27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 NİSAN 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Kimyacılar Avrupa’da fabrika bırakmadı MURAT GÜLDEREN Gizli Tanık Hukuku... nınmış bir şirketi bünyemize katmak büyük heyecan verici. Bu adımla kâğıt sektöründe Avrupa’daki iddiamızı arttırıyoruz. Satın alma ardından şirketin üretim teknolojilerini yenilemek, enerji tüketimini azaltmak, verimliliği arttırmak amacıyla yatırımlar yapacağız” diye konuştu. Geri dönüşümlü kâğıttan karton üretmek üzere 1964’te kurulan Macedonian Paper Mills SA’nın yıllık cirosu 52 milyon Avro. 200 kişinin çalıştığı şirketin satışlarının yarısı İtalya, İspanya, Türkiye, Romanya ve Kuzey Afrika’ya yapılan ihracat. Bazı fabrika alımları da Türkiye’deki üretimi genişletmek için gerçekleştirildi. Bolu’da orman ürünleri alanında faaliyet gösteren Gentaş AŞ İtalya’da laminant fabrikası satın aldı. 20 milyon TL’ye mal olan fabrikayı Bolu’ya taşıyan Gentaş’ın başkanı Ahmet Kahraman, “Aynı fabrikayı sıfırdan kuracağımıza yüzde 4050 avantajla kurulu düzene geçtik. Yeni yatırımla mevcut kapasiteyi de yüzde 30 arttırdık. Masa tablaları, okul sıraları, yapı profilleri ve sandalyeler üretiyoruz” dedi. Hani bugünün, sivil darbe hukuku kokuları fışkıran, insan hakları, hakhukuk ihlalleri ile hesaplaşmadan, 12 Eylül’ün askeri darbe hukuku ile hesaplaşma oyunu, şovu oynuyoruz ya... 12 Eylül mağduru, ağır travmalar yaşamış insanların öykülerinin medyatik ortalığa saçılması ile yürekler çok haklı buruluyor... En aklı başında olanlarımızda bile, akılcı sorgulamayı akıl edemeden, medyatik bilinç yanılsaması ile olumlu hakhukuk arayışları adına bir şeyler yapılmakta olduğu duygusu yaratılıyor... Akılcı sorgulamayı edinme şansını yakalayamamış kuşaklar, çoğunluk adına, gerçekle sanalın tersyüz edilmesi, güdülenme yüzde yüz amacına ulaşıyor... Bugünün sivil iktidarı sorumluluğunda, ele geçirilmiş, denetlenen özel yargı eliyle insan hakları, hukuk ihlallerinin varlığı yok sayılamasa da hafife alınıyor, hakhukuktan yana toplumsal duyarlılık, tepki bastırılmış oluyor... 12 Eylül askeri darbesi, hukuku, insan hakları ile hesaplaşma şovunda kapının önünde çok haklı, çok ağır mağdurların da içlerinde olduğu büyük kalabalıklar oluşur, medya gündeminin odağına oturtulurken, bugünün sivil darbe hukuku içeriğini kazanmış, bugün yaşandığı için çok ciddiye alınması gereken çok ağır insan hakları, hukuk ihlallerine, duyarsız, ilgisiz, boyutlarından bihaber, medyatik güdülenmiş, bir toplum gerçeği yaratılmış oluyor. Silivri duruşmalarını hâlâ bir avuç gazeteci, inançlı yakın dost, akraba izliyor... Yinelemek zorundayım, 12 Mart, 12 Eylül askeri darbe hukuku uygulamalarını içinden, haberci gazeteci olarak da izlemiş biri olarak, özellikle solu, demokratik örgütlenmeleri silindir gibi ezmeye, yeni liberalizmin hizmetinde arka bahçe ülke yaratmaya yönelik ideolojik boyutlu büyük operasyonun on binlerin yargılanması, tutuklu cezaevlerinden geçirilmeleri, ağır işkence boyutları vardı... Şov davanın askeri darbelerin bu asıl amaçları, bugünkü iktidarların önünü açmış ideolojik boyutları ile hesaplaşmak gibi bir niyetinden söz etmek bile aptallık. Seçim sandığı yerinde, her anlamda demokrasinin kurum ve kavramlarından koparılmış bir düzende; Türkiye’ye biçilen yeni rollere de uygun olarak Cumhuriyet rejiminin, devrimlerinin tüm değerleri, kurumları ile pusulasının bozulmasını, teslim alınmasını hedef almış bir düzenin kalıcı kılınması projesi ile yüz yüzeyiz... Karşı durabilecek, direnebilecek düşünceleri, örgütlenmeleri sindirmeye yönelik sivil darbe hukuku operasyonları gündemde... ??? Keşke Ergenekon iddianamelerinde iddia edildiği üzere, gerçekten amaç askeri darbelerle hesaplaşmak olabilseydi... Keşke insan hakları, hukuk devleti ihlalleri örnekleri ağır basmasaydı... Keşke sivil demokratik düzende aksi düşünülemeyecek, hukuk devleti icraatları, bağımsız yargı, hukuk düzeni içinde, askeri darbelerden sorumlu olanlar, suçceza ilişkileri kurulmuş olarak yargılanabilselerdi... İktidarcemaat cephesinin iddia ettikleri gibi askeri darbeler olasılığını tarihe gömecek, ibret olacak, sivil yargılama örneklerine tanıklık etseydik... Bu kez ileri demokrasi adına, kindardindar cephenin hedef aldığı ne kadar düşünce, değer varsa, onları yok etmek, dik duruşu, olası her türden muhalefeti dümdüz etmek adına hukukun katledildiği uygulamalarla yüz yüze kalmasaydık... Yine bir kez daha yineliyorum, askeri darbeler hukukundan farklı olarak bugünün insan hakları, hukuk ihlallerinde çıplak işkenceler, kanıtlı vahşet uygulamaları yok... Sanal demokrasi, insan hakları, sivil kimlik maskesi ile çok uyumlu, çok profesyonel, medyatik kamuflajı çok başarılı yeni yöntemler, stratejiler söz konusu... Hemen görülebilecek çıplak hukuk dışılıklar bile yok... Kültürümüze, insanımıza çok daha ağır olumsuz baskı aracı olabilecek, sindiren tecrit yöntemlerinin bini bir para... Haberal’ı, babasının ölümünde yanında olmamasından sonra, yaşarken helalleşemediği annesinin cenazesinde ekrandan gördünüz mü? İçeri girdiğinde dünya çapında bir ünlü cerrah olduğunu anımsıyorsunuz değil mi? O eller artık o büyük ameliyatları yapabilir, canları kurtarabilir mi? Balbay’la aynı davada yargılanan eski Rektör Hilmioğlu’nu tutuklanmadan önce de şahsen tanımış olarak gözlerine bakamıyor, uzaktan sağlığını soramıyorum... Çünkü uzman bilim insanı olarak tutukluluğundan bu yana yıllardır sağlık sorunları ile ilgili yapılmayan tedavinin yıkıcı sonuçlarını en iyi o biliyor. Kendisi ve avukatlarının sayısız başvurularına yanıt verecek vicdan, insanlık nerede? Silivri tutukluluklarının ilk yıllarında bilimsel gereklilik çerçevesinde cezaevi doktorlarının yaptıkları sevkler, hastanelerden verilen raporlar, tedavi uygulama kararları, o doktorların sürgünlerine yol açınca, tutukluların sağlığını, canını gözetmek, cezalandırılacak suça dönüşmüş oldu... Bir de askeri darbe hukuku dönemlerinde görmediğimiz, sivil darbe hukuku düzeninde hukukumuza girmiş gizli, itirafçı tanıklıklar üzerinden temellendirilmiş iddianameler, suçlamalar olgusu var ki... Deli saçması, can yakma boyutunu algılamak için lütfen duruşmaları izleyin... Borç kriziyle boğuşan ve yüzlerce fabrikanın satılığa çıktığı Avrupa’da en büyük atağı kimya sanayicileri yaptı. Son bir yılda 50’nin üzerinde plastik ve kozmetik alanlarını da Akyüz, satın almanın dışında kapsayan kimya fabrikası satın alan Murat Türklerle gerçekleşen stratejik Türk sanayiciler, bu sayede en az 500 Akyüz ortaklıklara da her geçen gün bir milyon dolarlık dış yatırım yaptı. yenisinin eklendiğini ifade etti. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulayalar İspanya’da üretime başladı leri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı MuAvrupa’da fabrika satınalanların bir kısmı, burat Akyüz, bir yıl içinde Türk kimya sanayicilerinin Avrupa’dan 50’nin üzerinde fabrika ve radan diğer ülkelere doğru yayılmayı hedeflimarka alımı yaptıklarını anlatarak “Türkler kriz yor. Endüstriyel mobilya ve ahşap koruma avantajını çok iyi kullanıyor. Sıfırdan en az sektöründe faaliyet gösteren Kayalar Kim50 milyon dolara kurulabilecek orta düzey ya’nın Üst Düzey Yöneticisi Ersin Kayalar İsde bir fabrikayı Avrapa’dan 1015 milyon do panya’da aldıkları fabrikanın dünya markası ollara kapatabiliyorlar. Krizi fırsata çevirme ma yolunda hedeflerine büyük katkı sağlayabudur. Hem düşük fiyata alım yapılıyor cağını belirterek “Depo kurmak için araştırhem de markanın dağıtım ve pazarlama ağı ma yaparken boya fabrikası almanın daha na sahip olunuyor” dedi. Plastik üretiminde hâ kârlı olduğunu gördük ve güney bölgesinde lâ Avrupa lideri olan Almanya’yı dağıtım ağı yer alan bir fabrikayı satın aldık” dedi. Kanın gelişmesine paralel üretim ve ihracatla yalar, 10 milyon Avro yatırımla hayata geçirbirkaç yıla kadar geçilebileceğine dikkat çeken dikleri fabrika ile üç yıl içerisinde 20 milyon Av ? Kriz nedeniyle yüzlerce fabrikanın satılığa çıktığı Avrupa’da Türk kimya sanayicileri son bir yılda 50’nin üzerinde fabrika ve marka satın aldı. “Krizi fırsata çevirme budur” diyen İKMİB Başkanı Murat Akyüz, birkaç yıla kadar Türkiye’nin kimya devleri arasına gireceğini belirtti. ro ciro yapmayı ve Avrupa’da daha etkili rol alarak Kuzey Afrika ve Güney Amerika’ya yayılmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi. İlaç, karton, gıda, emlak ve hayvan yemi sektörlerinde faaliyet gösteren Pak Şirketler Topluluğu da komşudaki krizi fırsata çevirerek üretim tesisleri ve merkezi Yunanistan’ın Selanik kentinde bulunan kuşe karton üreticisi Macedonian Paper Mills SA (Mel SA) şirketini satın aldı. Bu satın alma sonucunda, grup şirketlerinden Kartonsan ile birlikte yıllık 280 bin ton düzeyinde üretim kapasitesine sahip olacak olan Pak, Avrupa’nın 4. büyük karton üreticisi konumuna yükselecek. Pak Şirketler Topluluğu İcra Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Bozkurt “Kartonsan’dan sonra bölgenin 2. büyük üreticisi olan Macedonian Paper Mills SA gibi ta K Yunanistan’ı ‘Pak’ladı Gentaş İtalyan tesisi taşıdı İran: Petrol gelirimiz 60 milyar dolar EKBER KARABAĞ TAHRAN Yürüttüğü nükleer programından dolayı Batılı bazı ülkelerin petrol sektörüne getirdiği yeni yaptırımlara maruz kalan Tahran yönetimi, buna rağmen petrol ihracatının 60 milyar doları bulduğunu açıkladı. Fars Haber Ajansı’na göre, Petrol Bakanı Rüstem Kasımi, petrol ihracatının arttığını ve hiçbir ülkeye bağlı olmadan yollarına devam edeceklerini belirtti. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, 23 yıl bir varil petrol bile satmadan ülkeyi iyi idare edebilecek kadar döviz rezervleri olduğunu söylemişti. İran 21 Mart’ta son 12 aylık petrol dışı ihracatının 43.8 milyar dolar olduğunu açıklamıştı. İran dün de İngiltere, Fransa, Yunanistan ve İspanya’nın ardından Almanya ve İtalya’ya yaptığı petrol satışlarını da durdurdu. armara Grubu Vakfı tarafından bu yıl 15. kez düzenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne çok sayıda ülkeden cumhurbaşkanı, başkan, bakan ve dini temsilci katıldı. Zirvede ekonomik, ekolojik ve sürdürülebilir kalkınma konularında işbirliği amaçlanıyor. Toplam 50 farklı ülkeden 200 katılımcı ile dün İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda başlayan zirve, bu akşam İzmir Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde İzmir’de sona erecek. M Rusya’da en iyi ödülü aldı Ekonomi Servisi Arçelik’in Rusya’da faaliyet gösteren Beko LLC şirketi, Rusya’daki “En İyi Şirketler ve İşletmeler” yarışmasında “En İyi Beyaz Eşya Üreticisi” kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü. Rusya pazarında yenilikçilik konusunda büyük başarılara imza atan şirketlere, başarılarını takdir etmek ve devlet desteği sağlamak üzere düzenlenen yarışmada ödüller, Rusya ekonomisine en büyük katkıyı sağlayan şirketlere verildi. Bugün Beko LLC, beyaz eşya üretimi ve satışında Rusya’da öncü konumda. Yine Rusya’da geçen yıl ‘En İyi Vergi Mükellefi’, ‘En İyi Enerji Tasarruflu Ürünler Üreticisi’, ‘En İyi Sosyal Sorumluluk Şirketi’ gibi ödüller de kazandı. Bölgede Rusya Basketbol Ligi’nin de sponsoru. Türkiye, Avrasya’ya demir ağlarla bağlanacak ? İstanbul’dan başlayıp İslamabad’a giden demir yoluna işlerlik kazandırılacak. Proje ile Türkiye üzerinden Londra’dan Hindistan’a kesintisiz taşımacılık yapılabilecek. Ekonomi Servisi İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, Avrasya Bölgesi’nde işbirliğini arttırmak için en uygun zaman olduğuna işaret ederek “Tarihi İpek Yolu’nu yeniden canlandırmalıyız. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) olarak bu kapsamda iki demiryolu projesi üzerinde çalışıyoruz. Birinci projemizde İstanbul’dan başlayıp İslamabad’a giden demiryoluna işlerlik kazandırılmasını hedefliyoruz. İkinci projemize ise Balo adını verdik. Bu proje ile Orta ve Doğu Anadolu’dan topladığımız konteynırları Avrupa’nın ortasına teslim edeceğiz. İki pro ALTERNATİF PAZARLARA YÖNELMEK ŞART çılışta konuşan İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Türk hazır giyim sektörünün son 25 yılda kazanılan ivmeyi başka hiçbir sektörün yakalayamadığını belirterek Avrupa’nın geleneksel pazarlarının yanı sıra alternatif pazarlarda da önemli bir etkinlik içinde olunması gerektiğini iletti. Türkiye’nin bölgede ve dünyada önemli bir moda merkezi olduğuna işaret eden Tanrıverdi, şunları söyledi: “16 milyar dolarlık ihracat ile hazır giyim sektörü, otomotivden sonra ikinci sırada yer alıyor. 9 A jeyi hayata geçirdiğimizde Lonbirlik çağrısı dra’dan Hindistan’a kesintisiz taşımacılığı Türkiye üzerinden yapabileceğiz” dedi. TÖSYEV Başkanı Yal15. Avrasya Ekonomi Zirçın Sönmez kriz sonrası vesi’nde konuşan Küçük, ortaya çıkan ekonomik konTOBB ve OECD ile birlikjonktüre değinerek “Dikkatte Ortadoğu ve Kuzey Aflerimizi Avrasya’ya yönlenrika’da oda geliştirme progdirdik. Bugün Afrika, Asya ve ramını hayata geçirdikleAvrasya olarak Kafkasya olarini ve bu tecrübelerini rak Türkiye’nin yanlış yere Avrasya ülkeleriyle paybakmadığını gösteriyor. Avraslaşmaya hazır olduğunu ya’nın kendi içinde entegrasyobelirtti. nu büyük önem taşıyor. Bütün Avrasya ülkelerinde dönüşüm dinamiğinin bizde olduğu gibi KOBİ’ler olduğunu düşünüyorum. Bu bir ölçek tartışması olarak da ortaya çıkıyor. milyar dolarlık tekstil ihracatı ile birlikte 25 Bu ülkelerimizin ölçek işletmilyar dolar ile tekstil ve hazır giyim sektörü melerini bir araya getirmelider durumda. Bugün 180’in üzerinde ülkeye li, bu konuda koruyucu az ve ya çok hazır giyim ihracatı yapılıyor. ve destekleyici olmalıBunun yüzde 80’i AB ülkelerine gerçekleşiyız. KOBİ’lerimizle yor. Yılbaşından bu yana en fazla ihracat yaküresel rekabete pılan 10 ülkenin 6’sında düşüş var. Bu durum birlikte girip, birgeleneksel pazarlarda da aynı. Alternatif bazı likte başarılı yeni pazarlarda yüzde 100’e yakın artış var. olabiliriz” Yeni kapılar ve yeni yollar açmak herdedi. kesin görevi.” KOBİ’lere EMO İMZALANAN ANLAŞMAYI ELEŞTİRDİ: Çin’in nükleer teknolojisine güvenilmez MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Çin ile Türkiye arasında imzalanan nükleer işbirliği anlaşmasını, “birtakım faydalar için dönemsel, politik bir manevra” olarak değerlendirdi. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, nükleer gibi ciddi bir konunun, “tesadüfi ve günübirlik siyasetin malzemesi” içinde değerlendirilmesinin aslında ne kadar büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalındığını da gösterdiğini söyledi. Sinop’ta daha önce Güney Kore’yle anlaşma üzerine adımlar atıldığını, bu ülkenin kentte irtibat bürosu oluşturduğunun bilindiğine dikkat çeken Göltaş, teknik anlamda herhangi bir hazırlık yapılmadığını, uzman kadroların oluşmadığını, sadece devletler arası anlaşma yoluyla, ihale yapma şartlarına bile sahip olunmadan adımlar atıldığını belirtti. “Ellerinde hazırlanmış hangi dosyayla gittiler? Açıklamayı hangi bilimsel kriterlere göre yaptılar? Kimsenin bilgisi yok. Bu topluma karşı bir saygısızlıktır. Bilim insanları ve meslek odalarına da” diyen Göltaş, nükleerde Rusya ile yapılan anlaşmanın hangi aşamada olduğu, sürecin nasıl işlediği konusunda halkın bilgi sahibi olmadığına işaret etti. EMO Başkanı, Çin’de termik ve hidroelektrik santrallarla birlikte nükleer santralların da yoğun olarak kullanıldığının bilindiğini ancak nükleer teknolojileri konusunda ciddi bir bilimsel veri olmadığını vurguladı. Göltaş, “Çin’in nükleer teknolojisinin güvenilirliği şeffaf test edilme noktasından uzak” dedi. Otokar’dan ilk elektrikli otobüs Ekonomi Servisi Otokar, Türkiye’nin ilk elektrikli otobüsünü ürettiğini duyurdu. 2005’ten bu yana alternatif yakıtlı otobüsler konusunda çalışmalar yürüten Otokar’ın elektrikli otobüsü Doruk Electra; daha temiz bir çevre, daha sessiz bir trafik, daha düşük işletme maliyetleri ve daha yüksek verimlilik sağlama iddiasını taşıyor. Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, üç yıldır bu proje üzerinde çalıştıklarını belirterek “Gelecek 15 yıl için otomotiv endüstrisindeki en önemli iki eğilim çevre ve şehirleşme olacak” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle