14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EKİM 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER İneği kovalıyor otuz kişi... Bayramda kesince, üzerine binip cennete gidecekler... “Yedi hisse” dedi birisi... Dolmuş gibi mübarek... ? Olabilir... Biz inekler, bir parlamento dolusu mebusu, bir o kadar devlet adamını, bunca genel müdürü, müsteşarı, danışmanı... Koyun üzerine oğullarını, kızlarını, gelinlerini, damatlarını... Enişte, dünür... Tümünü cennet vatanın üzerinde taşıyoruz ya... ? Televizyonda inek kaçtı... Üçü duvarın arkasından sine sine ineğe yaklaştılar... Atladılar üzerine... İnek orada değildi... ? Zabıta yardıma geldi... Zabıta amirinin dürbünü var, ineğe bakacak çünkü... Birisi “Üzerine atlayıver enişte” diye bağırdı, enişte havalanıp atladı, ama inek orada yoktu, asfalta kapandı... ? Kamyon getirdiler... İnek kamyondan korkmazmış... Kamyonun arkasına gizlenip ineğe yaklaştılar, inek kamyondan kaçmadı, kamyonun kasasından çıkıp aniden yedisi birden atladılar üzerine... Havadan inerken baktılar... Gitmiş... Yere yapıştılar... Elinde halatla sonradan yetişen bağırdı: “İneğin üzerine binilir mi Hüseyin?..” Hep böyle yapıyorlar... İneğe güveniyorlar... ? Sonra soruyorlar zaten: “Dünyanın en pahalı benzinini niye bize satıyorlar?..” Ya da: “Bu zamlar ne?..” ? Diyeceksiniz ki “İnekle ne alâkası var?” hani... Kesik kafası ile kendisini kesenleri sırat köprüsünden geçirip cennete götüreceğine inanıyorsunuz da... Benzin zammını ineğin yaptığına niye inanmazsınız?.. ? Oturup izleyin akşamları... İnek önde... İnsanlar peşinde... 3 İnek... ? Düşündüm... İneğe binilmeyeceğini bilen bu insanlar, bu ineğin üzerine binip sırat köprüsünden geçerek cennete gitmeyi düşünüyorlar... Ve bunun için kafasını kesecekler... ? İnek onları kurtarır mı?.. Asıl Trajedi: Adalet ve Ölümde Empati Yokluğu! Eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun oğlu Emir 21 yaşında bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Her kim olursa olsun, nerede ve ne zaman olursa olsun, hangi koşullar altında olursa olsun, evlat acısı acıların en büyüğüdür… Allah kimseye vermesin! Bu acıyı iyi bilirim: Ağabeyim Engin Kongar, dağcılık yaparken, 21 yaşında bir kaza(?) sonucu öldü; iki yıl sonra aynı gün, babam bir kalp krizi ile aramızdan ayrıldı, ailemiz dağıldı. Belki de benim insani trajedilere karşı, yüksek empati göstermemin, acıları adeta onlarla birlikte yaşamamın nedeni, 15 yaşında idrak ettiğim ve bütün yaşamımı etkileyen bu büyük acıdır! Aklımdan birçok isim geçiyor: Kutlular, Yıldırım, Saltuk, Sakık ve şimdi de Hilmioğlu… Ve daha kim bilir daha nice anne babalar… Özellikle de şehit ve terör kurbanı aileleri! Evlat acıları, anne, baba, eş acıları... Allah hepsine sabır versin! ??? Ne acıdır ki, Hilmioğlu’nun tek trajedisi bu özel olay değil… Onun genel trajedisi, Türkiye’nin tümünü etki altına alan, Türk ve Kürt, sivil ve asker pek çok insanı, profesörleri, cerrahları, rektörleri, yazarları, gazetecileri, politikacıları, öğrencileri hedef alan acımasız bir baskının kurbanı olmasıdır. Oğlunu, kurban edildiği dört duvar arasında yitirmesi ve ondan sonra yapılan yorumlar, maruz bırakıldığı muameleler, (onlar yapmaktan utanmadı ama ben anlatmaktan utanıyorum) onun tüm Türkiye’yi temsil eden “genel trajedisine” eklenmiş, acılarını katmerlendirmiştir. Üstelik Fatih Hilmioğlu, babasını da bir terör olayına kurban vermiştir daha Hacettepe’de tıp okurken. Zaten acılarla yoğrulmuş bir kişiliği vardır… Bakın bu kişilik, oğlunu yitirmeden önce, uğradığı haksızlıklar karşısında, mahkemede 22 Kasım 2011 tarihinde yaptığı savunmada, kendi kişisel durumundan çok (ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olduğu bir hastalıkla boğuşmaktadır) hapis yatanların sağlık durumlarıyla ilgili gözlemlerini nasıl dile getiriyor: “Sayın Başkan, Bu dava sürecinde yaşanan hastalıklar ve ölümler, sanıklarda aslında bir yargılama sürecinde değil bir Rus ruleti sürecinde bulundukları izlenimi yaratmıştır. Sanıklar kendilerine ve diğer sanıklara sessizce ve derin bir endişe ile, gözleriyle sormaktadır. Şimdi sıra kimdedir? Ölümcül ritim bozukluğu olan Mehmet Haberal’da mı? Artık yatalak hale gelmiş Levent Ersöz’de mi? Kalp damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle Hasan Atilla Uğur’da mı? Yoksa cezaevi koşullarında her biri 1000 ton stres yükü altında olan bir başka sanıkta mı? Kim bilir belki de sıra bendedir. Bütün bunları, Bekleyerek göreceğiz, Yaşayarak göreceğiz, Ya da ölerek göreceğiz. Sonra da bütün bunlara adalet diyeceğiz öyle mi? Adalet insanları öldürür mü Hâkim Beyler?” Ve sözlerini şöyle tamamlıyor: “Sayın Başkan; Hiçbir somut delile dayanmadan ve tümüyle akıl ve mantıktan uzak, hayali suçlamalar nedeniyle otuz ayı aşkın bir süredir tutuklu olmam nedeniyle, ben yukarıdakilerden birisiyim. Birisi de sizlerin meslektaşı olan iki profesörün söylediklerinden daha da öte şunu açıkça ifade etmek isterim. EMPATİ YAPAMAYANLAR, HEKİMLİK DE HÂKİMLİK DE YAPAMAZLAR, YAPMAMALIDIRLAR!” ??? Fatih Hilmioğlu’nun trajedisi Türkiye’nin ve insanlığın trajedisidir! Bu vesile ile, 13 yıl önce bugün öldürülen Ahmet Taner Kışlalı’yı anıyor, anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Meteoroloji uyardı, sıcaklar 46 derece düşecek Şiddetli yağış Köy Enstitüleri sergisi sürüyor GELİYOR İstanbul Haber Servisi Meteoroloji Genel Müdürlüğü, bugün İstanbul, Kırklareli ve Çanakkale’de kuvvetli, Antalya’da şiddetli yağış beklendiğini açıkladı. Yurttaşları ani sel, su baskını ve yıldırımlara karşı uyaran meteoroloji, sıcaklıkların da 46 derece civarında düşeceğini kaydetti. Müdürlükten yapılan “meteorolojik uyarı”ya göre geçen hafta boyunca yurdun büyük bir bölümünde yaşanan yağışsız ve mevsime göre sıcak geçen günlerin ardından Türkiye, yağışlı havanın etkisi altına giriyor. Bugün yurdun güney ve batı bölgelerinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Güney ve İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Güneydoğu Anadolu’nun doğusu ile Doğu Anadolu’nun güneydoğu kesimlerinin sağanak ve yer yer gökgürültülü sağanak yağışlı geçmesi bekleniyor. İstanbul, Kırklareli ve Çanakkale’de metrekareye 2050 kg, Antalya’da ise metrekareye 100 kg’yi aşan miktarda yağış düşeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı yurdun güneybatı kesimlerinde 46 derece azalarak mevsim normalleri civarında ve yer yer üzerinde seyretmeye devam edecek. İstanbul Haber Servisi Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde açtığı eğitim sistemiminiz hâlâ en tartışmalı konularından biri olan Köy Enstitüleri’ne odaklanan “Düşünen Tohum Konuşan Toprak Cumhuriyet’in Köy Enstitüleri 19401954” sergisi 27 Ekim’de sona eriyor. İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı işbirliğiyle hazırlanan sergi 18 Nisan günü açıldı. Ücretsiz olarak ziyaret edilebilen sergi yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’ni ve demokrasiyi, iyi yetişmiş, nitelikli insan harcıyla şekillendirmeye çalışan Cumhuriyet eğitimcilerinin ve özverili çalışmalarıyla, dönemi taçlandıran köy öğretmenleriyle Anadolu insanının daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor. Sergiye eşlik eden iki ciltlik kapsamlı katalog kitap ise Köy Enstitüleri araştırmalarında yararlanılacak değerli bir başvuru kaynağı olarak geleceğe bırakılıyor. Tahtacılar Anıtkabir’de ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tahtacılar olarak bilinen Türkmen Alevileri, dün Türkiye’nin dört bir yanından gelerek Anıtkabir’de buluştu. Atatürk’ü taparcasına sevdiklerini belirten Tahtacı Kültür Derneği Genel Başkanı Yolcu Bilginç, derneklerinin kuruluşlarının 5. yılını Anıtkabir’de kutlamak istediklerini belirterek, “Atatürk’ü sevmeyenlere Allah akıl fikir versin” dedi. Darüşşafaka’ya TÜYAP desteği ? İstanbul Haber Servisi Darüşşafaka Cemiyeti ile TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ yeni bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. Proje kapsamında TÜYAP, Türkiye’nin dört bir yanından gelip bu yıl Darüşşafaka’daki eğitimlerine başlayan 12 kız ve 12 erkek, toplam 24 öğrencinin ilköğretim 4. sınıftan lise mezuniyetlerine kadar Darüşşafaka’da geçirecekleri, 10 yıl boyunca tüm eğitim giderlerini üstlenecek. Proje kapsamında öğrenciler diledikleri zaman TÜYAP’ın organize ettiği fuar ve etkinliklere katılabilecek. Rastgele kurşun öldürdü ? KONYA (AA) Konya’da 18 Ekim’de çalışanlara kızınca restoranda havaya rastgele ateş açan işyeri sahibi Erdinç A’nın (31) tabancasından çıkan kurşunların isabet etmesi sonucu Gökhan A. öldü, Hasan A. yaralandı. Suçu üstlenmesi için ikna edilen restoran çalışanı Hasan A.’nın ise boş bir araziye götürülerek suç aleti tabancayla ateş ettirildiği, böylece barut ve parmak izleriyle polisin yanıltılmaya çalışıldığı öğrenildi. İGDAŞ zehirlenmelere karşı uyarıyor ? İstanbul Haber Servisi İGDAŞ Genel Müdürü Bilal Aslan, doğalgaz abonelerini baca gazı zehirlenmelerine karşı uyararak kışa girmeden bacaların mutlaka yetkili bir firmaya temizlettirilmesi gerektiğini söyledi. Doğalgazın zehirlemeyen bir gaz olduğunu ancak yanması sonucunda ortaya çıkan karbonmonoksit gazının zehirlenmelere yol açtığını vurgulayan Aslan, güvenli doğalgaz kullanımı için baca temizliğinin ve doğalgaz yakıcı cihazlarının (kombi, şofben, kazan gibi) yıllık bakımlarının düzenli yaptırılması gerektiğini belirtti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle