19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASIM 2012 PAZARTESİ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 Erdoğan, Muhteşem Yüzyıl dizisini hedef alarak yargıyı ‘göreve’ çağırdı ‘Muhteşem’ emir Yurt Haberleri Servisi Kütahya’da havalimanı açılış törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaşamının anlatıldığı “Muhteşem Yüzyıl” adlı TV dizisini hedef alarak yargıyı “göreve” çağırdı. Kütahya’da Zafer Havalimanı açılış törenine katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, muhalefetin Türkiye’nin dış politikasına yönelik eleştirilerini anımsatarak, “Muhteşem Yüzyıl” dizisini hedef aldı. Filmin yönetmeni ve yayımlandığı televizyonun sahibini kınayan Erdoğan, dizi hakkında yargının “gerekli kararı” vermesini istedi. Muhalefetin “Sizin Gazze’de ne işiniz var? Siz Suriye ile neden ilgileniyorsunuz? Lübnan, Kosova, Irak, Azerbaycan, Afganistan, Myanmar ve Somali’den size ne” dediğini belirten Erdoğan şunları söyledi: “Bizim görevimiz nedir, bunu çok iyi biliriz. Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz, her yerle biz de ilgileniriz ama bunlar televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o ‘Muhteşem Milli atlet Aslı Çakır Alptekin, Başbakan Erdoğan’a Londra Olimpiyatları’nda giydiği ayakkabıları hediye etti. (Fotoğraf: AANURSEL ÇETİN Protokol Yalanları... Sivaslılar Platformu’nun 17 Kasım’da İstanbul Feshane’de düzenlediği “Sivas günleri” etkinliğinde “tuhaf” bir protokol krizi yaşandı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleşen etkinliğin davetlileri arasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da vardı. Protokol kuralları gereği, Kılıçdaroğlu’nun, “ana muhalefet lideri” sıfatıyla protokolde ilk sırada olması nedeniyle “son konuşmacı” olarak kürsüye çıkması planlandı. Ancak AKP’li Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, CHP Sivas Milletvekili de olan TBMM İdare Amiri Malik Ecder Özdemir’e, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında olması nedeniyle “Başbakan vekili” sıfatıyla, son konuşmacının Bakan Bayraktar olacağını söyledi. Başta Özdemir olmak üzere CHP’liler, “Neden Bayraktar vekâlet etsin? Bu tür durumlarda başbakan yardımcıları vekâlet etmiyor mu? Başbakan yurtdışında olduğunda yardımcıları vekâlet eder” diye itiraz etti. Ancak Bayraktar da “Başbakan vekili benim” deyince, Kılıçdaroğlu bu tavra tepki olarak partili arkadaşlarına, “O halde ben de konuşmayayım, sergiyi gezer çıkarız” dedi. AKP’liler bu tavrı görünce geri adım atıp, “Sayın Bakan konuşmayacak” deyince Kılıçdaroğlu kürsüye çıkmayı kabul etti. Ancak konuşmasını yaptıktan sonra, sunucunun “teşekkür” bahanesiyle kürsüye davet ettiği Erdoğan Bayraktar, aldı sazı eline, vereceği mesajları verdi. CHP’liler bu duruma elbette bozuldu, ancak “başbakan vekilliği” pozisyonu nedeniyle de fazla ses çıkarmadılar. Ancak Özdemir, bu “vekillik” işine ikna olmadı. Ankara’ya döner dönmez, 17 Kasım tarihli Resmi Gazete’ye bakınca yanılmadığını da Yüzyıl’ belgeselindeki gibi tanıyor. Bizim öyle bir ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni tanımadık. Biz öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Bunu çok iyi bilmeniz, anlamamız lazım. Ve ben o dizilerin yönetmenlerini de o televizyonun sahiplerini de milletimizin huzurunda kınıyorum. Ve bu konuda da ilgili leri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyorum. Böyle bir anlayış olamaz. Bu milletin değerleriyle oynamaya, milletçe gereken dersin, milletçe gereken cevabın hukuk içinde verilmesi gerekir.” Gazze ve Suriye’de yaşananları da değerlendiren Erdoğan, “Biz her zaman barıştan yanayız. Sorunların diyalog ve istişare yoluyla çözülmesinden yanayız. Ancak ülkemizin güvenliğine yönelik bir tehdit olursa gereken tedbiri almaktan çekinmeyiz” dedi. gördü: “TürkiyeMısır Yüksek Düzeyli Strateji İşbirliği Konseyi Toplantısı’na katılmak için” Mısır’a giden Erdoğan, yerine Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ı vekil bırakmış, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu vekâleti onaylamıştı! Özdemir, bu duruma oldukça tepkili: “Bir bakanın böyle ucuz taktik oyunlarla kürsüye çıkarılmasını geçtim de, yalan söylenmesi kabul edilemez. Meclis’te ilk karşılaşmamızda bunu kendisine de söyleyeceğim...” Çiçek, Noel’i de Kutlayacak mı? kelerden gelen eleştirilerin sorulması üzerine, tepkilerin haklı olmadığını söyledi. Özellikle İran’ın tepkisinin, İslamabad’daki D8 toplantısı çerçevesinde İranlı yetkililerle yapılan görüşmelerde dile getirilmediğini, tepkileri daha sonra basın üzerinden öğrendiklerini kaydeden Davutoğlu, “Bu sistemler tamamıyla savunmaya dönük sistemlerdir. Yani ülkemize yönelik herhangi bir füze tehdidi olmadıkça bu sistem harekete geçmez” diye konuştu. CHP’li Sabahat Akkiraz’ın girişimleriyle TBMM Başkanlığı bu yıl ilk kez Alevi inancının gereği tutulan “muharrem orucu” nedeniyle restoranlarında “et, soğan ve su” olmayan yemeklerden oluşan özel “iftar mönüsü” hazırladı. Akkiraz Meclis restoranında hafta içinde verdiği “muharrem iftarı”nda da 4 siyasi partinin milletvekillerini buluşturdu. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile bazı bakanlar da iftara katıldı. İftara katılan BDP’li Ertuğrul Kürkçü, Meclis’te muharrem iftarı verilmesinden memnuniyetini dile getirdikten sonra, yanında oturan Meclis’in tek Süryani milletvekili Erol Dora’yı göstererek Çiçek’e “Bundan sonra, 24 Aralık’ta da belki Erol Bey’in Noel’ini kutlayacak mısınız? Mesela kendisine sıcak şarap ikramı yapılabilir mi?” diye takıldı. Önce biraz şaşıran Çiçek, Dora’nın Süryani kimliğini anımsayıp, “Neden olmasın, elbette kutlarız” yanıtını verirken, “sıcak şarap” konusunda herhangi bir “taahhüt altına” da girmedi. Kürkçü, “Şimdi bekleyeceğiz; bakalım Çiçek, Erol Bey için bir Noel kutlaması düzenleyecek mi? Noel çamı gönderip, şıcak şarap ikramı yapacak mı?” diye espri yaparken, Dora, “Aslında benim bu tür taleplerim yoktur, ama elbette diğer inanç grupları için gösterilen hassasiyetin bize de gösterilmesinden memnun oluruz” dedi. Çiçek, Meclis’te bir “Noel kutlaması” yaparsa, bu da tıpkı muharrem iftarı gibi Meclis’in “ilkler” listesine girmiş olacak. DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU: Risk kalkarsa Patriotlar geri gönderilir Haber Merkezi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin NATO’dan hava savunma sisteminin yalnızca savunma amaçlı olduğunu belirterek “Sınırlarımıza yönelik güvenlik riski ortadan kalktığında Patriotlar geldiği gibi ülkelerine geri dönerler” dedi. CNN Türk televizyonunda katıldığı porgramda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, Türkiye’nin, NATO’dan Patriot füzesi talebinde bulunmasının ardından çeşitli ül ORSAM, SURİYE KRİZİNİN ETKİLERİNİ ANALİZ ETTİ En büyük darbeyi BAHADIR SELİM DİLEK Patriot’u eleştiren Rusya da sırada >>> TÜRKİYE’NİN 2.5 MİLYAR DOLARLIK FÜZE SİSTEMİ İHALESİ BARKIN ŞIK Hatay yedi ANKARA Düşünce Kuruluşu Orsam, Suriye’de yaşanmakta olan iç savaşın Türkiye’ye ve özellikle de sınır kentlerine yönelik etkisini analiz ederken, krizden en büyük darbeyi Hatay’ın yediği saptamasını yaptı. Analizde, Hatay’da Suriye’deki gelişmelere bağlı olarak mezhep faktörünün öne çıkmaya başladığı değerlendirmesi yapıldı. Doç. Dr. Serhat Erkmen’in hazırladığı analizde özetle şu noktalar dikkat çekti: Hatay, Suriye krizinden doğrudan ve en ağır biçimde etkilenen şehir olmuştur. 2000’li yılların sonlarındaki büyük canlılık yerini büyük hayal kırıklıklarına bırakmıştır. Suriye’deki olaylardan sonra Suriye ekonomisinin içine düştüğü bunalım ve Suriyelilerin evlerinden bile çıkamaz hale gelmeleri Hatay’daki turizm yatırımına büyük bir darbe vurmuş gibi görünmektedir. Hatay’ın en önemli geçim kaynakları sayılabilecek bazı tarım ürünlerinin ihracatında önemli bir azalma olmuştur. Şehrin bazı bölgelerinde çok sayıda TIR’ın bir köşeye çekildiği, yapacak iş bulamadığı için insanların araçlarını satmaya başladığı görülmektedir. Şehrin demografik yapısına bağlı olarak farklı ilçe merkezleri, beldeleri ve köylerinde farklı bakış açıları hâkimdir. Fakat genel olarak söylenebilecek olan şey Hatay’da mezhep faktörünün her geçen gün küçümsenemeyecek bir biçimde önem kazandığıdır. Şehir merkezinde Suriye’den gelen bazı insanlara, gruplara ve Suriye’ye destek amaçlı olarak Türkiye’yi transit olarak kullanmayı hedefleyen yabancılara karşı açık bir tepki bulunmaktadır. Hatay’da asıl tepkiyi doğuran şey sosyal uyum sorunlarından ziyade bazı Suriyeli kişi ve gruplar ile yabancıların yarattığı rahatsızlıktır. ANKARA Kimyasal silah tehdidine karşı Türkiye’nin NATO’dan Patriot talebine ilişkin tartışmalar sürerken; Türkiye’nin bu silah sisteminin benzeri olan 2.5 milyar dolarlık “Yüksek İrtifa Hava Savunma Sistemi” ihalesiyle ilgilenen ülkeler arasında, sırada, Patriot yerleştirilmesine karşı çıkan Rusya ile ABD, Çin ve Fransa da bulunuyor. Türkiye’nin talep ettiği füze savunma sistemi kapsamında, NATO’dan “Yüksek İrtifa Uzun Menzilli” PAC 3 füzeleri gönderilecek. Rusya, Türkiye’nin talebine bölgede “gerilimi” artıracağı gerekçesiyle tepki gösterdi. Ancak, Ankara’nın söz konusu savunma sistemleri ile ilgili bir de ihalesi bulunuyor. Rusya bu ihaleye büyük ilgi gösteriyor. “Yüksek İrtifa Hava Savunma Sistemi” için Ankara’dan şartname alan ülkeler ve füze savunma sistemleri şöyle: Rusya (ANTEY 2500) ABD (PAC 3) ÇİN (FD 2000) Fransa İtalya konsorsiyumu (SAMP/T). Rusya’nın teklif verdiği ANTEY 2500 adlı sistem, ihaledeki en güçlü füze sistemi olarak ön plana çıkıyor. AKP’den Anayasa Masasının Ömrü İçin Yüzde Hesabı TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in inisiyatifinde Meclis’teki partilerin eşit olarak temsil edildikleri TBMM Uzlaşma Komisyonu’nun yeni anayasa çalışmalarında süre sorunu da kendini hissettirmeye başladı. Özellikle AKP, başkanlık dahil köklü sistem değişikliklerine ilişkin önerilerini peşpeşe gündeme getirince ve bu öneriler konusunda uzlaşma daha da zorlaşınca, “sona mı geliniyor” soruları da çoğaldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kısa bir süre önce yaptığı, “Yıl sonuna kadar yaptınız yaptınız, olmadı biz başımızın çaresine bakarız” açıklaması da komisyonun ömrü tartışmalarına tuz biber ekti. Erdoğan’ın 1 Ocak süresi gerçekleşecekse uzlaşma komisyonu 34 gün sonra “sizlere ömür” haline gelerek sona erecek. AKP’li kurmayların iç değerlendirmelerinde ise komisyonun yaşamını sürdürmesi AKP’nin yaptığı bir “yüzde” hesabına bağlı. Hesap tam olarak şöyle: “Komisyonda bizim yıl sonunda bitireceğimize dair iç protokolümüz var. Başbakan da bunu söylüyor. Ama bu hiç değişmez bir tarih midir, tabii ki değildir. Esneyebilir, süre biraz daha uzayabilir. Ama bunun koşulları var. Yıl sonuna yaklaştığımızda geldiğimiz noktayı değerlendiririz. Eğer çalışmalarda yüzde 50 noktasındaysak yani daha yarıdaysak, süreyi uzatmanın bir anlamı olmaz. Çalışma daha fazla uzamaz. Ama yüzde 90’lık bir aşama yakalamışsak, çalışma niye bitsin? Bu, sonuç alacağımız anlamına gelir. O zaman oturup bitirmek için süreyi uzatırız.” Önder’den İçişleri Bakanı Şahin’i Öven (!) Konuşma CHP’nin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında verdiği gensorunun gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin geçen hafta yapılan görüşmelerinde BDP grubu adına söz alan Sırrı Süreyya Önder, konuşmasına Şahin’den özür dileyerek başlayınca Genel Kurul’da bulunan vekiller bir an şaşkınlık geçirdi. Çok geçmeden Önder’in Şahin’i öven konuşmasını hiciv amacıyla yaptığı anlaşıldı. Şahin için yazdığı şiiri de kürsüden okuyan Önder, konuşmasında Şahin’i şöyle övdü(!): “Sayın Bakanın varlığı, bu cumhuriyetin bütün yurttaşları için büyük bir umut kaynağıdır. Çünkü herkese ‘Sayın İdris Naim Şahin İçişleri Bakanı olduysa, ben de her şey olabilirim’ duygusu veriyor. Bir cumhuriyetin bunu başarmış olması az bir şey mi? Bu anlamda hem cumhuriyete hem Sayın Bakan’a çok şey borçluyuz. (...) Ben buradan öneriyorum: Meclis olarak bir milli mutabakat yapalım. Milliyetçi Hareket hazır, AK Parti MYK’ye almadı ama ikna ederiz bir şekilde, olmadı Oslo mutabakatına koyarız canım. Geriye kaldı CHP. Siz de gelin şu inadı bırakın, anayasaya değişmez bir madde ekleyelim: Dünya durdukça Sayın Bakan başımızda dursun; Allah uzun ve sağlıklı ömür versin, kaydıhayat şartıyla, hangi hükümet kurulursa kurulsun bu ülkede İçişleri Bakanı olsun. Değişmez İçişleri Bakanı olsun. Niye? Değişmez maddelere otuz sene itiraz etmediniz, varsın bir otuz sene de kaderimiz deyip bunu çekelim. (...) Ben baktım, Sayın Bakan’a, verilmemiş gensoru kalmamış biz de dahil, elimiz kırılaydı, Allah bize o günleri göstermeseydi. Yanlışın neresinden dönülse kârdır. Biz, bu yanlıştan an itibarıyla döndük, bir daha gözünün üstünde kaşın var dersek gelin hesabını bizden sorun.” Dikili Belediye Başkanı Özgüven, altın madencileriyle mücadelesinin bedelini ödediğini söyledi ‘Hukuk cinayeti kurbanıyım’ EMRE DÖKER İZMİR İhaleye fesat karıştırma suçlamasıyla Bergama Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği 8 yıl 4 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onanan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, altın madencileriyle mücadelesinden ötürü, siyasallaşan yargı tara fından cezalandırıldığını söyledi. İsveç’ten sorularımızı yanıtlayan Özgüven, kendisine “kaçtı” yakıştırması yapanlara da “Sevgiden, emekten, demokrasiden, insan haklarına sahip çıkmaktan, açlığa, yoksulluğa çare, insan olmaktan kaçanlara bir çift sözüm var: Aynaya bakın, kaçağı göreceksiniz” diye seslendi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kendilerini işaret etmesinin ardından Yargıtay’ın dava dosyasını görüşmeyi hızlandırdığını, kararın siyasi infaz oldu ğunu kaydeden Özgüven, “Dosyamda kamu zararı ve kişisel menfaat sağlanmadığı belirtiliyor. İlle suçlu aramak yerine usul hatası bulunabilirdi. Bu bir hukuk cinayetidir. Siyasi amaçlı işlenmiş, itibarsızlaştırmaya yönelik bir insanlık suçudur” dedi. Umudunu henüz tüketmediğini, tüm yasal yolları kullanacağını belirten Özgüven, “Ancak yargı şu anda Türkiye’de kuşatıldı. Bağımsız yargı, adalet duygusu ülkemizde ağır yara aldı. Başbakan Recep Tayyip Er doğan’ın geçenlerde yargıya verdiği talimatı dinlerken, müdahalenin ne kadar derinleştiğini görmemek mümkün değildi. Bir gün adalet, adaletsizliğe karşı üstün gelecektir” diye konuştu. Özgüven, haksız suçlama ve yargılama sonucunda cezaevinde yatmanın zoruna gettiğini, içine sindiremediğini de dile getirdi. Bu arada bugün Dikili Atatürk Alanı’nda saat 13.00’te, sanatçı ve aydınların katılımıyla Özgüven’e destek mitingi yapılacak. Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı [email protected] C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle