çıkarak yazıyorum. Bu nedenle kuşkusuz ki eksik bilgi ya da yanılma payım olacaktır. ??? Önce şu, karargâha sefertasıyla yemek getirme meselesi… Güya zehirlenmekten korktuğu için yapıyormuş bunu. Söylenen, inanılan, inandırılmak istenen buydu… Eski Genelkurmay Başkanı bu safsatayı açıklıkla yanıtlıyor. Sağlık nedeniyle yaptığını söylüyor bunu. “Birlikleri geziyorum, oralarda yemek yiyorum. Karargâhta mı zehirleyecekler beni?” diye soruyor. Zehirlenme konusundan “efsane” diye söz ediyor… Önce Turgut Özal, daha sonra Bülent Ecevit konusunda bu türden safsata uyduranlar utanıp sıkılırlar mı? Bu gibi yalanlara inananlar inanmaya devam ederler mi? Bunları bilemem… Fakat hayâsızca uydurulmuş bir yalan, konuyla doğrudan ilgili kişinin sözleriyle çökmüş oluyor. ??? Sözünü ettiğim internet kanallarından birinde Hilmi Özkök’ün AKP’ye muhtıra verilmesi olgusunu “doğruladığı” manşete çıkarılmış. Oysa söylenenin esası bu değil. Eski Genelkurmay Başkanı AKP 2002’de iktidar olduğunda kendisi de içlerinde olmak üzere üst düzey komutanların tedirgin olduklarını, kaygı duyduklarını söylüyor. 2003 yılında kuvvet komutanlarıyla yapılan bir toplantıda “muhtıra” sözünün geçtiğini, ama bunun bir öneri olmadığını dile getiriyor... Günümüzde nasıldır bilmiyorum, fakat demek ki o sırada ülkenin geleceği konusunda tedirgin olan, kaygı duyan komutanlar varmış... ??? Hilmi Özkök’ün Silivri’deki tanıklığında söyledikleri köşe yazarlarımızca, hukukçularca, konunun uzmanlarınca kuşkusuz ki didik didik irdelenecektir… Ben ilk bilgilerin sınırları içinde izlenimlerimi hızlıca yazıyorum… Kendisine “bir vasıtayla, nasıl geldiğini bilmediği” “Ayışığı”, “Yakamoz” adındaki “sunum”ların “bilgi kirliliği” oluşturmak amacıyla gönderilmiş olabileceğini, “meşru belge” olmadıkları için haklarında bir işlem yapmadığını söyleyen eski Genelkurmay Başkanı, “Ergenekon adını ilk kez MİT’in belgesinde gördüğünü” dile getiriyor… Savcının sorusu üzerine sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ergenekon belgesinde büyük tutarsızlık vardı. Askeri yönden olmayan bir mantık hatası vardı. Şemada kıdemsiz komutanlar kıdemlilerin üstünde yer alıyordu. Ben belgeyi istihbarat başkanına gönderdim. İnceler, ciddi bir durum olursa bana bildirir. Ancak böyle bir şey olmadı. Belgeler makamımda MİT müsteşarı tarafından kâğıt şeklinde verildi.” ??? Başkaca söze ve yoruma bilmem gerek var mı? Bir darbe girişimini engellediği ileri sürülen eski Genelkurmay Başkanı’nın Silivri’deki tanıklığında söyledikleri bile, “Ergenekon” “Balyoz” vb. diye adlandırılan bu sözüm ona davaların nasıl vıcık vıcık komplo ve provokasyon koktuğunu, birtakım “kâğıt”lar ve dijital sahtekârlıklarla hangi güçler tarafından kotarılıp uygulandığını ve nasıl yasa ve vicdan tanımaz bir pervasızlıkla sürdürüldüğünü gözler önüne seriyor… Hilmi Özkök’ün tanıklığında ilgimi çeken bir söz de, “Zaman zaman toplanır, beyin fırtınası yaparız” cümlesi oldu…. Acaba hâlâ bu “beyin fırtınaları” yapılıyor mu, yapılabilir mi; söz konusu kuruluşun mensupları, en azından, bunu gerektirecek bir karşılıklı güvene sahip midirler, ne dersiniz?.. Balıkesir’in Altınoluk ilçesindeki sitede yaşayan Alevi aileler tedirgin oldu Alevilerin evlerine işaret ? Vedat Kara, “Alevilere yönelik girişimlerin sıradan, olaylar gibi göstenrilmeye çalışıldığını belirterek “Saldırılarda siyasilerce yaratılan nefret dili bunda etkili oluyor” dedi. ALİ AÇAR Bu işaretlerin aileleri tedirgin ettiğini dile getiren Kara, ailelerin “Bizim buradan gitmemezi istiyorlar. Komşularımız da duyarlık göstermiyor” dediklerini aktardı. Kara, 7 evin işaretlenmesinin sıradan adli bir vaka gibi gösterilemeyeceğini