16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2012 CUMA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 ‘Maziyi yargılamayın’ BAHADIR SELİM DİLEK Cumhurbaşkanı Gül, Erbil Türkmenlerini kabulünde siyasete girin telkininde bulundu ‘Büyük Doğu’cu Başbakan’a Yanıt Başbakan’ın bu ülkenin ulusal bağımsızlığı için Atatürk ile birlikte cephe savaşlarından başlayarak kurtuluşu için omuz vermiş olan İsmet İnönü’ye bir düşmanmış gibi kin beslemesinin bir nedeni olmalıdır? Her ağzını açtığında, “Milli Şef”in zamanında camilerin ahır olarak kullanıldığı iftirasından başlayan bir dizi asılsız söylem ile hınç kusan Erdoğan, üç gün önce de İkinci Dünya Savaşı’ndaki emsalsiz politikası ile Türkiye’ye kıvılcım sıçratmayan İkinci Cumhurbaşkanı’nı, Hitler ve Mussolini ile eşdeğer tutmaya kalkıştı. İhtiyacı olduğu anlaşılan Erdoğan için öncelik ile basit bir tarih dersi: Sözünü ettiği o iki faşist diktatör de halklarını popülist demokrasi vaatleri ile kandırarak iktidara gelir gelmez maskelerini çıkarıp sadece Almanya ve İtalya’yı değil, tüm dünya uluslarının kaderlerini altüst etti. Kıta Avrupası’nı aşarak Afrika, Asya ve Amerika’yı da yangın yerine çeviren İkinci Dünya Savaşı’ndan bir tek bireyinin burnu kanamadan çıkan tek ülke Türkiye oldu. O emsalsiz mahareti gösteren Cumhurbaşkanı İsmet Paşa’nın ta kendisiydi. O yıllarda devlet gemisine kaptan olmak gibi bir rastlantıyı, yaşı elverse de Recep Tayyip Erdoğan üstlenmiş olsaydı, Türkiye’nin hali nice olurdu? Çevremizde gerçek dost tek ülke bile kalmadığını görerek bir yargıya varmak zor değildir. Oysa Atatürk bir Balkan Devletleri Paktı’nı hayata geçirmeyi kararlılıkla istiyordu. Yurtta ve dünyada barış ilkesinin gerçek bir temsilcisiydi. 1950’li yıllarda da aslında Atatürk karşıtı olup da açıktan Ulusal Kurtuluş Savaş’ının başkomutanına söz söylemekten çekinenler İnönü’yü savaş yıllarında ekmeğin ve bazı temel gıda maddelerinin karne ile verilmesinden de sorumlu tutarlar. Paşa’nın, bu sorumluluğunu yüzüne karşı da söylemesi için görevlendirilen bir kız çocuğunun çenesini okşayarak “Duydukların doğrudur yavrum. Ama seni babasız bırakmamak için zorunluydu o önlemler” dediği kulaktan kulağa söylenirdi. Keza camileri ahır yapmak abartısı da Trakya’nın ünlü soğuklarında, bölgede yığınak yapan askeri birliklerimize yaratacak yer olarak kasaba ve köylerde ancak ibadethanelerimizin elverişli olmasından gelen bir söylemdi. Öyle ya da böyle. İnönü o yılların koşullarında çekilen tüm sıkıntıların bedelini, yargıç güvencesinde tek dereceli ve özgür seçim yasasını çıkarıp uygulatarak ödedi. Muhalefet lideri olmayı içine sindiren bir demokrasi öğretmeni olarak da ülkesine ayrıca hizmet etti. İşte o dönemlerde bir adam, yetenekli bir şair fakat aynı zamanda “Büyük Doğu Mefküresi (ülküsü)” olarak adlandırdığı Türkİslam Birliği’ni savunan Necip Fazıl Kısakürek de sahne aldı. Çıkardığı Büyük Doğu dergisinin yaydığı görüşleri savunanlarla oluşturduğu görüşü, bir politik dernek ve ileride parti olarak yaşatmak isteği ile Atatürk devrimlerine ve doğrudan Atatürk’e de vaziyet almaya cesaret edemediği için de Kısakürek’in başlıca hasmı İnönü olamadı. 1 Mayıs 1959’da Uşak istasyonunda DP’li bazı kendisini bilmeyenler tarafından atılan taş ile İnönü’nün başı yaralandığı zaman çıkan Büyük Doğu dergisinde hatırımda kaldığı kadarı ile “O büyük leşi yere devirecek gülleden ne haber?” kapak manşetinin sahibine Cumhuriyet Halk Partisi’nin açtığı davanın avukatı olarak bana “pişmanlık duyduğunu ve İsmet Paşa Hazretleri ile parti açılan davaları geri alırsa bu servisi bir daha yapmayacağını” söyleyen bugün RT Erdoğan’ın izinde yürüdüğü Kısakürek’ten başkası değildir. Nöbeti devralarak üstelik ülkenin seçilmiş iktidarının başı olmadığının fırsatlarını da değerlendirerek bir Türkİslam Birliği İdeolocyası uyguluyor. İsmet İnönü günümüzde hayatta olsaydı kendisi ile nasıl başa çıkacağını da elbette biliyor olmalıdır. Mazisini, “kendisini ‘yeni’ olarak takdim etme sevdası ile unutmuş olan” Cumhuriyet Halk Partisi ile özellikle İnönü Vakfı ve İsmet İnönü’nün mirasçıları bu kepazeliği nasıl ve niçin içlerine sindiriyorlar da adaletin kapısını çalmıyorlar? Anlamak gerçekten çok zor. ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erbil Türkmenlerine “Bugünkü sıkıntılara bakmayın, maziyi yargılamayın, Kuzey Irak’ta siyasete girin” telkininde bulundu. Gül, dün Irak’ta bölgesel Kürt yönetimi sınırları içinde yaşayan Türkmenlerin temsilcilerini kabul etti. Türkmen heyetinde Erbil Türkmen Listesi Meclisi Başkanı Mahmut Çelebi ve ITC Erbil Temsilcisi Aydın Maruf’un da yer aldı. Edini len bilgilere göre kabulde Türkmenler Gül’e, “Erbil’de 600 binden fazla Türkmen toplumu var, buradaki medyada, hepsi değil ama Erbil şehrinin kimliğini başka türlü göstermeye çalışıyorlar. Erbil bir Türkmen şehridir” görüşünü iletti. Gül’e Erbil’deki sıkıntılarını aktaran Türkmenler, “Türkiye devletinden maddi değil, manevi destek bekliyoruz” dedi. Gül de Erbil Türkmenlerinden Kürt bölgesinde siyaset yapmalarını isterken “Siyasete girin, orayı boş bırakmayın, bugünkü sı kıntılara bakmayın, maziyi yargılamayın, geleceğe bakın” görüşünü iletti. Kabulde, Kuzey Irak’la Irak arasında olan durum, Kuzey Irak’ın ve Erbil’in durumu da ele alındı. Türkmenlerden “birlik ve beraberlik içinde olmalarını” isteyen Gül, “Bundan sonra Kuzey Irak’la Türkiye arasındaki ilişkiler daha güzel olacak” dedi. Kabule ilişkin bilgi veren Türkmen heye Çelebi: Savaş olmaz tinde Erbil Türkmen Listesi Meclisi Başkanı Mahmut Çelebi , son dönemde Erbil ile Bağdat arasında yaşanmakta olan gerginliğin çok fazla gündeme gelmediğini belirtti ve “Ama almış olduğumuz haberlere göre bir anlaşmaya gitmişler, zaten bir savaş olma ihtimali çok uzaktır. Irak halkları olarak savaşın ne olduğunu çok çok iyi biliyoruz. Yıllar süren İran Savaşı, Körfez Harbi... Herhangi bir Iraklının savaştan hoşlanacağını sanmıyorum, İstiklal harbi olursa bir anlamı var” değerlendirmesini yaptı. AVRUPA SİYASET DANIŞMANLARI BÜROSU DİREKTÖRÜ SCHİNAS: Yeni bir yoksul LEYLA TAVŞANOĞLU BRÜKSEL AB bürokrasisi bir yandan ekonomik ve mali krizi atlatmaya çabalarken bir yandan da genişleme sürecinin geleceğini tartışıyor. Brüksel’de “AB’nin Geleceği ve Türkiye” konulu toplantıda İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) heyetine bir dizi brifing veren AB bürokratları gelecek 20 yıl için hazırlanan beş senaryoyu da anlatıyorlar. “Değişen Dünyada AB’nin Geleceği’ konulu bir sunum yapan Avrupa Siyaset Danışmanları Bürosu Direktörü Margaritis Schinas gelecek için öngörülen senaryoları şöyle sıralıyor: 1. Dünya çapında küresel yeni bir orta sınıf doğacaktır. Bunun bir sürtüşme mi yoksa uzlaşı kaynağı mı olacağını zaman gösterecek. 2. Elli kadar orta ölçekli güç tarafından biçimlendirilecek çok kutuplu bir dünya ortaya çıkacak. Geleceğin dünyası artık G8 ya da G20’ler yerine G50’ler tarafından yönetilecek. Türkiye, Irak, Mısır gibi ülkeler ve AB bu orta ölçekli güçler arasında yerlerini alacaklar. 3. Ulusal devletin gücü erozyona uğrarken devlet dışı aktörler sahne alacaklar. 4. Dünyada yoksulluk daha azalacak. Ama buna paralel olarak yeni bir yoksul sınıfı da doğacak. 5. Küresel yönetişim için baskılar artarken buna direniş de güçlenecek. Schinas, AB’nin artık har vurup harman savurma döneminden darlık dönemine geçişe ayak uydurma zorunda olduğuna dikkat çekerken şunları söylüyor: “Avrupa her zamanki gibi askeri güç olmadan değerlerini koruyacak: Bu yeni dünya oyununda artık eski oyunculara yer yok.” Schinas, AB’nin şu anda ekonomik ve mali krizle boğuşurken genişlemeyi gündeminin üst sıralarında tutmasının olanaksız olduğunun altını çiziyor ancak şunu eklemekten de geri kalmıyor: “Genişleme her zaman AB’nin bir parçası olacak. Komisyon ve diğer bi rimlerin görevi genişleme ruhunu canlı tutmaktır.” Avrupa Dış Hareketler Servisi (EEAS) Türkiye Danışmanı Giles Portman da Ankara’nın AB’den bağımsız olarak üçüncü ülkelerle yürüttüğü dış ilişkileri ilgiyle izlediklerini şu sözlerle dile getiriyor: “Dikkatimizi Ankara’nın Afrika ülkelerine olan ilgisi çekiyor. AB üyeleri Afrika ülkelerindeki misyonlarını kapatırken Türkiye bunların sayısını üçe katlıyor. Dolayısıyla Türkiye’yle Afrika konusunda daha yakından çalışmak isteriz. Ancak Türkiye dış politikasını tek başına yürütmekten yana. AB’ye çok fazla bağlı kalmak istemiyor. Üye adayı öbür ülkeler gibi davranmıyor. Hatta Filistin, İran, Sudan konularında tek başına hareket etmeyi tercih ediyor. Bu anlaşılabilir ama bu alandaki ilişkimizi maksimize etmemiz gerekir.” Portman, Türkiye’yle tam üyelik sürecinin hızının gittikçe düştüğüne dikkat çekerken diyor ki: “Ankara tam üye olduğu takdirde acaba özellikle Ortadoğu konularında nasıl davranmayı tercih edecek? İzlemek çok ilginç olabilir.” Portman son olarak ABTürkiye ikili ilişkilerinde vize konusunun çok ciddi bir sorun olarak devam ettiğinin altını çiziyor. Ticaretten Sorumlu Komisyoner DeGucht’un heyet başkanı Frank Hoffmeister de AB’yi amiyane tabiriyle “sütten çıkmış ak kaşık” gösterme çabası içinde Türkiye’ye yükleniyor. Diyor ki: “AB Türkiye’nin performansından memnun değil. Bu memnuniyetsizliğin önemli kaynaklarından birisi de Kıbrıs (Rum) gemilerinin Türk limanlarına sokulmaması. Türkiye ayrıca her türlü uzlaşmayı bloke ediyor. Bu da sağlıklı bir ilişki kurmamızı engelliyor. Şu andaki genel duruma baktığımız zaman şunu söyleyebilirim: Genişleme süreci mali ve ekonomik kriz nedeniyle durdu. Türkiye de bunu kendi yararına kullanıyor.” Boyner, ABD’nin başkenti Washington’daki temaslarının ardından TÜSİAD’ın Washington Temsilciliği’nde basın toplantısı düzenledi. (Fotoğraf: MEHMET TOROĞLU) ‘Kendimizi öne Türkiye Suriye konusunda en fazla etkilenen ülke konumunda olduğunu söyleyen Ümit Boyner atmamalıyız’ WASHINGTON (AA) TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, “(Suriye meselesinde) Türkiye kamuoyu hassasiyetlerini gözetmek zorunda. Uluslararası boyutta kendimizi çok da öne atmamalıyız. Uluslararası anlaşmalara uygun ve Türkiye’nin de çıkarlarını göz önüne koyacak şekilde hareket etmek uzun vadede daha yapıcı olacaktır” dedi. Boyner, ABD’nin başkenti Washington’daki temaslarının ardından TÜSİAD’ın Washington Temsilciliği’nde basın toplantısı düzenledi. Hükümet görevlileri ile sivil toplum ve kanaat önderleriyle bir araya geldiklerini ifade eden Boyner, ABD’nin, Suriye ve İran meselelerinde Türkiye ile sürekli koordinasyon içinde olmak istediğini gördüklerini ve yetkililerin kendilerine, bu konularda Türk hükümetiyle koordinasyon sürdürdükleri ve çok yakın çalıştıklarını belirttiklerini kaydetti. “Neticede, enerji konusunda tek bir ülkeye bağlı hale gelemeyiz” diyen Boyner, başka bir soru üzerine Kongre ile temaslarında Türkiye’nin İran’dan gelen enerjiye ihtiyacı olduğunu dile getirdiklerini belirtti. Obama yönetiminin İran ile sorunları öncelikle diplomasiyle çözmeye çalıştığını hatırlatan Boyner, “Türkiye’nin burada üzerine aldığı arabuluculuk görevinin de bir anlamda çok önemli olduğu, önümüzdeki dönemde daha da önemli olacağı ortada. Ama dengeleri çok hassas bir şekilde gözetmek lazım” dedi. Boyner, Suriye hakkında bir soru üzerine, “ABD’de, Suriye’ye doğrudan müdahale gündemde varmış gibi hissetmedik ama çözüm konusunda Türkiye ile birlikte çalışmak istedikleri çok ortada” dedi. Boyner, “Siz Türkiye’nin Suriye politikasını nasıl görüyorsunuz” sorusu üzerine şunları söyledi: “Dış politika açıkçası ülkelerin kendi çıkarlarını veya güvenliklerini azami ölçüde olumlamak üzerine yapılması gereken bir şey, ama tabii ki Arap Baharı ile birlikte bölgemizde demokratikleşme ile uzun vadede daha olumlu, daha istikrarlı bir ortama kavuşacağımızı hepimiz düşündük. Zannediyorum Arap Baharı’nın başlangıcındaki beklentimiz ve pozisyonumuzla, şimdi bölgenin geldiği konum arasında bir fark var. Dış politika da biraz bunu yönetmeyi gerektiriyor. Açıkçası, Türkiye burada kamuoyu hassasiyetlerini gözetmek zorunda. Uluslararası boyutta kendimizi çok da öne atmamalıyız, burada uluslararası anlaşmalara uygun ve Türkiye’nin de çıkarlarını göz önüne koyacak şekilde hareket etmek uzun vadede daha yapıcı olacaktır.” İS TA N BU L C U M OK T EŞEK K ÜR Ü İSTANBUL CUMOK’UN 17. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE GECEMİZİ ONURLANDIRAN GAZETEMİZİN İMTİYAZ SAHİBİ SAYIN 7 Aralık 1979’da uğradığı silahlı saldırı sonucunda aramızdan ayrılan, katilleri ve azmettiricileri bugüne kadar yargılanıp cezalandırılmayan babamız T.C. KADIKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ İLAN ESAS NO: 2010/1001 Davacı YAPI KREDİ BANKASI AŞ. vekili tarafından davalılar AYŞE BİRİNCİ, YASİN BİRİNCİ, DÖKSAŞ DÖKÜM MAKİNE KALIP TAKIM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ aleyhine ; Kadıköy 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/12685 Esas sayılı dosyasında yapılan takibe ilişkin itirazın iptali istemi ile ilgili davanın yapılan yargılaması sırasında 26/09/2012 tarihli oturumda verilen ara krarı uyarınca, Darüşşafaka Mh. Kılıç Sitesi C Blok D: 9 Tarabya Sarıyer İstanbul adresinde bulunduğu bildirilen, ancak bu adrese çıkarılan tebligatın kendisine ulaşmadığı, ayrıca yapılan zabıta araştırmasında da açık adresi belirlenemediği anlaşılan Davalı YASİN BİRİNCİ’ye 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28 ve 29. maddeleri uyarınca dava dilekçesinin ilan yolu ile duyurulmasına karar verilmiştir. Davalı YASİN BİRİNCİ’nin Mahkememizde 23.01.2013 günü saat 11.15’teki duruşma gününde gelmesi dava dilekçesine ve tensip zaptına karşı varsa beyanlarını bildirmesi, bildirmediği takdirde davacının iddialarını kabul etmiş sayılacağı veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği hususu, işbu ilanın Tebligat Kanunu’nun 31. maddesi gereğince yayımlandığı tarihten itibaren 7 gün sonra muhatabına tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. 23/11/2012 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 77204) KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2012/455 Esas Davalılar Abdullah Dilbaz, Şükrü Çalıoğlu, Yılmaz Parlak, Ali Şahin, Kamil Küçük, Mehmet Ertuğrul’un maliki olduğu Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, Köşkdağı Mahallesi, 417 ada, 262 nolu parsel sayılı taşınmazın 7394,73 m2’lik kısmı KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BAŞKANLIĞI lehine kamulaştırılmak üzere mahkememizde değer tespiti ve tescil talebi ile açılan davanın yapılan yargılaması sırasında kamulaştırma kararına karşı ilan tarihinden itibaren 30 gün içerisinde idari yargıda iptal davası, adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açılabileceği; açılacak davalarda husumetin KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BAŞKANLIĞI’na yöneltileceği ve mahkemece tespit edilen değerin hak sahibi adına Kayseri T.C. Ziraat Bankası şubesine yatırılacağı, idari yargıda dava açanların yürütmeyi durdurma kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve taşınmazın kamulaştırma bedeli üzerinden davacı idare adına mülkiyet hakkının tescil edileceği, konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri ilanen duyurulur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 76940 ) ORHAN ERİNÇ, YAZARLARIMIZ; Prof. Dr. CAVİT ORHAN TÜTENGİL’i ölüm yıldönümünde anmak için bugün saat 10.00’da yine mezarı başındayız. Babamızı sevgi, saygı ve hiç eksilmeyen bir özlemle anıyoruz. Kaya TÜTENGİL Deniz TÜTENGİL MAZLUM ERDAL ATABEK MERİÇ VELİDEDEOĞLU ALİ SİRMEN ŞÜKRAN SONER ORHAN BURSALI NİLGÜN CERRAHOĞLU MİYASE İLKNUR’A AYRICA ÇYDD GENEL BAŞKANI AFYONKARAHİSAR 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 20124510 Esas Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup; Birinci artırmanın 20.12.2012 günü 11.20 11.30 saatleri arasında Organize Sanayi Bölgesi 4. Cad. 3. Sok. no: 4/1 Merkez/AFYONKARAHİSAR adresinde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %60’ına istekli bulunmadığı Takdirde ikinci artırmanın 25.12.2012 günül 11.2011.30 saatleri arasında Organize Sanayi Bölgesi 4. Cad. 3. Sok. no: 4/1 Merkez / AFYONKARAHİSAR adresinde yapılarak satılacağı; şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; Satışa iştirak etmek isteyenlerin muhammen bedelin %20’si oranında Türk Lirası peşin para ya da eşdeğerde kati banka teminat mektubu vermeleri gerektiği, mahcuzun satış bedeli üzerinden KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize buşvurmaları ilan olunur. S. No Bedeli Adedi Cinsi 130.000,00 TL l Adet ENKA MAK. Marka matador Fırın gri renkli (taş ekmek fırını) 230.000,00 TL 1 Adet ASL Marka dönerli fırın Makinası gri renkte elektronik Toplam: 60.000,00 TL “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 77239 ) PROF. DR. AYSEL ÇELİKEL’E VE DOSTLARIMIZA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ. ANKARA 9. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2008/372 Esas DAVALILAR: 1 TAHSİN SOLAŞ Arhavi İlçesi Kaypana Köyü Arhavi/ARTVİN Davacı tarafından aleyhinize açılan Ortaklığın Giderilmesi davasının yapılan yargılamasında; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma Günü: 22/01/2013 günü saat: 09.35’te duruşmada bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, aksi takdirde H.U.M.K’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 21/11/2012 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 77152) CUMOK KARAR KURULU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle