Katalog

SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ 2012 SALI 12 sahada kalmak zorunda olan bir ülkedir. Bunun riskleri olabilir, bunun geçiş süreçleri olabilir, zaman zaman sorunlar yaşanabilir. Ancak, ‘sorun çıkacak’ diyerek, Türkiye pısırık bir politikayı, geleceğe ağır faturaları olan bir politikayı bu saatten aşbakan Recep Tayyip sonra idame ettiremez, Erdoğan’a verilen “fahri ettirmeyecektir. (onursal) doktora” ödülüne bir Bugün ‘Akdeniz’de yardım yenisi eklendi. Erzurum Atatürk gemisinin ne işi vardı’ diye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. soranlar, vurulan uçağımıza ‘orada Hikmet Koçer, törenle ne işi vardı’ diye soranlar, sıfır Başbakan’a cüppesini giydirdi sorunu pısırıklık, vurdumduymazlık “diplomasını” verdi. acziyet olarak anlayanlar ne yazık “Yurtta sulh, dünyada sulh” ki 1940’ların dış politikasına takılıp diyen Atatürk’ün adını taşıdığı kalmış olanlardır. üniversitenin, Bugün Türkiye, Erdoğan’a verdiği statik dış politikadan unvanın adı dinamik dış “uluslararası politikaya geçmiştir. ilişkiler doktoru” Türkiye’nin dünya ile olarak açıklandı. arasındaki perde Erdoğan törendeki kalkmıştır, ufku konuşmasında genişlemiştir.” hükümetinin Harika bir “uluslararası “doktora” ilişkilerini” savunması! Bu eleştirenleri şöyle konuşma yanıtladı: ErdoğanProf. Koçer (AA) üniversitelerin “Bu eleştiriler “uluslararası ilişkiler son derece bölümlerinde” ders olarak manidardır. Zira bu eleştiriler, işte okutulmalı! Acaba bu bölümlerde o 1940 model dış politika okuyan bir öğrenci bir soruya anlayışının bir tezahürüdür. ‘Aman böyle yanıt verseydi bırakın sorun çıkmasın’ diyerek, “diploma” almayı, acaba sınıfını Türkiye’de çok uzun yıllar dış geçebilir miydi? politikada adım dahi atılmamıştır. Demek ki bundan böyle her yere ‘Aman risk almayalım, aman hiç burnumuzu sokup “risk (tehlike)” kimseyi ürkütmeyelim’ diyerek, içinde yaşayacağız. Suriye ve İsrail Türkiye’nin dış politikada on yılları ile tek dost ülke olan Türkiye, bu çarçur edilmiştir. siyasa mantığına göre Marmara Ekonomi bir risktir, siyaset bir gemisi gibi nice olayla pek çok risktir. Aslında hayat bir risktir. Risk kişiyi öldürtecek, Suriye’deki gibi almazsanız başarıyı pilotları şehit edecek, İran’a yakalayamazsınız. Dış politikada yaptırımlar ile doğalgaz fiyatını tribünlerde kalmak, Türkiye’ye çok patlatacak. Dost ülkeler düşman ağır bedeller ödetti. edilecek! Atatürk Üniversitesi Türkiye, tribünlerde kalabilecek Senatosu’nu da bu kararından bir ülke asla değildir. Türkiye, dolayı canı gönülden kutlarız! mutlaka ve mutlaka sahaya inmek, DIŞ HABERLER [email protected] Başbakan Erdoğan’ın eleştirdiği Amerikan gazetesi karşılık vermekte gecikmedi Fahri Doktorun ‘Riski’! B WSJ’den ‘namert’ yanıtı Dış Haberler Servisi Geçen cumartesi günkü sayısında Türkiye ile Suriye arasında krize yol açan Türk jetinin Suriye hava sahasının içerisinde düşürüldüğünü yazdığı için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “namertlikle” suçladığı Amerika’nın etkili gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) dün Erdoğan’a ve TSK’den gelen eleştirilere yanıt verdi. Joe Parkinson ve Ayla Albayrak imzasını taşıyan haberinde gazete, uçağın Suriye hava sahasında düşürüldüğüne ilişkin bilgileri “ABD’li yetkililerden” aldığını açıkladı. Gazete “Türkiye düşürülen jeti ile ilgili tavrını koruyor” başlıklı haberinde, “ABD’li yetkililerin Türk uçağının uçaksavar ateşiyle vurulmuş olmasının uçağın alçak irtifada ve yavaş uçtuğuna işaret ettiği yolundaki sözlerini aktardık” denildi. Suriye’nin yaptığı resmi açıklamalarla çelişen tek noktanın uçağın hızı konu ? Türk jetinin, Suriye hava sahası içinde düşürüldüğünü yazan ve Başbakan’ın “namert”likle suçladığı WSJ, cevap niteliğindeki yazısında, Türkiye’nin iddialarını doğrulayan herhangi bir bulguya rastlanmadığını belirtti. sunda olduğu belirtilen haberde, Türkiye’nin, uçağın karadan havaya fırlatılan bir füzeyle, orta irtifada ve Suriye hava sahasının dışında vurulmuş olduğu yönündeki iddialarına karşılık da bir ABD’li askeri yetkilinin “Türkiye’nin uçağın karadan havaya füze ile vurulduğu iddialarını doğrulayan herhangi bir bulguya rastlamadık” sözleri aktarıldı. Haberinde TSK’nin Dışişleri Bakanlığı’nın tezini tekrar eden açıklaması ve Başbakan Erdoğan’ın gazeteye ve gazetenin haberini aktaran Türkiye basınına yönelik sert sözlerini de aktaran WSJ, ABD’li yetkililerin Erdoğan’ın sözleri üzerine konuşmayı reddettiklerini kaydetti. Cumartesi günü gazetede yer alan ve Erdoğan’ın tepkisine yol açan haberin kaynağının ABD’li yetkililer olduğu vurgulanırken, “ABD resmi olarak Türkiye’ye arka çıktı ve Amerikalı yetkililer 26 Haziran’da NATO’yu, Şam’ı sert bir dille kınayan bir açıklama yapmaya sevk etti” denildi. Bu arada Suriye helikopterlerinin Türk sınırına yaklaşması üzerine Türk F16’larının sınıra gönderilmesi, Batı medyasında da yorumlara yol açtı. İngiliz yayın kuruluşu BBC, Türk uçağının düşürülmesinin iki ülke ilişkilerini daha da gerginleştirdi(Fotoğraf: AFP) ğini belirterek, “Türkiye, topraklarını koruduğunu göstermeye istekli” derken yine İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi de Türk uçaklarının sınır bölgesine gönderilmesi kararını “Artan husumetin bir işareti olarak” niteledi. Amerikan Washington Post gazetesi ise Türk hükümetinin, uluslararası toplumun desteği olmadan harekete geçmek istemediğini kaydetti. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, WSJ’nin haberiyle ilgili olarak, “Almamız gereken ders isimsiz kaynaklara dayandırılan haberlere güvenmememiz gerektiğidir” dedi. Rasmussen, Türk uçağının hiçbir ön uyarı yapılmadan düşürülmesinin “tüm uluslararası normlara aykırı olduğunu” da söyledi. Rasmussen: Güvenilmemeli ABD’liler konuşmadı Batı medyası ne yazdı? TÜRKİYE İNCELEME İSTEDİ 7. madde gündemde eksika’da önceki gün M yapılan cumhurbaşkanlığı Devlet partisi döndü seçimini, oyların yüzde 38’ini Çorum… Turizmin Başkenti… Çorum’da bugünkü adı Boğazköy (Boğazkale) olan ilçemizdeki Hattuşa’dır. “1000 Tanrılı Halk” da denilen Hititlerden önce aynı “yörede” yerli halk Hattiler yaşıyordu. “İmparatorluk” döneminde “yöreyi” Ankara çevresinden başlatarak Çankırı, Kastamonu, Amasya, Yozgat, Tokat, Sivas’a kadar genişletebiliriz. Hititlerin çeşitli tarihsel, kültürel, dinsel mirası, müzelerimizin başköşelerindedir. Bu miras, zaman zaman yabancı müzelerde de sergilenerek yöreye turist çekiliyor. “Aşırı turist yığını” nedeniyle Efes’te ve Topkapı müzelerinde “randevulu ziyaretlere” geçileceğinden söz ediliyor. Oysa başta Çorum olmak üzere Hitit İmparatorluk yöreleri turizm planlamasında her nedense dışlanıyor. Hemen hemen her yıl Çorum’a çeşitli nedenlerle gidiyorum. Bu yıl Çorum’u daha gelişmiş, daha düzenli gördüm. Bu değişimde 2010’da bu ile vali atanan Nurullah Çakır’ın öncülüğünü kabul etmeliyiz. Çakır, çeşitli kaymakamlıklardan sonra 2005 2007 yılları arasında Topkapı Sarayı Müze Müdürlüğü yaptı. Bu kültür olgusunu Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu ve ÇEKÜL Akademisi Danışma Kurulu üyeliği ile pekiştirdi. Topkapı’dan önce “Güneşin Doğduğu Yer: Doğubeyazıt”, ilk valiğini Kastamonu’da yaparken “Ahşap Heykel” ve “Karabük Metal Heykel”, “Safranbolu Saat Kulesi ve Zamanölçerler” gibi çalıştaylar düzenledi. “Bir müzeci” olan valinin desteğinde Müze Müdürü Dr. Önder İpek’in çalışması sonrasında ildeki üç müzeyi bu kez tanıyamadım. Çorum, Boğazköy, Alacahöyük müzeleri “depo” konumundan çıkarak “çağ” atlamışlardı. Turistler için “Hitit Yürüyüş Yolları” ya da “HititÇorum Mutfağı” gibi çok çekici turlar ve yayınları Türkçe ve İngilizce olarak hazırlamışlardı. Çorum’a yaklaşırken Hattuşa, Alacahöyük, Şapinuva ana yol ayrımında Berlin ve İstanbul’dan getirilen Hitit sfenkslerinin kopyaları dikilmişti. “Sfenksler” Çorum’un simgesi olmuştu. Hitit İmparatorluğu’nun giriş ünya’daki ilk D “imparatorluğu” Hititler Anadolu’da kurdular. Başkentleri kapısındaki sfenkslerin yanı sıra karayolu boyunca turistleri, Çorumlu sanayicilerin kentin tarihini anlatan dev panoları karşılıyordu. Çorum artık “turizm başkenti” olma yolunda ilerliyor. Ama kentte yerli ve yabancı turistin gelmediğine daha doğrusu getirilmediğini gelenlere ise yeterince bilgi verilmediğine tanık oldum. Çorum’a gelen yabancı turist grubu İstanbul’dan Merzifon Askeri Havaalanı’na uçmak zorunda! Uçak gece saat 22.00’de İstanbul’dan kalkıyor. Bir saat sonra indiği alandan Çorum’a ulaşıp otelde turist yatağına uzandığında gece yarısını çoktan geçmiş oluyor. Yabancı, turizm yapmıyor, işkence çekiyor! Yapılacak temel iki iş var. Çorum’a havadan ve karadan ulaşım olanakları bir an önce geliştirilmelidir. Birincisi, başta İstanbul bağlantılı dış hat uçuşlarından bazıları Ankara Esenboğa Havaalanı’na aktarılmalıdır. Örneğin, günde Nev York’a üç sefer yapan THY bunlardan birini Ankara’ya yönlendirmelidir. Böylece İstanbul’da gecikmelere yol Sfenks. açan yoğun trafik de azaltılmış olur. THY, bu aybaşında önemli bir adım attı, Avrupa ve Ortadoğu’da 12 kente Ankara çıkışlı uçuşları devreye koydu. Uzakdoğu ve Amerika bağlantılı uçuşların bazıları da Ankara’ya yönlendirilirse “Hitit İmparatorluğu” topraklarında yaşayan otelci, lokantacı, otobüsçü, taksici, hatıra eşya satıcısı gönence kavuşur. Turistler önce Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Hattilerin ve Hititlerin görkemli mirası ile tanışır, sonra karayolu ya da demiryoluyla Çorum’a insani bir saatte ulaşır. Demiryollarına da önemli görev düşüyor. Öğrendiğim kadarı ile AnkaraYozgatSivas demiryolu hattı yapılıyormuş. AnkaraÇorumSamsun hattı da planlanmış. Bu hatlar bir an önce tamamlanır, hızlı tren hizmete konulursa bugün Türkiye’nin geri kalmış Hitit İmparatorluk yöresi, turizmle ekonomik olarak canlanır. Kültür ve Turizm ile Ulaştırma bakanlıklarını, milletvekillerini, yerel belediyeleri, turizmcileri, yerel sanayi ve ticaret odalarını önemli işbirliği bekliyor. alan muhalefetteki Kurumsal Devrimci Parti’nin adayı Enrique Pena Nieto kazandı. 45 yaşındaki eski eyalet valisinin zaferiyle, ülkeyi 70 yıldan uzun süre yönetmiş olan parti iktidara geri dönmüş oldu. 1929’da kurulduğundan 2000 yılına kadar iktidarda kalan Kurumsal Devrimci Parti, devlet kurucu özelliğinden ötürü devlet partisi olarak adlandırılıyor. Solcu aday Andres Manuel Lopez Obrador ise yüzde 31 oranında oy toplayarak ikinci oldu. Obrador yenilgiyi hemen kabul etmeyerek sayımın tamamen bitmesini bekleyeceğini söyledi. 2006’da yapılan seçimleri az farkla kaybeden Obrador’un yüz binlerce taraftarları başkent Mexico City’de hayatı felç etmişti. Seçimlerde ayrıca kongre ve bazı eyalet valileri için de oy kullanıldı. Uyuşturucu çetelerinin şiddet eylemlerine girişmesi kaygısı nedeniyle seçimler sırasında binlerce polis görevlendirildi. Alman istihbaratının Dönerci cinayetleriyle ilgili belgelerin başı gitti imha edildiği ortaya çıkmıştı FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) 20012007 yılları arasında küçük işyeri sahibi 8 Türk ve 1 Yunan ile 1 de kadın polisi öldürdükleri, bu arada birçok banka soygunu gerçekleştirdikleri ileri sürülen iki Neonazi Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’la ilgili soruşturmadaki aksaklıklar, dün de Alman iç istihbaratı Federal Anayasayı Koruma Örgütü Başkanı Heinz Fromm’un görevden alınmasına yol açtı. Bütün bu cinayetlerin işlendiği 12 yıl süresince görevde bulunan Fromm’un soruşturmada ortaya çıkan aksaklıklardan sorumlu olduğu ve görevden alınmasını istediği, bunun da Federal İçişleri Bakanı HansPeter Friedrich tarafından kabul edildiği bildirildi. Önümüzdeki günlerde 64 yaşına girecek olan Fromm’un 31 Temmuz itibarıyla emekliye ayrılacağı açıklandı. Ancak gizli servis sorumlusunun görevden alınma biçimiyle ilgili farklı haberlerin yayılması dikkat çekti. Heinz Fromm’un görevini, yardımcısı Alexander Eisvogel’in üstleneceği duyuruldu. Kısa bir süre önce Neonazi örgütlenme NSU’nun iki militanıyla bağlantılı 7 büyük dosyanın, bu ikilinin “karavanlarındaki intiharlarından” hemen sonra imha edildiği ortaya çıkmıştı. Dış Haberler Servisi Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden (BMGK), barış bozulduğunda BMGK’nin, barışın korunması amacıyla askeri ve askeri olmayan önlemleri almasına izin veren, BM Şartı’nın 7. maddesine başvurulması olasılığının incelenmesini istediği bildirildi. Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz, İngiltere’de yayımlanan Telegraph gazetesince yayımlanan video açıklamalarında, BM’nin, Şam yönetimine karşı birleşmesi ve uluslararası toplumun beklentilerini yerine getirmemesi halinde Suriye’ye “daha güçlü bir mesaj” verilmesi gerekeceğini söyledi. Büyükelçi Çeviköz, bunun hemen askeri eyleme başvurulacağı anlamına gelmediğini vurgulayarak “Uluslararası toplum, istisnasız olarak dayanışma içinde olmalıdır” diye konuştu. ABD ve Fransa da daha önce benzeri açıklamalar yapmışlardı. BM Şartı’nın 7. maddesi, BMGK’nin barışın korunmasına ilişkin yetkilerini belirliyor ve barış bozulduğunda askeri ve Telegraph, askeri olmayan önlemler almaya Çeviköz’ün izin veriyor. Telegraph, açıklamalarını Türkiye’nin, bir Türk askeri aktardı. uçağının Suriye tarafından düşürülmesinin ardından bu ülkeyi açık ve yakın bir tehdit olarak nitelediğini hatırlattı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, uluslararası toplumun Suriye konusunda başarılı olamayabileceğini söyledi. Clinton, Cenevre’de geçen cumartesi günü yapılan “Eylem grubu” toplantısında varılan anlaşmanın başarılı olacağına ilişkin güvence verilemeyeceğini belirtti. ABD Dışişleri Bakanı, yine de Cenevre’de alınan kararların Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın iktidardan indirilmesini kolaylaştıracağı kanaatinde olduğunu ifade etti. Türkiye’nin de katıldığı Cenevre toplantısında, Suriye’de hem muhalefet hem de şimdiki yönetimden temsilcilerin yer alacağı bir geçiş yönetimi kurulması, ateşkes ilan edilmesi, BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın barış planının uygulanması konusunda görüş birliği sağlanmıştı. Clinton: Başaramayabiliriz Sıcakta elektriksizlik fena vurdu binlerce ev ve işyerinde klimasız kalan Amerikalılar, parklardaki havuzlardan medet umuyor. Kapalı ortamda jeneratör kullanmaktan kaynaklanan karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle 5 kişinin öldüğü açıklandı. Trafik lambalarının yanmaması yüzünden trafik karmaşası da yaşanıyor. Bölgede hava sıcaklıklarının hafta ortasında çok yükseleceği tahmin ediliyor. (AFP/REUTERS) 18 kişinin ölümüne yol açan fırtınanın ardından Amerikalılar ABD’de aşırı sıcaklarla boğuşuyor. Yüz (EPA) Dış Haberler Servisi Suriyeli muhalifleri bir araya getirmek için bugüne kadar düzenlenen toplantıların en önemlisi olduğu belirtilen “Suriye’nin Muhalifleri Konferansı” dün Mısır’ın başkenti Kahire’de başladı. Toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriyeli muhaliflere, “Siz sadece Suriye muhalefetinin içinde olan grupların bir parçası değilsiniz, Suriye’nin geleceğini oluşturacak olan yapıyı temsil ediyorsunuz” diye seslendi. Muhalefeti birleştirme toplantısı C MY B C MY B