19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 OCAK 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tutukluluk süreleriyle ilgili düzenleme getirmeyen hükümetin paketinden ‘yargıya tutukluluk ricası’ çıktı 7 ‘Yasayı uygulayın’ yasası Alkollüye cezayı vali verecek ? Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in verdiği bilgilere göre, tutuklama kararları için Ceza Muhakemesi Yasası’nda ‘hukuki ve fiili nedenlerin’ gerekçeleriyle gösterilmesi hükmü uyarınca matbu kararlar yerine somut olgularla gerekçenin yazılması hükmü getirilecek. Özel yetkili mahkemelerde yürütülen soruşturmalarda dosyadan belge örneği alınması yasağı 3 ayla sınırlandırılacak. Doktorların ‘bıçak parası’ adı altında aldıkları para rüşvet sayılacak ve bu suça 12 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargılamayı hızlandırmaya yönelik “üçüncü paket” hakkında bilgilendirme toplantısı yaptı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in verdiği bilgilere göre, yapılacak yeni düzenlemelerden bazıları şöyle: Tutuklamanın alternatifi: Üst sınırı 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlar hakkında uygulanan adli kontrol tedbiri için sınır 5 yıla çıkarılacak. Karara yazma zorunluluğu: Ceza Muhakemesi Yasası’nda tutuklama kararında yazılması gereken hususlar düzenleniyor. Ancak uygulamada hâkimlerin tutuklama, tutukluluğun devamı veya tahliye talebinin reddi kararlarında yeterli gerekçe göstermeden matbu şekilde aynı ibareleri kullanarak karar vermeleri eleştiriliyor. Yapılacak değişiklikle hâkim veya mahkeme, tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya tahliye isteminin reddine ilişkin karar verirken kuvvetli suç şüphesinin varlığını, tutuklama nedenlerinin varlığını ve somut olayda tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu somut olgularla gerekçelendirecek. Üyelik cezasına sınırlama: Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenler örgüt üyeliğinden de cezalandırılıyordu. Örgüte üye olmak suçundan verilecek cezaların yarı oranında indirilmesi öngörülüyor. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım edenlerin yaptığı yardımın niteliğine göre örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek cezaların üçte ikisine kadar indirilebilecek. Gizlilik kararına 3 ay sınırlaması: Özel yetkili savcılarca yürütülen, şüphelinin ifade tutanağına, bilirkişi raporuna, diğer bir kısım adli işlemlerle elde edilen delillerden örnek almaya dava açılıncaya kadar sınırlama getiriliyordu. Öngörülen düzenleme ile dosyadaki kısıtlılık kararı 3 ayla sınırlı tutulacak ve bu süre uzatılamayacak. Kovuşturma aşamasında esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere sanık ve müdafisine hâkim tarafından verilen süre sınırlaması kaldırılacak. Terörde geri bırakma: Terör suçları yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlara çevirme, erteleme yasağı yürürlükten kaldırılacak. Böylece bu düzenlemelerin terör suçları bakımından da uygulanması sağlanacak. Yayın durdurma kalkacak: Terör örgütünün faaliyet çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş olan suçları ve suçlularını övme, terör örgütünün propagandasını içeren süreli yayınların 15 günden 1 aya kadar durdurulması hükmü yürürlükten kaldırılacak. Yasak yayınlara serbestlik: Yasaklama ve toplatma kararı verilmiş olan yayınlarla ilgili olarak belli bir sürede (geçiş süreci belirlenecek) bu yayınlar hakkında mahkemelerce yeni bir yasaklama veya toplatma kararı verilmemiş olması durumunda daha önceden verilmiş olan tüm toplatma kararları hükümsüz hale getirilecek. Davaların ertelenmesi: Basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup, adli para cezasını ya da üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı, soruşturma evresinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, kovuşturma evresinde kovuşturmanın ertelenmesine, kesinleşmiş olan mahkumiyet hükümlerinin infazının ertelenmesine karar verilecek. Hakkında kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin erteleme kararının verildiği tarihten itibaren 3 yıl içinde aynı suçu işlememesi halinde hakkındaki dosya işlemden kaldırılacak. Aksi takdirde, soruşturmaya, kovuşturmaya veya hükmün infazına karar verilecek. Ehliyetsiz veya alkollü araç kullananlara savcılarca idari para cezası verme uygulamasına son verilecek. Bu yetki kaymakamlık ve valiliklerce kullanılacak. Ev eşyası haczedilemeyecek Hacze sınırlama: Borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli olan her türlü ev eşyası haczedilemeyecek. Para, banknot, altın ve gümüş gibi değerli eşyalar istisna olacak. Haczedilen taşınır malların toplam değeri asgari ücretin beş katının altında kalıyorsa eşya götürülmeyecek, borçluya yediemin olarak bırakılacak. İcradan.com: Hacizli malların satış ilanı elektronik ortamda yapılacak. Açık arttırmaya elektronik ortamda teklif verme olanağı sağlanacak. Yargı, Nasrettin Hoca’nın Kar Helvasına Benzedi Cüneyt Ağabey (Arcayürek) 10 Ocak’taki yazısında “ot yok, ocak yok” nitelemesine uygun biçimde yaşayanların tek geçim kaynağının kaçakçılık olduğunu bir kez daha dile getirdi. Okunması gereken kaynak olarak da mesleğimizin büyük ustalarından Fikret Otyam’ın iki belgesel araştırma kitabını gösterdi. Açıklamalardan ve haberlerden öğreniyoruz ki kimi sınır kentlerimizde hatırı sayılır bir yurttaş topluluğunun, yaşamlarını kaçakçılıkla sürdürmek zorunda olduklarına şaşıranlar var. Konu, Uludere ilçemizin sınırdaş olduğu Irak’ın kuzeyinde çoğu çocuk yaşta 34 yurttaşımızın bombalama sonucu hayatlarını kaybettiğinin geç de olsa kamuoyuna yansımasıyla gündeme geldi. ??? Geçmişte de kaçakçılık serbest, kaçak mal almak yasaktı. Güneyde Kilis, doğuda da Van bir anlamda kendi sınırları içinde açık pazar şehri gibiydi. Açıkça olmasa bile Gaziantep de kimi mahalleleriyle aynı konumdaydı. Tanık olduğum birkaç olayı anımsatayım. Urfa’daki 14’üncü Süvari Alayı’nın bir taburu da Birecik’te konuşlanmıştı. 1959 Mayısı’nda tezkere alacak bir yedek teğmen devre arkadaşım, dönüşünde yakınlarına götürmek için Kilis’te uluorta satılan eşyalardan aldıklarıyla Kilis sınırları dışında jandarma kontrolüne takılmış ve hapse atılmıştı. ??? 1964 yılındaki Senato yenileme seçimlerinde bana merkezi Van olan beş ilde nabız yoklaması görevi düşmüştü. Propaganda konuşmalarında duyduklarımdan biri de “İran’a uzatılacak demiryoluyla daha kolay kaçakçılık yapılabileceği” konusunun işlenmesiydi. ??? Ünlü tiyatro sanatçısı Lale Oraloğlu’nun başına gelenleri de unutmayalım. Van’daki dükkânda görüp beğendiği bir kahve fincanı takımını sahnelenecek bir oyunda (galiba butafor diyorlar) kullanmak niyetiyle almıştı. Ancak o da şehir dışına çıktığında yapılan aramada yakalanmış ve kaçakçılıktan hapse atılmıştı. Bugün hapse atmanın yolu “terörist” suçlamasıyla gerçekleştirilirken geçmişte aynı yöntem “kaçakçı” suçlamasıyla gündeme getiriliyordu. Adliye muhabirliği dönemimden anımsıyorum. İstanbul’da üç ağır ceza mahkemesi vardı ve 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, çok sayıda kaçakçılık davası nedeniyle bir uzmanlık mahkemesine dönüşmüştü. Artık aramızda olmayan Lale Oraloğlu’nun başına gelenler kamu vicdanını o kerte yaralamıştı ki bugüne benzer tartışmalar uzun süre gündemde kalmıştı. Konuya duyarlı milletvekilleri özel bir af yasası çıkarılması için yasa önerilerinde bile bulunmuşlardı. ??? Demek ki Türkiye’de zaman zaman moda olan yaklaşımlar söz konusu. Şimdiki moda da “terörist” avcılığı. Moda hızını kesmezse, dünyada terörist sayısı en fazla ülke olma başarısını gösterip Guinness Dünya Rekorları’na adımızı yazdırabiliriz. “Başarı olsun da ne olursa olsun” diyenler, bakarsınız ifade özgürlüğünde Avrupa’da sonuncu, dünyada 138’inci sırada olduğumuzu dengelediklerini sanarak sevinebilirler de. Yargıdan geçmişte, Türkiye’yi canlarının istediği gibi yönetmeye niyetlenenler yakınırlardı. Yargı, sayelerinde Nasrettin Hoca’nın kar helvasına döndü. Gelinen noktada yetkili siyasiler de yaptıklarını beğenmemeye, yakınmaya başladılar. Bıçak parasına 12 yıl Görevi kötüye kullanma suçu olarak kabul edilen icra memurunun görevini yapması, doktorun ameliyat etmesi (bıçak parası), tapu memurunun işlemleri hızlandırması için para alma eylemleri rüşvet suçunu oluşturacak ve 12 yıla kadar hapisle yargılama yapılacak. Danıştay sınırlaması ? Danıştay’a gelmesine gerek bulunmayan davalar ile konusu 50 bin TL’nin altındaki davalar bölge idare mahkemesinde kesinleşecek. Bakanlıkların ülke genelinde uygulanmayan imar planları gibi yerel nitelikli işlemleri yerel mahkemelerde görülecek. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Rekabet Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun da içinde yer aldığı bazı üst kurullar tarafından tesis edilen işlemlere karşı açılan davalar idare mahkemelerinde görülecek. Havale kalkacak İdare mahkemelerinde her türlü dilekçe, hâkimi beklemeden, hâkimin havalesi olmaksızın evrak bürolarına teslim edilebilecek. Yurttaşa, dilekçenin evrak ve tarihini gösteren ücretsiz belge verilecek. SABIKA KAYDI SİLİNECEK Kişinin ölümü ya da 80 yıl geçmesi üzerine silinebilen adli sicil arşiv kayıtları, kural olarak 5 yıl, yüz kızartıcı veya devlete karşı işlenen suçlarda 15 yıl, her halükârda ise 30 yıl geçmesiyle silinecek. Molotof silah oldu ? Molotofkokteyli silah ve patlayıcı madde kapsamına alındı. Boruya dokunan yanacak Petrol boru hattından hırsızlık suçu için öngörülen 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasının 5 yıldan 12 yıla kadar çıkarılması, bu suçun örgütlü işlenmesi durumunda ise verilecek ceza 7.5 yıldan 18 yıla kadar çıkabilecek. Kaçak elektrik Genel kurul sürekli çalışacak hırsızlık sayılacak Haftada bir kez toplanan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, üç yıllık geçici bir süre için sürekli çalışabilecek şekilde yeniden düzenlenecek. Böylece kurulda bekleyen 6 bin temyiz dosyasının iki yıl içinde tamamen karara bağlanması hedefleniyor. Kaçak elektrik kullanımı hırsızlık suçundan karşılıksız yararlanmaya dönüştürülecek. Borcun faiziyle ödenmesi halinde hapis cezası verilmeyecek. Cezasızlık hali ilk işleyenler hakkında uygulanacak. 2 milyon dosya etkilenecek Bu değişikliklerden yaklaşık 2 milyon dosya etkilenecek. Karşılıklı çek keşide etmekten kaynaklanan dosya sayısı 600 bin, ön ödeme kapsamına girecek dosya sayısı 65 bin, elektrik hırsızlığından ilk derece mahkemelerine gelen yıllık dosya sayısı 70 bin, elektrik hırsızlığından Yargıtay daireleri ve başsavcılığında bulunan dosya sayısı 53 bin, suç olmaktan çıkan fiillere ilişkin dosya sayısı 1500, kabahat sayısı 260 bin, icra dosyası sayısı 1 milyon. ÇYDD DAVASINA DEVAM EDİLDİ EVREN VE ŞAHİNKAYA MAZERETSİZ KATILACAK Yargının hızlandırılmasını öngören yargı paketi tepkilere yol açtı 12 Eylül davası 4 Nisan’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Eylül askeri darbesine ilişkin dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davanın ilk duruşmasının 4 Nisan Çarşamba günü görülmesine karar verdi. Evren ve Şahinkaya hakkında yurtdışına çıkış yasağı koyan mahkeme, sanıkların “mazeretsiz” duruşmaya gelmemeleri halinde zorla getirileceği şerhini düştü. Mahkeme, TSK ve MİT’ten 12 Eylül belgelerini istedi. Anayasayı ve TBMM’yi ortadan kaldırmaya cebren teşebbüs etmek suçlamasıyla haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanacağı tarih belli oldu. İddianameyi kabul eden Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, dün buna ilişkin 20 maddelik bir “duruşmaya hazırlık tutanağı” hazırladı. Oybirliğiyle kabul edilen tutanakta, atılı suç için yasada öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında Evren ve Şahinkaya’nın savunmalarının mahkeme tarafından alınması gerektiğine hükmedildi. Bu amaçla Evren ve Şahinkaya’ya çağrı kâğıdı çıkarılmasına karar veren mahkeme, sanıkların mazeretsiz duruşmaya gelmediği takdirde çağrı kâğıdına zorla getirileceği şerhinin yazılacağını bildirdi. Mahkeme, sanıklara yurtdışı çıkış yasağı koydu. Duruşma, 4 Nisan saat 09:30’da başlayacak ve bitmemesi durumunda ertesi günlerde yani 5 ve 6 Nisan’da devam edecek. ‘Yapboz tasarısı’ ‘Hızlandırılmış tren gibi olmasın’ Tarhan “Madem darbe anayasasından kurtulmak istiyorsunuz, önce darbe yasalarından kurtulalım. Bunlara dokunulmuyor. Aşırı yasalaşma faaliyeti, yapboz demektir. Hızlandırılmış yargı, umarım hızlandırılmış tren gibi bir sonuca ulaşmaz” dedi. Tarhan ‘Su tabancasına bile karşıyım’ HİLAL KÖSE masının zorunlu olduğuna dikkat çekti. ‘Bakan mevcut düzenlemeyi hatırlattı’ Feyzioğlu, Adalet Bakanı’nın açıklamasını “mevcut olan bir düzenlemeyi hatırlatmak gibi” değerlendirdi. Feyzioğlu, katalog suçların kaldırılmadığını, bunlar kaldırılmadıkça da tutuklama kararı verilmesinin zorlaştırılmasının olanaksız olacağını anlattı. Özel yetkili mahkemelerde savunma süresindeki kısıtlılığın kaldırılacağı yönündeki değerlendirmeyi de eleştiren Feyzioğlu, “Olmayan bir sınırlamanın kaldırıldığı söyleniyor. Kanunda böyle bir süre sınırlaması olduğunu göstersinler özür dileyeyim. Süre uygulamada sınırlanıyor. Kanuna sınırlamayın diye mi yazacaklar?” dedi. Feyzioğlu işin özünün zihniyet olduğunu, insanlara özgürlüklerinin verilmesi istenmedikten sonra istenildiği kadar kanun yapılabileceğini söyledi. Türmen Feyzioğlu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in açıkladığı yargının hızlandırılmasını öngören yargı paketi, tepkilere yol açtı. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ile İzmir Milletvekili Rıza Türmen dün düzenledikleri basın toplantısında yargı paketini eleştirdi. Tarhan, “Biz demokrasi paketi hazırladık. Bakanın açıkladığı ise reform paketi falan değil. Yasaları yapboz değiştirerek yargı reformu yapamazsınız” dedi. Hrant Dink davasıyla da bağlantı olarak TİB’in yeniden yapılanması gereği üzerinde duran Tarhan, “TİB siyasi otoriteden bağımsız yapılandırılmalı. TMY yasası değiştirilmeli” diye konuştu. Türmen de, “AKP, sorunu sadece yargı ile ilgili görüyor; biz demokrasi sorunu olarak görüyoruz. Paket yetersiz. Temel amaç yargı süresini kısaltmak. Elbette ki süre kısaltılmalı ancak sadece bununla adil yargılamayı sağlayamazsınız” dedi. Paketteki tutuklulukla ilgili düzenlemenin de yetersiz olduğunu vurgulayan Türmen, katalog suçların çıkarılması ve TMY’de basına getirilen sınırlamaların da kaldırılması gerektiğini söyledi. Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, tutuklama gerekçesinin ayrıntılı olarak yazılacağına ilişkin düzenleme getirileceği yönündeki açıklamayı eleştirerek mevcut anayasa ve CMK’ye göre zaten tutuklamanın nedenlerinin açıkça yazıl Ergenekon davasında tutuksuz yargılanan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Filiz Meriçli, “Kendi çocuklarımız için istediğimiz güzel her şeyi ülkemizin her köşesindeki tüm çocuklar için sağlamaya çalıştık. Okula gidemeyen kız çocuğu, okuma yazma bilmeyen kadınımız kalmasın diye 1989’dan bu yana çaba gösteren ÇYDD’lilerin darbe yapacak terör örgütü iddiaları içinde yer alması yüreğimi acıtıyor” dedi. Meriçli, delil olarak gösterilen derneğin bursiyer Kardelen öğrenci listesindeki bir kız öğrencilerinin, devlet bakanı ile ödül almaya ABD’ye götürüldüğünü, Kardelenler projelerinin de 2010’da BM’de dünyaya örnek gösterildiğini söyledi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Meriçli, savunmasını yaptı. Meriçli, “Güzel ülkemizin her köşesindeki tüm çocuklar okula gitsin diye ÇYDD olarak yaptığımız çalışmalar nedeniyle beni kutlayan Amerikalı, Avrupalı meslektaşlarıma, evimin polislerce arandığını, dört gün yerin altında ışıkları hiç kapatılmayan soğuk hücrede tek başıma gözaltında tutulduğumu, ülkemdeki demokrasiyi ortadan kaldırmaya yönelik bir terör örgütüne üye olmakla suçlandığımı anlatamadım. Çocuklara su tabancası alınmasına bile itiraz eden bir kişi olarak, nasıl silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanabilirim? Bunu kabullenmek mümkün değil” diye konuştu. Duruşma yarına ertelendi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle