25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 2012 ÇARŞAMBA 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir Y Manisa PB Denizli Y Zonguldak PB Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara B 21 17 21 20 22 22 21 19 19 19 21 22 20 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB B PB Y PB PB B B B B B B PB 20 20 19 25 28 27 22 24 22 22 16 16 19 HABERLER TARİHTE BUGÜN Oslo Y Helsinki S Stockholm PB Londra Y AmsterdamPB Brüksel B Paris B Bonn B Münih PB Berlin PB BudapeştePB Madrid PB Viyana PB 3 7 6 11 11 10 11 11 10 10 11 14 8 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B PB Y PB B Y Y B Y PB PB PB PB 15 16 20 22 7 4 22 27 21 25 24 30 28 MÜMTAZ ARIKAN 31 Ekim GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada yürüyüşünü engelleyecek “barikatları kaldırma direktifini ben vermedim” diyor. Bu sözüyle barikatları değil kaldırmayı, ola ki daha genişletilmesi, güçlendirilmesini istediğini kanıtlıyor. “Polis görevini yapmadı” diyor. Demek ki Başbakan; polisin halka biber gazıyla tazyikli su sıkmasını, etten duvar örerek yürüyüşü engellemesini yeterli görmüyor. RTE’ye göre halkla çatışan, birinin burnu kırılmış 11 yaralı polis mağdur. Savunma durumunda kalan halk suçlu! ??? Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi binası önünde yapılacak töreni engellemeye çalışan Ankara Valiliği, “provokasyon ihbarı aldıklarını” açıkladı. Başbakan da bu görüşe katılan demeçler verdi. Fakat 29 Ekim günü provokatif eylem yapacaklar kimlerse ortaya çıkmadı. En büyük bayramını kutlamak isteyen halkı barikatları yıkarak yürüyüşe geçiren kışkırtıcı eylemleri polis gerçekleştirdi. Şayet valilik, İçişleri Bakanlığı Ulus’taki toplantıya ve orada toplanan halkın Anıtkabir’e kadar yürüyüşüne izin verseydi, 29 Ekim günü yaşanan olaylar izlenmeyecek, hatta yasak kararının kışkırttığı yüz binlerce insan sokaklara dökülmeyecekti. Yasakçı hükümet kendi ayağına kurşun sıktı. Kafayı takmış “illegal örgütlere”. Halkla beraber halkın içinde yürüyüşe katılan ana muhalefetin, peşine takıldığı illegal örgütleri legal hale getirdiğini iddia ediyor. Acaba diyorum; büyük yürüyüşü düzenleyen Atatürk dernekleri gibi kuruluşlar illegal örgütler mi? CHP, illegal örgütleri himaye eden bir siyasi parti mi? RTE’nin dayanaktan yoksun mantığından kaynaklanan bu ve benzeri sorulara olumlu yanıt verecek tek bir Allah kulu bulunabilir mi acaba? ??? Daha çok yandaş medyanın, hatta beriki medyanın da manşetlerini süslüyor. 29 Ekim’de ilkler gerçekleştirildi! Nedir bu ilkler? Bayan Hayrünnisa Hanım, kocası Cumhurbaşkanı’nın yanında protokol locasında geçit törenini izlemiş. Oysa türbanlı, Cumhuriyet kadını kimliği sergilemekten kilometrelerce uzak bir kadın, ilk kez Cumhuriyet’i kutlama törenlerine katılıyor. Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, komutanlar da eşleriyle Çankaya’daki resepsiyonda... Zaten bakanların pek çoğunun eşleri örtülü. Bir yandan yayınlarıyla Atatürk Cumhuriyeti’ne bağlılığını kanıtlıyor medyamız; ama beri yandan devletin tepesine yerleşen İslam kurallarına artık şapka çıkarıyor. Bir başka ilk daha gerçekleşti 29 Ekim günü. Cumhurbaşkanı’nın hassas kulaklarına ne denli özen gösterildiği de kanıtlandı. Jetler, Bay Abdullah Gül’ün hassas kulaklarını korumak amacıyla üzerinden değil, karşılardan, uzaklardan uçtu, gösteri yaptı. Cumhurbaşkanı’nın yanında oturan eşine kulaklarını korumak için jetlerin üzerinden uçmadıklarını anlattığını gazetelerden okuduk. ??? Başbakan “Ben emretmedim” dediğine göre; halka polisin daha yumuşak davranmasını kim sağladı? Çankaya’dakinin basın danışmanı Ahmet Sezer gazetecilere fısıldamış; 29 Ekim’den birkaç gün önce Ankara Valisi her dönemin adamı Alaaddin Yüksel’i Cumhurbaşkanı çağırmış. “Herkes 29 Ekim’i dilediği gibi kutlasın” diye buyurmuş... Vali de Başbakan’ın iznini almadan halka yumuşak davranmış. Bu olay bir gerçeğin açığa çıkmasını sağladı. Kurban, Cumhuriyet bayramlarında Köşk’ün Başbakan’ı bypass etmesiyle ilklere üçüncü bir ilk eklendi... Ne mutlu ilkler ülkesinde yaşayan bizlere! Cezaevlerinde yarın 50. gününe girecek açlık grevindeki mahkumların resmi olarak üç talebi var. Anadilinde eğitim, anadilinde savunma hakkı ve İmralı’da Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kalkması. Gelinen noktada eylemi sona erdirecek adımın Öcalan’dan gelecek bir mesaj olacağı konusunda herkes hemfikir. Asıl mesele bunun nasıl olacağı. Devlet Avukatları, Öcalan da Ailesini Engelliyor kez kardeşi Mehmet Öcalan ile görüştürülmüş ve o görüşmedeki mesajları basına yansımıştı. Ancak o günden sonra aileyle hiçbir görüşme olmadı. Bayramda da aile görüşme talebinde bulunmadı. Ergin, yaptığı temaslar sırasında kendisine yöneltilen “Ailesiyle neden görüştürülmüyor” sorusuna, “Görüşmeyi Öcalan istemiyor. Görüşmelerin dinlenerek kayda alındığını gerekçe gösteriyor” yanıtını vermiş. Bu izahat, ailenin görüşme başvurusunda bulunmamasının nedenini de açıklıyor. Özetle şu aşamada, hükümet avukatların, Öcalan da ailesinin gidişini engelliyor İmralı’ya. üzere ve sürecin dışarıdan bir müdahaleyle önünün kesilmesi istenmiyor şeklinde bir hava aldık” diye aktardı izlenimini. Anlaşılan o ki, Öcalan yeniden siyasi müzakerelerin kilit unsuru haline dönüşmüş durumda. Hükümet de sürecin dışarıdan herhangi bir müdahaleyle bozulmasını istemediği için İmralı’ya kimseyi göndermiyor. Özellikle de Kandil’e veya Kandil’den mesaj taşıyacağından şüphelenilen avukatlar grubunu. Avukatların içinde olmayacağı bir müzakere Devlet avukatları istemiyor Adalet Bakanı Sadullah Ergin bu konuda bir süredir kritik temaslar yürütüyor. Bayramdan önce hem açlık grevindeki mahkumlar, hem BDP’li vekiller hem de Diyarbakır’dan gelen sivil toplum inisiyatifi üyeleriyle bir araya geldi. Sızan bilgilere göre durum özetle şöyle: Açlık grevindeki mahkumlar ve BDP’liler Öcalan’ın “avukatlarıyla” görüştürülmesini istiyor. Hükümet ise “Görüşmelerde avukatlar aracılığıyla örgüte eylem talimatı verildiği ve masum insanların ölümüne neden olunduğu” gerekçesiyle Öcalan’ın vekâlet verdiği avukatların gidişine karşı çıkıyor. kanalı kurmayı arzu ediyorlar. Öcalan’a da dışarıya eylem talimatı gönderebileceği avukatlar grubu yerine, sadece hukuki ve sağlık ihtiyaçlarını konuşabileceği nötr bir avukat tayin etmek istiyorlar. Öcalan da belli ki bu tavrı protesto ettiğini, ailesiyle buluşmayı reddederek gösteriyor kendisinden mesaj bekleyen kitlelere. O böyle yaptıkça, açlık grevleri ve protestolar da dalga dalga yayılıyor. Buna karşılık, Başbakan’ın “Aç kalan falan yok, yiyip içiyorlar” şeklindeki sözlerinin grevdeki mahkumları daha da radikal adımlar atmaya provoke edeceği aşikâr. Belki de açlık grevlerini ölüm kalım noktasına taşıyarak Öcalan’ı devreye girmeye zorlama niyetinde. Hükümet ile Öcalan arasında, insanların hayatı üzerinden tehlikeli bir restleşme sürüp gidiyor... Ombudsmanlık için Ömeroğlu ismi öne çıktı AYŞE SAYIN ANKARA Kamu Denetmenliği Yasası kapsamında TBMM Başkanlığı’na baş ombudsmanlık için 25 kişi başvuruda bulunurken kamu denetçiliği için 783 başvuru yapıldı. Başombudsmanlık için eski Yargıtay Üyesi Nihat Ömeroğlu, öne çıkarken, REFAHYOL hükümeti döneminde bakanlık yapan Lütfü Esengün de başvuran isimler arasında yer aldı. Başvuruda bulunan diğer isimlerden bazıları şunlar: “İbrahim İmamoğlu, Hamza Duygun, Mehmet Selim Kaya, Ali Rıza Elihoş, Recep Sanal, Serdar Borhan, Mükremin Karakoç, Müslim Çakar, Halime Nuray Turcan, Servet Armağan, Ömer Türk, Yaşar Kırtan, Behiç Ahmet Okay.” Eski Erzincan Başsavcısı olan CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner hakkındaki soruşturmaya bakan savcıların özel yetkilerinin kaldırılmasına karşı çıkan eski Yargıtay Üyesi Ömeroğlu’nun oğlunun nikâh şahitliğini Başbakan Tayyip Erdoğan yapmıştı. Eski Adalet Bakanı Oltan Sungurlu’nun da ombudsmanlık için başvuru yaptığı ancak, Ömeroğlu’nun ismi ön plana çıkınca başvurusunu geri çektiği öğrenildi. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun başkanı olan baş ombudsman ile 5 denetçi için seçim süreci 6 Kasım’da başlayacak. HAFTAYA AVRUPA’NIN GÜNDEMİNDE Bu karşılıklı restleşme sürerken zaman da daralıyor. Hem açlık grevindeki mahkumların sağlığı açısından hem de Türkiye’nin imajı açısından. Konu Avrupa’nın gündemine taşınmış durumda. Gelecek hafta Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) yıllık olağan toplantısı var. Toplantıda Öcalan’ın durumu gündeme gelecek. Ardından birkaç ay sonra 2013’te Türkiye’ye olağan CPT inceleme ve denetleme heyeti gelecek. Heyetin denetleme yapacağı adreslerin başında da İmralı gelecek. gerekçesi: Dinleme Avukatlarıyla görüştürülmeyen Öcalan uzun bir aradan sonra ilk Öcalan’ın Ergin’den ‘müzakere’ sinyali Ergin ile görüşen isimlerden biri, “Öcalan ile devlet arasında müzakereler ya başladı ya da başlamak Deniz Baykal: Beni sorgulayamazsınız, yetkiniz yok Komisyonu terk etti ‘Üniversiteliler ahlaksızlık getirdi’ ? İstanbul Haber Servisi Sancaktepe Mahallesi Gazi Caddesi’nde dün akşam, aralarında husumet bulunan kişiler rasgele ateş etmeye başladı. Olay yerine otomobille gelen saldırganlar, aynı araca binerek kaçtı. Olay yerinde bulunan Akif Çalmaç, Ferdi Kanoğlu, Erdem Yılmaz, Can Ekşioğlu, Mehmet Sarıdağ, İsmail Yıldırım yaralandı. Ekşioğlu kaldırıldığı hastanede öldü. Sancaktepe karıştı: 1 ölü ‘Erdoğan’ önergesine ret Yeşilay şube başkanı içmeden sarhoş MARDİN (Cumhuriyet) Yeşilay Cemiyeti Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu, üniversiteli gençlerin Mardin’de “sarmaş dolaş gezdiklerini, sokakta ve parklarda öpüştüklerini” belirterek “Üniversiteliler ilimize ahlaksızlık getirdi” dedi. Mardin’de ahlaki çöküntü yaşandığını ileri süren Günlüoğlu, yetkilileri önlem almaya çağırdı. Yeşilay Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu yaptığı yazılı açıklamada “Artık kızerkek gençlerimiz özgürlük ve medeniyet adına el ele, kol kola, sarmaş dolaş, uluorta gezmeye, gün ortasında herkesin önünde hayâsızca sevişmeye başladılar. Büyükşehirler Ankara, İstanbul ve İzmir’deki gençler arasındaki hayâsızlık manzaraları Mardin’de de sık sık görülmeye başlandı. Artık bir kısım gençlerimiz kızerkek parklarda, çimenler ya da banklar üzerinde uzanarak işi öpüşerek sevişmeye kadar götürdü” ifadesini kullandı. Deniz Feneri acıklılığı “Siyasi hesaplaşma niteliğindeki davalar, yargılamanın her aşamasında ortaya çıkan hukuk zaaflarıyla artık inkâr edilemez hale gelmiştir. Siyasi kasta dayalı uzun tutukluluk halleri ve tutuklu milletvekilleri uygulaması, Deniz Feneri davasının acıklı görünümü Türkiye’de yargının artık tarafsız da bağımsız da olmadığını ortaya koymaktadır.” Tunceli’de mayınlı saldırı: 1 ölü, 1 kayıp TUNCELİ (AA) Ovacık ilçesinde, jandarma karakoluna erzak taşıyan sivil aracın geçişi sırasında meydana gelen patlamada Taner Tokmak adlı yurttaş yaşamını yitirdi. Aynı araçta bir kişinin daha bulunduğu, arama çalışmalarının sürdüğü öğrenildi. Bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı. Öte yandan Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Girmeli beldesine gelen terör örgütü PKK mensubu 2 kişi, Girmeli Çok Programlı Lisesi Müdür Yardımcısı Mehmet Ali İnan ile okulun hizmetlisi Sabahatin Doğan’ı bir otomobile bindirerek kaçırdı. Teröristlerin, okuldaki diğer öğretmenleri bir saatten önce jandarmaya haber verilmesi halinde arkadaşlarını öldürmekle tehdit etti. ‘Fiili zinaya gidiyor’ Gençlerin bu davranışları karşısında yetkilileri önlem almaya çağıran Günlüoğlu, “Önce el ele, sonra sarılarak, sonra da dudak dudağa öpüşerek fiili zinaya doğru gidiliyor. Derhal bu ahlaksız davranışların önüne geçilmelidir” diye konuştu. Baykal, gazetecilerin “Darbe komisyonuna darbe yaptınız” esprisine, “Darbelere karşı darbe yapmakta bir sakınca yoktur” karşılığı verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa ve TBMM İçtüzüğü’ne göre TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun milletvekillerini dinleme yetkisi bulunmadığını belirterek komisyonu eleştiren bir yazılı açıklamayı okudu ve toplantıyı terketti. Baykal, yazılı bir metinden okuduğu açıklamasında şunları söyledi: Milletvekilini sorgulayamazsınız: Araştırma Komisyonu marifeti ile milletvekilleri, bazı vatandaşları ya da bazı milletvekilleri, başka bazı milletvekillerini sorgulayamaz. Her zaman konuşabiliriz: Bu komisyonda görev yapan değerli arkadaşlarımın, askeri darbeler ve demokraside yaşanan tıkanıklıklar konusunda bir rapor hazırlarken benimle de istişare etmek, bilgi alışverişinde bulunmak ihtiyacını hissetmiş olmalarını doğal karşılarım. Fakat böyle bir görüşmenin gerçekleştirileceği ortam herhalde TBMM İçtüzüğü’ne aykırı bir çağrı ile oluşturulacak bir komisyon toplantısı ve onun ifade alma ve sorgulama yöntemi değildir. Sindirme komisyonuna dönüşmesin: Geçmiş dönemlerdeki darbelere ya da darbe girişimlerine gösterilen hassasiyet, bugünkü demokrasi ve hukukyargı ihlallerine sergilenen duyarsızlıkla çelişmemelidir. Darbe konusu, geçmiş dönemlerdeki komünizm ve irtica saplantıları gibi bir topyekun suçlama, sindirme ve soruşturma mekanizmasına dönüştürülmemelidir. Bazı davalara destek mi verilmek isteniyor: Eğer bu yöntemle, yargı organlarında yürütülmekte olan bazı davalara kamuoyu desteği sağlamak ve dava kapsamını belli kesimlere doğru genişletme çabalarına destek vermek amaçlanıyorsa bunun açık bir anayasa ihlali olduğu da bilinmelidir. Ne yazık ki bu çerçevede, Yassıada mahkemeleri de Silivri yargılamaları da adalet tarihimizin mahcubiyet sayfalarını oluşturmaktadır. Kendinizi sorgulayın: Dün, hiçbir yargı kararı olmadan sürgüne gönderilmiş bir siyasetçi olarak yapılan hukuksuzlukları Zincirbozan’dan Kenan Evren’e yazılı olarak bildirmiştim. Bugün de, Komisyona yetkisiz ve hukuksuz siyasi sorgulama girişiminin yanlışlığını ifade ediyorum. Komisyon, kendi yetkisini sorgulamak durumundadır. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında “yargıya emir ve talimat vererek suç işlediği” gerekçesiyle verdiği Meclis soruşturma önergesi reddedildi. CHP’lilerin 29 Ekim kutlamalarında gençlerin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” şeklindeki slogan attıklarını söylemeleri üzerine AKP’li Ömer Çelik’in “‘Başbakanımıza kapı kulları diyenler, gençlere Mustafa Kemal’in askeri’ diyor. Asker dışında gençlere layık bir tane tabiriniz yok mu?” demesi dikkat çekti. ‘21 yaşa’ açık kapı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, seçilme yaşını 18’e düşüren anayasa değişikliği teklifinin, diğer partilerin desteğine açık olduğunu söyledi. Canikli, “18 yaş dedik ama biri örneğin, ‘18 değil, 20, 21 olsun’ diyorsa, konuşulabilir. Kabul etmeleri halinde, askerlik şartı kalabilir de kaldırabiliriz de” diye konuştu. Bursa’da 4 gözaltı ? BURSA (Cumhuriyet) Bursa’nın Yıldırım ilçesinde açlık grevine destek vermek isteyen BDP’li gruba ülkücülerin saldırması sonucu başlayan gerginlik sürüyor. Bir grup, “Kahrolsun PKK” sloganı atarak BDP ilçe binasına yürürken bu sırada toplanan 200 kişilik BDP’li de polisle çatıştı. Güçlükle bastırılan gerginliğin ardından kayıtları inceleyen polis 18 yaşından küçük 4 kişiyi gözaltına aldı. İcapçı doktora ceza ? ANKARA (AA) Yargıtay 4. Ceza Dairesi, acil servise getirilen ağır hasta çocuğun durumunu evden telefonla talimat vererek yapan icapçı (nöbeti hastane yerine evde tutan ve her an hastaneden çağrılmayı bekleyen) doktorun cezalandırılmasına hükmetti. Adana Devlet Hastanesi acil servisine getirilen 3 yaşındaki bir çocuğa icapçı doktor ile telefonda görüşülerek tedavi uygulanmış ancak ilerleyen saatlerde çocuk yaşamını yitirmişti. ? MUĞLA (AA) İçişleri Bakanlığı tarafından görevine iade edilen Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, görevine başladı. Belediyeye gelişinda vatandaşlar ve belediye çalışanlarınca karşılanan Kocadon, “Biliyorsunuz buradan bir terörist gibi götürüldüm. Ama bakın belediye başkanı arkadaşlarımla ve sizin sevginizle bir kahraman gibi geri geldim” dedi. Kocadon görevine başladı C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle