22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 ARALIK 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 19 Genç Osman “Gökyüzü Masmavi” (Babajim Records) Fetihler peşinde koşan bir yeniçeri değil bu; atlar, kılıçlar, fetihler bir yana, bizimki tam tersi alabildiğine alçakgönüllü, bir o kadar duygusal, çok kırılgan, içe kapanık, neredeyse iddiasız, terk etmelere ve edilmelere her an müsait, yalan yakıştırma olmazsa tam bir Pinhani hassasiyeti içinde modern bir İstanbul ozanı. Onu tarih kitaplarından değil, sahnelerden ve Mavi Sakal topluluğunun solistliğini omuzladığı zamanlardan biliyoruz. Hani şu meşhur “İki Yol” şarkısını söylemişti. Genç Osman (Yavaş), yıllar sonra notaların dünyasına ilk solo albümü ile döndü ve “Gökyüzü Masmavi” dedi bize. Allah Allah deyip geçmiyor; Sakin ve iyi huylu bir karakter, damardan Kadıköylü bizimki. Tabii bir de gerçekten iyi ve etkileyici bir rock vokali. Albümdeki 13 şarkının tamamı kendisine ait. Melodik çizgili, gitar, akordeon ve trompete yaslanmış bir softrock üzerine boynu bükük hikâyeler anlatıyor. Yanında kalabalık bir yeniçeri topluluğu var; onların önünde de aynı zamanda yapımcılığı üstlenen (yanı sıra sürüyle çalgı kullanan) Babajim neferi Reuben De Lautour duruyor. Eğer arada birbirlerine iç çekerek “eskiler gibisi yok valla” derken örnek göstermek istiyorsanız, Genç Osman tam size göre… muratbeser@muratbeser.com ‘Dedemden bana en büyük miras’ Eğlence sektöründe aile mesleğini yürüten Naz Kavran, 2009’dan bu yana KüçükÇiftlik Park’ın yeni yüzü ? KüçükÇiftlik Park, konserlerin dışında tiyatro, kongre, sergi gibi pek çok etkinliğin mekânı. Naz Kavran 2013 sezonu ile birlikte KüçükÇiftlik Park’ta gazino organizasyonlarının da olacağını söylüyor. AYŞEGÜL ÖZBEK “Hayatım boyunca eğlence sektörü dışında bir şey yapmayı düşünmedim” diyor Naz Kavran. Ne de olsa gazinocu ve lunaparkçı dedesi Osman Kavran’ın mesleğini devraldı. 1970’lerden beri lunapark olan, ondan önce de gazino olarak işletilen KüçükÇiftlik Park’ın (KCP) 2009’dan beri yeni yüzünü oluşturan kişi o. KCP’nin sadece konser değil, etkinlik mekânı olduğunu söylüyor. Bunu da yeni projelendirdikleri 9D ile anlatıyor. Böylelikle dede mesleği gazinoculuğu da bu yıl canlandıracağını öğreniyoruz: “KCP, eğlence alanında dokuz farklı alanda hizmet verecek. KCP Rocks, KüçükÇiftlik Film Kulübü, Bahçe, The Farm, KCP Kurumsal, KüçükÇiftlik Gazinosu, KüçükÇiftlik Lifestyle, KüçükÇiftlik Aşk ve KCP Cares. Konserlerin dışında gazino, düğün, tiyatro, kongre, sosyal sorumluluk organizasyonları, film galaları, sergiler, piknikler...” Kışa dört bin kişilik yeni çadırla giren KüçükÇiftlik Park’ta 2013 sezonunda yaz ve kış olmak üzere 10’un üzerinde festival ve 50’nin üzerinde konser olacağını da müjdeliyor Kavran. “Son yedisekiz aydır yazlıkkışlık mekân kalmadı diye tartışılıyor. Bu bence suni bir tartışma çünkü, Türkiye’nin kışın öyle bir pazarı yoktu. Yaz için ise İstanbul’da inanılmaz bir konser enflasyonu var. Mekânların kapanması ve içki yasağı da bu süreçte tedirginlik verici. Konserlerin tek bir mekâna sıkışması hoş değil. Santralistanbul çok güzel bir mekân, orada yapmayı hayal ettiğim birtakım festivaller vardı. Ama maalesef artık yapmam.” İçkinin bu işin bir parçası olduğunu ve kendilerinin konserleri içkili yapmayı her zaman tercih ettiklerini de belirtiyor. “İçki satılır, içen içer, içmeyen içmez. Ben birey olarak içki içme hakkımı saklı tutarım. Buna da kimsenin karışma hakkının olduğunu sanmıyorm. Ruhsatı olan her alanda usulüne göre içki satılabilir.” Ekim ayıyla birlikte pilot bir uygulama da başlatmışlar. “Gelen herkesin kimliğini kontrol ediyoruz. Yaşı küçük olanlar ebeveyniyle içeri alınıyor yoksa ondan gelen muvaffakatname ile alınıyor. 24 yaşından küçükler içki sponsoru olan konserlere giremiyor. Şikâyetler oluyor ama kanunlar değiştikçe biz de riayet etmek zorunda kalıyoruz.” Lunaparktan gazinoya... Dedesinden kendisine parası ya da soyadının dışında bir de ekibin miras kaldığını ve lunapark döneminden ustalarla çalıştığını söylüyor: “Şu anda Türkiye’deki tersane ve teknik firmalarda çalışacak ayarda insanlarla çalışıyoruz. Dedem ilk lunaparkla başlamış, sonra gazino açmış. İlk Vatan’da lunapark açıyor, ardından Bebek Aşiyan gazinosunu... Sonrasında yaşanan değişimde insanlar gazino kültüründen uzaklaşmaya başladı. Planlarımız arasında gazino da var.” Scott Walker “Bish Bosch” (4AD) 1960’lardan bu yana müzik dünyasının en esin verici isimlerinden birisi oldu Scott Walker. The Walker Brothers ile yaptıkları albümler, pop müziğin en güzel çalışmalarındandı. Duyar duymaz ayırt edilen bariton sesiyle yorumladığı şarkıların gücü solo kariyerinde de en güçlü yanı oldu ama asıl belirleyici olan avangart, deneysel alana duyduğu ilgiydi. Bu albümde de müzisyenleri “büyük oyuncular” diye görüyor ve her birinin kendisine ait bir karakter taşımasını amaçlıyor. Yaylıların içinde yer alan bir kemancının bile diğer kemancılardan farklı olmasını arzuluyor. Albümün çıkış noktasında yine şarkı sözleri var. Sesleri, yazdığı sözleri anlatmada birer araç olarak gördüğünden düzenlemeleri bir kenara bırakarak stüdyoda kendiliğinden kazalar yaşanmasını amaçlamış. Alışılmadık enstrümantasyonun ardındaki neden de bu. Şarkılara ilham verenler arasında, Scott Walker’ın sıklıkla üzerinde durduğu hastalık, diktatörler, elini kana bulayan politik figürler ve ‘brown dwarf’ adıyla bilinen gök cisimleri var. “Bish Bosch”, anlattıklarını dinleyicinin yüzüne çarparken onların aklında seslerle bir tiyatro oyunu sahneliyor. Her yönüyle yılın en yaratıcı albümü. www.zulalkalkandelen.com Tamirane’den santralistanbul’a veda Kültür Servisi Bilgi Üniversitesi kampusu santralistanbul’da dört yıldır faaliyet gösteren Tamirane, bu mekâna veda ettiğini açıkladı. Mekândan ayrılma nedenini ise bir basın açıklamasıyla duyurdu: “Bu vedanın nedeni; bir kültürsanateğlence ve eğitim alanı olarak kurgulanan ve 2007 yılında kent hayatına katılan santralistanbul’un geçtiğimiz aylarda yapılan yeni düzenlemeler sonucunda tamamıyla bir üniversite kampusuna dönüşmüş olması. Her ne kadar verimli ve özel bir alan olsa da gelinen noktada santralistanbul ve Tamirane arasındaki içerik uyumunun giderek yok olmuş olması bu veda kararını bizim için kaçınılmaz kıldı.” Hatırlanacağı üzere, geçen temmuz ayında Efes Pilsen’in sponsor olduğu ve santralistanbul’da yapılan “Efes One Love Festival”inin isminden öncelikle “Efes” ismi çıkarılmıştı. Ardından festivalin yapılacağı gün santralistanbul’da yer alan ve alkol ruhsatları bulunan mekânlarda alkol satışı yasaklanmıştı. Guardian ve Observer’ın en iyi 100 romanı İngiliz ve Amerikan ağırlıklı Romanda ‘zenofobi’ toyevski’nin “Karamazov Kardeşler” Kültür Servisi Britanya’da ya? Listede ilk sırayı ‘Don Kişot’un (29.), Proust’un “Kayıp Zamanın yımlanan The Guardian ve The Obalmasına karşın, büyük ağırlığın İngiliz İzinde” (41.), Kafka’nın “Dava” (49.), server gazetelerinin eleştirmen ve uzGünter Grass’ın “Teneke Trampet” manları, edebiyat tarihinin en iyi 100 rove İngilizce yazan yazarlarda olması manını seçti. İspanyol yazar Cervandikkati çekti. 100 roman arasında, İngiliz (70.), Marquez’in “Yüz Yıllık Yalnızlık” (76.) adlı romanları listenin çok tes’in ünlü klasiği “Don Kişot” listedili dışında yalnızca 20 kitap yer aldı. daha gerilerinde yer alıyor. nin doruğuna yerleşirken listede çok bü‘Madame Bovary’, ‘Karamazov Öte yandan, kimi okurlar, Elizabeth yük ağırlıkla İngiliz yazarlar ve İngiliz Bowen, A. S. Byatt, Doris Lessing ve dilinde yazan yazarların yer alması Kardeşler’, “Yüz Yıllık Yalnızlık’ gibi Iris Murdoch gibi kadın yazarların lisdikkati çekti. romanlar da alt sıralarda yer buldu. tede bulunmamasından yakınırken kiİlk 10 arasında, 8 İngiliz yazarın romileri de Bulgakov’un “Usta ile manı yer alırken İngiliz dilinde yaMargarita”, Hesse’ nin zılmamış romanlardan “Don “Siddhartha”, Mişima’nın Kişot”un yanı sıra yalnızca “Bereket Denizi”, SüsChoderlos De Laclos’nun kind’in “Koku”, Zola’nın “Tehlikeli İlişkiler”ine yer “Germinal” gibi romanlaverilmesi, pek çok okur tararının listeye girmemesini fından “yanlı bir seçim” olaeleştirdiler. rak nitelendi. 100 roman araListede Latin Amerika edesında, İngilizce yazılmamış yalDostoyevski Grass biyatından, “Yüz Yıllık Yalnızca 20 kitabın bulunması, ki Marquez milerince “romanda zenofobi” (ya Laurence Sterne’ ün “Tristram nızlık” dışında hiçbir roman yer alShandy” ve Jane Austen’ın “Emma” mazken Türk edebiyatından da hiçbir bancı korkusu) olarak tanımlandı. yapıt bulunmuyor. Japon edebiyaListenin ilk 10’unda, Daniel De adlı romanları bulunuyor. Buna karşılık Gustave Flaubert’in tından ise yalnızca Kazuo İşigufoe’nun “Robinson Crusoe”, Jonathan Swift’in “Gulliver’ın Seyahatle “Madame Bovary” (22.), Lev Tols ro’nun “Değişen Dünyada Bir Sari”, Henry Fielding’in “Tom Jones”, toy’un “Anna Karenina” (27.), Dos natçı” adlı romanına yer veriliyor. Evin İlyasoğlu’nun şef Gürer Aykal’ın yaşamını kaleme aldığı kitabı çıktı Bir Cumhuriyet çocuğunun portresi Kültür Servisi Yaklaşık yirmi yıldır gazetemizin kültür sayfalarında, müzik yazılarıyla yer alan Evin İlyasoğlu’nun orkestra şefi Gürer Aykal üzerine yazdığı kitabı Sevda Cenap And Müzik Vakfı Yayınları’ndan çıktı. “Bir Cumhuriyet Çocuğunun Orkestra Şefi Olarak Portresi Gürer Aykal” isimli kitapta, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın genel müzik direktörlüğünü ve daimi şefliğini sürdüren Aykal’ın çocukluğu, özel hayatı ve müzik yaşamına dair fotoğraflar da yer alıyor. Kitabı öncelikle bir nehir söyleşi biçiminde tasarlayan İlyasoğlu, “Kendi sorularımı dışlayıp, onu kendi anlatımının doğallığıyla baş başa bırakmayı yeğ tuttum” diyerek Aykal’ın yaşamöyküsünü kendi ağzından aktarmaya karar vermiş. Kitapta ayrıca İlyasoğlu’nun şeflik üzerine söyleşisi, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Sevda Cenap And Müzik Vakfı Başkanı Mehmet Başman ve Yönetim Kurulu üyesi Erdoğan Okyay’ın konuşmaları, sanatçıların Aykal ile ilgili görüşleri de yer alıyor. İlyasoğlu’nun, aralarında “Cemal Reşit Rey Müzikten İbaret Bir Dünyada Gezintiler”, “İlhan Usmanbaş Ölümsüz Deniz Taşlarıydı”, “Nevit Kodallı Mersin’den Yükselen Cağdaş Bir Ses” , “Yirmibeş Türk Bestecisi”nin de bulunduğu pek çok kitabı bulunuyor. “Bir Cumhuriyet Çocuğunun Orkestra Şefi Olarak Portresi Gürer Aykal” kitabı, İlyasoğlu’nun bir orkestra şefinin yaşamı hakkında yazdığı ilk kitap. 1 3 CD
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle