27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 NİSAN 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Toplam 25 milyon dolarlık yatırımla tazelenen yeni Linea’daki ArGe’nin yüzde 70’ini Tofaş gerçekleştirdi Yerli otoya bir adım daha ? Yeni Linea’nın yerli otomobil konusunun başarılı bir örneği olduğunu söyleyen Başaran, ”Eğer pazar çağıracaksa yerli motor ve şanzıman üretimini düşünebiliriz” dedi. HAKAN AKARSU Yalnızlaşmak... ABD’nin stratejik ortağı olmak, komşularla sıfır sorun, İslam dünyası liderliği, yeni Osmanlıcılık.. derken dış politika, sıcak gündem Suriye’de, Türkiye’nin öne iteklenip giderek yalnızlaştığı, ortada kaldığı zor günler yaşanıyor. Siz bu yazıyı okuyana kadar yaşanan süreçte, benim izlediğim son dakika haberleri üzerinden çok daha fazla, anlamlı gelişmeler olabilir. Son dakika gelişmelerinde ben sınırımızdaki sıcak çatışmalar, toplu yeni kaçışlar, Suriye tarafından açılan ateşle yaralananlar.. sürecinde kalmıştım. Bu saatten sonra, işin içine bulaşmış Türkiye’nin durumunu değerlendiren uzmanlar, Türkiye’nin en önde, en büyük sorumluluk üstlenmiş ülke konumunda, en hafifi ile çok sorunlu, kalıcı tampon bölge oluşturma sorumluluğu ile yüz yüze kaldığını anlatıyorlardı... Zaten askerin silahlı çatışmaya hazır olması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül’ün, Esad’ın devrilmesine acil, güçlü destek çağırları için ABD, Rusya, İran, Çin liderlerinin kapılarını çalan Başbakan Erdoğan’ın her görüşme sonrası yaptığı açıklamalardan, başlangıçta övünç payı çıkardığımız sığınma kamplarına akın karşısında Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun BM, dünya ülkelerine destek haykırışlarından çıkan sonuçlar yeterince çarpıcı. Güney Kore’deki liderler zirvesinin satır arası önemli okumalarından, Suriye konusunda Türkiye’yi öne itekleyen Batı dünyasının, değişken iç politikaları, dünya dengeleri bağlantılı kendilerini geri çekerken, Türkiye’yi iyot gibi açıkta bıraktıklarını sezinlemiştik. Erdoğan hükümetleri, Libya’da başlangıçta İslam dünyası, Ortadoğu dengelerini gözeterek daha dengeli, ortada bir politika izlemeye çalışırlarken BM de değil, NATO çerçevesindeki askeri bombalama, operasyonlarda kendini işin içinde tam göbeğinde bulmanın refleksiyle, besbelli önceden çok yakınlaşmış olduğu Esad iktidarı ile yolları ayırmada bu kez çok aceleci, keskin davranmak istedi... Aslında izlenen siyaset Batı dünyası ekseninde, ABDABİsrail cephesiyle uyumluluk gösterirken, son aylar bile değil, haftaların gelişmeleri içinde, arada kalma, yalnızlaşma sonucunu getiren bir tablo ortaya çıktı. Sağır sultanın bile duyduğu üzere, içte siyaset, seçimler, ekonomik koşullar, dışta RusyaÇin’in ağırlıklarıyla ABDAB, onların baskısı ile İsrail politikalarında frene basılması ile, genel çerçevede olmasa bile stratejik adımlar atmada, Esad iktidarının ne pahasına olursa olsun hızla devrilmesinden geri adımlar atıldı... ??? Güney Kore ikili görüşmelerinde ABDRus liderleri ile Erdoğan’ın söylem farkları böylece ortaya çıkarken.. Erdoğan’ın İran ziyareti sürtüşmeleri, Çin ziyaretinde, aslında Türkiye’de de yeri gelse de gelmese de yaptığı her açıklamada, sürekli Esad iktidarının bir an önce düşürülmesi gerektiği çağrısının yinelenmesi.. yalnızlaştırılmanın bir tür şikâyet dışavurumu, haykırışı... Doğrusu uysa da uymasa da, uluslararası gazeteciler, dış politika, ekonomide yetkin yabancılar, düşünce kuruluşları uzmanları ile bir araya geldiğimizde... En azından bir yıl öncesinden günümüze, Suriye’de başrolde olmamız gerektiği bastırmalarından, ülkemizin dış politika ilkeleri, çıkarlarımızın tersine, barış karşıtı rol üstlenmemiz için, edep sınırlarını taşan düşünsel baskılara isyanlarımızla birleşince... Her zaman açık kapısı olan dış politika gelişmelerinin perdesi daha bir aralanıyor. Yoksul güney dünyasındaki ırk ve dinlermezhepler eksenli iç savaşlar, bölünmeler, krizlerden, kaostan beslenen yeni dünya sömürü düzeni çarklarının işleyişinde; son büyük ekonomik krizle bağlantılı, yine son büyük dengeler değişiminde çok keskin, anlamlı bir dönemeç noktasından geçiliyor... İnsanlığı, ülkeleri çok kabaca ilgilendiren sonuçları, kaosun yaşandığı ülkeler, topraklar, iç savaşlarda, zengin kuzey dünyası ülkelerinin doğrudan müdahaleci, bedel ödeyici rollerden kaçınmaları gündemde. Daha açık anlatımla, yoksul güney dünyasını çıkarlarından yana düzenlerlerken, askeri darbeler, askeri işgallerle keskin sonuçlar almak kolay gibi görülse de bedellerin ağır olmasından alınan zorunlu dersler var... Askeri darbeleri düzenleme yerine sivil darbelerle yetinme, demokrasi fonları ile iç dinamikleri kışkırtma stratejilerine kayış bir ayak. Diğer ayakta doğrudan askeri gücü kullanarak işgallerden çark etme, yerine bölgesel ortakları olabildiğince etkin kullanma var... Bizi çok yakından ilgilendiren Suriye, İran gelişmelerinde Erdoğan hükümetlerinin hem ABDABİsrail cephesinde olma, hem de İslam, Ortadoğu dünyasında öncü rol ikileminde sıkışıp kaldık... Geleneksel dış politika, siyaset birikimimizle işin içinden sıyrılmak sanıldığından çok daha zor. Irak işgalinde Meclis’ten dönen tezkere ile kıl payı sıyırmıştık. Kazançlı çıkma uğruna öne çıkma ataklarımızla, ne yazık ki bu kez elimiz taşın altında... Ortadoğu batağına, mezhepler çatışmalarına çekilmekten sıyrılma şansımız hâlâ olsa da, en uzun sınırımız Suriye hattında, koskoca bir tampon sivilaskeri bölgenin sorumluluğu, yükü sırtımıza bindi bile... Türkiye ürün geliştirmeli Yeni teşvik paketini değerlendiren Tofaş’ın CEO’su Kamil Başaran, “Otomotiv sektörünün stratejik yatırım kapsamına alınması çok doğru. Planlamalar heyecan veriyor. Ama daha mevzuat belli değil. İlgili bakanlıkların çalışmalaıyla işin hızı ve nereye oturtulacağı belli olacak. Önemli olan herhangi bir aracı buraya getirip üretmek değil. Türkiye’nin mühendisinin katmadeğeri oluşturma gücü. Bu teşviklerin varolan ürünü getirip üretim altyapısını oluşturmakla alakalı olduğunu görüyorum. Bu çok cazip değil. Bizim ürün geliştirmemiz lazım” dedi. BURSA Koç Holding, Tofaş’taki ortağı İtalyan Fiat ile, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika pazarları için tasarlanacak araçlarda ortak sorumluluk almak üzere ilke anlaşmasına vardı. Tofaş, Bursa Fabrikası’nda ürettiği Linea’nın yeni versiyonunu dün törenle banta soktu. Törönde, “Bazı eksiklikleri giderildiği taktirde” yerli otomobil konusunu “yapılabilir” bulduklarını söyleyen Tofaş’ın CEO’su Kamil Başaran, “Fiat Auto’nun EMEA pazarları için tasarlayacağı araçlarda ortak sorumluluk almak üzere ilke anlaşmasına vardık” dedi. Başaran, “Yenilenen Linea modelinin dünya üzerindeki tüm mühendislik ve ArGe sorumluluğunu üstlendik. Bu kapsamda, Hindistan’a ArGe ve parça ihracatı yapmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 25 milyon dolar yatırımla gerçekleştirdiğimiz üretim sadece Türkiye pazarına değil yurtdışına da ihraç edilecek. Toplam 45 bin üretim planlıyoruz. Bunun 10 bini ihraç edilecek” dedi. 900 milyon dolarlık ArGe: Beş yıl aradan sonra önemli bir makyaj operasyonu geçiren yeni Linea’nın Bursa’da yapılan törenine Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Temel Atay, CEO Turgay Durak, Koç Otomotiv Grubu Başkanı Cenk Çimen ve Tofaş CEO’su Kamil Başaran katıldı. Mustafa Koç, altı yılda Bursa’ya 900 milyon dolarlık ArGe yatırımı yaptıklarını ve beş global markaya üretim noktasına geldiklerini söyledi. Koç, “Yeni Linea’nın yerli otomobil konusunun başarılı bir örneği” olduğunu vurguladı. Verilen bilgiye göre, Tofaş bugüne kadar 120 bin Linea üretti. 35 bin adetlik ihracata ulaştı. Linea geçen yıl 33 bin sattı. ‘İş güvenliği sicilimizi düzeltelim’ Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, tüm işverenler, çalışanlar ve kamu kesiminin işbirliğiyle, iş kazalarına karşı önleyici tedbirler geliştirilerek güvenli çalışma koşullarının yaratılması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin iş güvenliği sicilinin düzeltilmesi şart” diyen Boyner, her gün, ölüm ve ciddi yaralanmalarla sonuçlanan iş kazasının yaşandığını vurguladı. Güvenlik ve sağlığa ilişkin yaşamsal unsurların göz ardı edilmesi ve insan yaşamının tehlikeye atılmasının kabul edilebilir olmadığını ifade eden Boyner, iş kazalarının çoğunun bilinçsizlik ve ihmalden kaynaklandığına işaret etti. Bu kazaların önlenebilir nitelikte olmasının, bir zihniyet sorununu gösterdiğine dikkati çeken Boyner sözlerini şöyle sürdürdü: “Yakın zamanda genel kurul gündemine gelmesi beklenen İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı için işçi ve işveren örgütlerinin önerileri dikkate alınmalı. Ancak mevzuatın tek başına yeterli olmadığını hatırda tutmak gerekiyor. Aynı zamanda mutlaka iş güvenliğiyle ilgili eğitimler verilmesi, bilinç düzeyinin artırılması, denetimlerin etkili kılınmaÜmit sı ve kayıt dışı çalışmanın Boyner önüne geçilmesi gerekiyor.” Çarklar yavaşladı Ekonomi Servisi Sanayi üretim endeksi ocakta yüzde 1.5 ile son iki yılın en düşük artışını kaydetmesinin ardından şubatta da yüzde 4.4 arttı. Artış bir toparlanmaya işaret etse de mevsimsellikten arındırılmış veriler, ekonomik aktivitenin hâlâ yavaş ve Merkez Bankası öngörülerine paralel seyrettiğini gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ocakta bir önceki aya göre yüzde 3 ile sert bir şekilde gerileyen mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi şubatta yüzde 0.7 arttı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeks geçen yılın aynı ayında yüzde 1.9 azalmış, son çeyrekte ortalamada yüzde 1.3 artmıştı. Yurtdışına açılıyorlar Dünya rulman (makinenin hareket aksamını sağlayan parça) üretiminin yüzde 25’ini tek başına karşılayan Çinli bir otomobil yedek parça ve demiryolu firmasından ortaklık teklifi aldıklarını söyleyen Adıgüzel “Kısa süre sonra başlanacak büyük bir hızlı tren projesine girmek isteyen bu firma bize ‘İster ortak çalışalım isterseniz gelin üretimde bize destek olun’ dedi. Kısa sürede işe başlayabiliriz” dedi. Adıgüzel, orta vadede, başta ABD olmak üzere Singapur ve Latin Amerika’da da fabrikalar kurmayı düşündüklerini belirtti. DB’den 455.4 milyon Avro Ekonomi Servisi Hazine Müsteşarlığı, Dünya Bankası ile 455.4 milyon Avro’luk kredi anlaşması imzaladı. Kredinin vadesi sekiz yılı ödemesiz olmak üzere 15.5 yıl olarak belirlendi. Müsteşarlıktan yapılan açıklamada, ‘Üçüncü Program Amaçlı Çevresel Sürdürülebilirlik ve Enerji Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi’ için anlaşmanın 6 Nisan’da imzalandığı belirtilerek “Kredi kapsamında; enerji sektörü, sürdürülebilir çevre yönetimi ve iklim değişikliği alanlarında uygulanan reformların desteklenmesi amaçlanmaktadır” denildi. “Yerli oto yaparız ama rulman yok” diyenlere seslenen Adıgüzel: “Biz bu işi birkaç tedarikçiyle hallederiz” dedi. 2000 yılında Romanya’nın en büyük rulman fabrikasını satın alarak şu an dünyanın en büyük 10 oyuncusundan biri haline gelen Eskişehirli yatırımcı Harun Adıgüzel, Türkiye’ye bir fabrika daha kurmayı planlıyor. Rulmancının kralıyız MURAT GÜLDEREN ROMANYA Romanya’daki özelleştirmelerden Barlad Rulman Fabrikası’nı (URB) sadece 27 milyon dolara satın alarak 12 yılda 160 milyon dolarlık ciro yapan bir şirkete dönüştüren Eskişehirli yatırımcı Harun Adıgüzel, Asya’dan Avrupa’ya kadar dört kıtada 85 ülkeye ihracat yapıyor. 2006’da Türkiye’de, 2007’de Macaristan’da kurduğu fabrikayla dünyanın ilk 10 oyuncusundan biri haline ge len URB, 2013’te çeşitli ortaklıklarla Hindistan’a ve Türkiye’ye bir fabrika daha kurmayı planlıyor. Grup Hindistan, Türkiye ve Romanya’da çeşitli ortaklarla 200 milyon doların üzerinde yatırım yapacak. URB Üst Düzey Yöneticisi Harun Adıgüzel, “Dünya rulman pazarına adımızı kazıdık. Türkiye’de yerli otomobil yapılmaz çünkü rulman yok diyenlere de buradan sesleniyorum. Biz bu işi birkaç tedarikçiyle birlikte yaparız” dedi. Yeni teşvik sistemi ile hükümet, Cumhuriyetimizin 100. yılında dünyanın 10. büyük ekonomisi olmak, 500 milyar dolar ihracata ve 25 bin dolar kişi başına düşen gelire ulaşmak hedefine ulaşmak istiyor. Bu büyük hedefe ulaşmak için 11 yılımız var. Cumhuriyetimizin 100. yılından da söz ediyorsak; bu teşvik sistemi ile başkanlık, yarıbaşkanlık, federatif bir yeni düzene de izin verilmeyeceğini anlamış oluyoruz. Yeni teşvik sistemi ile imalatımızın ithalata bağımlı olduğu gerçeği kabul edilmiş oluyor. Yıllardan beri ithalatın bu yapısının cari açığa neden olduğu ve büyümenin bu anlamda sağlıklı olmadığı vurgulanıyordu. Ekonomiyi yönetenler bu gerçeği kabul etmiş gözüküyorlar. 2008’de yüzde 41, 2009’da yüzde 38, 2010’da yüzde 40, 2011’de yüzde 43 oranında imalatımız ithalata bağlı. 100 birim imalat için 43 birim ara malı ithal ediliyor. Bu durum yeni teşvik sitemi için önemli gerekçe kabul ediliyor. 2011’de sektörlere göre bu bağımlılık şöyle: Demirçelikte yüzde 28.3, otomotivmakinede yüzde17.7, kimyasallarda yüzde21.4, tarım sektöründe yüzde 8.8, tekstilde yüzde 8.6. Genel teşvik uygulamasına devam edilecek Şartları taşıyan yatırımlara KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti sağlanmasına devam edilecek. Bölgesel teşvik uygulamasında yeni harita düzenlendi 6 bölgeye ayrılan Türkiye’de, 1. bölgede 8, 2. bölgede 13, 3. bölgede 12, 4. bölgede 17, 5. bölgede 16, 6. bölgede 15 il var. 6. bölgedeki iller şunlar: Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkâri, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van. Yatırıma katkı oranlarına göre teşvikler belirlendi 1 Vergi indirimi: 1. bölge hariç diğer bölgelerde yatırıma katkı oranının belli bir yüzdesi yatırımcının sadece bu yatırımından elde ettiği değil, tüm faaliyetlerinden elde ettiği kazancından düşülerek vergi matrahı hesaplanacak. Örneğin Diyarbakır’da 2015 yılında 5 milyon TL tutarında yatırım yapan bir Yeni Teşvik Sistemi Neler Getiriyor? yatırımcının yatırıma katkı oranı yüzde 50’dir. Bunun yatırım döneminde yüzde 80’i olan 1 milyon 400 bin TL’sini tüm vergi beyannamesinden yatırım indirimi olarak indirecek. Bu yatırımların yüzde 90’ı vergi indirimine tabi olduğundan bu yatırım indiriminden sonra yatırım indirimine katkı oranına ulaşıncaya kadar yüzde18 vergi indirimi uygulanacak, yani vergi oranı yüzde 2 olacak. Bu uygulama ciddi bir vergi avantajı sağlayacaktır. Bu vergi indirimi oranlarının uygulaması bölge ve yatırım tutarına göre farklılık arzedecektir. Bu destek sadece 6. bölgede 10 2 Sigorta işveren yıl uygulanacak. prim desteği 5 İşçi sigorta primi desteği Diyarbakır’da Bu destek sadece 6. bölgede 10 2014’ten itibaren başlayacak bir yatırımda yıl uygulanacak. 6 Yatırım yeri tahsisi sabit yatırımın yüzde Bütün bölgelerde bu destek 50’si tavan olmak üzere uygulanacak. işveren sigorta primi Genel destekleri gösteren desteği 7 yıl boyunca sunumda gösterilen örneğe uygulanacak. Diğer bölgelerde destek tavanı baktığımızda 5 milyon TL’lik bir yatırım yapan ve 40 kişi çalıştıran ve yıllar farklıdır. 1. ve 2. bir yatırımcı bunu hangi bölgede bölgede 31.12.2013’ten yaparsa ne avantajı var aşağıda sonra yapılan görünmektedir. Diyarbakır’da bu yatırımlarda bu destek yatırımı yapan kişi yatırımın üstüne uygulanmayacak. Bu 797 bin lira para almaktadır. nedenle yatırımcıların elini çabuk Burada, 6. bölgede yapılacak her tutması gerekiyor. yatırımı bir anlamda devlet yapmış 3 Faiz desteği olacak. Yukarıda örnek verdiğimiz yatırım için TL kredi kullanan yatırımcının Uygulanan destek 1 2 3 4 5 6 ödeyeceği faizde 7 KDV istisnası 114 114 114 114 114 114 Gümrük vergisi muafiyeti 70 70 70 70 70 70 puan, döviz Vergi indirimi 750 1.000 1.250 1.500 2.000 2.500 kredilerinde 2 puan Sigorta işveren prim desteği 165 248 413 495 578 826 toplam tutar 900 bin Faiz desteği 0 0 500 600 700 900 lirayı geçmemek üzere Yatırım yeri tahsisi 250 250 250 250 250 250 devlet tarafından Gelir vergisi stopaj desteği 0 0 0 0 0 542 karşılanacak. 1. ve 2. Sigortalı işçi prim desteği 0 0 0 0 0 595 bölgede böyle bir Toplam destek 1.349 1.682 2.597 3.029 3.712 5.797 Destek/yatırım oranı 27 34 52 61 74 116 destek yok. Yatırım tutarı 5.000 4 Gelir vergisi İstihdam edilen kişi 40 stopaj desteği C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle