19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EKİM 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 * Söz konusu Emniyet Müdürü, 2001 yılında, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Yardımı iken, Daire Başkanına“Ergenekon Terör Örgütü” diye hiçbir somut belgeye dayanmayan bir şema sunar. Ve bunlara operasyon yapılması gerektiğim ifade eder. Somut hiçbir şeyle desteklenmediği için gerçek bir polis şefi olan Sabri Uzun tarafından reddedilir. Ama daha sonra kurgulanan pek çok olan olmayan sahte belge ve yalancı tanıklarla yüzlerce asker, bilim adamı, siyasetçi ve gazetecinin Silivri betonuna gömülmesine sebep olurlar. Zorla terör örgütü yaratmaya çalışan böylesi bir adamın teröriste ağlamasında insancıl (!) bir yön arayanları anlamakta zorlandığını ifade edeyim. B Kim neye ağlıyor? en Balyoz davası sanıklarından Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel. 26 aydır Hasdal Cezaevi’nde tutukluyum. Malumunuz davanın ilk safhası sonuçlandı. Şahsıma müebbet hapis cezası verip, teşebbüsten(!) dolayı cezayı 18 yıla indirdiler. Her şeyi bir tarafa bırakın da sırf bizleri aşağılamak adına hiçbir yaptırımı olmayan “kocalık ve babalık haklarından mahrumiyet” yok mu, bu bile mahkemenin bize karşı ne kadar önyargılı olduğunun göstergesidir. Tarih 21 Eylül 2012. Yer, Silivri Cezaevi içerisinde bulunan mahkeme salonu. 250’si tutuklu, 364 sanığın yargılandığı “Balyoz” davasının karar günü. Herkes hükmü ayakta dinlemek zorunda, onun için salondaki herkes ayakta. (İtirazlar sonucu savcı da ayağa kalkmak zorunda kalıyor.) İlk pusuya düşürülüp vurulan bizler olduk şimdilik. Pusunun büyüğü Türk milletine kurulmuştur. Bu mahfiller çok iyi biliyorlar ki bizi düşüremeseler, milleti asla düşüremeyeceklerdi pusuya. Milletin kendine kurulan pusudan haberi var mı? Hatırı sayılı bölümüyle olmadığını düşünüyorum. Ve hükmün okunmasından sonra bir sanık sandalyeye fırlıyor ve öfkeden kısılan sesi ile “Türk askeri sadece Şemdinli’de, Şırnak’ta; Diyarbakır’da vurulmuyor, işte Silivri’deki bu sözde mahkemelerde de vuruluyor. Vurulduk ey halkım, haberin var mı? Aslında vurulan sensin, bu kurguyu yapanlar, seni savunmasız bırakmak isleyenlerdir” diye haykırıyor. Ben Balyoz davası sanıklarından Jandarma Kurmay Albay Önsel: ‘Vurulduk ey halkım haberin var mı?’ Hüküm okunurken dikkat çeken bir husus da sanıklardan pek çoğu, acı acı gülmenin dışında başka bir tepki vermiyor. Ama gazetecilerden bir bölümü ağlıyor, avukatlar ağlıyor, milletvekilleri ağ lıyor, güvenlik için gelmiş Mehmetçikler ağlıyor, bir kısım uzman çavuş ve astsubay ağlıyor (subay görmedim), yıllarca “Önce görev, ne yapalım idare edin” denilerek ihmal edilen çocuklar ağlıyor. Aslında hepsinin ağladığı şey, mülkün temeli olan adaletin ölümünedir. Aynı anda Şemdinli’de şehit olmuş dağ gibi bir astsubayın cenazesinde küçük kız ağlıyor sessizce. Ağlaması, babasız büyüyeceği günleredir. Ve bir kadın, şehit olan eşinin ardından “Hainleri sevindirmeyeceğim” diyerek gözyaşlarını yüreğine döküyor. Yüreğine dökülen gözyaşları babasız büyüteceği çocukların acısınadır. Ve bir annenin, kokusuna doyamadığı şehit oğlunun ardından “Vatan sağ olsun” diyerek gizlemeye çalıştığı ıstırap, oğulsuzluğun sızısınadır. Ve bir Emniyet Müdürü tam da bunlar yaşanırken “Önce vatan değil, insan” diye çıkışıyor Diyarbakır’dan, “Vatan sağ olsun” diyen şehit analarını azarlarcasına. Tam ne demek istediğini anlamaya çalışırken “Dağda öldürülen teröriste ağlamayan insan değildir” diye devam ediyor lakırdısına pervasızca. Evet, bir Emniyet Müdürü mücadele etmesi gereken teröriste ağlamaktadır, neden acaba, diye düşünür insan? (*) Ve bir kısım insan Barzani ile gurur duyuyor Ankara’nın ortasında. Ve bir millet içten içe ağlıyor. Ağladığı ülkesinin düşürüldüğü durumadır. Ama gün ağlama günü değil; silkinme, ayağa kalkma ve haykırma günüdür. Diyor ya şair: “Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et! Unutma ki direnmeyen, haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş çocuk gibidir...” Geleceğimize, değerlerimize, onurumuza sahip çıkma zamanı gelmedi mi? Ülkeyi bu karanlıklardan ancak milletin azim ve iradesi çıkarır. Muhabbetle... Tabletler, Telefonlar, Fikirler Artık devir tablet ve cep telefonu devri. Tabletlerle cep telefonları birleşip yeni bir dönemin sinyalini çoktan verdi. Çok seyahat ettiği için tabletlerin çok işine yaradığını söyleyen de var, bir iki saat boş zamanında bile bir yerde oturup bu sayede çalışabildiğini söyleyen de... Hiç işi olmasa da yalnızca oyun oynamak, hava durumuna bakmak, gezi planlamak için kullanan da var, sosyal medya, arkadaşlarla sohbet için elinde tabletle dolaşan da... Bir telefon üzerinden banka işlemlerinizi, devletle olan dertlerinizi, gezi planlamanızı, her türlü bilet işlemini; evden, arabadan kitaba, giyimden, mücevherden antikaya kadar akla gelecek her türlü alışverişi, dünyanın herhangi bir yerindeki insanlarla görüşmelerinizi yapabildiğiniz yeni bir dünya bu... ??? iPhone, iPad mucidi, Steve Jobs’un eski, yayımlanmamış bir röportajı ölümünden sonra film haline getirildi. Geçenlerde televizyonda da gösterildi. Jobs, Apple şirketinin kurucularından biri. Ama şirket büyüdükten sonra yöneticilerle anlaşamayıp bir anlamda şirketten kovuluyor. Gidip kendi şirketini kuruyor. Bu şirketi Apple daha sonra satın alıyor ve Jobs geri dönüyor. İşte röportaj Jobs’un şirkete yeniden dönüşünden bir yıl önce çekilmiş. Jobs, Apple’ın o andaki haliyle devam ederse pazar payını giderek kaybedeceğini ve batacağını öngörüyor. Bunun en önemli nedeni olarak da yaratıcılığın kaybedilmesinin altını çiziyor. ??? Jobs’u yalnızca bilgisayar alanında değil her sektördeki yöneticilerin özellikle dinlemesini çok istedim. Yaratıcılığın, farklılığın, bunun için çaba harcamanın uzun vadede ne kadar önemli olduğunu söyleyen Jobs, pazarlamacıların giderek önem kazandığını, bu nedenle büyüyen şirketlerin ruhunu kaybettiğini (buna Microsoft’u da örnek veriyor) giderek yalnızca ne tutuyorsa onu üreterek tekel haline gelmeye çalıştığını anlatıyor. Belki bu röportaj o günlerde yayımlansaydı pek çok kişi ona, işten atılmış ve kızgınlıkla bunları söyleyen biri olarak gülecekti. Ama Jobs geri döndükten sonra şirketi bir anda bambaşka bir hale dönüştürdü ve dünyanın en büyük bilgisayar ve cep telefonu şirketi haline getirdi. Satış ve pazarlamacıların pek ilgilenmediği yaratıcı fikirlere önem ve zaman ayırarak... Çünkü herkesin elinde rahatlıkla kullandığı bütün bu ürünlerin gerçekte uçuk birtakım adamların fikirleriyle başladığını unutmamak lazım. Eski Jandarma Genel Komutanı ve eski MİT Müsteşarı, emekli Orgeneral Koman: JİTEM’i kullandılar HATİCE TUNCER Rus gemisi boğazı geçti ? Haber Merkezi Rus donanmasına ait savaş gemisi, dün, Çanakkale Boğazı’ndan geçti. Marmara Denizi yönünden Çanakkale Boğazı’na giriş yapan “PM56” adlı yardımcı sınıf savaş gemisinin geçişine Sahil Güvenlik botu eşlik etti. Ege Denizi’ne doğru yol alan geminin gideceği liman hakkında bilgi verilmedi. Tekrar kırmızı bülten isteği ? İstanbul Haber Servisi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi “Poyrazköy” davasının firari sanığı eski Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven Yaşer hakkında çıkarılması istenen ve Interpol tarafından iade edilen kırmızı bülten talebinin yeniden çıkarılmasına hükmetti. Interpol, söz konusu talebi, Yaşer hakkındaki suçlama gerekçelerini yetersiz bulduğu için reddetmişti. Kitaplara suç duyurusu ? İstanbul Haber Servisi Eğitim Sen, Maltepe’de ilköğretim okullarına dağıtılan ırkçı, ayrımcı görüşler içeren kitaplarla ilgili olarak kamu görevlileri ve yayıncılar hakkında suç duyurusunda bulundu. EğitimSen 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğan, kitaplarda tarihsel ve bilimsel gerçeklerin tersyüz edildiğini söyledi. 28 Şubat soruşturmasından tutuklu bulunan eski Jandarma Genel Komutanı ve eski MİT Müsteşarı, emekli Orgeneral Teoman Koman Ergenekon davasında tanık olarak dinlendi. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve İP lideri Doğu Perinçek’in savunma tanığı olarak dinlenen Koman, Veli Küçük’ü tanıyıp tanımadığı sorusu üzerine “Ben Jandarma Genel Komutanı iken terfi sırası gelmişti. Giresun Bölge Komutanlığı’na ben tayin ettirdim” diye konuştu. Başkan Hasan Hüseyin Özese’nin “JİTEM ile ilgili ne biliyorsunuz” sorusu üzerine Koman, “Ben ‘JİTEM diye bir şey yoktur’ dediğim için kıyamet koptu. Jandarma istihbarat kurumu olarak, kendi arasında personelle kurulmuş. JİTEM diye bir devlet kurumu yoktur. Ancak bölgede görev yapan bazı kişilerin bu adı kullanarak bazı illegal işler yap ‘ŞEMADA ÜÇÜNCÜLÜĞE DÜŞMÜŞÜM’ K oman, Doğu Perinçek’in “11 yıl iç ve dış güvenlikle ilgili en üst düzey sorumluluklarınız vardı. Ergenekon diye bir örgütü duydunuz mu?” sorusuna “Hayır” diye yanıt verdi. Perinçek’in “Dava dosyasına Şenkal Atasagun’un müsteşarlığı döneminde Ergenekon örgütünün MİT tarafından yapılmış şeması gönderildi. Siz bu şemada Ergenekon örgütünün en üst komitesinde varsınız” demesi üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese araya girerek “Perinçek’in bahsetti ği mahkeme tarafından açıklanmış, kabul edilmiş bir şema değil. Perinçek’in iddiası” diye uyardı. Koman’ın “Görebilir miyim?” demesi üzerine Perinçek şemayı Koman’a iletti. Koman’ın “Ben böyle şemaları dergilerde gördüm. Benim gördüklerimde ben ikinci sıradaydım, üçüncüye düşmüşüm” sözleri, gülüşmelere neden oldu. “MİT Kontterör Dairesi” için Koman “Benden önce kurulmuş ve kapatılmış. Başına Mehmet Eymür getirilmiş, ama bunlar benden önceydi” dedi. tıkları bir gerçektir. Benden önce bu adın kullanılması yasaklanmıştı. Ben de yasaklamıştım” dedi. Koman, JİTEM ile ilgili tahkikatın kendisi göreve gelmeden önce tamamlandığını belirterek “Ben tartışmalar üzerine Jandarma İstihbarat Gruplarında araştırma yaptırdım. Teçhizat Malzeme Kadro olmadan böyle bir yapı zaten mümkün değildir. Kendi kendilerine gelin güvey olmuşlardır” dedi. Koman, “Derin devlet var mıdır, böyle bir yapıyla karşılaştınız mı” sorusu üzerine “Türkiye’de derin devlet yoktur. Sathi devlet vardır” dedi. “Gladyo diye bir şey duydunuz mu” sorusu üzerine Koman “NATO kuruluşudur. Belli amaçları için şimdi o amaçları söylemeyeyim, üye ülkelerde kurulmuştur. Türkiye’de Gladyo benzeri kuruluşlar olmuş. Faili meçhuller, zor kullanılarak iş yaptırı yorlarmış. 12 Eylül’den sonra Kenan Evren, ‘bu tür kuruluşlarla ilişkiye girilmeyecek’ diye genelge yayımladı. Sadece Garnizon Komutanlıkları’na isterlerse sonradan adı Özel Harp Dairesi olan Seferberlik Tetkik Kurulu’ndan bilgi alabilecekleri bildirildi” dedi. Koman, JİTEM’in kurucusu olduğunu söyleyen emekli Albay Arif Doğan ve 1993’te Ankara’da öldürülen Binbaşı Cem Ersever’i tanımadığını söyledi. Kabine’de görüşüldü Bayramda hava durumu ? Haber Merkezi Yurtta etkili olan yağışlar Kurban Bayramı’nın ilk gününden itibaren Doğu’ya hareket edecek. Bugün ve yarın tüm bölgeler bulutlu. Bayramın ilk günü, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Muğla ve Denizli çevreleri yağışlı. İkinci gün, yağış batı bölgelerinde etkisini yitirecek. 3. gün doğu çok bulutlu, Güneydoğu yağışlı. Dördüncü gün ise Van ve Hakkâri yağışlı. Yeni cezaevi düzenlemesi netleşiyor Lapseki’den geçen Çınarlıdere’de de taşkın yaşandı. Dere yatağında bulunan Cumhuriyet Mahallesi’ndeki yaklaşık 20 evi su bastı. BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 3612 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT MUZAFFER AKAR 21.10.2012 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 22.10.2012 Pazartesi günü kaldırılan meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI Köprü ve otoyollar ücretsiz ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu’nun ardından açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kurban Bayramı ve Cumhuriyet Bayramı boyunca köprü ve otoyolların ücretsiz olacağını açıkladı. Uygulama, bugünü yarına bağlayan gece yarısından 30 Ekim Salı günü sabah saat 07.00’ye kadar sürecek. Yurtta sel sezonu başladı Haber Merkezi Çanakkale’nin Biga ve Lapseki ilçelerindeki etkili yağış, yaşamı olumsuz etkiledi. İlçeye bağlı Balıkçeşme beldesindeki dere de 7 kez taştı. Doğankent bölgesindeki bazı evlerin bodrum katlarını su bastı. Tekirdağ’da sağanak yurttaşlara zor anlar yaşattı. Saray ilçesine bağlı Bağlar mevkiinde aşırı yağış nedeniyle yol çöktü. Bu sırada bir plakalı mazot tankerinin arka kısmı çöken yola takıldı ve araç asılı kaldı. Saray’da yoğun yağmur suları nedeniyle evlerinde mahsur kalanlar traktör ve iş makineleriyle kurtarıldı. İlçedeki ilk ve orta dereceli okullar valilik kararıyla bugün tatil edildi. Balıkesir’e bağlı Marmara Adası’nda önceki gün akşam başlayan ve gece devam eden sağanak yağış sele neden oldu. Bazı aileler araçlarını sel sularına kapılmaması için iple ağaçlara bağladı. Antalya’nın Manavgat ilçesinde de yağış nedeniyle bazı ev ve işyerleri ile devlet hastanesini su bastı. 2B’de süre uzatılıyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Ali Babacan , 2B arazileriyle ilgili başvuru sürelerinin uzatılacağını açıkladı. Babacan, Bakanlar Kurulu’nun ardından yaptığı açıklamada “2B ile ilgili müracaat süresini 3 ay uzatıyoruz” dedi. ? İstanbul Haber Servisi Leonardo da Vinci’nin Haliç için tasarladığı köprünün uluslararası bir gönüllüler grubu tarafından yaptırılacağı bildirildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Farklı ülkelerden çok sayıda önemli ismin destek verdiği gönüllüler grubunun 3 yıldır sürdürdüğü çalışmalar sonucunda, projenin belediye için hiçbir maliyet oluşturmadan hayata geçirilebileceği ortaya çıktı” denildi. Köprüyü gönüllüler yapacak Gürültü kavgası kanlı bitti İstanbul Haber Servisi Beşiktaş’ta otomobilleri içerisinde yüksek sesle müzik dinleyen 3 arkadaşı uyaran 19 yaşındaki genç, bıçaklanarak öldürüldü. Nispetiye Caddesi’nde geçen gece üniversite öğrencisi bir grup, otomobilin içerisinde yüksek sesle müzik dinlemeye başladı. Müziğin sesinden rahatsız olan ve sesinin kısılmasını isteyen Erkan Altıntaş (19), 3 kişiyi uyardı. Tepki gösteren 3 arkadaş, Altıntaş’a çıkıştı. Arkadaşlarını toplayıp tekrar olay yerine gelen Altıntaş, arabadaki gençlerle kavga etmeye başladı. Kavgada Erkan Altıntaş bıçaklanarak öldürüldü. Altıntaş’ın dayısı Mustafa Soyboğa, olayla ilgili “Yeğenimi 12 yerinden bıçaklamışlar. Benim yeğenim kapıcı çocuğuydu. Zanlılardan bir tanesi de yan apartmanda oturuyormuş. Birbirlerini daha önce hiç görmemişler. Benim isteğim en ağır cezayı almaları. Cinayeti işleyenlerden birisi de üniversite öğrencisi” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yasa Tasarısı’nın görüşüldüğünü belirtti. Babacan, tasarı ile birlikte mahkumların, eşleriyle 24 saat görüşmesini öngören düzenlemeyi de hayata geçirmeyi planladıklarını belirtti. Babacan’ın verdiği bilgiye göre evli olan hükümlüler 3 ayda bir, 3 saatten 24 saate kadar eşleriyle görüşebilecek. Açık cezavlerinde ev izni yılda 4 keze çıkarılacak. Hükümlü ve tutuklu çocuklar, anne ve babasıyla 2 ayda bir 3 saatten 24 saate kadar görüşebilecek. Tasarıyla hükümlü ve tutukluların mazeret izinlerini geçirecekleri yerler de düzenleniyor. Babacan, bu konuyla ilgili olarak “Ölüm veya hastalık nedeniyle izin verilen hükümlü veya tutuklular, ikinci derece dahil kan ve kayın hısımlarının evinde, dış güvenlik görevlileri tarafından güvenli görülen başka bir yerde, gidilen yerde bulunan kapalı ceza infaz kurumunda kalabilecekler. Bu yerlerden hangisinde kalınacağına idare amirince karar verilecek” dedi. Düzenlemeyle, “hayatını yalnız idame ettiremeyen mahkumun cezasının infazı iyileşinceye kadar” ertelenebilecek. Babacan, bu değişiklikle şu anda cezaevinde bulunan 310 tutuklunun durumunun yeniden değerlendirilebileceğini söyledi. İS TA N BU L CU M OK ÇA Ğ RIS I 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINI ANKARA’DA KUTLUYORUZ YERİNİZİ AYIRTIN! HAREKET SAATİ: 01.00 HAREKET YERİ: KADIKÖY EVLENDİRME DAİRESİ ÖNÜ TELEFONLAR: 0535 793 44 14 0535 815 62 47 0532 236 85 90 w w w .c um ok is tan bu l. or g C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle