19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 alternatif olamaz’ Boğaziçi Köprüsü’nün ağır bakıma girmesi ve 1 yıl süreyle kapatılmasının 3. köprüyü zorunlu hale getirdiğine yönelik iddialar ulaşım uzmanları tarafından gerçekçi bulunmadı İstanbul Haber Servisi Boğaziçi Köprüsü’nün 2013’te 40 yılını doldurması nedeniyle ağır bakıma girmesi ve 1 yıl süreyle kapatılmasının 3. köprüyü zorunlu hale getirdiğine yönelik iddialar ulaşım uzmanları tarafından gerçekçi bulunmadı. Uzmanlar, 3. köprünün hiçbir zaman Boğaziçi Köprüsü’nün alternatifi olmayacağını belirterek 1. köprünün bakıma ihtiyacının olabileceğini ancak bunun 1 yıl öncesinden planlanmasının akla ve mantığa aykırı olduğunu vurguladı. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Ulaştırma Anabilim Dalı emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Zerrin Bayraktar, konuya ilişkin gazetemize yaptığı değerlendirmede, “Karayolları Genel Müdürlüğü, bu işleri 1 yıl önceden mi planlar? Bu olacak iş değil. 3. köprü 1. köprünün alternatifi değil. 3. köprü çok uzaktan geçiyor. İnsanlar 1. köprüyü bırakıp 3. köprüden mi dolaşacak? Aralarında kaç kilometre var” diye sordu. Prof. Dr. Bayraktar, şöyle devam etti: “Köprünün bakımı elbette yapılacak. 40 yıl sonra bu köprü bitecekse, bunun için bir şeyler yapmaya 25. yılında başlarsınız. 1. köprünün alternatifi olacak şey 10 yıl önce düşünülürdü, 1. köprünün yanına bir köprü yapılırdı. 3. köprünün yerine yapılacak çok şey var. Mesela yük taşımacılığı. İDO’nun RoRo taşımacılığı projesi var. Deniz taşımacalığına ağırlık versinler. Ayrıca Marmaray’ı bir an önce bitirsinler.” İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe ise “Boğaziçi Köprüsü’nde kademeli onarım mümkündür. Her tarafı denizle çevrili kentte deniz ulaşımı daha verimli kullanılabilir, geliştirilebilir. Deniz ulaşımı neden saat 23.00’ten itibaren durmaktadır? Marmaray’ın daha erken bitirilmesi için daha çok kaynak aktarılabilir, çalışmalar hızlandırılabilir. Köprüde bakımın 1 yıl süreceğinin düşünülmesi gerçekçi değildir” diye konuştu. İstanbul Şehir Hatları AŞ ile İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmeleri AŞ (İDO) yetkilileri ise 1. köprünün kapatılması durumunda, İstanbulluların olumsuzluk yaşamaması için sefer sayılarının sıklaşması ve seferlerin daha geç saatlere dek sürmesi konusunda planlama yapacaklarını açıkladı. Balbay’dan Bir Benzetme ve Bir Katkı Mustafa Balbay sadece bir gazeteci değildir… Bir düşünce adamıdır… Genç bir bilgedir… Ve bir dil ustasıdır. Yazılarında sadece özgün düşünceler, ilginç gözlemler, ufuk açıcı öneriler aktarmakla kalmaz, bunları etkileyici bir dil cambazlığıyla gerçekleştirir. Bugün “Tutuklu Gazete”nin ikinci sayısında yazdığı, yine bir benzetme kullandığı yazıyı aktarmak ve bu yazı üzerinde bir “çeşitleme yaparak” ona selam göndermek istiyorum. Yazı şöyle: “Her yer iktidar kokusuyla dolduğunda… Mustafa BALBAY Silivri 1 No’lu F Tipi Cezaevi Tecrit Hücresi İSTANBUL Kızılderili reisi Seattle’ın, yaşadığı toprakları ABD yönetiminin satın almak istemesi üzerine 1885’te Amerikan Başkanı’na yazdığı mektup küresel değerdedir. Aradan yüzyıllar geçmiş olmasına karşın hâlâ güncelliğini korumaktadır. O mektubun küçük bir bölümünü paylaşmak isterim: ‘Gökyüzünü, toprağın sıcaklığını nasıl satın alabilir ya da satabilirsiniz? Bunu anlamak bizler için çok güç. Bu toprakların her parçası halkım için kutsaldır. Çam ağaçlarının pırıldayan iğneleri, vızıldayan böcekler, ak kumsallı kıyılar, karanlık ormanları ve çayırları örten buğu, halkımın anılarının ve yüzlerce yıllık deneyimlerinin bir parçasıdır. Ormanlardaki ağaçların damarlarında dolaşan su, atalarımızın anılarını taşır. Biz buna inanırız… Bir gün bakacaksınız ki, göklerdeki kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş… Her yer insan kokusuyla dolmuş. İşte o gün insanoğlu için yaşamının sonu ve varlığını sürdürebilme savaşımının başlangıcı gelip çatmış olacak…’ Kızılderili reisinin doğanın dengesine, güzelliğine, bütün canlıların bir arada yaşamasının insan için önemine vurgu yapan bu mektubu demokrasiye de uyarlanabilir. Demokrasinin ayakta kalması da tıpkı doğada olduğu gibi bütün canlıların birbirini tamamlayan varlığına bağlıdır. Doğadaki ırmaklar, ağaçlar, canlılar gibi demokraside her kurum ötekine hayat verir. Hiçbiri tek başına bir önem ifade etmez. Her bir kurum ötekiyle birlikte vardır. Eğer bir iktidar, ‘demokrasinin tek kurumu benim. Benden başkası yoktur. Her kurum benimle birlikte vardır’ derse, orada erozyon başlamış, denge kaymış, pek çok kurum fiilen ölmüş demektir. Bugün Türkiye’de iktidar sahipleri böyle bir konumdadır. Bir iktidar kendi sesi dışındaki tüm sesleri yok etmeye başladığı gün kendi varlığı da tehlikeye girmiş demektir. Medyanın susturulması, doğada oksijenin bitmesi demektir. Böyle bir ortamda en güçlü canlı bile ayakta duramaz. Türkiye’de her yer adım adım iktidar kokusuyla dolmaktadır…” ??? Balbay genellikle sözcükleri böler, eğer, büker, onlara yeni anlamlar verir ve esprili bir biçimde aktarır düşüncelerini. Yukardaki yazıda da yaptığı “demokrasi uyarlaması” yine hoş bir benzetme. Şimdi ben tek bir harf değişikliğiyle Balbay’ın yazısı üzerine bir çeşitleme yapmak istiyorum: “Koku” sözcüğüne bir “r” harfi ekleyerek ürettiğim “korku” kelimesiyle. Yazının başlığı şöyle oluyor o zaman: “Her yer iktidar korkusuyla dolduğunda…” Ve elbette bitiş cümlesi de şöyle değişiyor: “Türkiye’de her yer adım adım iktidar korkusuyla dolmaktadır…” Evet Balbay ve pek çok kişi içerde… Ama korku her yere sindi! İSTANBUL’DA ŞİDDETLİ LODOS Yük gemisi batma tehlikesi geçirdi İstanbul Haber Servisi Bakırköy açıklarında demirlemeye çalışırken demirlemiş gemilere çarpan ve bu nedenle sancak tarafına doğru yatan “Kayan 1” adlı kuru yük gemisi Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılan müdahale ile batmaktan kurtarılarak halatlarla kıyıya çekildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada kazanın kirliliğe yol açmadığı bildirildi. Bakırköy açıklarında gece saat 05.20 civarında Ahırkapı B7 demir bölgesine demirlemek üzere manevra yapan Sierra Leone bayraklı 85 metrelik Fotoğraf: “Kayan 1” isimli VEDAT ARIK gemi demirli vaziyette bulunan “Slochterdiep” ve “Adria Blu” isimli gemilere sürtünerek sancak kısmından su almaya başladı. Çarpmanın etkisiyle içinde 13 personeli ile birlikte mahsur kalan geminin kaptanı telsizden yardım istedi. Yardım çağrısını alan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, iki kurtarma römorku ve can kurtarma botları ile gemiye müdahale etti. İki kurtarma kılavuz kaptanı ve üç dalgıcın gemiye çıkması ile geminin ön kısmına halat bağlandı. Bu sırada sahilde de itfaiye ve ambulanslar hazır bekletildi. Gemi, yapılan çalışmanın ardından kurtarma römorkları tarafından kıyıya çekildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle