18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HAZİRAN 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER genel seçimlerinde, oyların yüzde 34.3’ünü alan ve hakkındaki kapatma davası süren AKP “tek başına iktidar” oldu. Üstelik AKP’nin “başbakan adayı” bile belli değildi. Çünkü AKP’nin kurucusu Mr. President TBMM dışındaydı, karanlıklar içindeydi. Okuduğu şiirden dolayı dört ay hapis yatmış ve seçimlere katılamamıştı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, “milletvekili seçilmeden başbakan olma” yolunu kapatmıştı. 1999 seçiminde CHP’yi TBMM dışında bırakma başarısını gösteren Deniz Baykal, İstanbul Beylerbeyi’nde gizli bir görüşme yaptığı Mr. President’in ara seçimdeki adaylığına destek verdi. Parti yetkililerinin karşı çıkmasına karşın Baykal “Göreceksiniz iki ay dayanamaz” diyerek tepkileri püskürttü. Mr. President, istifa ettirilen bir milletvekilinin yerine “hülle” yöntemi ile 9 Mart 2003’teki ara seçimde Siirt’ten milletvekilliğini kazandı. Bundan sonra Mr. President’lik yolunda merdivenleri hızla çıkmaya başladı. Baykal kargayı beslemiş, ancak kaset ile gözünü oydurmuştu! Daha sonra, hasta ziyaretine gittiğinde Baykal, Mr. President’ten “tutuklu milletvekilleri” konusunda destek de istedi! Ama nafileydi… ??? AB’nin Genişlemeden Sorumlu Temsilcisi Stefan Fule, Ankara’da “Tutuklu milletvekilleri konusunun çok ciddi bir sorun olduğunu biliyoruz. Üç siyasi partinin mutabakatına karşın iktidar partisinin çözüm önerisini reddetmesi bir sorun!” dedi. Çiçek’le görüşmeden sonra Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da aynı doğrultuda konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Tümünü TBMM’de görmek istediğini, demokrasinin yerinin TBMM olduğunu” söyledi. ??? Sonrasında Mr. President açıkladı: “Milletvekili seçilme olayı zaten sulandırma hareketiydi. Bundan dolayı olumlu bakmıyoruz. Bu işin formülü olmaz.” AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, “Bu madde suiistimal edilebilir AKP olarak karşıyız” dedi. Çelik’e göre AKP yüzde 50 oy aldığı için “ulusal iradeyi” temsil ediyordu, o halde dediğim dedik olmalıydı… 12 Eylül sonrasında yüzde 90’ın üstünde oy alanların bugün yargılandığını her nedense unutmuştu! Parti temsilcilerini çözüm için bir araya getiren ve görüşlerini birleştiren Çiçek, “Tutuklu milletvekilleri sorununu çözmek için iki yol var. Biri yargı. Ancak yargı tahliye etmiyor. İkincisi yasayı değiştirmek... AKP ‘evet’ demeden bu iş çözülmez. Yapılabilecek bir şey gözükmüyor. Ordusuz bir generalim ben…” dedi. Oysa Türkiye’de artık generalsiz günler yaşanıyordu. Yerlerini Mr. President almıştı. Çünkü o “hayır” diyordu. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, “Biz, bu süreci TBMM Başkanı’nın yönettiğini sanıyorduk. TBMM Başkanı’nın girişimi nafileymiş. Bizi ofsayta düşürüp ‘Nasılsa muhalefet uzlaşamaz’ diye gösteri yapacaklardı. Mide bulandırıcı bir samimiyetsizlik ve bir ahlaki problemle karşı karşıyayız.” ??? Köşeye sıkışan Çiçek, Mr. President’i kızdırmamak için olacak ki “başkanlık sistemini desteklediğini” açıklama gereğini duydu. Tribünlere kim oynamış, kim sulandırmıştı dersiniz? 13 İstanbul’da başlayan konferansta, uluslararası toplum uzun vadeli taahütlerini ortaya koyacak Mr. President Erdoğan! gün sonra, geçen yılki genel seçimlerin birinci yıldönümüne ulaşacağız. O günden beri ulusal iradenin oyları ile seçilen 2 CHP’li, 1 MHP’li, 5 BDP’li milletvekili hâlâ tututuklu! Tutuklu olmanın da ötesinde “hücre cezası” çekiyorlar. TBMM üyeleri, yabancı yetkililer, Türk ve yabancı basın, demokrasi ilkeleri ile çelişen bu durum konusunda görüş birliğindeler. “Ulusal iradeyle” seçilmiş kişilere bu uygulamanın demokratik olmadığını ısrarla söyleyip yazıp duruyorlar. TBMM Başkanı Cemil Çiçek dayanamadı, “Mr. President (Bay Başkan)” Recep Tayyip Erdoğan ile görüştükten sonra CHP’lilere şu haberi iletti: “Tutuklu milletvekilleri konusunun sürüncemede kalmasından yana değilim. Mahkeme çözsün diye bekledik, ancak bugüne kadar bir sonuç çıkmadı. Bu durum da siyasaten, yasal değişiklikle çözülebilir. Üç parti yetkilileri ile bir araya gelerek ne yapabileceğimizi konuşmak isterim. Anlaşabilecekleri bir çözüm çıkarsa bunu Başbakan’a götürerek somut adım atmaya hazırım.” TBMM’ye değil, Mr. President’e götürecekmiş! Aynı gün Mr. President şöyle konuştu: “Tutuklu milletvekilleri hangi siyasi partilere aitse önce o siyasi partilerin bir defa görüşleri nedir, hangi gündemle ortaya çıkacaklar bunu görmek lazım. Bu sorun AKP’nin sorunu değil, onların sorunu. Meclis Başkanımızın bir girişimi olmuştur. Yasalara uygun bir şey varsa bunu yetkili kurullarımızda değerlendiririz.” Ardından Çiçek şu değerlendirmeyi yaptı: “Siyaset ciddi bir iştir. Bu işi sulandırmadan yapmak gerekir. Anlaşılıyor ki birileri bu sorunun çözülmesinden ziyade tribünlere oynamayı tercih ediyor.” Bakalım kim tribünlere oynamış! Kim ipe un sermeye kalkmış! Çiçek, konuyla ilgili olarak TBMM’de parti temsilcilerini 19 Nisan’da “çözüm önerilerini belirlemek amacıyla” bir araya getirdi. CHP, CMK’nin 100. maddesinde “Ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren işlerde tutukluluk süresi en çok 2 yıl, zorunluluk hallerinde süre 1 yıl uzatılır. Milletvekili seçilenlerin tutukluluk halleri derhal sonlandırılır. Tutukluluk durumlarının kalkmasına TBMM karar verir” biçiminde bir öneri götürdü. MHP, “Önerilere açığız. TBMM Başkanı’ndan öneri bekliyoruz” dedi. Öneri ve tartışmaları yeniden değerlendirmek üzere Çiçek, temsilcileri 26 Nisan’da ortak bir kahvaltıdan sonra topladı. Beş öneri, bire indi. Ortak bir görüşe ulaşıldı. Toplantı sonrasında “Makul noktaya gelindi” diyen Çiçek, Adalet Bakanlığı’ndaki ardılı Sadullah Ergin ile de görüştü. Ergin, “Katkıya hazırız. Ancak şu anda olay bitti demek için henüz erken diye düşünüyorum” dedi. Ünlü hukukçulardan da çözüm önerisine destek açıklamaları geldi. Bu arada “3. yargı paketini” 9 Mayıs’ta görüşen TBMM Adalet Alt Komisyonu yargıçların tutuklama yerine “adli kontrol” uygulamasında 3 yıl olan üst sınırı kaldıran bir öneriyi benimsedi. Böylece “tutukluluk” yerine kişiler “yargıç gözetiminde bazı kurallara uymak koşulu” ile serbest kalabileceklerdi. ??? 3 Kasım 2002 milletvekili Somali geleceğini arıyor BAHADIR SELİM DİLEK 12 Uluslararası toplum, Somali için İstanbul’da “gelecek” arıyor. Dün başlayan 2. Somali Konferansı çerçevesinde, altyapı hedeflerinin belirlenmesi, bu alandaki uzun vadeli yatırımların ve bu yatırımları cazip kılacak yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi, uluslararası toplumun gelecek birkaç yılı kapsayan uzun vadeli taahhütlerini ortaya koyması amaçlanıyor. “Somali’nin Geleceğinin Hazırlanması: 2015 Hedefleri” temasıyla düzenlenen ve 54 ülkeden temsilcilerin katıldığı konferansa ayrıca BM Genel Sekreteri, Afrika Birliği Komisyonu Başkanı, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olmak üzere uluslararası ve bölgesel örgütlerin temsilcilerinin katılması öngörülüyor. Somali Cumhuriyeti Başbakanı Abdiweli Muhammed Ali, Türkiye’nin bu konferansa yaptığı önderliğin de çok önemli olduğunu belirtti. Muhammed Ali, konferans sırasında basın mensuplarının sorularını yanıtlarken “Ümit ediyoruz ki Türkiye’nin önderliğin Somali Cumhuriyeti Başbakanı Abdiweli Muhammed Ali: “Ümit ediyoruz ki Türkiye’nin önderliğinde ve uluslararası camia ile işbirliği içinde, Somali’de istikrarın ve kalkınmanın sağlanması (AFP) için güzel adımlar atılacaktır.” önderleri olarak seçilen 135 kişi, 20 Ağustos 2012’ye kadar Somali Kurucu Meclisi’nin 825 üyesini ve 15 Temmuz 2012’ye kadar Somali Parlamentosu’nun 225 üyesini belirleyecek. 20 Temmuz 2012 itibarıyla görevlerine başlayacak parlamento üyeleri, 4 Ağustos 2012’de parlamento başkanı ve yardımcılarını ve 20 Ağustos 2012’de ise cumhurbaşkanını seçecek. Böylece, 20 Ağustos’ta Somali’de yeni bir dönem başlayacak. İkinci İstanbul Somali Konferansı’nda dün sabahki hazırlık toplantıları bölümünde enerji, su, yollar ve direnç konularında dört ortaklık forumu düzenlendi. Söz konusu forumlara Somali’den, BM donörlerinden, uluslararası özel sektör ile sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katıldı. Forumlarda özel de ve uluslararası camia ile işbirliği içinde, Somali’de istikrarın ve kalkınmanın sağlanması için güzel adımlar atılacaktır” dedi. Geçiş dönemi Somali’de halen yürürlükte olan geçiş dönemi 20 Ağustos’ta son bulacak. İkinci İstanbul Somali Konferansı, geçiş döneminin son bulması öncesi son uluslararası toplantı niteliği taşıyor. Geçiş dönemi çerçevesinde, Somali toplumunun geleneksel kanaat likle Somali’de altyapı hedeflerinin belirlenmesi, bu alandaki uzun vadeli yatırımların ve bu yatırımları cazip kılacak yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi, uluslararası toplumun gelecek birkaç yılı kapsayan uzun vadeli taahhütlerini hayata geçirmesi ele alındı. Enerji, su ve yollar forumlarında, bu alanlardaki kalkınma yardımları, direnç forumunda ise diğer kalkınma yardımları ile insani yardım konuları ele alındı. Forumda Türkiye, Somali ve Birleşmiş Milletler eşbaşkanlık görevini üstlendi. Konferansın ikinci gününün açılış konuşmaları ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve BM Genel Sekreteri ve Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Şerif Şeyh Ahmed tarafından yapılacak. Türkiye, 2011 yaz aylarında Somali’de yaşanan kuraklık ve kıtlık sonucu meydana gelen insanlık faciasının uluslararası toplumun gündemine daha fazla getirilmesini istiyor. İstanbul Konferansı’yla da, Somalili siyasi ve sivil toplum liderlerinin seslerinin uluslararası topluma duyurulmasına yardımcı olunmaya çalışılıyor. Ateşkes için süre karmaşası Dış Haberler Servisi Beşşar Esad rejimine ateşkese uyması için verilen süreye ilişkin olarak Özgür Suriye Ordusu içinde farklı görüşler olduğu belirtildi. BBC’nin haberine göre, ÖSO’dan Albay Kasım Sadeddin, Beşşar Esad yönetimine ateşkese uyması için 48 saat süre verildiğini bildirirken, ÖSO lideri Riyad el Asad, rejime verilmiş belirli bir süre bulunmadığını belirterek bunun yerine Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği’nin temsilcisi Kofi Annan’ın barış planının başarısız olduğunu belirten bir açıklama yayımlamasını talep etti. Beşşar Esad rejimini tüm dünya kamuoyu önünde zor durumda bırakan Hula katliamından sonra, ateşkesin bir anlamı kalmadığını belirten Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Suriye rejimine ateşkese uyması için verdiği iddia edilen 48 saatlik süre bugün doldu. ÖSO, rejimin verilen mühlete uymaması durumunda Özgür Suriye Ordusu komutanlığının Annan planı kapsamındaki hiçbir yükümlülüğe uymayacağını ve sivilleri koruma görevi(Fotoğraf: AFP) MEDENİYETLER İTTİFAKI FORUMU İstanbul’da Suriye konuşuldu İSTANBUL (AA) Birleş inanıyor, işte onun için, ‘Memiş Milletler (BM) Medeniyet deniyetler Çatışması’ tezine ler İttifakı İştirakçiler forumu karşı, çok güçlü ve çok samidün İstanbul’da BM Genel Se mi şekilde, Medeniyetler İttikreteri Ban Kimun’un katılı fakı’nı konuşuyoruz” ifademıyla başlarken, Başbakan Re lerini kullandı. cep Tayyip Erdoğan, Conrad ski Yugovlavya gibi Otel’deki açılışta yaptığı koBan Kimun ise Suriye’de nuşmada, ağırlıklı olarak Surisadece masumların katline taye’deki gelişmelere değindi. Erdoğan konuşmasında, son nıklık etmek için bulunmadıkyıllarda dünya genelinde insan larını belirterek, “Korkunç katlığı ayaklar altına alıp çiğneyen liamların pasif gözlemcisi saldırılar gerçekleştirildiğini belirterek şunları söyledi: “Genç bir insan, ikna edilerek, kandırılarak, adeta hipnotize edilerek, gerektiğinde ilaç da verileGenel Sekreteri Ban Kimun, Hidrojen rek, şehirlerin BM Enerji Teknolojileri Merkezi’ni ziyaret etti. Ban en kalabalık Kimun ve İBB Başkanı Kadir Topbaş beraber caddelerine gön Türk kahvesi içti. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) deriliyor ve orada üzerindeki bombayı pat rolünü oynamak için orada latıyor. Bakıyorsunuz, dev değiliz” diye konuştu. Suriye letler, tanklarını, toplarını, en hükümetinden, Annan planıyağır silahlarını, hak talep eden la ilgili sözlerini yerine getirkendi vatandaşlarına yönelti mesini isteyen Ban, “Gözlemyor ve bir mahalle içinde, ya cilerimiz, uluslararası toplurısı çocuk 110 insanı aynı an mun gözleri ve kulaklarıdır. da yok edebiliyor. Çünkü yö İhlalleri kayda geçirmek ve dinetimin kendilerine dayattığı le getirmek için oradayız ki fazulme razı olmuyorlar. Yanı illerden hesap sorulabilsin. başındaki ülkede yaşananlara Geçen cuma yaşanan katlikayıtsız kalanlar, gün gelip o amda yaptığımız da buydu” saldırıların kendi ülkelerini de dedi. Suriye’de yaşananları, esvurabileceğini görmelidir di ki Yugoslavya’da yaşananlara ye biz defalarca uyarı yaptık.” benzeten Ban, “Suriye’de eski Başbakan, “Biz, dostluğun, bir hikâyeyi, bir tiranlığın gükardeşliğin, bütün dünyaya cü elinde tutmaya çalışmasını egemen olabileceğine yürekten izliyoruz” diye konuştu. E planına uyması için 48 saat verdi ancak ÖSO liderine göre verilmiş bir süre yok. ni yerine getireceğini duyurmuştu. onsey’den karar çıkmadı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de dün Suriye konusunu görüşmek üzere toplandı. Herhangi bir kararın çıkmadığı toplantıda Annan’ın yardımcısı JeanMarie Guehenno Suriye ziyareti hakkında konseyi bilgilendirdi. Guehenno, Suriye hükümetinin barış için somut adımlar atmaya hazır olduğunu kanıtlaması gerektiğini belirtirken Suriye’nin BM’deki Temsilcisi Beşşar el Caferi de yönetimin Hula’daki saldırılarla ilgili soruşturmayı 12 güne tamamlayacağını duyurdu. ABD Başkanı Barack Obama da Almanya, Fransa ve İtalya liderleriyle telekonferansla Suriye konusunu görüşürken ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye’ye yaptırımlara karşı olan Rusya’nın bu politikasıyla adı geçen ülkede “olası bir iç savaşa” katkıda bulunduğunu iddia etti. ABD’nin BM’deki temsilcisi Susan Rice da Suriye’deki çatışmaların daha da şiddetlenmesi ve bölge ülkelerine de yayılması ihtimalinin arttığını ileri sürerek “Konsey ve uluslararası toplumun üyelerinin Annan planı ve Güvenlik Konseyi’nin yetkisi dışında bir adıma hazır olup olmadığına” karar vermesi gerekeceğini belirtti. Özgür Suriye Ordusu’ndan bir yetkili rejime Annan K Filistinlinin naaşını verdi Dış Haberler Servisi İsrail aralarında 1975 yılında ölen intihar bombacılarının da bulunduğu 91 Filistinlinin naaşını Filistin yönetimine verdi. İsrail ve Filistin arasındaki güven ortamının oluşmasına katkıda bulunacağı kaydedilen kararın, İsrail hapishanelerinde açlık grevi yapan Filistinlilerle yapılan anlaşma uyarınca alındığı belirtildi. Naaşların 11’inin Gazze’ye, 80’inin de Ramallah’a yollandığı belirtildi. Hepsi İsrail işgaline karşı savaşta hayatını kaybeden Filistinlilere ait olan ve numaralanıp defnedilmiş bulunan naaşların teslimi sabah saatlerinde Batı Şeria yakınlarındaki Ağvar bölgesinde, Fi 80 Filistinlinin naaşı, Ramallah’a getirildi. (Fotoğraf: AFP) listin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın da yemek yemeyi reddederek açlık katıldığı bir törenle gerçekleşti. İs grevi yapan 1500 Filistinli mahkurail elinde bulunan 70 naaşı da mun talepleri arasında, İsrail’e karşı savaşırken ölen Filistinli miliönümüzdeki ay teslim edecek. İsrail hapishanelerinde yatan, ko tanların naaşlarının teslimi de yer şullarının iyileştirilmesi talebiyle alıyordu. İsrail 91 KANADA Kesik ayak cinayeti çözüldü Dış Haberler Servisi Kanada’da, aralarında Muhafazakâr Parti merkezinin de bulunduğu çeşitli yerlere postayla ceset parçaları gönderilmesi üzerine harekete geçen polis, olayla ilgili olarak biseksüel porno yıldızı Luka Rocco Magnotta’nın arandığını duyurdu. Polis yetkilileri, geçen salı günü, paketler içinde gönderilen kesik el ve ayak ortaya çıktıktan sonra Magnotta’nın oturduğu evin yakınında da bir valiz içinde ceset parçası bulunduğunu, Magnotta’nın evinin ve yatağının da kan içinde olduğunu bildirdiler. Kurban ile Magnotta’nın birbirlerini tanıdıkları da verilen bilgiler arasında. Kimliğini saklı tutan bir polis yetkilisi de, Magnotta’nın işlediği cinayetle ilgili video görüntüleri bulunduğunu söyledi. HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] 24 Nisan Cumhuriyet gazetesinden C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle