19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2012 PAZAR 6 HABERLER OTOYOL VE KÖPRÜLER İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun CHP’li üyesi Gök, hükümeti suçladı ‘Uludere önlenebilirdi’ AYŞE SAYIN ANKARA TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde oluşturulan Uludere Alt Komisyonu’nun CHP’li üyesi Levent Gök, 11 aylık çalışmasının ardından rapor yazım aşamasına gelen komisyonun “vur emrini kimin verdiği” sorusunun yanıtına ulaşamadığına dikkat çekerek hükümeti ve Genelkurmay’ı 34 sivil yurttaşın yaşamını yitirdiği Uludere olayını “karartmak için dayanışma içinde olmakla” suçladı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde Uludere’de 34 sivil yurttaşın yaşamını yitirmesi olayıyla ilgili oluşturulan alt komisyon, muhalefet partili üyelerin, “olayın sorumluları konusunda Genelkurmay, ABD Savunma Bakanlığı ve Irak Bölgesel Yönetimi’nden bilgi ve belge istenmesi” yönündeki talebine karşın, AKP’li Alt Komisyon Başkanı İhsan Şener’in “ellerindekilerden farklı bilgi gelmeyeceği” açıklaması doğrultusunda yazım kararı aldı. ‘Yarım saat sonra fark edildi ama...’ F 16’ların ilk bombayı saat 21.36’da, son bombayı ise 22.24’te attığına işaret eden Gök, Uludere Kaymakamlığı’nın olaydan yaklaşık yarım saat sonra saat 23.00’te valiliğe olayla ilgili bilgi verdiğine dikkat çekti. Devletin, bombalama olayından yarım saat sonra yapılan “büyük hatanın” farkına vardığını, ancak gerekli önlemi almadığının anlaşıldığını kaydeden Gök, “Ama olay yerine de yardım gitmemiştir. Yaralıların bir kısmı soğuktan donarak, bir kısım kan kaybından ölmüştür. Saatlerce müdahale edilememiştir. Belki olaydan haberdar olunduktan hemen sonra helikopterlerle olay yerine ulaşılabilseydi, yaralıların bir kısmının kurtulma şansı olabilirdi” dedi. lamalara başlanacağı taahhüdünde bulunmasına karşın yerine getirilmediğini kaydeden Gök, sorumlular ile ilgili ise “Hava harekâtı yetkisi Genelkurmay’a aittir ve herhalde Genelkurmay da bu yetkisini kullanırken, Başbakan’ın olurunu almıştır” değerlendirmesini yaptı. ‘Kâr eden işletmeler yandaşlara peşkeş’ ? Uzunca bir süredir gündemde olan karayollarının özelleştirilme planı, 31 Ekim’deki ihaleyle tamamlanacak. Yapı Yol Sen İstanbul Şube Başkanı Orhan, “Böylesi önemli ve stratejik bir sektörde neden özelleştirme yapılıyor?” diye sordu. CİHAN ORUÇOĞLU ‘MİT üzerinden attı’ Kendilerinin Heron görüntülerini izlediklerini, ABD yapımı bir Predatör’ün de olay yerinden görüntü aldığının Amerikan WSJ gazetesinin haberiyle ortaya çıktığına dikkat çeken Gök, olayla ilgili MİT’in topu üzerinden atmak için “bizden görüş istenmemiştir” dediğine işaret etti. Olayla ilgili resmi kurumların sorumluluktan kurtulmak için birbirlerini suçladığını belirten Gök, ‘O gün hava koridoru kapatılacak’ emri gelince, yerel askeri birlikler çekiliyorlar. Oysaki yerel askeri birimlere o gün sınırdan geçen insanlar, köylüler olup olmadığı sorulsaydı, bu facia önlenebilirdi. Büyük bir istihbarat zaafiyeti var” diye konuştu. Komisyon çalışmalarını Cumhuriyet’e değerlendiren komisyonun CHP’li üyesi Gök, iktidar partisinin başından beri Uludere olayını “gizleme” gayreti içinde olduğunu söyledi. Komisyonun kendilerinin ısrarıyla kurulduğuna işaret eden Gök, “Komisyon kurulduktan sonra olay yerine yaptığımız ziyaretlerde bölge halkına, yakınlarını kaybedenlere ve Türkiye kamuoyuna bir taahhütte bulunduk; 15 Mart’ta komisyon raporumuzu açklayacağız diye. ‘Her şeyi bütün gerçekliğiyle açıklayacağız’ dedik, ama zaman ilerledikçe Baş bakan bu konuda tavrını sertleştirdi, Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün’e de, diğer komisyon üyelerine de baskı yapmaya başladı” dedi. Olayı basın üzerinden kamuoyuyla paylaştıkça iktidar partisinin muhalefet üzerinde de psikolojik baskı oluşturmaya çalıştığını kaydeden Gök, “Bir kere Başbakan ve Genelkurmay Başkanı 2 Ocak günü (2012), Heron görüntülerini bizzat başbaşa izlemişlerdir. Heron görüntülerinde her şey açık ve netken, her şey ortadayken, Genelkurmay ve iktidar partisi gerçekleri Türkiye toplumun dan gizleme gayreti içinde olmuştur” görüşünü dile getirdi. argılamalar başlamadı’ Türkiye sınırları dahilinde yapılan operasyonlarda “en büyük mülki idare amirenden izin alınması” zorunluluğu olduğuna dikkat çeken Gök, F16’ların kullanıldığı sınır ötesi operasyon konusundaki onay müessesesinin de Genelkurmay olacağına dikkat çekti. Olayla ilgili soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’nın da haziran sonu itibarıyla çalışmasını bitirip, yargı ‘Y GAZİANTEP BELEDİYESİ AKP’li başkana dava AKIN BODUR Mücadele onunla başladı ‘Gözaltında kaybedilenler’in aileleri ve insan hakları savunucularının mücadelesinin simgesi Toraman’ın ‘yitirilişi’nin üzerinden 21 yıl geçti İstanbul Haber Servisi Türkiye’de gözaltında kayıplara karşı yürütülen mücadelenin başlangıcı kabul edilen Hüseyin Toraman’ın kaybedilişinin dün 21. yıldönümüydü. Ailesinin ve yoldaşlarının verdiği mücadele ile başlayan hareket bugün de sürüyor ancak Toraman’ın bulunması için yapılan tüm girişimler, başvurular sonuçsuz kaldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı soruşturma da zamanaşımına uğradı. Hüseyin Toraman, 27 Ekim 1991 sabahı, pazar kahvaltısı için ekmek almak üzere evinden çıktıktan sonra, mahallelinin gözü önünde silahlı, telsizli, sivil giyimleri kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı bir araca bindirilerek kaçırıldı. Olay üzerine çağırılan polis, kaçıranların da polis olduğunu anlayınca olaya müdahale etmedi. Baba Ali Rıza Toraman olaya müdahale etmeyen karakol polisinin kaçıranların da polis olduğu yönündeki açıklamasını içeren ses kaydını dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e verdi. Sezgin, “Gözaltında olduğuna ve sorgulandığına ilişkin bir husus yoktur” dedi. Dönemin Başbakan’ı Süleyman Demirel de anne Hatice Toraman’a “Ne yapalım, oğlun cebimde mi ki çıkarıp vereyim” yanıtını verdi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde oluşturulan kurul olayın üzerine örten bir rapor hazırladı. Raporda oturduğu evdeki son kiracının Ermeni olmasına dayanılarak Toraman’ın Ermeni örgütleriyle bağlantısının olabileceği ve onlar kanalıyla yurtdışına çıkmış olabileceği yazıldı. İSKENDERUN Gaziantep’de Antep Fıstığı Geliştirme Sahası olarak görünen bir arazinin sahiplerinden alınıp bir Alman firmasına satılması ve işadamı Eyüp Göymen’e ait arasının ticaret alanına dönüştürülmesi sürecinde belediyeye 700 bin TL “bağış” alınmasıyla ilgili soruşturmada AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ve 23 kişi hakkında “görevi kötüyü kullanmak” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede sanıkların seçme ve seçilme haklarının da ellerinden alınmasını istedi. Gaziantep’te Antep Fıstığı Geliştirme Sahası olarak görünen 120 bin metrekarelik arazi, sahiplerinden işadamı Nuri Üysen tarafından 14. 9 milyon TL’ye satılmış, Üysen de araziyi 84 milyon TL’ye bir Alman firmasına satmıştı. Üysen, arazinin imara açılması için de bir bölümünü belediyeye bağışlamış, belediye daha sonra aynı yeri 20 milyon TL’ye Üysen’e satmıştı. Ayrıca işadamı Eyüp Göymen’e ait arazinin ticaret alınına dönüştürülmesi için belediye meclisinde yapılacak oylama öncesinde Göymen’den “bağış” adı altında belediyeye 700 bin TL para alınmıştı. Ayrıca arazinin imar değişikiliği için Göymen ve belediye arasında “protokol” imzalanmıştı. Her iki olayın 2008’de medyaya yansımanın ardından soruşturma başlatılmıştı. Gaziantep Cumhuriyet Savcısı Alim Yaşar tarafından hazırlanan iddianame tamamlandı. İddianamede AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ve 23 kişi hakkında “görevi kötüyü kullanmak” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi ve seçme ve seçilme haklarının da ellerinden alınmasını istendi. Gaziantep 2. Sulh Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti ve ilk duruşmanın 15 Kasım’da yapılmasına karar verdi. İddianamede sanıkların görevi kötüye kullanarak işadamlarına haksız kazanç sağladığı belirtildi. Nuri Üysen, “Belediye o alana 40 bin metrekarelik ticaret alanı yapmış. Bu planda var. Ve bu olay bizim Gaziantep ile bağımız yokken olmuş. O dönemde kimse fıstık alanı imara açılmış demiyordu. Bu olayın o süreçte gündeme gelmesinin nedeni benim AKP’den aday adayı olmam etkili oldu. Ben, arsa alım satımını Alman firması adına vekâleten yaptım. Ortada bir rant da yok. Olay tamamen siyasi” dedi. Her iki olayla ilgili İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermemiş, itiraz üzerine Danıştay 1. Dairesi, soruşturma izni vermişti. Otoyol ve köprülerin özelleştirme ihalesi 31 Ekim tarihinde gerçekleşecek. KESK’e bağlı Yapı, Altyapı, Bayındırlık, Tapu ve Kadastro Kamu Emekçileri Sendikası (YapıYol Sen) İstanbul Şube Başkanı Nizamettin Orhan, AKP hükümetinin bu özelleştirmeden beklediği tahmini gelirin 6 milyar dolar civarında olduğuna dikkat çekerek, “Özelleştirilmesi gündemde olan köprü ve otoyollardan sadece son 10 yılda 4.5 milyar dolar gelir elde edildi” dedi. Köprü ve otoyolların özelleştirilmesinin bir süredir hükümetin gündeminde olduğunu belirten Orhan, “Karayolları’ndan yapılan açıklamaya göre; bu yılın 8 aylık bölümünde köprü ve otoyollardan geçen araç sayısı 239 milyon 453 bin 989 olurken bu araçlardan elde edilen gelir 536 milyon lirayı geçti. Bu gelirlerin 138 milyon 682 bin 249 lirası Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinden elde edilirken 397 milyon 390 bin 789 lirası ise otoyollardan sağlandı. Köprü ve otoyollar bugüne kadar bizden toplanan vergilerle yapılan yatırımlar sonucunda çok ciddi bir gelir kapısı haline geldi. Peki, böylesi önemli ve stratejik bir sektörde neden özelleştirme yapılıyor” diye sordu. Karayolları, köprü ve otoyolların zarar eden kurumlar olmadığının altını çizen Orhan, “Bütün özelleştirmelerde olduğu gibi yine amaç kâr eden işletmelerin yandaşlara peşkeş çekilmesi. Köprü ve otoyollardan geçişlerde kullanılan nakit para, yerini zamanla OGS ve KGS’ye bırakmıştı. Şimdi de Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) ile karşı karşıyayız. HGS sistemi Hızlı Geçiş Sistemi değil, Hızlı Geçiş Soygunu’dur”. Halkın yararına diye propaganda edilen bu tarz adımlar, aslında karayollarını sermayeye peşkeş çekmenin bir ayağı olarak hayata geçiriliyor” dedi. ‘Tayin işlemlerine başlandı’ Karayolları Genel Müdürlüğü özelleştirme öncesinde gişe memurlarının gözden çıkarıldığını anlatan Orhan, şöyle devam etti: “Karayolları Genel Müdürlüğü özelleştirme öncesinde 600’e yakın gişe memurundan 224’ünün kadrosunu memur kadrosu olarak değiştirdi. Bunlardan 95 gişe memurunun tayinini çıkarmak için işlemlere başlandı.” ‘Mezarsız annelerin ülkesi’ C umartesi Anneleri 396. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Aileler, yetkililere, “Bir mezar sizi bu kadar mı korkutuyor?” diye sordu. Kayıp yakınları, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Mezarsız annelerin ülkesinde hangi adaletten söz ediyorsunuz? Kayıpların akıbetini açıklayın, failleri cezalandırın sonra bayramdan, huzurdan ve kardeşlikten söz edin” diyerek tepki gösterdi. 1995’te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, her bayram aynı hüznü yaşadıklarını vurguladı. 19 yıl önce kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şerif Taşkaya da artık yetkililere seslenmediklerini vurgulayarak “Fırat’a, asit kuyularına sesleniyoruz, sevdiklerimiz sizlerin dibinde mi? Verin onları bize” dedi. Kayıp yakınları adına basın açıklamasını okuyan yine gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak da kayıpların akıbetinin açıklanmasını istedi. (HÜLYA KESKİN) BAĞKUR MAĞDURU GÜNDÜZ CHP Hatay Milletvekili Ediboğlu, Genelkurmay’ın açıklamasını değerlendirdi ‘Her tarafta ABD’liler var’ İSKENDERUN (Cumhuriyet) musunuz? Kürecik Füze Kalkanı’nı NATBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi ve TO mu ABD mi kurdu? Türkiye mi isteCHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Edi di, NATO mu ısrar etti?’ sorularımızın ceboğlu, Genelkurmay Başkanlığı’nın “Su vabını maalesef doğru vermediler” diriye’de meydana gelen gelişmeler kap ye konuştu. Aynı olayı Suriye’nin düşürsamında Türkiye’de görevlendirilen düğü uçak ve Uludere olayında da yaşadıklarını anlatan Hatay milletvekili ABD askeri personeli ve birliğinin Ediboğlu şunları söyledi: “Bubulunmadığı” yönündeki açıknunla ilgili sorular sordulamasının gerçeği yansıtmağumuzda doğru olmayan dığını söyledi. ? Genelkurmay yanıtları, hem GenelPartisi CHP’nin İskenaçıklamasının gerçeği kurmay’dan, hem Dışderun ilçe örgütündeki yansıtmadığını söyleyen işleri Bakanlığı’ndan bayramlaşmaya katılan Hatay Milletvekili Edi Ediboğlu, “Bunu Kürecik Füze aldık. Sonra ortaya çıkan gerçekler onları yaboğlu, Genelkurmay BaşKalkanı konusunda lanladı. Bu konuda da kanlığı’nın açıklamasını gördük” dedi. doğru söylemediklerini düdeğerlendirdi. Genelkurmay şünüyorum” dedi. Başkanlığı açıklamasının gerçeği yansıtmadığını söyleyen Ediadece ofisi var’ boğlu, “Bunu Kürecik Füze Kalkanı kuMilli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, rulduğu sıralarda ve sonrasında sorduğumuz soruların yanıtlarında gördük. Suriye’deki gelişmeler kapsamında Sonra NATO Genel Sekreteri Rasmus ABD’nin Türkiye’ye asker gönderdiği idsen, Türkiye’ye geldiği zaman yaptığı ko dialarıyla ilgili, “Amerika’nın burada nuşmada, hem Genelkurmay Başkanlığı, ODC dediğimiz Savunma İşbirliği Ofihem Dışişleri Bakanlığı’nın yanıtlarının si var. Bunun dışında Amerika’nın ‘yalan’ olduğunu beyanıyla ortaya koy Türkiye’ye gönderilmiş ne bir askeri du. Yani bizim ‘İsrail’le bilgi paylaşıyor birliği , ne de bir gücü yoktur” dedi. 15 yıldır emekli ama maaşı yok! İstanbul Haber Servisi Yıldız Gündüz (60), BağKur emeklisi olmasına karşın 15 yıldır maaşını alamadığını söyledi. Yetkili birimlere başvurduğunda ise kendisine emekli olmadığının söylendiğini ve tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığını belirten Gündüz, “Ben 1997 yılında emekli oldum. Ancak devlet halen bana maaşımı ödemiyor. Devlet resmen yurttaşının hakkını gasp ediyor. Primlerimi ödedim ama maaşımı alamıyorum. Konuyla ilgili dava 21 Kasım’da Bursa’da görülecek” diye konuştu. Yıldız Gündüz, yasalar gereği 1997 yılında emekli olmasına karşın maaşının yatırılmadığını anlattı. Bursa’daki BağKur yetkililerinin kendisine 2001’den 2003’e kadar prim ödemesi halinde emekli maaşının ödeneceğini söylediklerini belirten Gündüz, “Ödemeleri yapmama karşın maaşımı alamıyorum. Bana yalnızca 2006’da bir kez maaş yatırıldı. Onu da 3 ay sonra ancak çekebildim. Burada bile karşıma sorun çıkardılar. 2009’da ise ‘emekliliğim konusunda yanlışlık yapıldığı ve bu durumun düzeltileceği’ söylendi. Ancak herhangi bir gelişme yaşanmadı” dedi. Genelkurmay: ABD askeri yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Suriye’de meydana gelen gelişmeler kapsamında Türkiye’de görevlendirilen ABD askeri personeli ve birliğinin bulunmadığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Dost ve müttefik ABD Silahlı Kuvvetleri’nin, 11 Aralık 1980’de imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması kapsamında İncirlik/Adana’da, 14 Eylül 2011’de imzalanan protokole göre Kürecik/Malatya’da ve ABD’nin Ankara Büyükelçiliği nezdinde faaliyet gösteren Savunma İşbirliği Ofisi (ODC) Başkanlığı’nda askeri personelinin görev yaptığı kaydedilen açıklamada, belirtilen askeri personelin dışında, Suriye’de meydana gelen gelişmeler kapsamında Türkiye’de görevlendirilen ABD askeri personeli ve birliğinin bulunmadığı bildirildi. AKP’den aday adayıydı ‘S C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle