24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 2012 PAZAR [email protected] 12 EKONOMİ Pevrul Kavlak: Bu yıl meydanlara inilecek bir yıl olacak, birileri alanlardayken birileri balkondan bakamaz Sıcak günler yakın ?Sendikal düzene karşı ciddi saldırıların gündemde olduğunu, sendikalar için hayati önem taşıyan uygulamaların getirilmek istendiğini vurgulayan Türk Metal Sendikası Başkanı Kavlak, “Üç konfederasyonun bir süre sonra birleşmemesi için nedeni kalmayacak” dedi. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Akbank hisselerini satıyor Ekonomi Servisi Akbank’ın yüzde 20 ortağı ABD merkezli global bankacılık devi Citigroup, NewYork Borsası’na Akbank’taki hisselerini satmayı planladığını açıkladı. Associated Press’in haberine göre Citigroup, tüm dünyada yürüttüğü sermaye yapısını yeniden yapılandırma çalışmaları kapsamında aldığı bu kararla, Akbank’taki hisselerinin en az yarısını satmayı planlıyor. Akbank’tan yapılan açıklamada, Citigroup’un bu satış planının, tüm dünyada geçerli olacak Basel III uygulamasına hazırlık ile ilgili sermaye planlaması kapsamında olduğu belirtildi. Citigroup Ocak 2007’de Akbank’ın yüzde 20 hissesini 3.1 milyar dolara satın almıştı. ABD Merkez Bankası (Fed) geçen haftalarda 19 bankaya yönelik yaptığı stress testinde aralarında Citibank’ın da bulunduğu 4 bankanın bu testten geçemediğini açıklamıştı. Çalışma yaşamının zor bir dönemden geçtiğini, sendikaların varlığını tehdit edecek uygulamaların getirilmek istendiğini dile getiren Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, emekçiler için yoğun bir dönemin başladığını ve sıcak günlerin uzak olmadığını vurguladı. Özel istihdam büroları, kıdem tazminatı, esnek çalışma gibi emekçinin kazanılmış haklarının gasp edildiğini, sendikaların varlığını ortadan kaldıracak çalışma biçimlerinin uygulanmaya konulmaya çalışıldığını belirten Kavlak, sürecin emek güçlerini bir araya getirmeye zorladığını, konfederasyonların bile birleşmek durumunda olduğunu söyledi. Meclis’te görüşmeleri süren Toplu İş İlişkileri Yasası, Ulusal İstihdam Stratejisi’ne ilişkin sorularımızı yanıtlayan Kavlak’ın dile getirdiği görüşler özetle şöyle: Barajın önce binde 5 olması dillendirilmişti. Sonra yüzde 3’te karar kılındı. Ancak biz kademeli bir barajdan yanayız. Önce yüzde 5, giderek azalan bir baraj. Düşük baraj, işyeri sendikacılığı ve sarı sendikacılığa hizmet edecek; işçinin birleşmesini, güçlü sendikacılığı önlemeye dönük bir uygulama. 300 kişilik bir sendikanın çıktığı grevden ne olur? Bir etkisi olmadığı gibi, yapılan sözleşme de tüm sektörü bağlayacak. Ulusal İstihdam Stratejisi hayata geçirilirse sendikal örgütlenme kesinlikle biter. Bu sendikal örgütlenmenin önündeki en büyük tehdit. Bizim varlığımıza direkt bir tehdittir bu... Getirilmek istenen uygulama ile önüne bir telefon koyan herkes işçi bulacak. Özel istihdam büroları tamamen sendikaların varlığını ortadan kaldırmaya yönelik bir uygulama... Bu saldırılar da ancak ortak mücadeleyle durdurulur. Türkİş’in dışındaki konfederasyonlarla, üç beş yıl içinde birleşmenin yolları aranacaktır. Çünkü bu barajlarla kimse ayakta kalamaz. Hakİş kalmıyor, DİSK’te az sendika kalıyor... Üç konfederasyon arasında büyük farklar yok... Bazıları daha mücadeleci bir tarzdan bazıları müzakere ile işleri götürmeye çalışıyor. 2012 meydanlara inilecek bir yıl olarak görülüyor. Bu söylenenler uygulamaya konursa tabii ki meydanlara inilecektir. Birileri alanlardayken, balkonlardan bakılacak bir dönemde değiliz... İlki, 1972’de çevrildi. Senaryosunu yazanlar belliydi. “Ülkemizde sosyal gelişme ekonomik gelişmeyi aştı, buna dur demek lazım” dediler. Öğrenci olaylarını gerekçe gösterdiler. O dönemde büyüyen me ALANLARDA OLACAĞIZ mur sendikacılığını yok ettiler. Grev hakkımızın kullanımını engellediler. Bu filmin adı 12 Mart’tı. Çok geçmedi. Aynı senaristler benzer bir filmi bu kez 24 Ocak adıyla vizyona koydular. Bu sefer toplu iş sözleşmelerimize el uzattılar. Reel ücretlerimizi yarıya düşürmek istediler. İşçileri bir lokma bir hırkaya mahkum etmeye çalıştılar. Bu da yetmedi. Daha heyecanlı yeni bir filmi sürdüler piyasaya. Bu kez filmin adı 12 Eylül’dü… Bu hepsinden farklıydı. Burada sendika, işçi, hak, hukuk yoktu. Baskı vardı, acı, gözyaşı vardı, ihanet vardı, cinayet vardı… Filmin başrol oyuncusu, “Bu darbe olmasaydı, 24 Ocak kararlarını uygulayamazdık” dedi. Bizlerin açlığı, yoksulluğu pahasına birilerinin kârlarını, kasalarını kurtardı. Biz ağladık, birileri güldü… Barajda ısrarlıyız VİZYONDAKİ FİLM: ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ 40 yıldır elimizden aldıkları yetmiyormuş gibi, bu kez hangi haklarımıza göz diktiler? “Asgari ücret bölgesel olsun, bölgeler arası dengesizlikler nedeniyle eşitsizlik oluyor. Azgelişmiş bölgelerdeki işçiler, daha az bir parayla da geçinebilir” diyorlar. Biz, “Bu asgari ücret insanca yaşamaya yetmez, arttırılsın” diyoruz. 1951’de asgari ücret bölgeseldi. Sakıncaları görüldü, bu hatadan dönüldü. Asgari ücret emek sömürüsünü önlemek içindi. Zaman içinde reel olarak geriledi. Sefalet ücreti haline dönüştü. Bölgesel asgari ücreti istemek, ülke sorunlarını yoksulun sırtından çözmeye çalışmaktır. Ücretin düştüğü bölgelerde ekmek fiyatı düşecek mi? Oradaki işçi buzdolabını daha mı düşük fiyata alacak? Ulusal istihdam stratejisiyle getirilmek istenen bir diğer konu da özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisinin verilmesi. Bu düzenleme daha önce yasalaştırılmıştı. Türkİş’in itirazları ve girişimleriyle Sayın Cumhurbaşkanı bu yasayı geri çevirmişti. Senaristler değişmedikçe bu filmi tekrar tekrar izleyeceğiz. Düzenleme yine karşımıza dikildi. Ne getirilmek isteniyor? “İşçi simsarlığı”... Stratejinin diğer konusu, esnek çalışma modellerinin çalışma hayatımıza sokulmak istenmesidir. Yani taşeronluk sistemini yaygınlaştırmak; “evden çalışma”, “çağrı üzerine çalışma” adları altında “ucuz işçiliği” getirmektir. Güvencesizliği yaygınlaştırmaktır. Amaçları kölelik düzenini kurmak. Bu düzende sendika yok, toplusözleşme yok, güvence yok, insan onuru yok, insanlık yok. Ulusal İstihdam Stratejisi hayata geçerse artık sendikal bir düzeni sürdürmek mümkün değil. Bu bizim için ya hep ya hiç meselesidir. Bu büyük bir mücadeledir. Bu mücadelenin öncüsü Türk Metal olacak. İşçinin gücünü, Türk Metal’in gücünü bir sel gibi sokaklara dökmeye hazırlanıyoruz. Çünkü Ulusal İstihdam Stratejisi, bizim için sözün bittiği yerdir. Çünkü bu bizim için “Ulusal İstihdam Trajedisi”dir. TÜDEF: Vadesiz hesaba faiz zorunlu Ekonomi Servisi Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, bankaların tüketicilerin her bin TL’ye kadar vadesiz hesabına 25 TL’ye varan faiz işletmek zorunda olduğunu vurguladı. Bazı bankaların tüketicinin yasal hakkı olan vadesiz mevduatına faiz uygulamadığını ifade eden Yılmaz, tüketicilerden bu konunun takipçisi olmasını istedi. Yılmaz, bankaların tüketicinin mevduat hesaplarından hukuka aykırı bir uygulama ile ‘hesap işletim ücreti’ aldığını da belirtti. Yılmaz, “Kendi alacaklarına şahin olan bankalar, tüketicinin hukukunu görmezlikten gelmektedir. Oysa tüketicinin her bin TL vadesiz hesabına 25 TL’ye varan faiz işletmek zorundadır. Bu uygulamadan kaçınan bankaların takipçisi olacağız. Tüketicilerimiz bu uygulamayı görmezlikten gelen bankaları tüketici derneklerine bildirmeli ve mutlaka yargı yoluna başvurmalı” dedi. sektörler bile birleşiyor Avrupa’da artık sendikalar bırakın aynı işkolunda, aynı sektörde olmayan farklı sektörlerdeki sendikalar, konfederasyonlar bile birleşiyor. Daha güçlü olmak için... Mantar gibi ortaya çıkan sendikaların emek hareketine bir yararı olmaz. Biz yönetime geldikten sonra 86 işyerinde örgütlendik. 26 bin yeni üyemiz var. Yapılan eğitimlerin içeriğini değiştirdik. Tezgâh başındaki işçinin eğitimi ona yarayacak bir hale geldi. Çocuklar için, kadınlar için eğitim veriyoruz. Sendika artık korktukları bir yer değil. Hayatlarını değiştiren, sorunlarına çözüm öneren bir yer haline dönüştü. Tüketici haklarından sigara bırakmaya kadar bir dizi eğitim veriyoruz. Avrupa’da farklı Bölgesel sömürü İşçi simsarlığı geliyor 86 işyerinde örgütlendik Bu düzende güvence yok ANLAYIŞ DEĞİŞTİ Kimseye karşı düşmanlığımız, hasmane tutumumuz yok. Emeğin gelişimine katkıda bulunan tüm sendikaları, tüm kesimleri dost görüyoruz. Kutuplaşmalara, ötekileştirmelere karşı çıkıyoruz. Türk Metal artık kendisini sürekli geliştiren, uluslararası emek hareketiyle bütünleşmeye çalışan bir anlayışa sahip. Strateji değil, trajedi Kıdem kızımızın gelinliğidir Herkes almıyor diye yanıltıyorlar. Tüm çalışanlara vermek istiyorsan, aldığı ücretten hak edeceği tazminatı 12’ye böler bir yıldan az çalışan işçiye de tazminat ödersin. Yeter ki ödemeyi iste. Getirilmek istenen bir başka nokta da kıdem tazminatı gaspıdır. Oysa kıdem tazminatı işçinin güvencesidir. Ödemesi sonraya bırakılmış ücretin bir parçası, oğlumuzun damatlığı, kızımızın gelinliğidir… Emeklilikte yaşayacağımız huzurlu günlerin bir nebze de olsa teminatıdır. İşveren kıdem tazminatını yük olarak görüyor, işçiyi atmanın engeli olarak görüyor. Fona devretmek, süresini 15 güne indirmek istiyorlar. Her fırsatta söylüyoruz: Kıdem tazminatı bizim kırmızı çizgimizdir. Çekin ellerinizi kıdem tazminatından… Ona dokunan eller yanar. İlaç hammaddesinde KDV yüzde 8’e indi Ekonomi Servisi İlaç üretiminde kullanılan etkin madde ve etkin madde üretiminde kullanılan hammaddelere uygulanan Katma Değer Vergisi (KDV) oranı yüzde 18’den yüzde 8’e indirildi. Buna göre Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan veya ithaline izin verilen beşeri tıbbi ürünler ile bu ürünlerin terkibinde bulunan etkin maddeler ve etkin madde üretiminde kullanılan hammaddelerin KDV’si bugünden itibaren yüzde 8 olarak uygulanacak. İhracatın yıldızlarına ödül Ekonomi Servisi Türkiye toplam ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu gerçekleştiren İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB), 2011’de farklı sektörlerde başarılı olan 127 firmayı ödüllendirdi. “İMMİB 2011 İhracatın Yıldızları Ödül Töreni”nde 43 kategoride 128 ödül dağıtılırken ElektrikElektronik İhracatı ve Tüketici Elektroniği Ödülü’nü Vestel Dış Ticaret, Beyaz Eşya İhracatı Ödülü’nü Arçelik, Kablo İhracatı Ödülü’nü Mass Kablo, Dayanıklı Tüketim Malları Ödülü’nü Ego Elektirkli Aletler aldı. Demir Çelik Sektörünün Gelişimine Katkı Sağlayan Firma Ödülü ise Caretta Lojistik’e verildi. Ödül töreninin ardından Cem Yılmaz sahne alarak geceye katılanlara keyifli dakikalar yaşattı. Rus turist Avrupalıdan çok harcıyor GÜRSU KUNT Cem Yılmaz MOSKOVA Türkiye’nin en iyi ikinci pazarı Rusya’dan en çok turist getiren acenteler arasında yer alan OTI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş, “her şey dahil” sistemin cezbettiği Rus turistlerin Avrupalılardan daha çok harcadığını söyledi. Bektaş, “Ruslar bu sistemi seviyor. Özellikle aile konseptinde Türkiye rakiplerinden uzak ara önde” dedi. OTI Moskova’da 20. yılını kutluyor. Geçen yıl toplam 1 milyon 380 bin turiste hizmet veren OTI, bu yıl yüzde 22’lik büyüme ile 1 milyon 680 bin kişiye hizmet vermeyi hedefliyor. Rus pazarının yaklaşık yüzde 20’sini elinde tutan OTI, Rusya’dan 26 ülkeye turist gönderiyor. Holdingin 2011 cirosunun 1.2 milyar dolar olduğunu söyleyen Bektaş, yurtdışı destinasyonlardaki yer hizmetleri şirketlerinin sayısını da 10’a çıkarmayı planladıklarını ifade etti. Anneler ve Babalar Çocuklarınızın İmam Hatip İlkokulları’nda İmam Hatip Ortaokulları’nda İmam Hatip Liseleri’nde Öğrenim görmeğe “MAHKÛM” edilmesini istemiyorsanız, 4+4+4 ’e karşı çıkmayı sürdürelim! KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ T.C. PENDİK 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ BASIN İLAN KURUMUN’A 2011/1009 TAL. 08.03.2012 Tarihinde Cumhuriyet gazetesinde 14332 ilan no ile yayınlanmış bulunan Müdürlüğümüzün 2011/1009 Tal. Sayılı dosyasının satış ilanında ilan metninin başlık kısmı “Pendik l. İcra Müdürlüğü’nden Gayrimenkulün Açık Arttırma İlanı” şeklinde olması gerekirken “Pendik 2. İcra Müdürlüğü’nden Gayrimenkulün Açık Arttırma İlanı” olarak ilan edilmiştir. Düzeltilerek ilan olunur.19.03.2012 Basın: 18341 ENERJİ AJANSI BAŞEKONOMİSTİ FATİH BİROL Borç krizinin yerini yüksek petrol fiyatları alacak Ekonomi Servisi Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol, yükselen petrol fiyatlarının dünya ekonomisini tehdit ettiğini belirterek “Şu anki petrol fiyatları, petrolün rekor bir şekilde varil başı 147 dolar olduğu 2008’den daha yüksek durumda. Bunun da küresel ekonomiyi resesyona geri sürükleme kapasitesi var” dedi. Financial Times gazetesinin haberine göre Birol, özellikle AB ekonomisinin yüksek petrol fiyatlarına karşı ‘savunmasız’ olduğunu belirterek borç krizinin yerini petrol fiyatları sorununun almakta olduğuna dikkati çekti. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana sanayileşmiş ülkelerde resesyonu hep petrol fiyatlarının tetiklediğini vurgulayan Birol, bu yıl Avrupa hane halkının gelirinin yaklaşık yüzde 11’ini ısınma, aydınlanma gibi enerji tüketimine harcayacağını söyledi. IEA tahminlerine göre bu yıl net petrol ithalatı için ise 502 milyar dolar harcanacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle