25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Sorumlu Aranıyor ecep Tayyip R Erdoğan, Uludere’de yurttaşların TÜZÜK TARTIŞMASI ski CHP PM üyesi Erhan E Baydar, parti yönetim kadrosunun tüzük değişikliği Rastlantının bu kadarı eni Şafak gazetesinde Abdülkadir Selvi, “Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu ile Harp Akademileri Komutanı Aslan Güner’in, ‘İlker Başbuğ tutuklanırsa istifa ederiz’ şeklinde bir restte bulundukları söyleniyor. Sonucunu söyleyeyim mi? Genelkurmay Başkanı Özel ile Başbakan Erdoğan’ın, ‘Reste rest’ kararı aldıkları belirtiliyor” diye yazmıştı. Y Ne rastlantı! Yazı, tam da kuvvet komutanlarının Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı ziyaret ettikleri güne denk gelmişti. Üstelik, Genelkurmay Başkanlığı da tam o ziyaret sırasında “İstifa iddiası gerçek dışıdır” açıklamasını yapmıştı. Kulislerde söylenenlere bakılırsa, hükümet kanadı, Yeni Şafak aracılığıyla İlker Başbuğ soruşturmasına karşı oluşacak olası tepkilere karşı ön almıştı. Mezuniyet mam Hatip Liseleri İ Mezunları Mensupları Derneği, yeni anayasa için önerilerini TBMM Başkanı’na iletmişler. Laikliğin kaldırılmasını, din derslerinin zorunlu olmasını, kamusal alanda türbanın serbest bırakılmasını istemişler. Öneri ve isteklerin çoğu, bakıyorsunuz, anayasayı değiştirmeye gerek kalmadan yaşama geçirilmiş bile. Başımızdaki imam hatip mezunları sayesinde... öldürülmesinin sorumlusunu basında arıyor. Basın ne yazıyor? Devletin istihbarattan sorumlu örgütleri yanlış bilgi almış, o yanlış bilgiyi güvenlik güçlerine aktarmış, onlar da “terörist” diye yurttaşların üzerine bomba yağdırmış... Ortada 35 ölü var... Asıl sorumlu kim? Neredeyse soykırımcı ilan edilecek olan Atatürk hayatta değil. İktidarda, katliamcılıkla eş tutulan CHP yok. Başta terörle mücadele olmak üzere iç ve dış tehdit değerlendirmesi,Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçları, bir yıllık politika ve planları değerlendirmek üzere toplanan son Yüksek Askeri Şura masasının başında Genelkurmay Başkanı oturmuyor artık... Başbakan hayatta ve görevinin başında, iktidarda AKP var ve Yüksek Askeri Şura masasının başında yalnızca Recep Tayyip Erdoğan oturuyor. konusunda “il ve ilçe kongrelerinde tüzük değişikliği önerileri”nin tartışılmasını istediğini anımsatıp dedi ki: “Parti yönetimi bu yöntemde kararlı ise, tüzüğümüzün 56 ve 57. maddelerini şimdiye kadar uygulamış olmalıydı. 57. madde, yılda en az bir defa il ve ilçe danışma kurulu toplantılarının yapılmasını emrediyor. Aynı madde, bölge danışma toplantılarını da öngörüyor. 56. madde ise, yılda en az bir defa kadın, gençlik ve küçük kurultay yapılmasını düzenliyor. Bu maddelerin uygulanması, başta genel başkan olmak üzere MYK ve il örgütlerinin sorumluluğundadır. Tüzük ya bilinmiyor ya da uygulanmıyor. Halbuki bu toplantılar yapılsa yeni üye ve kadroların örgüt ile kaynaşması sağlanırdı. Mevcut yönetim, tüzük kurultayı konusunda kararlı olsaydı, danışma toplantıları düzenlenirdi. Danışma toplantılarının düzenlenmeyişi, tüzük değişikliği konusunda örgüt katılımının sınırlanması anlamına geliyor.” salonlarının tamamlanmasında çok değerli destekleri oluyor. Son olarak da cemiyetin Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi gibi bazı özel projelere okullarımızda daha fazla kaliteli eğitim için çok değerli katkılar sağlıyor. İlim Yayma Cemiyetimizin 60. yılını bu duygularla kutluyor, daha nice 10 yıllar yapmış olduğu değerli hizmetlere yeni halkalar eklemesini diliyorum.” Öğretmenler; yeni nesil, Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin eseri olacaktır. Patroniçe ve Medya Evin beyi, bebek bakıcısı olarak işe aldığı genç kıza âşık oldu. Önce sevgiliydiler, sonra evlendiler. Aralarındaki yaş farkı 30’du, genç kadın “koca okulu”ndan mezun oldu. Kocası ölünce işlerini üstlendi. Başarılı oldu. Kadın 70’ine merdiven dayadığında bir gün Cumhurbaşkanı onu aradı... Cumhurbaşkanı’nın başı beladaydı. Cumhurbaşkanı olmadan önce bir eyaletin başbakanı iken aldığı kıyak kredi ve çıktığı beleş tatiller dillere pelesenk olmuştu. Cumhurbaşkanı, kadından uğradığı medya lincini durdurmasını istiyordu. Kadın telefonda koskoca ülkenin koskoca cumhurbaşkanına öyle bir laf etti ki, yankısı dağları delip bizim buraya da ulaşmalı... ??? Kadının adı Friede Springer. Alman medya imparatoru Axel Springer’in dul eşi... Kocasından devraldığı mirası başarıyla büyütüyor. Sahibi olduğu gazeteler arasında Bild de var. Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un Bild’in genel yayın müdürü Kai Dikmann’ı arayıp hakkında çıkan haberleri durdurmasını istediğini Ertuğrul Özkök yazdı. Ama bir adım geride Kai Dikmann’ın arkasında dimdik duran bir patroniçe olduğunu atladık. Wulff hızını alamayıp Friede Springer’i de aradı. Aldığı yanıt, “Biz basın kuruluşlarımızın genel politikalarını belirler, sonrasına karışmayız” oldu. ??? Avrupa Almanya’dan ibaret değil. Macaristan’a uzanalım. Orada bize benzer işler dönüyor. Sağ muhafazakâr iktidar partisi oyların yüzde 53’ü ile parlamentoda sandalyelerin yüzde 68’ini ele geçirince rahat duramadı. Demokratik hukuk devletinde olması gereken bağımsız kurulları kendine bağlayan, medyayı denetim altına sokan yasalar çıkardı. Son anayasa değişiklikleri Macar halkını sokağa döktü. Batı basını Macaristan’da olan biteni değerlendirirken “demokrasinin yasal yollardan nasıl ortadan kaldırılabileceğinin deney alanı” değerlendirmesinde bulundu. ??? Axel Springer ile Türkiye’de Doğan Grubu’nun Doğan TV üzerinden ortaklığı var. Doğan Şirketler Grubu’nun başına 1 Ocak 2012’den itibaren Aydın Doğan’ın en küçük kızı Begümhan Doğan Faralyalı getirildi. Başarı diliyorum. Bu gençleşme operasyonunda Hürriyet’in İcra Kurulu Başkanı Hasan Yılmaz da gitti. Eski Hürriyetçiler bilir, Orhan Erkanlı’sından Arda Gedik’ine kadar Hürriyet pek çok “Hasan Yılmaz vakası” yaşadı. Bu görevdeki kişileri editoryal ekip her zaman dışlar ve enterne eder. Medyanın kendine has bir börek tarifi vardır çünkü... Belki de patronlar bu kişilere doğru tarifi vermekte zorlanırlar. “Şunu atacağım, bunu savuracağım” diye yola çıkan adamlar konjonktür elverdiği ölçüde bunu yaparlar, ama sonunda şoförleri ve sekreterlerinden başkasına hükmedemez hale gelirler. ??? Macaristan’a benzerken Almanya gibi olmayı istemek... Ama işte Macaristan’dan beter durumdayız. Macaristan yönetimini eleştirmek için dünya ayakta, biz ise kendimizle baş başa... Hayal bile olsa, günün birinde bir medya patroniçesinin iktidarın temsilcisine “Biz genel yayın müdürlerine karışmayız” dediği günleri kim özlemez? Şimdilik elden bu kadarı geliyor. illi Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, kamu M yönetiminin ve gücünün “sivil”e aktarılmasından yana olanlardandır. Emanet söyledi, bugün sadece bilgi ve becerinin değil, değer ve ahlak sahibi nesiller yetiştirmenin de öneminin ortaya çıktığını belirtti ve ekledi: ‘’Eğitim alanlarındaki çalışmalarımızda maddi ve manevi desteklerinden büyük güç aldığımız 100’den fazla imam hatip lisesini MEB’e kazandıran İlim Yayma Cemiyeti’ne bugünün Milli Eğitim Bakanı olarak şu üç alandaki katkıları için teşekkürlerimi borç biliyorum. İlköğretim, ortaöğretim, din kültürü ahlak bilgisi ile imam hatip liselerinin yenilenen müfredat programları ve yeni hazırlanan kitapların tanıtımı, İlim Yayma Cemiyeti’nin katkılarıyla 81 ilde, 25 bin öğretmene 21 öğretim üyesi tarafından yapıldı. Cemiyetin yurdumuzun pek çok yerinde inşaat halinde bulunan imam hatip okul binası, pansiyon ve spor Biliyorsunuz, bir kesim “sivil” deyince bir kısım dernek ve vakıfları anlıyor. Örneğin, İlim Yayma Cemiyeti, onlar için önde gelen “sivil toplum örgütü”lerinden. Geçen günlerde İlim Yayma Cemiyeti’nin 60. yılı kutlandı. Ömer Dinçer de, kutlama töreninde konuşma yaptı. İnsan yetiştirme sanatı olan eğitime daha çok önem verilmesi gerektiğini Altın Günlerinden Gelen Sağlıksız Beslenme SADIK ÇELİK KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Kadın günlerinde âdettir; ne kadar börek, çörek, tatlı çeşidi yaparsanız o kadar hamarat, o kadar konuk ağırlamasını bilen kadın olursunuz. Ev sahibi hangi memlekettense o özel gün için hazırlanan yiyecekler de daha çok o memleketten esintiler taşır. Bu uğurda günler öncesinden ağır, yağlı, bol kalorili börekler, tatlılar, hamur işleri hazırlanır ve günü geldiğinde tüm bunlar birkaç saat içinde, bir tür açık büfe ortamında mideye indirilir. Oysa ki Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın geçen günlerde yaptığı bir açıklamada söylediği gibi; “Günlerde pasta, çörek yerine ne zaman sebze ikram edersek o zaman büyük ilerleme kat etmişiz demektir”. Gelenekselleşmiş kadın günlerinden miras kalan bu âdetin benzeri, hazır yemek işletmeleri ve turizmde her şey dahil sistem ve özel günler adı altında uygulanmaktadır. Oteller, hazır yemek üreten şirketler, hizmet verdikleri müşterileri için yiyecek temalı özel günler düzenliyorlar: Osmanlı Günü, Antep Mutfağı Günü, İtalyan Günü, Fransız Günü, Uzakdoğu Mutfağı Günü vs. Yöresel ve küresel lezzetlerin tanınması açısından ilgi çekici olması bir yana, asıl, sağlıklı ve dengeli beslenme açısından bir hayli tehlikeli ve obezite bakımından son derece olumsuz günler olarak hayatımıza girerek bizi, yaşamımızı, sağlığımızı olumsuz etkilemektedir. Gıda, “ucuz”luğun aranması gereken en son alandır. Elbette sağlıklı gıda en makul, en uygun fiyatla alınıp satılmalıdır ancak gıda alanında sadece daha ucuzun peşine düşmek, ucuz olanı tercih etmek sağlıksız ve kötü beslenmeye açılan kapılardan sadece biri ve belki de en önemlisidir. Günümüzde insanlar ya kendi tercihleri doğrultusunda, örneğin kadın günlerinde olduğu gibi beslenerek ya da turizm ve hazır yemek işletmeleri tarafından, örneğin her şey dahil sistem ya da bahsedilen özel günler aracılığıyla kendilerine ucuz, endüstriyel gıdaların sunulmasıyla sağlıksız, tek taraflı, örneğin açlık hissini artıran mısır şuruplu tatlılarla, karbonhidrat ağırlıklı, doymuş yağlarla, mayonezle, ketçapla hazırlanan gıdalarla yüz yüze kalıyorlar... Hazır gıda hizmeti veren kuruluşlarda ve evlerde düzenlenen özel günlere karşılık, örneğin bir salata günü, bir sebze günü gibi alternatif günler ve organizasyonlar düzenlenip yaygınlaştırılarak, yukarıda bahsedilen günlerin yerine ikame edilmeli ve obeziteyle mücadelede sağlıklı adımlar atılmalıdır. Bireysel çalışma ve yaşam koşullarına göre bir öğünde alınması gereken kalori miktarına uygun, tüketecekleri enerji ihtiyacını karşılayacak; bir günde kalori ihtiyacının yüzde 50’si karbonhidratlardan, yüzde 30’u doymamış yağlardan, yüzde 20’si de sadik.celik.gorus@gmail.com C MY B C MY B proteinlerden oluşacak şekilde; sağlıklı, dengeli, mevsime uygun beslenme alışkanlıkları yaşamımızın olmazsa olmaz örgüsü olmalıdır. Sağlıksız beslenmenin, sağlıksız, hareketsiz yaşamların, obezitenin çocuk yaştan itibaren hayatımıza iyiden iyiye girdiği; buna bağlı olarak bizi sağlıklı yaşama davet eden karşı hareketlerin sesinin yükseldiği, üniversite kantinlerine “bahar”ın geldiği, öğrencilerin kampuslarını disko görünümlü kafelerden, fast food restoranlarından kurtarmak istediği bu günlerde işlenmemiş, doğal, sağlıklı gıda ve beslenmenin önemi bir kat daha arttı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ekmeğin özellikleri üzerinde yaptığı son düzenlemeye göre ekmek ve ekmek çeşitlerindeki azami tuz oranı yüzde 1.75’ten yüzde 1.5’e indirildi. Kepek oranı ise ekmekte en az yüzde 0.65, en çok yüzde 1.1 olarak belirlendi. Yine geçen sene, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer tarafından yayımlanan genelgeyle okul kantinlerinde yeni bir uygulama da hayata geçirilmiş ve hamburger, kolalı içecek, hazır meyve suları ile cips tipi ürünlerin satışı yasaklanmış; bunun yerine daha az kalorili, daha sağlıklı, ayran, yoğurt, meyve, salata gibi gıdaların satışı zorunlu hale gelmişti. Bunlar sağlıklı beslenme alanında atılan çok önemli adımlar olmuştur. Yine geçen senenin son günlerinde gündeme getirdiğimiz devlet okullarında “ücretsiz öğle yemeği” projesi ve bu projenin hayata geçmesi de aynı derecede önemli bir adım olacaktır. Zira, ülkemizde milyonlarca insanı etkilediğini bildiğimiz diyabet, kalp ve damar hastalıkları ve kanserin kamuya doğrudan maliyeti ile bu hastalıkların yol açtığı verimsizlik, mutsuzluk ve tedavi kapsamında ülkemize çıkan sosyoekonomik maliyet yıllık toplamda 55 milyar TL’dir. Buna karşın örneğin, 16.5 milyonu ilköğretim ve lise, 3.5 milyonu üniversite öğrencisi olmak üzere toplam 20 milyon öğrenciyi ücretsiz öğle yemeği projesi kapsamında sağlıklı, dengeli yemeklerle buluşturarak, onları gelecekte bu hastalıklardan korumanın devlete öngörülen maliyeti yıllık yaklaşık 12.5 milyar TL’dir. Başka bir deyişle çözüm, sorunun içinde saklıdır! Ayrıca bedelsiz yemek uygulaması sayesinde ödüllendirildiğini düşünen öğrencilerin başarısı artacak; zengin, yoksul ve bölgesel farklılıkların ortadan kaldırılmasına yardımcı olunacak, sosyal hareketliliğin sağlanmasında çok önemli bir role sahip olan eğitim kurumlarında öğrencilerin birbirine karışabilmesi, sosyalleşmesi sağlanacaktır. Bu uygulama yoksullukla mücadelede de önemli bir politik araç olacaktır. Bedelsiz yemek eğitimin parçası olarak görülmeli ve algılanmalıdır. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 HARBİ SEMİH POROY UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com 1/ Ağaç direk 1 ler üzerine çakılmış çıtalara 2 sıva vurularak 3 yapılan duvar 4 ya da tavan. 2/ 5 İskambilde bir kâğıt... Yanı 6 cı, renksiz ve 7 az kokulu bir 8 gaz. 3/ Dövülmüş pirincin 9 şekerli suda haşlan 1 2 3 4 5 6 7 8 9 masıyla yapılan tat 1 T O P A L A N M lı... Suudi Arabis 2 U Z AM R UM İ tan’ın plaka imi. 4/ 3 Bir renk... İnanılır, M A L A K H A Y 4A N A N E T Y O güvenilir. 5/ İnsan 5Ğ Z O R A L I M türünün belli başlı 6 A K S E L İ S ve sürekli çeşitlerinB A V H den her biri... İpucu. 7 N İ Ş 6/ Kekemelik, pe 8 B O R İ N A T A pemelik. 7/ İri bir 9 Ç E P İ Ç R E M hıyar türü... Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı. 8/ Cemaate namaz kıldıran kimse... Kısa yazı. 9/ Kemiklerin yuvarlak ucu... Gondola benzeyen bir tür kayık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak. 2/ Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyen değnek... Taşa tutarak öldürme. 3/ Beyaz ya da pembe renkli çiçekler açan zehirli bir ağaççık. 4/ Dervişlerin giydiği eski ve yamalı hırka... Sabunu, atı ve saçı vardır. 5/ Soyundan gelinen kimse... İlave... Kuzu sesi. 6/ Değirmen taşı ya da testere gibi şeylere diş açmak. 7/ İsrail’in plaka imi... Gündüz yapılan sinema ya da tiyatro gösterisi. 8/ Eskiden uzay boşluğunu doldurduğu varsayılan esnek madde... Küçük yayla evi. 9/ Cinsel güçsüzlük... Bir cetvel türü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle