16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 ARALIK 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 CHP’lilere göre “10 yıl sonra böceklerden ve bürokrasiden şikâyet edenler ekonomiyi de yönetemiyor” Hükümet ‘topal ördek’ AKP’yi topa tuttular: CHP Genel Başkan Yardımcıları Öztrak ve Oran, ekonomideki kırılganlıkların daha da arttığını ve mevcut Orta Vadeli Plan’ın dünya ekonomisinde risklerin arttığı bir dönemde ekonomiye çözüm olamayacağını söyledi. Böcek şikâyetinden belli: “10 yıldır ülkeyi yöneten başbakan hâlâ böceklerden, bürokratlardan şikâyet ediyorsa, bu ekonomiyi yönetecek yetenekleri iyice zayıflamıştır” diyen CHP kurmayları, ekonomideki kırılganlıkların arttığını belirttiler. Bu programın sonu geldi: “Mevcut ekonomi programını hazırlayan ekibin ikinci adamı bendim” diyen Faik Öztrak şöyle devam etti: “Ama o devirde dış sermaye kıttı. Şimdi öyle değil; sıcak para dalgası geliyor. Program değişmeli.” Düzmece Yazının başlığı için sözcük bulmakta zorlandım. Sahte, kalp, taklit, yanıltıcı sözcüklerini de düşündüm. Düzmece sözcüğü daha uygun geldi. Bir hareketi, bir görüşü, bir inancı, bir ideolojiyi yozlaştırmak, saptırmak, yerine göre gözden düşürmek, etkisiz hale getirmek için egemen çevrelerce düzmeceleri, sahteleri üretilmekte ve dolanıma sürülmektedir. Düzmece cumhuriyetçi, düzmece demokrat, düzmece Atatürkçü, düzmece milliyetçi, düzmece solcu, düzmece Müslüman, düzmece CHP’li... Düzmece listesi uzatılabilir. Düzmecelik sivil toplum örgütlerine, siyasal partilere, kanaat önderlerine, bilim adamlarına kadar uzanır. Aslında güçlü çevrelerin, emperyal güçlerin bir hareketi, bir ideolojiyi, bir inancı dış baskıdan çok içerisinden çökertmek başarılı bir taktiğidir. Bu nedenle asılları gölgelemek için düzmeceleri türetilir, desteklenir, orta ipe çıkarılır; sesyayar olarak da kullanılır, rolleri, işlevleri bitince de sahneden indirilir, silinirler. Gençliğimde gördüğüm bazı filmler beni uyarmış, etkilemiştir. O yıllarda II. Dünya Savaşı ağırlıklı filmler yaygındı. Başrolü Victor Mature’un oynadığı bir filmi anımsıyorum. Kahraman, bir Hollanda direnişçisiydi, Nazilere karşı savaşıyor, baskınlar düzenliyor, her baskında gerçek direnişçilerin bir bölümü ölüyor, yakalanıyor, fakat her nasılsa direniş hareketini örgütleyen, baskını düzenleyen Victor Mature kurtuluyordu. Sonradan direniş hareketini düzenleyen, yöneten halk kahramanının Nazi ajanı olduğu ortaya çıkıyordu. ??? Militan, inançlı gözüküp, mevki, sıfat, rol hatta çıkar kapanlar bende daima kuşku uyandırmıştır. Kimin davulunu çalıyorlar diye. Ne militan solcular gördük, sonradan Özal’ın kadrolarında yer aldılar, neo liberal kesildiler. Uğur Mumcu terminolojisiyle solculuğu öğrenmeden liboş akımına kapıldılar. Ne Atatürkçüler gördük, tüm kurumlarını yıktılar, vasiyetine dahi el uzattılar, halk nazarında Atatürkçülüğü küçük düşürdüler. Ne demokratlar gördük, hâlâ görüyoruz, şibih, melez, özenli demokrasimize dahi anayasa değişikliği ile iyice tüy dikmeye uğraşıyorlar. “Yetmez ama evet” gibi sloganla sözde demokrat gözüküp otoriter ve totaliter gidişe taş döşeyen, yazar, bilim adamı, sanatçı makalesi gördük. Kılık kıyafetleri, davranışları, maddi ve politik çıkar hesapları, emperyal güçlerle ilişkileri ile Müslümanlığı özünden uzaklaştıran, itibarsızlaştıran ne Müslüman geçinenler gördük. Bağımsızlığı sürekli vurgulamayan dolaylı biçimde de olsa zaman zaman emperyal güçlerin dümen suyuna giren, hatta emperyalizmin vurucu gücü olarak kullanılan ne milliyetçiler gördük. ??? CHP’ye köstek olup gözden düşürmeye çalışan, külah kapamayınca da partiden ayrılan hatta kapağı AKP’ye atan ne CHP’liler gördük. Medyada tarafsızlık maskesi altında, ne kadar taraflı yayınlar yapıldığını gözlemliyoruz. Bazı kişiler uzun süre medyada ön planda kalıyor; siyasal, ekonomik programları sürüyorsa, bazı çevrelerin yararına hizmet ettikleri, en azından bu çevrelere zarar vermedikleri içindir. Gerçekten tarafsız, aydınlatıcı, bilgilendirici, uyarıcı yayın yapılsa, bu tür yayınlar kısa sürede kaldırılır. Sesleri kısılır, programı düzenleyenler de bir biçimde dışlanır. Dikkat edilirse, istisnalar için özür dilerim, belli kişiler uzman, bilim adamı, ekonomist olarak yaftalanarak programlara çıkartılıyor. Halkı yönlendirmek, hatta kandırmak için sesyayar olarak kullanılıyor. Bu kişilerin yanıltıcı etiketlerinden de yararlanılıyor. Hemen her alanda gerçekleri sahtelerinden ayırmak, sahtelerin daha fazla göz boyamalarını önlemeye çalışmak herhalde görev olmalı... GÜNÜN İÇİNDEN BES’te yeni dönem başlıyor “Bireysel Emeklilik Sisteminde Devlet Katkısı Hakkında Yönetmelik” Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, emeklilik gözetim merkezi, katılımcı bazında ödenen katkı payının yüzde yirmi beşini devlet katkısı olarak hesaplayacak. Devlet katkısı tutarının hesaplanmasına esas teşkil eden katkı paylarının toplamı, ilgili yıl için belirlenen yıllık toplam brüt asgari ücret tutarını aşamayacak. 1 Ocak 2013’ten sonra emeklilik söz leşmesi nin sistemde geçirdiği sürenin üç yıldan altı yıla kadar olması durumunda katılımcı, devlet katkısı ve getirilerinin yüzde 15’ine altı yıldan on yıla kadar olması durumunda yüzde 35’ine, on yıl ve daha fazla olması durumunda ise yüzde 60’ına hak kazanacak. Ekonomi Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, “10 yıldır ülkeyi yönetenler, başbakan ve hükümet siyaseten ‘topal ördek’ konumuna düştü. Bu kadar zaman geçtikten sonra hâlâ böceklerden, bürokratik oligarşiden şikâyet ediliyorsa, kuvvetler ayrılığından şikâyet ediliyorsa, bu riskleri yönetebilme yeteneğinin zayıfladığını gösterir” dedi. Öztrak, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, ekonomide 2012 yılı değerlendirmesi ve 2013 yılı beklentilerini paylaştığı, “Eğrisiyle Doğrusuyla Ekonomi” başlıklı bir sunum yaptı. Öztrak, sunumda ve sunumun ardından gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlarda özetle şunları söyledi: İçeride ve dışarıda riskler artıyor. Suriye ve diğer jeopolitik risklerin yanında terör, laikdindar ekseni, küresel daralmanın hızlanması önemli dış riskleri, yeni bir sıcak para dalgası olasılığı, ailelerin ve şirketlerin artan borçluluğu, artan işsizlik ve hiç dikkatimizi çekmediği halde OECD’nin Kara Parayla Mücadele Eylem Grubu’nun (FATF) kara listesine girme riski, en önemli iç riskler arasında. Ekonomi konusunda CHP’nin iki ağır topu Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak (sağda) ile Umut Oran, 2013’e girerken sunumunu yaptıkları “Eğrisiyle Doğrusuyla Ekonomi” toplantısında, asgari ücrete günde 1 TL zam yapıldığını hatırlatarak Başbakan Erdoğan’ın üç çocuk önerisini de eleştirdi. Öztrak, “Üç çocuk, üç çocuk, üç çocuk diyor. 2010’da beş kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının ne olduğunu unutmuş. TÜİK’in verdiği rakam 5 kişilik aile için 1025 TL. Siz asgari ücretliye bu parayı vereceksiniz. Ondan sonra da diyeceksiniz ki ‘3 tane çocuk yap’ Nasıl yapacaklar” dedi. ‘Yağ var, un var, helva yok’ Umut Oran’a göre, “Ustanın reçetesi bir türlü helvayı yapmaya yetmiyor.” CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Umut Oran, Türkiye ekonomisindeki mevcut kırılganlıkların üstüne 2012 yılında dış politika uygulamalarından kaynaklanan “dış kırılganlıkların” da girdiğini belirtti. Oran, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak ile birlikte yaptığı sunumda Umut Oran, yürürlükten kalözetle şunları söyledi: dırılan 5084 sayılı Teşvik Yasa 2012 yılında eski kırılgansı’nın, istihdamı teşvik için önlıklara ek olarak AKP’nin dış pogördüğü prim desteklerine ilişlitikadaki yanlışları da eklendi. kin hükümlere göre kendilerini Suriye ve Ortadoğu’da yaşanan ayarlamış çok sayıda şirketi zor gerginlikler Türkiye ekonomisi durumda bıraktığını belirterek yeni teşvik yasası’na geçerken üzerinde yeni kırılganlık alanlaeskisine göre kendini ayarları açtı. Savaş tamtamlarına paramış şirketlere de 3 yıllık bir lel ekonomideki kriz zilleri de geçiş (intibak) süresinin veartıyor. rilmesini önerdiklerini, bu Yıl içinde ekonomi politikanun özellikle istihdam açısında niyet “yumuşak iniş” idi. sından büyük önem taşıdıYerine “sert düşüş” yaşanıyor. ğını” belirtti. Bugün Türkiye, üretmeden tüke Derviş’ten sonraki adam Ben bu programı hazırlayan ekip içinde (Derviş ekibi) ikinci adamdım. Biz bu programı küresel sermayenin kıt olduğu bir dönemde yapmıştık. Şimdi koşullar değişti, program değişmedi. Mevcut büyüme modeli sorunludur. Temeli sıcak paraya bağımlıdır. Ekonomi dünyada artan dış finansmana rağmen 2004’ten sonra yavaşlıyor. Büyüme kendi lig ortalamamızın altına düşüyor. Durum kişiler açısından da böyle; Türkiye’nin borçluluğunun GSMH’ye oranı 2002’de yüzde 103 iken 2011’de yüzde 119’a çıktı. İç tasarruflar tarihi düşük seviyede. GSMH ve satın alma gücü paritesine göre Türkiye 2012’de 16. sıradayken 2030’da 12.’likten öteye çıkamıyacak. Türkiye’nin 2060’ta da 10. sıraya çıkması mümkün görünmüyor. Dünya ekonomisinde yeni bir daralma riskini göz ardı edemeyiz. Avro bölgesinde krizin derinleşmesi, ABD’deki mali uçurum riski, ham petrol fiyatlarının gidişatı bunu gösteriyor. Ekonomimiz yavaşlıyor. 2012’de Türkiye cari açığı 18.5 milyar dolar düşürebilmek için GSMH’si 41 milyar dolar geriledi. Hükümet büyüme tahminini son olarak yüzde 3.2’ye kadar geriletti ama tahminim bu yıl büyümenin yüzde 2.5 civarında kalacağıdır. Daralan içi talebe, düşen büyümeye rağmen enflasyon hedeften yüzde 42 daha yukarıda. İşsizlik yeniden artmaya başladı. Altın hariç tutulduğunda ihracat geriliyor. Kırılganlıklar artıyor. 2002’de her 100 dolarlık kısa vadeli borca karşılık 171 dolarlık rezerv varken 2012’nin üçüncü çeyreğinde bu 113 dolara düştü. Türkiye gelecek ekime kadar 142 milyar dolar dış borç ödemesi yapacak. Bu borcun yüzde 50’si bankaların yüzde 36.5’i reel söktörün. Gelecek yıl çarkları çevirebilmek için 202.5 milyar dolara ihtiyaç var. Ailelerin borçluluğu da artıyor. Bu Orta Vadeli Plan cari açıktaki konumumuzu düzeltemez. İşsizliği çözemez. 5084’teki istihdam teşvikleri 3 yıl uzatılmalı Yeni SPK Başkanı Ertaş oldu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sermaye Piyasası (SP) Yasası ile 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasası ve 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Yasası’nı onayladı. Cumhurbaşkan Gül ayrıca, SP Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle görev süresi biten SPK Başkanı Vedat Akgiray’ın yerine, kurul üyesi Vahdettin Ertaş’ın atanmasına ilişkin kararnameyi onayladı. SPK’de uzman, daire başkanı ve kurul üyesi olarak görev yapan Ertaş’ın, 20052006’da İstanbul Altın Borsası Başkanvekili olarak görev yaptığı kaydedildi. ten bir toplum yapısı gösteriyor. Türkiye’nin bugünü ve geleceği açısından iki çıpa önemlidir. Bunların biri ekonomi, diğeri kaliteli demokrasidir. Yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, fırsat eşitliği, yatırım ortamının elverişli hale gelmesi, kayıt dışı ekonominin azaltılması, planlı ekonomi, kaliteli demokrasi olmadan olmaz. AKP, baskıcı bir rejim ve kırılgan bir ekonomiyle Türkiye’yi yönetmeye çalışıyor. Halk ve reel sektör bundan etkileniyor. “Ustanın reçetesi bir türlü helvayı yapmaya yetmiyor.” Birçok uluslararası endekste Türkiye’nin yeri sürekli geriliyor. İş Yapma Endeksi’nde Türkiye hâlâ 71. sırada. Kurulan şirket sayısı yüzde 16 azalmış. Kapanan şirket sayısı bu yıl bin fazlasıyla 14 bine çıktı. Protestolu senetler yüzde 37 arttı. İcra dosyaları sayısı 10 milyondan 20 milyona çıktı. Çarklar sağlıklı dönmüyor. Genç işsizlerin oranı yüzde 21. Hurrem’e giden paralar nasıl havaya uçtu CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Muhteşem Yüzyıl dizisi ile ilgili çıkışının Akdeniz İhracatçılar Birliği’ne de pahalıya mal olduğunu açıkladı. Oran, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak ile birlikte dün düzenlediği “Eğrisiyle Doğrusuyla Ekonomi” başlıklı sunumunda, en büyük pazarı Rusya’ya yönelik narenciye ihracatının artırılması amacıyla vizyona alınacak reklam kampanyası için çekilen tanıtım filmlerinde dizinin kahramanlarına rol verildiğini ancak Başbakan Erdoğan’ın çıkışından sonra projenin rafa kaldırıldığını söyledi. Oran’a göre olay şöyle gelişti: Rusya pazarında tanınırlığı göz önüne alınarak geçen dönem ses sanatçısı Tarkan’ın da yer aldığı bir tanıtım filmi çeken Akdeniz İhracatçıları Birliği, bu kez yeni bir yüz ararken imdatlarına Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan yetişti. Muhteşem Yüzyıl dizisinin bölge ülkelerinde ve özellikle Rusya’da sağladığı büyük başarıyı göz önüne alan Çağlayan, ihracatçılara bu kez de Hurrem Sultan’ı canlandıran Meryem Uzerli ile Muhteşem Süleyman’ı canlandıran Halit Ergenç’i denemelerini önerdi. Birlik buna göre hazırlıklarını yaptı, bir yığın para harcadı. Ancak tam uygulamaya adım atacakken Başbakan Erdoğan’ın hiç beklenmeyen çıkışı gündeme geldi. Birlik ne yapacağını şaşırdı. Tam bu ortamda imdatlarına yine Bakan Çağlayan yetişti. Onun önerisi ile film rafa kaldırıldı ve süreç beklemeye alındı. Akçalı Boya yüzde 20 büyüyecek TİSK: Bu gidişle işsizlik düşmez ESRA AÇIKGÖZ Permolit markası ile boya sektöründe adını duyuran Akçalı Boya Yönetim Kurulu Üyesi Akın Akçalı, günümüzde su bazlı boyalar içerisinde sektörde beşinci sırada yer aldıklarını belirtti. Hedef çıtalarını daima yüksek tuttuklarını vurgulayan Akın Akçalı, yapacakları yatırımlarla 2013’te yüzde 20 büyüme hedeflediklerini kaydetti. 1982’de dört ortaklı olarak kurulan Akçalı Bo ya, 2013 hedeflerini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde düzenlediği lansmanla açıkladı. Akın Akçalı, “Önümüzdeki yıl için pazarlama faaliyetlerimizi artırdık. Turkcell’le işbirliğine giderek ‘Konuşturan boya Permolit’ten’ kampanyası yaptık. Bayimiz olmayan bölgelere de gideceğiz. Marka bilinirliliğimizi artıracağız. İhracattaki payımız günümüzde yüzde 10 ve bunu daha da artıracağız. Mevcut fabrikamızı Gebze’ye taşıyarak kapasitemizi büyütmek istiyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız sürüyor” diye konuştu. Ekonomi Servisi Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işsizlik oranının aşağıya çekilmesinin, işgücü piyasasının mevcut yapısıyla mümkün görünmediğini bildirdi. TİSK’in aralık ayı Ekonomi Bülteni’nde, yılın 3’üncü çeyreğinde GSYH’nin yüzde 1.6 arttığı hatırlatılarak “İlk 9 aylık artış yüzde 2.6 oldu. Yurtiçi talebin GSYH artışına katkısı azalırken, kamu kesimi tüketim harcamaları artıyor” tespitine yer verildi. Sanayi üretiminin ekim ayında yıllık bazda yüzde 5.7, imalat sanayi üretiminin yıllık bazda yüz de 5.9 azaldığı anımsatılan bültende, şu değerlendirmelerde bulunuldu: “İmalat sanayisi ciro endeksindeki düşüş yüzde 5.5 oldu. İmalat sanayisi kapasite kullanım oranı aralıkta yıllık bazda 1.9 puan azaldı. Reel kesim güveni 3.1 puan azaldı. İşgücüne katılma oranı yüzde 51’e yükseldi ve tarım dışında istihdam edilenlerin sayısı 696 bin kişi arttı. Yıllık bazda işsiz sayısı 141 bin kişi, işsizlik oranı 0.3 puan arttı. İşsizlik oranının aşağıya çekilmesi, işgücü piyasasının mevcut yapısı ile mümkün görünmüyor.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle