23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 OCAK 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER 13 İran Dışişleri Bakanı Salihi, 5 artı 1 grubu ile görüşmelere Türkiye’nin ev sahipliği yapmasını istedi Nükleerde adres yine İstanbul Bağdat elçiliğine roket atıldı Dış Haberler Servisi Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği’ne roket güdümlü el bombası atıldı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türk Büyükelçiliği’ne dün yerel saatle 13.10’da roket güdümlü iki el bombası atıldı. Bombalardan biri elçiliğin dış koruma duvarı önündeki beton bloklara isabet ederken diğeri elçilik yakınındaki yola düştü. Saldırıda can kaybı ya da yaralanan olmadı. Brüksel’de resmi temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bağdat Büyükelçisi Yunus Demirer’i telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. Ankara, pazartesi günü Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin Türkiye’yi hedef alan açıklamalarına karşılık Bağdat’a nota vermişti. El Maliki, Türkiye’yi Irak’ın içişlerine karışmakla suçlamıştı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Nükleer faaliyetleri nedeniyle dikkatleri üzerine çeken ve son olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatabileceğini açıklayarak dünya kamuoyunun tepkisini toplayan Tahran yönetiminin Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, dün Ankara’da temaslarda bulundu. Salihi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile ayrı ayrı görüştü. Konya’daki gezisinin ardından Ankara’ya gelen Salihi, Esenboğa Havaalanı’nda, İran’ın nükleer programı konusunda 5 artı 1 grubuyla görüşmeler konusundaki soru üzerine, kendisinin bu temasların Türkiye ve İstanbul’da ? Ankara’da temaslarda bulunan Ali Ekber Salihi, İran’ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerin büyük ihtimalle İstanbul’da yapılacağını söyledi. Geçen yıl İstanbul’da gerçekleştirilen görüşmeler sonuçsuz kalmıştı. lu’nun AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve İran’ın nükleer görüşmelerdeki başmüzakerecisi Said Celili ile temas halinde olduğunu belirten Salihi, kesin olmamakla birlikte, görüşmelerin büyük ihtimalle İstanbul’da Salihi eşi ile birlikte Konya’da Mevolacağını, yakın gelecekte bunlalana Müzesi’ni ziyaret etti. (AA) rın tarihinin de belirleneceğini kaydetti. yapılmasını arzu ettiğini ancak müİran’ın nükleer programıyla ilgizakerelerin sürdüğünü söyledi. Mevkidaşı Ahmet Davutoğ li son görüşmeler de geçen yıl İs tanbul’da yapılmış ancak gündem üzerinde bile anlaşma sağlanamayınca sonuçsuz kalmıştı. Türk halkına yönelik mesajının sorulması üzerine de Salihi, “Türk halkı kardeşimizdir” dedi. İki ülke arasında çok iyi ilişkilerin bulunduğunu ifade eden Salihi, İran nüfusunun yüzde 40’ının Türkçe konuştuğunu, bunun iki ülke arasında güçlü bir bağ oluşturduğunu bildirdi. Salihi Ankara’daki temasları çerçevesinde Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan tarafından kabul edildi ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar ile de bir araya geldi. ErdoğanSalihi görüşmesinde Irak ve Suriye’deki gelişmeler ile İran’ın nükleer programının da ele alındığı bildirildi. Cadı Avı ve ‘Delikanlılık’ Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu soykırımı inkârın suç olmasını öngören yasa tasarısı için “Bu tasarının sorumlusu kim” dediğimizde, “Muhatap bulamıyoruz” diyor: “Sarkozy telefonlara çıkmıyor. Biriyle konuşacaksın, herkes kaçıyor. Bu kadar iftihar edilecek bir şeyse arkasında dur, delikanlı gibi savun!” Hedefi on ikiden vuran bir tespit! İtalya’da ünlü tarihçi Sergio Romano geçen günlerde söz konusu tasarının neden bu kadar “köşe bucak kaçılacak” ve hiçbir biçimde “savunulamayacak” bir yasa olduğunu, “Corriere della Sera”da kaleme aldığı çarpıcı bir yazıyla anlattı… Aynı zamanda eski bir büyükelçi ve çok etkili bir “kanaat önderi” olan Romano; “Resmi Tarihe Hayır” başlıklı yazısına, “Devletler ve demokratik parlamentolar; ulusal, uluslararası takvimin talihli/talihsiz tarihleri için yasa yapmaya girişmemeli” diye başlıyor, arkasını şöyle getiriyordu: “Devlet böylesi işlere el attığında dogma üreten ‘ahlakçı’ bir kisve kazanır. Bugün 1915’teki Ermeni katliamı için Papalık fermanı çıkaranlar; yarın bakarsınız sadık tebalarının boyun eğmeleri için başka dogmalar icat eder.Tarihi olaylar üzerindeki yargılar devlet yasası olursa, ‘kuşku’ya yer kalmaz, dogmacıların ekmeklerine yağ sürülür. Böyle bir devlette yaşamak ister miyiz?” TürkiyeFransa arasındaki ikili ilişkiler bir yana, Fransız parlamenterler haliyle bu yasanın Avrupa’da yüzyıllar alan “fikir, düşünce özgürlükleri” mücadelesine taban tabana aykırı düştüğünü biliyor; engizisyondan faşizme uzanan “otoriter, ceberrut devlet” uygulamalarına postmodern bir ön giriş yazıyor olabileceklerini de görüyorlar… Yasanın arkasında “delikanlılar gibi” durup, çatır çatır savunamamaları bundan. Uygarlık tarihini böylece inkâr ediyorlar. Bu vesileyle Romano’nun ilginç yazısı ve yazısının ardından aldığı düşündürücü tepkilerle buradan devam etmek istiyorum... “Yıllar önce Bernard Lewis’in bir Fransız mahkemesi karşısında yaptığı gibi ben de ‘soykırım’ sözcüğünün yanlış olduğunu ve 1915 kurbanlarının tabi tutulduğu muameleyi tanımlamak için kullanılması gereken ifadenin ben ‘katliam’ olduğunu söylemeye devam edebilecek miyim?” diyerek bir tarihçi olarak isyan eden Romano, ardından şu sorularla yazısında isyanını sürdürüyor: “Büyük kentlerdeki Ermenilerin tehcirden etkilenmediğini hatırlatabilecek miyim? Olan biteni, o tarihte cereyan etmekte olan bir savaşa bağlamak hakkına hâlâ sahip olabilecek miyim? Anadolu’daki Ermenilerin, bazı haklı nedenlerden ötürü, Çarlık Rusyası’nın beşinci kolu olarak görüldüğüne istinat edebilecek miyim? Bu yasanın, zor bir seçimde oy avcılığına çıkan bir cumhurbaşkanının beklentilerini karşılayan bir yasa olduğunu gündeme getirebilecek miyim? Bir Ermeniye; böyle bir oylamanın, yerinde olsam beni mutlu etmeyeceğini ifade edebilecek miyim? Liberal düşünce yüzyıllar boyu ‘düşünce suçu’, cadı avları, kâfirler ve kitaplarının ateşte yakılmasına karşı çıktı ve mücadele etti. Şimdi yeni bir ‘kâfir’ fikriyle bizi tanıştıran ve benim kendi adıma düşünmemi, mantık yürütmemi, tartışmamı engelleyen bir yasaya alkış tutmaya mecbur muyum?” (28 Aralık 2011Corriere della Sera) Açıl susam açıl! Romano bunları yazar yazmaz Fransa’dan derhal… Sarkozy’nin has adamı, “rejimin düşünürü”… Bernard Henri Levy; aynı gazetenin “Corriere della Sera” sayfalarında, Romano’ya nispet yapar biçimde “Ne münasebet. Bu resmi tarih yazmak değildir” manasında bir karşıt yazı yazdı… Sarkozy’nin “Libya kampanyası”nın da Avrupa yayın organlarında geçen yıl bol bol goygoyculuğunu yapan, “rejim propagandacısı” Levy’nin bu yazısının (8 Ocak 2012) mürekebbi kurumadan; Romano’ya akabinde Roma’daki Ermeni cemaatinin sözcüsü Robert Attarian atağa geçti. Suriye’yi konuştular (Fotoğraf: REUTERS) SURİYE POLİTİKASI Guardian: Türkiye, Honduras gibi Dış Haberler Servisi Türkiye, eski ABD Başkanı Ronald Reagan döneminde Nikaragua’daki Sandinistler’i devirmek amacıyla ABD’nin silahlandırdığı ‘Kontralar’ın üslendiği Honduras’a benzetildi. İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesinin tanınmış köşe yazarı Jonathan Steele, Suriye’ye soğuk savaş dönemini anımsatan bir yabancı askeri müdahalenin başladığını belirttiği yorumunda “Şimdi Honduras yerine, sözde Suriye Özgür Ordusu’nun organize olduğu güvenli bölge olan Türkiye’yi koyun” diye yazdı. Steele, NATO uçaklarının Suriye sınırına yakın İskenderun’a Libyalı gönüllüleri taşıdığını da öne sürdü. Bu arada, Suriyeli muhalif yapılanmalardan Suriye Genel Devrim Konseyi, ordudan kopan askerlerle gönüllü muhaliflerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu’nun bazı bölgelerde kontrolü ele geçirdiğini, Suriye ordusunun bu bölgelerden çekilmek zorunda kaldığını öne sürdü. BD’de “Wall Street’i İşgal Et” eylemcileri, Kongre ve Beyaz Saray’ın önünde eylem yaparken Beyaz Saray bahçesine sis bombası atıldı. Beyaz Saray önünde önceki gün toplanan yaklaşık bin beş yüz kişi dağıtıldı. Yetkililer, bu sırada atılan sis bombasının etkisiz hale getirildiğini duyurdu. Gösteri sırasında ABD Başkanı Barack Obama ve eşi Michelle’nin, “First Lady’nin doğum günü kutlaması için yakınlardaki bir restoranda” bulunduğu bildirildi. Kongre’nin önünde yine önceki gün yüzlerce gösterici “Kongre’yi İşgal Et” eylemindeydi. Göstericilerin Kongre binasına girmesi polis tarafından engellendi. ‘İşgalciler’ Beyaz Saray önündeydi A İtalyan tarihçinin isyanı ABD’nin SOPA’sı ortalığı karıştırdı Dış Haberler Sitesi ABD Kongresi’nde gündeme gelen ve 24 Ocak’ta onaylanması beklenen korsan yayıncılıkla mücadele yasa tasarıları internet siteleri başta olmak üzere geniş bir kesimin tepkisine yol açtı. Yasa tasarılarıları telif haklarını ihlal eden malzemeleri içeren sitelere girişi engellemeyi hedefliyor. Ünlü bilgi paylaşım sitesi Wikipedia, Stop Online Piracy Act (SOPA) (Çevrimiçi Korsanlığı Durdurun) ve Protect Intellectual Property Act (PIPA) (Fikri Mülkiyeti Koruyun) başlıklı söz konusu yasa tasarılarını protesto amacıyla İngilizce sayfalarını 24 saat boyunca durdurdu. Wikipedia, kurucusu Jimmy Wales, “Yasa tasarısı o kadar kötü hazırlanmış ki korsanlığı durdurmakla ilgisi olmayan şeyleri de etkileyecek” dedi. İçeriği kullanıcıları tarafından oluşturulan haber sitesi Reddit ve Boing Boing isimli bloglar da 24 saatlik protesto eylemine katılacaklarını açıklarken, tanınmış paylaşım sitesi Twitter ise eylemler de yer almayacağını duyurdu. Google, Yahoo, eBay, AOL gibi teknoloji şirketlerinin de karşı çıktığı tasarıya film ve müzik endüstrisi destek veriyor. Büyük tartışmalara yol açan yasa tasarısına ilişkin bir görüş de Beyaz Saray’dan geldi. Beyaz Saray’ın açıklamasında yabancı internet sitelerinde korsanlığın ciddi bir tehdit olduğu belirtilerek bir yasal düzenleme gerekliliğine dikkat çekildi. Açıklamada “İfade özgürlüğüne zarar veren, siber güvenlik risklerini arttıran ya da dinamik, yenilikçi küresel internete darbe vuran bir düzenlemeyi desteklemeyeceğiz” denildi. Perry sözlerinin arkasında Dış Haberler Servisi ABD’de Cumhuriyetçi başkan aday adaylarından Teksas Valisi Rick Perry, büyük tepkilere yol açan “Türkiye liderlerinin İslamcı terörist olduğu” yolundaki sözlerini geri almadı. Perry, Amerikan Fox TV’de düzenlenen bir açık oturumda söylediği sözlerle ilgili olarak CNN televizyonundan gazeteci Wolf Blitzer’ın programına bağlandı. Blitzer’ın “Sözlerinizi gözden geçirmeyi düşünüyor musunuz” sorusu üzerine Perry, “Hayır asla. 2011 yılında 140160 töre cinayetinin olduğu bir ülkeyle Amerika’nın ilişki kurmaması gerekir” dedi. Perry, “Türkiye’nin Mavi Marmara saldırısını savaş eylemi olarak nitelediğini ve Amerika’nın bölgedeki müttefiki İsrail’e karşı giderek daha agresifleştiğini” söyleyerek “Erdoğan rejiminin bir şekilde saygımızı hak ettiği fikri doğru değil” diye konuştu. “Türkiye’nin, Atatürk’ün Batılı duruşundan uzaklaştığını” öne süren Perry, “ABD’nin töre cinayetlerine izin verilen bir ülkeye dış yardım göndermemesi gerektiğini” belirtti. Blitzer’ın, Türkiye’de töre cinayetlerinin yasak olduğu ve Türk hükümetinin de böyle bir şeyi desteklemediği yolundaki sözlerini kabul etmeyen Perry, sinirlenip “Töre cinayetlerini mi savunuyorsun?” dedi. Perry, Blitzer’ın “Türkiye’nin liderlerinin İslamcı terörist olduğu” yolundaki sözlerinin arkasında olup olmadığını sorması üzerine de töre cinayetlerini kastederek, “Kendi vatandaşlarına bu şekilde muamele ediyorlarsa bu terminolojiye yaklaşıyorlar” diye konuştu. Perry, “sözlerinden dolayı pişman olmadığını ve Türkiye’nin ABD’nin sahip olduğu Batılı değerleri yansıtan bir ülke olup olmadığı konusunda karar vermesi gerektiğini” de söyledi. Beyaz Saray veto edebilir Şimdiden ‘inkârcı’ ilan ettiler Ünlü İtalyan tarihçinin “soykırım” yerine “katliam” sözcüğünü kullanmaya devam etmesini şiddetle yeren Attarian, aba altından sopa gösteren biçimde özetle “Fikir özgürlüğü adına biz de sizi ‘inkârcı’ ilan edebilir miyiz” diye soruyordu.. Sarkozy’nin soykırım yasası, Fransa’da senato faslına daha gelmeden komşu İtalya’da bile, böyle inanılmaz süratle bir “serpinti etkisi” yarattı. Ancak söylediği lafların “delikanlı gibi” arkasında olan S. Romano, asla geri adım atmıyor. “Ermeni sorunu üzerinde tarihçilerin çalışmasına izin verin” başlığıyla çıkan tepkilere cevap mahiyetindeki ikinci yazısında da (13 Ocak) tarihçiyazar, “Tarihçilerin üzerinde çalıştıkları soru şudur” diyor: “Katliamları, Osmanlı İmparatorluğu’nu güvensizlik ve saldırganlık karışımı tepkiye sürükleyen savaş mı tetikledi? Yoksa savaş, İttihat Terakkiciler ve Jön Türkler tarafından, Ermeni sorununu kökünden halletmek amacıyla özellikle mi tasarlandı? İlk savı destekleyen tarihçiler ‘katliam’dan bahseder; ikinci tezi benimseyenler de ‘soykırım’dan. Bu tezlerden ilki önden ‘inkârcı’ diye damgalanırsa, ortada tartışılacak ne kalır ki?” Bu pilav daha çok aş kaldırır. Çizmede şimdiden gelişen tartışmanın hızı ve çapına bakılırsa, yasanın Fransa’da pazartesi günü senatodan geçmesi halinde etkileri yağ halkaları gibi büyüyerek tüm kıtaya yayılacak. YASALARA TEPKİ Macaristan’a AB baskısı Dış Haberler servisi Avrupa Parlamentosu , gerçekleştirdiği anayasa değişikliği yüzünden Avrupa Birliği’nin (AB) tepkisini çeken Macaristan’la ilgili olarak bir oturum düzenledi. Avrupa Komisyonu, anayasasındaki üç maddeye ilişkin olarak uyardığı ve söz konusu yasalarda değişiklik yapması için bir aylık bir süre tanıdığı Macaristan’ın bunu yapmaması halinde konuyu Avrupa Mahkemesi’ne taşıyacağını açıklamıştı. Brüksel söz konusu yasalar değişmeden IMF’nin Macaristan’a herhangi bir biçimde kredi vermesine AB’nin kesinlikle karşı çıkacağını da ifade etmişti. Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, “Macaristan’ı uluslararası solun saldırılarına karşı korumak amacıyla” söz konusu oturuma katılacağını açıklarken Avrupa Komisyonu Başkanı Manuel Barroso, AB’nin Macaristan’daki gelişmeleri sadece hukuksal bir sorun olarak değil, Avrupa demokratik gelenekleri açısından bir onur meselesi olarak gördüklerini ve bu nedenle de hassas davrandıklarını vurguladı. ‘Döner cinayetleri en kötü sözcük’ mediğini veya bilinçli olarak bilmezlikten gelindiğini ifade FRANKFURT Federal Alediyor. Prof. Janich, jürinin kararını açıklarken şu gerekçeyi de manya’da geçen yılın en sevimöne çıkardı: “Bu ifadeyle, cisiz ve kötü sözcüğünün, Neonanayetlerin asıl nedeninin haraç zilerce işlenen cinayetleri anlatve uyuşturucu işlerinin dönmak için polis ve medya taradüğü kriminal çevrelerde aranfından kullanılan “DönerMorması yolundaki tahminler desde” (Döner Cinayetleri) olduğu teklenmiş oluyor. ‘Döner Ciaçıklandı. Gelenekselleşen “yınayetleri’ ifadesi, yıllarca birçok lın en kötü ve sevimsiz sözcüinsanın ve toplumsal kurumların algısını korkunç lman hükümeti, aşırı sağa biçimde etkiledi. 2011’de karşı mücadele bilgi merkezinin kurulmasıyla ilgili ifadenin ırkçı içeriği tamamen açıklık kazandı: Sağ teyasa tasarısını kabul etti. Karara göre bu merkezde, rörist bir cinayet serisinin şiddete meyilli ya da şiddet eylemi gerçekleştirmiş aşırı sağcılarla ilgili somut duruma uymayan bilgiler kayıt altına alınacak. İçişleri Bakanı HansPeter Friedrich folklor bağlantılı basmakakararın ardından düzenlediği basın toplantısında 20002006 yılları lıp etiketlemeleriyle, bazı arasında 8 Türk’ü öldüren yasadışı aşırı sağcı “Nasyonal Sosyalist halk grupları dışlanıyor ve Yeraltı” (NSU) adlı terör hücresinin izinin 1990’larda kaybedildiğini kurbanlar, kökenleri nedesöyledi. “İzine daha önce rastlamış olsaydık belki bazı olayları önleyebilirdik” diyen Friedrich, “Bilgi iletişiminin yetersiz olduğunu niyle bir ayaküstü büfe yiyeceğine indirgenerek en tespit ettiğimiz için böyle bir merkez kurma kararı aldık. Bununla üst düzeyde aşağılanmış o zamanlar başarılı olur muyduk, bilemiyorum” ifadesini kullandı. oluyor.” OSMAN ÇUTSAY ğünü” belirleme jürisi, sözcüğün açık bir aşağılama içerdiğine dikkat çekti. Eleştirel Dil Eylemi Yılın Kötü Sözcüğü girişiminin sözcüsü Darmstadt Üniversitesi Dil ve Edebiyat Bilimi Ensititüsü profesörlerinden Nina Janich’e göre, “Döner Cinayetleri”, bu seri cinayetlerin siyasal boyutunun yıllarca görüle K IRKÇILAR İZLENECE A Turist kafilesine saldırı ? Dış Haberler Servisi Etiyopya’nın kuzeyindeki Afar bölgesinde silahlı isyancıların, 5 turisti öldürdüğü bildirildi. Etiyopya devlet televizyonunun haberine göre önceki gün Eritre sınırına yakın bir bölgede 8 kişilik turist grubu saldırıya uğradı. Saldırıda 2 turist ağır yaralanırken ikisi Alman turist, bir Etiyopya polisi ile şoför olmak üzere 4 kişi kaçırıldı. Etiyopya hükümet sözcüsü, yaşamını yitiren beş turistin Alman, Belçikalı, İtalyan, Macar ve Avustralyalı olduğunu söyledi. Etiyopya, saldırganların arkasında Eritre hükümetinin olduğunu savundu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle