18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2012 PAZAR 4 Galatasaraylıyım” dedim. Öyle oldu. Böylesine nedenle Fenerli veya Galatasaraylı olunur, ama sonra iş ciddiye biner, bu yüzden, kavgalar dargınlıklar olur, bu nedenle çok feleğini şaşıran görmüşümdür. Yıllar önce birinin bir yazısını okumuştum. Siyasi fikirlerimi değiştiririm, vatanımı, eşimi değiştiririm, ama takımımı değiştirmem diyordu. Bu mantığa hiç mi hiç akıl erdiremediğimi söylemeliyim. Bir futbol takımı, nihayet futbol keyfidir, yaşam sevincidir, başka bir şey değil. ??? Bunları yazmamın nedeni, canımı sıkan bir olayla ilgili görüşümü anlatmak isteği. Biliyorsun, başta Aziz Yıldırım olmak üzere, bir kısım yönetici şike iddiasıyla içeri alındılar, bir kısmı bırakıldı, bir kısmı hâlâ içeride, davaları tutuklu olarak sürüyor. Ne yazık ki, bu olay da kimileri tarafından fanatik bir taraftar tavrıyla ele alındı ve GalatasarayFenerbahçe karşıtlığına dönüştürüldü. Hem ayıp, hem de zaten ortak yaşam için büyük bir tehdit oluşturan bölünmüşlük uçurumunun eşiğine gelmiş olan bir toplum için son derecede tehlikeli bir tutum. İçinde bulunduğumuz şu aşamada, kanıtlanmış herhangi bir şey olmadan, kimsenin şike yaptığını iddia etmek mümkün değil. Şu anda, kimse çıkıp da Aziz Yıldırım’a şikeci diyemez. Kaldı ki Fenerbahçe, koskoca tarihi ile şikeci diye itham edilemez. Ortada bir şike olduğu takdirde bile bu bir takıma mal edilemez. Bu durumda hiçbir Galatasaraylı çıkıp da “Fener şikeci” diyemez. Bunu karşılık, bu şike iddiaları karşısında, Fenerliler de “Galatasaray kendine baksın, onlarda ne şikeler var!” diyerek savunma yapamaz, böyle savunma olmaz. Diyeceğim o ki, GalatasarayFener rekabetini şike ayıbına alet etmeyelim. Yazıyı burada kesiyorum Sevgili. İnşallah her zaman iyi olan, yani Galatasaray kazanır. Görüyorsun, ben fanatik değilim, “İyi olan” diyorum. HABERLER Bakan Kılıç’ın aldığı evin eski sahibinin, danışmanı Erbil Yiğitbaş olduğu ortaya çıktı Futbol Keyfi Sevgili, Türkiye’de futbol ile ilgilenenlerin bir bölümü için dün önemli bir gündü. Her Fenerbahçeli ve Galatasaraylı için, GalatasarayFener maçı günü önemlidir. GalatasarayFener rekabetine artık soğukkanlı baktığımı sanıyorum. Gerçekten öyle mi, değil mi, onu da bilmiyorum. “Ben kesinlikle fanatik değilim” diye direnen öylesine çok fanatik gördüm ki. Galatasaraylılığım, ki sonradan olmayım, belirli ve makul bir nedene dayanıyor, tıpkı bir zamanlar Fenerbahçeliliğimin dayandığı gibi... Kadıköy doğumluyum ve o zamanlar bütün Kadıköylüler Fenerli olurdu, ben de Fenerliydim. Sonra 7 yaşında yatılı olarak Galatasaray’a yazıldım. O zaman da Galatasaraylı oldum. Her iki taraftarlık da aynı mantığın ürünüydü. Kadıköylü idim, bizim semtin takımı Fener’di, ben de Fenerli olmuştum. Sonra Galatasaray Lisesi’ne yazıldım. Okulun eski öğrencilerinin kurduğu takımdı Galatasaray, ben de Cimbomlu oluverdim. ??? Ama her zaman herkes için bu kadar mantıklı açıklaması yok, taraftarlığın. Bu konuda en ilginç örnek, dostum merhum Ali Ulvi’ninkidir. Bir gün Ali Sami Yen Stadı’nda, maç izlerken anlattı nasıl Galatasaraylı olduğunu. Çocukken, sokakta oynarken, bir arkadaşı sormuş: Galatasaraylı mısın yoksa Fenerli mi?.. Bilmem ki! Bilmem olmaz, ya Galatasaraylısındır ya da Fenerli. Şöyle devam etti Ali Ulvi: O sırada sokakları aydınlatan kırık dökük bir fenerin yanında duruyoruz, baktım Fener böyle bir şey herhalde diye düşündüm ve arkadaşıma dönüp, “Ben Fenerli değil, ötekindenim, yani Bu nasıl alışveriş? SİNAN TARTANOĞLU/ İKLİM ÖNGEL ANKARA Altındağ Belediyesi’nin eski Ankara evlerinin restorasyon projesini yürüttüğü Hamamönü’nden toplam 25 bin TL karşılığında bir ev ve bir arsa alan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın evi aldığı kişinin danışmanı Erbil Yiğitbaş olduğu ortaya çıktı. “Satılığa çıkarmıştım. Kimse almamıştı öyle bir talep geldi biz de sattık” diyen Yiğitbaş, halen Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde Kılıç’a danışmanlık yapıyor. Yiğitbaş, ayrıca bakanlık danışmanlığına geçtikten sonra Türkiye Dijital Oyunları Federasyonu’na yönetim kurulu üyesi oldu. Cumhuriyet, Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç’ın eski Ankara evlerinin olduğu Hamamönü’nden aldığı ev ve arsayla ilgili yeni bilgilere ulaştı. Hamamönü’nde Altındağ Belediyesi’nce Talatpaşa Bulvarı Karacabey Hamamı ve Yakın Çevresi Sağlıklaştırma Çalışması gerçekleştirdiği, projenin ilk etabının 2009’da başladığı, bu kapsamda bölgede eski “Ankara evleri”nde yaşayan yurttaşlara konutlarının istimlak edileceği ve boşaltmaları gerektiği yönünde yazılı bildirimde bulunulduğunu duyurmuştuk. Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç’ın 2009’da bölgede 25 bin bedelle bir ev ve bir arsa aldığı, alım işlemi için de projeyi yürüten Altındağ Belediyesi Tarihi Alanları Koruma Şube Şefi Alparslan Ekinci’ye vekâlet verdiği ortaya çıkmıştı. Kılıç, “Altındağ Belediyesi tarafından, ‘Talatpaşa Bulvarı Karacabey Hamamı ve Yakın Çevresi Sağlıklaştırma Çalışması’ kapsamında alınmış bir karar yokken satın alınan bu gayrimenkul, tamamen Sayın Bakan’ın kendi şahsi maddi imkânları ile hiçbir kamu kaynağı kullanılmadan, kişisel kullanım amacıyla restore edilmiştir” açıklamasını yapmıştı. ‘Evi ben sattım’ Kılıç’ın evi aldığı kişinin danışmanı Erbil Yiğitbaş olduğu ortaya çıktı. Kırıkkale Üniversitesi’nde araştırma görevlisi Erbil Yiğitbaş’ın uzun süredir Kılıç’ın danışmanlığını yaptığı belirtildi. Halen Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda danışmanlık görevini sürdüren Yiğitbaş, Cumhuriyet’in soruları üzerine, “Ben sattım, zaten satılığa çıkarmıştım. Kimse almamıştı, öyle bir talep geldi biz de sattık” dedi. Kılıç’a projeyi yürüten belediye bürokratının vekâlet ettiğinin anımsatılması üzerine Yiğitbaş, “Ben tanımam, ben sadece evi sattım” demekle yetindi. İşte o sorular Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç’ın adının karıştığı olayın boyutları, bir dizi soruyu akıllara getirdi: ? Hamamönü’ndeki projenin başında bulunan bürokratın bir milletvekiline ev almak için vekâlet kabul etmesi etik mi? ? Bu veya diğer belediye bürokratları başka kişilere taşınmaz alım satımında aracılık yaptı mı? ? Bu bürokratın vekâlet alarak başkası adına taşınmaz alma işleminden çıkar sağlayıp sağlamadığı soruşturulacak mı? ? Bölgede birçok bürokrat, siyasi ve AKP’linin de proje kapsamında taşınmaz aldığı iddiaları doğru mu? Yargıtay, usulsüz aramadaki delillerin kullanılabilmesinin yolunu açtı ‘Usulü bırak delile bak’ İLHAN TAŞCI ANKARA Yargıtay Ceza Genel Kurulu, usulüne uygun olmayan aramada elde edilen delillerin mahkumiyette kullanılabilmesinin yolunu açan bir karara imza attı. Kurul, yasada belirtilen koşullara uymayan aramada elde edilen delillerin “hukuka aykırı biçimde elde edilmiş delil” olarak nitelenemeyeceğine hükmetti. Birecik Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada mahkeme, “... sanık Kalaşnikof marka silahın evine nasıl ve kimler tarafından getirildiğini bilmediğini savunmuş ise de sanığın savunmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sanığın vahim silahlardan sayılan ruhsatsız Kalaşnikof marka silahı evinde bulundurarak üzerine atılı suçu işlediği” gerekçesiyle Müslüm Deniz’i 5 yıl hapis ve 450 lira para cezasına mahkum etti. Mahkeme, sanığın ve avukatının “Arama yasaya aykırı olarak gerçekleştirildi. Arama sırasında savcı yoksa iki komşu bulunması gerekir” itirazını da reddetti. Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 1’e karşı 4 oyla yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise dairenin kararının kaldırılması için Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na itiraz etti. Kesin nitelik taşıyor Yargıtay Ceza Genel Kurulu, geçen hafta yaptığı toplantıda, yerel mahkemenin mahkumiyet kararı doğrultusunda bir karar verilmesi için dosyayı Yargıtay 8. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Genel kurulun kararı kesin nitelik taşıdığından, daire mahkumiyet kararını bozamayacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle