Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul B Edirne PB Kocaeli B Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli PB Zonguldak B Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara B 16 20 18 14 20 21 21 16 15 12 14 15 17 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B Y B B B PB PB PB Y Y Y Y 15 18 15 19 22 21 22 23 18 19 12 11 13 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra PB AmsterdamPB Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih PB Berlin Y Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y HABERLER 11 8 9 12 12 12 13 13 14 15 13 14 10 Belgrad Y 12 Sofya Y 19 Roma B 19 Atina B 20 Zürih Y 13 Moskova PB 8 Aşkabat Y 31 Taşkent B 25 Baku PB 25 Bişkek B 21 Tiflis Y 22 Kahire B 26 Şam B 21 Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Bingöl, Muş, Bitlis, Sinop ve Kırşehir çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların, genellikle yağmur ve sağanak, Akdeniz kıyılarında genellikle sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde olacağı bekleniyor. Hava sıcaklığı yarın batı kesimlerde, cuma ve cumartesi günleri ülkemiz genelinde 3 ila 5 derece artacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada 80’lere kadar, siyaset de, gazeteler de, toplum da sağsol diye ayrıldı. Kanlı eylemler, çatışmalar gırla. 12 Eylül darbesi! Sonra... darbeyle budanan demokrasimiz filiz verdi, gelişti. 2000’lerde Müslüman demokrasi geldi! Müslüman halkımız da, Allah’a bin kez şükürler olsun. Başımıza Müslüman bir Başbakan geldi diye… on yıldır, boşver yargı bağımsızlığını, basın, konuşma ve ifade özgürlüğünü diye diye… yüzde 50’lere varan oyla desteklediği… iç politikadaki Kasımpaşalı davranışlarını Suriye sınırına taşıyan liderin peşine takıldı... Bu özetin aslında asıl amacı; Müslüman demokrasi geldikten sonra, medyamızın yıllarca süren bölünmüşlükten kurtulduğunu müjdelemek… …bir iki aykırı ses dışında Müslüman demokrasinin liderini ve evvel Allah, partisini desteklemekte yekvücut olduğunun altını çizmek! ??? Medya böyle. Muhalefeti nasıl? Meclis’te yeterli sayı gücü yok. Kimi sorunlar var ki tek başına çözemiyor. Müslüman lidere günü birlik laf yetiştirmekten çözümlenemeyen kimi sorunlara çözüm bulmaya vakit ayıramıyor. Partinin hakkı partiye; örneğin ana muhalefet Meclis’te fire vermeden eylem yaparak parti içindeki bölünme iddialarını boşa çıkarıyor. Fakat; annesini ölmeden önce görmesini sağlayacak Haberal yasa önerisinin zamanında yasalaşmasını engellediğini ileri sürdüğü iktidara, maddi ve manevi sorumluluk yüklemekte haklı derken… …medyamızda muhalefet ve iktidar dalkavukluğundan uzak duran sayıları giderek tükenen gazetecilerden Fikret Bila dün… ….“CHP’nin Haberal yasasının genel kurulda görüşülmesi için Meclis Danışma Kurulu’na öneri getirmediğini, öneri 16 Ocak 2012’de genel kurulda görüşülme sırasına girdiğinde CHP’nin başka konuları gündeme getirdiğini ama Haberal yasasıyla ilgili öneride bulunmadığını, annesinin ağır hasta olduğunu bilmesine, Haberal’ın 94 yaşındaki annesini son kez görme isteminin reddedildiğini bilmesine karşın; CHP’nin Danışma Kurulu toplantılarına bu konuda öneride bulunmadığını…” yazıverdi! ??? Tutuklu milletvekillerinin tahliyelerine gelince; Bila, CHP’nin sorunun çözümünü önce yargıdan, sonra Meclis Başkanı Çiçek’ten, sonra da iktidardan beklediğini yazıyor ve soruyor: “Muhalefetin, yargının kararını değiştirmesini veya iktidarın yasa değiştirmesini beklemek dışında yapacağı bir şey yok mudur?” Örneğin, vekilleri tutuklu olan CHP; MHP ve BDP; “bir araya gelip ortak bir girişimde bulunamazlar mı? Kılıçdaroğlu, Başbakan RTE’yle görüşüp bir çözüm önerisi götüremez mi?” Elcevap: (1) Bu üçü düşman kardeş partiler, bir araya gelemezler. (2) Kılıçdaroğlu RTE’den randevu isteyip görüşmez; tabii heybesinde varsa tutuklu vekillerin tahliyesi için bir öneri götürmez! ??? Parti içi dengelerde nerelerde durduğu henüz kestirilemeyen Deniz Baykal bile; “Şayet Çiçek yeni anayasa için gösterdiği çabanın dörtte birini tutuklu vekiller için sarf etseydi, sorun çözülürdü” diyor. Meclis Başkanı da, daha önceki açıklamalarındaki iyi niyet söylemlerini uygulamaya geçirme konusunda yetkisi olmadığını söylüyor. Kendi ifadesiyle ordusuz bir general konumunda! Silivri’ye giden “meslektaşları”, tutuklu vekillerin kulağına Çiçek’in dediği gibi, “umut pompalıyor”. Şubatta olacaktı, olmadı. Mart! Olmadı nisan, mayıs!.. Şarkıdaki gibi; “Mevsimler geçiyor, (takvimdeki) yapraklar düşüyor”, tecritteki umutların gerçekleşeceği günü bekliyor! Ha, tahliyeler üzerine kimi çabalar olmuyor mu? Olmaz olur mu? Çabaların içyüzünü Meclis Başkanı şöyle açıklıyor: “…Ufak tefek umut ışıklarını çok yükseğe çıkarmadan, olacak gibi oluyor. Bir kısım temaslar oluyor, gidişgelişler oluyor. Ondan sonra bakıyorsunuz böylesine bir mitralyöz ateşine tutulunca karşılıklı. Ondan sonra da işler duruyor, ümit ışıkları sönüyor. Yani birileri bir başka dertte, birileri başka dertte. Herkes benden yetkimi aşan işler bekliyor, olmadığı takdirde kendi vebalini Meclis Başkanı’na yüklüyor…” ??? Siyaset çözüm üretir derler. Bizdeki siyaset kısırdöngü. Çözüm yerine çözümsüzlük üretiyor! Yunanistan’ı ‘İt Dalaşı’ kesmedi Silahsız olması gereken adalardaki füze sistemleri ilk kez Türk uçaklarına kilitlendi BARKIN ŞIK Salt Vali Değil Hayır orada değil, başka yerde dursunlar! “Başka yerde dursun” denilenler Selimiye Camii emekli imamı Nadir Ersoy ile Bulgar Ortodoks kiliseleri rahibi Aleksandır Çıkırık. Olay Edirne’de oluyor. Selimiye Camisi ve külliyesinin çevre düzenlenmesinin bir an önce yapılmasını sağlamak üzere etkinlik düzenleniyor. Alan çevresinde insan zinciri oluşturuluyor. Etkinliğe Edirne Valisi Gökhan Sözer de katılıyor. Güzel bir jest. Sivil halk ile mülki erkânın en başındaki kişinin kol kola girerek kültürel bir talebi dile getirilmelerinden daha güzel ne olabilir? İnsan zinciri oluşturulurken, Selimiye’nin emekli imamı Nadir Ersoy da yanında Bulgar Ortodoks kiliseleri rahibi Aleksandır Çıkırık ile katılmaya geliyor. Sivil halk, mülki erkân, her dinden din adamları insanlığın uygarlık miraslarından birinin çevre düzenlemesi için kol kola girip zincir oluşturuyorlar. Ne güzel manzara! ??? İki din adamının gelişini gören görevliler, onları protokol sırasına almak istiyor. İşte Edirne Valisi Gökhan Sözer tam bu anda olaya müdahale ediyor. Vali Bey, tutumunun kimilerince yadırgandığını hissetmeli ki, açıklama yapıyor: Kalsınlar böyle! Bulgaristan’da bizim müftüyü, hocayı sağına soluna alıyorlar mı? Zaten bu iktidarın valisinin, Selimiye’nin emekli imamı ve Bulgar Ortodoks papazı ile kol kola girmesi veya aynı sırada saf tutması fazla laik, dolayısıyla yakışıksız olurdu. Vali Bey Türkiye’nin içinde bulunduğu ortama uygun davranmıştır. İnançlar arasında karşılıklı saygı ve sevginin bu ortamda yeri yoktur. Nitekim olaydan bir gün önce, Bahçelievler Pertek Protestan Lütuf Kilisesi’nin pastörü Semir Sertek saldırıya uğramıştı. Son zamanlarda Türkiye’de, Müslüman olmayan din adamlarına saldırılar ve inançları yüzünden öldürülenler artmaktadır. Vali papazı protokol zincirinden dışlarsa, ahali ne yapmaz? İmamın aksırdığı ortamda, cemaat tabii ki nevazil olur. Türkiye 21. yüzyılı her türlü karşılıklı saygı ve hoşgörüden uzakta yaşıyor, rahip cinayetleri, misyoner bahanesiyle Hıristiyan öldürmeleri, devletin gözünün önünde Ortodoks gazeteci kurşunlamaları birbirini izliyor. ??? Bu ortamda; Türkiye’nin olgunluğu ve hoşgörüsünü Bulgaristan’a endeksleyen ve diplomatik mütekabiliyet ilkesine bağlayan Edirne Valisi Gökhan Sözer’in davranışı münferit bir olay olmaktan çıkıyor, toplumsal çevreyle uyum halinde bir hoşgörüsüzlüğe dönüşüyor. Evet gerçi Bay Gökhan Sözer devletin Edirne’deki sureti ve erkidir. Bu yüzden de olay salt onunla sınırlı kalsa da hafifsenecek türden değildir. Ama ne yazık ki olay ondan da vahim. Hatta belki Bay Sözer’i Ortodoks Bulgar rahibi ile yan yana fotoğraf vermeyerek toplumun hassasiyetlerine özen gösterdiği için destekleyerek kutlayacak kişiler de çıkabilir. Sonra aynı kişiler engin hoşgörüden söz edeceklerdir. İnanmayın! Devlet engin hoşgörüsü olmadığını Edirne’de valisi vasıtasıyla herkese göstermiştir. Toplum da bu tavra, tutumuyla onay vermiştir. Edirne,16. yüzyılda, Selimiye nam başyapıtın kentiydi. Edirne 21. yüzyılda hoşgörüsüzlüğün, fanatizmin, sevgisizliğin odağı haline getirilmiştir. Koca dünya beş yüzyıl boyunca nafile dönmüş, hatta bizi daha da geriye götürmüş. İşte “muhteşem 21. yüzyıl”ımız da bu. Aferin bize! ANKARA Türk Hava Kuvvetleri’nin, Ege üzerindeki uluslararası hava sahasında yaptığı uçuşlara, savaş uçaklarını kaldırarak müdahale eden Yunanistan bir ilke imza attı. Bu kez “it dalaşı” ile yetinmeyen Yunanistan, silahlandırılması yasak alan adalara konuşlandırdığı füze sistemlerini Türk uçaklarına kilitledi. Sakız Adası’nın kuzey doğusunda yaşanan olay sırasında, “Skyguard” adı verilen yerden havaya füze sistemlerini Türk savaş uçaklarına kilitleyen Yunanistan’ı, Genelkurmay Başkanlığı gereğinin yapılması için Dışişleri Bakanlığı’na şikâyet etti. Olay 5 Nisan’da gerçekleşti. larının da uçuş planlarının kendisine bildirilmesini istiyor. Ancak uluslararası mevzuata göre askeri uçakların bildirimde bulunması gerekmiyor. Füzeyi uçaklar izledi 5 Nisan’da yaşanan olay sırasında geçmişteki örneklerden farklı olarak Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı F16 uçaklarına yerden havaya füze sistemleri de kilitlendi. Ege Denizi’nin uluslararası hava sahasında eğitim uçuşu icra eden F16 uçaklarına, füze sistemlerinin kilitlenmesinin ardından, Limni Meydanı’ndan kalkan Yunan F16 uçakları tarafından önleme yapıldı. Bu olayın ardından dört gün boyunca iki ülkeye ait savaş uçakları Ege üzerinde karşı karşıya gelmedi. 9 Nisan’da ise Türk F16 uçaklarına, Yunanistan’ın N.Ankhilaos Meydanı’ndan kalkan F16 uçakları tarafından, 13 dakika süre ile radar kilidini muhafaza etmek suretiyle tacizde bulunuldu. FIR hattı problemi Türk ve Yunan savaş uçakları Ege Denizi üzerinde bugüne kadar hep it dalaşında karşı karşıya geliyordu. Yunan uçakları, Türk uçaklarını FIR hattı ihlali iddiası ile önlüyordu. “Uçuş Bilgisi Bölgesi” olarak nitelendirilebilecek FIR hattı, Ege için 1952 yılındaki Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü toplantısında kararlaştırıldı. Burada, Türkiye’nin kontrolüne verilen hava sahası, Türkiye’nin kara sularının dış sınırında biterken Ege’nin tamamının kontrolü Yunanistan’a bırakıldı. Bu uygulamaya, hava trafiğinin düzgün akışını sağlamak için geçildi. Fakat zamanla Atina, Ege üzerindeki FIR hattını, kendisine bu deniz üzerinde hükümranlık hakkı verdiğini ileri sürdü ve daha da ileri giderek FIR hattının sınırları ile kendi ulusal sınırlarının özdeş olduğunu iddia etti. Yunanistan bu kapsamda Türk askeri uçak 77 yaşındaki Ortabaşı, terör örgütü suçlamasıyla yargıç karşısına çıktı Deliller odada unutuldu HİLAL KÖSE Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ve yurtdışında bulunan eski Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Başkanı Gülseven Yaşer’in de aralarında bulunduğu 8 kişinin “Ergenekon terör örgütü üyesi oldukları” iddiasıyla yargılandıkları dava, Poyrazköy davasıyla birleştirildi. Soruşturma aşamasında savcının odasında unutulduğu anlaşılan 4 delil klasörü dün mahkemeye gönderildi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 6. oturumunda savunma yapan tutuksuz sanık 77 yaşındaki emekli albay, Bordo Yatçılık AŞ’nin Genel Müdürü Aydın Ortabaşı, “İddianamelerin hepsini okudum ama neyle suçlandığımı anlayabilmek için, polis kayıtlarının ve delillerin tamamını da okumak zorunda kaldım. Dönüp dönüp aynı şeylerin yazılması, muhatabı yıldırmanın bir takdiği mi?” diye sordu. Şehit Göl sonsuzluğa uğurlandı OSMANİYE (Cumhuriyet) Mustafa Caner Göl taziyeleri ka Amasya’nın Çiğdemlik köyü bul etti. Osmaniye Valisi Celaletyakınlarında teröristlerce düzentin Cerrah da şehit ailesine başlenen mayınlı saldırıda ağır yasağlığı diledi. Törende 4 yaşındaki kızı Fatma Ayliz’e sarılan şehidin ralanan ve kaldırıldığı hastanede eşi Emine Göl, eşinin tabutuna saşehit olan Jandarma Üstçavuş rılarak “Sana hakkımı helal ediOsman Cantürk Göl, (29) memyorum, ağlamayacağıma söz verleketi Osmaniye’nin Düziçi ilmiştim bak ağlamıyorum” dedi. çesinde toprağa verildi. Şehidin özgeçmişinin okunmasıAdana’dan karayoluyla Düziçi ilçesine getirilen Şehit Göl’ün ce Osman Cantürk Göl nın ardından Osmaniye Müftüsü Ramazan Çortul, cenaze namazınazesi, İrfanlı Mahallesi’ndeki baba evinde helallik alınmasının ve yapılan dua nı kıldırdı. Namazın ardından şehidin naaşı nın ardından İrfanlı Camisi’ne götürüldü. Düziçi Asri Mezarlığı Şehitliği’nde defnedildi. Törende şehidin eşi Emine Göl (26), baba İki askerin şehit edildiği mayınlı saldırıda yaMuhittin Göl (50) ve kardeşi Deniz Astsubay ralanan beş askerin ise tedavisi sürüyor. ği iddiasının aşağılık bir yalan olduğunu belirten Ortabaşı, şöyle konuştu: “Eğer Türk adaleti bu iftira dolu ithamları yapan hayaleti bulup ortaya çıkarmazsa, öğrencilerin ve ailelerinin vebalini alır. İhbarı yapan kişi araştırılmalı ve burada bizimle yüzleştirilmeli. Öğrenciler aileleriyle, burs verenlerle birlikte mezuniyet törenine katılıyor. Hiçbir zaman da Harp Akademileri öğrencileri bu törene çağrılmamışlardır. Soruşturma sürecinde beni ve öğrencileri üzen bu ahlaksız iddiaya muhatap olmam, bir hukuk ayıbı olarak tarihe geçecektir. Hiçbir kız öğrencimizin bir askeri şahısla birlikteliği yoktur. Bir mezunumuz öğretmen olarak gittiği yerde bir subayla evlenmiş bir diğeri de aile çevresinde tanıdığı bir subayla evlenmek üzeredir. Cumhuriyet evleri isimli projeden de haberim yoktur.” ki sanık sayısı ise 85’e yükseldi. Firari sanık Gülseven Yaşer’in avukatının, Yaşer’in ifadesinin yurtdışından istinabe yoluyla alınması yönündeki talebi reddedildi. Yaşer hakkındaki kırmızı bültenle yakalama kararı da kaldırılmadı. Soruşturma aşamasında savcının odasında unutulduğu ortaya çıkan 4 delil klasörü dün mahkemeye gönderildi. Sanıklara ait arama ve teknik takip kararlarıyla, telefon görüşme tutanaklarından oluşan klasörler, mahkeme tarafından dijital ortama aktarıldıktan sonra avukatlara verilecek. ‘Aşağılık bir yalan’ Deniz Kuvvetleri’yle burs faaliyetinin bir ilişkisinin olmadığını vurgulayan Ortabaşı, şöyle devam etti: “Öğrencilerimize her yıl mezuniyet töreni yapıyoruz. Mesleğini seven her insan yetiştirdiği insanların da o mesleğe katılmasını ister. Ben de kızlarımızın deniz subayı olmasını çok istiyordum. O sebeple Deniz Kuvvetleri’nden tanıdığım eski öğrencilerimi törene davet ettim. Özden Örnek Paşa beni kırmayarak Donanma Komutanı iken mezuniyet törenine katıldı. Kız öğrencileri eğitim konusunda cesaretlendirecek konuşmalar yaptı. Deniz Komutanlığı’nda görevim sırasında Özden Örnek’le tanıştım. Kendisiyle çok yakın aile dostuyuz. ÇYDD ile bir bağlantım yok” Deniz subaylarıyla kız öğrencilerinin bir araya getirildi Fotoğraf: AAMURAT ANLI Kaçırılan askere 15 ay hapis YUSUF ZİYA CANSEVER Tahliyeler başladı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu’nda yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesiyle tahliyeler başladı. İlk gün, Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan 5 hükümlü tahliye edildi. Koşullara uyan hükümlüler, ev hapsi, elektronik kelepçe ya da kamu kurumunda ücretsiz çalışma seçeneklerinden birini tercih edecek. Mahkeme heyeti, dosyanın Poyrazköy davasıyla aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verdi. Poyrazköy davasında C MY B C MY B Poyrazköy’le birleşti VAN Hakkâri Dağlıca’daki askeri birliğe 5 yıl önce teröristlerce düzenlenen saldırı sırasında kaçırılan 8 askerden biri olan er Ramazan Yüce, “terör örgütünün propagandasını yapmak” suçundan 15 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dağlıca bölgesinde 21 Ekim 2007’de teröristlerce düzenlenen saldırıda 12 asker şehit edilmiş, 8 asker Kuzey Irak’taki PKK kamplarına kaçırılmıştı. Teröristlerce kaçırılan er Ramazan Yüce ve Uzman Çavuş Halis Çağan’ın Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “suçu ve suçluyu övmek”, “basın yoluyla terör örgütünün propagandasını yapmak” suçlarından yargılanmasına dün devam edildi. Mahkeme heyeti Uzman Çavuş Halis Çağan’ın beraatına, er Ramazan Yüce’nin ise terör örgütünün yayın organında yaptığı açıklamalar sebebiyle “basın ve yayın yoluyla silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak” suçundan 15 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.