25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 HAZİRAN 2012 SALI 6 HABERLER Bilgehan’ın girişimi Diyanet İşleri Başkanı: Çocuk düşürmek ve aldırmak cinayettir Fetvayı aldı: Haram Beraat eden öğrenci için gerekçeli karar MURAT UYGUN Avrupa’dan kürtaj yasağı tepkisi: Kadın hakları geri gider UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Komitesi, Türk hükümetinin kürtajı yasaklama girişimlerini sert bir dille eleştirdi. CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan’ın girişimleriyle kabul edilen karar metninde şu ifadeler yer aldı: “Komitemiz Türkiye’de Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın kürtajın her koşulda yasaklanmasını öngören karar tasarısının haziranda hazırlanacağı yönündeki sözlerinden derin kaygı duymaktadır. Bu açıklamaya, aralarında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu üst düzey yetkililerin kürtajı cinayet ile eş gören, kürtaj ve sezaryeni yavaş nüfus artışının nedeni olarak gören açıklamalar eşlik etmiştir. Türk yetkililerine, cinsellik ve üreme sağlığı dahil olmak üzere kadın haklarında geri gidişe neden olacak adımlar atılmasına izin verilmemesi çağrısı yapıyoruz.” Yumurtaya değil parçasına beraat ALİCAN ULUDAĞ SAKARYA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Her kürtaj bir Uludere’dir” sözleriyle başlayan kürtaj tartışmasına katılan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Kürtaj haram ve cinayettir. Kürtajın sadece kadın meselesi olarak ele alınması yanlış olur. Tarihi tecrübe göstermiştir ki bu konu sadece yasalarla ve yasaklarla çözüm bulunamamıştır” dedi. Toplumun temelinin aile olduğunu ve dinin evlenip çoğalmayı teşvik ettiğini belirten Görmez, “Çocuk istenmediği durumlarda, karı kocanın ortak istekleriyle gebeliği önleyici tedbirler alınması caizdir. Kürtaj haram ve cinayettir. Çocuk düşürmek ve aldırmak gebeliği önleyici tedbirlerden değildir. Çocuk aldırmak cinayet hükmündedir. Bilim adamları, genetik uzmanları bize kesin bilimsel verilere dayanarak döllenmiş yumurta hücresinin anneden bağlı bir sistem olduğunu söyledikleri müddetçe, sadece Diyanet değil, bütün dinler, hukuk sitemlerinde kürtajın bir insan yaşamına kastetmek olduğu görülmektedir” dedi. Görmez, “Anne karnındaki ceninin de yaşam hakkı vardır. Ne annesi ne babasının onun üzerinde mülkiyet hakkı olmadığı gibi vazgeçme yetkisi de yoktur. ‘Beden benim değil mi, istediğim gibi kullanırım. Bebek de yaparım, istersem onu da atarım’ demeye sahip değildir. Tecavüz gibi cinsel saldırıların sonuçlarını ortadan kaldırmak, ceninde ortaya çıkan ağır hastalıklardaki konularda genelleme yapmak yerine her bir özel durum için özel hüküm gerekebileceğini ve söz konusu özel hükmün din bilginler, psikiyatristler, adli tabipler gibi farklı ihtisas sahiplerinin ahlak çerçevesinde birlikte verebileceklerini ifade etmek istiyorum” diye konuştu. ‘Ahlak çerçevesinde karar verilmeli’ ANKARA AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a yumurta atmaktan yargılanan ve beraat eden üniversite öğrencisi Nihal Çarıkçı hakkındaki kararın gerekçesi açıklandı. Yumurta atma eyleminin demokratik hak olduğuna ilişkin hiçbir ibarenin yer almadığı kararda, “Hedef gözetmeden atılan yumurtanın başkasına sekmesi sonucu bir parçasının da Bağış’ın elbisesine gelmesinde hakaret suçunun unsurları oluşmamıştır” denildi. Beraat kararında, Ceza Muhakemesi Yasası’nın 223/2a maddesine göre dava ko nusu fiilin “kanunda suç olarak tanımlanmamış olması” belirtilmişti. Bu karar da mahkemenin, yumurta atma eylemini suç olarak görmediği şeklinde algılanmıştı. Ancak kararı veren Yargıç Halit Selçuk Özben’in açıkladığı gerekçeli kararda, bunun böyle olmadığı ortaya çıktı. Kararda şöyle denildi: “Atılan yumurtanın Prof. Çağrı Erhan’ın ensesine isabet ettiği, Erhan’ın bir şikâyetinin olmadığı, yumurtanın parçasının ise Bağış’ın elbisesine geldiği, sanığın hareket etiğine dair delil elde edilemediği, bu şekilde suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanığın beraatine...” Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Yalnızca din yetmez FIRAT KOZOK ANKARA Bosna savaşında tecavüzden hamile kalan kadınlardaki intiharların artması üzerine Din İşleri Yüksek Kurulu’nu toplayarak “Bu durumdaki kadınlar için kürtaj caizdir” kararı alan Diyanet’in o dönemki başkanı Prof. Dr. Mehmet Nuri Yılmaz, kürtaj konusunda günlerdir göz ardı edilen bir noktaya değindi. Yılmaz, “Ancak anne için yaşamsal bir durum varsa, bilimsel görüşler doğrultusunda kürtaj yapılabilir. Annenin psiko? Sadece dini yorumla lojisinin bozulması da bunun bir hareket edilemeyeceğini parçasıdır” dedi. Yılmaz, Melih vurgulayan Prof. Yılmaz, Gökçek’in “Tecavüze uğrayan an“Burada psikolog konuşur, ne çocuğunu değil, kendini öldürbilim adamı konuşur, işin sün” sözünün de kabul edilemeyeuzmanları fikirlerini ortaya ceğini vurguladı. Kuran’da ve peykoyar, sonuçta eğer bir tehgamberin hadislerinde kürtaj konulike söz konusu ise ona göre sunda açık ifadelerin bulunmadığını din de görüşünü bildirir. Bibelirten Yılmaz, “Ancak ayetlerlimsel araştırma üzerine keden anlaşılan, çocuğun korunmasinlik kazanan bir durum sıdır. Zorunluluk hali yoksa, kürsöz konusu olursa, o zataja izin verilmemiştir” dedi. “Zoman din de ona göre görunluluk halinden” annenin yalnızca rüş bildirir. Zorunluluk fiziksel değil, ruhsal sağlığının da anlahali çeşitlidir; sonuçta şılması gerektiğinin altını çizen Yılmaz psikolojik rahatsızlık şöyle devam etti: kadını intihara sü“Saraybosna’da kadınlar yaşadıkları rüklüyor” dedi. psikolojik bunalımlar sonucu intihar ediyorlardı. Biz bu tablo karşısında şöyle bir karar aldık; ‘bu bir zorunluluk halidir ve bunların aldırılmasında sakınca yoktur’ dedik. Hamilelikte şu kadar süre olmuş, bu kadar süre olmuş aslında bunlar fazla dikkate alınmamalıdır. Annenin hayati tehlikesi olabilir, psikolojik durumu kötü olabilir.” Eski Diyanet İşleri Başkanı, kadının da yaşam hakkı olduğunu hatırlattı ‘Beden özgürlüğü’ Komite dün aldığı kararda, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi’nin 2008’de aldığı “Tüm insanların ama özellikle kadınların kendi bedenleri üzerinde kendi kontrol özgürlükleri vardır” ifadelerine de atıf yaptı. Kararın çıkmasında CHP’li vekil Bilgehan’ın tek başına yürüttüğü lobinin etkili olduğu öğrenildi. Wernice Korsakof hastası hücrede tek başına Tecrit SİBEL BAHÇETEPE İntihara sürüklüyor İhsan Eliaçık: Diyanet, sultanın direktifiyle hareket etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 1 Mayıs’ta, “Antikapitalist Müslümanlar” pankartıyla yürüyen grubun önde gelen isimlerinden, ve AKP’ye yönelik eleştirileriyle de öne çıkan İslamcı yazar İhsan Eliaçık, kürtaj tartışmasında AKP ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na yanıt verdi. Eliaçık, İslam’da 120 güne kadar kürtajın caiz olduğunu belirterek, “İslamda tek bir görüş varmış gibi ‘Kürtaj haramdır’ diye kestirip atmak doğru değildir. Üstelik bunu ‘sultan’ın konuşmasından sonra ve onun ‘buyruğuna’ dini kılıf bulurcasına yapmak siyasi mülahazaların etkisiyle dini görüş açıklamak manasına gelir” dedi. içinde tecrit 11 aydır Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan DHKP/C davası hükümlüsü Fikret Kara’nın babası İsmail Kara, oğlunun Wernice Korsakof, uyku apnesi ve yüksek tansiyon hastalıkları ile mücadele ettiğini belirterek “Adalet Bakanlığı’na oğlumun tek kişilik koğuştan çıkarılması için dilekçe yazdım. Verilen yanıtta bu karar cezaevi yönetimine bırakıldı. Cezaevi yönetimi de keyfi davranıyor. Oğlum tek kişilik hücreden çıkarılsın, 3 kişilik koğuşa alınsın” dedi. Cezaevlerindeki ölüm oruçlarını bitirmek için 19 Aralık 2000’de yapılan “Hayata Dönüş Operasyonu” sırasında, Ümraniye Cezaevinde 216 gün ölüm orucunda kalan Fikret Kara, uzun süreli açlığa bağlı hafıza kaybı ve Wernicke Korsakof hastalığına yakalandığı gerekçesiyle serbest bırakıldı. İsmail Kara, oğlunun yurtdışından Türkiye’ye geldiği 2 Temmuz 2011’de gözaltına alındığını ve tutuklandığını anımsatarak “Oğlumun sürekli ilaç kullanması gerekiyor. Yalnız başına içeride kalması sağlığı açısından tehlikeli. Oğluma diğer hücredeki arkadaşları bağırarak ‘İlaç saatin geldi’ diye hatırlatıyorlar. Çocuğum psikolojik sorunlar yaşıyor ve iş göremez raporu var” dedi. Kara, görüştüğü cezaevi müdürünün “Oğlunuz çok inatçı, cezaevi kurallarına uymuyor. Yer de yok” dediğini iddia etti. TAYAD Genel Başkan Yardımcısı Fahrettin Keskin ise “Bolu F tipi cezaevinde yatan oğlum, tip 1 diyabet hastası. Tek kişilik odaya koymuyorlar” dedi. Eylemler sürüyor: 7 kadına gözaltı Kadın örgütleri, AKP hükümetinin kürtajı yasaklama girişimini düzenlediği eylemlerle protesto etti. Dünya Ekonomik Forumu’nun düzenlendiği Swissotel önünde gösteri yapan bir grup kadın, foruma katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in yanlarına gelerek özür dilemesi gerektiğini söyledi. 7 kadın eylemlerine devam edince yaka paça gözaltına alındı. Ankara’da ise Yüksel Caddesi üzerinde bir araya gelen Gençlik Muhalefeti üyesi bir grup kadın, “Kürtaj haktır Uludere katliam”, “Dişi değil kadınım, köpek değil insanım’, “Dindar nesil doğurmayacağız”, pankartları açarak hükümeti protesto etti. Trabzon’da da “Bağımsız Kadınlar” Kadın Doğum Hastanesi önüne yürüyerek “Kürtaj olmaya geldik” eylemi yaptı. CHP’li Hamzaçebi Hukuku dine göre düzenleyemezsiniz CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in kürtaj ile ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Hamzaçebi, “Başkanın açıklamasını din adamları ve ilahiyatçılar değerlendirecektir. Türkiye Cumhuriyeti laiktir ve gelişen toplumların laik olduklarını görürüz. Hukukun kaynağı toplumun ihtiyacıdır. Laik sistem içinde hukuku, dini kurallara göre düzenleyemezsiniz. Kanun yapıcılara mesaj vermek istiyorsa bu doğru değildir. Hiçbir kadın isteyerek kürtaj yaptırmıyordur elbette nedenleri vardır. Bırakın kürtaj konusunu kadınlar tartışsın” dedi. Şikâyet var, tutanak eksik, tanıklık kabul edilmiyor İşadamı darp eden polise soruşturma yok HİLAL KÖSE Bekir Bozdağ: Kürtaj yasağı protestosuna katılan kadınlar polisi anlattı Türk asıllı Avusturya vatandaşı Erdem Koçer ve Çayan Çankaya, ticari temaslarda bulunmak üzere geldikleri İstanbul’da, 10 Mayıs gecesi sivil ve üniformalı polislerce hastanelik edildi. Mağdurlar suç duyurusunda bulundu, ancak olayın üzerinden yaklaşık 1 ay geçmesine rağmen polisler hakkında soruşturma başlatılmadı. Gece 23.00 sıralarında, Serkan Kaplan’a ait araçlarını Dolapdere Caddesi’nde park eder etmez, yanlarına bir çekici yaklaştı. Aracın kaldırılmasını isteyen polis, hem hakaret etti, hem de ehliyet ve ruhsatı görmek istedi. Tartışma üzerine, çekicinin sürücüsünün tornavi dalı saldırısına uğrayan gruba, biber gazı sıkan polis, aracın ruhsatını alarak olay yerinden ayrıldı. Telsiz anonsunun ardından, beş devriye aracı da olay yerine geldi. Koçer, Çankaya ve Kaplan, devriye ekiplerinin biriyle çekicinin gittiği Kasımpaşa’daki Yıldırım Otoparkı’na götürüldü. Otoparkın bahçesinde bekleyen Koçer ve Çankaya çekicinin şoförü, bir üniformalı ve sivil polislerden oluşan 910 kişinin saldırısına uğradı. 15 dakika darp edilen mağdurlar Ertesi gün Haliç Polis Karakolu’na şikâyet için gitti. İfadeleri tutanağa eksik geçiriirken savcı, Kaplan’ın tanıklık talebini kabul etmedi. Çekici’nin şoförü tutuklandı, ancak 25 Mayıs’ta tahliye edildi. Hakaret, taciz, dayak SEVİL ARINAN Diyanet laikliğe bağlı olmasın SAKARYA (AA) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı düzenleyen 136. maddede yer alan ‘Görevini yaparken, laiklik ilkesi doğrultusunda görevini yapar’ ifadesindeki “laikliğin” yeni anayasa yapılırken çıkarılması gerektiğini söyledi. Sakarya’da İl Müftüleri Toplantısı’nda konuşan Bozdağ, bu ifadenin laiklik ilkesiyle bağdaşmadığını ileri sürerek, “Yani laikliğin izin verdiği kadar din anlatımına ve bir hizmete izin veren bir yapı var. Laiklik dinin devlete, devletin de dine karışmaması, bütün inançların teminatı, sigortasıdır. 136. maddeye baktığınızda diyor ki, anlatabilirsin ama benim izin verdiğim kadar. Bu müdahaleci bir laiklik anlayışıdır” dedi. ANKARA Kürtaj yasağıyla ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı önünde protesto eyleminde gözaltına alınan Halkevleri üyesi kadınlar, polisten dayak yediklerini ve polislerin kendilerine, “Bir sıkımlık canınız var. Size mi kaldı yasanın çıkmasını engellemek. O...pu, oranızı buranızı açarak bir yere varamazsınız” dediklerini anlattı. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi Gülşah Öztürk, “Amacımız kesinlikle olay çıkart mak değil, taleplerimizi iletmekti. Her şey bir anda eylem müdahalesine çevirildi. Polisten çok sert müdahale gördük. Tacizde dahi bulundular” dedi. Çembere alınıp dövüldüklerini kaydeden Öztürk, apar topar gözaltı aracına bindirildiklerini söyledi. Öztürk “Gözaltı aracında darp edildik, tekmelendik, aşağılandık. Bir iki arkadaşımıza tacizde bulunuldu. ‘Şunun kılığına kıyafetine bak. Tipine bak’ sözleriyle aşağılandık. Emniyet’te de aynı muamele devam etti.” Hacettepe Üniversitesi İktisat Bö lümü öğrencisi Esra Doyuran da “Otobüste, ‘O...pu, oranızı buranızı açarak bir yere varamazsınız’ sözleri kullanıldı” diye konuştu. Şiddet görenlerden Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Tuba Çifçi ise polisin bir arkadaşlarının eteğini kaldırarak tacizde bulunduğunu kaydetti. Vücutlarında morluklar ve yaralar olduğunu söyleyen Çifçi, “Otobüste kadın polislerce çok darp edildik. Şiddet, Emniyet kamerası gelene kadar devam etti. Kamera açılınca polisler hiçbir şey olmamış gibi davranmaya başladı” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle