16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 8 SAĞLIK CUMHURİYET 7 ARALIK 2012 CUMA Tedavi edilmeyen alerjik hastalıklar erişkinlik döneminde daha büyük sorunlara yol açabilir Yorgunluk çoğu hastalığın habercisi Çocukların korkulu rüyası SİBEL BAHÇETEPE İnsan ve Deniz GELİP geçmiş bir fırtına sonrasında, kimseye haksızlık etmeden ve denize küsmeden köşe yazmak zordur. İnsan can demek; denizse hele Türkiye gibi bir ülke için büyük nimet. Ama yine de nesnel ve insaflı davranarak yazılması gerekeni yazıp eksiklere, hatalara ve kusurlara dokunmadan olmaz. Çünkü bu olay kıyı güvenlik sistemimizin denizcilik âlemindeki saygınlığına ağır darbe vurmuş oldu. zellikle uzak fırtınalardan başarılı kurtarma haberlerinin geldiği günlerde: Kamboçya bandıralı Silva şilebi Kuzey Denizi’nin dört metreyi aşkın dalgalarıyla boğuşurken makinesi de bozulunca 12 kişilik mürettebatını Danimarkalılar botlar ve helikopterlerle sağ salim kurtarıyor; İngiliz bandıralı Bounty gemisi Atlantik Okyanusu’nda Sandy kasırgasına yakalanınca 16 kişilik mürettebattan14’ü ABD Kıyı Güvenliği’nce uçak eşgüdümündeki helikopterlerle kurtarılıyor. “7 kuvvet”in zorlandığı bizim fırtınamızda ise tam 9 kayıp var. skilerin “tahlisiye” dediği deniz kurtarmacılığı gözü peklik ister ama elbet çılgınlık demek değildir. Her şeyden önce sağlam, dayanıklı ve iyi donanımlı tahlisiye gemileri olmalı. İstiklal Harbi’nin ünlü Alemdar’ı ve şimdinin “Kurtaran”ı gibi. Batı Karadeniz’in Kefken Adası ile Boğaz Ağzı arasında karayelyıldız fırtınalarına açık tehlikeli kesimi için en azından böyle bir gemiyi ya da hiç değilse birkaç “açık deniz römorkörü” Büyükdere önünde demirli ya da kıçtankara rıhtıma bağlı tutulsa iyi olmaz mıydı? ir kış günü fırtınalı denize açılıp adam kurtarmaya çıkmak, elbet sıcak evde oturup ahkâm kesmeye benzemez. Böyle olduğu içindir ki, başka bin çeşit meslek varken, bu tür uğraşları seçmiş ya da seçmek zorunda kalmış bizim deniz emekçilerini en ileri araç ve gereçlerle donatmak, ne denli pahalı olursa olsun, aynı yurtta birlikte yaşamanın başta gelen ödevlerindendir. Yine aynı nedenle, parası kıt olup da böyle vazgeçilmez gereksinimleri karşılamakta sıkıntı çeken ülkelerde saçma sapan harcamalarla yiyicilik, günahların en büyüğü sayılmaz mı? Her yol çıkıyor İstanbul Haber Servisi Avusturya Saint George Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meral Kayahan, yorgunluğun çeşitli hastalıkların habercisi olabileceğini söyledi. Kayahan, özetle şu bilgileri verdi: Tiroit hastalıkları: Tiroit bezinin çalışmaması veya iltihabı durumunda, hormon salgılanması bozulur, metabolizma yavaşlar aşırı yorgunluk ve obezite gelişir. İdrar yolu enfeksiyonu: Genellikle üriner enfeksiyon geçiren kişilerde halsizlik tek belirti olabilir. Kalp hastalığı: Sinsi giden bir kalp kapağı hastalığı veya kalp yetmezliğinde ya da iskemik kalp hastalıklarında bazen en önemli belirti yalnızca yorgunluk, halsizlik ve ufak bir eforla gelen bitkinliktir. Mide rahatsızlıkları: Mide hastalıkları şikâyetlerinin çoğu gece olur ve hastayı uykudan uyandırabilir. Bu şikâyetlerin artması, yorgunluğa sebep olabilir. ona Ö Yerfıstığı en alerjik besinlerden... Alerjik bronşit Çocuklar alerjik hastalıklardan daha çok etkileniyor. Özellikle gıda, ev akarı alerjisi, ilaç, astım, egzama ve alerjik rinit gibi hastalıklar daha sık olarak görülüyor. Çocuk alerji hastalıkları uzmanları, ülkemizde kamu hastanelerinin aşırı yoğunluğu, hastaya ayrılan sürenin kısalığı nedeniyle hastayı tam muayene edemeden, teşhis konulmadan ilaçların yazıldığını anımsatarak “Çocuklarda görülen alerjik hastalıklar tedavi edilmediği takdirde hastalığın erişkinlik döneminde de devam etmesine, hatta ciddi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bu nedenle doğru teşhis ve tedavi çok önemlidir” dediler. Çocuklarda en sık görülen alerjik hastalıkların başında “Alerjik rinit (AR)” ve astım geliyor. Özellikle bahar aylarında ortaya çıkan, polen alerjisinin neden olduğu AR, genellikle göz ve burun alerji bulguları ile ortaya çıkıyor. Solunum sıkıntısı ile bilinen astım ise çocukların yüzde 1 ile 7’sinde görülüyor. Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bakır, çocuklarda yaşlarına göre farklı alerjik hastalıkların görülebileceğini anımsatarak “1 yaş içinde besin alerjileri sık görülüyor, bunlar egzamalar ile birlikte olabiliyor. Kusma, iştahsızlık, ishal, kabızlık, karın ağrısı, huzursuzluk, kilo alamama gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Genellikle de inek sütüne alerji şeklinde kendini gösteriyor” dedi. E Solunum yoluna B dikkat 18 yaş altı çocuklar diyabetle boğuşuyor İstanbul Haber Servisi Çocuklarda görülen tip 1 diyabet (şeker hastalığı) giderek artıyor. Türkiye’de 18 yaş altı 20 bine yakın çocuğun diyabet hastası olduğu belirtiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği’nce 2010’dan bu yana yürütülen ve Sanofi tarafından koşulsuz desteklenen “Okulda Diyabet Programı” kapsamında 600 bine yakın öğretmene eğitim verildi. Kampanya kapsamında “Fark yaratan öğretmen ödülü” programı hayata geçirildi. Program ile sınıfındaki diyabetli çocukları fark edip erken tanı konmasını sağlayan öğretmenlerin saptanması ve desteklenmesi, bu öğretmenlerin ödüllendirilmesi amaçlanıyor. 20 bini ? Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bakır, çocuklarda daha büyük yaşlarda solunum yolu alerjilerinin görüldüğünü anımsatarak “Solunum yolu alerjilerinden birisi alerjik bronşit denilen alerjik çocukluk çağı astımıdır. Bunu da alerjik olan ve alerjik olmayan astım olarak ikiye ayırıyoruz. İlk 34 yaş içinde görülenin büyük çoğunluğu alerjik olmayan türüdür, yüzde 90’ı iyileşir. Alerji tespit edilenler ise daha uzun süreli olabilir, bunlar için de farklı tedaviler yapılmaktadır” diye konuştu. BAKANLIK 25 FİRMAYI DAHA AÇIKLADI Dikkat bu ürünler evinizde olabilir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 25 gıda işletmesi ile bunların ürettiği 37 süt ve süt ürününün taklit ve karıştırma yapıldığı belirlenen parti ve serilerini açıkladı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın internet sitesinden yapılan duyuruda, Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmeliği’nin 8. maddesi gereğince laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş (bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma) yapıldığı kesinleşen gıda ve yemi üreten veya ithal eden firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve/veya seri numarasının bakanlığın resmi internet sitesinde kamuoyunun bilgisine sunulabileceği belirtildi. Duyuruda, laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş yaptığı kesinleşen 25 gıda işletmesi ve bu işletmelerin ürettiği 17 peynir, 12 yoğurt, 7 tereyağı ve 1 UHT süt olmak üzere toplam 37 ürüne ait bilgilere yer verildi. İşte o firmalar: “Sütkon, Demircizade, Süller Peynircilik, Saruhanlılar Süt ve Süt Ürünleri, Narin Süt ve Süt Ürünleri, Birsen Güven Gıda, Torunoba Süt Ürünleri, YGS Süt ve Süt Ürünleri, İzsüt Besicilik, Baran Süt Ürünleri, Çakıroğlu Süt Ürünleri, Yeşil Tire Süt Mamülleri, Elbistan Altınova Gıda, Aydınoğlu Süt Mamülleri, Şelale Süt, Mustafa HazarYüksel Mandıra, Arıkan Süt Ürünleri, Aymer Süt, Adım Süt, Temel Gıda, Beyaz Süt, Emin Gıda, Tokgöz Gıda, Sakarya Süt, Mar Tüketim Maddeleri.” Astım tedavi edilmezse KOAH’a dönüşebilir ? Alerji kategorisinde yer alan bir başka hastalığın “ürtiker” denilen halk arasında kurdeşen diye bilinen bir cilt alerjisi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mustafa Bakır, özetle şunları söyledi: “Tekrarlayan kaşıntılı cilt döküntüleri, özellikle kol içlerinde, bacak arkalarında, boyunda, ensede, göğüste ortaya çıkan şiddetli kaşıntılar, kabuklanmalar egzama ve kurdeşen olarak araştırılmalı. Soğuk algınlığı geçirmediği halde sürekli hapşırıp gözlerini, burnunu kaşıyan çocuklar alerjik rinit olabilir. Bir bronşit tarzında bebekte teşhis ve göğüste hışırtı varsa, bu tekrarlıyorsa alerjik olan ve olmayan astım açısından araştırılmalıdır. Astım hastalığı mutlaka tedavi edilmeli. Tedavi edilmediği durumda hayati tehlike yaratabilir, kalıcı hale gelebilir, erişkinlikte KOAH ve amfizem olarak ortaya çıkabilir. Sağlık sistemini gerçek hastalar yerine hasta olmayanlar sıklıkla kullanıyor, bu da yoğunluğu arttırıyor, hastaya ayrılan süre azalıyor, yanlış teşhis konulma riski artıyor.” Mesir macunu koruma altına alındı ? PARİS (AA) Merkezi Paris’te bulunan BM’nin Bilim, Eğitim ve Kültür Örgütü UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Komitesi, dün yapılan toplantıda, Mesir Macunu Festivali’nin, “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’’ne kaydedilmesine oy birliğiyle karar verdi. “Mesir Macunu Festivali’’ ile birlikte Türkiye’den daha önce bu listede kayıtlı miras sayısı ona yükseldi. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Sağlık alanında bilim dışı uygulamalar yurdumuzda yaygın bir şekilde süregeliyor. Bu konuda denetim mekanizmalarının çok yetersiz kaldığı açık. Ben bu raporumda bitkisel ürünleri dışarıda bırakarak TV’lerde, gazetelerdeki ve internetteki yayınlardan saptadıklarımdan örnekler vereceğim. ? Manyetik yatak merkezleri: Bu yatağın ölü hücreleri canlandıracağı vaadi ile tedavi ve yatak satışı yapıyorlar. ? Hacamat merkezleri ve sülük: Hacamatın çeşitli has Bilim Dışı Uygulamalar talıklarda yararlı olduğu ve peygamberimizi (Miraç öncesi) bunu kullandığı ve bunu en iyi tedavi olarak övdüğü ve halkına tavsiye ettiği bildiriliyor. Hacamat için kurslar var. Seansı 80100 lira civarında. ? Ozon tedavi merkezleri: Çeşitli hastalıklara uygulanıyor. ? Nöral tedavi EEG frekans analizi manyetik brain mapping. ? Diyazon: Etkili bir diyabet tedavisi olarak bir profesör tarafından takdim ediliyor. ? Jın Tong bilezik: İlaçsız tansiyon tedavisi sağlıyor. ? Gümüş çamaşırlar: Tedavi için kullanılıyor. ? Kök hücre tedavileri: Kök hücre ile ilgili çeşitli vaatler ve gizli açık uygulamalar yapılıyor. Gazeteler bunlara aracılık ediyorlar. Son bir örnek vermek istiyorum. Çocukları Duchenne hastası olan ve hastalarını bildiğim bir aile çocukları için Başbakan’dan yardım istiyor. İstedikleri kök hücre tedavisidir. Başbakan onların helikopterle Ankara Dışkapı Hastanesi’ne gitmelerini sağlıyor. Dışkapı hastanesi doktorları hastanın kök hücre tedavisi görmesini uygun buluyorlar. Sağlık Bakanlığı, henüz böyle bir tedavi olmadığı gerekçesi ile bu öneriyi kabul etmiyor. Aile mahkemeye başvuruyor. Mahkeme bu tedavi yapılsın kararı veriyor (inanması zor). Bu defa aile yine Sağlık Bakanlığı’na başvuruyor. Bakanlık yine ret cevabı verince, dava Danıştay’a gidiyor. Oradan cevap bekleniyor. Bu süreçte hasta çocukların aileleri büyük heyecan içindeler ve büyük umutlar taşıyorlar. Hiç kuşkusuz büyük bir düş kırıklığı yaşayacaklar. Bütün bunlarla, bu kaygı verici olgularla mücadele edebilmek oldukça zor görünüyor. Serbest piyasa ekonomisinin, küreselleşmenin, neoliberalizmin geçerli olduğu ülkemizdeki yönetim yazık ki böyle bir güce, böyle bir iradeye sahip değildir. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle