10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 1 milyondan fazla ek öğrenci için derslik yok, bir sıraya 56 öğrenci düşüyor Balık istifine doğru uygun değil Sınıflar 5 ve 6 yaşa SİNAN TARTANOĞLU Tutuklu Meslektaşlarla Geçen Bir Günün Öyküsü Basın Konseyi’nden bir heyetin 24 Temmuz Gazetecilere Özgürlük günü için Silivri’ye gitmesi önerisi Pınar Türenç’ten geldi. Apar topar Adalet Bakanlığı’na başvurduk. Sağ olsun Sayın Sadullah Ergin, bu ivedi isteğimizi aynı duyarlılıkla olumlu olarak yanıtladı. Bu nedenle dün beş saati Silivri Ceza ve Tutukevi yerleşkesinin “1” numaralı cezaevinde geçirdik. Hep söylerim; İstanbul’dan 105 kilometre ötedeki bu sayfiye kenti, şimdilerde en büyük gelirini 7 kapalı cezaevinin bulunduğu bu yerleşkeye bağlamış... Bir kasaba ya da kentte sanayi yoksa, tarıma ayrılan topraklar bina yapımı için gelişi güzel dolduruluyorsa en büyük gelir ya asker kışlası yapmaktır ya da büyük bir cezaevi inşa ederek orayı dolduracak hükümlü ve tutukluların iaşesini sağlayacak esnaflara arka çıkmak. Kalkınan Türkiye’nin siyasi iktidarı on yıldır devlet eli ile tek fabrikanın çivisini çakmamış. Ama Tanrı için söyleyelim; ceza ve tutukevlerini dolduracak potansiyel şüphelilerin hesabını yapmış. Onlar için kapalı binaları sıralamış! Silivri Ceza ve Tutukevi Yerleşkesi bunların ilk sıralarında olmalı. Tekirdağ yönündeki 7 binalı cezaevinin yanında yargıç lojmanları var. Bir ortaöğretim okulu var. Ve bir de çift minareli cami var. Kara mizah sevenler için de söyleyeyim; oradaki mahkemelerde özellikle siyasi davalara bakan yargıçlar, uzun tutuklulukta ısrar etmeyi vazgeçilmez bir uygulama olarak gördükleri için, duruşmalardan sonra “Tanrım bizi bağışla” diye dua etmek için soluğu mabette alsınlar düşüncesi Adalet Bakanlığı’na egemen olmalı ki, kampus bu eksiliği de doldurma yoluna gitmiş. Saat 11.00’de ilk ziyaret ettiğimiz kişi CHP milletvekili, kapı yoldaşım Mustafa Balbay oldu. Sevgili Balbay’ın “sözde” Özgürlük Bayramı’nı kutladıktan sonra kendisine moral yüklemesi yapmaya kalkıştık. Oysa Balbay da, daha sonra sıra ile görüştüğümüz Barış Pehlivanoğlu da, Barış Terkoğlu da, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek ve Mehmet Perinçek de birer moral deposu halindeydi. ASIL SUÇU Musa’nın Günlüğü kitabı ile Başbakan’a hakaret olması gerekirken o kitapta kimi satırlarında Ergenekon şifreleri olduğu savı ile Silivri de beşinci yılını 27 Temmuz’da mahkum değil tutuklu şüpheli olarak dolduracak olan Ergün Poyraz, en kıdemli gazeteci sıfatıyla yeni kitaplar yayımlamaya hazırlanıyor. Ve yine Mustafa Balbay. Beş yaşındaki küçük kızının parklarda babası ile gelen bir yaşdaşını gördüğü zaman o arkadaşını tekmeleme gibi bir alışkanlığın sahibi olmuş. Küçük Balbay babasının her gün kitap yazarak evine para gönderdiğini de mahalledeki arkadaşlarına söylemeye öylesine alışmış ki. Özgür ülkemin, özgür basınından bir cezaevi anısı böyle... Uzun tutukluluğun ucu açık olarak süreceğine, kendilerini öylesine inandırmışlar ki! Ne yazık ki saplantı halinde bir başka inanç; şüpheli olarak yargılandıkları Ergenekon, Balyoz ve Odatv davalarının da birer siyasal dava olduğu için adeta bir Matruşka bebek gibi birbiri içinden yeni davalar doğurmaya devam edeceğini söylediler. Ve bu koşullar altında, dışardaki yurttaşlar çoğunluğunun düşündüğü “Ülkemizde en az güvenilir kurum adalettir” görüşünü art arda paylaştı. Hemen ekleyeyim: Tutuklularla ayrı ayrı saat dilimlerinde konuştuğumuz için aynı söylemleri paylaşmaları, bir danışıklılığa dayanmıyordu. Hepsi tıpkı Müyesser Yıldız’ın söylediği gibi yeşile, maviye ve toprak rengine hasret çekiyor. Bu hasreti gidermek amacıyla bir kuru soğan filizini, hücrelerinin tabanında topluiğne ile kazıyarak elde ettikleri o küçük yuvada yetiştirebilirlerse bayram ediyorlar. Peki, özgürlüklerine kavuşma umutları ne âlemde? Bu sorunun yanıtını ne yazık ki anlı şanlı yargımızdan değil, kamuoyunun oluşturacağı ortamdan bekleyeceklerini söylüyorlar. Sivil topluma, meslek örgütlerine bu yüzden kucak kucak selamları var. ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 20122013 eğitim öğretim yılı için 2 milyon 313 bin 888 öğrenciyi okullara yerleştirdi. Okulların açılmasına yaklaşık 2 ay var, ancak bakanlık, önceki yıla göre 1 milyondan fazla ek öğrenci için derslik açığını kapatacak bir önlem almadı. Eğitim Sen, “Eğitimi bekleyen kaos derinleşiyor. Sınıf açığının kapanmasına imkân yok. Artık bir sırada 34 öğrenci değil, 56 öğrenci oturacak” açıklamasını yaptı. MEB istatistiklerine göre, 20012002 eğitim öğretim döneminde ilköğretime 1 milyon 93 bin 503 öğrenci kayıt oldu. Bu rakam, 20112012 eğitim öğretim yılına gelindiğinde, 1 milyon 258 bin 839’a çıktı. Yani 10 yılda zorunlu eğitim çağı nüfusu 165 bin 336 arttı. Ancak 4+4+4 yasası ile okula başlama yaşı 6 ay geri çekilerek 66 ay olarak belirlendi. MEB 20122013 eğitim öğretim yılı için okula kayıt ğitim Sen, 2 milyondan fazla öğrenciyi bir okula yerleştiren bakanlığın, bu öğrencileri hangi sınıfta okutacağını düşünmediğini açıkladı. Eğitim Sen’den yapılan açıklamada, mevcut yapının bile mevcut öğrenciler için uygun olmadığı belirtilerek “Mevcut okullar zaten sorunlu. 5, 6 ve 7 yaş grubu öğrenciler bir arada okuyacak. Ancak bunun için gerekli önlem alınmadı. Sınıflarda 5 ve 6 yaş çocukların boylarına uygun sıra, sandalye ve tahta yok. Okulların giriş çıkışları, merdiven basamakları bu çocuklara göre değil. Altyapı E hazır değil” denildi. 1 milyondan fazla ek öğrenci için gerekli sınıf açığı ile ilgili olarak açıklamada, “Eğitimi bekleyen kaos derinleşiyor. Bu sınıf açığının kapanmasına imkân yok. Kapatmak gibi bir çalışma da yok zaten. İmam hatip ortaokulları açıldı. Ama var olan ilkokullara açıldı. 3 yıl içinde mevcut ilkokul öğrencileri kademeli olarak yan binaya taşınacak. Eğitimin temel sorunu olan kalabalık sınıflar daha da yoğunlaşacak. Artık bir sırada 34 öğrenci değil, 56 öğrenci oturacak” ifadeleri kullanıldı. edilmesi zorunlu olmayan 6066 yaş aralığındaki çocukları da bir okula yerleştirince bu yıl okula başlayacak öğrenci sayısı 2 milyon 313 bin 888’e çıktı. Ancak MEB, 1 milyon ek öğrenci için gerekli olan derslik açığının kapanması adına okul müdürlerinin makam odalarına standart getirmekten ve 80 okul müdürünün odasını dersliğe dönüştürmekten başka adım atmadı. Yönetmelikteki ayrıcalık Hafızlık eğitimine giden devamsız sayılmayacak YÖK, barajı düşürmeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK, Lisans Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) barajı geçen öğrenci sayısındaki düşüş nedeniyle baraj puanının 180’den 165’e düşürüleceği iddiasını yalanlayarak “Baraj puanını düşürmek gündemimizde yok” açıklamasını yaptı. YÖK’ün üniversiteye giriş sınavında tercih yapmaya hak kazanamayan adayların sayısındaki artış nedeniyle baraj puanını 180’den 165’e düşüreceği iddia edilmişti. YÖK, konuyla ilgili açıklamasında “tercih işlemlerinin yapılmaya başlandığı bir dönemde çıkan bu haberlerin son derece manidar” bulunduğu belirtilerek “baraj puanının düşürülmesi konusunun Yükseköğretim Genel Kurulu’nun gündeminde yer almadığını adaylara ve kamuoyuna saygıyla duyururuz” ifadelerini kullandı. FİGEN ATALAY ‘Özgürlük hâkimleri’ görevine başladı ? İstanbul Haber Servisi “3. yargı paketi” olarak bilinen 6352 sayılı yasada düzenlenen “özgürlük hâkimliği”ne atanan Yakup Kaya, Süleyman Karaçöl ve Burhanettin Toprak Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde göreve başladı. “Özgürlük hâkimleri” soruşturma aşamasındaki arama, el koyma, gözaltı ve tutuklama gibi kararları alacak. Bu haftaki nöbetçi hakim Kaya, uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan Gana uyruklu Michael Oshodi’yi, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fuzuli Aydoğdu tarafından ifadesinin alınmasının ardından “uyuşturucu kaçakçılığı yapmak”suçundan tutuklayarak cezaevine yolladı. Firari oğlundan selam getirdi ADANA (Cumhuriyet) Adana’nın Ceyhan ilçesinde huzurevi ve anaokulu yaptırmak için düzenlenen protokol törenine katılan Kasım Garipoğlu, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’a, firarda olan Hayyam Garipoğlu’nu hatırlatarak “Dün akşam oğluma bugünkü töreni anlattım. Size selam söyledi” dedi. Baba Garipoğlu’nun, “Oğlum Hayyam Garipoğlu’nu tanır mısınız” sorusu üzerine Vali Coş, “Tanırım. Ben Kırklareli valiliği de yaptım. Oradan tanıyorum” karşılığını verdi. Garipoğlu, Münevver Karabulut cinayetine ilişkin davada 12 Haziran’dan beri aranıyor. İlköğretim Okulları Yönetmeliği’nin 4+4+4’lük yasaya uyumlu hale getirilmesi için bazı maddelerinde düzenlemeler yapıldı. Öğrenci kayıtları, bu yönetmeliğe göre yürütülecek. Yeni yönetmeliğe göre, din eğitimi ve bu eğitimin yapıldığı okullar ile din eğitimini verenler öncelikli ve ayrıcalıklı bir noktada tutuluyor. Eğitimci Alaattin Dinçer, yönetmelikteki önemli değişiklikleri şöyle sıraladı: İlköğretim okulu ilköğretim kurumu olarak değiştirildi. İlköğretim; ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokulu olacak şekilde değiştirildi. Andımız artık sadece ilkokullarda okunacak. Ortaokullarda andımızın okunması kaldırılmış. Önceki uygulamada andımız birlikte okunuyordu. Veliler 6672 aylık çocuklarını kayıt yaptırmak istemezlerse sağlık kurulu raporu almak zorunda. Önceki uygulamada sadece veli dilekçesi yeterli oluyordu. İmam hatip ortaokullarına kayıt, velinin isteğine göre yapılacak. Diğer ortaokul kayıtları adrese dayalı sisteme göre yapılacak. Öğrenci imam hatip ortaokuluna kayıt olduğunda “ben hafızlık eğitimine gidiyorum” derse hafızlık eğitiminde geçen süre devamsızlıktan sayılmayacak. Dönüp geldiğinde kurulacak bir komisyon tarafından sınav yapılacak ve başarılı olursa bir üst sınıfa devam edebilecek. 13 yaşını doldurup zorunlu ortaokul çağı dışına çıkan çocuklara 2 yıl daha şans verilecek. Ancak çocuk, bu süreyi açık ilköğretimde geçirebilecek. Seçmeli dersler puanla değerlendirilmeyecek. İlkokulda sınıfta kalma kaldırıldı. İlkokullarda sadece İngilizce ile Din Kütürü ve Ahlak Bilgisi dersi, branş öğretmenleri tarafından okutulabilecek. Kız öğrencilerin kaldığı yatılı bölge ilköğretim kurumlarının yurtlarında öncelikle kadın öğretmenler belletmen olarak görevlendirilecek. Yeterli kadın öğretmen yoksa okulöncesi öğretmenleri de belletmen olarak görevlendirilebilecek. Tutuklu gazeteciler için Karşıyaka Belediyesi’nin İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin (İGC) işbirliğiyle başlattığı “Basın Özgürlüğü Ödülü”, 24 Temmuz Sansürün Kaldırılışı ve Basın Bayramı gününde düzenlenen törenle, tutuklu gazeteciler adına Nedim Şener’e verildi. Ödülü, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ve İGC Başkanı Atilla Sertel’den alan Şener, “Basın özgürlüğü kontrol altına alınmak isteniyor. Tüm dünya Türkiye’de neler olduğunu yazıyor” dedi. Törenin ardından beyaz güvercinler uçuruldu. Öte yandan Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, 24 Temmuz dolayısıyla Silivri’de tutuklu gazetecileri ziyaret etti. Çıkışta açıklama yapan Birgit, “Hepsi ile ayrı ayrı görüştük ve dinledik. Bize yeşile, maviye, kahverengine hasret olduklarını söylediler. Ne yazık ki hiçbirisi adaletin gerçekleşeceğine güvenmiyorlar” diye konuştu. Erdoğan’dan ilginç mesaj Başbakan Tayyip Erdoğan ise Basın Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda, yaklaşık 100 gazetecinin tutuklu olmasına, 10 bine yakın gazeteci hakkında ise soruşturma açılarak onlarca yıl hapis cezası istenmesine karşın AKP hükümetinin “basın özgürlüğünün teminatı olan ifade özgürlüğü önündeki engelleri tek tek kaldırdığını” savundu. Erdoğan “Basın özgürlüğü ancak demokrasi içinde mümkündür” dedi. AKP’li başkandan gazeteciye tehdit ‘Arkanı koru’ SAVAŞ KALKAN TOKAT Tokat’ta yayın yapan Kanal 60 TV Genel Müdürü Hüseyin Kömür, AKP’li Tokat Belediye Başkanı Adnan Çiçek, şoförü ve koruması tarafından “Sen kim oluyorsun da yazıyorsun ve konuşuyorsun” sözleriyle tehdit edildiğini belirterek suç duyurusunda bulundu. Kömür, çalıştığı kanalın uydu yayınına gerekli fiber internet hattının kazı çalışması için Belediye Başkanı AKP’li Adnan Çiçek ile görüşmek üzere makamına gittiğini, Çiçek’in kendisine “Bu yazıların hesabını ver. Önce adam gibi yazılar yaz, sonra bizden işinin yapılmasını iste” dediğini belirtti. “Yazılarım tamamen sizin personelinizin ve Tokatlının istekler ve şikâyetlerinden oluşmakta, ben ferdi yazılar yazmıyorum” dediğini ifade eden Kömür, dışarı çıktığında Başkan Çiçek’in koruması Şükrü Aydın ve şoförü Hasan Avşar’ın kendisini beklediğini, Aydın’ın “Gel sen bakalım. Sen bu yazıları hangi cesaretle yazıyorsun, sen kim oluyorsun? Arkanı koru, Tokat’ı terk et. Seni öldürür bir tarafa atarım” diyerek tehdit ettiğini ve küfürler yağdırdığını söyledi. Şoför Avşar’ın ise “Oğlum senin neyine yazı yazmalar. Bir vursak elimizde kalırsın. Sana Tokat bundan sonra haram” diye tehdit ettiğini anlatan Kömür, Başkan Çiçek, koruması Aydın ve şoförü Avşar hakkında suç duyurusunda bulundu. Sarayda devir teslim ? İstanbul Haber Servisi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanlığı’ndan emekli oldu. 2005’ten bu yana Topkapı Sarayı Müzesi Başkanlığı’nı yürüten İlber Ortaylı, yaş haddinden emekliye ayrıldı. Prof. Dr. İlber Ortaylı, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanlığı görevini Doç. Dr. Haluk Dursun’a devretti. Alman Lisesi öğrencileri apolitize edilmek istendiklerini savundu YGS protestosu fitili ateşledi İstanbul Haber Servisi Beyoğlu’ndaki Alman Lisesi’nin öğrencileri, okul yönetiminin öğrencilerin etkinliklerine izin vermemesi gerekçesiyle görevden ayrılmasını istiyor. Öğrenci velileri ve mezunlar derneği yetkilileri imza kampanyasına destek vererek okul yönetiminin yeni eğitim sistemi ile öğrencilerin anlayışını ve algısı değiştirmek istediğini bunun da kabul edilemeyeceğini kaydetti. Lise yetkilileri ise yöneticilerin tatilde olduğunu, yanıt verilemeyeceğini belirtti. Öğrenciler, geçen yıl YGS’deki kopya iddialarına karşı yurt genelinde gerçekleştirilen protestolara katıldıklarından dolayı okul yönetimi tarafından engellendiklerini ve sosyal faaliyetlerin engellendiğini öne sürdü. 20112012 döneminde yönetim kurulu tarafından öğrencilerin sosyal faaliyetlerden alıkonulması, çeşitli etkinliklere izin verilmemesi, Rock’n Purple adlı müzik yarışmasında öğrencilerin desteklenmemesi, yaşanan sürtüşmeler sırasında Okul Müdürü Richard R. Reinholdt’un “Yönetim, öğrenciyle tartışmaz. Yönetim en üstte öğrenciler en alttadır” demesi ve öğrenciler tarafından çok sevilen müdür yardımcılarından Didem Veyisoğlu’nun görevine son verilmesi sonucu örgütlenen öğrenciler 1500 imza topladı. Öğrenciler, açtıkları blog ile de yaşadıklarını paylaşmaya başladı. Alman Lisesi öğrencilerinden Kaan Cebe, “YGS eyleminden sonra okul yönetimi, bizi apolitize etme girişimlerine başladı” dedi. Tuncay Özkan standı kaldırıldı ? İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından halen Silivri Cezaevi’nde 4 yıla yakın bir süredir tutuklu bulunan gazeteci yazar Tuncay Özkan’ın son kitabı “Anne Canım Hiç Acımadı” adlı kitabı için gönüllüler tarafından Ataşehir’de açılan stant polis tarafından kaldırıldı. Ataşehir Belediyesi’nden kitap satmak için izin alındığı ancak polisin şikâyet gerekçesiyle standı kaldırarak kimlik kontrolü yaptığı kaydedildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle