Katalog

21 EKİM 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 19 Tufan Baltalar’ın sistemin kuşattığı dünyayı aralamaya çalıştığı sergisi Pilot’ta Stalin ve Picasso videosu Salt’ta ? Kültür Servisi Lene Berg’in “Stalin by Picasso or Portrait of Woman with Moustache” adlı videosu 30 Ekim’de SALT Galata’da gösterilecek. Berg’in 2008 tarihli videosu çoğunlukla kolaj ve seslendirmeler aracılığıyla Picasso’nun çizdiği Stalin portresini ve bu çizimin yol açtıklarını anlatıyor. Düşlerin ‘aralık’ kapısı NAZLI PEKTAŞ ‘Sessiz Ev’e New York Times’dan övgü ? Kültür Servisi Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un “Sessiz Ev” kitabı ABD’nin saygın gazetelerinden New York Times’ın kitap ekinde yer aldı. Francine Prose’ın kaleme aldığı yazı “Dertli Vatan” başlığı ve “Bu romanda bir Türk ailesi askeri darbe eşiğindeki bir ülkenin küçük bir modeli gibi” alt başlığıyla çıktı. Prose, romandan, büyük zevk veren bir okuma deneyimi olarak söz ediyor. YKY’den görme engellilere ekitap ? Kültür Servisi Yapı Kredi Yayınları, yeni kitapları raflardaki yerini alır almaz, telefon ve internet yoluyla görme engellilerin hizmetine sunuyor. Bir ekütüphane olan Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı ve teknoloji şirketi SESTEK işbirliği sunuluyor. Hizmete ücretsiz ulaşım için: 0 212 276 31 11/ www.getem.boun.edu.tr Pilot Galeri, sezon açılışı sergisi “aralık”ta, tuvalden sızan bireysel bir hikâyeyi tanıdık bir sadelikle sunuyor. İzmir’de yaşayan ve çalışan sanatçı Tufan Baltalar’ın solo sergisi “aralık”, modern toplumların tüketim zincirindeki sıkışmaları, boğulmaları, arayışları, kayboluşları deşiyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Bölümü mezunu sanatçı, 2010 yılında Outlet Galeri’de açtığı kişisel sergisi “Seyir Terası”nın yanı sıra çok sayıda grup sergisine katıldı. Baltalar, bu sergisinde de “Seyir Terası”nda olduğu gibi sistem karşısında bireyin aldığı tavra odaklanıyor odaklanmasına ama durum bu sergide daha da derinden inceleniyor. Çünkü bu kez seyirciyi, bildik çatışmanın içine parçaları sürekli çoğalabilecek bir bulmacayı andıran teatral bir kurguya davet etmiyor. Aksine, tamamlanmış bir bulmacayı dağıtmaya ve bilineni değiştirmeye kışkırtıyor, yalınlığını hiç kaybetmeden. Tufan Baltalar’ın resmi, şiirsel bir atmosferin içinde bireysel bir gösteri sanılan davranışı, ışık, renk ve görüntü eşliğinde anlatıyor. Anlattıkları, kapitalist sistemin kuşattığı dünyayı biraz olsun aralama çabasından ibaret. Çoğumuzu kuşatan bu tanıdık duygu, bazen bir üyada değiliz, ama uzun süredir kendimizde de değiliz. Kent bizi sıkıştırırken, R yayıldığımız civar çimenlikler düşlerimize girebilecek mi? İlkel insana doğa, benzetmesiz bir biçimde canlı gibi gözükür. İletişimi dolaysızdır. Tufan Baltalar’ın sergisi de dolaysız anlatımı ile izleyenin en saf düşüne aralık açıyor. THY Bir Reklam Suç Duyurusu Mutlak izlemişsinizdir. Ekim başından beri televizyonlarda, internette dönüyor. Ben ilk gördüğümden beri izlemeye doyamıyorum. THY’nin reklam filmi… İlk seyrettiğimde şaşırdım! Doğru mu duyuyorum?! Mutfaktaydım, elimden tabak düştü. Kulaklarıma inanamadım. Benim İstiklal Marşım dünyanın tüm ritimleri, tüm armonileri, tüm çeşitlemeleriyle evime doldu. İçim ısındı. Yüzümde koca bir gülümseme, koştum televizyona yapıştım… İçim kıpır kıpırdı. Birkaç dakikada dünyanın dört bir yanında çalgıcılar, kendi geleneksel çalgılarıyla benim marşımı kendilerince yorumluyorlardı. Muhteşemdi! Ben İstiklal Marşı’nı duyunca gözleri yaşaran, Atatürk’e minnet borcu duyanlardanım. Ve şimdi nasıl da coşkulu, sevinçliydim! Tayland’ın pirinç tarlalarında emekle bütünleniyordu benim İstiklal Marşım; Latin Amerika’da Brezilyalı çalgıcılarla samba ritmindeydi. Okyanus kıyılarında uçsuz bucaksız kumsallarda, Fas çöllerinde, Moğolistan steplerinde çeng’le sonsuzluğa açılıyor, Orta Avrupa’da bir pencere önünde genç bir kadının kemanında Mozart lezzetine uzanıyor, bağlamayla Anadolu’dan esintiler getiriyordu İstiklal Marşım… Reklam filmi için 130 bin km yol kat edildi. 20 ülkede 40 müzisyen rol aldı; Tuncel Kurtiz sesini verdi. Filmin yönetmeni Bertan Başaran’ı ve tüm emeği geçenleri, katkıda bulunanları kutluyor ve teşekkür ediyorum… “Avrupa’nın en iyi havayolu” seçilen; “en çok ülkeye uçan havayolu” diye bilinen THY, müziğin evrensel ve çağdaş diliyle, ulusal kimliğini harmanlamıştı. Bu filmle başarısına, coşkusuna beni de ortak ediyor; o sevinçten, kıvançtan pay almamı sağlıyordu! koruda, bazen de bir çimenlikte karşımıza çıkarken, kitle kültürüne kentlerde yapılan istismarın tanıdık duygusu, portre resimleri ile bizimle yüzleşiyor. Onun resmini izlerken kapıldığım his, yağmurlu bir havada arabayla yol alırken arkada kalan hayatıma bakmak gibiydi. Buğulu camın ardında kalanlara veda, Baltalar’ın resmi ile karşıma çıkmıştı. Gerçekte tuvali örten pus, bir yanılsama değil de yol alanın cama bıraktığı nefes olabilir miydi? Resmindeki flu atmosferle anlatım dilini romantikleştirirken bir yandan da görüntüdeki netlikle oynayarak ya da ona çok yakınlaşarak bilgiyi muğlaklaştıran Baltalar, kentle doğanın çatışmasında alınabilecek nefesin peşinde. Kişisel deneyimlerini tuvale aktarırken sorgusunu samimi bir dille, umut ederek yapıyor. Kendi hayatı aracılığıyla açtığı bu “dingin aralık”, ortak bir gerçeği düşler yoluyla seriyor aslında. Rüyada değiliz, ama uzun süredir kendimizde de değiliz. Doğa, hep bu resimlerde olduğu gibi kalabilecek mi? Kent bizi sıkıştırırken, yayıldığımız civar çimenlikler düşlerimize girebilecek mi? İlkel insana doğa, benzetmesiz bir biçimde canlı gibi gözükür. İletişimi dolaysızdır. Doğayı doğrularken kendisini de doğrular. Pilot’taki sergi de, Tufan Baltalar’ın dolaysız anlatımı ile izleyenin en saf düşüne aralık açıyor. Sergi 27 Ekim’e dek görülebilir. Kent Sineması yenileniyor ? Kültür Servisi Şişli’nin en eski sinemalardan biri olan Kent Sineması yenileniyor. Şişli Belediyesi tarafından Kent Kültürü Merkezi olarak yenilenen eski Kent Sineması’nın temel atma töreni yapıldı. Törene Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Rutkay Aziz, Tarık Akan, Metin Uca, Atilla Dorsay, Barış Pirhasan, Bekir Aksoy, Metin Yıldız, Nihat Nadi Ülger’in de katıldığı törende Sarıgül, 1960’lı yıllarda altın çağını yaşayan sinema salonlarını eski günlerine getirmeyi amaçladıklarını vurguladı. Kent Kültürü Merkezi içerisinde sinema salonunun yanı sıra sergi salonları da yer alacak. Milli ve dini duygular İşte ben tam bu duygular içindeyken… Güm! Kafama bir balyoz! Haber, Anadolu Ajansı’ndan geldi. Bir vatandaş, emekli Ahmet Özmen Bey, bu reklam filminin “Türkiye’nin ulusal marşını küçük düşürdüğü” iddiasıyla THY yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunmuş! Ahmet Bey, İstiklal Marşı “yerli yersiz, zamanlı zamansız, usulüne uygun olmayan bir biçimde (…) ulusal marşımızın değerini ayaklar altına alacak nitelikte, hatta çengi havasına benzetilerek çalınmaktadır” diyor; THY yöneticileri hakkında soruşturma başlatılmasını, reklamın durdurulmasını istiyor. Tanrım bu ne hassasiyet! Kimi “milli duygularımız”, kimi “dini duygularımız” diye diye millete kan kusturuyor! (Fazıl Say duruşmasından beri, nasıl bir ülkede yaşadığımı sorup duruyorum kendime!) Kimileri de “Milli kutsalımızdır!” diye arka çıkıyor! Beyler yetti be! Her gün kocası babası tarafından bir kadının öldürülmesi, parasız eğitim isteyen çocukların içeri tıkılmaları, verilen sözlerin tutulmaması milli duygularınızı, milli değerlerinizi alçaltmıyor mu? Hırsızlık, şiddet, yozluk, yolsuzluk “dini hassasiyetinize” hiç dokunmuyor mu? Biraz da bunları görün be! Yeter artık yaratıcılığa, özgünlüğe, güler yüze, evrensel ve çağdaş olana savaş açmanız! Yeter! Çeşmi Dil projesi CRR’de ? Kültür Servisi İki usta müzisyen Erkan Oğur ve Mikail Aslan, 31 Ekim saat 20.00’de ortak projeleri Çeşmi Dil ile Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda bir konser verecek. Kalan Müzik’in 20. kuruluş yılı etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilecek olan konserde Erkan Oğur ve Mikail Aslan, Anadolu geleneksel müziklerini ve deyişlerini, kendi bestelerini ele alacak. Ghetto’da Sattas konseri ? Kültür Servisi Sattas 26 Ekim saat 22.30’da Ghetto’da bir konser verecek. Lee Scratch, Gregory Isaac, Bob Marley, The Wailers ve Count Ossie gibi birçok ismin cover’larını çalmanın yanı sıra sahnede kendi parçalarına da yer veren grup müziğinde reggae, dub, ska caz, blues ve rock’ı birleştiriyor. C MY B