26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EKİM 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Mısırlı aktivist Vaked, Mursi iktidarının ülkeyi uluslararası kapitalizme dahil ettiğini söyledi Yalnızca takke değişti MİNE ESEN rap halk hareketlerinde devrimci süreç henüz sona ermiş değil.” Bu sözler dün Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) düzenlediği Ortadoğu Konferansı’nın ilk gününde birçok katılımcı tarafından dile getirildi. Tunus’ta başlayıp Ortadoğu ve Afrika’daki diğer Arap ülkelerine yayılan halk isyanlarının birçok noktada İslamcı iktidarlara rehin olduğuna yönelik yorumlar dikkat çekerken bölgedeki gelişmeler bizzat bu devrimin içinde yer alan sol hareketten isimler tarafından dün Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan iki günlük konferansta masaya yatırılıyor. “Halkların Adalet, Özgürlük Arayışları ve Mücadeleler” başlıklı konferansta konuşmacılar arasında yer alan Mısırlı aktivist, akademisyen Muhammed Vaked’in, “Arap Baharı kışa mı döndü” sorumuza yanıtı “Pek de öyle değil, as “A ? Halkların Demokratik Kongresi’nin düzenlediği toplantı için İstanbul’a gelen Mısırlı aktvist Vaked, AKP liderliğini, emperyalist ABD’nin yanında yer alan “büyük bir kumarbaz” olarak değerlendiriyor. “Türkiye’nin Suriye’yi özgürleştirme adına cihatçıları yollamasına” tepki gösteren Vaked, “Madem gerek AKP gerekse Müslüman Kardeşler özgürlükten yana, neden şu cihatçıları Filistin’in hakları için İsrail’le savaşmaya yollamıyor...” diye soruyor. lında Arap yazındayız ve bölgede yaz oldukça sıcak geçer” oluyor. Mübarek’i düşürdüklerini, ordunun etkisini azalttıklarını, şimdi de Müslüman Kardeşler hareketinin desteklediği Mursi yönetiminin giderek zayıfladığını savunan Vaked, önceki gün Tahrir Meydanı’nda halk isyanlarının patlak vermesinin ardından ilk kez Müslüman Kardeşler karşıtlarının yoğun katılımlı eylem yaptığını aktarıyor. Mübarek sonrası halk hareketinin istenen noktaya gelmediğini ancak emperyalistler başta, bazı kesimler tarafından devrimin sonucuna ulaşıldığı görüntüsünün yaratılmak istendiğine dikkati çeken, Mursi iktidarının ekonomi politikalarının, diktatör Mübarek’in bile yapamadığı kadar uluslararası kapitalizme dahil ettiğine atıfta bulunan Vaked, “Mısır’da sadece takke değişti diyebiliriz” diyor. İslamcı, emperyalist güçlere karşı solun, yanıt verecek şekilde bir araya gelmesi gerektiğine vurgu yapan Vaked ekliyor: “Devrim henüz tamamlanmış değil.” AKP liderliğini, emperyalist ABD’nin yanında yer alan “büyük bir kumarbaz” olarak değerlendiren Mısırlı aktivist, “Türkiye’nin Suriye’yi özgürleştirme adına cihatçıları bu ülkeye yollamasına” tepki gösterirken şunu soruyor: “Madem gerek AKP gerekse Müslüman Kardeşler o kadar özgürlükten yana neden şu cihatçıları Filistin’in hakları için İsrail’le savaşmaya yollamıyor... Komik bir cihat... Bu politika yanlış. Türkiye, Mısır, İran güçlerini birleştirerek halkları için daha iyi şeyler yapabilirler ama bunun yerine ABD ve AB’den kalan, çıkar pastasından pay almak peşindeler ki, bu da imkânsız.” Fas Demokratik Yol Partisi’nden Hüseyin Lahnuni de ABD ve gerici ülkelerin İslamcı hareketlerin güçlenmesinin önünü açtığını belirtti. “20 Şubat hareketi”yle kralın 15 gün içerisinde anayasayı değiştirmek zorunda kaldığını dile getiren ve Türkiye’deki AKP benzeri bir partiye hükümet kurduğunu kaydeden Lahnuni şöyle devam etti: “Kurulan şekli hükümete karşı 20 Şubat hareketi yeniden doğdu, mücadelemiz sürecek.” Tunus İşçi Partisi Genel Sekreteri Hamma Hammami, Mısır ve Tunus’ta emperyalistlerin ılımlı İslamcıları desteklediğini ifade ederek “Libya ve Bahreyn’e doğrudan müdahale ettiler. Yemen ve Suriye’de iç savaş yaratmaya çalıştılar” dedi. Hammami şöyle devam etti: “Bin Ali’yi devirdik, iki hükümet düşürdük. Yeniden sokaklardayız. Dinsel motif altında diriltilmeye çalışılan neoliberal politikaları yıkacağız.” HDK Yürütme Kurulu adına konuşan Prof. Dr. Fatma Gök de “Ortadoğu’da halkların özgürlük mücadelesinin, Türkiye’de Kürt halkının mücadelesinin sürdüğünü” belirtti ve açlık grevlerine dikkat çekti. zenlenen bombalı saldırıda öldürülen eski Başbakan Refik Hariri’nin bulunduğu mezarlıkta toprağa verilecek. Hariri’nin oğlu Saad’ın liderliğindeki 14 Mart Koalisyonu cenazeye geniş katılım çağrısı yaptı. Lübnan’ın Trablus kentinde, saldırının ardından çıkan çatışmada rahip Abdülrezzak elEsmer’in hayatını kaybettiği bildirildi. Bu arada Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El Lahtar İbrahimi, Suriye’nin başkenti Şam’da Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile ülkede çatışan taraflar arasında Kurban Bayramı’nda ateşkes sağlanması konusunu görüştü. Say, Gericilik ve ‘Allaturka’ Liberaller Ahmet Melih Tüzel isimli okurum “Nilgün Hanım kendinizi hiç üzmeyin, CHP’yi orada göremezsiniz. Yürekli olmak lazım her şeyden önce, cesur ve kararlı. Onlar Silivri’ye dahi uğramadılar (birkaçı hariç) kaldı ki Fazıl Say’ı düşünsünler” diye yazıyor dünkü yazım için… Ana muhalefet partisi CHP’nin, Fazıl Say duruşmasında ortada görünmediğini anlatmış, bundan duyduğum üzüntü ve hayal kırıklığını dile getirmiştim dünkü “Sağnak”ta… Dünya çapında yankı yaratan simge davanın duruşmasında ana muhalefetten maalesef görünürde hiç kimse yoktu. Yalnız CHP değil, Türkiye’de kendilerini “demokrasi” ve “demokratikleşme” vaazlarının biricik mercisi sayan “liberallerden” de ele dişe dokunur bir tepki geldiğini görmedim. Oysa uluslararası basına göz attığınızda, davanın dünyada basit bir “ifade/düşünce özgürlüğü davası” olarak değil, aynı zamanda “laik sistemi sınayan” bir kilometre taşı “laiklik davası” olarak değerlendirildiğini görüyorsunuz. Özellikle “engizisyon” deneyimine sahip “Katolik ülkelerde”, Say’ın tarih boyunca “kâfirlere” yapılageldiği gibi “dine küfür” bağlamında yargılandığı irdeleniyor. Say’ın bu nedenle Türkiye’yi terk etmek zorunda kalabileceği belirtiliyor. Örneğin, davaya tam sayfa yer veren İtalya’nın “Corriere della Sera” gazetesi, “Piyano virtüözü küfürle yargılanıyor / virtuoso del piano accusato di blasfemia” başlığını öne çıkarıyor… Fransa’dan “Le Monde” benzer şekilde “Say dine küfürden ve gözdağı vermek için yargılanıyor / Say jugé pour blasphème et pour l’exemple” ifadelerini kullanıyor. Dine küfür dendiğinde bu ülkelerde insanların aklına doğrudan “engizisyon mahkemeleri” geliyor. Öyle ki “Le Monde” okurları “küfür” haberi altında şu yorumları sıralıyorlar: “Fazıl Say gibi bir piyanisti yargılayan bir ülke, bizim kültürümüzün (zıttı) antipodudur. Say’a ilahi bir göçmen olarak kucak açmak, bizi onurlandırır.” “Say, Japonya’ya gidip de ne yapacak? Bize gelsin. Vatandaşlık dahil Fransa’nın kapılarını ona ardına kadar açalım.” “‘Elitlerimiz’ Türkiye’yi bir de AB’ye almak istiyor!” “Fazıl Say’a hayranlığım derin. Rusya’da Putin’in ‘Pussy Riot’ kızlarına yaptığı gibi Erdoğan Türkiyesi de özgür bir sanatçıyı eğmek istiyor. Say’a desteğimizi göstermeliyiz. Paris’te bir dayanışma konserine ne dersiniz?” “Corriere della Sera” okurları da benzer biçimde güçlü tepkiler dile getirmişler ve “dine küfür / blasfemia” kavramına odaklanmışlar: “Dine küfürün yasal olarak gündeme gelmesi korkunç. Bu, ortaçağın karşılığı. AB’ye girmek isteyen Türkiye bu mu?”“Devletin, kamu ahlakı ve değerleri namına kendisini yasa koyucu olarak dinin yanında konuşlandırması safkan gericiliktir!” gibi şeyler sıralıyorlar... “Dindevlet ilişkilerinin” göbeğine oturan ve ortaçağ ölçüsünde bir “gericilik” davası olarak görülen bir davada Türkiye’nin liberalleri ilginç biçimde suskunluğu seçiyor. Bu nasıl liberallik? Her nasılsa, “allaturka” liberaller, yalnız “dindar kesimin” hak ihlallerinin yanında durmayı yeğliyor… Uluslararası kamuoyunun teslim ettiği ve gözler önünde yaşanan bir ortaçağ savrulması karşısında üç maymunu oynuyorlar. Sözgelimi, haber düzleminde konuyu ele almakla kendisini sınırlayan “Taraf” gazetesinde, davayla ilgili herhangi bir çarpıcı yorum okuduğumu hatırlamıyorum. Ahmet Altan, Murat Belge gibi “liberal demokratlarımız”, “dine küfür davasına” kayıtsız kalıyor. Neden? Fazıl Say’dan hoşlanmadıkları için mi? “Bizdensizden ayrımı”, tüm demokrasi prensiplerinin önüne geçiyor. Kendisi de vaktiyle bizatihi bir siyasi yargılamanın hedefi olan “Nobelli yazar” Orhan Pamuk nerede mesela? Dünyada geleneksel olarak Nobelli aydınlar “gericiliğe” karşı tavır alırlar. Komşu İran’ın Nobelli hukukçusu Şirin Ebadi buna çok somut bir örnek. Ebadi, İran’ın baskıcılığına her daim baş kaldırıyor… Pamuk’un “Nobel” almasından bu yana çıkıp herhangi bir muhalif konuda, kelam ettiğini duydunuz mu? Son kertede “Her toplum layık olduğu gibi yönetilir”e gelip dayanıyor iş. Muhalefetimiz, liberallerimiz, aydınlarımız böyle, bu kadar oldukları için zulüm her seferinde katlanarak sürüyor. Artıkları kapma savaşı İsrail Estelle’yi de durdurdu Dış Haberler Servisi İsrail askerleri, Gazze’ye uygulanan ablukayı delmek üzere Akdeniz’de seyir halinde olan Estelle gemisine çıkarak Gazze’ye denizden ulaşmaya yönelik bir çabayı daha engelledi. 7 Ekim’de Napoli limanından ayrılan ve Gazze’ye insani yardım taşıyan İsveç’e ait, Finlandiya bandıralı gemide 5 Avrupalı parlamenter, Kanadalı bir eski hukukçu dahil toplam 17 yolcu bulunuyordu. Gemide ayrıca yolcuların Gazze’de serbest bırakmayı düşündüğü 30 güvercinin de bulunduğu kaydedildi. İsrail donanması operasyonun barışçıl bir şekildiğini sona erdiğini duyururken yardım organizatörleri gemilerinin saldırıya uğradığını bildirdiler. Maskeli Sünni eylemciler, istihbarat şefinin öldürülmesini protesto için Bekaa’daki Ceb Cenin’de yollarda lastik yaktılar. (Fotoğraf: REUTERS) Engizisyon gibi Dış Haberler Servisi Lübnan’da hükümet üyeleri, komşu Suriye’deki iç savaşla bağlantılı olduğu sanılan kanlı saldırının ardından dün olağanüstü toplandı. Beyrut’un Hıristiyanların yoğunlukta olduğu Eşrafiye Mahallesi’nde araca yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda istihbarat şefi Visam el Hasan (47) ile birlikte 8 kişi ölmüştü. Başbakan Necip Mikati, saldırının, istihbarat şefinin Suriye’nin Lübnan’da kaos yaratmaya yönelik planlarını ortaya çıkaran son çalışmalarıyla bağlantılı olduğunu söyledi. 86 kişinin de yaralanmasına yol açan saldırı Lübnan’da siya Ateş Lübnan’ı sarıyor set sahnesini de salladı. Şii Hizbullah’ın ağırlıklı olduğu hükümet, dünü yas günü ilan etti, ancak saldırıdan Suriye rejimini sorumlu tutan muhalefet hükümetin istifasını istiyor. Hizbullah, ülkede patlak veren Sünni isyana karşı savaşan Alevi kökenli Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad rejiminin müttefiki. El Hasan bugün, 7 yıl önce araçlı dü T.C. BÜYÜKCEKMECE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2011/3617 TAL. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: TAŞINMAZ TAPU KAYDI: İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, Esenyurt köyü, Devetepe Mevkii, F21D.24D.1C Pafta, 1047 Ada, 22 Parselde 155,85 m2 yüzölçümlü Arsa. (Taşınmaz Maliki: Yaşar Kosanoğlu) TAŞINMAZ ADRESİ: İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, Mehter Çeşme Mahallesi, Ufuk Caddesi, 1944 Sokak, No: 14 Kozanoğlu Apartmanı ESENYURT/İSTANBUL İMAR DURUMU: Taşınmaz İstanbul ili, Esenyurt Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 21.02.2011 tarih 4294 sayılı yazısına göre; İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, 1047 Ada, 22 Nolu Parsel, İBB’nin onayladığı, 15.10.2010 tarihli 1/1000 ölçekli Esenyurt 3. Etap Uygulama İmar Planında “Konut” alanındadır. HALİ HAZIRDURUMU: Satışa konu taşınmaz İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, Mehter Çeşme Mahallesi, Ufuk Caddesi, 1944 Sokak, No: 14 Kozanoğlu Apartmanı olarak kain, 1047 Ada, 22 No ile kayıtlı parsel ve üzerinde mevcut olan binanın tamamıdır. Ana Gayrimenkul: Parsel, 155,85 m2 alanlı olup, “Arsa” vasfıdır. Parsel üzerinde 1 adet IIIB Yapı sınıfında, bitişik nizamda, Kozanoğlu Apartmanı olarak adlandırılmış bina bulunmaktadır. Taşınmaz konum olarak, Beylikdüzü, E5 Karayoluna 1.3 km, Ufuk Caddesi’ne 300 m mesafede bulunmaktadır. Yakın çevresinde İnovia Sitesi, Yusuf Aktaş İlkokulu ve benzer nitelikte bitişik nizam konut amaçlı kullanılan yapılar bulunmaktadır. Taşınmaz sağlık ocağı, okul, cami ve sosyal alanlara yakın konumdadır. Toplu taşıma araçları ile ulaşım yürüme mesafesindedir. Konu taşınmazın bulunduğu bina; bodrum+zemin +2 normal+çatı katı olarak betonarme karkas sistemde inşa edilmiştir. Bina takribi 4 yıllıktır. Bina merdiven ve sahanlıksız mermer olup, duvarlar plastik boyalıdır. Binaya doğalgaz bağlı olup, dairelerde kalorifer tesisatı mevcuttur. Parsel Üzerinde Yer Alan Binanın; Bodrum Kat; 107,00 m2 brüt alanlı olup, mesken amaçlı kullanılmaktadır. 2 oda, salon, mutfak, banyo, WC ve hol hacimlerinden oluşmaktadır. Zemin Kat; 123,00 m2 brüt alanlı olup işyeri ve mesken amaçlı kullanılmaktadır. 2 oda, salon, mutfak, banyo, WC ve hol hacimlerinden oluşmaktadır. Pencereleri PVC doğrama olup, demir doğrama korkuluk mevcuttur. 1. ve 2. kat; katların brüt alanı 140,00’ar m2’ dir. Her katta tek daire bulunmaktadır. Daireler; 3 oda, salon, mutfak, banyo, WC, antre hol ve balkon hacimlerinden oluşmaktadır. Çatı Katı; 140,00 m2 brüt alanlı olup mesken amaçlı kullanılmaktadır. Ayrıca kapatılmış teras hacmi bulunmaktadır. Malzeme Özelliği Olarak; Salon ve odaların yer döşemesi laminat parke, daire duvarları saten boya, tavanı kartonpiyerlidir. Islak hacimlerin ve mutfağın yer döşemesi ve duvarları seramiktir. Vitrifiye malzemesi olarak klozet ve lavabo mevcuttur. Mutfak dolapları laminattır. Pencereler PVC doğramadır. Dış kapılar çelik, iç kapılar ahşaptır. Dairelerde doğalgaz yakıtlı kombi sistem kalorifer tesisatı mevcuttur. Bina ve daireler benzer ortalama malzeme ile inşa edilmiştir. Bina Toplam Brüt alanı: 650,00 m2’dir. TAŞINMAZIN KIYMETİ: Taşınmazın bulunduğu mevkii, imarı, yüzölçümü, halihazır durumu, onaylı projesinin ve ruhsatının olduğu tepit edilmemesi, civarındaki emsal emlak alım ve satım rayiçleri, ulaşım imkânlarının yürüme mesafesinde olması, ana antre, duraklara, eğitim kurumlarına, hastanelere, sosyal alanlara, yakınlığı, binanın ortalama malzeme ile inşa edilmesi, aşınma payı, değerine tesir edecek tüm etkenler günün iktisadi koşulları da göz önüne alındığında değeri, Alan m2 m2 Birim Değer, TL. Değer Parsel Bedeli: 155,85 m2 X 900,00TL/m2= 140.265,00 TL. Yapı Bedeli: 650,00 m2 X 531,00TL/m2= 345.150,00 TL. Taşınmazın Toplam Değeri= 485.415,00 TL’dir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Taşınmazın birinci satışının 07.12.2012 Cuma günü 14.3014.40 saatleri arasında İstanbul ili, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü odası (E5 Karayolu üzeri Aymerkez AVM karşısı UğurluKoza Plaza 1. Kat BÜYÜKÇEKMECE/İSTANBUL) adresinde, açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada, tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla ikinci satışının 17.12.2012 Pazartesi günü İstanbul ili, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü odası (E5 Karayolu üzeri Aymerkez AVM karşısı UğurluKoza Plaza 1. Kat BÜYÜKÇEKMECE/İSTANBUL) adresinde aynı saatler arasında, ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da tahmin edilen bedelin %40’ını ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklılar varsa alacakları toplamını ve ayrıca satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Açık artırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanın kesin ve süresiz (Dosya numarası belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Yasal oranda Katma Değer Vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları, Tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin Müdürlüğümüz 2011/3617 TALİMAT sayılı dosyası numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Adlarına tebligat yapılamayan ilgililere gazete ilanı tebligat yerine geçerlidir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 65991) CUMHURİYET BAYRAMINDA ANKARA’YA GİDİYORUZ 1) 28.10.2012 PAZAR Saat 06.30’da KADIKÖY Haldun TANER Tiyatrosu’ndan Ankara’ya HAREKET. 2) ESKİ BAĞDAT YOLU’NDAN giderek GÖYNÜK ve BEYPAZARI’nın; eski Türk mimarisini, gümüşlerini, el sanatlarını doğasını göreceğiz. 3) 19.30’da otelde yemekte, konuklarımızla birlikteyiz. 4) 29.10.2012 günü törene katıldıktan sonra ANITKABİR’i ve müzeleri gezeceğiz. BAYRAMIMIZIN 89’uncu YILINDA, CUMHURİYETİMİZİ HAK ETTİĞİ YERLERE TAŞIMA KARARIYLA; İNANÇ, UMUT ve ONURLA KUTLAYACAĞIZ. 17.00’de yola çıkıp Saat 22.30’da Kadıköy’de olacağız. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ. LÜTFEN ÖNCEDEN YERİNİZİ AYIRTINIZ. İletişimBilgi: 0555 967 24 97 0532 391 11 27 0535 412 68 68 0536 739 02 29 w ww. c um o k is ta n bu l . or g ‘Küfür’ ortaçağın karşılığı Gericiliğe tepki yok C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle