19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 26 KASIM 2012 PAZARTESİ Daraltılmış bölge sisteminden sonra güneydoğu için de sandık birleşmesi geliyor AKP’nin seçim hesabı ERDEM GÜL ANKARA AKP, Meclis’ten büyük tartışmalarla geçirdiği büyükşehir yasasının ardından seçim yasaları üzerinde ince ayarlamalar yapmak için çalışmalara başladı. Birinci parti olduğu için kendisine daha fazla milletvekili getirecek daraltılmış bölge sistemi üzerinde çalışmalarını sürdüren AKP, anketlerde oy artırdığı gözlenen BDP’ye karşı güneydoğuda “sandıkları birleştirme” projesi üzerinde çalışma başlattı. AKP, yeni anayasaya yönelik sistem değişikliği girişimlerinin altyapısını oluşturacak seçim yasasındaki değişiklikler için harekete geçti. Seçim sisteminde partinin 2023’e kadar olan 11 yıllık hedefi çerçevesinde hem yerel hem de milletvekili genel seçimlerine yönelik değişiklikler planlanıyor. AKP, tarih olarak genel seçimlerden bir yıl önce yapılacağı için öncelikle yerel seçimlere yönelik yasal hazırlıklara ? Kendisine daha fazla milletvekili getirecek daraltılmış bölge sistemi üzerinde çalışmalarını sürdüren AKP, BDP’ye karşı güneydoğuda “sandıkları birleştirme” projesi üzerinde çalışma başlattı. başladı. Partide, bunun için Meclis’ten muhalefetin sert eleştirileri altında geçen ve halen Köşk’te bulunan büyükşehir yasası ilk adım olarak görülüyor. Yerel seçim tarihini anayasa değiştirecek çoğunluğu bulamadığı için öne çekemeyen ancak büyükşehir yasasını çıkaran AKP, şimdi de seçim yasasında bunu tamamlayacak adımlar üzerinde yoğunlaştı. Edinilen bilgilere göre AKP, büyükşehir yasasında 16 olan büyükşehir sayısını 29’a yükselten ve büyükşehir sınırlarının da il sınırı haline getirilmesiyle, batıda özellikle CHP’ye karşı büyük üstünlük elde edeceği hesabını yapıyor. İzmir için çok umutlu olmayan AKP, bu değişiklikle elinde olan büyükşehirleri koruyacağını, bazıları CHP’de olan yeni büyükşehirlerin de çoğunu alabileceğini düşünüyor. AKP’nin, seçim yasası üzerindeki çalışmaların doğu ve güneydoğudaki boyutunu ise BDP ile girdiği rekabete yönelik arayışlar oluşturuyor. Edinilen bilgilere göre BDP’nin yerel yönetimlerde iktidarda olduğu güneydoğuya yönelik “seçim ve sandık güvenliği” başlığı altında bir değişiklik çalışması üzerinde çalışma yürütülüyor. AKP öncesi hükümetlerin de zaman zaman “PKK tehdidi” gerekçesiyle yapmaya çalıştığı çalışma kapsamında güneydoğudaki köy ve mezralardaki sandıkların birleştirilmesi formülü partinin gündemine gir BDP’ye sandık sürprizi di. “Güneydoğuda seçmenlerin özgürce oy kullanamadığı, PKK baskısıyla oylarını verdikleri” görüşünden hareketle yürütülen çalışma kapsamında köy ve mezralardaki seçmenlerin ilçe ya da il merkezlerine taşınarak oy kullanmaları formülleri de tartışıldı. Ancak bu formül, seçmenlerin taşınmasının büyük tartışmalara yol açacağı kaygısıyla kabul görmedi. Bunun yerine “sandık birleştirme” formülünün daha uygun olduğu yolunda görüş oluştu. Sandık birleştirme formülü, bir ilçe ya da ildeki mezra ve köylerde sandık kurulması yerine çok sayıda mezra ve köyün belirlenecek tek bir merkezi sandıkta oy kullanmalarını öngörüyor. Bu formülle, son araştırmalarda oylarını daha da artırdığı belirtilen BDP’ye tüm sandıklarda blok oylar çıkmasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Eğitim Ama Ne İçin? Eğitim artık kendi başına bir değer. Eğitimli insan. Eğitimli akıl. Eğitimli toplum. Ama eğitim ne içindir? “Elbette insan için” yanıtı doğru mudur? Hayır. Eğitim gerçekten insan için olsaydı, insanın kişiliğini geliştirmeyi hedeflerdi, insanı yetenekleriyle buluşturmayı amaçlardı. Eğitimin hedefleri arasında bunlar yoktur. Eğitim, insanı mutlu etmek için de değildir. Öyleyse, eğitim ne içindir? Sorulması gereken odak soru bu. ??? Günümüzün dayatılan eğitimi, insanı büyük bir sistemin işe yarar çarklarından biri yapmak içindir. Bu büyük sistem, kapitalist küreselleşmenin piyasasıdır. Bu sistemin içinde yer alması amaçlanan insan, artık kendisi değildir. Kararlar kendisi dışında verilmektedir. Seçimler kendi seçimleri değildir. Mesleği bile kendi seçimi değildir. Piyasa güçleri neyi istiyorsa o olmak zorundadır. O piyasa karşısında kendi olma hakkı elinden alınmıştır. Onun için çalışmakta, onun için yaşamaktadır. Büyük sistem onun iradesini felç etmektedir. Dahası, onu “gönüllü köle” yapmakta, bundan ötürü de mutlu olması gerektiğine inandırmaktadır. O da kendisine sunulan konfor araçlarıyla ölçtüğü sözde yaşam kalitesiyle mutlu olduğu yanılsamasını sürdürmektedir. Mutlu olma şansı elinden alınmıştır. Çünkü, mutlu olmak için önce insan olmak gerekmektedir. Oysa “o”, artık insan olmaktan soyutlanmış bir “meta” olmuştur. Kendisi de kapitalist küreselleşmiş sistemin içinde bir “meta” olmuştur. Alınır, satılır, kiralanır, reyondan reyona gezdirilir bir piyasa malı. Fiyatı vardır, pazarı vardır, yükseklerde gezdiği zamanlar vardır, ucuzladığı koşullar vardır. Meta. Sistemin verdiği ödül de “başarılı insan” metaforudur. Sizi “başarılı insan” vitrinine koyarak ödüllendirir. Sizi ötekilerle kıyaslar, değerinizi biçer ve ilan eder: Başarılı insan. “En başarılı insanlar” listesinde adınız vardır. Gala gecelerinde sahneye çıkarsınız. Zenginsiniz. Ünlüsünüz. “En”lerden birisiniz. Sistemin en işe yarar çarklarından birisi oldunuz. Mutluluk? Ne olduğunu düşünmeye bile zamanınız yoktur. İnsan olmak? Ne demek olduğu bile belli değildir. Özgürlük? Satın alabilme özgürlüğüdür. Dayanışma? İşinize yarayacaklardan yararlanma demektir. Fırsat? Önünüze çıkan her şeydir. Çıkar? İşinize yarayan her şey. Sorumluluk? Olabildiğince başkasına yüklenecek şey. Size sunulan yaşam felsefesi budur. ??? Reddetmeniz gereken yaşam ideolojisi budur. Aklınızı ambargolardan kurtarmak. Boş inançların gizli tuzaklarından, yapay yaşam fetişizminden, size dayatılan tüketim çılgınlığından aklınızı kurtarmak. Duygularınızı insanca yaşamın doğallığına yeniden kavuşturmak. Sevmeyi yeniden öğrenmek. Saygıyı yeniden yaşamak. Dayatılan korkulardan kurtulmak. İçgüdülerimizi doğru bir yaşamın gücü yapmak. Yeniden insan olmak. Artık hep insan kalmak. İnsan olanlarla buluşmak. Günümüzün görevi işte budur... Merkezi sandık CHP lideri Kılıçdaroğlu, Balbay, Özkan ve Yalçın için TÜYAP’ta kitap imzaladı ‘Karanlıklar sürekli olmaz’ SERTER DİNÇER’İ YALANLADI İHO’ların yüzde 70’i boş kaldı SİNAN TARTANOĞLU ? Kemal Kılıçdaroğlu, “Silivri akademisi. Oraya akademi diyorum, çünkü yayımlanan kitapların sayısı neredeyse 50’yi aştı, yüze yaklaşıyor” dedi. ANKARA CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter’in, “İkinci Ayında 4+4+4 Eğitim Modeli Raporu”, 6066 ay yaş grubunda sağlık raporu alarak okula kayıt yaptırmayan öğrenci oranının Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in açıkladığı gibi yüzde 3 değil yüzde 24 olduğunu ortaya çıkardı. CHP Milletvekili Serter’in, Bilgi Edinme Yasası üzerinden edindiği Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verileri ile oluşturduğu “İkinci Ayında 4+4+4 Eğitim Modeli Raporu”, tüm uyarılara karşın uygulamaya sokulan sistemin nasıl işlediğini gözler önüne serdi. Raporda dikkati çeken başlıklar şöyle: Bakan Dinçer, 6066 ay grubundaki öğrencilerden sadece yüzde 3’ünün rapor aldığını açıklamıştı. Bu rakamlar kayıt yaptırmayan öğrenci oranının yüzde 24 olduğunu gösteriyor. Önkaydı yapılan her 4 öğrenciden biri kayıp. 28 Şubat döneminde 581 İHO, mesleki ve teknik eğitim veriyordu. 4+4+4 sistemi ile birlikte İHO sayısı 2 katına çıkarak 1141 oldu. Ancak bu yıl sadece birinci sınıfları için öğrenci alan İHO sınıflarının yüzde 75’i boş kaldı. OECD ülkelerindeki 1. sınıfların mevcudu ortalama olarak 21 iken İstanbul genelinde 1. sınıfların ortalama mevcudu 57. Türkiye’deki okulların yüzde 33’ü birleştirilmiş sınıf, yüzde 23’ünde ise ikili eğitim sistemi uygulanıyor. İstanbul’da ise ilköğretim eğitimi veren 2 bin 484 okuldan 707’si yani yüzde 28’inde birleştirilmiş sınıf eğitimi veriliyor. Türkiye’deki okulların yüzde 78’i ise taşımalı sistem uyguluyor. İstanbul’daki okulların yüzde 23’ünde ise ikili eğitim sistemi işliyor. 4 öğrenciden 1’i kayıp İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜYAP Kitap Fuarı’nın son gününde, tutuklu CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ile gazeteciyazar Soner Yalçın ve Tuncay Özkan’ın kitaplarını imzaladı. Kitabın dünyayı aydınlatan bir güneş olduğunu, ancak günümüzde kitap yazanların hapse atıldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Silivri akademi oldu. Bu ülkenin zindanlarında aydınlar yatmamalı” dedi. Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün ve partililerle birlikte Beylikdüzü’ndeki TÜYAP Kitap Fuarı’na gitti. Fuarda Cumhuriyet Kitapları standını ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan Balbay, gazeteci Özkan ve Odatv davasının tutuklu sanıklarından gazeteci Yalçın’ın kitaplarını imzaladı. Kılıçdaroğlu, Balbay’ın “Gülümsemek Direnmektir” kitabına “Yaşama hep gülümseyeceğiz”, Özkan’ın “Anne Hiç Canım Acımadı” kitabına “Sevgili Tuncay, hiçbir karanlık sürekli olmamıştır. Aydınlık günler dileğiyle”, Yalçın’ın “Samizdat” adlı kitabına ise “Sevgili Soner, bu kitap herhalde hapishane tarihinin bir başyapıtıdır. Hukuksuzluklar, adaletsizlikler ve önyargılarla devam eden bir dava. Aydınlık ve özgür bir Türkiye dileğiyle” notlarını yazdı. Kılıçdaroğlu, insanlık tarihinin gelişimine en büyük katkıyı kitapların yaptığını belirterek “Ama günümüzde kitap yazanların hapse atıldığı, zulüm gördüğü bir süreci yaşıyoruz. Silivri akademisi. Oraya akademi diyorum, çünkü yayımlanan kitapların ‘BALKANLAR’LA İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ’ CHP’nin düzenlediği uluslararası ick toplantılardan 2.’si olan ve Mövenp n ZaOtel’de gerçekleştirilen “Değişe anmanlarda Sosyal Demokrasi: Balk feranlar’da Dayanışma ve Refah” kon dasI dün sona erdi. CHP lideri Kılıç soroğlu’nun da izlediği konferansın ayı lam açık in ilişk rine nuç izlenimle k CHP Genel Başkan Yardımcısı Faru r’ın anla Balk , oğlu Loğ du. Loğoğlu oku ceği Avrupa’nın istikrar, refah ve gele eliynsiy pota ve ı nlar soru bakımından u le birlikte önemli bir bölge olduğun deyal sos r’ın anla Balk anımsatarak, de mokrasiye, sosyal demokrasinin . ledi söy u ğun oldu acı Balkanlar’a ihtiy sinin Loğoğlu, “CHP, sosyal demokra an evrensel ilkeleri çerçevesinde Balk yapülkeleriyle dayanışma ve işbirliği n maya hazırdır. Uygarlığın yüksele müz değerlerinden biri olarak gördüğü sosyal demokrasi hem TürkiyeBalgelekanlar ilişkileri hem de bölgenin i. ded ttır” fırsa bir mli ceği için öne kan’ın kitaplarının Silivri Cezaevi’nde bulunan bu isimlere gönderileceği kaydedildi. Kılıçdaroğlu, gazeteci Nedim Şener’e de kitabını imzalattı. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR/ AA ) mza gününe katılan CHP lideri Kılıçdaroğlu, kitabın dünyayı aydınlatan güneş olduğunu belirtti. İ Kılıçdaroğlu’nun imzaladığı Balbay, Yalçın ve Öz ‘Silivri akademisi’ sayısı neredeyse 50’yi aştı, yüze yaklaşıyor. Demokrasi tarihimizin ilginç bir sayfası olarak kendisini gösterecektir” dedi. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Silivri’de üstünlerin, zulüm yapanların hukuku var, hukukun üstünlüğü yok. Bu gerçeği herkesin görmesini isterim. Ki tap yazanlar yatmamalı, parasız eğitim istiyorum diyenler yatmamalı, üniversite öğrencileri yatmamalı. Bu ülkenin zindanları aydınlara kapalı olmalı. Çağdaş uygar bir ülke olacaksak, aydınların dilediklerince yazabileceleri bir süreci yaşamaları gerekiyor. Zulümle, baskıy la, şiddetle aydını yaşatamazsınız.” Kılıçdaroğlu, daha sonra stantları gezerek yurttaşlarla ve yazarlarla bir araya geldi. Ataol Behramoğlu, Nedim Şener ve Seyyal Taner’in bulunduğu stantlara da uğrayan Kılıçdaroğlu, yoğun ilgi nedeniyle zor anlar yaşadı. İŞADAMLARINDAN İFTAR ‘Muharrem de bizim ramazan iftarı da’ İstanbul Haber Servisi Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık ile Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat tarafından “Muharrem de bizim ramazan da bizim” temasıyla iftar yemeği düzenlendi. Muharrem orucu dolayasıyla Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde verilen iftarın açılışında konuşan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesine atıfta bulunarak, acı dolu bir günün idraki içinde olduklarını belirtti. İş adamı Adnan Polat da birlik ve beraberlik mesajı vererek, “Bin yılı aşkın bu topraklarda yaşayan tüm kesimler olarak ağacımız bu. Tarihimiz ve coğrafyamız aynı” dedi. Babacan, Türkçe olimpiyatları için bastırılan hatıra parayı savundu MAHMUT LICALI ANKARA Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, madeni hatıra para olarak tedavüle sunulan Türkçe olimpiyatlarının 10. yılı ile Cumhuriyetin 75. yılını “benzer nitelikli etkinlik” diye nitelendirdi. Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkçe olimpiyatları madeni hatıra parası gibi bugüne kadar benzer nitelikte etkinliklerin esas alınarak basımı yapılan ve tedavüle sunulan hatıra paralara ilişkin verdiği örnekler arasında Cumhuriyetin 75. yılı hatıra parasına da yer verdi. Babacan, Türkçe olimpiyatları ile Cumhuriyetin 75. yılını “benzer nitelikte etkinlik” olarak tanımladı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle