24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hayali ihracat soruşturmasında adı geçen şüphelinin, Danıştay’da Başkan Karakullukçu ile görüştüğü belirlendi 5 Bugün ABD’nin Esad’ı devirmesi çok güç... Çünkü Esad’ın yanında Rusya, Çin, İran ve Hizbullah var... O yüzden İsrail sıkışmış durumda ve Türkiye gibi balıklama atlamıyor Suriye’nin üzerine. ??? Düşürülen uçağımızın gövdesi Akdeniz’in dibinde yatıyor. Çıkarılması oldukça zor... ABD, vazgeçip gemisini geri gönderdi. Şimdi ne olacak? Yandaş medya, yalan, dolan, kin ve nefret söylemiyle olayları başka yöne çekmekte çok usta. Hele o yobaz gazete. Şimdilerde, yine kin ve nefret kusuyor; Sivas katliamının sanıklarını aklamak için elinden geleni yapıyor. Başta yazdığım gibi toplumun yüzleşmesi gerekir... Sivas katliamıyla, Susurluk’la, Kutlu Savaş’ın hazırladığı raporla, Gazi Mahallesi olaylarıyla ve faili meçhul cinayetlerle. Kocaeli’ndeki “şeytan üçgeni”, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Hacı Kıray cinayetleri. Peki Uğur Mumcu, Musa Anter, Ahmet Taner Kışlalı vb. cinayetlerinin arkasında hangi derin güçler vardı? Bugün yaşananları iyi görmek için dünü unutmamak gerekir... 90’lı yıllarda CIA ve Mossad’ın ajanları Günedoğu ve Kuzey Irak’ı mesken tutmamışlar mıydı? 2000’li yılların başında askerlerimizin başına çuval geçirenler kimlerdi? Silivri zindanında Mustafa Balbay, Tuncay Özkan’ın, eli kanlı katil Alparslan Arslan’la aynı davada yargılanması yüreğinizi acıtmıyor mu? ??? Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kurulan tuzağın ve ABDİsrail yapımı “BOP projesi”nin yaşama geçmesi için kurgulanan oyunun adı bellidir: “Suriye’de Esad rejimini devirmek için Türkiye’yi taşeron olarak kullanıp ardından Büyük Kürdistan devleti için düğmeye basmak...” Ardında İran ve Kafkasya... Rusya, Çin, İran bunu biliyor ve Lübnan Hizbullahı’nı kimyasal silahlarla donatıyor. Suriye de öyle... Oyun içinde oyun! Kuş kapanı... Danıştay’a tuhaf konuk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu’nun İstanbul’da yürütülen “hayali ihracat” soruşturmasında “suç örgütü üyesi” olarak yer alan Yalçın Bayrak adlı kişiyle üç kez görüştüğü ortaya çıktı. Şüpheli Bayrak’ın, örgütün lideri olarak tutuklanan işadamı Barbaros Hayrettin Aksoy’un çeşitli firmalarının cezaları ile ilgili olarak Danıştay’da temaslarda bulunduğu iddia edildi. Büyükçekmece Savcısı Mustafa Kemal Gül’ün yürüttüğü ve son yılların en büyük hayali ihracat soruşturması olarak nitelenen soruşturmaya Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu’nun adı karıştı. İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne 16 Haziran 2011 günü gelen bir telefon ihbarı sonrasında başlatılan ve yaklaşık 100 milyon liralık usulsüzlük gerçekleştirildiği iddiasıyla düğmeye basılan soruşturma çerçevesinde hayali ihracat gerçekleştirmek ama Kuş Kapanı... Bir toplum yakın tarihiyle yüzleşmekten çekinmemeli, yaşananları açık bir biçimde dillendirmeli... Öyle 50 yıl önceye falan gitmeye hiç gerek yok... Son 30 yıl masaya yatırılmalı, siyasetçiler, bilim insanları, yazarlar bu süreçte neler olup bittiğini korkmadan tartışabilmeli... Bugün Ortadoğu’yu kuşatan büyük yangın, 90’lı yıllarda Türkiye’de yaşanan katliamlar, faili meçhul cinayetler, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) bir ayağı olan “Büyük Kürdistan Projesi”, 2000’li yılların başında Irak’ın işgali, bir milyondan fazla sivilin öldürülmesi... Bakın, Suriye alev alev yanarken, bölgesel kışkırtmalarla, dün değindiğim gibi Türkiye’ye “ateşten gömlek” giydirilmek isteniyor emperyal güçler tarafından. Esad bilerek, Suriye’nin kimi bölgelerini PKK’ye teslim ederken, El Kaide ve Taliban güçleri sınır kapılarına yerleşiyor. Burada yapılmak istenen, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin savaşa girmek için zorlanması... Hatay yöresinde ise gazeteci Ragıp Duran’ın izlenimlerinde aktardığı gibi mavi gözlü, sarışın bazı adamların, İngilizce, Türkçe ve Arapça konuştukları... Kim bunlar? CIA ve Mossad ajanları... Bölgedeki gazeteci arkadaşlarımız, Suriye’nin kuzey yöresinde PKK ve Barzani güçlerince kendiliğinden bir tampon bölgenin kurulduğunu anlatıyorlar. ??? Bu gelişmeler olurken Türkiye’de “Kürt Hizbullahı” parti kurmak için kollarını sıvıyor... Hedefleri belli: “Güneydoğu’daki BDP ve AKP oylarından kapıp bağımsız olarak Meclis’e girmek...” Bunu açık açık söylüyorlar... Hatay’dan Suriye’ye baktığımızda, İskenderun ve Amanoslar’da kanlı PKK eylemlerini anımsıyoruz. ‘ZİYARETÇİLERİMİ ARAŞTIRMIYORUM’ Danıştay Başkanı Karakullukçu ise habere ilişkin akşam saatlerinde açıklama yaptı, ancak “suç örgütü üyesi” olduğu iddia edilen Yalçın Bayrak ile üç kez yaptığı görüşmede ne konuşulduğuna girmedi. Karakullukçu açıklamasında, “Olayın gerçek mahiyeti araştırılmadan bazı şahısların yaptıkları telefon görüşmelerinden bahisle bu kişilerin çekilen fotoğrafları ile şahsımın fotoğrafı da yayımlanmak suretiyle yapılan bu haberi gazetecilik mesleği ile bağdaştıramıyorum. Öncelikle suç ve suçlularla ilişki içinde göstererek şahsımı ve şahsımın üzerinden kurumumu yıpratmak amaçlı yapılan haberi ve yapanları şiddetle kınıyorum” dedi. Karakullukçu, söz konusu ziyarete ilişkin, “Anayasal bir kurum olan Danıştay’a ve onun başkanı sıfatı ile şahsıma çok sayıda dilekçe ve ziyaretçi gelmektedir. Ziyarete gelen kişiler hakkında soruşturma olup olmadığını araştırmam söz konusu olamayacağı gibi bu kişilerin kimlerle ilişki içerisinde bulunduklarını da bilmem mümkün değildir. Bu itibarla, yapılan haberin yanıltıcı ve gerçekle ilişkisinin bulunmadığı hususu kamuoyuna saygı ile duyurulur” açıklamasını yaptı. cıyla kurulan organize suç örgütünün tüm faaliyetleri, yaklaşık 1 yıl boyunca adım adım izlendi. Milliyet gazetesinin haberine göre polis, bu kapsamda suç örgütünün yöneticilerinden olan ve halen soruş turma çerçevesinde tutuklu bulunan Barbaros Hayrettin Aksoy adlı işadamının faaliyetlerini de izlemeye başladı. Üç kez görüşmüş Çin’den ithal edilen kumaş ların Almanya üzerinden Türkiye’ye getirilerek ticari mala dönüştürülüp ihraç edilmesi gerekirken, bunun yerine iç piyasaya sunulması, buna karşın ticari malların ihraç edilmiş gibi gösterilerek KDV iadesi alın ması yoluyla gerçekleştirilen hayali ihracata ilişkin soruşturmada adı yer alan Yalçın Bayrak’ın önemli çalışmaları saptandı. Polis, suç örgütü liderlerinden Aksoy’un, dosyada suç örgütünün üyesi olarak adı geçen Yalçın Bayrak aracılığıyla Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu’dan destek istediği iddialarını araştırdı. Bu kapsamda savcılığın isteği üzerine Ankara polisi, Bayrak’ı adım adım izledi. 15 Şubat günü Ankara’ya gelen Bayrak, Çankaya’da bir otelde buluştuğu bir kişiyle birlikte aynı gün saat 16.30’da Danıştay’ın Sıhhıye’deki eski binasına geldi. Ellerinde dosya olduğu anlaşılan evraklarla birlikte binaya giren Bayrak ve yanındaki kişinin saat 17.40’ta Danıştay’dan çıkarak bina önünde park halinde bekleyen 20 H 5948 plakalı aracın önünde telefon görüşmesi yaptığı belirlendi. Bayrak, beraberindeki kişinin aracına binerek ayrıldı. ÖZKAN’DAN ÇAĞRI: Başkan istifa etmeli OZAN YAYMAN İZMİR Eski İzmir Barosu Başkanı Noyan Özkan, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu’ya bir mektup yollayarak, hayali ihracat suçu şüphelisiyle görüştüğü yönünde basında haberler çıktığını anımsattı ve “İddia edilen olay gerçek ise görevinizden istifa etmenizi hukukçu bir yurttaş sıfatıyla dilerim” dedi. Özkan, mektubunda, söz konusu olayın kamuoyuna mal olduğunu belirtti. Özkan, mektubunda şu görüşlere yer verdi: “Danıştay gibi önemli bir hukuk ve adalet kurumunun, 12 Eylül 2010 referandumundan sonra yapılan yeni üye ve başkanlık seçiminde kullanılan blok oylarla ve sizin nükleer santral davasına ilişkin verdiğiniz, yasamayürütmeyargının yeknesak bir halde olduğu demecinizle darbe alan saygınlığının daha fazla yıpranmaması için en kısa zamanda kamuoyunu tatmin edecek bir açıklamada bulunmanızı ve şayet iddia edilen olay gerçek ise görevinizden istifa etmenizi, hukukçu bir yurttaş sıfatıyla dilerim.” raçta ne görüştüler? Bayrak’ın 15 Şubat’ta yaptığı bu ziyaretle ilgili Aksoy’u arayıp, görüşmeyle ilgili bilgi verdiği de saptandı. Bayrak’ı izlemeye devam eden polis, iş takipçiliği yapan şüphelinin 26 Şubat’ta yeniden Ankara’ya gittiğini ve Danıştay Başkanı Karakullukçu ile görüşme yaptığını ve buluşma istediğinde bulunduğunu belirledi. Takibe devam eden polis, Bayrak ile Karakullukçu’nun 12 Mart 2012 günü “bir araçta görüştüklerini” saptadı. Hüseyin Karakullukçu, Mustafa Birden’in yaş haddinden emekliye ayrılması nedeniyle yapılan seçim sonucunda, geçen yıl Danıştay Başkanlığı’na seçilmişti. Göreve gelir gelmez tartışma yaratan açıklamalarda bulunan Karakullukçu, Danıştay’ın özelleştirme ve bazı ihalelerle ilgili verdiği yürütmeyi durdurma kararları konusunda, “Ne varsa durduruyoruz. Durdurma yok artık. İlerleme var. Bunun lamı cimi yok. Onu durdur, bunu durdur. Durdurduk ne oldu?” demişti. Karakullukçu’nun üniversiteden sınıf arkadaşı olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise Karakullukçu’nun Danıştay Başkanlığı’na seçilmesi üzerine “Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor” diyerek mutluluğunu dile getirmişti. A Arınç’ın okul arkadaşı CHP’li kadınlardan Fındıklı tepkisi CHP İstanbul İl Kadın Kolları, Polis Akademisi başkanı Prof. Dr. Remzi Fındıklı’nın “Hasılı Kelam” kitabında kadınlara yönelik söylediği “15’inde kız ya erde ya yerde olmalıdır”, “Erkeğin göbeklisi, kadının da bebeklisi makbuldür” ve “Bal arıdan, kavga karıdan olur” sözleri Galatasaray Meydanı’ndan Taksim’e yaptığı yürüyüşle protesto etti. Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen CHP’li kadınlar Taksim’e doğru yürüdü. Yürüyüş sırasında CHP’li bir kadın kız çocukları nın küçük yaşta evlendirilerek ölüme terk edildiğini anlatan temsili kanlı çarşaf giyerek bir süre gösteri yaptı. Taksim’de basın açıklamasını okuyan CHP İl Kadın Kolu Başkanı Yüksel Çavuşoğlu, Türkiye’de şiddete uğrayan kadınları polislerin koruması gerektiğini, ancak yazdığı kitapta kadınları aşağılayıcı cümleler kuran bir kadın düşmanının atandığını vurgulayarak Remzi Fındıklı’nın görevinden alınmasını istedi. (Fotoğraf: PERVİN ÇÜTCÜ) ESKİ YÖK BAŞKANI DARBE KOMİSYONUNA KONUŞTU Teziç: MEB koruma bütçesi vermedi bakın, ben kendi yapımızda görüşülmeyen bir metni, yani Rektörler ANKARA Eski YÖK Başkanı Komitesi’nde, Üniversiteler Arası Prof. Dr. Erdoğan Teziç’in Darbe Ko Kurul’da ve YÖK Genel Kurumisyonu’ndaki anlatımlarında, ken lu’nda görüşülmeyen bir metni sidisine yönelik suikast olayıyla ilgili il ze takdim edemem. Kendi iç yapıginç detaylar ortaya çıktı. Teziç, sui mızda oluşmamış bir metni nasıl kast için önce dönemin MİT Müste ben sahipleneceğim? Bir de burada şarı Emre Taner tarafından uyarıl öğrenci boyutu var, ben onlarla da dığını, koruma önlemleri için gereken görüşmek istiyorum. Üniversitele20 bin liranın Milli Eğitim Bakanlığı rin temsilcileri var, 74 üniversite, tarafından ödenmediğini, yollukla hepsini de çağırmak istiyorum, görıyla karşıladıklarını açıkladı. rüşmek istiyorum” dedim. “Peki. Meclis Darbe ve Muhtıraları Araş Ama gecikmeyelim hocam, mahaltırma Komisyonu tutanaklarına göre li seçimler de yaklaşıyor” dedi. Teziç’in anlatımlarında öne çıkan unÇelik, “Beni Başbakana şikâyet surlar şöyle: etmişsin” dedi: Ben oturdum, iki arMİT Müsteşarı Takadaşımın da şeyini ner uyardı: Daha evvel alarak o metnin üzebeni MİT Başkanı Emrinde çalıştım. Sonra ? Eski YÖK Başkanı re Taner, bir gün “Hogötürdüm Başbakan’a, Teziç’in Darbe cam, bir şey var, risk önce CumhurbaşkaKomisyonuna altındasınız. Gereken nı’na aynı gün. 2 saat anlatımlarında önlemleri almamız lasonra da Başbakan’a zım, çok acil bu. Biz tametni teslim ettim. O suikastle ilgili kip ediyoruz, ama bumetin üzerinde şöyle olarak, “MİT rada da baktığım kabir konuşma da oldu Müsteşarı Taner darıyla hiçbir güvenlik Başbakan’la: önlemi yok. İsteyen gi“Hocam bu aşamauyardı. Ama MEB rebilir buraya” dedi. da Milli Eğitim Bagereken parayı Hemen çağırdık uzmankanlığı ile sizler ödemedi. Giderleri ları falan, onlar yapıldı, YÖK bir araya gelefaturası 20 milyar eski kendi yolluklarımızla rek bir komisyon parayla. Fakat Milli Eğioluşturun, o komiskapattık” dedi. tim Bakanlığı ödemedi yonun başına da siz bunu. Sonra biz kendi geçin.” “Bir dakika, yolluklarımızla falan onu kapattık, o teşekkür ediyorum. Ama ben buşekilde bütçede açık falan olmadı. nu Milli Eğitim Bakanı’na söyleErdoğan’ın yerel seçim hassasi yemem, yarın kendisiyle görüşeyeti: Ben göreve başladığım gün he ceğim. Başbakan komisyon kurdu, men başbakanı aradım Ankara’ya başına da beni uygun gördü diyegeldiğimde, dışarıdaydı. “Hemen gö mem” dedim. “Ben söylerim o zarüşelim döndüğüm zaman” dedi. man” dedi. “Peki” dedik anlaştık. Hemen kabul etti beni 2 gün sonra, o Ben ertesi gün Milli Eğitim Bakantelefondan sonra. Dedi ki: “Arka lığı’na gittim. Hüseyin Çelik, “Bedaşlar bana ayın 13’ünde aralığın ni Başbakan’a şikâyet etmişsiniz” 10’uydu görüştüğümüzde bir me dedi. “Yok, şikâyet etmedim. Böytin teslim edecekler, Üniversiteler le bir komisyon oluşumunda sizin Kanunu’yla ilgili, onu geciktirme de daha önceden bilginiz olursa anden alayım sizden” gibi bir laf edin cak bu çalışmayı yapabiliriz” dece, Başbakan’a “Sayın Başbakan dim. Neyse çalışmaya oturduk. ERDEM GÜL CHP’li Hüseyin Aygün, TBMM Başkanı’nın cemevine izin vermemesini mahkemeye taşıdı Çiçek’e cemevi davası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, bir mescidin bulunduğu TBMM’de Alevilerin ibadet yeri olan cemevi açılmasını reddeden TBMM Başkanı Cemil Çiçek hakkında dava açtı. Çiçek’in Meclis’te cemevi açılmasına izin vermemesin, anayasanın laiklik, din ve vicdan özgürlüğü ilkeleri ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu bildiren Aygün, “TBMM Başkanlığı’nın Alevi inancını tanımlama, hak ve yetkisi yoktur. Bu hak ve yetki tamamen AleviBektaşiKızılbaş inancına mensup vatandaşlara aittir” görüşüne yer verdi. Kendisi de Alevi olan CHP Tunceli Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Hüseyin Aygün, Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmek üzere Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı davada, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, TBMM’de “cemevi açılması” talebinin reddetmesinden şikâyetçi oldu. Meclis’te cemevi açılması talebi ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in bu talebe verdiği olumsuz yanıtı da dosyaya koyan Aygün, Çiçek’in, “Diyanet İşleri Başkanlığı’na göre Alevilik ayrı bir din olmayıp ‘İslam içi bir oluşum, İslamın tarihi süreçte ortaya çıkmış bir zenginliği’dir ve İslam dininin ibadet yerleri camilerdir” gerekçesini gösterdiğine işaret etti. Dava dilekçesinde, TBMM Başkanlığı’nın Alevi inancını tanımlama yetkisi olmadığı bu hakkın tamamen, bu konuda ancak AleviBektaşiKızılbaş inancına nemsup olan yurttaşlara ait olduğunu belirten Aygün, Çiçek’in ret kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırı olduğunu ifade etti. Aygün, dava dilekçesinde cemevi açılması talebiyle yaptığı başvurunun TBMM Başkanlığı’nca verilen “ret” yanıtının iptal edilmesini istedi. ALEVİLER’DEN AKİT’E TEPKİ: KANLI ELLERİNİZİ İNANCIMIZDAN ÇEKİN MEHMET MENEKŞE C MY B C MY B AMASYA Akit gazetesinin önceki gün “19 yıldan bu yana söylenen Sivas yalanı” başlığı ile verdiği haberde Sivas katliamında ölenlerin morg fotoğraflarını yayımlayarak ölenlerin yangında değil vurularak öldürüldüğünü iddia etmesi ve katilleri aklama çabasına Alevi derneklerinden tepki yağdı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül: “ Sistematik olarak Alevi inancını ve Alevi toplumunu hedef alan soykırım politikası bugün siyasal İslamcı basın tarafından sahte haberler oluşturmak ve hedef şaşırtmak şeklinde devam ediyor. Madımak katliamını sizin inkârcı ve katliamcı politikanızdan beslenen ırkçı faşistler, devlet destekli siyasal İslamcılar yaptı. Kanlı ve kirli ellerinizi, mektebi irfan yolunda Hakk’ın hakikatine eren ulularımızdan ve inancımızdan çekin.” Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez: “Madımak katliamı insanlığın vicdanında alması gereken yeri almış, katiller ve arkasında duran güçler insanlığın vicdanında mahkum olmuştur. Akit gazetesi her zamanki gibi kendisine yakışanı ve üzerine düşeni yapmıştır. Sivas’ta katledilenlerin otopsi raporları ortadadır. Yakılanların yakınları her şeyi görmüşlerdir. Akit her zamanki gibi karanlık yüzünü gösterip iftira atmayı sürdürüyor.” Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel: “Katilleri aklamaya çalışan, masum gibi gösteren haberi ve yapanları kınıyoruz. Gelinen noktada görülmüştür ki Madımak katliamını yapan zihniyet hâlâ işbaşındadır. Cenazelerimizi yıkarken biz böyle bir şey görmedik. Bildikleri vardı da 19 yıldır niye sustular?” Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Genel Başkanı Ali Kenanoğlu: “Madımak katillerini serbest bırakmak istiyorlar. Malatya’da yeniden açılan soruşturmanın gerçekleri ortaya çıkarmaktan çok katilleri aklamaya yönelik olduğundan kuşkuluyuz. Akit gazetesinin bu haberi geçiştirilecek bir haber değildir. Biz demokratik kitle örgütleri olarak gündemi takip edip gerekli tepkimizi koymaya hazırız.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle