28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 2012 PAZAR 4 HABERLER CHP’li Tanrıkulu, BDP’li tutuklu vekil Sarıyıldız’ın tahliye talebinin reddedilmesine tepki gösterdi ÖYM Savcısı Haklı “Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin, akrep gibi... Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye* gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun kardeşim. Bir değil, beş değil, milyonlarcasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin ve adeta mağrur koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içinde olup, deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak, kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama, kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!” ??? Sevgili, Nâzım Hikmet‘in 1949 yılında Bursa Hapishanesi’nde iken yazdığı “Dünyanın En Tuhaf Mahluku” adlı bu şiiri, cuma günü, gazeteleri okurken geldi aklıma. Ertuğrul Özkök, şike davasının ilk dönemlerindeki savcısı Mehmet Berk ile yaptığı bir konuşmayı aktarıyor köşesinde, 6 Temmuz günü. Özel yetkili savcı Mehmet Berk, şike davasından ne kadar güç durumlara düştüğünden yakınıyor; başlangıçta olayı adı geçen kişileri çağırıp, ifadelerini alıp bırakarak, geçiştirmeye karar verdiğini, ancak dosyanın önlerine gelmesinden 10 gün sonra, TBMM’den şikeyle ilgili yeni bir yasa geçince işlerin değiştiğini anlatıyor. Bütün bunlar üzerinde durulacak hususlar, ama Fenerbahçeli olduğunu da belirten savcının konuşmasının bir bölümü hem tüyler ürpertici ikrardır, hem de itham. Bak ne diyor savcı Mehmet Berk: Bu dava hayatımızı allak bullak etti. Ben Balyoz davasında da çalıştım. Şike davasını açtığımız zaman bunun da Balyoz gibi, 34 ay konuşulup biteceğini sandık. Ama yanılmışız, bunun böyle bir noktaya geleceğini hiç tahmin etmedik. Bu açıklama bir itiraftır. İtiraftır, çünkü Balyoz davasının bu kadar rahat hukuk kurallarına aykırı cereyan edebilmesinin nedeninin toplumun tepki yetersizliği olduğunu ikrar ediyor. Savcının açıklamasından anlıyoruz ki, öyle olmasaydı eğer, böyle de olmayabilecekti. ??? Savcının açıklamaları, Türkiye’deki demokrasi ve hukuk devleti yokluğundan asıl kimlerin sorumlu tutulması gerektiğini gösteren bir ithamdır aynı zamanda. Demek ki Fenerbahçelilerin, Aziz Yıldırım’ın tutuklanmasına gösterdikleri tepki gibi güçlü bir tepki Balyoz davasında da olmuş olsaydı, işler bu noktaya varamayacaktı. Bu suçlama hepimize yöneliktir. Demek ki, insanlarımız çeşitli nedenlerle Balyoz davasına yeterli tepkiyi gösterememişlerdir. Demek ki, basın Balyoz davasını çevresindeki yalanlardan ayıklayarak, kamuoyunu yeterince aydınlatamamıştır. Biliyoruz ki, medyanın bir bölümü burada zaten tetikçi rolünü üstlenmiştir. Ama kalanlar, yani bizler de suçluyuz demek ki. Daha çok üstüne gitmeliymişiz konunun, gerekirse her gün yazmalıymışız. Şu ya da bu şekilde, yeterince destek olamamışız, o hakları çiğnenen insanlara. Oysa çiğnenen, bizim demokrasimiz, bizim haklarımızdı aynı zamanda. Balyoz iddianamesindeki akıl almaz hususları gözler önüne seren kitapları vesilesiyle Pınar Doğan ve eşi Dani Rodrik’i, Prof. Dr. Süheyl Batum ile birlikte ekrana çıkardığımız bir programda, “Balyoz sanıklarının kimin suçunun kefaretini ödemekte oldukları” sorusunu sormuştum. Şimdi anladım, meğerse suç hepimizin suçuymuş. Toplumca hepimizin, bu insanlara bir özür borcumuz var. * Midye gibi yerine günümüz Türkiye’sinde medya gibi de denebilir pek de âlâ. A.S. ‘Yasama rehin alınıyor’ MAHMUT ORAL DİYARBAKIR CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, bazı özel yetkili savcıların kendilerini “yargının kurmayları” olarak tanıttığını belirterek bunun bir zihniyetin göstergesi olduğunu söyledi. Yapılan yasa değişikliğine karşın tutuklu milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın tahliye talebinin reddedilmesine tepki gösteren Tanrıkulu, “Bunu hukukla, adaletle izah etmek mümkün değil. Yargı, yasamayı rehin alıyor” dedi. CHP Diyarbakır örgütü, genel merkezin görevden alması, il örgütünün de direnmesiyle aylardır süren tartışmaları, 30 Haziran’da düzenlenen kongreyle geride bıraktı. Kongrede tek listeyle İl Başkanı Haşim Özko CİHANER: VEKİLLERİ TAHLİYE ETMEZLER KAHRAMANMARAŞ (AA) CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, “3. yargı paketi”ndeki düzenlemelerle tutuklu milletvekillerinin tahliye olamayacağını söyledi. Cihaner, özel yetkili mahkemelerin ellerindeki davalar bitinceye kadar devam edeceğini, bu sürecin en az 20 yıl süreceğini dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu yasayla tutuklu milletvekilleri tahliye olamayacaklar. 3. yargı paketinde tutukluluk rejimine ilişkin kayda değer bir değişiklik yok. Bunlar zaten hukuken tutuklu olan kişiler değil. Zaten bu kişiler kanun ihlal edilerek tutuklandılar. Eğer bir tahliye söz konusu olacaksa bu ancak mevcut statünün sürdürülememesi gerekçesiyle olabilir” dedi. yuncu, Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu’nun da katıldığı bir sohbet toplantısıyla basının karşısına çıktı. Tanrıkulu, Özkoyuncu’nun il başkanı olmasıyla CHP’nin Diyarbakır’da artık sorunların çözümü için çalışma ortamı bulacağını kaydetti. Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tanrıkulu, KCK davasından tutuklu bulunan BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın tahliye talebinin, üçüncü yar gı paketindeki düzenlemelere karşın mahkemece reddedilmesini eleştirdi. Tanrıkulu, yargıya takdir hakkı bırakıldığında, yargıçların bu hakkı özgürlükler ve insan hakları lehine kullanmadığına dikkat çekti. Tanrıkulu, “Yasama, bu yasayla çok önemli bir düzenleme yaptı. Adli kontrol mekanizmasındaki üç yıl sınırı kalktı, devlete karşı işlenen suçları da içeren katalog suçların adli kontrole ta bi olmayacağı hükmü kalktı. Ama buna karşı mahkeme tahliye etmiyor. Bunu hukukla, adaletle izah etmek mümkün değil. Yargı, yasamayı rehin alıyor, kontrol altına alıyor ve bunda verdiği kararlarla ısrar ediyor” dedi. Özgürlükler, adaletin uygulanması ve insan hakları konusunda takdir hakkının bu yargı ortamına bırakılmaması gerektiğini belirten Tanrıkulu şöyle devam etti: “Bu yargıdan beklenen sonucu almak için adrese teslim yasa yapmak mı lazım? Yasaya milletvekili Faysal Sarıyıldız, milletvekili Mustafa Balbay diye yazıp yargıya ‘Bunları tahliye edeceksin’ demek mi lazım? Ama görülüyor ki yargı, hangi yasayı çıkarırsanız çıkarın, tahliye etmiyor. Cumhurbaşkanı’ndan HSYK Daire Başkanı’na kadar herkes bu konudaki rahatsızlığını dile getirmesine karşın yargı 12 Haziran’dan sonra yasamayı kontrolü altında tutmak için milletvekillerini tahliye etmedi. Yargı bu tür kararlarıyla geçmişte de günümüzde de Türkiye’yi zora sokmuştur. Bazı özel yetkili savcılar ‘Biz yargının kurmaylarıyız’ diyordu. Bu söylem bir zihniyetin de göstergesidir.” BAHÇELİ DE ELEŞTİRDİ: Hâkime bırakılması sorun çıkarır ? Tutuklu vekillerin serbest bırakılmasının MHP’nin de en temel isteği olduğunu belirten Devlet Bahçeli, adli kontrolde takdir yetkisinin davaya bakan hâkime bırakılmasının sorun yaratacağını söyledi. Bozdağ, 13. Uluslararası Sürmeli Şenlikleri’ne katıldı. (Fotoğraf: AA ÖZCAN GÜNEY) Bozdağ, adli kontrol düzenlemesinin zorunlu emir mahiyetinde olmadığını söyledi: Tahliye kararı mahkemenin takdiri YOZGAT (AA) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, yürürlüğe giren “3. yargı paketi”ne ilişkin, “Yapılan düzenlemeler usulü düzenlemeler olup, zorunlu emir mahiyetinde bir düzenleme değildir” dedi. Bozdağ, “13. Uluslararası Sürmeli Şenlikleri”ne katılmak için geldiği Yozgat’ta, açıklamalarda bulundu. “3. yargı paketi” ile, tutuklu milletvekillerinin tahliye edileceği beklentilerine ilişkin yaptığı değerlendirmede Bozdağ, “Bu konu mahkemenin takdirinde olan bir konu. Tutuklama kararı veya tahliye kararı vermek, tamamen mahkemelerin takdirinde olan bir konudur. Yapılan düzenlemeler usulü düzenlemeler olup, zorunlu emir mahiyetinde bir düzenleme değildir. Bizim usulümüzde de tutuklama ve tahliye nedenleri veya kararları tamamıyla mahkemelerin takdiriyle ilgili bir konu. Yeni düzenlemeler veya eski düzenlemeler tamamen takdiri düzenlemelerdir, zorunlu emir niteliğinde bir düzenleme yok” ifadesini kullandı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in üniversitelerde cami konusunda yaptığı açıklamalara da değinen Bozdağ, “Türkiye’nin üniversitelerinin büyük bir kısmında bildiğim kadarıyla camiler var, olmayanlara da yapılıyor. Üniversitelerimizde okuyan öğrencilerin, akademisyen kadronun veya diğer personelin ibadet ihtiyaçlarını karşılamak, zaten vazifemizdir. Bunu üniversite yönetimlerinin dikkate alması doğru olandır. Benim gördüğüm kadarıyla bazı üniversitelerimiz bu ihtiyacı karşılamış durumdalar, bazıları da karşılamak için adımlar atıyorlar. Üniversitelere cami yapılması doğru bir adımdır” diye konuştu. Bozdağ, Almanya’daki sünnet yasağı kararına ilişkin olarak ise, Alman mahkemesinin bu konudaki kararının insan haklarına ve laiklik ilkesine aykırı olduğunu sözlerine ekledi. Büyükçekmece ADD’ye saldırı Kimliği belirsiz kişiler şube binasındaki bütün eşyaları kırdı, belgeler ve elektronik eşyaların üzerine su dökerek kullanılmaz hale getirdi İstanbul Haber Servisi Atatürkçü Düşünce Derneği Büyükçekmece Şubesi, kimliği belirsiz kişilerce yağmalandı, tüm eşyaları kırıldı ve belgelerin üzerine su dökülerek kullanılamaz hale getirildi. Geçen çarşamba sabahı, şubeyle aynı katta bulunan ziraat odasında görevli sekreter, ADD şubesinin kapısının kırılmış ve açık halde olduğunu görünce, ADD Büyükçekmece Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nazliye Çayla’yı arayarak bilgi verdi. Olay yerine gelen Çayla, büronun adeta tersyüz edildiğini gördü. Çayla, şubeyi, başkan masası karıştırılıp kilitli çekmeceler açılmış, tüm çekmecelere su dökülmüş, belgeler ıslatılıp yerlere atılmış, yönetim odasındaki koltuklar ters çevrilip ıslatılmış, şubede bulunan faks makinesi kırılmış, başkan masasında kullanılan bilgisayar ve diğer bilgisarın kasasına su dökülmüş, yönetim odasının kapısı da kırılmış olarak buldu. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Çayla, olayın “yağma ve örtülü tehdit” olduğunu belirterek şubede bilirkişi eşliğinde tespit yapılmasını istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 3. yargı paketindeki adli kontrol uygulamasıyla halen tutuklu olan milletvekillerinin tutuksuz olarak yargılanabilmelerinin önünün açıldığını belirterek “Ne var ki bunun, davaya bakan hakimin takdir yetkisine bırakılması ve amir hüküm olarak tayin edilmemesi yeni sorunların belirmesine neden olabilecektir” dedi. Bahçeli, geçen hafta gerçekleştirdiği Balkan gezisi ve siyasi gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. Suriye tarafından düşürülen Türk jetinin pilotlarının nasıl şehit olduğuyla ilgili kafa karıştırıcı beyanların herkesi rahatsız ettiğini belirten Bahçeli, herkesin düşürülen Türk jetiyle ilgili devlet kurumlarının yaptığı tespit ve açıklamaların arkasında durması gerektiğini ifade etti. KP hukuka neşter vurdu’ Özel yetkili mahkemelerle ilgili düzenlemenin de yer aldığı 3. yargı paketinin yürürlüğe girdiğini anımsatan ‘A İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DAVASINDAKİ 17 TAHLİYE BURUK SEVİNÇ YARATTI SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar MAHMUT ORAL İmzalar Pervin Şenel Genç için İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonun ardından açılan davada, tutuklu 18 sanıktan 17’sinin tahliye edilmesi “buruk sevinç” yarattı. İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde dün toplanan çalışanlar ve yakınları, tutukluluğunun devamına karar verilen Büyükşehir Belediyesi Genel Sek reteri Pervin Şenel Genç için de özgürlük isteyerek imza kampanyası başlattılar. Büyükşehir belediyesi önündeki buluşmaya, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun eşi Türkegül Kocaoğlu, CHP İzmir milletvekilleri Mustafa Moroğlu, Alaattin Yüksel, Prof. Dr. Hülya Güven, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, belediye çalışanları, tutuklu yakınları ve önceki gün serbest bırakılan bazı belediye bürokratları katıldı. Türkegül Kocaoğlu, buruk bir sevinç yaşadıklarını belirterek “Pervin Hanım’ın suçsuzluğunun kanıtlanacağına inanıyoruz. Zor bir süreç yaşıyoruz. Başkanımız Aziz Bey, başka bir programda olduğu için katılamadı. Ancak arkadaşlarımız ne hissediyorsa aynı duyguları paylaşıyoruz” dedi. Genç’in kardeşi Nagihan Genç de “Serbest bırakılmasını beklemiyorduk. Bir kurban olması gerekiyordu. Kocaoğlu’nun canını başka türlü nasıl yakacaklar?” diye konuştu. Topluluk adına konuşan CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bile bu davayı eleştirdiğini anımsatarak “Cumhurbaşkanı detaylı araştırma yapmadan açıklama yapmaz. Bunlara rağmen Genç’in 15 aydır tutukluluğu devam ediyor. Pervin Şenel Genç, özgürlüğüne kavuşuncaya dek çalışacağız” diye konuştu. DİYARBAKIR Diyarbakır’ın merkez Kayapınar İlçe Belediyesi, kentin en büyük ikinci parkının temel atma törenini düzenledi. 102 bin metrekarelik alana yapılacak olan parkın açılış töreninde konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, BDP’li belediyelerin baskılara karşın, halka en iyi hizmeti sunmak için çalıştıklarını söyledi. Kürt sorununun çözümü konusunda dış güçlerden beklentiler olduğunu ima eden Demirtaş, “Kimse dışarıdan gelip sorunları çözemez. Bu sorunu biz çözeriz, birlikte çözeriz. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara, halkla partisinin arasını açmaya çalışanlara BDP’yi bölmeye çalışanlara gelin avucumuzun içini yalayın diyeceğiz.” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde tutukluluk hali süren Genel Sekreter Pervin Şenel Genç için imza kampanyası başlatıldı. (Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR) Bahçeli, “Her şeyden önce bu yargısal düzenlemenin eleştirilecek çok yönü olduğu açıktır” dedi. AKP’nin siyasi durum ve şarta göre hukuka neşter vurmasının kendini güvenceye almak için adeletin içini oymasının tehlikeli bir husus olduğunu belirten Bahçeli şunları dile getirdi: “Madem yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesiyle ilgili ihtiyaç bu kadar belirgindir, o halde bugüne kadar hükümet neden bunu geciktirmiş, neden görmezden gelmiştir? Adaletin ucu kendisine dokununca birdenbire irkilen ve harekete geçen iktidarın yeni uygulamaları, klasik bir ön alma ve yargıya daha fazla siyasi nüfuz çabasından başka bir anlama gelmemiştir. Terör ve darbe suçlarında üst düzey bir makamdan izin almadan soruşturma açılabilmesi, bunun dışındaki ‘örgüt’ suçlarında ise soruşturma başlatılabilmesi için üst makamdan ‘izin’ alınma mecburiyetinin getirilmesi AKP’nin sinsi niyetlerinin eseri olarak görülmelidir.” ÖYM’ler yerine bölge mahkemelerinin tesis edildiğini kaydeden Bahçeli, darbe davalarına bakan ÖYM’lerin de dava sonuçlanana kadar görevine devam edeceğini kaydetti. Paket içinde yer alan adli kontrol uygulamasına değinen Bahçeli, “Bu nedenle halen tutuklu bulunan milletvekillerinin tutuksuz olarak yargılanabilmelerinin önü açılmıştır. Ne var ki bunun, davaya bakan hâkimin takdir yetkisine bırakılması ve amir hüküm olarak tayin edilmemesi yeni sorunların belirmesine neden olabilecektir” diye konuştu. Bahçeli, millet vekâletini almış milletvekillerinin en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmasının MHP’nin en temel dilek ve isteği olduğunu belirtti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle