23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EKİM 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 CHP’DEN SORU ÖNERGESİ Eleni Karaindrou, bu akşam birçok filminin müziğini bestelediği Theo Angelopoulos anısına konser verecek ‘Çocukluğum onun filmlerinde’ ŞAŞMAZ’IN YENİ FİLMİ 7 ARALIK’TA GÖSTERİMDE MELTEM YILMAZ Ölüm orucunda ‘Açlığa Doymak’ Kültür Servisi Zübeyr Şaşmaz’ın hem yazıp hem yönettiği “Açlığa Doymak” adlı filmi 7 Aralık’ta gösterime girecek. Ölüm oruçlarını, halvet ve güzellik konularını ortak bir yapı içerisinde beyazperdeye aktaran filmde Mete Horozoğlu, Hazar Ergüçlü, Didem Balçın, Ali Sürmeli, Uğur Çınar, Hakan Boyav, Musa Uzunlar ve Serkan Ercan rol alıyor. Filmin müziği de Erkan Oğur’a ait. Film, birbirlerinden farklı dünyalarda yaşayan üç insanın sıradan hayatlarının, ölümü dileyecek kadar büyük bir azaba dönüşmesini anlatıyor. Eleni Karaindrou, günümüzün en önemli film ve tiyatro müziği bestecilerinden, ama elbette tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ilk anda “Sonsuzluk ve Bir Gün” filminin müziğiyle akla geliyor. Bu akşam Ender Sakpınar yönetimindeki 31 kişilik orkestrayla 22. Akbank Caz Festivali kapsamında, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda vereceği konserde de daha çok Theo Angelopoulos filmlerinin müziklerini seslendirecek. Bu yılın başında geçirdiği motosiklet kazası sonucu hayatını kaybeden Theo Angelopoulos’un sinemasında çocukluğunu bulduğunu söyleyen Karaindrou, film müziklerinde kelimelerle ifade edilemeyenleri görüntü ve müziğin bileşimi ile anlam kazandırmanın peşinde. Yine de “müziğin sinemadan daha derin bir anlamı var” diyor. Gerisini ondan dinliyoruz... hikâyesi olmasa gerek. Bir filmin müziği elbette onun hikâyesini kavramalı, ama beni ilgilendiren daha çok kameranın hareketi. Kelimelerle ifade edilemeyen şeyler, görüntü ve müziğin bileşimi ile anlam bulmalı. Müzik, bir filmin tüm bileşenlerine ses vermeli. Bir Amerikan filmi düşünün, müzik biraz sonra yaşanacak olayın gerilimini vurgulamak için kullanılır. Benim yapmaya çalıştığım müziklerse filmdeki gizli duyguları vurgular, “anima” dediğimiz, filmin ruhunu vermeye çalışır. Aslında gö Peki film müziklerüntü olmayınriniz, diğer bestelerica daha özgür nizden nerede ve nasıl Theo Angelopoulos hissediyorum. ayrılıyor? Çünkü görüntüyü Hiçbir şekilde ayrılmıyor. bilmediğimde, görüntünün esteBen bir müziği, güzel bulduğum tiği hakkında daha fazla fikrim bir şiirden ya da bir çift gözden oluyor, bu çok daha özgürleştiyola çıkarak bestelerim. Müzikrici. lerini yaptığım filmler de benim için aynı anlama geliyor, hepsi üzik daha derin’ birer şiir ya da göz. Angelopou Peki ya dinleyici? los filmleri örneğin, onlarda hep Verdiğim konserler oldukça bir kayıp arazi söz konusudur. coşkulu geçiyor. Müzik tek baBenim doğduğum Yunanisşına, insanları çok derinden ettan’daki Teichio kasabası da kiliyor. İnsanların önce sesöyle, dağlar arasında kayıp bir sizlik içinde bekleyip sonra arazidir. gözyaşlarına boğulduğuna Yani siz Angelopoulos şahit oluyorum bazen. Müfilmlerinde çocukluğunuzu ziğin sinemadan daha debuldunuz. Aranızdaki uyum rin bir anlamı var bana kabiraz da bundan kaynaklanılırsa. En son albümümün yor olabilir mi? 40 bin kopya satmış olmaEvet doğru, ben onun filmlesının da bunun bir gösterrinde çocukluğumu buldum. Bi gesi olduğunu düşünüyozi bağlayan, paralel yaratım sürum. recine girmemizi sağlayan ne Bu akşam İstanbul’da denlerin başında geliyor olabilir uzun bir aradan sonra bu durum. ikinci konserinizi verecek Film müziklerinizi, bestesiniz. İlk konserden farklı lediğiniz filmlerden bağımsız olarak ne ile karşılaşacağız? olarak dinlediğinizde bugün Angelopoulos anısına verecene hissediyorsunuz? ğim bu konserde, Ender Sakpı Ağlayan Çayır Latmos’taki tahribat Meclis’te nar yönetiminde 31 kişilik görkemli bir orkestra eşliğinde sahnede olacağım. Konser, üçte iki oranında Angelopoulos filmlerinin müziklerine yer verecek. Üçte bir oranında ise İstanbul’da daha önceki konserde yer vermediğimiz eserler olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Aydın ve Muğla sınırları arasındaki Latmos Dağları Heraklia’da yer alan ve günümüzden yaklaşık 10 bin ile 8 bin yıl öncesine dayanan tarihi kaya resimlerindeki tahribatı Meclis gündemine taşıdı. Heraklia’da yer alan ve günümüzden yaklaşık 10 bin ile 8 bin yıl öncesine dayanan tarihi kaya resimlerinin üzerinin yağ ile tahrip edildiği ortaya çıkmıştı. Bölgedeki taş ocaklarının da bu tahribatta payı olduğu vurgulanmıştı. Bölgede yaşayanların toplumsal ilişkilerini anlatan kaya resimleri Göbeklitepe’nin keşfinden önce “T” biçimli kafa şekillerinin tespiti açısından bir ilki teşkil ediyordu. Soru önergesinde tarihi resimlerin üzerinin bir sıvıyla kaplandığının Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Restorasyon Konservasyon Merkez Laboratuvarı Müdürlüğü’nden gelen uzmanların da tespit ettiğine yer veren Baydar, Bakan Ertuğrul Günay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede “Kaya resimlerinin bulunduğu alanı koruma altına almayı düşünmekte misiniz? Bugüne kadar koruma amaçlı olarak gerçekleştirilen çalışmalar nelerdir? Kaya resimlerinin tescil işlemleri tamamlanmış mıdır?” sorularını yöneltti. Bir çift göz Müzik ve kamera ‘M Angelopoulos ile nasıl bir işbirliğiniz vardı? Farklıydı... Onun için önemli olan, çok yakın estetik, bakış açısı ve ideolojiyi paylaşabilmekti. Filme başlamadan önce mutlaka fikir alışverişinde bulunurduk ama ben senaryoyu okumazdım. O, filme başlamadan önce müziğinin yapılmasını isterdi ve müziği filme koyup, bunun karşılığında fantastik bir koreografi yaratırdı. Ben bir bestenin birçok varyasyonunu oluştururdum ve o, yalnızca bazı bölümleri kullanırdı. Aslına bakarsanız ben film müziği albümlerimden çok, o varyasyonları seviyorum. Bestelerinizi senaryoyu okumadan yaptığınıza göre, bir filmde asıl ilgilendiğiniz, ? “Bir müziği, güzel bulduğum bir şiirden ya da bir çift gözden yola çıkarak bestelerim. Müziklerini yaptığım filmler de aynı anlama geliyor, hepsi birer şiir ya da göz. Angelopoulos filmleri örneğin, onlarda hep bir kayıp arazi söz konusudur. Benim doğduğum kasaba da dağlar arasında kayıp bir arazidir. Ben onun filmlerinde çocukluğumu buldum.” Acar’a kültürel mirasa katkı ödülü ABİDİN YAĞMUR MERSİN İçel Sanat Kulübü, Kültürel Mirasa Katkı Ödülü’nü, arkeoloji alanındaki araştırmaları ve yazılarının yanı sıra Anadolu’dan kaçırılan kültürel hazinelerin yurda dönmesine katkılarından dolayı gazetemiz yazarı Özgen Acar’a verdi. İçel Sanat Kulübü’nce düzenlenen 17. Arkeoloji Günleri, Kültürel Mirasa Katkı Ödülü töreniyle başladı. Ödülü almak için sahneye davet edilen Acar, bir şartının olduğunu söyledi. Acar, “Bir kültür bakanı bana şükran plaketi verdi, birkaç ay sonra hakkımda dava açtı. Bir başka kültür bakanı da şükran plaketi verdi, o da hakkımda dava açtı. Her iki bakan da Mersinliydi. O zaman ki adıyla İçel milletvekilliydi. Eğer siz dava açmayacaksanız, bu ödülü alacağım” dedi. Acar’ın sözleri alkışlarla karşılandı. Acar daha sonra ödülü aldı ve “Cumhuriyet döneminde yağma” konulu sunumunu gerçekleştirdi. İçel Sanat Kulübü ayrıca Kent Kültürüne Katkı Ödülü’nü Lina Nasif ile Şemsa Pozcu’ya verdi. Özgen Acar 05 EKİM CUM İST SB 4 STX155 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle