19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2012 PERŞEMBE [email protected] 12 DIŞ HABERLER Suriye ordu birliklerinin bazı sakin kentleri terk ettiği, gergin kentlerde ise şehir dışına çıktığı bildirildi Şam askerleri çekiyor ? Annan planını uygulaması için 10 Nisan’a kadar süre tanınan Suriye yönetimi kimi kentlerden birliklerini çıkarıyor. Ancak muhalif kaynaklar Humus başta olmak üzere ülkenin çeşitli bölgelerinde çatışmaların sürdüğünü duyurdu. Dış Haberler Servisi Suriye ordu birliklerinin durumun sakin olduğu bazı şehirlerden çekilmeye ve üslerine dönmeye başladığı bildirildi. Kimliğini saklı tutan bir Suriyeli yetkili, Amerikan Associated Press ajansına yaptığı açıklamada, gergin bölgelerde ise ordu birliklerinin varoşlara çekildiğini söyledi ancak çekilmenin ne zaman başladığı hakkında bilgi vermedi. Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler’in (BM) Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın sunduğu barış planı çerçevesinde, Şam yönetimine 10 Nisan’a kadar planın uygulanması için süre verilmiş, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad planı kabul ettiğini duyurmuştu. Plan, ordu birliklerinin kentlerden çekilmesini ve ateşkes ilan edilmesini içeriyor. Ordu birlikleriyle muhalifler arasındaki çatışmalar ise sürüyor. Humus kenti başta olmak üzere, ülkenin çeşitli bölgelerinden çatışma haberleri geldi. Muhalif Muhammed Salih, Humus’ta bir dizi şiddetli patlama meydana geldiğini, yoğun makineli tüfek sesleri duyulduğunu, ordu birliklerinin kentten çekildiğine ilişkin bir işaret görülmediğini söyledi. Muhalif kaynaklar, başkent Şam’ın Duma bölgesinde de ordu birliklerinin saldırıları düzenlediklerini, bazı bölgelerde çatışmalar yaşandığını bildirdi. ‘Saidi Nursi’li Anayasa Taslağı TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na “Genç Hukukçular Topluluğu” takıyyesiyle giren bir grup Nurcu genç, Saidi Nursi referanslı anayasa taslağı sunmuş… Sunumu yapan gençler Galatasaray, Bilkent ve Marmara Üniversitesi öğrencileri… Saidi Nursi fotoğrafı ile sunulan ve “Bediüzzaman Saidi Nursi’nin Görüşleri Çerçevesinde Talep ve Temenniler” başlığı taşıyan taslakta özetle, “Özgürlüklerin sınırsızlığı anarşizmdir” deniyor. “Özgürlük anarşizmini” engellemek adına, internetin sınırlandırılmasından içkinin, zinanın yasaklanmasına (suç sayılmasına) dek bir dizi “yasak” isteniyor. Başörtüsünün kamuya girmesi, mesai saatlerinin namaza göre düzenlenmesi vs.. savunuluyor. Özetle yeni “demokratik anayasanın” din kuralları çerçevesinde belirlenmesi hedefleniyor… Eskiden olsa buna “şeriat istemek” denirdi… Bugün bu istekler, “demokrasi/demokratik anayasa talebi” şeklinde gündeme geliyor. Zurnanın zırt dediği yer burası… Din temelleri üzerinde yükselen rejime “demokrasi” denir mi? Eskiden denmezdi. Bugün deniyor. Yanı başımızdaki “ABD yapımı” Irak Anayasası’nda rejimin adı örneğin “demokratik, parlamenter cumhuriyet”. Ama yasalarının kaynağı “şeriat”. Mısır’da Mübarek sonrası dönemin geçici anayasası da keza rejimi “demokrasi” olarak tanımlıyor. Ancak orada da yasanın kaynağı gene “şeriat” oluyor. “Müslüman demokrasi” dediniz mi bitti! “ABD küreselleşmesine” dahil olan ülkeler için bir “şeriat demokrasisi” icat edildi… Eski Doğu Bloku ülkeleri iyi kötü demokrasiye devşireli beri; demokrasi kavramı ABD için illaki olmazsa olmaz “jeopolitik bir markaya” dönüştü... ABD etkisi altında olup da doğrudan “diktatörlük/şeriat” damgasıyla anılan ülke kalmadı gibi… “Şeriatın” hafif yumuşatıldığı, rötuşlandığı “soft şeriat” ülkeleri, “Müslüman demokrasi” olarak anılıyor. Bu ülkelerde seçimlerin düzenli yapılması; “demokrasi” sayılmalarına yeterli sayılıyor. Yeter ki “Pax Americana” ve kapitalist sistem içinde kalsınlar…. Türkiye, ABD’nin allayıp, pulladığı bir numaralı “Müslüman demokrasi” olunca iş işte böyle, “Saidi Nursi” damgalı din referanslı bir anayasa tartışmasına kadar geldi. uhalifler, orduyu yenemez’ Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov muhalif güçlerin “tepeden tırnağa” silahlansalar bile Suriye ordusunu yenemeyeceğini savundu. Lavrov, Batı ve Arap ülkelerinin Suriye’ye askeri müdahalede bulunması ve muhalifleri silahlandırması durumunda “yıllar sürecek bir katliam” yaşanacağını da söyledi. Lavrov, İstanbul’da toplanan Suriye’nin Dostları toplantısında alınan kararların, Suriye’de kan dökülmesini durdurma çabalarına sekte vurduğunu da belirterek “Herkes Annan planını destekledi ancak Suriye’nin Dostları toplantısında, barış çabalarını engelleyecek, muhalifleri silahlandırma ve yeni yaptırım kararları alındı” diye konuştu. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Susan Rice ise Şam yönetimini, 10 Nisan’a kadar askeri operasyonlara son verme sözünü yerine getirmesi konusunda uyararak aksi takdirde BM Güvenlik Konseyi’nin acilen cevap vermesi gerekeceğini söyledi. Rice, Suriye’nin sözünü yerine getireceği konusunda şüpheli olduğunu da belirterek “1 Nisan’dan beri gördüklerimiz cesaretlendirici değil” dedi. ‘M Başbakan’ındanışmanından tampon bölge mesajı Dünyanın gözü ‘Kitlesel katliama dönerse Türkiye harekete geçebilir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’de yayımlanan The Wall Street Journal (WSJ) gazetesine konuşan Başbakanlık Başdanışmanı İbrahim Kalın, Suriye’deki şiddetin “kitlesel katliamlar” boyutuna tırmanması durumunda Türkiye’nin harekete geçebileceğini söyledi. Kalın ile Başbakanlık’ta bir mülakat yapan gazetenin haberinde, Türkiye’nin, Suriye’deki şiddetin artması durumunda bu ülkenin içerisinde sivilleri korumak amacıyla “güvenlik bölgelerinin” kurulması ve başka “agresif” adımların atılması ilgili planları çizdiği belirtilirken Ankara’nın, uluslararası “koruma sorumluluğu” doktrinine atıfta bulunarak BM Güvenlik Konseyi’nin onayı olmadan harekete geçebileceği ifade edildi. Gazetenin haberinde şöyle denildi: “Üst düzey bir yetkili, salı günü, Türkiye’nin, Suriye’de şiddet tırmanması halinde Suriyeli sivilleri korumak amacıyla bu ülkenin içerisinde mülteciler için güvenlik bölgeleri ve diğer bazı agresif adımlar için planlar hazırladığını söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu konusundaki başlıca danışmanı İbrahim Kalın, Türkiye’nin, Şam’ın gelecek haftaya kadar tam bir ateşkes uygulama taahhüdünü yerine getireceğine pek inanmadığını ifade etti.” Habere göre Kalın, mülakatta Türkiye’nin, hemen tek taraflı olarak eyleme geçme niyetinin olmadığı ve Suriye krizinin esas kısmını omuzlamak istemediği uyarısını yaptı. Kalın, kriz için şunları söyledi: “Yoğunlaştıkça, daha çok adım atma zorunda kalacak olan bizim gibi ülkelerin sayısı artacak. Tamamen kontrol dışı bir durum varsa ve rejim günlük olarak kitlesel katliamlara başlamış ise eğer, o zaman işler farklı bir şekil alır.” Esad yönetiminin Annan planını uygulama sözünü yerine getirip getirmeyeceğine çevrilmiş durumda. Muhaliflerin ise eylemleri sürüyor. Suriye’nin Türkiye sınırına yakın olan İdlib kenti çevresinde önceki gün Esad yönetimi karşıtları gösteri yaptı. (REUTERS) Demokrasi ve ABD jeopolitiği SURİYE TOPLANTISI ANKARA İLE TAHRAN’IN ARASINI AÇTI EKBER KARABAĞ ‘Müzakere adresi Pekin veya Bağdat da olabilir’ I vrensel demokrasi ‘duvar’ arkasında “Demokrasiler” ABD eliyle dünya yüzünde böyle (“Batı demokrasileri” ile “Müslüman demokrasiler” şeklinde) ikiye ayrılmadan önce, aslında bizim “evrensel demokrasi modeli” olarak bildiğimiz tek bir demokrasi çeşidi vardı. “Evrensel” bellediğimiz “liberal demokrasilerin” bir numaralı ereği, bugün anayasa uzlaşma komisyonuna katılan Nurcu öğrencilerin “anarşizm getirir!” diye karşı çıktığı “özgürlüklerin” güvence altına alınmasıydı… Evrensel anlamda bir “demokrasi” için “seçimler” yeterli değildi. Demokrasiyi evrensel yani “gerçek” yapan unsurlar; seçimle birlikte “güçler ayırımı”nın sağlanması, “kutsal” addedilen bireysel özgürlüklerin temini, “fikir ifade özgürlüklerinin” tanınması gibi bir dizi karmaşık, ince “özgürlük”, “denge inşasından” geçiyordu.. Dogmaya dayanan “dini” inançların referans alındığı yerde bu özgürlükler ve dengeler inşa edilemeyeceğinden, “laiklik” pratiği, evrensel demokrasilerin vazgeçilmez koşulu olarak karşımıza çıkıyordu… “Laiklik” ile beraberinde gelen “bireysel özgürlükler” bu nedenle “evrensel demokrasi”nin olmazsa olmaz sacayaklarıydı... Türkiye’nin önünde artık böyle bir “evrensel demokrasi” modeli yok. Bu “evrensel demokrasi” modeli, Yunanistan sınırında yükselmesi beklenen fiziki “duvar” dan sonra artık sadece “Batı”da kalacak. Üzerimize biçilen “Müslüman demokrasi” modeli içinde biz, 80 yıllık laik geçmiş kazanımlarımızın bundan böyle ne kadarını koruyabilirsek, o ölçüde özgürlükler muhafaza edilecek… “4+4+4” miladından sonra hele bu ay ve gün gibi net görülüyor… “Müslüman demokrasilerin”, birinci özelliği hep geriye doğru yürümek olarak karşımıza çıkıyor. “Arap Baharı’nı” gerçekleştiren “Müslüman demokrasi” coğrafyasında Mısır’da şu son olanlara bakın! “Müslüman Kardeşler”, Arap dünyasının en görkemli film endüstrisi “Mısır sinemasına” bile savaş açtı. Arşivdeki eski filmleri bile artık denetimden geçiriyorlar. Göbek dansı, öpüşme, koklaşma, kadın erkek yakınlaşması içeren ve “gayri ahlaki” aşk ilişkilerini konu alan tüm eski filmler makaslanıyor. Yıllarca sinemalarda oynayan filmler budanıyor. Yalnız gelecek değil “geçmiş” dahi, soluk aldırmayan “yasaklar” kıskacına giriyor… Sahip olduğumuz özgürlüklerin değerini bilmediğimiz sürece, bizim de bir gün başımıza gelecek olan bu. E Sayı 20 bine dayandı nü bakanlar kurulu toplantısında Bağdat ve Çin’de yapılmasının da belirttiğini ve nükleer baş müza gündeme geldiğini kaydetti. TAHRAN İran ve Batılı kereci Said Celili’nin Ahmedirak: Memnuniyetle ülkeler arasındaki nükleer gö nejad’la istişaresinin ardından rüşmelerin İstanbul’da yapıl mekân konusunun yakında netlik Irak Dışişleri Bakanlığı’nın web sitesinden dün yapılan masını “en iyi seçenek” olarak kazanacağını açıkladı. Salihi, açıklamada da belirten Tahran, pazar günü İs toplantıda, müza“İran’ın tanbul’da gerçekleşen Suriye’nin kerelerin Dostları Konferansı’nın ardınANKARA (Cumdan tutum değiştirdi. İran göhuriyet Bürosu) İran rüşmeler için daha önce düşünMeclis Başkanı Ali Laricadüğü İstanbul seçeneğine Pekin ni’nin, İstanbul’daki “Suriye’nin ve Bağdat’ı da ekledi. Dostları” toplantısıyla ilgili “İsrail’e yeİran Dışişleri Bakanı Ali ni bir nefes için rüşvet verenler konfeEkber Salihi, İran ve p5+1 ransıydı” yönündeki sözleri Ankara’da ülkeleri (BM’nin 5 daimi rahatsızlık yarattı. Dışişleri Bakanı Ahmet üyesi artı Almanya) araDavutoğlu, İranlı mevkidaşı Ali Ekber Salihi’yi arayıp Türkiye’nin rasındaki yeni tur nükleer hatsızlığını iletirken İran’ın Ankara Büyükelçisi de Dışişleri Bakanlımüzakerelerin 13 Niğı’na çağrılarak Larica’nin açıklamalarına ilişkin “izahat” istendi. Dasan’da yapılmasının kesin vutoğlu, Salihi’nin İran adına yapılan bütün açıklamaların sadece Dışolduğunu ancak nerde ya işleri Bakanı, Cumhurbaşkanı ve dini liderce yapıldığını, diğer açıklapılması konusunda İran’ın maların bir bağlayıcılığının bulunmadığını söylediğini dile gekesin karar almadığını söytirdi. İran’la nükleer müzakereler konusuna ilişkin olarak da ledi. Salihi, CumhurbaşDavutoğlu, Türkiye’nin bu konularda hiçbir zaman bir preskanı Mahmud Ahmedinetij peşinde olmadığını belirterek her iki tarafın da halen arjad’ın konu ile ilgili görüşüDavutoğlu zularının Türkiye olduğunu ifade ettiklerini bildirdi. İran’dan ‘izahat’ istendi nükleer çalışmalarına ilişkin BM Güvenlik Konseyi’nin beş etkili üyesinin yanı sıra Almanya’yla da yapılması beklenen uluslararası toplantıya Bağdat’ın ev sahipliği yapmasını arzu ettiği” belirtildi. Açıklamada İran’ın nükleer müzakereci yardımcısı Ali Bageri’nin konuya ilişkin öneriyi Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’ye ilettiği, Zebari’nin de öneriyi “memnuniyetle” karşıladığı da kaydedildi. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, geçen hafta, görüşmelerin 1314 Nisan’da İstanbul’da yapılacağını belirtmişti. İstanbul’daki Suriye’nin Dostları zirvesinin ardından İranlı bazı politikacılar nükleer görüşmelerin yerinin İstanbul’dan başka yerlere taşınmasını istedi. Dışişleri Bakanlığı’nın Türk vatandaşlarını “kesinlikle seyahate çıkmayın” diye uyardığı Suriye ile ilgili gerilim tırmandıkça, bu ülkeden Türkiye’ye yönelik nüfus hareketleri de hızlanıyor. Son 2 gün içinde 540 Suriye vatandaşı Türkiye’ye giriş yaptı. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın son verilerine göre, Hatay’da 7 bin 836, Gaziantep’te 3 bin 617 ve Kilis’te 8 bin 53 olmak üzere 19.506 Suriye vatandaşı Türkiye’de barındırılıyor. Ayrıca, 26’sı refakatçi, 29’u hasta ve yaralı olmak üzere toplam 55 kişi hastanede bulunuyor. ABD ‘yardımı’ Moskova’yı kızdırdı DENİZ BERKTAY Geçmiş bile “yasaklı” Üzerinde Allah yazan içki şişesi kızdırdı Dış Haberler Servisi Kazakistan’da bir votka şişesinin üzerinde Allah ifadesinin yer alması ülkedeki Müslümanlar arasında tepkiye neden oldu. AP ajansının haberine göre Kazakistan’ın Semey kentinde bir votka üreticisi firma içki şişelerinin üzerine “Allah’ın gücü hepimize yeter” şeklinde slogan kullandı. Ülkedeki Müslümanları kızdıran olayla ilgili Kazakistan’daki özel Channel 31 kanalına konuşan Semey’daki bir caminin imamı votka üreticisini dine hakaret etmekle suçladı. Başbakan’ın önünde intihar saldırısı omali’nin başkenti Mogadişu’da ulusal S tiyatro binasında dün, Başbakan Abdiveli Muhammed Ali’nin bulunduğu bir toplantı sırasında intihar saldırısı düzenlendi. Kadın olduğu bildirilen intihar eylemcisinin, üzerindeki bombaları patlatmasıyla 11 kişi hayatını kaybetti, 30 kişi de yaralandı. Kaynaklar, ölenler arasında Somali Olimpiyat Komitesi Başkanı Aden Yabarov Viish ve Futbol Federasyonu Başkanı Said Muhammed Nur’un da bulunduğunu duyurdu. İntihar saldırısı sırasında salondaki 200 kişiye hitap eden Başbakan ve hemen yanındaki 7 bakan ise saldırıdan yara almadan kurtuldu. Somali, El Kaide bağlantılı El Şebab örgütünün saldırılarına sahne oluyor. (Fotoğraflar: AA/AP) KİEV Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, ABD yönetiminin Rusya’daki bazı grup ve hareketlere verdiği parasal desteğin kaygı verici boyutlara ulaştığını söyledi. Ryabkov, İnterfaks ajansına yaptığı açıklamada, bu konunun, iki ülke ilişkilerinde önemli bir sorun haline geldiğini dile getirdi. ABD tarafının Rusya’daki hangi sivil toplum örgütüne, hangi ölçüde maddi yardım yapıldığına ilişkin olarak Rus tarafı ile bilgi paylaşımında bulunduğunu kaydeden Ryabkov şu ifadeleri kullandı: “Bununla birlikte ABD tarafının bu tavrı, bizim kaygılarımızı gidermiyor. Zira, Rusya’daki belirli gruplara yapılan yardımlar önemli boyutlarda.” Washington yönetiminden önceki gün yapılan açıklamada da, ABD’in Rusya’daki sivil toplum örgütlerine yardımda bulunmaya devam edeceği ifade edilmişti. Kosova Sırplarına sandık kapalı ? KİEV (Cumhuriyet) Sırbistan’da gelecek ay yapılacak parlamento ve belediye seçimlerinde Kosova Sırpları oy kullanamayacak. Sırbistan’ın Kosova Bakanı Goran Bogdanoviç, BM Kosova Misyonu’nun Kosova Sırplarının Sırbistan’daki seçimlerde oy kullanmasının örgüt kararlarına aykırı olduğunu bildirdiğini, bu nedenle hükümetin, daha önceki seçimlerden farklı olarak bu seçimlerde Kosova’da oy sandıkları kurmayacağını söyledi. Sırbistan, 1 Mart’ta, AB’ye adaylık statüsü kazanmıştı. AB yetkilileri, “hukuka üstünlüğün sağlanması halinde” Sırbistan’a müzakere tarihinin bu yılın sonuna kadar verileceğini söylüyor. AB, Sırbistan’a adaylık statüsü verilmesi için Sırbistan’ın Kosova’nın bölgesel örgütlere katılımına onay vermesini şart koşmuştu. Sırbistan muhalefeti, hükümeti, AB üyeliği için Kosova’yı feda etmekle suçluyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle