10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 TEMMUZ 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 Bademcik CHP Kurultayı CHP’nin gelecek hafta içinde yapılacak kurultayında pek bir değişiklik beklenmiyor. Dünya görüşü çerçevesinde bir tartışmadan çok bireysel kaygı ve istemlerin öne çıkacağı bir kurultay olacak. Muhalif kanattan Berhan Şimşek, genel başkan adaylığı için nabız yokladı, ancak yakın çevresi bir çıkış yapmasını uygun görmedi. Kemal Kılıçdaroğlu yine tek aday. MYK ve PM’de ise ufak tefek değişiklikler olabilir. Nihat Matkap gibi, Faruk Loğoğlu, Sezgin Tanrıkulu ve Erdoğan Toprak gibi son dönemde Kılıçdaroğlu’na çok yakın duran isimlerin yerlerinde kalmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sendikacı Yakup Akkaya’nın yerine bu kez Süleyman Çelebi yeğlenecek gibi. Geri planda kaldığı gözlenen MYK üyeleri Ayten Kayalıoğlu, Atila Emek de liste dışı kalabilirler. Bademcik, daha önce üniversite sınavlarını benzetmişti, fiske bile vurmadılar. Kamu personeli sınavında da aynı dümen döndü. Bademcik yine yerinde. Oysa, CHP’li Ali İhsan Öztürk, KPSS’de yaşanan kepazelikleri bir bir açıkladı: “Tarafımıza mağdur öğrencilerce gönderilen Twitter paylaşımında, sınavda adaylara yöneltilen Türkçe sorularının A4 kâğıt formatında ve sınav kitapçığı ile ilgisi olmayan bir formatta deşifre edildiği ifade edilmektedir. Bu soruların belli bir cemaat tarafından dağıtıldığı, iddialar arasında yer almaktadır. Cemaatin dağıttığı iddia edilen bu soruların aynı zamanda DİHA’nın eline geçtiği de basınımıza yansımıştır. Bilgiler, 07 Temmuz 2012 sabah saat 08.19’da, yani sınavdan tam 1 saat 11 dakika önce paylaşılmış ve 382 kişi tarafından da RT edilmiştir. DİHA’nın Eğitim Bilimleri sınavı yapılırken yine aynı A4 word Tüm Türkiye çapında bu ‘90 dakika kuralı’na nerelerde uyulup nerelerde uyulmadığı konusunda tam bir netlik yoktur. Sınavda üst aramasının da tam olarak ve eşitlik içerisinde uygulanmadığı iddia edilmektedir. Tüm bu nedenler de, sınavda kopya şaibesini oldukça güçlenmektedir. ÖSYM’nin yaptığı basın duyurusunda soruların sınava girenler tarafından ezberlendiği ve sınav binasından çıkıştan sonra yazıldığı iddia edilmesine karşın, sınav süresi 120 dakikadır. 120 dakika sınav sorularını nokta, virgüle kadar ve cevap şıklarının sıralaması kadar ezberlenecek bir süre değildir. Beyaz Kalem dershanelerinin Genel Kültür testi sorularının 57 tanesini vermesi, Güncel Konular ile ilgili son 3 sorunun yazılmamış olması ve ilişikteki kitapçığın altında ‘DENEME SINAVI 2’ olarak geçmesi varolan iddiaları daha da güçlendirmektedir.” Dokunulmazlığı var bademciğin, öylece, oturduğu yerden, uzun uzun bakıyor gelene geçene. Çamlıca’ya Camiyi O Mimar Yapacak! Bu yazıyı Büyük Çamlıca Tepesi’nde, cami yapılacak olan yere yakın bir noktadan İstanbul’u seyrederek hazırladım. Orada, Ankara’nın 2’nci sınıf mimarı şanslı Holzmeister’dan başlayıp, sakil Levent gökdelenlerine uzanan, Mimar Sinan’ı, 20’nci yüzyılın en büyük iki mimarı olan Le Corbusier ile Frank Llyod Wright’ı anmama yol açan geniş bir ufuk turu yaptım. Çocukken heyecanla çay içmeye gittiğimiz Çamlıca Tepesi şimdi orta halliden iyice bir taşra kasabası görünümünde. Tepeye çıkarken yol kenarında Mimar Sinan’ın adını taşıyan Güzel Sanatlar Meslek Lisesi var. Çamlıca’ya cami yapılmasını tartıştığımız kadar 500 yıldır ikinci bir Mimar Sinan çıkaramamış olmanın nedenleri üzerinde de düşünmeliyiz. İstanbul trafiğinin keşmekeşinde, mimari olarak çoğu taklit, hiçbiri dünya çapında olmayan ama mimarlarını baş üstünde gezdirdiğimiz trafik katili gökdelenlerin arasından geçerken buna bol vaktimiz var. Yetenek öğüten bu ülkede Çamlıca’ya yapılacak cami için yarışma açsan kaç yazar? Yine gidip kendi adamlarına kazandırtmayacaklarına dair güven duygunuz var mı? Benim yok! Böyle olması sadece AKP hükümetine özgü değil. Hep böyle oldu. Seçiciler bilgisiz olunca ne yapsanız boş. Mimari de başka alanlar gibi kendi çetelerinin egemenliğinde. ??? Başbakan Kahramanmaraş’ı gezerken bir cami beğenmiş, o mimara verilecekmiş Çamlıca Camisi işi... Mimar Bey de ergenliğe giriş dönemi çocuklarının vereceği bir tepkiyle Çamlıca’ya dünyanın en uzun minarelerini dikeceğini söylemiş... Cemil Meriç hayatta olsaydı ne derdi bilmiyorum, ama sağ kesimde de estetik duygusu gelişmiş insanlar susamadı. Ahmet Turan Alkan gibi yazarlar eleştirmekten geri durmadılar bu tuhaf üslubu. Çamlıca’ya yapılacak cami ile ilgili olan biten bu satırların yazarını da çileden çıkarıyor, ama dünyada bu iş hep böyle oldu. Seçiciler, ki buna eski Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand da dahil, hep kendi yakını olanlara mimari işleri dağıtıyor. Tek fark, orada bilgi daha fazla. Ankara’yı yapan adam Holzmeister kimdi ki? Dünyada çok az sayıda tanınan bir ayrıcalığı kullanan bu Avusturyalı çok mu büyük mimardı? Mimarlık tarihine mi geçti? Dönemin Viyana’daki Türk büyükelçisi, şoförüne “Senin mimar tanıdığın var mı” diye sormasaydı, Holzmeister Ankara’yı nereden bulacaktı? Bir de utanmadan, yazdığı kitapta kendine o büyük fırsatı tanıyan ülkeyi ve insanlarını kötüledi. Ankara’yı Viyanalı şoförün tavsiye ettiği Holzmeister yerine, o sırada maddi sıkıntı içinde olan 20’nci yüzyılın en büyük mimarlarından Frank Lloyd Wright ya da Le Corbusier yapsaydı, bugün dünyada farklı konumda bir başkentimiz olurdu. Teklif edildi de gelmediler mi? Demek istediğim, seçiciler aynı hatayı her yerde ve her dönemde tekrarlıyorlar. Onun için derim ki, tartışmayı yanlış yerden yapıyoruz... Çamlıca Camisi, dilerim mimari alanda yapılan seçim hatalarının tartışılmasına fırsat olsun. Türkiye’de ve dünyada pek çok mimar yeteneğini segilemekten yoksun, iş bulamıyor. Gazetecilerin en iyileri bugün nasıl itilip kakılıyorsa, aynısı mimarlar için de geçerli. Onun için Çamlıca’yı Başbakan’ın seçtiği Kahramanmaraşlı mimar yapacak. Biz konuşaduralım... formatında soruları kamuoyu ile paylaştığı ulusal medyaya yansımıştır. Sınavda, kimi sınav salon ve binalarda 90 dakika dışarı çıkma yasağına uyulmadığı iddia edilmiştir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kadın kurultayında dedi ki: “Hiçbir Osmanlı padişahı, hiçbir Türkiye Cumhuriyeti başbakanı, Ortadoğu’ya, Batı’nın egemen güçlerinin dilini kullanarak seslenmedi; ne Mustafa Kemal Atatürk, ne İsmet İnönü, ne Bülent Ecevit, ne Süleyman Demirel, ne Turgut Özal. Bunu yapan sadece bir kişi var, onun adı da Recep Tayyip Erdoğan.” Bürokratlığı döneminde Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış Süleyman Demirel’in, kendisini görevden almak isteyen kimi bakanlara karşı Büyük Devlet Adamı Özal Kılıçdaroğlu’nu hep koruduğu bilinir. Ama, Kılıçdaroğlu’nun, Turgut Özal hayranlığının nereden geldiğine pek anlam veremiyoruz. Daha önce de Özal’ın “ekonomideki başarılı uygulamalarının izlerinin bugün hâlâ görüldüğü”nü Kılıçdaroğlu’ndan öğrenmiştik. Şimdi de yine ondan, Turgut Özal’ın, Ortadoğu’ya Batı’nın egemen güçlerinin dilini kullanarak seslenmediğini öğreniyoruz. Demek ki, bizim bildiklerimiz yanlışmış. Örneğin, 12 Eylül sonrası CHP kapatılırken o, siyasete ABD’de hazırlanmamış. Baba Bush ile birinci Körfez krizinde hiç iş pişirmemiş. Irak’a ABD’nin koynunda girip “Bir koyup üç alacağız” dememiş. Olası bir askeri harekât konusunda, yanında Türk generalleri varken Amerikan generallerini dinlememiş. Dışişleri Bakanı’nı kapı önünde bekletip Beyaz Saray’da ABD Başkanı ile pazarlık yapmamış. Bizdeki de bir türlü yenilenemeyen bir kalın kafalılık zaten. O kafa yüzünden, Turgut Özal’ın hiç değerini bilememişiz. Onun benzersiz bir devlet adamı olduğunu algılamak için yenilenmek gerektiğini anladık. Kılıçdaroğlu’nun sayesinde. Destek Ülkücü katillere özel af, olarak değerlendiriliyor: MHP’ye kırpılan göz başkancı sisteme giden Anayasa değişikliğine, yolda, amortisöre deste k takozu olsun diye.... Mülkiye , Türkiye” demektir. SBF’lilere göre “Mülkiye ine seçilen yeni ekip, Mülkiyeliler Birliği yönetim yle Türkçe değil de, bö an nd Mülkiye dergisini, bu yormuş. çokdilli çıkarmayı tartışı r Türkiye’yi... gö , line ha Bak Mülkiye’nin Vicdanlar Rahat mı? SADIK ÇELİK KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 8 Ekim 1978. Akşam saatlerinde Ankara Bahçelievler’de silahsız 7 TİP’li öğrencinin evi basıldı. Eterle bayıltılarak, telle boğularak, kurşunlanarak öldürüldüler... Vahşet içeren bu katliamın ülkücü sanıklarının birçoğu her nasılsa kaçmayı başardı ve 20 yıl boyunca yakalanamadılar. Korundular, kullanıldılar… Katliamı işledikten ancak 21 yıl sonra, 1999 yılında yakalandılar ve kaçtıkları 21 senenin ancak yarısı kadar içeride yattıktan sonra, Ünal Osmanağaoğlu ve Bünyamin Adanalı serbest bırakıldılar. 12 Eylül döneminin en vahşi cinayetlerinden birinin iki öznesi daha cezaevinden kurtuldu. Üstelik 3.5 yıl fazladan yatmış oldular, çünkü hukuk sistemi üzerinde icra edilen kıvrak ve kurnaz hareketler neticesinde cezaları 10 yıla düştü. Nasıl mı? 3. yargı paketi sayesinde. Pakete, Meclis’te gerçekleştirilen bir gece operasyonuyla “Bir adam öldürmekle yedi adam öldürmek arasında fark yok” diyen bir madde eklenerek. Suçluları, öldürdükleri adam başına 2 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakanlar hangi çetelerle, nerede, nasıl savaşabilir ki? ibadet yerini dayatmak doğru değildir. Hele ki bu anlamda karar mercii olarak siyasetin konuşmasının toplumsal birliği tehdit edici bir niteliği vardır. Sünnimuhafazakâr bir iktidar yapısı bile olsa İslamın farklı yorumlarına, devlet olarak, hoşgörü göstermeye mecburdur. Aksi halde “Alevilik ayrı bir dindir” fikri yaygınlaşır ve ayrıştırıcı bir işlev görmeye başlar. İşte bu anlamda bugünkü Türkiye koşullarında, var olan iktidar ve toplum tarafından cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, toplumsal huzurun ve barışın yakalanması için çok büyük bir adım olurdu… KPSS ÖSYM ve ÖSYM Başkanı Ali Demir son iki yılı skandallara imza atarak geçirdi. Son yapılan ve 1 milyon kişinin girdiği KPSS’de de manzara değişmedi. Soruların önceden bir kısım öğrenciye dağıtıldığı iddia edildi. İddialar bazı internet sitelerinde sınav henüz devam ederken yayımlanan sınav soruları gösterilerek desteklendi. Başta Ali Demir’e ve gıyabında devlete güveni yeniden tesis etmek artık daha da zor. Ali Demir göreve başladığı günden bu yana vukuatsız, şifresiz, çalınma olayının yaşanmadığı sınav yapılmadı denebilir. Üstelik sınavlarda hile yapanlar ve soruları çalanlar yakalanmadı, açıklanmadı, insanların içine hiçbir biçimde su serpilmedi. Sonuç olarak gelinen noktada, insanları sınavda şike olmadığına, soruların çalınmadığına ikna etmek son derece güç. Çoğunluğun görüşü “sorular nasıl olsa birilerinin eline verilmiştir, boşuna girdik” yönünde. Güvensizlik had safhada. Ortada büyük bir adaletsizlik var ama tepkiler yüksek değil; çünkü yaşanan aslında öğrenilmiş bir adaletsizlik. HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Cemevleri Her zaman dile getirdiğimiz, ancak hiçbir zaman tam anlamıyla uygulayamadığımız bir gerçek var; toplumsal barışı sağlamanın yolu her şeyden önce her türlü inanca ve kimliğe saygıdan geçer ve elbette demokrasiden. Aleviliği ister ayrı bir inanç biçimi olarak ister sadece bir hayat tarzı olarak görsünler, Aleviler için cemevleri aidiyet duygularını pekiştirdikleri, özellikle kentli yaşamlarında hissettikleri yalnızlıktan çıkmak üzere başvurdukları bir aidiyet kapısıdır. Bu kapıların varlığı görmezden gelinemez. Hiçbir inanana belirli bir UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] T.C. BABAESKİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2012206 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup; Birinci artırmanın 03.08.2012 günü Saat 09.3009.35 Atatürk Mah. Osmaniye Yolu Üzeri Yılmaz Otopark İşletmeciliği BABAESKİ yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 08.08.2012 günü aynı yer ve saatte 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satış bedeli üzerinden satıştan doğan KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gi“Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” deri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilan olunur. 10.07.2012 S.No: 1 Bedeli(TL): 130,000.00 TL Adedi: 1 Adet Cinsi: 39 NK 268 Plakalı 2004 model MercedesBenz marka beyaz renkli 3028/B/36 Ticari adı olan N2 araç sınıfı kamyon cinsinde 90692100387206 Motor no, NMB37537412036232 Şasi nolu aracın koltuk sayısı 2 ve ticari yük nakli kullanım amacı olan 205 kw motor gücü olan 6374 silindir hacimli ve dizel yakıtlı ve 01320357 logolu takagraflı 10 tekerlekli beton pompalama aracının pompa markası Sermac olan mobil beton pompası ile kamyonda yer yer çürümeler mevcuttur. Toplam: 130,000.00 TL (Basın: 36892) Bir çocuk daha okusun diye... 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212 274 15 02 213 74 02 Fax: 0212 275 52 44 www.yekuv.org • [email protected] Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi: 00158007287986476 1/ Dervişlerin giy 1 diği aba hırka. 2/ 2 Hıristiyan azizlerine verilen san... 3 İtalya’da yaşamış 4 antik halk. 3/ De 5 nizcilikte büyük 6 yüzeyli yelkene verilen ad... Eski dil 7 de bayram. 4/ Dört 8 tekerlekli bir at ara 9 bası... Bir renk. 5/ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Erzurum’un Pasinler ilçesinde bir kaplıca. 6/ Rad 1 D İ Y A L E K T yum elementinin simgesi... 2 E D İ N İ M A F E T N A Tevfik Fikret’in, şimdi 3 V A L A 4 Ş B L O K A J müze olarak kullanılan evi5 İ R İ Z S A F nin adı. 7/ Uluslararası Tiyatro Enstitüsü’nün sim 6 R O K F O R N E E N İ Ş T E gesi... Bir zaman birimi... 7 M N R Bir nota. 8/ Kaz Dağı’nın 8 E D İ K M A P L İ antik dönemlerdeki adı... 9 O T E L Atı, sabunu ve saçı vardır. 9/ Ses... Genellikle çay ve kokteyller için hazırlanan, üzeri peynir, sucuk, salam gibi şeylerle süslenmiş çok küçük ekmek. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sarımsaklı yoğurtla hazırlanan bir tür meze. 2/ Avuç içi... Dünyada en yaygın olarak kullanılan alfabenin adı. 3/ ABD halkından olan kimse... İlkel benlik. 4/ İskambildeki dört renkten biri... Halk dilinde ayrana verilen ad. 5/ Koyun kıymasından yapılan köftelerle servis yapılan bir tür pilav. 6/ Eski Mısır’da güneş tanrısı... Kuş yuvası. 7/ İtici neden, güdü... Dünyamızın uydusu... Renyum elementinin simgesi. 8/ Yunan mitolojisinde, Zeus’un sütannesinin adı... Halk dilinde negatif fotoğrafa verilen ad. 9/ Şöhret... Birkaç kişinin oturabileceği genişlikte koltuk. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle