10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 TEMMUZ 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Umut Oran: Türkiye’de park etmiş devasa boyuttaki sıcak paranın kaçması, ekonomiyi çökertir Savaş yıkım getirir T ürkiye’de korkunç bir savaş lobisinin, neocon’ların siyaset diliyle, Türkiye ile Suriye arasında bir savaş çıkarmak istediğini belirten CHP milletvekili Umut Oran, hazırladığı raporda, mevcut koşullarda alınacak bir savaş kararının, Türkiye için ekonomik bir yıkım anlamına geldiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bugün Türkiye’de korkunç bir savaş lobisinin, neocon’ların siyaset diliyle, Türkiye ile Suriye arasında bir savaş çıkarmak istediğini belirten CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, bunun bölgeyi içinden çıkılmayacak bir türbülansa sokacağını, etnik ve dini sebeplerle bölgesel savaşları tetikleyeceğini vurgulayarak orta vadede dünya savaşına dahi yol açabilecek böyle bir ihtimalin her yönüyle düşünülmesi ve tartılması gerektiğini ileri sürdü. “Eğer bu Türk ekonomisindeki kırılganlıkları doğru okuyamazsak, doğru karar alamayız ve Enver Paşa’nın hülyalarına benzer hülyalarla milletin geleceğini heba ederiz” diyen Oran, Türkiye ekonomisinde park etmiş devasa boyuttaki sıcak paranın savaş gibi bir durumda kaçma riskinin, Türkiye’nin Suriye’ye karşı gerçekdışı ve anlamsız savaş kararını daha da zorlaştırdığını vurguladı. Bu koşullarda alınacak bir savaş kararının, Türkiye için ekonomik bir yıkım anlamına geldiğini belirten Oran, hazırladığı “Sıcak ParaSavaşın Gölgesinde Ekonominin Aşil Tendonu” başlıklı raporunda şunları vurguladı: 109 milyar dolarlık yabancı portföyü: Yabancıların, Türkiye’de 53 milyar 130 milyon dolarlık hisse senedi, 38 milyar 398 milyon dolar devlet iç borçlanma senedi (DİBS) ve 407 milyon dolarlık da Eurobond olmak üzere toplam 92 milyar dolara yakın bir portföyü bulunuyor. 17 milyar 422 milyon dolarlık banka mevduatları da dahil edildiğinde toplam portföy büyüklüğü 109 milyar 357 milyon dolara ulaşıyor. Sıcak para girişi: Sıcak paracılar AKP döneminde ülkenin kanını emdi. 1986 başından bu yılın nisan sonuna kadar olan dönemde 24 milyar 738 milyon doları İMKB’de hisse senedi alımlarına, 78 milyar 43 milyon doları da borçlanma kâğıtlarına yatırım için olmak üzere toplam 102 milyar 781 milyon dolarlık sıcak para girişi yaşandı. Aynı dönemde elde edilen toplam 42 milyar 830 milyon dolarlık kârı ülkele9.5 yılda rerine transfer kor: Borsa ve DİBS’e ettiler. yatırım amaçlı sıcak para girişleri özellikle son 9.5 yılda rekor kırdı. 19862002 dönemini kapsayan 17 yılda toplam 16 milyar 732 milyon dolar olan girişler, 2003 başından bu yılın nisan sonuna kadar olan yaklaşık 9.5 yıllık dönemde 86 milyar 49 milyon dolara ulaştı. İstifa Alınan ya da alınamayan sonuçlar nedeniyle sorumlu mevkide bulunan kişilerin istifası, erdemli, onurlu bir davranış, bir tepki olarak değerlendirilir. Alınan ya da alınamayan sonuçlar nedeniyle istifası beklenen kişilerin mevkilerinde kalma ısrarları, sorumlulukları başka kişilere yükleme gayretleri ve/veya olaylara bağlama alalamaları genelde kınanır. Yerine göre erdemli, onurlu bir davranış olan istifa, ancak özgüveni, özsaygısı olan, çaba sonrası liyakat (yaraşırlılık) ilkesine uygun olarak, nesnel ölçütlere (kriterlere) göre belli orunlara (mevkilere) gelmiş olanlar, öngördükleri sonuçları alamadıkları, o mevkinin gereklerini yerine getiremediklerinde, engellendiklerinde istifa ederler. Takla atarak, yalakalık yaparak, parti, cemaat, çevre, dernek desteği ile layık olmadıkları mevkilere (orunlara) atananlar, ne olursa olsun istifa etmezler. İstifa müessesesi onlar için geçerli değildir. Belli bir görevi en iyi şekilde, toplum ve ülke yararına gerçekleştirmek için değil, kişisel hesaplarla, beklentilerle, belki aşağılayıcı davranışlara da katlanarak, ödün vererek, o mevkilere geldiklerinden normal istifa yolu ile ayrılmazlar. ??? Türkiye’nin temel sorunu hemen her kurumda tersine seleksiyon süreci kötünün iyiyi dışlaması, toplumsal birleşik kaplar kanunu gereği bir alt düzeyde dengelerin oluşmasıdır. Bu nedenle kamu hizmetleri gereği gibi yerine getirilememekte, yolsuzluklar önlenememekte, haksız, taraflı uygulamalar sürmekte, devlete saygınlık kazandırılamamaktadır. Türkiye’de ne yazık ki hemen her dönemde partizanlık, ayrımcılık, kayırma yapılmakta, uzun sürede olumlu sonuç alınamamasına karşın bu tür uygulamalardan vazgeçilmemektedir. 1955 yılında Maliye Bakanlığı’nda göreve başladım. Değişik iktidarlar dönemlerinde bürokrat ve/veya çeşitli üniversitelerde, öğretim kurumlarında öğretim görevlisi olarak çalıştım. Hemen her dönemde kayırma, kollama, partizanlık, cezalandırma, dışlamalar gözlemledim. Ancak AKP iktidarı kadar ayrımcı, kollayıcı, dışlayıcı bir iktidar görmedim. Tüm bunlar kucaklayıcılık, demokrasi, halkın iradesi alalamasıyla yapılmaktadır. Eleştiri yapanlar bir şekilde cezalandırılırken, övgü düzenler kamu kesesinden cömertçe ödüllendirilmektedir. ??? Başarı iyi yönetimle sağlanır. Alalamalarda, değerlendirmelerde nesnel ölçütlere uyulmaz, keyfi davranışlar uygulamaya egemen olursa başarısızlık kesindir. Denilebilir ki çelişki içindesin, AKP’yi ayrımcı, partizan, kollayıcı olarak görüyorsun, başarı kazanılamayacağını savunuyorsun, halbuki AKP, ekonomi alanında da, dış politikada da başarılı. Türkiye yeni parlayan yıldız, lider ülke konumuna geldi... Burada bir çelişki yok mu diye sorulabilir. AKP’nin başarısı sadece bir söylem, bir görüntüdür. Ortada somut, nesnel bir başarı yoktur. Övgülü değerlendirmeler ya beklenti, ya çıkar sağlama, ya yönlendirme, ya dış güçler tarafından, argo bir ifadeyle gaza getirmek için yapılmaktadır. Övgüler gerçeği yansıtmadığından ne yazık ki AKP ardında her alanda onarımı zor yıkıntı bırakacaktır. Aslında istifa kişinin özgür iradesiyle gerçekleştirdiği bir tasfiye, ardıllara yol açma yöntemidir. Yalnız o özgür iradeyi gösterebilecek, kendini sorgulayabilecek kişiliğin oluşması, gelişmesi gerekir. İstifa yalnız politikada, bürokraside beklenilmemelidir. Gerekli başarıyı gösterememiş her kuruluşta istifa, başarı yolunu açabilir. Toplumumuzda kişiler istifa edebilme olgunluğuna, erdemine eriştiğinde, sorunların çözümü için umut ışığı yanmış olacaktır. Orunlar fuzuli işgalcilerden kurtulmuş olacaktır. Sıcak Para Kaçarsa Ne Olur? Savaş durumu ya da benzeri yüksek profilli bir istikrarsızlık sürecinde sıcak paracıların fonlarını yeniden dövize çevirerek ülkeyi terk etmesi, ekonomide tüm dengeleri altüst edecek bir felaket senaryosu niteliği taşıyor. Bu durumda ilk planda yaşanabilecek olası bazı gelişmeler şöyle sıralanıyor: Kurlarda ani yükseliş; hızlı bir devalüasyon yaşanır. Devletin, özel kesim firmaları ve özellikle bankaların kısa vadeli aşırı borçluluğu bu kesimleri zor durumda bırakırken, ekonomide ağır bir krizin önünü açar. Döviz rezervleri azalışı ve para arzı daralmasıyla reel faiz hadleri rekor düzeylere ulaşır, TL’nin reel değeri hızla geriler. Yüksek iç ve dış borçlar krizin yayılmasına ivme verirken, borç sorunu giderek daha da ağırlaşır. Yaşanan hızlı devalüasyon enflasyonu tırmanışa geçirir. Yükselen kurlar yüzünden döviz borçlu şirketlerin mali durumu bozulur, iflaslar, kapanan işyerleri ve işten çıkarmalarla işsizlikte ani ve hızlı bir artış yaşanır. Türkiye enerjide dışa bağımlı. Bağımlı olduğumuz iki ülke, Rusya ve İran ise Suriye’nin arkasında. Olası bir bölgesel savaşta karşı kamplarda yer alacak tedarikçi ülkelerin gaz akışını kesmesi durumunda, Türkiye’nin üretim çarkını döndürme şansı bulunmuyor. 9.5 yılda 86 milyar dolar geldi dolar kâr transferi gerçekleştirildi. Portföy yatırımı daha kârlı: 2003Nisan 2012 döneminde “parayla para kazanmak için” getirdikleri sıcak para ile borsa ve kamu kâğıtlarına yatırım yapanların, Türkiye’de katma değer yaratan, istihdamı artıran ve cari açığı küçülten “doğrudan yatırımları” gerçekleştiren yabancı yatırımcılardan çok daha fazla kazanıp ülkesine aktardığı dikkati çekti. Bu dönemde toplam 115 milyar dolar dolayında bir doğrudan yatırım girişi olurken, bu alandaki kâr transferi 19 milyar dolar dolayında gerçekleşti. Bu da Türkiye’de portföy yatırımı yapmanın, doğrudan yatırıma göre daha kârlı olduğunu gösterdi. Yurtdışına aktarılan kâr: Yoğun sıcak para girişleri paralelinde, İMKB ve DİBS’ten elde edilerek yurtdışına aktarılan kârlar da hızla büyüdü. Önceki 17 yılda 12 milyar 189 milyon, sonraki 9.5 yıllık dönemde ise 30 milyar 641 milyon İş Bankası Genel Müdürü Bali (ortada) ödülü, 5 Temmuz’da Londra’da düzenlenen törende aldı. Sanovel ürettiği solunum cihazını dünyaya satacak Ekonomi Servisi Yerli ilaç firması Sanovel, astım ve KOAH hastaları için geliştirdiği yeni cihazı Sanohaler ve bu alanda yapacağı yeni yatırımlarla Türk solunum pazarından aslan payını almayı ve Avrupa’ya ihracat yapmayı hedefliyor. Sanovel, 6 yıllık ArGe çalışmasının sonucunda, Türkiye ve Avrupa’da patent koruması altında üretilen sınıfının ilk cihazı olan Sanohaler’ı solunum hastalarıyla buluşturdu. Türkiye’deki 8 milyon astım ve KOAH hastasının kullanımına sunduğu yeni cihazı Sanohaler için, Silivri’deki fabrikasına 10 milyon Avro değerinde ek yatırım yapan Sanovel, solunum pazarında farklı moleküllerle tedavinin her alanına girmeyi hedefliyor. İş Bankası, ‘Türkiye’nin En İyi Bankası’ seçildi Ekonomi Servisi Dünyanın önemli ekonomi yayınlarından Euromoney, Türkiye İş Bankası’nı “Türkiye’nin En İyi Bankası” seçti. Euromoney dergisinin 1992’den beri verdiği bankacılık ödüllerinde bankalar hizmet kalitesi, sektördeki liderliği, inovasyon ve pazarda sahip olduğu ivme gibi kriterlere göre değerlendiriliyor ve her ülkeden sadece bir banka seçiliyor. Londra’da 5 Temmuz’da düzenlenen törende ödülü alan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye’nin en büyük bankası olarak aynı zamanda Türkiye’nin en iyi bankası seçilmekten mutluluk duyduklarını belirterek “Anlayışımıza göre büyük olmak bizim için sadece ekonomik büyüklük değildir. Büyük olmak aynı zamanda müşterilerimize, çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve diğer muhataplarımıza değer katan kurum olabilmektir” dedi. Adnan Bali, İş Bankası olarak paydaşlarının tümüne karşı hassasiyet gösterdiklerini hatırlatarak, “Euromoney tarafından Türkiye’nin en iyi bankası seçilmemizin temelinde de bu hassasiyetimizi iş yapış biçimimize yansıtmamız olduğuna inanıyoruz” diye konuştu. Global olarak bankacılık sektöründe başarıyı ödüllendiren ilk yayın olan Euromoney’nin gerçekleştirdiği törene dünyanın en önemli bankalarından yaklaşık 500 banka yöneticisi katıldı. İş Bankası saygın ekonomi yayınları arasında yer alan The Banker Dergisi’nin açıkladığı dünyanın en büyük 1000 bankası listesine en üst sırada giren Türk Bankası oldu. Hedef dünya şirketi olmak Toksöz Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Toksöz, solunum pazarının 1.8 milyar TL büyüklüğünde olduğunu belirterek “Hem Sanohaler hem de bu alanda yapacağımız yeni yatırımlarımızla, orta vadede solunum pazarından aslan payını almayı hedefliyoruz. Sanaholer’ı yurtdışına, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere pek çok dünya ülkesine de ihraç etmeyi planlıyoruz” dedi. 6 yıl önce 150 milyon dolar yatırımla kurulan fabrikalarının 300 milyon kutuluk üretim kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük tesisi olduğunu dile getiren Toksöz, Silivri tesisinde 400 olmak üzere toplam 2 bin çalışanları bulunduğunu ve 29 yılda sektörün ilk 10 firması arasına girmeyi başardıklarını kaydetti. Uzun vadede uluslararası piyasada tanınan global bir ilaç firması olmayı hedeflediklerini vurgulayan Toksöz Holding yöneticisi, “Şu anda Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Ukrayna, Kosova ve Makedonya’ya 10 milyon dolara yakın ihracat yapıyoruz. Önümüzdeki sene Rusya’ya, daha sonra ise Avrupa ve Amerika’ya açılmayı hedefliyoruz” diye konuştu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle