23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EKİM 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER İHD uluslararası kurum ve kuruluşlara mektup göndererek duyarlılık çağrısında bulundu 5 Yerel yönetimler onlarda hemen hemen... O zaman ne yapılması gerekir? Demokrasi ve özgürlüklerin üniter devlet yapısı içinde genişletilmesi. İş, aş ve ekmek... ??? Biz toplum olarak neresindeyiz yaşamın? Ne zaman kan gölünde yaşamaktan bıkacağız? İnsan olmanın bedelini, faturasını ödeyen biziz... Ben kendi adıma “artık yeter” diyorum. Poşu takan gençleri, parasız eğitim isteyen üniversiteli gençleri, çevrecileri, bilim insanlarını, gazetecileri, seçilmiş sekiz milletvekilini, Güneydoğu’da belediye, il ve ilçe başkanlarını zindanlarda çürütüyorsunuz. Bugünlerde TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu üyesi milletvekilleri, işkencecilerin ağababalarını dinliyor. Hepsi sütten çıkmış ak kaşık... Cezaevlerinde yine açlık grevleri var 40 gündür... Bunun sonu “ölüm oruçları”na gider. Açlık grevlerine insani boyutta bakalım, ölümlere göz yummayalım. Bunun acısını yaşadık yıllar önce... Ölümler gördük “Hayata Dönüş operasyonu” diye... Kan gölünde boğulduk, askeri darbeler gördük, işkencelerden geçtik. ??? Çocuklarımızı terör tuzaklarına, terör örgütlerine teslim etmememin yolu açıktır: “Eğitim!” Onun için okul basıyor, yakıyor, öğretmen kaçırıyor PKK... Bu tuzağa devletin düşmemesi gerekir! Açık açık soruyorum: “Şehitler ölmez vatan bölünmez demekten bıkmadık mı?” Yurtsever olmanın, akılcı olmanın tam zamanıdır... Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük! İnsanı insan yapan zaten budur! ??? Okurlara not: Yarından sonra bir hafta yokum. Şimdiden herkese iyi bayramlar... 51 kişi ölüm sınırında ? Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmemesini protesto etmek için başlatılan açlık grevi 42. gününe girdi. MAHMUT ORAL/ CİVAN DEĞER Tuzak, Hayat ve Ölüm... Barış, kardeşlik, demokrasi... Adalette eşitlik, hak ve hukuk. Yaşam hakkı! Din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı yapmamak. Akan kanın durması. Düşünceyi ifade özgürlüğü. Hep bunları söylemişsiniz, “yaşam hakkı” demişsiniz, Habur’da “çadır mahkemeleri” kurdurmuşsunuz, Oslo’da toplanmışsınız, “Gerekirse İmralı’ya gider görüşürüz” diye haykırmışsınız bir hafta önce. Sonra? Sonrasında şöyle dediniz: “Teröristlerle kucaklaşanlarla bizim konuşacak bir şeyimiz yok!” Kim onlar? Bağımsız seçilen, ardından BDP’ye giren, grup kuran, Meclis’te bulunan milletvekilleri. Halk seçmiş! Yani milli irade... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya’da onlarla görüştü. Biliyorsunuz... ??? Bu kucaklaşma Habur’da da olmuş, üstelik çadır mahkemeleri kurulmuş oraya. Gelenler, Kandil’dendi! O gösteriyi unutmadık. Toplumun büyük bölümü size destek verdi, akan kanın durması için gösterdiğiniz çabaya. Adı “Kürt açılımı”ydı. Kürtlere kucak açmıştınız, “ileri demokrasi” sözü vermiştiniz. Bir yıl önce yüzde 50’yle sandıktan çıktınız. Devlet terörü durdurmak için her yolu dener. Amaç toplumun mutluluğu içindir. Terör durmadı, durmaz da... İç ve dış güçlerin desteği! Bir başka deyişle emperyalist devletlerin desteği. Bunu biliyorsunuz... Şehit haberleri, bayrağımıza sarılı tabutlar. Polis, asker, güvenlik güçleri görevini yapıyor ama Güneydoğu’daki terör büyük kentlere iniyor... Güneydoğu’dan Kürt seçmenin oyunu AKP ve BDP’nin bağımsızları alıyor. CHP’Lİ VELİ AĞBABA: DİYARBAKIR/ BATMAN Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmemesini protesto etmek, anadilinde eğitim ve savunma hakkı için 12 Eylül’de başlatılan açlık grevleri 42. gününe girerken, 51 tutuklu ve hükümlü ölüm sınırına geldi. Kürt aydın Musa Anter’in çocukları Dicle ve Rahşan Anter de sembolik açlık grevine girdi. İHD ise Cumhurbaşkanı, Başbakan, büyük elçilikler ve uluslararası kurum ve kuruluşlara mektup göndererek duyarlık çağrısında bulundu. Kürt sorunun çözümü için 12 Eylül’de başlatılan süresiz dönüşümsüz açlık grevleri 42. gününe girerken, 58 cezaevinde 600’den fazla tutuklu ve hükümlünün açlık grevinde olduğu belirtildi. Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde 15, Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde 9, Siirt E Tipi Cezaevi’nde 10, Bolu F Tipi Cezaevi’nde 10, Erzurum Oltu T Tipi Cezaevi’nde 7 kişinin ölüm sınırında olduğu bildirildi. İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim ve Hukuk Komisyonu üyesi avukat Serdar Çelebi, 12 Eylül’den bu yana açlık grevinde olan tutuklu ve hükümlülerden önemli bir bölümünün ağır sağlık so Grevdekilere yasak geldi AYŞE SAYIN İHD Diyarbakır Şubesi açlık grevleriyle ilgili basın açıklaması yaptı. runları ile karşı karşıya geldiklerini, bünyelerinin artık sıvı kabul etmediğini, kan kusan ve tükürenler olduğunu açıkladı. Çelebi, “Bu aşamadan sonra bu insanların artık geri dönüşü olmayan yola girdiklerini söylemeliyiz. Bu mahkumların organlarını kaybettiklerini söyleyebiliriz” dedi. İHD Diyarbakır Şubesi de bazı sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM Başkanlığı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet ve Sağlık bakanlıkları, büyükelçilikler, Uluslararası Ceza Mahkemesi, İnsan Hakları Federasyonu, Dünya Sağlık Örgütü, Kızılhaç, İslam Konferansı, Mandela Vakfı’nın da yer aldığı çok sayıda kuruluşa mektup göndererek açlık grevlerine karşı duyarlık çağrısı yaptı. İHD Şube Başkanı Raci Bilici, “Belki sizden uzaktır, belki seslerini duyamıyorsunuz, belki bu feryatların size ulaşması engelleniyor ama cezaevlerinde yüzlerce mahpus, ölümün eşiğinde. Sizler bir çaresi kalmadığı için bedenini ölüme yatırmanın ne demek olduğunu bilir misiniz? Günlerdir birçok alanda haykırıyoruz. Bu grevler artık kritik eşiğe gelmiştir. Lütfen duyarlık gösterin” dedi. Musa Anter’in çocukları Dicle Anter ve Rahşan Anter eyleme destek olmak için 1 günlük sembolik açlık grevine girdiklerini duyurdu. ANKARA CHP’nin Cezaevi Komisyonu üyeleri Veli Ağbaba ve Nurettin Demir, Sincan Cezaevi’nde kalan hükümlülerle görüştü. Sincan Cezaevi’nde bulunan 12’si kadın, 14’ü erkek olan PKK ve KCK’li tutuklu ve hükümlüleri geçen cuma günü ziyaret ettiklerini belirten Veli Ağbaba, dün itibarıyla açlık grevinde 18. güne girdiklerini belirtti. Hem kadın hem de erkek tutuklularla görüştüklerini belirten Ağbaba, hepsinin talebinin “anadilinde eğitim ve Öcalan’a tecrite son verilmesi” olduğunu bildirdi. Açlık grevindekilerin vitamin, su, çay, meyve suyu gibi içecekleri tükettiklerini anlatan Ağbaba, “Kendilerine, açlık grevlerinin geri dönüşü olmayan sonuçları olduğunu, 2000’li yıllarda da açlık grevi yapıldığını ve çok acı olaylar yaşandığını anlattım” dedi.Ağbaba, açlık grevindekilere mektup ve görüş yasağı uygulandığını bildirdi. AÇLIK GREVLERİ BDP’liler Tekirdağ’a yürüyor İstanbul Haber Servisi BDP İstanbul İl Örgütü, açlık grevlerine dikkat çekmek ve destek vermek için 500 kişiyle Tekirdağ’a yürüyecek. Bir hafta sürmesi beklenen yürüyüş, bugün Esenyurt’tan başlayacak. Aydınlar da hazırladıkları bildiri ile hükümete geç olmadan taleplerin karşılanması için “somut adımlar at” çağrısı yaptı. 12 Eylül’de siyasi tutuklular tarafından cezaevlerinde başlatılan süresiz ve dönüşümsüz açlık grevlerinde kritik eşik aşıldı. BDP İstanbul İl Örgütü açlık grevlerine dikkat çekmek için bugün Esenyurt’tan Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne doğru yürüyüşe geçecek. Yürüyüş hakkında bilgi veren Erkan Taş yürüyüşün bugün saat 12.00’de BDP Esenyurt İlçe binası önünden başlayacağını belirtti. Taş, “Yürüyüşün 7 gün sürmesini planlıyoruz. Böyle tasarlıyoruz, ancak ne kadar süreceği yürüyüşün kendi akışı içerisinde belli olacaktır” dedi. Aralarında akademisyen, gazeteci ve sanatçıların bulunduğu bir grup aydın açlık grevlerinin bayram tatili öncesinde sonlandırılabilmesi için hükümeti harekete geçmeye çağıran bir bildiri hazırladı. Bildiriye aralarında Vedat Türkali, Ahmet İsvan, Prof. Dr. Ali Nesin, Ahmet Telli, Prof. Dr. Ayşe Berkman, Prof. Dr. Fatma Gök , Ferhat Tunç , Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Orhan Alkaya, Sennur Sezer, Suavi, Şanar Yurdatapan, Ufuk Uras’ın da bulunduğu 122 kişi imza attı. 2013 BÜTÇESİ MEMURU MEMNUN ETMEDİ ‘Yük dar ve sabit gelirlinin sırtında’ MUSTAFA ÇAKIR MGK TOPLANTILARI ANKARA Hükümetin TBMM’ye sunduğu 2013 bütçesi memuru memnun etmedi. Türkiye KamuSen Başkanı İsmail Koncuk, memur ve dar gelirlilerden alınacak olan KDV yüzde 18, ÖTV de yüzde 17 oranında artarken büyük şirketlerden alınan ve geçen yıl 29 milyar lira olan kurumlar vergisinde ise hiçbir artış olmayacağına dikkat çekti. Koncuk, “Yük, kamu çalışanlarının, dar ve sabit gelirlilerin sırtına biniyor. 2013 çileli bir yıl olacak” dedi. Koncuk’un, değerlendirmeleri şöyle: Dolaylı vergi olarak adlandırılan Özel Tüketim Vergisi tahsilatı yüzde 16.9’luk bir artışla 71 milyar liradan 83 milyar liraya; KDV tahsilatı da yüzde 18.3’lük bir artışla 82 milyar liradan 97 milyar liraya çıkarılıyor. 2012 yılında 29 milyar TL olan kurumlar vergisi ise yine 29 milyar TL. Sıfır artış. Yani kamu çalışanlarının, dar gelirlilerin ödediği vergi yükü artarken büyük şirketlerin, zenginlerin ödediği kurumlar vergisi yerinde sayıyor. Yük, kamu çalışanlarının, dar ve sabit gelirlilerin sırtına biniyor. 2013 yılında vergi gelirlerine eklenmesi düşünülen 39 milyar TL, ortalama yüzde 14’lük bir vergi artışı anlamına geliyor. Gelecek yıl Türkiye’de yüzde 4’lük bir büyüme; tüm mal ve hizmet fiyatlarında yüzde 5.3 ve toplanacak tüm vergilerde yüzde 14’lük bir artış olacak. ÖTV ve KDV’nin artması kamu çalışanlarının alım gücünün düşmesi anlamına geliyor. Kamu çalışanlarının alım gücü bir yılda zaten 200 TL’nin üzerinde düştü. ÖTV’deki yüzde 17, KVD’deki yüzde 18’lik artışa karşın, kamu çalışanlarının ücretlerine gelecek yıl yüzde 3+3 zam yapılacak. Bu zam kamu çalışanlarının durumunu kurtarmıyor. Kamu çalışanı, işçi, emekli, dul, yetim, gazi, şehit yakını gibi dar ve sabit gelirli yurttaşların sırtına binen bir bütçe. 2013 çileli bir yıl olacak. AB’nin adı silindi BARKIN ŞIK ANKARA Tam üyelik müzakerelerinin başladığı 2005 yılından bu yana Türkiye’ye yönelik en sert raporunu hazırlayan AB’nin adı MGK’den silindi. 19 Ekim’de gerçekleşen MGK toplantısından çıkan bildiride AB’den tek satır söz edilmedi. 2003 yılında AB konusu 3 ayrı MGK toplantısında ele alındı. 2004 yılında 2, 2005 yılında 1, 2006 yılında 2 kez MGK toplantılarında gündeme gelen AB, en son Aralık 2009’da MGK’nin gündemine geldi. O tarihten bu yana AB ve Türkiye’nin “tam üyelik hedefi” yönündeki hiçbir ifade MGK bildirisine yansımadı. 2009’daki MGK değerlendirmesi AB Lizbon Anlaşması sonrasında yapıldı. MGK, o dönemde Türkiye’nin tam üyelik hedefinin “kararlılıkla” sürdüğü vurgusunda bulunarak şu açıklamayı yapmıştı: “Ekim 2005’te başlayan Avrupa Birliği üyelik müzakerelerindeki ve reform sürecimizdeki mevcut durum, son gelişmelerin de ışığında ele alınmış; Lizbon Anlaşması sonrası Avrupa Birliği kurumlarındaki yeni yapılanmalar ve Aralık 2009 zirve sonuçları tüm yönleriyle değerlendirilmiştir.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle