16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2012 CUMA EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 11 Kart ücretinde ne şiş yansın ne kebap Ekonomi Servisi Tüketicinin merakla beklediği yeni Tüketici Hakları Kanunu tasarısına göre kredi kartı ve komisyon ücretleri kaldırılmayacak. Bunun yerine tüketici alınan ücretler konusunda bilgilendirilecek, bankalar maliyetlerinin karşılığını hakkaniyete uygun biçimde alacak. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “Kriterleri koyacağız. Bankaların hizmet karşılığı aldığı 31 farklı ücretin tamamını kaldırma anlayışında değiliz. Hem tüketiciyi hem de hizmet sunan bankaları gözetecek bir yapı oluşturacağız” dedi. Finans Sektöründe Tüketici Hukuku sempozyumunda konuşan Yazıcı, bankaların ekonominin büyümesine sunduğu katkıya işaret ederek “Ancak ücretler hak ve adalet çerçevesinde olmalı, müşteri ne kadar ücret ödeyeceğini önceden bilmeli. Düzenlemeleri bu çerçevede yapacağız” diye konuştu. Tüketici Hakları Kanunu tasarısıyla ilgili çalışmalar sürüyor. BDDK Başkanı Mukim Öztekin, yapılacak düzenlemelerin bankaları “vurun abalıya” konumuna düşürmemesi gerektiğini söyledi. Öztekin, bankaların büyümenin itici gücü olduğuna işaret ederek “Reel sektörün küçüldüğü ortamda banka kârlarının dikkat çekmesi normal” dedi. Öztekin’in veriği bilgiye göre, 2011’de BDDK’ye iletilen şikâyetlerin yüzde 24’ünü bireysel krediler, yüzde 22’si de kredi kartlarıyla ilgili. Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın ise tüketicinin korunması amacıyla uygulamalara standart getirilmesi gerektiğini söyledi. Aydın, “Aşırı ve yanlış borçlanma ile ekonomi de kaybeder. Burada hem borç veren hem de borç alan hatalı. Düzenlemeler aracılık maliyetlerini arttırmamalı, sadece şikâyeti değil memnuniyeti de esas almalı. Bizim ürünlerimizden fevkalade memnun olan tüketiciler de var” dedi. Tüketici Hakları Kanun Tasarısı, kredi kartı ücretlerini yasaklamak yerine doğru bilgilendirmeyi esas alacak. Çürük Ekonomiye Altın Kaplama… AKP rejiminin hem hükümetteki hem bürokrasideki para otoriteleri, son 1 yıldır altınla yatıp altınla kalkıyorlar. Adeta “altın” madeni bulmuş gibiler. Dış alacaklılara borçlarını altınla ödüyor, bunun için olmadık miktarda altın ithal ediyorlar. Yastık altından altını çıkarmak için bankalara ve birikim sahiplerine çekici teklifler yapıyorlar. Merkez Bankası’nın rezervlerini bu sayede şişirirken, son numara olarak da ülkedeki “altın stoku”nu bir şekilde hesaplayıp bunu “yabancı paraya dönüştürülebilir” bir varlık olarak tanımlara soktular. Yakında bununla cari açığı düşük gösterme cinliği yapacaklarını da şimdiden söyleyebiliriz. ??? Siz, altınla ödeme ihracat sayılmaz, altın ihracatını ödemeler dengesinde ihracat gibi gösteremez, cari açığı böyle makyajlayamazsınız dedikçe umursamıyorlardı. 2012 büyümesinin ilk yarısında yaşanmış görünen yüzde 3’lük büyümede en az yarım puan altın işleminden geliyor dedikçe umursamıyorlardı. Ama işe yaramadı. Sonunda hepsini kabullenmiş durumdalar. Merkez Bankası’nın son Finansal İstikrar Raporu’nda (FİR) satır aralarına utangaç biçimde yerleştirilmiş olsa da aylardır yazıp söylediklerimiz kabul edildi. Raporun 9. sayfasında yazan şu: “2012 yılının ikinci çeyreği itibarıyla yıllık büyümeye katkılar incelendiğinde, net dış talep pozitif katkı yapan tek kalem olurken, nihai yurtiçi talep ile stokların ise negatif etkisi olduğu görülmektedir. (…) Net ihracatın yıllık büyümeye yüksek oranlı katkı yapmasında net altın ihracatının etkisi not edilmelidir.” Bu, büyümeyi şişiriyorsunuz, tezimizin kabulü. ...ve Sayfa 11: “2012 yılı Mart ayı itibarıyla yıllık 71.8 milyar ABD Doları olan cari işlemler açığı, 2012 yılı Eylül ayı itibarıyla 55.8 milyar ABD Doları’na gerilemiştir. Diğer taraftan, altın hariç cari işlemler açığındaki iyileşmenin ise daha sınırlı olduğu görülmektedir.” Bu da cari açığa altın makyajının ikrarı. ??? Gelelim diğer altın cinliklerine… Bilindiği gibi, Merkez Bankası, bankaların TL “kanuni karşılıkları”nın yüzde 30’a varan kısmını altın olarak tutabilecekleri kararını almıştı. Altın mevduatı için yarış başladı. Altın mevduatı çok değil, 2 yıl önce 2 milyar TL’yi ancak bulurken bu yılın eylül sonunda 16.2 milyar TL’ye ulaştı. MB’nin kârı mı? MB de rezerv şişirdi. Kasım ayı başı itibarıyla rezervlerin yüzde 10’undan biraz fazlası 18 milyar dolarlık altın rezervinden oluştu. Daha ne olsun!.. Bu bankaya altınları çekmenin, kara parayı aklamak isteyenleri bayram ettirdiğini ise 9 Kasım yazımda ayrıntılarıyla yazmıştım. Ve son cinlik… Altın stoku tahmini yapıp bunun döviz karşılıklarını “varlıklara” işleme… Merkez Bankası, “Türkiye’de Altın: Dış Ticaret, Cari İşlemler Dengesi ve Büyüme Üzerine Etkisi” başlıklı raporunda bir de “altın stoku” tahmini yaptırmış uzmanlarına ve sonuç şöyle “2012 yılı Ağustos ayı itibarıyla Türkiye’nin altın stoku 2189 ton olmuştur. Söz konusu miktar yaklaşık 115 milyar ABD Doları’na tekabül etmektedir.” Bu “bulgu” spor olsun diye yapılmadı herhalde. Yastık altı, yastık üstü altın varlığının adı “115 milyar dolar” olarak konulduktan sonra, alınıp doğruca “döviz varlıkları” içine taşınıyor. Bu cinliği de şöyle açıklıyorlar FİR’de: “2012 yılı Ağustos ayı itibarıyla ülkemizdeki altın stoku 115.5 milyar ABD Doları olarak tahmin edilmiştir. Altın stok verileri hanehalkı yabancı para varlıklarına dahil edilmiştir. Bunun sonucunda gerek hanehalkı, gerek toplam yabancı para pozisyonu açıktan fazlaya dönmüş ve 2012 yılı Eylül ayı itibarıyla sırasıyla 191.2 milyar ABD Doları ve 30.8 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir.” (s.32) Cinliğin tefsiri şudur: Ey yabancılar!.. Bizim ülke olarak 745 milyar dolar sırtımızda yük var ama 776 milyar dolar da varlığımız var, bunun da 115 milyar doları altındır. Dolayısıyla borcumuzu öder, 31 milyar dolar da üste çıkarız… Çekinmeyin para getirin. Şimdi bu altını, dövize tefsir etme cinliğinin ardından sıra bunun cari açığı küçültmede nasıl kullanılacağına geliyor. Bir anda Türkiye’yi cari açık şampiyonu değil, (tahmini stok) altınlarıyla cari fazla veren bir ülke olarak ilan etmeye kalkarlarsa, hiç şaşırmayın. Dışarısı yer mi? Şanslarını deniyorlar… EXPO 2020 İzmir’in teması, “Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Yollar / Herkes İçin Sağlık” olarak belirlendi. İzmir, EXPO’dan 50 milyar dolar bekliyor Ekonomi Servisi EXPO 2020 adaylığına Birleşmiş Milletler’in “Binyıl Kalkınma Hedefi” olan “Herkes İçin Sağlık” temasıyla talip olan İzmirliler, 2013 Kasımı’nda Paris’teki oylama kazanılırsa kente 50 milyar dolarlık yatırım akacağını hesaplıyor. İzmir, 2015 için Milano’yla yarışmış, 21 oyla kaybetmişti. Bu kez 161 ülkenin katılacağı oylamada Sao Paulo (Brezilya), Dubai (BAE), Ayutaya (Tayland) ve Ekaterinburg’la (Rusya) yarışacak. İzmir’in adaylığını “siyaset üstü milli bir dava” olarak gören İzmir Valisi Cahit Kıraç ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun verdiği bilgilere göre nasıl 1851 EXPO’su Londra’ya Crystal Palace’ı, 1889 Paris’e Eyfel’i, 1992 İspanya’ya MadridSevilla hızlı trenini kazandırmışsa, EXPO 2020 de İzmir’i sağlık temasıyla yeniden yaratacak. 3040 yılda yapılabilecek 50 milyar dolarlık yatırım 67 senede hayata geçirilecek. İnciraltı’nda Zaha Hadid’in projelendirdiği 270 hektarlık alana Avrupa’nın en büyük kentiçi parkı yapılacak. Burada hastaneler, kaplıcalar ve sağlık merkezleri yer alacak. 6 ayda 35 milyon ziyaretçi kente akacak. Liman büyütülecek, körfez yüzülür hale gelecek, hızlı tren bağlantıları, otoyollar tamamlanacak. AKP ÖNERGESİ SPK yönetimi düştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meclis’te Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Yasası görüşmelerinde ilginç bir gelişme yaşandı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın verdiği ve kabul edilen bir önerge ile mevcut SPK yönetimi düştü. Sermaye piyasasının, “güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin ve gelişmesinin sağlanması, yatırımcıların haklarının korunması için sermaye piyasasının düzenlenmesini, denetlenmesini” amaçlayan Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı, kabul edilerek yasalaştı. Görüşmeler sırasında hükümet kanadı sürpriz bir önerge verdi. Önergede SPK Başkanı Vedat Akgiray ve üyelerinin görevden alınarak görev sürelerini tamamlayıncaya kadar ‘Kurul Başkan Müşavirliği’ne atanması öngörüldü. Önergenin gerekçesinde hükümet Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde başkan ve üyelerin atanmasında önemli değişiklikler yapıldığına dikkat çekti, “... kanunun gerektirdiği yeni üye yapısının oluşturabilmesini teminen mevcut kurul başkanı ve üyelerinin görevlerine kanunun yayımı tarihinden itibaren son verilerek kurul karar organının yeniden teşkil edilmesi öngörülmektedir” denildi. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, “Reform mahiyetli bir değişiklik yapılırken hükümete yeni yapı için imkân tanımak lazımdı, bu yapıldı” dedi. KISA... KISA... Ortakları arasında Ali Sabancı’nın da bulunduğu Esas Holding, Türkiye’deki Kentucky Fried Chicken (KFC), Pizza Hut ve Pizza Hut Delivery’i almak için Rekabet Kurumu’na başvurudu. Köprü ve otoyol ihalesi 17 Aralık’ta. İhaleler, İstanbul Fatih Sultan Mehmet ile Boğaziçi köprüleri ve 8 otoyolun bir paket halinde 25 yıllığına işletme hakkının devrini öngörüyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Ekim 2012’ye ilişkin “Türk Bankacılık Sektörü Genel Görünümü”nü açıkladı. Sektörüün aktif büyüklüğü geçen yıla göre yüzde 9.1 arttı. Söz konusu dönemde net kâr, yüzde 17.5 arttı. Ekim 2012 itibarıyla krediler geçen yıla göre yüzde 12.1 artarken menkul değerler yüzde 3 azaldı. Ordu Ziraat Odası Başkanı Necat Avcı, fındık üreticisinin zor durumda olduğunu belirterek fındık taban fiyatının belirlenmesinde mutlaka devletin söz sahibi olması gerektiğini söyledi. Avcı, “TMO 2 yıldır fındık alımı yapmıyor” dedi. İMKB 30 endeksinde yer alan pay senetleri ve buna dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri, 2013’ün ilk çeyreğinde New York’ta işlem görmeye başlayacak. NYSE Euronext’in Avrupa Türev Ürünler Piyasası olan NYSE Liffe, İMKB30 Endeksi üzerine opsiyon ve kontrat çıkaracak. Gerekçe: Kanun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle