25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2012 CUMARTESİ 8 HABERLER İşkenceden yargılandığı dava zamanaşımıyla düşen, Ergenekon davası tanığı İhtiyaroğlu: Cemaate daha yakınım HATİCE TUNCER Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen eski Organize Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu, savcının “Adil Serdar Saçan Fethullahçı mıdır” sorusunu “Adil Bey’in Fethullah Gülen Hocaefendi Cemaati’ne üye olup olmadığını bilmiyorum ama ben ona kıyasla cemaate daha yakınım” diye yanıtladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesinin bitişiğindeki küçük duruşma salonunda görülen davanın 240. duruşması yapıldı. Aynı koğuşa konuldukları öğrenilen CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ile gazeteci Tuncay Özkan, men cezaları olduğu için duruşmaya katılamadı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin gelmemesi nedeniyle heyete başkanlık eden Hüsnü Çalmuk; tutuksuz sanık, es ? Ergenekon duruşmasında ‘Fethullahçı’ tartışması yaşandı. Eski polis müdürü Saçan’ın yardımcısı İhtiyaroğlu, “İstihbarat Şube’nin yanlış bilgi vermesi sonucu Adnan Oktar’ın evi diye yanlışlıkla milletvekilinin evine girmişiz. Milletvekilinin köpeğini öldürünce arkadaşlar yargılanıp ceza aldılar” dedi. ki Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’ın talebiyle 28 Eylül’den beri tanıklık ifadesi dinlenilen İhtiyaroğlu’nu salona aldı. İstihbarat Şube ile polislik anlayışlarının farklı olduğunu anlatan İhtiyaroğlu, “İstihbarat Şube’nin yanlış bilgi vermesi sonucu Adnan Oktar’ın (Adnan Hoca) evi diye Yanlışlıkla milletvekilinin evine girmişiz. Milletvekilinin köpeğini öldürünce arkadaşlar yargılanıp ceza aldılar” dedi. Ancak duruşma arasında basına bilgi veren Saçan “Evine yanlışlıkla girilen kişinin milletvekili değil, ANAP İstanbul İl Başkanı olduğunu” belirtti. İhtiyaroğlu şunları anlattı: “Tuncay Güney geldiğinde bizim Sedat Peker projemiz vardı. Sedat Peker’in Beykoz’daki evine operasyona gittik. İstihbarat Daire Başkanı ‘Operasyondan sonra 1520 dakika içerde yalnız bırakacaksınız’ dedi. Anladım eve bir şey koyacaklar. Bir hafta geçti, Peker’in avukatı elinde cihazlarla geldi.” Savcı Pekgüzel’in “Sizin proje için yazı ve cevapları içeren klasör Veli Küçük’ün evinde yapılan aramada ele geçirildi. Paraflı bir belge şubede kalmaz mı? Küçük’te olması sızma anlamına geliyor” diye konuştu. Tuncay Güney ile Mart 2001’de Organize Şube’de sorgulanan tutuksuz sanık Ümit Oğuztan ise “8 gün işkence gördüğünü” duruşmada bir kez daha vurguladı. Hâkim Çalmuk’un “İşkenceyle amaçlanan doğruyu söyletmeye çalışmak mı, başkasına iftira mı?” sorusuna Oğuztan “Ne için yapıldığını anlayamadım?” diye yanıt verdi. Çalmuk’un “Sorulara verdiğiniz cevaplar doğru mu? Veli Küçük ile Doğu Perinçek arasındaki bağlantıdan söz eder misiniz” sorunu üzerine de Oğuztan, “Baskı neticesinde verdim. Bu sözleri ben söyledim ama bu ilişkiyi kanıtlayamam. Ama ben Susurluk Komisyonu’na Ergenekon ile ilgili ifade vermiştim. Neden işkence ile söyletmeye çalıştıklarını anlamadım.” Başkan Çalmuk, Adil Serdar Saçan’ı ayağa kaldırarak tanıyıp tanımadığını sordu. Ümit Oğuztan “Adil Bey’i tanıyorum. Koridorda karşılaştık. Beni duvara çarptı. ‘Sen Fethullah’tan ne istiyorsun’ dedi” diye konuştu. Eski Organize Suçlar Şube Müdürü Saçan ise “Yalan, ben Fethullahçı değilim” diye bağırdı. Sandalyeler Nasıl Paylaşılacak, Suriye Krizi Bunu Etkiler mi? “Suriye bombası” gündeme düşmeden önce yazdığım perşembe günkü yazımda, Başbakan Erdoğan’la Gül arasındaki farklara değinmiş, bunları altı maddede özetlemiş ve üç soru sormuştum: 1) Bir üslup ve kişilik farkının dışavurumu mu? 2) Siyaset ve demokrasi konusunda temel bir yaklaşım farkı mı? 3) Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık koltuklarının hangi yetkilerle, nasıl paylaşılacağı konusundaki rekabet mi? ??? Bu ikilinin bugüne kadarki ilişkilerine bakıldığında tek bir olay ve küçük bir pürüz dışında hiçbir anlaşmazlık yaşanmadığı görülüyor: Bu olayı ve bu küçük pürüzü anımsayalım: Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, ilk başta, Erdoğan, Gül’ün adaylığı konusunda çekingen davranmıştır. Ancak Gül, kararlı olarak ortaya çıktıktan ve partiden tam onay aldıktan sonra, desteklemeye başlamıştır. Bir küçük pürüz ise şike davası diye bilinen davayla ilgili olarak yapılan yasal düzenleme sırasında yaşanmış, Gül, cezaları indiren yasayı Meclis’e geri yollamıştı. Medyadaki haberlerde, Gülen Cemaati’ni ilgilendiren yorumlar çıkmış, ama sonradan bu olay da unutulmuştu. Böyle bir iki olay ve pürüz dışında, Gül ile Erdoğan arasında ciddi bir yaklaşım farkından söz etme olanağı yoktur. Sanıyorum, asıl sorun, Erdoğan’ın fiilen yürüttüğü güçlü tek adam yönetimini cumhurbaşkanlığına taşımak istemesinden ve bu konuda yaşanacak olan siyasal belirsizliklerden kaynaklanmaktadır: Belki yol haritası belli olsa, Gül ile Erdoğan oturup kim hangi koltuğa, hangi yetkilerle oturacak diye konuşur ve anlaşırlar… Ama ortada birçok belirsizlik var ve bu belirsizlikler, üzerinde tartışılacak ve anlaşmaya varılacak bir yol haritasının çizilmesini engelliyor: Erdoğan’ın elinde, parlamenter rejimi, başkanlık rejimine doğru değiştirebilecek Meclis çoğunluğu yok… Böyle bir değişiklik dayatması halinde, bir referandum gündeme gelecektir ve nasıl sonuçlanacağı kesin değildir. Hiçbir değişiklik yapılamazsa, Erdoğan yine de cumhurbaşkanlığına gitmek ister mi; yoksa böyle bir durumda Gül’ün cumhurbaşkanlığına yeniden seçilmesine destek mi verir? Ayrıca önümüzdeki yerel seçimlerdeki oy dağılımları nasıl olacaktır, AKP güç yitirirse, bütün bu hesaplar ve dengeler altüst olmaz mı? Ve nihayet son kritik soru: Ne pahasına olursa olsun, güçlü bir cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkma yolunda atacağı adımlar Erdoğan’ın seçilme şansını azaltırsa, sonu belirsiz bir seçim karışısında nasıl bir strateji izleyebilir? ??? Sonuç olarak Erdoğan’ın son derece güçlü tek adam liderliğinin bile düzenlemeye gücünün yetmediği belirsizliklerle karşı karşıyayız… Kanımca, önceden büyük gürültü koparılan “2023 Vizyonu” da, bu belirsizlikler yüzünden Erdoğan’ın kongre konuşmasının kapsamı dışında tutulmuştur… Ve yine bu belirsizlikler yüzünden Gül, daha şimdiden “havlu atmış” görünmek istememektedir. Ayrıca bu konuda son bir söz, içinde AKP taraftarlarının da olduğu genel kamuoyunun, Erdoğan’ın çatışmacı ve gerginlik yaratıcı üslubu ve baskıcı politikaları yerine, Gül’ün sakin, uzlaşmacı ve daha demokratik olan yaklaşımını tercih ettiği biçiminde söylenebilir. ??? Bütün yukarıda saydığım belirsizliklerin üzerine şimdi bir de “Suriye bombası” düşmüştür gündeme! Üstelik de halk, AKP seçmeninin de büyük bir çoğunlukla katıldığı bir biçimde, iktidarın ABD’nin bile önüne geçen aktif Suriye politikasını onaylamamaktadır. Bu durumda, dışişleri bakanlığı da yapmış olan Gül sessiz mi kalacaktır? Meclis açış konuşmasında vurguladığı “daha dikkatli bir dış politika” uyarısını yineleyecek midir? Erdoğan’ın son durum karşısındaki tavrı ne olacaktır? Sorular, sorunlar, belirsizlikler çok, cumhurbaşkanlığı seçimine de daha çok zaman var… Sonucu yaşayarak ve bu sürece katılarak göreceğiz! ASKERİ HÂKİM ÜÇOK PKK’YE DARBE ‘Duruşmada Gülen’i, MİT’i ve savcıları anlatacağım’ İstanbul Haber Servisi Balyoz davasından 16 yıl hapse çarptırılan askeri hâkim Ahmet Zeki Üçok, asılsız suçlamalarla, hakkında yaklaşık yedi yüz yıl hapis istemli toplam yetmiş dört suçtan dava açıldığına dikkat çekerek,“Bu karanlık dönemin mağdurlarından biri” olduğunu vurguladı. 9 Ekim’de Askeri Yargıtay’da hakkında açılan davaların ilk duruşmasına çıkacağını belirten Üçok, “Fethullah Gülen cemaatinin TSK içerisindeki faaliyetlerini, MİT’in içerisindeki bazı görevlilerin, TSK aleyhine hazırladıkları asılsız raporları, Beşiktaş adliyesinde görevli savcıların TSK mensubu üst düzey komutanların, gazete genel yayın yönetmenlerinin telefonlarını nasıl gayri yasal yollar ile dinlediklerini belgeleri ile açıklayacağını” duyurdu. Üçok, mektubunda Hava Kuvvetleri Komutanlığı başsavcılık görevini yaptığı sırada özel yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında, 26 Eylül 2009 tarihinde “Çıkar amaçlı suç örgüt üyesi olmak ve yağmaya teşebbüs suçlarından” tutuklandığını belirtti. Üçok, mektubunda tutuklandığı sırada “TSK içerisinde harp okulu öğrencileri ile İşçi Partililerin oluşturduğu ‘Karargâh Evleri’ olarak bilinen yasadışı oluşuma” ilişkin, hiçbir somut delile dayanmadan bilgi notu hazırlayan “MİT müsteşarı ve diğer kurum yöneticileri hakkında” iddianame üzerine çalıştığını anlattı. Üçok, tutuklandığı 2009 tarihinde “Işık Evleri” ve “Heron ihaneti” soruşturmasının iddianamesini de hazırlamakta olduğunu anlattı. 15 ton esrar ele geçirildi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Lice ilçesi kırsalında terör örgütü PKK’nin finans kaynaklarına yönelik operasyonda 13 ton 170 kilogram kubar esrar, 2 ton 245 kilogram toz esrar ile 60 bin kök hintkeneviri ele geçirildi. Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, “Operasyonda Dibek köyü güneyinde yer alan sık ormanlık alanda uyuşturucu madde imal yerleri ve saklandığı özel yerlere yapılan operasyonda 13 ton 170 kilogram kubar esrar, 2 ton 245 kilogram toz esrar, 60 bin kök hintkeneviri ele geçirildi. Olayla ilgili 5 kişi gözaltına alındı. Operasyon dönüşünde 45 terör örgütü mensubu tarafından güvenlik kuvvetlerine uzaktan ateş açılmış, kısa süreli çatışma yaşanmıştır. Ele geçirilen uyuşturucunun piyasa değeri yaklaşık 17 milyon liradır” dedi. Şehit polislere hüzünlü veda Antalya’da önceki gece şizofreni hastası Çağrı Danışman’ın silahlı saldırısı sonrası şehit olan 3 polis memuru için tören düzenlendi. Şehit polis memurları Abdullah Bülbül (34), Mustafa Kılıç (45) ve Mehmet Çolak (30) için Antalya Emniyet Müdürlüğü Uncalı hizmet binasında düzenlenen törene şehitlerin yakınları, mesai arkadaşları, Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Kemal Korkmaz ve Antalya İl Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam katıldı. Şehit polis memurları Abdullah Bülbül ve Mehmet Çolak’ın cenazeleri Konya’da, Mustafa Kılıç’ın cenazesi ise Burdur’da toprağa verildi. (CEREN KAYA) Davada eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile birlikte 7 tutuklu sanık kaldı Devrimci Karargâh’ta 4 tahliye HİLAL KÖSE Aziz Yıldırım’a iftira Üçok “Fenerbahçe Başkanı ve NATO müteahhidi olan Aziz Yıldırım’ı tamamen bu alandan çıkarmaya yönelik olarak, sanki ihale öncesi gayri yasal yollardan ihale bilgilerini elde ettiği hususunda yapılan bir ihbara dayanılarak başlatılan soruşturmanın suç teşkil ettiği ileri sürülen belgelerin internette ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda açık kaynaklarda bulunduğunu tespit ederek kovuşturmaya yer olmadığı kararı hazırlıyordum” diye konuştu. Devrimci Karargâh davasında 3.5 yıldır tutuklu yargılanan Necdet Öztürk, 11 aydır tutuklu olan Türkiye Gerçeği yazarı Mehmet Güneş ile Emrol Pamuk, Vedat Yıldız tahliye edildi. Davada, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile birlikte 7 tutuklu sanık kaldı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 15. oturumunda ilk söz hakkı diğer sanıklardan ayrı olarak salona getirilen tutuklu sanık Hanefi Avcı’ya verildi. Tahliye talep eden Avcı, “Bu dava siyasi bir dava. Suçsuz olduğumu siz benden daha iyi biliyorsunuz” dedi. Avcı, talebini sunduktan sonra salondan çıkarıl ? Davanın 15. oturumunda ilk söz hakkı diğer sanıklardan ayrı olarak salona getirilen tutuklu sanık Hanefi Avcı’ya verildi. Tahliye talep eden Avcı, “Bu dava siyasi bir dava. Suçsuz olduğumu siz benden daha iyi biliyorsunuz” dedi. dı. Mehmet Güneş’in avukatı Ercan Kanar, her sayfasında delil olarak kullanılamaz yazan MİT raporunun dosyadan çıkarılmasını istedi. Mehmet Güneş’in 11 aydır tutuklu olduğunu, 25 yıllık sosyalist kişiliğinin bu dava ile kriminalize edildiğini dile getiren Kanar, “Güneş bu davada düşünce ve inançlarından dolayı sanıktır. Gerçekten bir hukuk devletinde yaşasak bu tür iddianameleri hazırlayan savcılar görevlerinden alınır” diye konuştu. Bostancı’da Orhan Yılmazkaya’nın polislerle çatışmaya girdiği evin kiracısı, kaptan Necdet Öztürk’ün avukatı Salim Şen de “Necdet Öztürk, Orhan Yılmazkaya’yı eski eşinin sevdiği bir okul arkadaşı olması nedeniyle tanıyor. Ev aradığını öğrenince yardımcı olmak istiyor. Yılmazkaya’yı iyi huylu bir kişi olarak tanıyor. Bu tarz eylemler içinde olduğunu da bilmiyor. Çatışma sırasında Ukrayna’da. Olayın kendi evinde olduğunu öğrenin ce de kendisi ifade vermek için Emniyet’e geliyor. Çatışmadan 1 gün önce gittiği ülkeden suçlu olsa neden gelsin” diye konuştu. Mahkeme, son Devrimci Karargâh iddianamesinde atıf yapıldığı gerekçesiyle MİT raporunu dosyadan çıkarmadı. Raporun delil olarak dikkate alınıp alınmayacağı kararla birlikte değerlendirilecek. Dosya esas hakkındaki görüşünü açıklaması için cumhuriyet savcısına verildi. Davada 4 sanık tahliye edildi. Hanefi Avcı ve diğer 6 sanık ise tutuklulukları makul süreyi aşmadığı, kaçma ve kuvvetli suç şüphesi gerekçesiyle tahliye edilmedi. Mahkeme, MİT görevlisi Murat Şahin hakkındaki soruşturmanın akıbetini de soracak. BDP EŞBAŞKANI KIŞANAK ABDÜLMECİT TARHAN KCK ANA DAVASI SÜRÜYOR 700 yıl hapis cezası istemi Üçok şöyle devam etti: “Benim ve birçok saygın hukuk adamının kanaatı, tutuklanmamın asıl nedeninin bu soruşturmalara ilişkin gerçeklerin örtülmesidir. Sözde Ergenekon örgütü üyesi olmak, darbeye teşebbüs etmek, işkence, yağma yapmak, irtikap, dolandırıcılık, görevi kötüye kullanmak gibi asılsız suçlamalarla, hakkımda yaklaşık yedi yüz yıl hapis istemli ikisi askeri yargıda olmak üzere yedi ağır ceza mahkemesinde yetmiş dört suçtan dava açıldı ve dört defa tutuklandım.” “Ben bir askeri savcı olarak bu karanlık dönemin mağdurlarının bir numarasıyım” diyen Üçok, basın mensuplarına duyurduğu açıklamayı şöyle tamamladı: “Sizden, uğradığım bu haksızlıklara karşı yapmakta olduğum mücadeleme tanık olmak adına 9 Ekim 2012 tarihinde saat 09.00’da Ankara’da Askeri Yargıtay’da yapılacak duruşmaya katılmanızı temenni ediyorum.” ‘Tankların önüne geçeriz’ İstanbul Haber Servisi BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesine sonuna kadar karşı olduklarını belirterek, “Eğer Türkiye, orada Kürtlerin özerk bölgesini işgal etmek amacıyla bir askeri operasyon düzenlerse biz hepimiz karşısında yer alacağız. Gerekirse tankların önüne geçeceğiz” diye konuştu. Kışanak ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, dün Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda görülmekte olan İstanbul 1. KCK davasını bir süre izledi. Tezkereye ilişkin de konuşan Kışanak, “Osmanlı artık tarihte kalmış bir imparatorluktur. AKP’nin Osmanlıcılık oyunundan vazgeçmesi gerekir” dedi. Silivri’de açlık grevi yapan KCK tutuklularının tek kişilik hücrelere alındığına dikkat çeken Kışanak, “17 cezaevinde açlık grevi yapan tutukluların sayısının 300’e ulaştığını” belirtti. AKP’li başkan için protokol imzalanmış DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde 2 Eylül’de kaçırıldıktan sonra önceki gün PKK ve STK’ler arasında imzalanan protokolle serbest bırakılan AKP Hakkâri İl Başkanı Abdülmecit Tarhan, “PKK tarafından alıkonulduğum tarihten itibaren bana destek veren Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve bütün sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyorum. Daha önce yürütmüş olduğum AKP Hakkâri İl Başkanlığı’na devam edeceğim” diye konuştu. 28 Eylül’de Kuzey Irak’a giden İHD ve MazlumDer temsilcileri ile Hakkâri Barosu’ndan avukatlardan oluşan bir heyet, önceki gün terör örgütü PKK ile imzalanan protokolün ardından Abdülmecit Tarhan’ı da alarak Türkiye’ye geldi. Deniz ve Tanış’ı anmak suçmuş MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Aralarında BDP’li milletvekillerinin de bulunduğu 175 sanıklı KCK ana davasına devam edildi. İddianamede HADEP’li yöneticiler Ebubekir Deniz ve Serdar Tanış’ı anma etkinliklerinin terör suçu olarak gösterilmesi tepki çekti. KCK ana davasının Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 59. oturumunda, kapatılan DTP’nin kadın meclisi üyesi Fadile Bayram ile ilgili iddialar okundu. İddianamede Şırnak’ın Silopi ilçesinde 25 Ocak 2001’de ilçe jandarma komutanlığına gittikten sonra kaybedilen HADEP’in Silopi ilçe yöneticileri Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’i anma etkinlikleri terör suçu olarak gösterildi. Duruşmaya 64 sanık katılmazken, eski DEP Milletvekili Hatip Dicle, Şırnak Milletvekili Selma Irmak ile 46 sanık ise hazır bulundu. Teröristler çoban öldürdü DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Hatay’ın Kırıkhan ilçesi Amanos Dağları’nda PKK’liler, koyun otlatan Hasan Dal’ı öldürdü. Teröristlerin, Dal’ın cesedinin altına tuzakladıkları el bombası, güvenlik güçleri tarafından fark edilerek etkisiz hale getirildi. Hakkâri’nin ŞemdinliAktütün yolu üzerinde, askeri karakollara malzeme taşıyan 2 TIR’ın önü önceki akşam PKK’liler tarafından kesildi. TIR’lar ateşe verilirken yetkililer, sürücülerin kayıp olduğunu belirtti. Hakkâri’nin Mersan Mahallesi’nde yola döşenen patlayıcı özel harekât polislerinin bulunduğu zırhlı polis aracının geçişinden sonra infilak ettirildi. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı. Tunceli’nin Hozat ilçesinde dün akşam yoğun çatışmalar yaşanırken 2 PKK’li öldürüldü. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle