Katalog

1 HAZİRAN 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Diyarbakır Özel Yetkili Başsavcılığı, KCK davasına 8 BDP’li vekili de ekledi 5 Olsun varsın, nasıl olsa 75 milyonuz; ha Uludere, ha kürtaj; ne fark eder! ??? Benim ülkemde devlet, kendi insanını öldürmeyi sever... Sabahattin Ali’yi de öldürür, Onat Kutlar’ı da, Uğur Mumcu’yu da... Yüzlerce aydınımızı, gencimizi sağcı, solcu demeden... Gözünü kırpmadan! Tetikçiyi bulup eline bomba, silah vererek! Kimsesizler mezarlığında kaç ölümüz var? 70’li yıllarda kaç kişi öldürüldü? Ya 80’li, 90’lı ve 2000’li yıllarda kaç faili meçhul cinayet işlendi? Benim devletim “duvardaki tuğlayı” nedense bir türlü çekemedi, altında kalmaktan korktuğu için... Karslı Berfo Ana oğlunu arıyor 30 yıldır! Berfo Ana kaç yaşında? 104... Yıllar hızla gelip geçiyor... Acılarımız katlanarak büyüyor... Yaşamımızı çalanlar, ölümlere alkış tutanlar hâlâ bağırıp çağırıyor: “Ne yaptıysak devletimiz için yaptık!” Doğru! Hizbullah’ı devlet yarattı ve Batman yakınlarında Jandarma birliğinde eğitti... Kaç cinayeti vardı Hizbullah’ın? Kim koruyup kolladı köktendinci terör örgütünü 80’li yılların sonlarında: Devlet! ??? Bu sav benim değil 1994 yılında hazırlanan TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun raporu... Bu rapor 18 yıldır TBMM Genel Kurulu’na bir türlü inmiyor... Her ölüme gözlerini kapamış bir toplum yarattık, ne mutlu bize! Uludere’yi ağzınıza sakın almayın, fişlenirsiniz, başınıza iş açarsınız... Devletimiz kendi insanını, çoluk çocuk demeden öldürmeyi seviyor işte. Acılı analar, babalar, kardeşler ülkesindeyiz. Alıştık böyle yaşamaya! Alıştırdılar bizi ölümlere! İçimizdeki faşizm giderek artıyor, kadın bedeni üzerinden siyaset yapılıyor... “Her kürtaj bir Uludere’dir!” ??? İnsanlık onurunun ayaklar altına alındığı, toplu infazların yapıldığı, terörün giderek ivme kazandığı yaşadığımız coğrafyada, giderek artıyor yılgınlığımız... Kelimelerin sessizliğinde geziniyoruz, umutlarımızı savuruyoruz... Ağlamak istiyoruz, ama ağlayamıyoruz... Fezleke depremi ANKARA/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Özel Yetkili Başsavcılığı, çok sayıda BDP’li parti il yöneticisi ve belediye başkanının yargılandığı dava kapsamında, BDP eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak’ın da aralarında bulunduğu 8 BDP ve blok milletvekili hakkında “ terör örgütü KCK’ye üye olmak” suçlamasıyla fezleke hazırlayarak Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, terör örgütü PKK’nin şehir yapılanması olduğu iddia edilen “KCK/Türkiye Meclisi” bünyesinde faaliyet yürüttüğü ileri sürülen Yerel Yönetimler Bürosu’na gittikleri tespit edilen ve söz konusu büro“KCK’ye üye olma” suçlamasıyla hakkında fezleke düzenlenen Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Cumhuriyet’in daki ortam görüşmelerinde adı TCK’nin 314/2. maddesi uya nın olduğu” kaydedildi. Ha sorusu üzerine, KCK davasının geçen milletvekilleri hakkında rınca dokunulmazlıklarının kal zırlanan fezlekeler, TBMM tümüyle BDP örgütlerinin hebaşlattığı incelemeyi tamamla dırılması için fezleke hazırladı. Başkanlığı’na sunulmak üzere def alındığı bir dosya olduğunu dı. Savcılık, BDP eşbaşkanları Savcılığın, her milletvekili Adalet Bakanlığı Ceza İşleri belirterek “Partimizin MYK Selahattin Demirtaş, Gültan için ayrı ayrı hazırladığı yakla Genel Müdürlüğü’ne gönde üyesi, PM üyesi, belediye başKışanak, milletvekilleri Emine şık 30 sayfadan oluşan fezle rildi. kanı, il başkanının yargılanAyna, Nursel Aydoğan, Se kede, terör örgütü olduğu iddia Haklarında 600’ün üzerinde dığı bir dosyada, milletvekibahat Tuncel, Ayla Akat Ata edilen KCK’nin yapılanması “terör örgütü PKK’yi övme, linin de yargılanmasını ve ile DTK eşbaşkanları da olan ve yürütülen soruşturma, de yardım, üyelik” suçlamasıyla fezleke düzenlenmesini farkbağımsız milletvekilleri Ah taylarıyla anlatılarak “millet dokunulmazlık fezlekesi bulu lı görmüyorum” dedi. Kendimet Türk ve Aysel Tuğluk vekillerinin KCK/TM bün nan ve bir bölümü hakkında da lerinin dokunulmazlığı hiçbir hakkında, “terör örgütü KCK yesinde faaliyet yürüten örgüt halen “zorla ifadeye götür zaman savunmadığını ve doüyesi olmak” suçlamasıyla mensuplarıyla bağlantıları me” kararı olan milletvekilleri kunulmazlığın kaldırılmasına dönük düzenlemeye de her zaman destek vereceklerini kaydeden Ata, “Çok şükür ki halkımıza verdiğimiz sözleri, halkın verdiği görevleri yerine getirememekten dolayı değil de söylediğimiz sözlerden dolayı yargılanıyoruz. Demokratik siyasetin hedef alındığı bir dosya olduğu için milletvekilleri olarak sıra bize gelmiştir. Demek ki Meclis’e göndermek için de bu dönemi uygun gördüler” diye konuştu. Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk da, mahkemelerin bütün Kürtleri “KCK’li olarak gördüğünü” belirterek “O nedenle bizi de KCK’li olarak görmesi anormal değil. Bu gidişle, herkes, hepimiz Kemal Kılıçdaroğlu, TMMOB’nin genel kurulunda yaptığı konuşma sırasında partisine yönelik KCK üyesi olacağız. eleştirileri yanıtlarken salonda bulananlardan biri “Sayın Genel Başkan, TMMOB’nin genel kuAçıkçası bu fezlekeler rulundasınız” diye tepki gösterince, CHP lideri “Biliyorum ama ben bunları söylemek zorundayım. konjönktürle ilgilidir. Ya beni çağırmayacaktınız, çağırırsanız ben gelip konuşacağım burada” karşılığını verdi. Çünkü biz legal alanda, legal siyaset yürütüyoruz, her şeyimiz açık ve alenidir” diye konuştu. (Fotoğraf: AACEM ÖZDEL) İçimizdeki Faşizm... Benim ülkemde devlet, insan öldürmeyi sever... Benim ülkemde devlet, ister askeri, ister sivil demokratik rejimlerde olsun “çocuk, genç, yaşlı” diye ayrım yapmaz öldürmek için... İzmir İnciraltı Öğrenci Yurdu’nda öldürür bir yaz akşamı... Yıl 1980’dir ve 12 Eylül askeri faşizminin ayak sesleri duyulmaya başlamıştır... Benim ülkemde Abdi İpekçi öldürülür... Katili yakalanır, İstanbul Maltepe Askeri Cezaevi’ne konur... Konur ama kaçırılır! Üstelik cebine yeşil pasaport konularak... Benim ülkemde gençler, aydınlar teker teker öldürülürken bir başbakan kalkar “Bana milliyetçiler adam ördürdü dedirtemezsiniz” der... Faşolar Ayvalık’ta Murat Sancak’ın dinlenme tesislerinde silahlı eğitim görür... Ayvalık’tan Isparta’ya, Niksar, Tokat’a giderlerdi... Acaba ne için? CHP lideri Bülent Ecevit’in mitinglerinde olay çıkarmak için... ??? Devlet, 1977 seçimlerinden önce İzmir Çiğli Havaalanı’nda Ecevit’e biyolojik (zehirli kurşun atan) silahla suikast girişiminde bulundu... Mermi, Mehmet İsvan’ın bacağını sıyırıp geçti... O silah devletin polisinin elindeydi... Emniyet Genel Müdürü açıklama yaptı: “Envanterlerimizde böyle bir silah yok...” Olayın üstü örtüldü! Ecevit hükümeti bile suikast olayını çözemedi. Devletimiz insanımızı öldürür... 90’lı yıllarda kaç albay öldürüldü? Eşref Bitlis’in uçağı gerçekten düştü mü, yoksa başka bir sebebi mi var? Sorular çoktur, ama yanıt alamazsınız hiçbir zaman... Dedim ya tuğlayı duvardan çekemezsiniz! Her şey vatan için, millet için! Çünkü içimizdeki faşizm hem askeri rejimlerde, hem sivil rejimlerde içimizde yaşamaktadır. Kardeşler, babalar, ağabeyler, yeğenler kızlarımızı öldürür benim ülkemde “törelere” göre... Devletimizse Uludere’de 34 kaçakçıya savaş uçağıyla bomba yağdırıp öldürür... Çoğu 1320 yaşlarındadır ve ülkeyi yönetenler “Bir kaza oldu” deyip geçiştirmektedir bugünlerde. KCK soruşturmasını yürüten Diyarbakır Özel Yetkili Başsavcılığı BDP eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak’ın da aralarında bulunduğu 8 BDP ve blok milletvekili hakkında “terör örgütü KCK’ye üye olmak” suçlamasıyla fezleke hazırlayarak Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Hakkında fezleke düzenlenen vekillerden Ayla Akat Ata, KCK davasının tümüyle BDP örgütlerinin hedef alındığı bir dosya olduğunu belirtirken, Aysel Tuğluk da, mahkemelerin bütün Kürtler’i “KCK’li olarak gördüğünü” söyledi. hakkında ilk kez KCK davasıyla ilgili fezleke hazırlanmış oldu. ‘Hedefte BDP var’ BAŞSAVCILIK: Uludere’de ‘geri plan’ araştırılıyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Şırnak’ın Uludere ilçesinde 28 Aralık 2011’de savaş uçakları tarafınından bombalanarak öldürülen 34 köylüyle ilgili soruşturmayı yürüten Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sonucunda kamuoyunu tatmin edecek bir sonuç alacaklarını kaydetti. Savcılık yetkilileri, dosyanın askeri yargıya devredileceği iddiasının doğru olmadığını söyledi. Genelkurmay Başkanlığı ile MİT de dahil birçok kurumdan bilgi ve belge istediklerini vurgulayan savcılık kaynakları, halen bazı belgelerin beklendiğini açıklayarak şunları söyledi: “Dosyanın önemi nedeniyle soruşturma titizlikle sürdürülüyor. Birçok dosya hakkında, Türk mahkemelerinin verdiği hükümden ziyade, soruşturma aşamasındaki eksiklikler nedeniyle AİHM’de aleyhimize karar veriliyor. Bu dosyanın AİHM’ye gideceği belli. Bu nedenle soruşturma aşamasında hiçbir eksiğin kalmamasına gayret ediyoruz. Bu yüzden de etkin bir soruşturma sürdürüyoruz. Bu zaman alabilir. Politikacılar veya kamuoyundaki tartışmalar ise bizi ilgilendirmiyor. Şu an belirlediğimiz bir şüpheli yok. Zaten konu o bombayı oraya bırakan uçakların pilotları değil. Arka planını araştırıyoruz. Emri kim verdi, nasıl verdi, bu süreci tam olarak çözmek istiyoruz. Sorumlular kim olursa olsun ortaya çıkarılacaktır” ‘Analar ağlamasın diye liderlerle konuşacağım’ ktaş’ın vekilliği tehlikede Yargıtay’ın hakkındaki 2 yıllık hapis cezasını onadığı ve halen cezaevinde bulunan bağımsız Van Milletvekili Kemal Aktaş’la ilgili kararın da Adalet Bakanlığı aracılığıyla TBMM’ye iletilmesi bekleniyor. Hakkındaki yargı kararı kesinleştiği için Aktaş’ın milletvekilliği, kararın TBMM Genel Kurulu’nda okunmasından sonra düşecek. Yargı kararının henüz Meclis’e ulaşmadığı belirtilirken, Meclis yönetimi yargı kararının gelmesi durumunda, çok fazla bekletilmesinin söz konusu olamayacağını ifade ediyor. A ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümü için başlattıkları girişimle ilgili olarak “Ben gideceğim bütün siyasi parti liderleriyle konuşacağım. Bu ülkede analar ağlamasın artık yeter” dedi. CHP lideri, kürtaj tartışmalarını da “yapay gündem” olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu, dün TMMOB’nin genel kuruluna katılarak bir konuşma yaptı. Kılıçdaroğlu, “Yasama, yürütme, yargı dedik, yasama organının hali ortada. Yürütme organının emrinde. Ben söylemiyorum bunu, yasama organının başındaki kişi Sayın Çiçek ‘Elim kolum bağlı. Ben ne yapayım? Ölüm orucu mu tutayım?’ diyor. Evet Sayın Başkan bu ülkeye demokrasi gelecekse gerekirse oturup ölüm orucu tutacaksın” dedi. Medyanın iktidarın baskısı altında olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Yeni Şafak gazetesinin bir köşe yazarının Başbakan Erdo ğan’ı eleştirdiği için işine son verildiğini, hiçbir demokrat yurtseverin böyle bir anlayışı içine sindiremeyeceğini söyledi. Başbakan Erdoğan’ın gazetecilere “O tasmayı sizin boynunuzdan ben çıkardım” dediğine dikkat çeken CHP lideri, “Bakın medyanın büyük bir kısmında hâlâ tık yok. Birkaç namuslu köşe yazarı hariç kimse korkudan kalem oynatamıyor” dedi. Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümü için başlattıkları girişim hakkında da bilgi verdi. Kılıçdaroğlu, “Bugün iki arkadaşımız gitti Sayın Cemil Çiçek’e verdiler. Terörü sonlandırmak mı istiyorsunuz? Yol haritamız böyle olmalı dediler. Ben gideceğim bütün siyasi parti liderleriyle konuşacağım. Ne için konuşacağım? Bu ülkede analar ağlamasın artık yeter. Bunun edebiyatı da yapılmasın” dedi. Bazı çevrelerin CHP’yi yeterince muhalefet yapmamakla suçladığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun da haksız ve yanlış bir eleştiri olduğunu söyledi. HİÇ GÖRMEDİĞİ SANIK HAKKINDA VİCDANİ KANAAT Polis kurşununun cezası ertelendi HİLAL KÖSE ANDYAR ARAŞTIRMASI Kürt sorununun çözümü için iki ayrı komisyon kurulması talebi TBMM Başkanlığı’na iletildi CHP’nin önerisi Cemil Çiçek’te KOMİSYON ÖNERİSİ TÜREY KÖSE BDP’den destek MHP’den tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, CHP’nin önerisine olumsuz bakmayacaklarını belirtti. BDP olarak kendilerinin de sorunun çözümü için TBMM’de komisyon kurulmasına yönelik önerilerinin bulunduğunu belirten Kaplan, CHP’nin önerisine destek vereceklerine işaret etti. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise Türkiye’de Kürt sorunu değil, terör sorunu olduğunu ifade etti. Teklif geldiğinde bunu partinin yetkili organlarının değerlendireceğini ifade eden Vural, “CHP’yi AKP’nin açılım sevdası sarmış vaziyette” dedi. ANKARA CHP genel başkan yardımcıları Faruk Loğoğlu ile Sezgin Tanrıkulu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret ederek Kürt sorununun çözümü için parlamentoda Toplumsal Mutabakat Komisyonu ve dışarıda da Akil İnsanlar Grubu oluşturulmasını istedi. Çiçek, “Sadece siyasetçi olarak değil, insan olarak da bu sorunun çözümünden yanayım. Ancak tek başıma bir şey yapamam. Önce tüm partilerin ‘evet’ demesi lazım” karşılığını verdi. CHP’li Loğoğlu ile Tanrıkulu dün sabah TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret ederek Kürt sorununun çözümü için “mekanizma, süreç” önerilerini iletti. Görüşmeye TBMM Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu’nun da katıldığı ve öne rileri not aldığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre görüşmede Loğoğlu ve Tanrıkulu toplumsal mutabakat aranmasının ivediliği üzerinde durdu. Tanrıkulu, “12 Haziran’dan önce insanların bu Meclis’ten büyük beklentisi vardı, ancak buna cevap verilemedi” dedi. Çiçek de, “Evet o beklentilere cevap verilemedi. Meclis’te çok gergin bir ortam var” karşılığını verdi. Tanrıkulu, “Biz bir mekanizmayı tartışmaya açıyoruz. Komisyonun adı dahil her şey konuşulabilir” dedi. Çiçek’in de dilekçeyi okuduktan sonra şu değerlendirmeleri yaptığı öğrenildi: “Sadece siyasetçi olarak değil, insan olarak da bu sorunun çözümünden yanayım. Önce bütün partilerin ‘evet’ demesi lazım. Bütün partiler olur verirse ben üstüme düşeni yapmaya hazırım.” CHP’nin dilekçesinde, Kürt so rununun güvenlik eksenli politikalarla çözülemeyeceği, değişik hükümetler döneminde yapılan açılımların istenilen sonuçları tam olarak vermediği, başka seçeneklerin hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı. Dilekçede, “Kürt meselesinin çözümü ulusal mutabakat gerektirmektedir” görüşü dile getirildi. CHP, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin eşit katılımıyla 8 üyeden oluşan bir Toplumsal Mutabakat Komisyonu ile partilerin eşit sayıda önerecekleri 12 üyeden oluşan Akil İnsanlar Grubu oluşturulmasını istedi. Görüşmenin ardından basın toplantısı düzenleyen Loğoğlu, “gelişmelerin olumlu seyretmesi halinde” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti liderleriyle görüşme girişiminde bulunacağını bildirdi. Beyoğlu Tünel’de Hrant Dink anmasından dağılan gruba müdahale eden polislerden birinin açtığı ateş sonucu kaval kemiği parçalanan emekli memur Kemalettin Rıdvan Yalın’ı vuran polis memuru Muhammet Gişi, 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edildi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren mahkeme, yargılama sırasında bir kez bile duruşmalara katılmayan sanık için şu değerlendirmeyi yaptı: “Yargılama sırasında gösterdiği pişmanlık, duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeni suç işlemeyeceği yönünde vicdani kanaat oluştu.” İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki karar oturumunda, müşteki avukatı Can Atalay, sanığın hedef gösterdiğinin dosyadaki delillerle ortaya çıktığını belirtti. Mahkemenin vicdani kanaatinin aksine sanığın başka suçtan cezaevinde yattığına dikkat çeken Atalay, “Sanık hiç duruşmalara katılmadı” dedi. Sanık avukatı ise müvekkilinin zor kullanma yetki sınırları içinde haraket ettiğini savundu. O dönemde TCDD’de memur olan Yalın (55), Dink’in birinci yıldönümünde Agos önündeki anmaya katıldı. Karaköy’den vapura binmek için Tünel’e yürüyen Yalın, burada bir polis memuru tarafından silahla yaralandı. Sarıgül en başarılı başkan İstanbul Haber Servisi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, AndyAr’ın yaptığı araştırmaya göre, en başarılı ilçe belediye başkanı seçildi. AndyAr Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan “Yerel Yönetimler Performans Araştırmaları ” çalışmasında 2 Nisan20 Mayıs 2012 tarihleri arasında, 31 ilde toplam 386 noktada 45 bin 122 kişi ile yüz yüze görüşüldü. Araştırma kapsamında, Türkiye genelinde ilçe belediye başkanlarının performansları da ölçüldü. Araştırmanın sonuçlarına göre, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül yüzde 73.9’luk oy oranıyla en başarılı belediye başkanı oldu. Sarıgül’ü yüzde 65.2 ile Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, yüzde 63.6 ile Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir takip etti. C MY B C MY B