söyledi. Alevilere yönelik saldırı ve taciz olaylarının artık sıradan bir hale geldiğini anlatan Kara şöyle devam etti: “Biz bu tür olaylarla karşılaştığımızda bunu derin güçlerin, derin devletin yaptığı söyleniyor. Bunu onların üzerine yıkmak yerine, iktidarın Alevilere yönelik sözlerinin ardından başlayan ayrımcılık refleksine bakmak gerekiyor. Belki kişisel çıkarlar, nefret Alevilere dönük tepki haline dönüşebilir. Ama siyasilerce yaratılan nefret dili bunda etkili oluyor. Alevilerden rahatsız olan birilerinin bunu yapmış olabileceğini tahmin ediyoruz. Kadına yönelik bir taciz olayı nasıl kapatılıyorsa bu tür olaylar da kapatılmak isteniyor.” Balıkesir’de yaşayan Baki Kargın ise evlerinin işaretlenmesi olayıyla ilgili şunları söyledi: “Burada 31 Temmuz gecesi 6 yaşında bir çocuğa Alevilerin evinin önünde sahur vakti davul çaldırdılar. Ertesi günde işaretleme olayı yaşandı. Bölgeye CHP, EMEP ve İHD’den yetkililer gelerek inceleme yaptılar. Burada uzun zamandır böyle bir oyun söz konusu...” ‘Adli bir vaka değil’ ‘Sorun bitmeyecek’ Fidan Evli, kendilerinin Sürgü’yü terk etmesi halinde sorunun bitmeyeceğini, bu kez sıranın diğer Alevilere geleceğinin de altını çiziyor. Son olayın hükümetin Alevi sorununu tırmandırmasıyla ilişkili olduğuna da dikkat çekerek, “Yoksa durup dururken bir Sünninin bir Alevi ile ne problemi olabilir ki” diye sormadan edemiyor. Sürgü, Malatya’nın en verimli topraklarına sahip beldelerinden biri. O nedenle dışarıdan çok göç alıyor. Özellikle de Adıyaman ve Maraş’tan. Evli ailesi de uzun yıllar önce Adıyaman’dan gelip bu beldeyi yurt tutmuş. Adıyaman’dan gelen Alevilerin yanında Kahramanmaraş’tan da Sünni pek çok ailenin Sürgü’ye gelip yerleştiklerini anımsatan Fidan Evli açılan soruşturmada sadece davulcunun tutuklanması ve diğer saldırganlar hakkında yasal işlem yapılmaması karşısında şaşkın. Köylünün yüzde 90’ının işin içinde olduğunu ısrarla belirtiyor. “Köylünün yüzde 90’ı bu işin içinde. Çünkü ailem hepsini teşhis etmiş. Saldırganlar arasında kara çarşaflı kadınlar da vardı. Hem ailem bu çarşaflı kadınları görmüş hem de ben o gece telefondan bu kadınlar tarafından atılan zılgıtları dinledim. Çalan davullara bu kadınların zılgıtları eşlik ediyordu. Bu öyle bir anda davulcunun tahrikiyle toplanmış bir kalabalık değil.” Balıkesir’in Altınoluk ilçesindeki Hedef Sitesi’nde önceki gece Alevi ailelere ait 7 ev kimliği belirsiz kişilerce işaretlendi. Aileler evlerinin işaretlenmesinden tedirgin olurken, olay yerinde incelemelerde bulunan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Yönetim Kurulu üyesi Vedat Kara, Alevilere yönelik baskıların artarak sürdüğünü söyledi. Kara, “Aileler evlerinin işaretlenmesinden tedirgin ve rahatsız. Alevilere yönelik girişimler sıradan hale gelmeye başladı. Bu tür olayları derin devlet veya bir başka güçlerin üzerine yıkmak pek mantıklı değil. İktidarın açıklamaları bu tür ayrımcılıkları körüklüyor” dedi. Balıkesir’in Altınoluk ilçesinde 120 haneli Hedef Sitesi’nde, Alevi ailelere ait 7 eve kimliği belirsiz kişilerce çarpı işareti konuldu. Sabah evlerine işaret konulduğunu gören aileler, tedirgin olarak durumu jandarmaya bildirdi. Jandarma tarafından olay yerinde tutanak tutulurken, evleri işaretlenen aileler durumu Altınoluk’ta bulunan Alevi derneklerine bildirdi. Alevi Kültür Dernekleri yöneticileri ile Vedat Kara evleri işaretlenen ailelerle görüşerek bilgi aldı. Olay kapatılmak istendi Alevlere ait 7 eve kimliği belirsiz kişilerce çarpı işareti konuldu Kara, “Alevi ailelerin evlerinin işaretlemesi rastgele ve yanlış anlaşılabilecek bir işaretleme değil. Jandarma olay yerine gelerek tutanak tutmuş. Ancak ortada kim ya da kimlerin yaptığına yönelik bir durum yok. Yetkililer ‘inceleniyor’ diyor. Sitede yaşayan bir görgü tanığının ifadesi var. ‘Sitenin etrafında gece 12 genç gördüğünü, sabah evlerdeki işaretleri gördükten sonra bu kişilirin yapmış olabileceğini’ belirtiyor” dedi. CHP’Lİ ATİLLA KART E V L İ A İ L E S İ N E S O RU Ş T U R M A Lince uğrayan aileyi suçlu çıkaracaklar SELAHATTİN GÖKTALAY ‘Parti devletinin fotoğrafı’ MEHMET MENEKŞE MALATYA Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü beldesinde linç edilmek istenen Evli ailesinden baba Hasan ve oğlu Şeyho Evli hakkında soruşturma açıldığı ortaya çıktı. Malatya İl Jandarma Komutanlığı, sürgü beldesinde Alevi ailesinin linç edilmek istenmesiyle ilgili bir basın bülteni yayımladı. ‘Kerbela’dan tanıyoruz’ Malatya’nın Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü beldesinde Alevi ailenin linç edilmek istenmesine tepkiler sürüyor. Çorum Demokrasi Platformu üyesi sendika, siyasi parti ve STK’ler Özdoğanlar kavşağındaki eylemle yaşananları protesto etti. Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı ve Alevi Kültür Merkezi Derneği Başkanı Nurettin Aksoy, “Biz bunları Kerbela’dan, Dersim’den, Maraş’tan, Çorum’dan, Sivas’tan, Gazi’den tanıyoruz” dedi. Çorum Çağdaş Avukatlar Derneği Başkanı Burçin Solmaz Polat ise Türkiye’de kardeşlikten, beraberlikten, ortak yaşam kültüründen rahatsız olan bazı çevrelerin suyu bulandırmak istediklerini vurguladı. Samandağ Halkevi, Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği, Alevi Kültürünü Araştırma Derneği, Kadın Emeği ile Alevi Kültür Dernekleri Antakya Şubesi ortak bir açıklama yaparak Sürgü’e yaşananları kınadı. Açıklamada, “Çorum, Maraş, Malatya ve Sivas’ta acıyla yaşadığımız benzer bir tablo, bugün bir kez daha Malatya’da tekrarlanmaktadır. Aleviler yüzyıllar boyu farklı inançlara sahip insanlarla bir arada kardeşçe yaşamasını başarmıştır. Ama gerici zihniyetler bu birlikteliği baltalamak için ellerinden geleni yapmışlardır” denildi. ‘Kasten’ yaralamışlar Bültende, Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda olaya karışan ve eve taş atan 23 şahsın tespit edildiği, şahısların ifadelerinin alınmasına müteakip başsavcılığa sevk edildikleri ve mahkemenin davulcu Evşi’nin tutukladığı, diğer şahısların ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıkları bildirildi. Evli ailesinden baba Hasan ve oğlu Şeyho Evli’nin ise davulcuya darp ettikleri iddiasıyla “kasten yaralama” suçundan soruşturuldukları ve ifadelerinin alındığı belirtildi. AMASYA Hatay’ın Dörtyol İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde AKP Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’nun oğlu İstemi Kağan Türkoğlu ile tartışan polislerin sıraya dizilmesinin yankıları sürerken bir açıklama yapan CHP Milletvekili Atilla Kart, “Yaşananlar parti devletinin bir fotoğrafıdır” dedi. Kart, “AKP, Türkiye Cumhuriyeti devletini, il ve ilçe başkanlıkları eliyle yönetmektedir. AKP’nin il ve ilçe yönetimleri adliye, savcı, emniyet üzerinde etkili ve belirleyicidir. Artık devletin kurumları, siyasi iktidarın vücut diline göre işlem yapmaktadırlar” ifadesini kullandı. Olayla ilgili sadece Emniyet ve vekil Türkoğlu’nun eleştirilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Kart, şu ifadeleri kullandı: “Peki, savcılık makamını ne yapacağız? Savcıda bu keyfiliği yaratan Adalet Bakanlığı’nı sorgulamayacak mıyız? Kanunsuz emir ve talimat yoluyla suç işleyen savcı hakkında neden işlem yapılmamaktadır? Adalet Bakanı suskun kalmaya devam ettiği takdirde, savcı hakkında HSYK’ye suç duyurusu yapacağız.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle