09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMMUZ 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 İlk çeyrekte gayri safi yurtiçi hasıla sadece yüzde 3.2 arttı. Bu, 10 çeyreklik dönemin en düşük oranı Büyümede sert fren ? TÜİK’in verilerine göre Türkiye dış talebin etkisiyle büyüyor. İç talep ise durdu duracak. Vatandaşın tüketim harcamalarında artış yok, yatırımlar yavaşlıyor. Böyle giderse Türkiye’nin yüzde 4’lük büyüme hedefini tutturması zorlaşıyor. Ekonomi Servisi Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıklamasına göre 2012’nin birinci çeyreğinde Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) bir önceki yılın eşdönemine göre sabit fiyatlarla yüzde 3.2 büyüdü. Bu, 2011’in ilk çeyreğindeki yüzde 8.5’lik büyümeye göre hayli düşük bir tempoyu gösterse de piyasa çevrelerindeki yüzde 2.8’lik beklentinin biraz üzerinde bir orana denk geliyor. İlk çeyrekteki büyümede ana etken dış talep oldu. Dış talep büyümeye 4.5 puanlık katkı yaptı. İç talebin katkısı ise sıfıra yakın oldu. Sonuçları Reuters’a yorumlayan EFG İstanbul Başekonomisti Haluk Bürümcekçi’ye göre, stokAhmet Hamdi Gürdoğan yüzde lar büyümeyi sert bir şekildi aşağı çekti. Bu da üreticilerin yavaşlama sürecinde stokları eritmeyi tercih ettiklerini ve ileride üretime geçebileceklerini gösteriyor ve yumuşak inişin olduğunu gösteren “iyi bir şey”. Buna karşılık yüzde 3.2’nin, 2009’un dördüncü çeyreğinden bu yana devam eden on çeyreklik “kesintisiz büyüme döneminin en düşük oranı” olduğuna dikkat çeken İstanbul Sanayi Odası BaşkaMehmet Büyükekşi nı Tanıl Küçük, “hane halkı tüketim harcamalarının hiç artmaması, toplam sabit sermaye yatırım harcamalarındaki artışın da yüzde 1.6 ile sınırlı kalmasının iç talepteki durgunluğu açıkça ortaya koyduğunu” vurguladı. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) analizine göre ise tüketimde düşüş devam ediyor. 2011’in son çeyreğinde yüzde 1.5 oranında düşen tüketim harcamaları 2012 ilk çeyreğinde binde 7 daha azaldı. Geçen yılın 1. ve 2. çeyreklerinde yüzde 40’lara varan yatırım harcamaları da azalıyor. Rakamlar iç talepte beklenenden TÜİK’in büyüme verilerine ilişkin daha sert bir frenin geryazılı bir açıklama yapan Devlet çekleştiğini, buna karşılık Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali net ihracattaki artışların Babacan, Türkiye ekonomisinin son 10 büyümeyi ilk çeyrekte çeyrektir aralıksız olarak büyümeye yüzde 4 seviyesine çıdevam ettiğini belirterek küresel kriz karmakta yeterli olaortamında Türkiye ekonomisinde elde madığını gösteriyor. edilen bu tip olumlu gelişmelerde para ve Türkiye’nin yıl somaliye politikaları ile makro ihtiyati nunda hedeflediği tedbirlerin birbirini tamamlayıcı ve yüzde 4’lük büyüdestekleyici şekilde uygulanmasının önemli meyi başarabilmesi bir rol oynadığını söyledi. için yılın geri kalaMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Avrupa nında çeyreklik bazpazarındaki daralmayla birlikte stoklar hızlı da yüzde 1 puanın bir şekilde eridi, ama işin özü itibarıyla üzerinde bir büyüyüzde 3.2’lik rakam bu küresel şartlarda iyi. meyi gerçekleştirKompozisyonu da sağlıklı. İhracattan mesi gerekecek. Oykaynaklanan bir büyüme söz konusu” dedi. sa iç talepteki daralEkonomi Bakanı Zafer Çağlayan da, manın devam etmesi “3.2 büyüme ilk çeyrek için benim ve net ihracatın katkıbeklentim dahilinde idi. 2012 yılının ilk sının 3. ve 4. çeyrekaltı ayında ihracatımızın gösterdiği lerde sınırlı kalması büperformans bunun kanıtı. İhracatın yümenin yüzde 3 düzebüyüme üzerindeki pozitif etkisini yinin bile altında kalmaçok net bir şekilde görmeye sına neden olabilecek. başladık” diye konuştu. Bakanlara göre bu gidiş sağlıklı ‘Ben Yokum Sen Devam Et’ Sosyal medyada çok farklı görüş odaklarının ortak algılamasından... Suriye’ye ilişkin NATO’nun Türkiye’ye verdiği mesajın Türkçesi; “Ben yokum sen devam et...” yorumsuz, net... Aslında ABD, AB ülkelerinin ortak ve tek tek açıklamaları da, Türkiye’nin Erdoğan iktidarlarının gönlünü okşayacak cümlelerden arındırıldığında aynı çıplaklıkta... Değişen dünya dengeleri, Çin, Rusya, İran’ın tutumları, ekonomik kriz gerekçeleri eklenerek işin içine girmeme niyetleri yanında, Türkiye’nin işin içine daha da bulaşmasını öngören içeriklerde... İpin ucu öylesine kaçtı ki ABDRusya arasında Türkiye’nin var görülse de alınan kararda ikinci planda tutulduğu, BM Güvenlik Kurulu Eylem Grubu uzlaşmasının içeriği bile dünya kamuoyuna iki uc eksende açıklandı. ABD Dışişleri, BM kararı için Esad’sız geçiş hükümetinin kurulmasından söz ederken Rusya, Esad’ın yerinde duracağı bir geçiş hükümeti anlaşmasına vardıklarını ilan etti. Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanımızın söz konusu içeriği çelişkili uzlaşma sonrası söylemlerinde de Esad’ın gidişine kadar sürdürülecek savaşımda en önde, başrollerde, doğrudan taraf olma vurgulamaları var... Sadede gelirsek Kaddafi örneğinde yaşanan NATO gücü ile BM’nin onayı olan bir iktidar devirme operasyonu beklentilerini unutun. BM, NATO şemsiyesi, ABD, AB ülkeleri doğrudan desteğinin değil fiili, gölgesi, manevi katkısı bile ufukta görülmüyor. İllegal ayakları da çok anlamlı olmamalı ki... ABDAB medyası sürekli Türkiye’nin, Erdoğan iktidarlarının başrolde oldukları politikaları pompalıyor... Erdoğan iktidarları; büyük düşlerle öne iteklenmiş olup ortada kalmanın öfkesi ile olacak bizim medya için çok sık, geçerli suçlamaları, bu kez kimi ABDAB medyası için yapıyor. Bizden aslında uçağımızın düşürülmesi, ülke çıkarları ekseninde çok sınırlı eleştirilerde ise “vatan hainliği” yaftası hoyratça gündeme geliveriyor.. ??? Tek pazılda iki ayrı oyun, birlikte, ilişkilendirilmiş tek oyun gibi Suriye gelişmeleri ile PKK, Kürt sorunu gelişmeleri aynı anda, birbirine paralel, sanki dışardan sahnelenmiş kukla, gölge oyunu gibi de hızla tırmanıyorlar. Kaçınılmaz kafalar iyice karışmış, sosyal medyada en çok sorgulanan konu, ABD, AB siyasi odaklarının, bağlantılı Kuzey Irak yönetimi odaklarının da şu an için PKK’yi, siyasi ittifaklarını Türkiye ile uzlaşmaya zorlarlarken daha önceki sıkı destek politikalarını en azından bugünün koşullarında askıya aldıklarını ilan etmelerinin anlamı... Türkiye’yi, Kürtlerle uzlaşma, barışa teşvik edilirken Suriye’ye dönük ise tek başına doğrudan müdahale, daha açıkçası savaşkan politikalara yönlendirme çıkışları... Dahası fiilen kışkırtmaların göze batar boyutlarda tırmandırılması, oldu bitiye getirme gündemde... Bildik, çok öncelerden yazılmış, Türkiye için de sıcak tehdit, Ortadoğu haritaları senaryolarının, günün koşulları ile bağlantılı stratejik adımlar değişiklikleri ile sahneye konulmaları, kaygıları, açık açık dillendiriliyor.. İktidarlarının ülkenin en yaşamsal sorunlarında bile ulaşma aramadan oldu bittilerle yolunda yürüme alışkanlığında ise değişen hiçbir şey yok. Kürt sorununda önce Kılıçdaroğlu, sonra Zana’dan gelen uzlaşma, barış arayışlarına Başbakan Erdoğan’dan gelen olumlu yanıtların gerçekçi çerçevesi ise “koşulsuz, kullanabildiği kadarı ile kullanma” boyutunu geçmeyecek... İktidarları, Kılıçdaroğlu’nun, ülke için yaşamsal, can yakan sorunda Meclis içinde uzlaşma arama önkoşulunu görmezlikten gelmesi apaçık AKP icraatlarına CHP desteğini istemesi bir yana; CHP’yi sözde ikili işbirliğine çağırırken bile ne Kürt sorunu ne de Suriye gündemi üzerinden bırakınız ortak çözüm arayışını, iktidar icraatları, gelişmelere ilişkin bilgi vermeye değer bulmayan üslubu, demokrasilerde örneği olamıyacak çarpıklıkta. Ya Meclis’te son dakikada gelen AKP önerisi ile cemaate kaptırılmış çekişmenin yaşandığı kamuoyuna yansıtılmış ÖYM’ler yerine, HSYK’nin kadrolaşma iplerini baştan elinde tutacağı özel ihtisas mahkemelerinin getirilmesine ne demeli? Besbelli cemaat ile uzlaşma rüşveti açılmış davaların bitirilmesine kadar ÖYM’lerin görevlerinin devam ettirilmesi, ceza yasası, terör kavramının keyfi uygulamasına dokunulmaması... insan hakları, hukuk devleti, yargısız infazlara son verilmesi kaygılarının gündemde olmadığının belgeleri... Oldubittiye direnen başta CHP, muhalefete kulaklar tıkalı, sivil diktatoryal kültürle, ele geçirilmiş Meclis çoğunluğuyla, önerge ile gelen yasa bir çırpıda çıkıyor. Haberlerde Meclis’teki kavga sahneleri önde, DGM’lerin devamı, sivil diktatoryal, hukuk devleti ilkelerine aykırı düzenin devamı yasanın içeriğindeki sakıncalar gözlerden Irak kalıyor... Hayati Yazıcı Toyota Türkiye’de küresel binek araç üretecek ? Türkiye’de sedan otomobil üretimine 2013 Haziranı’nda başlayarak üretimini yeniden 150 bin adetlere taşıyacak olan Toyota, üreteceği yeni küresel model için de Japonya’dan karar bekliyor. Ekonomi Servisi Toyota Otomotiv’in Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Orhan Özer, Toyota’nın küresel bir binek araç modelinin Türkiye’de üretimi konusunda ilk aşama olan fizibilite görüşmelerinin olumlu sonuçlandığını, global olarak nihai kararın kasımda verileceğini söyledi. Özer, yeni modelin hibrit motora sahip olması seçeneğinin de açık olmasını umduklarını ifade etti. Adapazarı’ndaki fabrikasında 150 bin adetlik kurulu kapasitesi bulunan Toyota Türkiye, bu yıl yüzde 40’lı seviyelerdeki kapasite kullanım oranlarıyla, Auris ve Verso modellerinin üretimini gerçekleştirirken ekim ayı itibarıyla Auris üretimi Toyota’nın İngiltere’deki tesislerine kaydırılacak. Toyota Türkiye, 150 milyon Avro’luk yatırımla Haziran 2013’te ise C sınıfı sedan üretimine başlayacak. Reu İhracattaki artış yüzde 3.6’da kaldı Ekonomi Servisi İhracat, 2012’nin haziranında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3.6 artarak 11 milyar 840 milyon 649 bin dolara çıktı. İhracat 2012’nin ocakhaziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.3 artışla 72 milyar 986 milyon 237 bin dolara ulaştı. İhracat son 12 aylık dönemde ise geçen yılın anılan dönemine göre yüzde 14.1 artışla 142 milyar 305 milyon 427 bin dolara çıktı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) haziran ayı ihracat rakamlarını Rize’de açıkladı. Haziranda Türkiye’nin en çok ihracat yapan sanayi sektörü otomotiv endüstrisi oldu. Sektörün, haziranda ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.1 oranında azalarak 1 milyar 610 milyon dolar oldu. En çok ihracat artışının yaşandığı ikinci sektör 1 milyar 496 milyon dolarla çelik olurken 1 milyar 410 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü üçüncü oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, vize uygulamasının kaldırılmasının TürkiyeAB ilişkilerinin olumlu yönde gelişmesine katkı sağlayacak çok önemli bir gelişme olacağına inandıklarını söyledi. Teşvik için yatırım yapmayız Toyota Türkiye’nin üretiminin bu yıl ağırlıklı olarak Avrupa’da yaşanan krizin etkisi ve Auris modeli üretiminin sona ermesiyle 2011’e göre yüzde 21 düşüşle 73 bin adete gerilemesi bekleniyor. C sınıfı sedanın etkisiyle üretimin yeniden yıllık olarak 150 bin seviyesine çıkması, önümüzdeki dönemde ise pazarlardaki iyileşmeyle beraber bu rakamın resmi kapasite olan 170 bin seviyelerine doğru yaklaşması öngörülüyor. Teşvik paketini değerlendiren Orhan Özer, “Prensip olarak Toyota teşvik için yatırım yapmaz. Toyota operasyonun kendisine bakar. Operasyon verimliyse yatırım yapılır. Teşvik sadece yatırımın dönüşünü hızlandırır. Devletin teşvikle beraber atması gereken başka adımlar da var. Lojistik teşvikleri de önemli. Lojistik şirketlerine de teşvik vermek lazım” dedi. ters’e konuşan Özer’in verdiği bilgiye göre, şu an 30 ülkeye ihracat gerçekleştiren Türkiye fab rikası, yıllık 110 bin 120 bin adet üretimi olması öngörülen sedan ile birlikte Kuzey Afrika, Or tadoğu, Kazakistan ve Doğu Bloku ülkelerine de ihraç adetlerini arttırarak 50 ülkeye ulaşacak. Yeni Türk Ticaret Kanunu, sorunlu ve uyuyan şirketlerin sicilden silinerek yok edilmesini kolaylaştırdı. Bu düzenleme binlerce şirketin temizlenmesi ve bürokrasinin ferahlanması demek. 01.07.2014 tarihine kadar aşağıdaki durumda oldukları tespit edilenler sicilden silinecek. Genel kurullarını yapmayan şirketler Sebebi haklı da olsa son 5 yıllık genel kurulunu yapmamış anonim şirketler ve kooperatifler de sicilden silinecek. Burada arka arkaya genel kurullarını yapmayan şirketlerin canlı kalma olanağı olmadığı için faaliyetlerine devam edemeyecekleri düşünülmektedir. Sermaye şartını yerine getirmeyenler Anonim şirketlerde 50.000 TL, limited şirketlerde 5.000 TL sermaye şartını yerine getirmeyenler, yani sermayesini bu tutarlara artırmayan şirketler Gayrifaal, Sorunlu Şirketler Kolaylıkla Tasfiye Edilecek na ermesini sağlamaları gerekmektedir. Tasfiyeye girmiş, ama tasfiyeyi sonuçlandıramamış şirketler ve kooparetifler Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapamayan şirket ve kooperatifler. Bu şartların tespiti kolay Ticaret sicili memurluklarınca resen tespit yapılacak. Kişi, kurum ve kuruluşlar da tevsik edici belgelerle Ticaret Siciline başvurarak bu terkin işlemine esas tespit işlemini yaptırabileceklerdir. Bundan sonra ticaret sicili memurluklarının ihtar, süre verme, tasfiye memuru atanmasını isteme gibi birçok prosedür var. Bunlar sırasıyla yerine getirilecek ve terkin sağlanacaktır. 01.07.201001.07.2014 tarihleri arası münfesih olan şirketler Bu tarihler arasında tasfiyeye girmesi gereken münfesih addedilecek şirketler Dağılmış kooperatifler Herhangi bir şekilde dağılmış, genel kurullarını yapmamış, Konut kooperatiflerinde kat mülkiyetine geçilmiş, ancak amacını yitirmiş kooperatifler Mahkeme yoluyla tasfiyeye girmiş, mahkeme kararına istinaden sicilden kaydın silinmesi kararını henüz çıkarmamış ve sicilden terkin işlemi yapmamış kooperatifler mayacak. Bu nedenle bu durumdan yararlanmak isteyenlerin 01.07.2014 tarihine kadar tüm hukuki ihtilafların so Vergi dairesinden zamanında mükellefiyet kaydını sildirdiğim veya silinen şirketlerim ne durumda? C MY B C MY B Bu durumda olanlara tavsiyelerimiz var: AşağıDavacı veya davalı olan şirket ve koodaki soruları kendinize soperatifler yukarıdaki şartları taşısalar birun ve tarama yapın le tasfiye edilip sicilden terkin yapıla Ancak bu şartların istisnası var: Hukuki ihtilafların olmaması Vergi dairesinden mükellefiyetin silinmesinin şirketin tüzelkişiliğini sona erdirdiğini düşünmeyin. Anonim şirketlerde denetçilerin istifası nedeniyle kilitlemiş bir durum var mı, bunu tespit edin. Genel kurulları yapmadığım için organsız kalan şirketim var mı? Tasfiyesini sonuçlandıramadığım, sonuçlandırması mümkün olmayan şirketim veya kooperatifim var mı? Dava yoluyla tasfiyesine karar verilen ancak sicilden terkin edilmesi için karar alınamayan şirket ve kooperatiflerinizin mahkeme durumunu tespit edin. Tasfiyesine girmek istediğiniz, ancak alacak veya borç davası nedeniyle vazgeçtiğiniz sürüncemedeki şirketlerinizde alacak ve borç davasını ortaklarınız adına temlik edin veya sulh yoluyla bu hukuki ihtilafı çözün, sorunlu şirketinizden kurtulun. Bu konuda avukatınızdan görüş alın. Gayrifaal ancak henüz tasfiyeye sokmadığınız şirketleri hemen tasfiyeye sokun. Tasfiyeye giriş işlemlerini başlatın. Tasfiye edilecek veya etmeyi düşündüğünüz şirketlerinizin iştiraklerini devredin, bunları sıfırlayın. Özvarlığını yitirmiş şirketleriniz varsa en kısa zamanda bunu düzeltin. Sermaye artırımı yapın. Şirketlerden alacaklarınızı sermayenin unsuru yapın, öz varlıklara katın. Ayrıca aktiflerinizin SPK’den lisanslı ekspertiz şirketlerine eskpertizini yaptırın, rayiç değer farkını yitirilen özvarlığın giderilmesinde hukuçu ve maliyecinizle görüşüp kullanın. Net işletme sermayeniz yeterli de olsa, yabancı kaynaklar toplamının aktif toplamının yüzde 30 olacağı şekilde sermaye artırımı yapın. Örneğin aktif büyüklüğünüz 10 milyon TL. Öz varlığınız 5 milyon TL, sermayeniz 2 milyon TL. Bu durumda sermayenizi 4 milyon TL’ye çıkarın. TMSF’ye borcunuz varsa, bunu yapılandırmış iseniz ve ödemelerinizi aksatmamışsanız bunu şahsınıza devredin, sadece bu borç nedeniyle tuttuğunuz şirketinizin böylece tasfiyeye girmesini sağlayın. Ödemelerinizi aksatmış ve yapılandırma bozulmuşsa, yeniden bir yapılandırmayı şirket ortağı olarak şahsen kendi üzerinizden yapın ve sizi rahatsız eden şirketlerinizin sicilden silinmesini sağlayın. Yukarıdaki şartları taşıyan özellikle münfesih hale gelmiş şirketlerinizdeki marka, patent, varlıklarınızı aktiften çıkarın. Sonuç olarak sorunlu, sıkıntılı ve kurtulmak istediğiniz şirketleriniz varsa yeni TTK sizin için bir avantaj; bu avantajdan yararlanın. Şehit yakınlarına 2 istihdam hakkı MAHMUT LICALI ANKARA Terörle mücadele ederken şehit olanların yakınlarına kamuda istihdam edilmesi için ayrılan kadroları iki katına çıkmasını öngören teklif TBMM’ye sunuldu. Teklife göre şehit yakınlarının istihdam hakkı ikiye çıkarılırken bir istihdam hakkı şehidin kardeşi, bir istihdam hakkı da şehidin eşi ya da çocukları tarafından kullanılabilecek. AKP Adana Milletvekili Fatoş Gürkan ve İzmir Milletvekili Rıfat Sait’in şehit yakınlarına tanınan haklara ilişkin bazı yasalarda değişiklik öngören önerisi TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle