19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Tarım Bakanı Eker de hiçbir tehlike olmadığını kanıtlamak için kameralar önünde süt içti Kahraman bakanlar ? Sütün kanser yaptığı iddiaları gündemde yerini korurken ilk yaptığı ‘Antibiyotik kalıntısı, kanser tehlikesi var’ açıklamasını ertesi gün değişteren Tarım Bakanı, dün de TV ekranlarından annelere ‘Korkmadan için, içirin’ mesajı verdi. Ekonomi Servisi Tarım Bakanı Mehdi Eker, sütün kanser yaptığı iddialarını değerlendirdi. Star TV’de canlı yayında süt içen Eker, “Anneler korkmadan çocuklarına süt içirebilirler” dedi. Hafta başında bazı sütlerde antibiyotik kalıntılarına rastlandığı, bu sütlerin kanser riski taşıdığı açıklamalarıyla ‘sütte kanser tehlikesi’ tartışmalarının başlamasına yol açan Tarım Bakanı Mehdi Eker, günlerdir süren tartışmaları sonlandırmaya çalışıyor. En son, Star TV’deki Melek programında konuyla ilgili değerlendirmeler yapan Eker, “Bir bardak sütte fırtına koparıldı. Bir cümle çekilip manşete çekildi. Biz bu doğru değil dedik. Bizim başlattığımız sistemle tarladan sofraya kadar üretilen bütün gıda maddeleri denetleniyor. Sanayide işAÇIKLAMALAR lenen süt güvenilir süttür. Ambalajlanan süt denetleniyor. Birçok YETERSİZ aşamadan sonra paketlenip satışa sunuluyor. HİCRAN ÖZDAMAR Süt çok sağlıklı bir içecek. Her yaşİZMİR Süt üreticileri, Gıda Tarım taki insanın tüketmesi gereken bir içeve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in cek. Güvenilirdir. Gönül rahatlığıyla sütte antibiyotik kalıntılarına rastlanılmaanneler, kendileri tüketebilirler, sına ilişkin verdiği bilgilerle kendilerini zor çocuklarına korkmadan içirebidurumda bıraktıklarını söyledi. Tire Süt lirler. Sokak sütleri sağlıksız olaMüstahsilleri Kooperatifi Yönetim Kurulu bilir. Burada dikkatli olmak laBaşkanı Mahmut Eskiyörek, Eker’in açıkzım. Onların denetimi yeteri lamaların yurttaşların anlamadığını belirterek kadar yapılamıyor. İçine bir “Kooperatif olarak aldığımız sütleri antişey katıldı mı bunu bilmiyorbiyotik cihazlarıyla kontrol ediyoruz. Aysun. Ambalajlı süt çok daha güda 50 bin lira kontrol ve laboratuvar çalışvenlidir. Yeni gıda güvenliği sismalarına harcıyoruz. Ancak merdiven altı temiyle her kademede denetliişlemler için aynı kontrolün yapıldığını yoruz. söyleyemeyiz” dedi. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi de Etiketleri eskiden okunmuantibiyotikli sütlerin dökülmesi gerektiğini yordu. Bunu yasakladık, en az ancak bazı firmaların bunları ucuza toplayıp 12 punto büyüklüğünde olacak. süt ürünlerine işlediklerinin bilindiğini beDenetlediğimiz yanlış bir şey lirtti. Çiftçi, sütün toplanma işmelinin kooolunca markayı tespit edip ‘şu peratifler ya da birlikler tarafından yapılfirma sağlığa aykırı işlem yaptı’ diması gerektiğini söyledi. yeceğiz” açıklamalarında bulundu. Cahit Aral Mehdi Eker Yetmez Ama Evet... Hrant Dink’in katledilişinin 5. yıldönümünde, asıl azmettirenler, örgütlü suçun sahiplerinin gizlenmesikollanması sonuçlarını getiren, hakadalet duygusunu yaralayan mahkeme kararını protesto eden on binler, medyanın da yansıttığı üzere geniş bir yelpazeden ortak tepkilerini dile getirdi. Aynı tarihlerde özel yargı elindeki bir başka davada İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, belediye çalışmaları, harcamaları kapsamında 33 ayrı suçtan, suç işleme maksadı ile örgüt kurma, ihaleye fesat karıştırma iddiaları ile 153 ile 397 yıl arasında hapsi istenirken Dink’in Trabzonİstanbul Emniyetistihbarat ekseninde aylar, belki de yıllar öncesinden biline biline, izlene izlene katledilişinde tetikçilerin örgütterör bağlantısı yok sayılarak bireysel mahkum olmalarını öngören kararın yarattığı toplumsal travmanın doğal bir tepkisiydi bu... “Bu dava burada bitmez” uyarısı ile, düşünceleri, kimliği nedeniyle katledilen gazeteci Hrant’ın yaşam hakkının elinden alınmasına karşı tepki için “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” demek, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti arayışları, yaşananları protesto etme anlamında çok anlamlı bir toplumsal duruş; “yetmez ama evet”... Profesyonelce 46 yılı bulmuş gazetecilik yaşamımda İstanbul’daki sokakların, toplumsal duruş, eylemlerin en önemlilerini, tamamına yakını ile yakından izlemiş, içinde olmuş bir gazeteci olarak, “Yetmez ama evet” derken, sadece tepki eyleminin yanına eklenmesi gereken toplumsal çalışmaların bütününü eklemlenmesi gereken hak arama yollarının, çok uzun soluklu bir hak arama savaşımını gerektirdiğinin sadece altını çizmek istemedim... Gelinen noktada hukuk devletinin, bağımsız yargının ayaklar altına alınışı, Dink cinayeti, katliamında, özelinde, göz göre göre, çorap söküğü gibi asıl faillere ulaşılabilecekken siyaseten, hem de iktidar, Emniyet, istihbarat, özel yargı sorumluluğunda örtbas edilmesi olgusunun, şok mahkeme kararı ile ortaya çırılçıplak çıkmasının üzerine toplumsal duruşumuzun, protestonun, “yetmez ama evet” boyutunda kaldığını da vurgulamak istedim... ??? Evet, sayısal değilse de cenaze töreninde katılanlardan daha yüksek oranda bir Ermeni cemaati katılımı vardı. Çünkü bir gün önce televizyon oturumlarına katılan Ermeni kökenli vatandaşlarımız, hukukçuların da belirttikleri gibi, göstere göstere işlenmiş bir cinayetin, katliamın kanıtları ortadayken, ortaya çıkan yargı kararı, Ermeni kökenli vatandaşlarımızın güven duygularını sarsan, tehdit algılamasını katlayan bir içerik kazanmıştı... Kapalıçarşı, Kumkapı esnafı ile birlikte çok kalabalık eviş kadınları, gençleri ile.. bu ülkenin vatandaşı olma duygularını hiç yitirmemiş Ermeni kökenli insanlarımız, kırgınlıkları, kaygıları ile birlikte, kimliklerini de ortaya koyarak tepki verme sorumluluğunu duymuşlardı... On binlerin içinden binlerce tanıdık, pek çoğu ile de selamlaştığım yüzleri ise; “yaşamlarının her dönemlerinde toplumsal sorumluluk duymuş, birbirlerinden çok farklı düşünce ve değerlerle de olsa sivil toplum, siyasal örgütlenmeler içinde, çeşitli etkinlikler, eylemler içinde yerlerini alma sorumluluğunu taşımışları..” ağırlıklı olarak tanımlayabilirim. Doğrusu örgütlenmeler çatısı altında, ne kadar demokrat, insan hakları, hukuk devleti savunucusu olarak görünürsek görünelim ancak kendi gettomuz içinde, kendimiz için yontarak ilkeleri savunma hastalığımızdan kurtulamadığımız bir kez daha sırıttı... İlkeler çerçevesinde geniş bir demokrasi yelpazesi ise ancak bireysel sınavlarında aklanıp cephe oluşturmayı başaranlar sayesinde oluşuyordu... Yani bu kadar travma yaratacak bir ağır yargı kararından sonra bile, örgütsel birliktelikler cephesi, bir Irak işgali karşıtı, barış eylemleri ölçeğine bile varamadı. Düşünün ki yargı kararının travması, tepkisi ile medyada, televizyon canlı yayınlarında ilk kez anlamlı toplu katılım çağrıları yapıldı. “Hrant’ın Arkadaşları”, verilen sözlere bakarak “Yarın göreceksiniz, İslamcı kesim çok geniş katılımla aramızda olacak..” umutlarını dile getirdi. Baktım da Hrant’ın “ötekileştirmeye karşı” şiddetle savunduğu türbanlılar, İslamcı kesimler parmakla sayılacak kadar azdı. Örgütsel katılımlarda, en sert bildirileri yayımlamış, tepki göstermişlerin ağırlıkları hak getire. Hrant’ın düşüncelerini paylaşmayan, canına katledilişine, terör örgütü cinayeti işleyişinin örtbas edilmesine, hukuk devleti ilkelerinin ayaklar altına alınmasına karşı protesto için.. bireysel sorumlulukla gelenler daha bir saygı topladıl... Hrant Dink cinayeti, sadece ülkesini seven Ermeni kökenli vatandaşının, güçlü devlet kadrolaşmasına egemen bu iktidar döneminde, devlet içindeki polis, istihbarat ilişkilerini de göstere göstere işlenmiş bir cinayet olarak hesaplaşılması kaçınılmaz bir dava değil. Tetikçilerden ileri azmettirenlere ulaşmak, kendi gettosu, ideolojisi, ırkı, inancı, cemaati çerçevesinde demokrasi, hukuk devleti, insan hakları aranamayacağı, olamayacağının bir kanıtı, adımı olabileceği için çok ama çok önemli... Resimler arasındaki farkı bulun Eker, herhangi bir üründe herhangi bir tehlike olmadığını kanıtlamak amacıyla genellikle siyasilerin kullandığı en geçerli yöntemi tercih ederek kendini kobay yaptı. Sütte tehlike olmadığını kanıtlamak için canlı yayında koca bir bardak sütü içti. Türkiye’de sık sık görmeye alışkın olduğumuz bu yöntem daha önce de kullanılmıştı. Örneğin, 1986 yılındaki Çernobil faciasının ardından çayda radyasyon olmadığını kanıtlamak üzere dönemin Sanayi Bakanı Cahit Aral, yine televizyonlardan Karadeniz çaylarından demlendiğini söylediği çayı içerek hafızalara kazınmıştı. Aradan uzun bir süre sonra aynı yöntemi bu kez Osman Sağlık Bakanı Durmuş Osman Durmuş kullan mıştı. Şarbon tehlikesinin yaygınlaştığı bir dönemde Durmuş, yurtdışından gelen zarfların herhangi bir tehlike taşımadığını göstermek için zarfı kameralar önünde eldivensiz bir şekilde açmıştı. Ancak zarfın gözlerden uzak tutulması gerektğini de bir hekim olarak belirtmişti. Genellikle Türk bakanların tercih ettiği yöntem, daha sonraları da Tayland Başbakanı tarafından kullanılmıştı. Kuş gribinden korkmadığını kanıtlamak isteyen Tayland Başbakanı Thaksin Shinawatra, BangThaksin Shinawatra kok’ta düzenlenen tavuk festivalinde kendi pişirdiği tavukları bir güzel yemiş ve ardından da “Tayland tavuğu iyi pişirildiği zaman güvenlidir. Yüzde 100 değil, yüzde 1 milyon güvenlidir” açıklamasında bulunmuştu. BORSADA 40 KURUŞA KADAR ÇIKTI Elektrik borsası rekor kırıyor MURAT KIŞLALI ANKARA Aşırı soğuklar nedeniyle doğalgaz tüketimi had safhaya ulaşıp, doğalgazdan elektrik üreten santrallara doğalgaz sağlanması kesilince, elektrik borsası olan Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi’ndeki fiyatlar rekor kırdı. Geçen yılı 17,99 Kuruş/kilovatsaat’tan (Krş/kvs) kapatan elektrik fiyatı, önceki gün 40 Krş/kvs’ye kadar çıktı. “Zor Gün” ilan ederek doğalgaz çevrim santrallarına doğalgaz tedarikini azaltan BOTAŞ’ın önlemleri nedeniyle TETAŞ, EÜAŞ ve özel sektöre ait Enerjisa Bandırma, Unimar, Gebze, Hamitabat, Bursa gibi büyük santrallardan yaklaşık 6000 megavatlık (MV) kapasite kullanılamıyor. Bunun sonucunda fiyatlar da önceki gün Gün Öncesi piyasasında günlük ortalama 20.8 kuruş/kvs olarak oluştu. İletim sistemine bağlı bazı demirçelik üreticilerine de elektrik tüketimlerini azaltmaları yönünde Türkiye Elektrik İletim AŞ’den talimat geldi. Piyasayı izleyen bir uzman “Bu da elektrik üretimtüketim dengesinin çok kritik seviyede olduğunu gösteriyor” dedi. Türkiye’nin elinde sorunlu Avrupa kâğıtları kalmadı ? Avrupa ülkelerinin elindeki 2.1 trilyon Avro’luk devlet tahvilinin tasfiye sancısına dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Babacan, “Bunu gördüğümüz için geçen yıl ne varsa tasfiye ettik. Ne İtalyan ne İspanyol kâğıdı kaldı. Ekonomi Servisi Avrupa ülkelerindeki toplam 2.1 trilyon Avro’luk sorunlu devlet tahvilinin tasfiyesindeki güçlüklere dikkat çeken Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye’nin elindeki bu tip tahvillerin tamamen tasfiye edildiğini açıkladı. Polonya’ya hareketinden önce ekonomi basını ile bir sohbet toplantısı düzenleyen Babacan, yöneltilen soruları yanıtlarken şunları belirtti: zulması olacak. Buna bankacılar ‘sismik risk’ diyorlar. ‘Bırakalım Yunanistan batsın, herkese ders olsun’ derken Portekiz’in durumu da bozuldu. Yunanistan, İtalya, İrlanda, Portekiz ve İspanya’nın sattığı 2.1 trilyon Avro’luk tahvilin yüzde 23’ü Fransız, yüzde 17’si de Alman bankalarının elinde. Biz, bu riske karşı geçen yıl önlem aldık. Merkez Bankası’nın rezervlerinde bir ara İspanya ve İtalyan tahvili vardı. Geçen yıl elinden çıkardı. Yunanistan tahvili ise hiç olmadı. Faiz lobisine prim yok Yabancılar Merkez Bankası’nın uyguladığı ‘faiz koridoru’nu pek anlayamadı. Merkez Bankası’nın bu uygulamadan vazgeçmesi gerektiğini düşünüyorlar. Oysa koridor politika esnekliği sağlıyor. Bir süre devam etmesi esnekliği arttırır. Koridora karşı çıkanlar Merkez Bankası’nın faizi biraz yükseltip sabitlemesini istiyor. Yüksek faiz kimse için iyi değil. Komşunun temerrüdü önlenmeli Maliyeti ne olursa olsun Yunanistan’ın temerrüde düşmesine, iflas noktasına gelmesine izin vermemek gerekiyor. Çünkü bu durumda genel bir güven bo Başbakan’a Polonya’dan ödül Davos’ta koşuşturacak Polonya’nın TÜSİAD’ı sayılan Business Centre Club’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a vereceği “Özel Ödül”ü ben alacağım. Bu ödül her yıl Polonya iş dünyasının dışında, girişimcilik ve piyasa ekonomisinin gelişimine katkıda bulunan Babacan, bundan üç yıl önce Başbaseçkin kişilere veriliyor. Daha önce alanlar arakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail Cumhursında eski Polonya Cumhurbaşkanı Lech başkanı Şimon Peres’le tartıştıktan sonra, Valesa, Avrupa Komisyonu Başkanı Ma“Daha da gelmem” dediği Davos’ta, panelnuel Barroso, Avrupa Parlamentosu den panele koşmaya hazırlanıyor. Global kriz, bölge ekonomisi ve “Arap Baharı” gibi Başkanı Jerzy Buzek, İrlanda Başbakanı çok sayıda toplantının yapılacağı Davos’ta bu Bertia Ahern gibi isimler var. yıl 12 ayrı tartışmaya çağrılan Babacan, bunlardan ancak 8’ine katılma fırsatını bulduğunu MF’ye kaynak arıyoruz söyledi. Avrupa Birliği’nden Sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın da AvUluslararası alanda etkinliğimiz artıyor. rupa’nın kimliği ve geleceği G20 içinde bir ‘Uluslararası Finansal ile ilgili iki ayrı panelde koMimari Grubu’ kuruldu. Grubun sonuşmacı olacağını belirrumluluğu Avustralya ile birlikte Türkiye’ye ten Babacan, “Daha verildi. IMF kaynaklarının arttırılması, ulusfazlasına katılmaya lararası kuruluşların mali dengesinin güçlenzamanımız eldirilmesi gibi konularda çalışıyoruz. Bu konuda, vermedi” ABD’den daha farklı bir yaklaşımımız var. dedi. I VATAN AYDA 4 MAĞAZA AÇIYOR Ekonomi Servisi Her hafta bir mağaza açarak ayda dört Vatan Bilgisayar mağazasını hizmete sokma hedefi koyan marka; Türkiye’nin her noktasını teknoloji ile tanıştırmayı amaçlıyor. Vatan Bilgisayar Ankara mağazasının ardından İstanbul’da Bağcılar ve Ümraniye ile Tekirdağ’da Çorlu mağazalarını 21 gün içinde açacak. 100 mağazaya ulaşmayı hedefleyen Vatan Bilgisayar, 2012 yılında hizmete açacağı 55 mağazanın ilki olan Ankara Ümitköy Hiperstore’un açılışıyla birlikte toplam kapalı alanda yaklaşık 99 bin metrekareye ulaştı. GÜRCİSTAN’LA ‘SINIR ÖTESİ’ ENERJİ ANLAŞMASI Gürcistan ve Türkiye arasında Sınır Ötesi Elektrik Ticareti Anlaşması imzalandı. Anlaşma iki ülke arasındaki enerji işbirliği ve yatırımların geliştirilmesini öngörüyor. Anlaşma kapsamında Gürcistan’dan Türkiye’ye aktarılacak elektrik miktarı 740 Megawat’a kadar çıkarılabilecek. Gürcistan Başbakanı Nikoloz Gılauri’nin de olduğu Tiflis’teki törende anlaşmaya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Gürcistan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alexandre Khetaguri imza attı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle