16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 ARALIK 2012 CUMARTESİ 16 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 11 7 12 11 15 13 12 12 12 13 HABERLER TÜRKİYE Trabzon PB Giresun PB Ankara Y Eskişehir Y Konya Y Sivas B Antalya Y 12 12 9 7 9 6 15 Adana Mersin Erzurum Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB S PB PB PB PB S S S 17 17 9 11 12 9 11 2 6 9 Oslo Y Helsinki PB Stockholm K Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn PB Münih B Berlin B 4 1 0 11 12 12 12 10 6 8 DIŞ MERKEZLER Budapeşte B 2 Madrid Y 12 Viyana PB 3 Belgrad PB 2 Sofya Y 5 Roma A 14 Atina Y 16 Zürih PB 8 Moskova Y 2 Aşkabat B 10 Taşkent A 3 Baku PB 8 Bişkek A 1 Tiflis B 11 Kahire PB 18 Şam B 15 Tahran B 9 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Yaşananların polis şiddetindeki artışın göstergesi olduğu vurgulandı GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ? Baştarafı 1. Sayfada (Göktürk 2’nin fırlatılışını) gösteren bir fotoğraf, diğer tarafta en ilkel saldırı sapan. Polise demir leblebi atılıyor. Çantalarda molotoflar... Kampusta lastikler... Bu mu öğretildi bunlara?” diyor. ASO’daki konuşmasının üzerinden bir saat geçti geçmedi: “Bu öğrencilere lastik yakmayı, molotof yapmayı mı öğrettiniz?” diye suçladığı ODTÜ’nün rektörü Ahmet Acar’a şöyle konuşuyor: “Arkadaşlarım arasında çok sayıda ODTÜ mezunu var. ODTÜ’nün zarar görmemesi için ben hassasiyet gösteririm. Ama buradaki olayların demokratik eylem olmadığını düşünüyorum. İnceleme sonucunda bu ortaya çıkacaktır.” Ne ki RTE, emrindeki bürokrat uzmanlarla başlattığı soruşturmanın sonucunu beklemeden... ....olay gününden başlayarak günlerce TV’lerden canlı yayımlanan, bir değil, beş değil, on milyon insanın izlediği konuşmalarında... ...ODTÜ yönetimine ve öğrencilerine ağzına gelen hakareti, suçlamayı, saldırıyı yaptıktan sonra... ...ancak bir kişinin, rektörün izlediği, ODTÜ’yü koruyan yumuşak üslupta görüşler açıklıyor. Toplam tirajı bir milyonu geçmeyen gazetelerimiz, halka başka, rektöre başka görünen ikiyüzlü bu görüntüyü “zirvede yumuşama” başlıklarıyla duyuruyor. ??? Gelişmelerin bir de hazin yanı var: Olayları yansıtan haberleri yayımlayan gazeteleri, eylem yapan öğrencilerin “arkasını sıvazlamakla” suçlayan RTE’ye, tek bir gazete, “Hayır! Asıl sen,TV’lerden canlı yayımlanan konuşmalarında ODTÜ yönetimini, öğrencileri günlerce hesapsız kitapsız, haksız yere suçlayarak olayları abarttın ve sonra sorumluluğu medyaya yüklüyorsun” içeriğinde bir yayın yapma cesaretini gösteremiyor. ??? RTE, ODTÜ olaylarından kaynaklanan gerginliği daha yaygınlaştırmak için ahlak edindiği her zamanki çareye başvurdu. ASO’da CHP’ye yüklendi: “BDP nasıl çocukların eline taş verip onları polislerin üzerine sürüp o çocukların arkasına saklanıyorsa, bugün de CHP gençlerin eline taş, molotof verip onların arkasına saklanıyor” dedi. Bu sözlerin sahibi, bu ülkeyi 10 yıldır dilediği gibi yöneten bir Başbakan. Devletin bütün istihbarat kurumları elinde. Yargıya emirlerini gizlemeyen bir Başbakan. Böyle yetkilerle donandığını her vesile övünerek söyleyen bu Başbakan’ın elinde... ...CHP gibi köklü, hukuktan, yasal düzenden bir gün olsun ayrılmayan ana muhalefet partisini, iddia ettiği gibi, “gençlerin eline taş, molotof verip onların arkasına sığındığını” kanıtlayan belgeler varsa ve tabii yüreği yetiyorsa... ...öyle kurusıkı atmalarla, fırsat bu fırsattır diye ucuz siyaset anlayışını sergilemeye, ana muhalefet partisini illegal konumda göstermeye yeltenmesin... ...versin savcılarına talimat. Terör yandaşı, destekçisi gibi göstermeye çalıştığı CHP’yi kapatmaya kadar uzanacak soruşturma başlatsın da boyunu görelim! ??? Demokrasi yıldızı ilan ettiği Adnan Menderes de tükenmekte olan iktidarının son yılında yasama erkine yargı olanağı verdiği, ülkede iktidarını sarsan toplumsal tepkileri araştıracak gerekçesiyle, üstelik DP milletvekillerinden kurulu Meclis Tahkikat Komisyonu’nun asıl amacı... ...Menderes’in toplumsal hareketlerle özellikle öğrenci eylemlerinin başlıca sorumlusu ve kışkırtıcısı sandığı CHP’yi kapatmaktı. Menderes’in kılavuzluğunda... ...tarihten böyle ders çıkarıyorsa RTE, inişe geçti demektir. ODTÜ’ye destek çığ gibi Haber Merkezi Çok sayıda gençlik örgütü ve Öğretim Elemanları Derneği üyeleri, İstanbul Üniversitesi Beyazıt yerleşkesinden ODTÜ’ye selam yollayarak, onların mücadelelerinde yalnız olmadıklarını vurguladı. İzmir’deki üniversitelerde görev yapan akademisyenler, ODTÜ’de yaşananların, toplumun tüm muhalif kesimlerine yönelik artan polis şiddetinin önemli bir göstergesi olduğunu vurguladı. Türkiye Gençlik Birliği’nin (TGB) düzenlediği, Boğaziçi Karşı YÖK Platformu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kurum ve kişi İÜ Beyazıt yerleşkesi ana kapısı önünde dün öğlen saatlerinde toplanarak, “YÖK taşı yaklaşıyor, durdurmaya var mısın?” ve “Dün ODTÜ, bugün İstanbul, yaşasın bilim, özgür üniversite” yazılı pan ? Baştarafı 1. Sayfada sanat ve sanatçı düşmanlığına karşı, “Reddediyoruz / Ferman Padişahın Ülke Bizimdir” diye haykırması akla ilk şunu getiriyor: Türkiye’nin her yerinden, toplumun her kesiminden, her yaştan 100 bin insanın 13 Aralık’taki Silivri buluşması rastlantı değildir, bir seferlik değildir, meşale yakılmıştır, artık sönmeyecektir. Sanatçıyurttaş buluşmasında yaşanan kimi tatsızlıkları, yaratılan enerjinin büyüklüğüne, katılım yelpazesinin genişliğine, hedef ortaklığında yan yana gelebilmenin heyecanına bağlamak gerekir. Başarılan iş çok büyüktür. Yapılabilecek çok şey olduğunu göstermektedir. Korku çemberi kırılmıştır. İnsanlar artık, neyi nasıl yapmalı sorusuna yanıt aramaktadır. Buluşmalar bir sonuç değil, başlangıçtır. En etkili toplumsal gücün tarifi şudur: Sanatçıları ve aydınlarıyla bütünleşmiş örgütlü halk. 13 Aralık Silivri buluşması dev bir Türkiye kazanıdır. 23 Aralık sanatçıtoplum buluşması mayadır. Maya kazana karışmıştır. Sıra bunu çoğaltmaktadır. ??? Sanatçılar, bütün uygar toplumların kanaat önderleridir. Onların attığı adım toplum katında hemen meşruiyet kazanır, etkisi geometrik olarak artar. Bu düşüncemi meslek yaşamım boyunca her fırsatta dile getirdim. Sanatın, sanatçının önemini anlatmak için bir Çin atasözüne yaptığım ekin olabildiğince yayılmasını çok isterim. O nedenle de yeri geldikçe vurgulamadan geçemem. 23 Aralık nedeniyle bir kez daha paylaşmanın zamanıdır diye düşünüyorum. Şöyle diyor Çin atasözü: Bir yıl sonrasını düşünüyorsan, tohum ek. On yıl sonrasını düşünüyorsan, ağaç dik. Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan, toplumu eğit. Bu anlatım akışına yaptığım ek şu: Bin yıl sonrasını düşünüyorsan, sanatçı yetiştir. Söz sanatından görsel sanatlara kadar insanlığı geçmişten bugüne ve geleceğe taşıyan değerlere baktığımızda tablo budur. O nedenle sanatçıların ülkenin gidişine karşı koydukları tavır, ürettikleri eserler kadar önemlidir. Sanatçı, sanat gücüyle aydınlanmacı gücünü birlikte kullandığında, o ülkedeki insanlık bir sanat eseri güzelliğinde yüceleşir. ??? Sanatçılar Girişimi’nin ilk toplantısına ilişkin fotoğrafları ve görüntüleri anımsıyorum. Bostancı Gösteri Merkezi’nden çok daha küçük bir salonun pek çok koltuğu boştu. 23 Aralık buluşmasında ise bambaşka bir tablo vardı. Bu tabloyu demir parmaklıkların ardından izlemenin verdiği heyecanı tarif edemem. Sanatçılar Girişimi’nin artık bu meşaleyi söndürmeyeceği, daha da yükseklere taşıyacağı ortada. Benim bir hayalim var. Meydana çıkan bu girişim artık meydana çıksa... Adalet arayışını meydanlarda haykırsa. Yeri geldikçe vurguladığımız gibi, hukukun, toplumsal meşruiyetin milim dışına çıkmadan, halkla meydanlarda buluşsa. Artık meydana gelme zamanıdır. Hukukun, bilimsel olarak da kaynaklarından başlıcası halktır. Türkiye’deki en büyük açlık şudur: Adalet, özgürlük, kardeşlik. Bu açlığa çare bulan, bulduğu çareyi bayraklaştırabilen ve halka anlatabilen siyasi hareket başarıya ulaşacaktır. Böylesi olağanüstü dönemlerde sanatçılara düşen, doğruyu haykırmaktır. 23 Aralık’ta bu haykırılmıştır. Artık korku çemberi kırılmıştır. Adalet arama mitinglerinin harcı karılmıştır. 19 öğrenci evlerinden gözaltına alındı ADANA (Cumhuriyet) ODTÜ’de Başbakan Tayyip Erdoğan’ı protesto eden öğrencilere polisin uyguladığı şiddeti protesto eden Çukurova Üniversitesi öğrencilerinden 19’u dün evleri basılarak gözaltına alındı. Çok sayıda siyasi parti, sendika ve öğrenci kuruluşu düzenledikleri eylemlerle gözaltıları ve AKP’yi kınadı. Eylemciler, “Her yer ODTÜ, her yer direniş”, “ODTÜ’ye selam, direnişe devam”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları attı. kartlar taşıdı. Grup, yanlarında getirdikleri plastik mankenlere, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya ve İÜ Rektörü Yunus Söylet’in maskelerini taktı ve cansız mankenleri üniversitenin fotoğraflarının asılı olduğu karton kutulara oturtarak, ODTÜ ile ilgili sert polis müdahalesini görmezden gelen açıklamaları protesto etti. “ODTÜ’ye selam, direnişe devam ”, “ YÖK’süz üniversite, AKP’siz Türkiye” sloganlarını atan kalabalık, üniversite bahçesinde yer alan Atatürk heykeli önünde basın açıklaması yaptı. Kalabalık adına burada basın açıklaması yapan TGB İstanbul İl Başkanı Olgu Özdemir, “Üniversitelere yönelen ODTÜ’deki saldırı üniversite gençliğinin bilincine ve vicdanına yönelik bir saldırıdır” dedi. TÜMÖD İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Nilgün Çerikçioğlu ise “YÖK Yasa Taslağı anayasaya aykırıdır. Bu saldırılara karşı koyacağız” diye konuştu. Eyleme, Eğitimİş ve Tüm Öğretim Elemanları Derneği de destek verdi. İDGSA, MSÜ, MSGSF ve Tatbiki Mezunları tarafından yapılan yazılı açıklamada da “Bizzat Başbakan tarafından, ODTÜ’lü öğrenci, öğretim üyeleri ve çalışanlarının, hiçbir demokratik ülkede görülmeyecek şekilde maruz bırakıldıkları baskı, şiddet ve hakaretlerin ardından; şiddeti kınayanların ODTÜ’de uygulanan polis şiddetinden bahsetmemesini yadırgıyor, başta MSGSÜ Rektörlüğü olmak üzere bu bildiriyi imzalayan tüm rektörleri protesto ediyoruz” denildi. Öğrenciler İstanbul Üniversitesi yerleşkesinde toplanarak Başbakan Erdoğan, YÖK Başkanı Çetinsaya ve İÜ Rektörü Söylet’i protesto etti. İzmir’de imza kampanyası Başta Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerindeki akademisyenler tarafından imzaya açılan çağrı metninde de öğrencilerin düşünce, ifade ve protesto özgürlüğünün üniversite ortamının bir parçası olduğu vurgulandı. İmza metninde, “ODTÜ’de yaşanan olayların ardından süregelen tartışmalar, giderek, başta ODTÜ’lü meslektaşlarımız ve ODTÜ yönetimi olmak üzere, hükümetin üniversiteler üzerinde baskı aracına dönüşmüştür” denildi. CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, CHP’nin ODTÜ mezunu milletvekilleri Tolga Çandar, Aylin Nazlıaka ve Aykan Erdemir ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, yapılanları, “demokrasiye, gençlerin geleceğine” yönelik bir saldırı olarak niteledi. ODTÜ öğrencilerinin “lastik yaktığı, molotof attığı” yönündeki eleştirilere de değinen Değirmendereli, “Öğrenciler tarafından bir tek molotof atılmamış, lastik yakılmamıştır. Bir tek masa, bir tek sandalye... Okulun mülkiyetine ilişkin bir şeye zarar verilmemiştir” dedi. ‘Cemaatçiler harekete geçti’ ODTÜ’lü ‘bir grup öğrenci’ liderlere mektup yazarak ‘Üniversite olaylara karışan 150 kişiden ibaret değil’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bir grup ODTÜ’lü öğrencinin Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “20 bin kişilik mevcuduyla ODTÜ gençliği, söz konusu olayların içinde yer alan, 150200 kişiden ibaret değildir” ifadelerini içeren bir mektup yazdı. ODTÜ’deki öğrenci liderlerinden Derya Koca ise mektubu “Cemaatçi öğrencilerin harekete geçmesine şaşırmıyoruz” sözleri ile değerlendirdi. Anadolu Ajansı’nın haberine göre ODTÜ’lü öğrenciler, Göktürk2 uydusunun fırlatılması törenleri sırasında yaşanan olaylarla ilgili Gül, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’na mektup gönderdi. “Bir grup ODTÜ öğrencisi” adına kaleme alınan mektupta, ODTÜ gençliğinin, ülkenin saygın bilim kurumlarından olan üniversitelerinde yaşanan olaylardan üzüntü duyduğu belirtildi. Mektupta “20 bin kişilik mevcuduyla ODTÜ gençliği, söz konusu olayların içinde yer alan 150200 kişiden ibaret olmadığı gibi, o gün yaşananların da ODTÜ gibi milletimizin gözbebeği saygın bir bilim kurumunu temsili söz konusu değildir” ifadelerine yer verildi. ODTÜ eylemlerine katılan öğrencilerden Derya Koca, “Mektuptan haberimiz yok. Ama kimlerin yazdığını da tahmin etmek zor değil. Binlerce öğrencinin hükümete verdiği yanıttan sonra cemaatçi öğrencilerin harekete geçmesine şaşırmıyoruz” değerlendirmesini yaptı. Ankara EğitimSen Üniversiteler Şubesi yöneticisi Barış Çelik ise “Bu bir manipülasyon haberidir. Bu mektup bize, öğrenci rkadaşlarımıza ve 10 gündür ortaya koyduğumuz tavra mal edilemez” dedi. Kemal ve Yalçın’a ziyaret ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İstanbul’da iki önemli görüşme yapacak. Kılıçdaroğlu, önceki gün Odatv davasından tutuksuz yargılanmak üzere tahliye olan gazeteci Soner Yalçın ve edebiyatçıyazar Yaşar Kemal ile bir araya gelecek. Anayasa Mahkemesi, Sayıştay’ın yetkisini daraltan düzenlemeye ‘dur’ dedi ‘Denetim tırpanına’ iptal MUSTAFA ÇAKIR ‘BENİ BİTİRMEK Mİ İSTİYORSUNUZ?’ ‘Adres Tespit Genelgesi’ ? ANKARA (AA) İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin imzasıyla 81 il valiliğine, bakanlığın ilgili birimlerine ve bakanlıklara gönderilen genelgede, polisin adres tespiti işlemlerini takip etmesi uygulamasına son verildiği belirtildi. Genelgede görev alanlarıyla doğrudan alakalı olmayan birtakım adres tespiti işlemlerinin polisin asli görevini yapmasını engelleyecek derecede fazla olduğu vurgulandı. THY uçağı pistten çıktı ? Dış Haberler Servisi Türk Hava Yolları’nın Parisİstanbul seferini yapacak yolcu uçağı, Charles de Gaulle Havalimanı’ndan kalkmadan önce pistten çıktı. Bakıma alınan uçakta ciddi bir hasar olmadığı tespit edildi. DÜZELTME VE ÖZÜR Gazetemizde dün yer alan “İnönü’nün 39. ölüm yıldönümü nedeniyle Başkent Üniversitesi’nde panel düzenlendi/Biz kaybettik, suçluyuz” başlıklı haberimizde, İnönü Vakfı’nca düzenlenen ve gazetemiz yazarı Bekir Coşkun’un da katıldığı paneli yanlışlıkla Prof. Dr. Hilmi Yavuz’un yönettiği yazılmıştır. Doğrusu, “Paneli Prof. Dr. Ünsal Yavuz yönetti” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. ANKARA Hükümetin, Sayıştay’ın denetim yetkilerini daraltan yasa düzenlemesi Anayasa Mahkemesi’nden döndü. Yüksek mahkeme, “kamu idareleri tarafından yapılan düzenleme ve verilen görüşlere aykırı denetim raporu düzenlenemeyeceğine” ilişkin değişikliğin de aralarında bulunduğu Sayıştay’ın denetimini sınırlandıran hükümleri iptal etti. Sayıştay, 2011 bütçe kesin hesaplarına ilişkin raporları TBMM’ye göndermemiş, bu tutum da “yetkilerinin daraltılmasına tepki” olarak yorumlanmıştı. Anayasa Mahkemesi CHP’nin 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa’nın bazı hükümlerinin iptali istemiyle açtığı davayı sonuçlandırdı. Mahkeme, Sayıştay Yasa Sayıştay raporları göndermemişti Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği düzenlemeler, Sayıştay’ın 2011 bütçe kesin hesaplarına ilişkin raporları TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na göndermemesi nedeni olarak gösteriliyordu. Sayıştay’ın yetkilerinin daraltılmasına tepki olarak raporları TBMM’ye göndermediği belirtilmişti. Raporların gönderilmemesi nedeniyle hükümetin harcamaları denetlenememiş, muhalefet tepki göstermişti. Alkollü yakalanan polis intihar etti İstanbul Haber Servisi Asayiş Şube Müdürlüğü Oto Hırsızlık Büro görevli polis memuru Özgür Akdoğan (32), mesai bitiminde sivil görev aracıyla meslektaşlarının yaptığı uygulamaya alkollü olarak yakalanınca, beylik tabancasını başına ateşleyerek intihar etti. Ağır yaralanan Akdoğan’ın kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşti. Akdoğan, önceki akşam mesai bitiminde bir arkadaşı ile Pendik’teki bir restoranda alkol aldı. Ardından eve gitmek üzere yola çıktı. Akdoğan’ı trafik uygulaması yapan meslektaşları Kartal’da durdurdu. Alkollü olduğu belirlenen polis memuru hakkında ceza kesildi. Bağlanan otomobili otoparka çekilen Akdoğan, meslektaşlarına “Siz beni bitirmek istiyorsunuz, ben de polisim niye bana bunu yapıyorsunuz” diye bağırdı. Akdoğan, belindeki beylik tabancasını çıkartıp, başına ateşledi. Hasteneye kaldırılan Akdoğan’ın beyin ölümü gerçekleşti. Geçen günlerde kabul edilen yasayla Polis Koleji’ne girecek adaylarda, “alkol alışkanlığı bulunmaması” gerektiği belirtilmişti. sı’nın denetimin genel esaslarını düzenleyen 35. maddesine eklenen “kamu idarelerinin mali nitelikteki tüm hesap ve işlemleri dışındaki işlem ve faaliyetlerin düzenlilik denetimi kapsamında değerlendirilemeyeceğine, denetimin kapsamına ilişkin görüş farklılıklarının Sayıştay tarafından çıkarılacak yönetmelikle giderileceğine” ilişkin hükmü iptal etti. Mahkeme, “kamu idarelerinin mali nitelikteki tüm hesap ve işlemlerin; etkililiği, ekonomikliği, verimliliği ve benzeri gerekçelerle uygun bulunmadığı yönünde görüş ve öneri içe ren yerindelik denetimi sayılabilecek denetim raporu düzenlenemeyeceğine” ilişkin hükmü de anayasaya aykırı buldu. İptal edilen diğer hükümler de şöyle: Yapılan denetimler sonucunda, ilgili kanunlar ile bunlara dayanarak çıkarılan tüzük, kararname, yönetmelik ve ilgili kanunlarda uygulamayı yönlendirmek üzere yetkilendirilmiş olan kamu idareleri tarafından yapılan düzenleme ve verilen görüşlere aykırı denetim raporu düzenlenemez. Ancak bu düzenlemelerin ilgili kanunlara aykırı olduğu kanaatine varılır ve bu hususa başkanlık tarafından da iştirak edilir ise düzenlenen rapor başkanlık tarafından ilgili mercilere gönderilir... Düzenlilik denetimi sonucunda düzenlenen raporda, yapılan denetimin kapsadığı iş ve işlemler ile bunlardan ilgili mevzuatına uygun olduğu tespit edilen hususlara da yer verilir. Bu hususların ilgili daireler tarafından da uygun bulunması halinde ilgili mevzuatta herhangi bir değişiklik olmadığı takdirde bu mevzuata uygun olarak aynı şekilde yapılan mali iş ve işlemler hakkında da daha sonra mevzuata aykırılık gerekçe gösterilerek denetim raporu düzenlenemez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle