18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HAZİRAN 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 AKP hükümeti kıdem tazminatını emekçilerin hiçbir gerekçesini dikkate almadan sonlandırıyor Kıdem tazminatına kürtaj Ekonomi Servisi Emekçilerin kızlarının çeyizi, oğullarının askerlik dönüşü yatırımı, hayatlarının güvencesi olarak gördükleri kıdem tazminatı konusunda sona gelindiği ortaya çıktı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kıdem tazminatının artık toplu ödenecek bir para olmaktan çıkacağını açıkladı. İşçi sendikaları konfederasyonlarının kırmızı çizgi, genel grev nedeni olarak gördükleri kıdem tazminatı, yapılan açıklamalara göre, bireysel emeklilik sistemi üzerinden işleyecek. Babacan, Türkiye Bankalar Birliği’nin 55. Olağan Genel Kurul Toplantısı’ndan sonra açıklamalarda bulundu. İşgücü piyasası reformlarının artık daha önemli olacağını belirten Ali Babacan, “Bir kıdem tazminatı fonu oluşturulacak. Fon içinde herkesin kendi hesabı ayrı ayrı tutulacak. Tüm çalışanların kendi şahsı adına açılmış bir hesapta kıdem tazminatı birikecek. Şu anda işverenin bir yüküm gündeme gelen kıdem tazminatının kaldırılmasına ya da fona dönüştürülmesine karşın işçi sendikaları konfederasyonları ortak bir tutum geliştirmiş, tartışmalarda görüş beyan etmemiş ve kıdem tazminatının kaldırılmasının genel grev nedeni olacağını açıklamışlardı. lülüğü olarak birikiyor. Ama çalışanın bir hakkı olarak hesabına yatırıldığında, bu bireysel emeklilik sistemi üzerinden büyük ihtimalle çalışacak, yine tasarruf oranlarının artmasında faydalı olacak diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Genel grev nedeni Daha önce usura bakmayın grev yasak olacak Babacan, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen havacılık hizmetlerinde grev ve K lokavt yasağı getiren kanuna ilişkin de, “Çok doğru bir adım atılmıştır. TBMM bunun gereğini yapmıştır. Aksi halde tek bir işletme, tek bir şirket, tek bir grev olayı yüzünden Türkiye ekonomisine kalıcı zarar verici boyuta işlerin gelmesine asla müsaade etmeyiz. 74 milyonluk ülke burası. 74 milyonun çıkarı söz konusu. 74 milyonun refahını, 74 milyonun gelirini etkileyecek derecede, ekonomide etkisi olacak sektörlerde, kimse kusura bakmayacak, grev yasağı olacak” değerlendirmesinde bulundu. Adalet Yanıltıyor; Tutuklu Yüzde 60! Adalet Bakanlığı verilerine göre 2012 Mart sonu itibarıyla tutuklu ve hükümlü sayısı 132 bini geçti. 2011 Mayısı’nda bu sayı 125 bindi. Yani yaklaşık 1 yılda içeri alınanların sayısı 7 bin artmış ve yüzde 6 “zindan büyümesi” yaşanmış... Nüfus artış hızı yüzde 1’in altına ilerlerken tutuklu ve hükümlü artışının yıllık yüzde 6’yı bulması anormaldir ve AKP rejimi hakkında önemli bir göstergedir. Sadece 2005’ten başlatsanız, ceza ve tutukevlerinde 56 bin olan sayının 2012 ortasında 132 bini aşmış olması tek başına ürkütücüdür. Bu sayıları, isteyen, suça yönelimin artması olarak okuyabilir. İçerideki 132 bin kişinin 120 binini (yüzde 91) adli davalılar oluşturuyor. Artan işsizlik ve yoksullaşma, suç oranını yükseltiyor. Adli davalarda tutuklu sayısı 50 bine yaklaşırken hükümlü sayısı 70 bini buluyor. THY hem suçlu hem güçlü THY 2 milyon dolar zarar ettiğini, 305 çalışanı işten attığını açıkladı. Yağcı, işverenin kendi iptallerinden kaynaklanan zararı sendikaya yüklediğini belirterek THY hakkında; uçuş güvenliğini hiçe sayarak çalışanları zorla görevlendirdiği, sendikal faaliyet ve normal mesainin engellendiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Uçak seferlerini iptal eden THY, doğan zararı sendikaya yükleyerek tazminat davası açacağını açıkladı. Kılıçdaroğlu: ILO’ya aykırı Ekonomi Servisi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, THY çalışanlarına grev yasağı getiren yasanın uluslararası sözleşmelere ve anayasanın 90. maddesine aykırı olduğunu söyledi. AKP’nin referandumdan önce grev yasağını ve bunun önündeki engelleri kaldırma taahhüdü olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Yaptığı tam tersi. Bu doğru bir uygulama değil. Hak aramanın önündeki engelleri kaldırmak yerine hak arayanları cezalandıran bir uygulama” dedi. Havada eylem gerginliği farklı boyutlara taşındı. Türk Hava Yolları (THY), sendikanın yasadışı eylem nedeniyle şirkete 2 milyon dolar zarar verdiğini ve bundan sorumlu tuttuğu 305 çalışanı işten attığını açıklarken sendika yönetimi de işverini ülkeyi müstemleke memleti olarak görmek ve davranmakla suçladı. THY tazminat davası açmaya sendika da suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. THY, dün akşam saatlerinde Havaİş Sendikası’nın yasadışı eylem çağrısı nedeniyle 223 uçuşun iptal edildiğini, yaklaşık 2 milyon dolarlık maddi zarar oluştuğunu ve toplam 305 THY personelinin işten çıkarıldığını açıkladı. THY’den konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Tüm uyarılarımıza rağmen yasadışı eyleme katılan ve görevine gelmeyen Türk Hava Yolları A.O’dan 260, THY Teknik AŞ’den ise 45 kişinin 2,822 sayılı kanunun ilgili maddeleri gereğince iş akitleri feshedilmiştir” denildi. İptal ve gecikmeler nedeniyle 100.000 üzerinde yolcunun mağdur olduğu kaydedilen açıklamada, her fırsatta şirkete zarar vermekle suçlanarak çözüm için bir an önce masaya gelmeye çağrıldı. AKP, 12 Eylül’de bile olmayan yasağı getirdi MUSTAFA ÇAKIR AKP rejiminde içeridekiler ile ilgili çarpıcı olan tutuklu oranları. Uygar ve adalete önem veren ülkelerde dört duvar arasındakilerden tutukluların oranı yüzde 25’i aşmazken bizde 12 Eylül darbe yılında yüzde 55’i geçmiş, 1990’da yüzde 33’e inse de sonraki yıllarda tekrar yüzde 50’leri aşmış, 2012’de ise genelde yüzde 41.4 oranında. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, konu gündeme geldiğinde bu oranı (hükmen tutukluları ayırarak) yüzde 28 olarak ifade ediyor. Oysa şeytan yine ayrıntıda gizli. Zindandakiler, türlerine göre ayrıştırıldığında farklı oranlar söz konusu. Şöyle ki; “Adli”lerde tutukluluk oranı (hükmen tutuklular dahil) yüzde 40’a yakın. Ama Adalet Bakanlığı istatistiklerinin “Terör” olarak sınıfladığı tutuklu ve hükümlü sayısı ve oranı farklı bir tablo sergiliyor. Bu kategoride içeridekilerin sayısının 2005’te 3 bin 630’ken mart sonu 2012’de 8 bin 970’e çıktığını yani yüzde 147 arttığını görüyoruz. Bu terör suçu başlığı altında 2005’ten bu yana her yıl 675 kişinin içeri alındığını görüyoruz. TBMM’de kabul edilen hava işkolunda grev yasağı getiren düzenleme ILO, AİHM, Avrupa Sosyal Şartı’na aykırı. ILO’da tek istisna silahlı kuvvetler ile polis. ile polise ne oranda uygulanacağı konusunda yetki ilgili ülkelere bırakılıyor. Hava işkolunun da aralarında bulunduğu diğer gruplar için sınırlama bulunmuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TBMM gündeminde bulunan “Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı”nın genel gerekçesinde, sendikal hak ve özgürlükler ile serbest toplu pazarlık süreçlerinin 87 ve 98 No’lu ILO sözleşmeleri dikkate alınarak yeniden düzenlendiğine dikkat çekmişti. AİHM de, Enerji Yapı YolSen’in açtığı davada, grev hakkının tamamen yasaklanamayacağına dikkat çekmişti. Greve katılan çalışana ceza verilemeyeceğine işaret eden AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edildiğini vurgulamıştı. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın, “Toplu görüşme ve eylem hakkı” başlıklı maddesinde de, “İşçiler, işverenler veya işçi ve işveren örgütleri; topluluk hukuku ile ulusal hukuk ve uygulamalarla uyumlu olarak uygun düzeyde görüşme ve toplusözleşme akdetme hakkına ve uyuşmazlık halinde, çıkarlarını korumak için, grev de dahil, toplu eylem yapma hakkına sahiptir” deniliyor. İptalleri sendika değil THY yaptı Havaİş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Yağcı konuya ilişkin sorularımızı, “İptalleri sendika değil THY yaptı. İptal duyuruları altında onların imzası var, bizim değil. Bizim arkadaşlar yalnız hasta oldukları için işe gidemedi. Rapor alan arkadaşların raporları, işyeri hekimi tarafından onaylanmadığı için çalışamadı. Bunların hepsi için tutanaklar tutuldu. Onlar kendilerini o kadar müstemleke memleketinde görüyorlar ki her şeye hakları olduğunu sanıyorlar” şeklinde yanıtladı. Yağcı, başta THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu olmak üzere yönetim hakkında; çalışanı, uçuş güvenliğini hiçe sayarak zorla uçuşa göndermek, sendikal faaliyetleri engellemek, haksız ve yasal olmayan fesih yaptıkları gerekçesiyle Bakırköy Adliyesi’ne suç duyurusunda bulunmaya hazırlandıkları bilgisini de verdi. Kendisine tazminatsız olarak işten atıldığı SMS giden çalışan sayısının 305’in çok üzerinde olduğunu belirten Yağcı, THY’nin daha sonra seçerek 305 kişiyi işten attığını açıkladığını, attıkları içinde boşta yani izinli olan bir pilotun da olduğunu söyledi. Eylemlerinin hava limanında devam ettiğini ifade eden Yağcı, burada olmaya devam edeceklerini gerekirse THY yönetimi önünde de eylem yapacaklarını da sözlerine ekledi. Eyleme CHP İstanbul il yönetimi de destek verdi. ANKARA Hükümet, hava işkoluna, 12 Eylül döneminde bile olmayan grev yasağı getirdi. TBMM’de kabul edilen havacılık hizmetlerinde grev yasağı getiren düzenleme Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, BM Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Sözleşmesi ve anayasaya aykırılık taşıyor. ILO normlarında, sadece silahlı kuvvetler ve polis konusunda sözleşmelerle sağlanan güvencelerin ne ölçüde uygulanacağı ilgili ülke mevzuatlarına bı rakılıyor. Diğer alanlarda sınırlama bulunmuyor. Yasak, anayasanın 90. maddesi ile dikkate alınma zorunluluğu getirilen uluslararası anlaşmalara da aykırılık taşıyor. Türkiye’nin de onayladığı ILO’nun 87 No’lu “Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi”nde, sendikaların çalışanların çıkarlarına hizmet ve bu çıkarları savunmak amacıyla kurulduklarına dikkat çekiliyor. Aynı sözleşmede, sendika özgürlüğü ve sendikalaşma hakkının korunması konusunda tek istisna silahlı kuvvetler ile polise getiriliyor. Bu hakkın silahlı kuvvetler WHC YÖNETİM KURULU ÖN KARAR ALDI ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ ORANLARI YENİDEN BELİRLENDİ ‘Helal Gıda’nın merkezi İstanbul’a ANKARA (AA) Dünya genelinde yaklaşık 50 ülkenin ‘helal’ gıda sertifikası veren organizasyonlarının çatı kuruluşu olan Dünya Helal Konseyi (WHC) yönetimi, kurumun merkezini İstanbul’a taşımaya hazırlanıyor. Malezya’nın Kuala Lumpur kentinde gerçekleştirilen yarıyıl toplantısında konseyin İstanbul’a taşınması konusunda ön karar alındı. Karar, ekim ayındaki kongrede kesinlik kazanacak. WHC’nin yönetim kurulu başkanı da olan Türkiye Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Derneği Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, konseyin İstanbul’a taşınmasının Türkiye’nin İslam âlemiyle işbirliğini arttıracağını ifade etti. Büyüközer, “Helal sertifikalama konusunda bütün Müslümanların buradan bilgilendirilmesi önemli bir katılım sağlayacak, Türkiye’nin ihraç ürünlerine potansiyel kazandıracak” dedi. Sigara ve içkiye 6 ayda bir zam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Yasa ile bazı yasalarda değişiklik yapan torba yasa ele alındı. Yasada kabul edilen maddelerden özel tüketim vergisi oranları yeniden belirlenerek sigara ve alkollü içeceklere hem maktu hem de nisbi vergi konulması benimsendi. Buna göre sigara ve alkollü içeceklerin vergileri her 6 ayda bir Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından ilan edilen Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre yeniden belirlenecek. Bu kapsamda sigara ve alkollü içkiye otomatik olarak her 6 ayda bir zam yapılacak. Öte yandan yurtdışından getirilen cep telefonları için 100 TL tutarında kullanım izin harcı ödenecek. Söz konusu harç ödenmeden elektronik kimlik bilgisinin kayıt altına alınması işlemi yapılmayacak. 2012 Mart sonu 9 bine yaklaşan “terör” suçu zanlısı ve hükümlülerinin toplamında tutukluluk oranı ise yüzde 60. Yani KCK, Ergenekon, Balyoz gibi davalardan içeri alınan asker, gazeteci, siyasetçi, akademisyen sanıklar arasında tutukluluk oranı yüzde 60’ı buluyor. Tutuklama, ceza değil, bir önlem olabilir ancak. Bu önlemin de kural değil, istisna olması gerekiyor. Adalet istatistikleri gösteriyor ki açılan davaların ancak yüzde 40 kadarı mahkumiyetle sonuçlanıyor. Davaların yüzde 19’u beraat, diğerleri davanın düşmesi, davanın reddi, yetkisizlik ve benzeri kararlarla sonuçlanıyor. Yani, sonuçta çoğu insan tutuklu olarak, yattığıyla kalıyor. ??? Artan adaletsizliğe tüy diken, milletvekillerinin “rehin alınma” durumudur. Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, 1 Haziran 2012 itibarıyla, 1184 gündür tutuklu. Milletvekili sıfatıyla tutukluluğu 356 günü, hücredeki gün sayısı 460’ı buldu. Üç yargıçtan ikisi, milletvekili seçilmesine rağmen onun “suç işlediği hakkında geçerli şüphenin var olduğu”, serbest bırakılırsa “delilleri karartacağı, kaçacağı” görüşünde. Aynı yargı, seçilmiş Mehmet Haberal ve Engin Alan için; KCK davasından yargılanan 5 Kürt milletvekili Faysal Sarıyıldız, Selma Irmak, Kemal Aktaş, İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım için de geçerli. BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 25’inci maddesi, yurttaşların siyasi katılım hakkını sağlamakla yükümlü olan devletin, bu hakları güvence altında tutması gerektiğini söylüyor. Bunun gereği, genel oyla seçilmiş milletvekillerinin “tutukluluk hali” nin sona erdirilmesi. AKP iktidarı, “tutukluluk hali nedeniyle”; hem oy kullanan vatandaşların hem de “seçilmiş” olanların siyasal katılım haklarının ihlaline göz yumuyor, bunu kaldırmaya dönük çabaları sonuçsuz bırakıyor. Bu hukuk tanımazlığın er geç bir gün hesabı verilecektir. Bundan kimse ama kimse kaçamaz... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle