26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 HAZİRAN 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Vahşice öldürülen Bayraktar soruşturmasında eşi dahil site sakinleri sorgulandı Cinayet hâlâ gizemli BİR KADININ YARDIM ÇIĞLIĞI Ölüm korkusuyla yaşıyor İstanbul Haber Servisi İnsansız hava aracı (İHA) üreten Özdemir Bayraktar’ın şirketinde çalışan ve muhasebesine bakan yeğeni Mehmet Mert Bayraktar’ın (28) Sarıyer’deki evinde boğazı kesilerek öldürülmesinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında Sarıyer Emlak konutlarındaki tüm site sakinleri, tek tek sorgulanarak olası ipuçları değerlendiriliyor. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği bünyesinde kurulan özel ekibin, Bayraktar’ın eşi Merve Bayraktar’ın da ifadesine başvurduğu belirtiliyor. Bayraktar cinayeti için 1990’lı yıllarda Özdemir Bayraktar’ın siyaset yaptığı arkadaşı olan Başbakan Tayyip Erdoğan devreye girerek otopsisi ve olayın aydınlatılması için yetkililere talimat vermişti. Bayraktar ailesinin insansız hava aracı işinde olması ve son dönemde İsrail ile yaşanan Heron krizi, cinayet nedenine ilişkin şüpheleri daha da arttırmıştı. Kapıda zorlama yok Olay yerinde inceleme yapan polis ekipleri, Bayraktar’ın öldürüldüğü dairenin kapısında herhangi bir zorlama olmadığını belirlemişti. Baykar Grubu adını Kale ile ortak geliştirdikleri insansız hava aracı “Bayraktar” ile duyurdu. TSK’den 400 adet sipariş alan Bayraktar pilotsuz uçaklar halen başta Güneydoğu olmak üzere aktif olarak kullanılıyor. TSK aynı grubun geliştirdiği “Çaldıran” tipi daha büyük insansız hava aracı siparişi de verdi. Günümüzdeki Tartışmalara İki Önemli Katkı Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği adlı, Sedat Simavi Vakfı Sosyal Bilimler Ödülü’nü aldığım kitapta, azgelişmiş ülkelerdeki değişme dinamikleri açısından bir “ideolojik değişme modeli” oluşturma ve bunu Türkiye’ye uygulama çabasına girişmiştim. Buna göre azgelişmiş ülkelerde ve elbette Türkiye’de değişmenin dinamiği, “kuruluş” ve “değişme” adını verdiğim, birbirine bağlı, birbirini üreten “ikiz ideolojik” dönemlerle açıklanabilir. Her “kuruluş dönemi”, kendinden önceki döneme göre “değişme dönemi”, her “değişme dönemi” ise kendinden sonraki döneme göre “kuruluş dönemi” niteliği kazanarak, sürekli bir diyalektik değişme sarmalı meydana getirir. Daha yalın bir ifadeyle söylemek gerekirse, her değişme modeli, kendinden önceki yapıyı değiştirir, bir süre sonra kurumsallaşır ve “kuruluş dönemi” özelliği kazanır ve ona karşı oluşan tepkiler yeni bir “değişme modelini” ortaya koyar. (ss. 389397) Bu süreç, azgelişmiş ülkelerdeki ve Türkiye’deki kısa dönemli iktidar değişikliği dinamiklerini açıklamakta kullanılabilir. ??? AKP’nin on yıllık iktidarı hiç kuşkusuz bu model çerçevesinde bir “değişme dönemi” olarak adlandırılabilir: “Demokratik ve laik, sosyal bir hukuk devleti” olan Türkiye Cumhuriyeti’ni simgeleyen, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Devrimleri’ne dayalı “kuruluş dönemi” modeline karşı bir “değişme modeli”. (Unutmayalım ki bu Cumhuriyetçi “kuruluş dönemi” de Osmanlı’nın, sömürgeleştirilmiş dintarım toplumu yapısına karşı bir “değişme dönemi” olarak ortaya çıkmış, iktidara yerleştikten sonra “kuruluş dönemi” niteliği kazanmıştır.) Benim modelime göre AKP’nin bir “değişme dönemi” olarak biçimlenen ideolojisi, 2002’de iktidara gelince, on yıllık iktidardan sonra artık kurumsallaşarak “kuruluş dönemi” ideolojisine dönüşmüştür. (Yasalardaki, yargıdaki, ordudaki, medyadaki, üniversitelerdeki, eğitimdeki sayısız örneklere ayrıca girmiyorum.) Böylece artık onun da diyalektik olarak karşıtını doğurması, bir “değişme dönemi” ideolojisi ile karşılaşması kaçınılmazdır. Nitekim bu “değişme döneminin” de burada saymakla bitmeyecek örnekleri, filizler olarak bütün toplumda, toplumun bütün kesimlerinde açıkça görülmektedir. ??? Her “değişme dönemi” iktidara geldikten sonra kurumsallaşmaya başlarken kendi tarih, toplum, siyaset ve ideoloji anlayışını topluma benimsetmeye başlar. İşte Türkiye’de “Alternatif Tarih” ve “İkinci Cumhuriyetçilik” tartışmaları bu bağlamda, AKP’nin “kuruluş dönemi” niteliği kazanmış olan iktidarında topluma benimsetilmeye çalışılan egemen ideolojisinin temellerini oluşturur. (Elbette “muhafazakârlık” adı altında maskelenen siyasal İslam ideolojisine ilave olarak.) Son günlerde Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan iki çalışma bu konuda AKP’nin “kuruluş dönemine” karşı oluşan “değişim döneminin” filizlerini vurgulaması bakımından çok önemli: Biri Zülâl Kalkandelen’in, “İdris Küçükömer’in Tezleri, İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri” adını taşıyan ve ikinci baskısı yapılan kitap. İkincisi de çok yeni yayımlanan, Alev Coşkun’un, “Özgürlük Mücadelesi Tarihimiz, Devrimin İlk Karşıtları” adlı kitabı. Birincisi Türkiye’de siyasal ve ideolojik olarak sol ve sağ kavramlarının nasıl altüst edildiğini ve bu yanlışın nelere yol açtığını anlatıyor… İkinci ise 31 Mart olayını, OsmanlıTürk değişme çizgisinin genel bağlamı içinde irdeliyor. Her ikisi de AKP’nin “kuruluş dönemi” haline gelerek artık tepki çekmeye başlayan egemenliğine karşı oluşan “değişme dönemi” ideolojisinin filizlerini temsil ediyor. Mutlaka okunmaları gerek! Bu konuya devam edeceğim. Türk Silahlı Kuvvetleri için insansız hava araçları yapan Özdemir Bayraktar’ın şirketinde çalışan Mehmet Mert Bayraktar, Sarıyer’deki evinde 4 Haziran’da darp edilip boğazı kesilerek vahşice öldürülmüştü. Selvi Kılıçdaroğlu ve CHP’li Onur, Tortum Adliyesi’ndeydi KONYA (Cumhuriyet) Konya’da 15 yaşında ailesi tarafından zorla görücü usulüyle evlendirilen 2 çocuk annesi 37 yaşındaki Gökçe A., boşanmasına karşın öldürülme korkusuyla 15 yıldır eski eşinden kaçıyor. Eşinin ailesinin kardeşini bıçakladığını, annesini dövdüğünü anlatan Gökçe A., “15 yıldır eski eşimden kaçıyorum. Çünkü bulursa beni öldürecek” dedi. DHA’nın haberine göre Gökçe A., evlendikten kısa bir süre sonra kayınpederi ve eşinden şiddet görmeye başladı. Gökçe A., boşandıktan sonra da eşinin zorla eve geri götürdüğünü ve yaklaşık 2 yıl nikâhsız yaşadıklarını belirterek kayınpederinin taciz etmesinin ardından evi terk ettiğini anlattı. Evi terk ettikten sonra eşinin ailesi tarafından kardeşinin bıçaklandığını, annesinin de ormanlık alana kaçırılıp dövüldüğünü iddia eden Gökçe A.olaylar yüzünden ailesiyle görüşemediğini anlattı. Leyla’ya destek yağdı RECEP KAPUCU ERZURUM CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, HES protestosu nedeniyle hakkında 8 dava açılan Leyla Yalçınkaya’nın duruşmasını izledi. Selvi Kılıçdaroğlu ve CHP’li Onur, HES mücadelesinin simgesi olan 18 yaşındaki Leyla Yalçınkaya’ya destek vermek için dün Erzurum’un Tortum ilçesine giderek Yalçınkaya’nın davasını izledi. Kısa süren dava 3 Ekim’e ertelenirken Kılıçdaroğlu ve Onur, Tortum Adliyesi yakınlarındaki bir kah Kılıçdaroğlu ve Onur, Leyla Yalçınkaya ve avukatı Eşber Yağmurdereli’yle görüşerek dava süreciyle ilgili bilgi aldı. vehanede Leyla Yalçınkaya, avukatı Eşber Yağmurdereli ve HES mağduru yurttaşlarla görüşerek sorunlarını dinledi. Avukat Eşber Yağmurdereli de “Bu dava uzun sürer. Çünkü müştekiler asker, terhis olup gitmişler, adresleri bulunamıyor. Yargılanan insanlar bu vadide yaşayan, suyu kullanan insanlar. Sayıları 10 bine yakın” dedi. Öte yandan Trabzon’nun Solaklı Vadisi’nde HES’leri protesto eden bölge halkının 2 ay önce gösterdiği direniş nedeniyle soruşturma başlatıldı. HES firması Mim Yapı’nın yöneticilerinin, köylülerin iş makinelerini taşladığı yönündeki şikâyetlerinin ardından 1’i çocuk çoğu kadın 26 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. Köylüler dün ifadeleri alınmak üzere jandarma karakoluna götürüldü. Burada ifade vermeyen köylüler, savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. KIRKLARELİ VE YOZGAT Keneye iki kurban KIRKLARELİ / YOZGAT (Cumhuriyet) Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA) hastalığı Kırklareli ve Yozgat’ta iki can aldı. Kırklareli’nin Vize ilçesi Kömürköy köyünde hayvanlarını otlatan Nazım Özalır (66) kene ısırınca hastaneye başvurdu. KKKA şüphesiyle Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilen Özalır, müdahalelere karşın kurtarılamadı. Geçen yıl Balıkesir’de kene ısırması sonucu ölen bir kişinin KKKA nedeniyle öldüğü geçen günlerde kesinleşmişti. Keneden ölümün riskli olduğu belirtilen Kızılırrmak Kelkit havzası dışında yaşanması dikkat çekti. KKKA hastalığı şüphesiyle Sivas’ta tedavi gören Yozgatlı Döndü Bolat (36) yaşamını yitirdi. İstanbul’da havai fişek yasağı ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, gürültü kirliliğine neden olan havai fişek atımına yeni bir düzenleme getirdi. Müdürlük, İl Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile il sınırları içerisinde resmi ve dini bayramlar, yerel milli günler, resmi kurum ve kuruluşların açılış törenleri haricinde yurttaşların dinlenmeye çekildiği saatlerde, mahalle aralarında yapılan düğün, asker uğurlaması gibi organizasyonlarda havai fişek atımını izne tabi tutacak. Temmuz ayından itibaren başlayacak uygulamada, yurttaşlar gerekli resmi izinleri aldığı takdirde saat 22.00’ye kadar “sessiz tip havai fişek” kullanabilecek. Balkaner gözaltına alındı ? İstanbul Haber Servisi Yurtbank’ın eski sahibi Ali Avni Balkaner gözaltına alındı. Üsküdar’da bir alışveriş merkezinde polis tarafından gözaltına alınan Ali Avni Balkaner, Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği’ne götürüldü. Balkaner’in, banka dolandırıcılığı kapsamında hakkında çıkarılan yakalama kararı nedeniyle gözaltına alındığı belirlendi. Çamlıca’ya cami bilmecesi ? Haber Merkezi Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, NTV’de katıldığı programda, Çamlıca’ya cami yapılması konusunda herhangi bir projenin olmadığını açıkladı. Günay, “Sadece fikir tartışması yapıldı. Ama bize ve belediyeye veya başka bir kuruma gelmiş bir proje yok. Mütedeyyin çevreler dahil olmak üzere insansız bir mekâna cami yapmanın çok da ihtiyaca ve bizim inancımıza uygun olmadığı konusunda eleştiriler oldu. Sanıyorum bu eleştiriler ışığında yol alınacak” diye konuştu. Başbakan Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde katıldığı açılışta Çamlıca’ya dev bir cami yapılacağını ve projenin hazır olduğunu açıklamıştı. Hastanenin 7. katından düştü ? İstanbul Haber Servisi Akciğer kanseri tedavisi gördüğü öğrenilen Mehmet Keşo’nun (78), Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 5. Dahiliye Servisi’nin 7’nci katından beton zemine düştüğü iddia edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede Keşo’nun hayatını kaybettiği tespit edildi. Polis olayın düşme ya da intihar olup olmadığını araştırıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle